ARİFE GÜNÜ
Mayıs 1916 tarihinde Omsk Öğretmen Okulunu bitirdim ve Akmolinsk’e geldim. Burada Akmola ilçesinin Buglinka eyaletinde Nura nehrinin yakasında bulunan köy okuluna öğretmen olarak atandım. Okul sonbaharda açılacaktı. Okula kadar daha üç ay olduğu için, Rusya’da yazın yapılan tarım sayımına katılmaya karar verdim.
Akmola ilçesinin nüfusu şartlı olarak ikiye ayrıldı. Kuzey ve güney! ve bu bölünme ile ilgili iki nüfus sayımı komisyonu düzenlendi. Güney komisyonunun başkanlığına Tomsk Üniversitesi'nin yeni mezunu olan Asılbek Seitov atandı, Kuzey komisyonunun başkanlığına ise ben tayin edildim. Üç yardımcı ile on iki eyalette nüfus sayımını yapmamız gerekirdi.
Yaz yeni başladı. Biz bozkıra çıktık. Akmolinsk’ten yaklaşık otuz beş kilometrede çadırları İşim nehrine kadar yayılmış köye ulaştık. Eyalet başkanını ve aksakalları çağırdık ve ziyaretimizin amacını açıkladık. Köy sakinlerini toplamalarını istedik ve yönetmeliğe göre nüfus, hayvan sayımı, ekilebilir arazilerin, tarım aletlerinin envanterini kaydetmeye başladık. Gerekli bilgi aldıktan sonra İşim nehrinin akışını takip ederek diğer eyalete doğru yürüdük. Köyden köye, eyaletten eyalette geçerek Atbasar ilçesi ile sınırı olan Aksirakkul eyaletine (Aksirak-Kul gölünün adı ile adlandırılmış, Aksirak-Kul Ak baldır demektir) ulaştık. Bütün köyler neredeyse Şubıra batalıklaşmış arazinin yanında mal otlatıyordu. Bu nedenle eyalet başkanı, aksakallar, kâtipler ve postacılarla oraya doğru yürüdük.
ŞUBIRA’DA
Şubıra, gür bitkili batalıklaşmış arazidir. Burada alçak teperin eteğinde yeşil bataklı çayırlar yer almaktadır. Şubıra’da ne orman, ne sıradağ, ne yüksek tepeler görebilirsiniz. Burada küçük bir dere var ve bu derenin yakınında köyler yan yana yer almışlardır. Tepelerin yamaçları, bataklı ingin yerler ve çayırlar farklı otlarla kaplanıp acayip motifli büyük halılarla döşelenmiş gibidir.
Yaz başı, çayırların kokusu ile dolu çiçeklenme zamanıdır. Dereden biraz uzakta, kuru yerde biz için çadır kurdular. Ayrı bir çadırda eyalet başkanı, aksakal ve kâtip yerleşti. Çadırlar gür, kalın çimde kuruldu, ancak bize özel bir saygı göstererek çadırın içinde halıları yere serdiler ve ortasına bir alçak yuvarlak masayı koydular.
Zevkle ve çaba ile süslenmiş çadırda memnuniyetle yerleştik ve kağıtlarımıza bakarak işimize başladık.
Uçtan uca bir bin kilometre uzaklığa on iki eyalet uzanıyordu. Yerel halkın bolluk ve refah içinde yaşadığı farkedilir. Zengin olanların endişeleri yok, onlar aşırı derecede kımız içmeyi ve güzel uymayı seviyorlar. Sabahtan akşama kadar gelişigüzel olarak giyinmiş sarhoş erkekler, köyleri dolaşıp kımız ve kızları takip ediyorlar.
Canı sıkılan aylakların birçoğu çadırımızın yanında dolaşarak nüfus sayımı sürecine bakıyor. Başkalar ise kıza kur yapmaya çalışıyor, tavlı bir tosunlar gibi zıplayıp eğleniyor, eğlenceli oyun oynuyor, birbirlerine lafazanlık ve alay ediyorlar. Onların arasında mükemmel şarkıcılar ve dombıra çalanlar vardır. Avazı çıktığı kadar bağırıyorlar hem de boşuna, kısacası zamanı öldürebildiği kadar öldürüyorlar.
Eyalet başkanları, muhtarlar, hakemlerin hepsi kaygısız, şehvetli baylardır. Bir araya gelen onları gözlersen bu semirtilmiş boğalar aşırı refah dolu bir hayattan neredeyse kapris yaparlar gibi görünür.
Kavurucu güneşten abanoz gibi olan hizmetliler ve çobanlar ise terleyerek durup dinlenmeden yıpratıcı işini yapıyorlar. Isı, güneş ve susuzluktan biterek bayların malını otlatıyorlar. At sineklerinden kaçmaya boşuna çalışarak azgın ve yarı vahşi kısrakları sağmak zorunda kalıyorlar. Yel yanığı yüz ve çatlak dudakları olan zavallı rençperler, ateş yakmak ve patrona yemek pişirmek için gün boyu tezek topluyorlar. Haklarından yoksun insanlar… kendi emeklerinin ürünlerini devşiremez.
Şunu söylemek gerekir ki, nüfus sayımı pürüzsüz değildi. Çünkü genelde Kazaklar hayvan sayısını sakıyor ve gerçek bilgi verenlerin sayısı azdır.
Çok geçmeden Şubıra’da nüfus sayımını bitirdik. Diğer noktaya geçmemiz lazımdı. Ancak yol uzak olacaktı ve biz konuksever Şubıra’dan ayrılmak istemiyorduk. Bu arada eyalet başkanı, kâtip ve muhtar bizi Şubıra’da daha iki-üç gün kalmaya kandırmaya başladılar. Biz memnuniyetle kala kaldık. Siyah tulumdaki kımızın buruk kokusu, kuzunun lezzetli eti, yeşil çayırların temiz havası ve yerli halkın konukseverliği bizi kendine çekiyordu.
Akşam oluyordu. Sıcaklık hafifledi, hafif rüzgar ipek gibi yüzü okşadı. Yer ve gök kaynaşmış, her şey yeşillikler içine gömülmüş gibi oldu. Akşam sessizliği bastı. Çok sesli köy donakalmış gibi yatıştı.
Ben en yakın tepeye çıktım ve etrafa baktım. Huzur dolu manzarayi gördüm. Köylerin hayvan sürüleri ve adete göre yarım daire olarak kurulmuş çadırları göründü.
AUPİLDEK
Akşama doğru üçümüz atlara binip gündüz işlerden biraz dinlenmek ve dağılmak için köyden çıktık. Atlar çevik oldu ve moralimiz iyiydi. Yeşil bataklı yerleri dolanıp, tepelere çıktık. Atları güneş battığı tarafa doğru doludizgin sürerek Akmola ve Atbasar ilçelerinin sınırına ulaştık ve tepelerin birine çıktık. Atlar gemi azıya alır, toynak vurur ve ileri can atarlar. Burada da göz alabildiği kadar ovalar ve tepelerin yamaçları yoğun bitki örtüsü ile kaplanmıştır. Sanki toprak değil, yeliş denizdir. Altın külçesi gibi olan güneş batıyor. Hayali uzaklık dalgalanıyor, çeşit çeşit rengiyle yalap yalap yanıyor. Akşam rüzgarı çayır çimeni hafifçe kımıldatıyor. Ufuk, gökyüzü ile kucaklaşmış gibi kaynaştı. Uzakta Atbasar bulunduğu tarafta iki bitişik göl belli belirsiz gözüküyor. Göllerin kıyılarında akşam sisinde kara kara kamış görünüyor.
- Bu göllerin adı ne? Yerel doğumlu yol arkadaşıma sordum.
- Bu Aupildek ve Alakol, - cevap verdi.
- ‘Aupildek’ adlı ünlü şarkı söylediği göl bu mu acaba?
- Tam budur. Zavallı kız hakkında şarkı, gölün diğer kıyısında bulunan köyde yazılmıştır. Bu köy buradan görünmez.
- Ben Aupildek gölü ve Sızdık diye birinin genç kızkardeşi hakkında şarkıyı defalarca duydum. Kızın öldüğü söylenmektedir.
- Evet, zavallı kız dayanamamış ve acıdan ölmüştür.
Uzak göllere göz kesilerek bakıyorduk.
‘Sevgilisi ile ayrılmış, sevmediği birisine başlık için satılmış…’ – diye hüzünle düşündüm.
Onun yaşlarla dolu gözlerini karşımda görüyorum. Mal için satılmış, nefret ettiği köyden kaçtığını görür gibi oluyorum. Onun Aupildek gölünün yanında karanlıkta parlak gölge olarak dolaştığını görüyorum…
Yıldızlı gök sessizdir. Yerde kuşkulu sessizlik farkedilir. Kimse yok. Sadece gümüşü göl biraz dalgalanıyor. Gölün kıyısında yalnız bir kız ağlıyor. Ne yer, ne gök, ne de otlar onun talihsiz göz yaşlarını duyuyor. Sadece kamış, onu teselli eder, hüzüntünü paylaşır gibi sessizce hışırdıyor. Ve göl kuşları üzgün bir sesle onu tekrarlıyor. Kuşlar ağlıyor. Kız ağlıyor…
Kamışların senin, Aupildek,
Rüzgarla sağa sola eğilir
Ben hüzünlü oturup
Sade bir adamım ve
Gönlüm dağlarda benim.
Kanatlarım olsa..
Bulutlara uçarım,
Sana çekinerek dokunurum.
Kaderimin elleri ağır.
Bak! Ben sana uçarak geldim!
Her yerde kar.
Aupildeğin kamışları susar.
Okulu bitirdim mi çoktan?
Sen kibirli gönlümün sesine cevap ver
Ve beni esaretten kurtar.
Yaşım on altı…
Aupildek gölü kar astında hareketsiz dona kaldı.
Seni, canım, kader bana verdi.
Sensiz yaşamaya artık gücüm yetmedi…
Aupildek su altında boğuk ve acı şarkı söylüyor,
Nedense o da hüzünlüyor.
Kuğunun derdine herkes gibi acıyor
Ve derinlik içinde çok gündür bağırıyor.
Kayalara vurarak
Kuşun hüzünlü çığlığı duyuluyor.
Sanki göl olmasın diye
Çığlıkla suları yükseltmek mümkün oluyor.
Ancak acımasız Aupildek,
Mutsuzlara yardımcı olmuyor.
Gözümün karşısında onun başka köyde mutsuz yaşaması göründü. Bir kaç dakika göle sessizce baktık ve sonra geri döndük…
Biz yokken komşu köyün yiğitleri eğlenti yapmaya sözleşmişler. Muhtar kendisi, eyalet yönetimi kâtibi Bayseit[1] ve diğer bazı genç çevik erkekler parti düzenlemişler.
Dördümüzü partiye çağırdılar. İki Tatar, bir Rus ve ben vardım. Galimcan, Akmolinsk’teki Tatar okulunun genç öğretmenidir. Nurgain de öğretmendir. O akşam Nurgain’in dişleri ağrıyordu ve o yaşlı Rus Mihail gibi partiye gitmek istemedi. Bu nedenle partiye sadece Galimcan ile ikimiz gittik.
Uzaktan bembeyaz çadır göründü. Çadırın içi halılarla döşemeli idi ve güzelce süslendi. Çadırda çok genç vardı. Bayseit, Galimcan ve bizi refakat eden diğer beş insanı çadıra girer girmez töre oturttular. Oturanlar yarım daire olarak oturuyordu. Karşımızda muhtar (o da ozan idi) ve parti düzenleyen bazı yiğitler oturdu. Biraz sonra çadıra beş-altı aksakalla eyalet başkanı geldi. Onları teklifli davranarak oturttular. Onlar başkalardan ayrı oturduysa, gençler istediği yerde oturdular. Erkekler kızların yanına oturmaya çalıştılar. Galimcan ve Bayseit, Bayseit ve benim aramda adete göre kızlar oturdu. Kımız verdiler. Bazılar kımız içerken diğerler gürültülü bir oyun başladılar. Kızlar ve genç kadınlar zarif, bazıları lüks giyinmiş. Saç orgülerindeki halkalar her hareketle çırgındanıyor, bileklerinde gümüş bilezikler görünüyor. İpek elbiseler kamışın hışırtı duyuluyor gibi yumuşak hışırdıyor. Kızlar yiğitin şakasına duyarlı, ancak kendilerini onurla tutuyorlar. Çadırın iki-üç yerinde mumlar yanıyor. Birkaç kopiller çadıra gizlice girip büyükler ile eğlenmeye başladılar, ancak onları hemen savdılar. Bazılar kımızdan sarhoş oldu. Ozan dombırayı aldı ve telleri çekerek ritmli melodiyi çalmaya başladı. Böyle bir anda susuzluğu şifalı, lezzetli ve sarımsı kımız ile gidermek ne güzeldir.
Yaz başı, ılık, yumuşak akşam, süslenmiş, halılar ve keçelerle döşeli, hafif perdeler asılı olan çadırı düşünün. Karşınızda yiğitlerin ilgisinden heyecanlanmış Sarı-Arka’nın genç kızları oturuyorlar. Nasıl sarhoş olmayım, böyle bir büyüleyici görünümün karşısında yüreğim nasıl erimesin! Bir oyun yerine başka daha ilginç oyun gelir ve zorunlu koşul ile tamamlanır: şarkı söylemektir. Dombıra elden ele geçer.
Yiğitler diğerinden iyi şarkı söylüyorlar, kızlar da şarkı söylüyorlar. Melodilerde kışkırtıcı imalar, şarkının sözlerinde heyecan verici gizli anlam duyulur.
Ben ve Bayseit aramızda düşünceli oturan kızın sırası geldi. O on altı yaşlarında, çok genç, siyah gözlü ve siyah saçlı bir kızdı. Onun sırası gelince herkesin sesi kestiğini farkettim. Parti düzenleyicilerinden biri ısrarla söyledi:
- Habiba dombıra eşliğinde şarkı söylesin.
- Başka kızlar dombıra eşliğinde şarkı söylemiyordu, - dedim.
- Habiba her zaman dombıra eşliğinde şarkı söyler.
İşte dombıra kızın elinde. Ona engel olmamak için biraz geri çekildim.
- Çekinmeyin lütfen, - gülümseyerek dedi Habiba.
- Başla, Habiba! –duyuldu her yandan. – Konuklar bekliyor.
Habiba dombırayı kendine göre akord etti ve onun kamış gibi ince, esnek parmakları perdelerde hızlı hızlı gidip gelmeye, sağ elin parmakları ise telleri çekmeye başladı sanki altın bezelye gümüş tabağa döküldü.
Habiba şarki söylemeye başladı. Oturanların hayranlık dolu gözleri onun her bir hareketine çevrilmişti.
- Ah canım! – eyalet başkanının yanında oturan aksakalların heyecanlı haykırışları duyuldu.
Kız gönül okşayan melodide görünmez kanatlarını sallarak göküyüzün derinliğine uçan toygara benziyordu. Bir ana kalakaldı ve aniden yıldırım hızıyla aşağı uçarak kasırgada gibi dönüyor ve çınlama ile yere kadar düşüyor. Burada sıkılmış gibi, enginliğe ulaşmamış gibi olup yine gökyüzüne, yüksek ve yüksek uçuyor ve yalnız değil diğer kuşlarla çağrışarak şarkı söylüyor, acıklı, sevinçli, uzun uzun, büyüleyici şarkı söylüyor.
Melodi arkasından diğer melodi duyuluyor, geniş, sonsuza kadar bir melodi parlak ipeğe düşen inci gibi oluyor… Bin toygar şarkı söylüyor. Onu dinlerken şarkı sadece sana değil, tüm dünyaya zevk veriyor, yeryüzü ve gökyüzündeki bütün canlıları ninniliyor diye düşünüyürsun…
Habiba’nın sesi toygar gibi aşağı uçtu ve kesiliverdi. Dinleciler ona dikkatli bakyordu ve bir süre içinde susuyordu. Yavaş bir hareketle kız, domburayı karşısında oturan yiğite uzattı. Ancak herkes ‘Bir daha şarkı söyle, Habiba, rica ediyoruz!’ diye gürültü çıkarmaya başladı. Kız karşı durmadı ve birkaç şarkı daha söyledi.
Habiba’nın şarkı söyelemesinden sonra başkaları dinlemek istemiyorduk. Yine oyunlar başladı. Meğer ki, Tatar Galimcan böyle eğlenceli Kazak oyunları görmemiş ve şarkılarımızı duymamıştı. Burada ‘Oramal tastamak’, ‘Bugibay’, ‘Mırşim’[2] oyunlarını oynuyorlardı.
Sabaha karşı herkes yatıştı ve çadırlarına dağıdı. Gitmeden önce Habiba’dan ‘Aupildek’ şarkısını söylemeye bir daha rica ettim ve o ricamı yerine getirdi.
Çadırımıza yürüyerek gittik. Yolda Galimcan hayran hayran konuştu:
- Ya Saken, gerçek Kazakları sadece bugün gördüm! Şarkılarınızın büyüleyici gücünü ilk gördüm! Vallahi Kazak olarak doğmadığıma, ya da hiç olmazsa aranızda büyümediğime pişman olmaya başladım. Evli olmasaydım, emin ediyorum ki şehirden herhangi bir Kazak köyüne kaçardım!..
Galimcan uyana kadar hayranlık içindeydi. Ben de Habiba’nın şarkı söylemesinin etkisi atlındaydım. Onun büyüleyici sesi beni teshir etti diyebilirim. Gözümün önüne kıyı kamışlarının hışırtısını, masal gölünün gümüşü aynasını ve kamışların arasında kuğu yuvasını getirdim. Kamış fısıldıyor, kuğunun kavala benzeyen hüzünlü şarkısı duyuluyor. Ara sıra ayna gibi suyun yüzünde belirsiz biri tarafından serpelmiş beyaz küçücük boncuk gibi ufak kırışıklıklar yürüyör. Kazlar ve ördekler vakvak ediyor ve kuşların uğultusundan başka suyun boğuk, garip, kesikli ve cefa dolu bir nefesi işitiliyor. Bu gölün kara derinliğinde aupildek kuşu inliyor. Kuş suyla boğuluyor gibi ve suyun soğuk ağırlığından boğuk inliyor: ‘Aul! A-u-u-p-p! A-a-u-u-u!..’
Ağırlık ile sıkıştırılan kuş umutsuzcasına kalkmaya, silkinmeye çalışıyor. Onun sesi boğuk ve korkulu olup, gönlüme iz bırakıyor, hüzün ve kasvet veriyor. Bunu dinlerken herkes tarafından bırakılmış yalnız kadının göz yaşlarını tutarak inlediğini görür gibi oluyorsun. Onun acı nefesi kuğunun şarkısı ile kaynaşıyor, görünmez kuş ile çağrışıyor.
Kara göl, sırını bize aç.
Kimseye acımıyorsun.
Senin üstünde kamışlar,
Hüzünlü olarak uğulduyor.
Güzel bir kuğu,
Yuvasında ağlıyor.
Acı şarkının görünümü gözümün önüne çıktı, melodisi yüreğimde ötüyordu, kafama diğer sözler girdi ve onları herkesle paylaşmak istedim:
Kuğu insan gibi ağlar mı?
Güzel kuşa kim acı çektiriyor?
Belki yavrularına yemek getirirken ağlar,
(Dargınlık çığlığını sadece insan anlar),
Ya da dişiyi çağırır, ama o gelmiyor,
Ve belki de yanında olamaz.
KORKULUK
Şubıra’dan ayrıldık. Yolculuk uzundu. Ara sıra yedek atlara biniyor, bazen tırıs, bazen ise dörtnala gidiyorduk. Sabahtan akşama kadar yürüdük ve sadece ertesi günü belirlediğimiz yere ulaştık.
Şimdi üç eyalette nüfus sayımı yapmamız lazımdı: Monşaktı, Karabulak ve Kızıltopırak’ta.
Kibirli, mağrur olduğu için halk tarafından Pan diye lakap takılan Nırmagamet Sagnayev’in köyüne geldik.
Yolda Pan’ın çardan ne için ödül aldığını sordum. Cevap şu oldu. Bir günü çarın varisi seyahat ederek Omsk’a geldi. Bu vesileyle büyük bir şölen verildi. Bu şölene bütün mahallelerden soylular, yani ünlü baylar, yüksek dereceli beyler, eyalet başkanları katıldı. Bunun yanı sıra çarın varisini görmek için Omsk’a Akmola, Atbasar, Kokçetav, Petropavlovsk, Karkaralinsk, Pavlodar, Bayan-Aul ve diğer yerlerden de soylular geldi. Her biri kendini göstermek için yanına süslenmiş çadırı alıp, kendi zenginliği ile başkaları gölgede bırakmak istedi. Ancak Pan Nurmagamet herkesten aştı. O rakiplerin güzel çadırlarının arasında altın desen ile bezelmiş çadırıyla varisin dikkatini çekti. Varis, söz konusu çadırın sahibini ziyaret etti ve burada kıymetli taşlarla bezelmiş gümüş karıştırıcı ile kımızı karıştırarak içti. Üstelik Nurmagamet şölene farklı donlu genç kısrakların üç sürüsünü getirdi. Varis atlara meraklı oldu ve yılışık Nurmagamet varise atların üç süresini ve çadırı hediye olarak verdi. Denildiği gibi borç ödeme ile iyi sayılır. Varis Pan’a gümüş madalya verdi.
Nurmagambet’in köyüne gelirken güneş ortalığı yakıyordu. İlk olarak susuzluğu gidermek istedik, daha sonra Pan’la görüşecektik.
At çobanlarının çadırları Nurmagamet’in çadırından önemlice bir mesafede idi. Tepenin ötesinde, yeşil çimenlikte ikişer kurulmuş bembeyaz çadırları gördük. Onlar en az yüz adımlık aralıkta yer aldı, ve arasındaki ot ezilmemiş olduğundan insanlar birbirlerini tanımıyormuş gibi görünüyordu.
At arabamızı en yakın çadırın yanında durdurunca karşımıza kapitone yarı kaftan giyimli bir kıvrak esmer yiğit çıktı. O selamlaştı ve bizim kim ve nereden geldiğimizi sordu. Sonra yiğit çadıra girdi ve yine çıktığında ‘Hoş geldiniz’ diyerek içeri buyur etti.
Çadırın ön tarafında halılar ve desenli keçeler döşeli idi. Yiğit bir hareketle bizi daha içeri buyur etti. İkinci çadıra girice onun görkemli olduğunu gördük. Burada alacalı ipek halı kaplamadığı küçücük yer bile yoktu. Duvarlarda kadife halılar vardı, atlas parlıyordu, gümüş aydınlanıyordu. Duvarın yanında yüksekliği bir arşin olan peyke gibi bir şey duruyordu. Üstünde zülfe ile kaplanmış pahalı halılar vardı.
Uıklar ve şanırağın[3] rengi açık mavi idi ve püskül şeritle sarıldı. Halıların üstünde ipek yorganlar yer aldı. Misafir isterse bu yorganlara yatabilir ya da peykeye oturabilir. Törün sağ tarafında mavi ipekli tepeliğin altında metalik renkle parlayan yatağı ve oturan Nurmagamet’i gördük. Ondan başka çadırda kimse yoktu. Pan put gibi kımıldamadan ve sessiz oturuyordu. Başında kastor kalpak, burnunda altın çerçeveli gözlük vardı. O, koyu kızıl sarı kadifesi var gri çuhadan dikilen gömlek, gömleğin altında aynı pahalı gri çuhadan dikilen yarı kaftan giyimli idi. Ayaklarında parlak çizme ve galoş (lastik ayakkabı), ellerinde bembeyaz eldiven vardı. Pan elde küçük bir gümüş baston tutuyordu. Onun sakalı ve bıyığı siyah idi. Elli yaşından büyük göründü. Lüks ziyanete bakarak girdik ve selamlaştık. Nurmagamet yavaş yavaş kalktı ve kendini yüksek sesle konuşmaya zahmet etmek istemediği gibi anlaşılmaz bir cevap verdi. Halılara oturduk. Pan sustu, biz de duvarlara merakla bakarak bir tek kelime söylemedik.
O, bana darkafalı, uyuşuk, ancak sert bir kişi izlenimi bıraktı. İlk bakıştan güzel giyinip kuşanmış korkuluk gibi göründü. Nurmagamet girişinde çömelerek oturan yiğite başını sallayarak belli belirsiz bir işaret verdi. Bir köpek gibi patronunun her bir hareketini takip eden yiğit ayağa fırladı ve dışarı çıktı. Bir dakika sonra yiğit diğer hizmetçi ile kımızla dolu gümüşle kaplanan bir ahşap kap getirdi. Kımızı boynuz kepçe ile karıştırıp porselen kaselere dökmeye başladı. Soğuk, kokulu, başına vuran içecekle susuzluğumuzu zevkle gideriyorduk. Hizmetçiler galibarda kaseleri doldurmaya zar zor yetişiyordu. Nurmagamet de çok içti. Çadırda sessizlik oldu.
Nurmagamet’in çadırından çıkınca diğer bembeyaz çadırlarda kim oturuyor diye sorduk. Meğer ki, diğer çadırda Pan’ın karısı oturuyormuş. Yiğitin daveti aynı idi: o içine girdi ve biraz sonra çıkıp:
- Onun çadırına buyurun, - dedi.
Girdiğimizde alacalı kızıl ziyanet, desenli keçeler ve halılar, zülfe, mavi renkli ve püskül şerit ile süslenen uıklar ve şanırak gördük. Pan’ın karısı dörde katlanmış açık kızıl ipek battaniyede yatıyordu. Yanında altı kuştüyü yastık vardı, yukarıdan ise kızıl ipek tepelik sarkıyordu. O beyaz ipek bir elbise giymişti. Başında yere kadar dökülen beyaz ipek kimeşek (evli kadının başlığı) vardı. Kimeşek kadının yüzüne yapıştı ve inci ile süslenmiş oldu. Zayif, sarı yüzlü kadın inleyerek gibi bizimle selamladı ve belirsiz bir hareketle kımız getirmeye emretti. Bu defa Nurmagamet’in kazanına göre gümüşle kaplanan daha özgün bir kazan görgük. Kepçenin gümüş halkaları melodik olarak çıngırdıyordu. Soğuk, kokulu ve sarımsı kımız açık mavi renkli porselen kaselerle veriliyordu. Biz kımız içiyorduk, kadın ise kimseye aldırmadan mumya gibi oturuyordu.
Yeşil çayırda yer alan çifte çadırlar geride kaldı. Onların birinde put gibi yalnız Nurmagamet oturuyor, diğerinde ise, yüz adımlık aralıkta, Pan’ın ölmekte olan kuğuya benzer zayif, nazlı karısı işsizlikten çile çekiyor…
‘Aristıkratlar, bürokratlar, baylar – hepsi atlakçı ve asalaklardır! Onlar porsuklar gibi halkın kanını içiyorlar!’ – diye kışın Omsk’ta bana yoldaş Sorokin defalarca söylüyordu. Şimdi bu sözleri hatırladım ve yüksek sesle tekrarladım.
- Bak, isabetle dedin! – şaşırdı yol arkadaşım Tatar.
- Bu köpeklerin böyle yaşamaktan canı sıkılmaz mı acaba!? – dedi onun arkadaşı.
FIRTINANIN ÖNCESİNDE
Haziran ayının sonunda Semipalatinsk vilayetinin Pavlodar ilçesi ile sınırı olan Korcunkul eyaletine ulaştık. Burada Kancıgalı soyunda eyalet başkanı görevi için iki parti arasında anlaşmazlık çıktı. Birinci partiye eyalet başkanı başkanlık ediyordu. Diğer partinin başkanı şişman bir bay ise ona karşı partisini kışkırtıyordu. Eyalet başkanı halka acımasızca baskı yapıyordu ve bu nedenle sakinlerin birçoğu onun başkanlığına memnun değildi. Bin beş yüz çiftliğin yüzü eyalet başkanından yanaydı. Ancak iktidara sahip olan eyalet başkanı boyun eğmedi ve azgın kurt avına saldırdığı gibi korkmuş halka kendi kaprislerini yerine getirmesini talep ederek saldırıyordu.
İki güzel manzaralı Aşıkol (Tuzlu göl) ve Kaskaat (Kel at) göllerinin kıyısında bulunan köylerin sakinleri gelmemiz hakkında bildirmek amacıyla ulak çıkardık. Aşıkol gölünün batı kıyısına vardığımızda güneş batıyordu.
Yakın bir yerde bir kaç beyaz çatır göründü. Gölün öte kıyısında sayısı az olan iki-üç köy yer aldı. Atlı çobanlar at sürüsünü suvarmak için göle getirdi. Atlılardan biri, bizi farkedince karşımıza dolu dizgin koştu. Kara çevik at halkadan geçer gibi göründü. Gümüş kaplanan eyer parlıyordu. At bir yerde durmadı, sanki sahibinin gümüş eyerini gösteriyor gibi dönüyordu. Atlı uzun boylu, şehirli biri gibi potin, şapka giymişti, ama üstünde Kazak elbisesi vardı. Akmolinsk şehrinde birlikte okuduğum Tolebay’ı tanıdım. O, Korcunkul eyalet yönetiminde kâtip olarak çalışıyormuş. Onun dayısı Olcobay ise eyalet başkanıymış.
- Selâmün aleyküm!
- Aleyküm selâm!
- Amma nasıl bir rastlaşma!
- Görüştüğümüz gün geldi işte!
Okul arkadaşıma heyecanla ve sevinçle kavuştum. Tolebay bizi eyalet başkanının amcazadesinin çadırına davet etti ve şundan bundan konuştuktan sonra birden bana sordu:
- Kazakları geri hizmetlere alacağını duydun mu? Şehirden on dokuzdan otuz bir yaşına kadar yiğitlerin listesini tutma emri geldi.
- Hayır, duymadım, - cevap verdim ve arkadaşıma sual yağdırdım: - Nereye? Kimi? Ne zaman?
- İnsanlar bu söylentilere inanmak gerekir mi, gerekmez mi bilmiyor, - devam etti Tolebay. – herkes endişe ediyor, korkmuş ve kuşkulu. Babam bu söylentilerin gerçek olup olmadığını kontrol etmek için şehire gitti ve dün gelmeliydi, ama hâlâ gelmedi.
Söyleşimiz uzadı. Rahat, temiz altı kanatlı çadırda oturuyorduk. Çadırın fazla lüksü yoktu, ancak duvar parmaklığı ve uıklar güzel boyanmış ve genel olarak ziyaneti kötü değildi. Ev kadını işlerle uğraşıyordu, semaveri yaktı, tatlıları hazırlamaya başladı. Sıcak iniyor, gölden nemli rüzgar hafiften esiyor, kırmızı şafak söküyordu. Yolsuzlukta at arabası ile silkelenerek gitmekten yorgun düştüğümüz için pek taze olmayan yorgan ve beyaz yastıkların üzerine uzandık. Yanımızda eyalet başkanının yardımcısı oturuyor ve tatlılıkla konuşuyordu.
Karşımıza iri parlak çiçek desenli, yeşil, zülfe ile kaplanmış sofra örtüsü ile örtülmüş alçak yuvarlak masa koyuldu. Kızıl porselen sofra eşiyası, kımız ile yoğurulan ve yeni kızarmış pişi, bunun yanı sıra iki tabak yağ sofraya koyuldu. Bundan sonda semaver kaynadı ve bizi sofraya davet ettilier. Masaya oturduk ve çay içmeye başladık. Kâtip ise civar köylerden sakinleri toplamak için ulak çıkardı.
Ertesi gün öğleye doğru şehirden kâtibin babası, eyalet başkanının ağabeyi Barlıbay geldi. Bu zamana doğru civar köylerden çok insan toplandı. Yiğitler Barlıbay’ı karşılamaya çıktılar. Dizgini tutarak ona attan inmeye yardım etti, yaranmaya çalışarak kapı açtı ve kendilerinin ona olan saygısını vurgulamaya çalıştılar. Çadırda olanlar onu görünce ayağa kalktı ve elini sıkmaya başladı. Biz de böyle yaptık. Herkesin sabırsızlıkla haber beklediği farkedilir. Selamlaştıktan sonra sorular verildi:
- Nasıl haberler şehirde?
- Uf, - ses verdi Barlıbay soluyarak – Haberler nasıl olabilir ki?.. Kazakları alıyrolar. İşte kararname, - mırıldadı Barılbay. Sonra oturup cebinden büyük Rus harfleri yazılmış bir sarılmış kağıt çıkardı ve oğluna sundu.
Oğlu okumaya başladı.
İnsanlar şaşkındı, herkes susuyordu ve katibin Rus metni anlayıp, Kazakça anlatacağını bekliyordu. Katip metni okuduktan sonra kağıdı bana verdi.
Bu, Akmola valisinin imparatorun 25 Haziran tarihli on dokuzdan otuz bir yaşına kadar Kazak sakinlerinin geri hizmetlere seferber edilmesi hakkında kararnamesi üzerinde açıklaması idi. Açıklamayı okurken sakinler, belgenin anlamını çabuk anlatmamızı istediler.
- Evet, durum güçtür, - dedim ben. – Hükümet işgücü arıyor, bu nedenle Kazakları da seferber ediyorlar.
Katılanların hiç biri Kazakların sadece geri hizmetlere alınacağına inanmadı.
- Hepsi yalan! Savaşa alacaklar, bizden asker yapacaklar. O Allah, neden başımıza böyle bir bela düştü?.. – diye çığrışmaya başladılar.
Nüfus sayımını acele acele bitirip, akşama doğru köyden çıktık ve üç kilometre aralıkta Kaskaat gölünün kıyısında gecelemeye kaldık. Ertesi gün iki gruba ayrıldık: Galimcan Mihail ile Spassk ve Karaganda’ya, ben Nurgain’la isem Sleti nehri yer aldığı vadiye doğru yön aldık.
Ertesi gün eyalet başkanının köyüne, yani elli kilometrelik mesafeye ulak çıkardık. Bu gün eyalet başkanı gelemedi. Onu beklerken susu hemen olmayan derenin kıyısında küçük bir alacıkta dinleniyorduk. Sakinler, nüfus sayımı hakkında duyunca toplanmaya başladı, ancak eyalet başkanı ve kâtip olmadan işimize başlayamadık.
Şubıra’ya göre yerli insanlar ihtiyaç içinde yaşıyordu. Köy muhtarı yanına bir tulum kımız alıp geldi. İki kuzu kestiler ve yer-ocakta (ocak için uzunca çukur, et pişirme için kazan) pişirmeye başladılar. Ocağın yanında bakır semaver kaynatıldı. Yavaş yavaş meraklı insanlar toplanmaya başladı ve fısır fısır konuşarak gevezellik etmeye başladı.
Hava sıcaktı, ama sarhoş edici kımız daha da ısıtıyordu. Biz güreşmiş gibi terledik ve biraz serinlenmek için gömlek çözdük.
Akşama doğru eyalet başkanı ve kâtip geldi. İkisi güneş ve uzun yolculuktan yorgun düştü. Gecenin geç saatlerine kadar eyalet başkanı ve kâtip ile birlikte önümüzdeki nüfus sayımına hazırlanıyorduk. Geç yattık. Yaz geceleri kısadır. Sabah erken kadınların acılı ağlamasından uyandık. Zorla uyandım ve önce bu sesin uykuda duyduğumu zanettim. Ama şimdi kadınların ağlayıp sızlamasını ve erkeklerin sakinleştirici sesini net duydum. Onlardan biri alacığımıza girdi, bizi refakar eden yiğidi uyandırdı ve gülüşle şunu söyledi:
- Deli kadınlar, inek gibi böğürüp ağlıyorlar. Sabah sabah toplanıp, gürültü ediyor, çığrışıyor ve ağlıyorlar. Ama ne istiyorlar anlayamazsın.
Yiğit uykulu uykulu dudaklarını şapırdatarak şunu dedi:
- Of, karı kısmı! Zil duydu mu, ama nerede olduğunu bilmiyor. Her zaman kendilerinin aptal olduğunu gösterirler.
Nihai olarak uyanıp kendime geldim. Alacık ortamı doğan güneşten ısınıyordu. Girenin göğüsünde tayın toynağı büyüklüğünde ham kösele kayışlı bakır madalya gibi bir şeyin parladığını gördüm. Erkek kızıl hasır omuzluğu var siyah yarı kaftan giymişti. Yanında bakır halkaları var siyah kının içinde kılıç vardı. Giyimine göre bu, şehirden acele bildiri ile gelen postacı idi. Kadınlar ağlamaya devam ediyordu. Postacıya gelme amacı hakkında sordum.
- Bugün sabah buraya Omsk’tan biri geldi ve genç erkeklerin askere alınacağı hakkında şayia çıkardı. Üstelik ben geldim. İşte deli kadınlar telaşa düştü, - dedi postacı.
Çabucak giyindim. Nurgain de bana bakarak giymeye başladı.
Bir kaç dakika sonra aşağıdaki bilgi aldık. Kaldığımız köyün Omsk ilçesi ile sınırı oldu. Bir kaç yiğit, Kazak gençleri geri hizmetlere alınacak diye kararname hakkında duyunca Kazakların hepsi askere alınacak, Omsk ilçesinde seferberlik başladı ve Kazaklar geri hizmetlere değil, cepheye gidecekler diye şayia çıkararak Omsk ilçesinden kaçmış. Seferber olanlar ölecekmiş…
Abartmalı ve saçma şayia köylere yayıldı. Üstelik postacı geldi. Sakinler sakinleşmek için soru sormaya başladılar, ama postacı kendi düşüncelerini ifade ederek onları daha da telaşa düşürdü:
- Sizi askere alırlarsa, ne olur ki? Kabul etmez misiniz? Bu çarın kararnamesidir, onu hele yerine getirmeyin! Hazırlamaya başlarsanız daha iyi edersiniz.
İşte kadınlar nasıl korkmasın, nasıl telaşa düşmesin ki!
‘O Allah, neden cezalanıyorsun bizi!.. Ne ile Seni kızdırdık!.. Senin onuruna aksarıbası ve bozkaskayı[4] kurban edeceğiz, ama zavallılara yardımcı ol!..’
Kadınlar, oğul ve kardeşlerinden ebediyen ayrılmış gibi onların adlarını çağırarak feryat etmeye başladılar.
Bizi ortaya aldılar ve hiç dinlemeden birbirlerinin lafını keserek bağırmaya başladılar:
- Demek ki nüfus sayımınız yalan! Asker listestesini tutmak için geldiniz!
- Kazak olduğunuza rağmen Rusların casusları oluyor, oğul ve kardeşlerimizi onlara satmak istiyorsunuz!
- Size rüşvet verdiler!.. Muslümanlar değil misiniz?..
- Sayım için hiç bir bilgi vermeyeceğiz!
- Geldiğiniz yolla gidin!
Kadınlar açıklamalarımızı dinlemeden bizi sıkıştırarak kötü şeyler bağırıyordu. Bazıların elinde kamçı, kabza, çapa vardı. Erkekler ise gerçek halini gizleyerek susuyor ve kadınları tutuyormuş gibi yapıyordu. Gerçekte ise onları gizlice kışkırtıyordu.
Eyalet başkanı ve kâtip ile kalabalığı sakinleştirebildik ve sayımın amacını ve seferberliğe ilgili olmadığımızı anlatabildik.
Yavaş yavaş kadınlar sakinleşti ve dağılmaya başladı. Erkekleri zorla toplayıp, işe başladık. İşte şimdi insanların bize inanmadığını ve bizim hakkında gerçek amacını gizleyerek askere gidecek erkeklerin listesini tutuyor diye düşündüğünü gördük.
Yolculuğa çıkmaya hazırlanırken köylüler bizden at arabalarını gizlemişler. Muhtar bin bir zahmetle arabayı bulabildi. Eyalet başkanı ve kâtip bizimle gitmek istedi. Onlar, eyalet başkanlarına gerçekten kısa bir süre içinde on dokuzdan otuz bir yaşına kadar erkeklerin listesini tutma talimatını getiren postacıdan ayrılmak istemişler.
Veteriner yaşadığı köye çabuk varmaya karar verdik. Olenti nehri yer aldığı vadide bulunan bu köye kadar yaklaşık iki yüz kilometrelik mesafe vardı. İnsanlar bize atları vermiyordu, bu nedenle bizi refakat eden yiğit rastgele bir at arabasını aramaya gitti. Bu arada yerli bayın çadırında oturuyorduk. Yiğitimiz koşarak içeri girdi ve soluk soluğa kalarak şunu söyledi:
- Kimse atları vermiyor! Bir alçak beni kovdu, üstelik kamçıyla vurdu. Atları vermezler, yürüyerek gitsen de!
Kızdım ve iktidarımı kullanmaya karar verdim. Bayı kotkutmak için cebimden kurşunkalem aldım ve baydan kendisinin ve kemendin yanında kavga eden insanın soyadını söylemeye talep ettim. Öfkeli görünüşüm etkisini gösterdi – bayın emriyle bir kaç dakika sonra bize at arabası verildi.
Yürümeye devam ettik. Kemendin yanında bayın sürüsünden yelesi gür olan boz aygıra gem taktık ve bizi refakat eden yiğiti bindirdik. İşte köylerdeki durumu anlaınca işimizi durdurmaya, veterinere varıp, malın sayısı hakkında bilgi almaya ve şehire dönmeye karar verdik.
Yolda sakinlerin bizi kuşku dolu bakışlarla karşıladığını farkettik. Güneş batarken bir yoksul köye ulaştık. Sakinler, kötü niyetimizi düşünüp, atlarını gizlediler. Bay verdiği atrarı ise geri vermemiz lazımdı. Atları geri verdik, ama boz aygırı kendimize bıraktık. Burada atları alamayacağımıza ikna olduktan sonra atı arabaya koştuk. At hergele, azgın idi ve bizi hızla götürdü. Araba yere ancak sürünerek gıcırdıyordu, tekerlekler pat pat ediyordu. Yiğit dizginleri germeye çalıştı, ben ona yardım etmeye kalktım, ama hepsi boşuna. Bir tümsekten aştıkça ilmik koptu. Araba devrildi ve biz yere düştük. İyi ki kimse çarpmadı. Hemen ayağa fırladık. At iki ön tekerleği bir okla sürükleyerek çifte atıyordu ve etrafımızda dolanıyordu. Onu yakalabildik, kırılmış arabayı güç bela onardık, kamçıyla atın ağzını, başörtü ile ise gözlerini bağladık, arabaya koştuk ve yavaş ileri yürüdük.
Akşam oluyordu. Alaca karanlık düştü. Etrafında kimse yoktu, sessizdi, bozkırdaki canlılar ölmüş gibi oluyordu. Dar yol çığıra döndü. At kuvveten kesildi ve biz yaya yürüyerek gitmek zorunda kaldık. Zavallı at bozuk arabayı zor sürüklüyordu. İnsan çadırının belirtisini sezmek ümidiyle bazen durup kulak kabartıyorduk. Sonuçta çığır bitti ve biz kamışlıklarla, sazla ve solonçak otla kaplı ve kurumuş göle rastladık. Tökezleyerek ve bataklı çukurlara batarak uzun uzun yürüdük. Buraya insan ayağı basmamış gibi geliyordu. Kurumuş gölün çürüyen otunun kokusu burnuna vuruyordu. Bataklıktan zorla çıkıp, güneye yürümeye devam ettik. Kalın bulutlar seyrekleşmeye başladı, hava açtı ve biz çığırı bulabildik. Rehberimiz ata bindi, biz ise arabanın arkasından yürüdük.
Yorgunluktan yürüyemiyorduk. Gün ağarmasından önce mola verdik, atın koşumunu çözdük, kayışla arabaya bağladık ve yanına yattık.
Gün ışırken etrafına bakıp nerede olduğumuzu anlamak için yakın bir tepeye çıktık. Gece bulunduğumuz çığır batıya doğru gidiyordu. Uzakta at sürüleri görünüyordu. Dinlenmiş olan atın gözlerini yine bağladık. Yiğit ata, ben ve Nurgain ise arabaya bindik. At sürüsüne yakın bir yerde tepeye çıktık, ileride bir kaç köy gördük ve onlara doğru yön aldık. Karşımıza iki at çobanı koştu. Çok acılar çekmiş atımızı o tarafa çevirdik. At çobanlarından biri arabamıza kendi atını koştu ve yakın köye kadar götürdü.
Gece içinde Pavlodar ilçesinin topraklarına kadar varmışız. Köy yeni uyanmaya başladı. Yakında kadınlar ve çocuklar bizi ortaya alıp, kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi sorarak merakla dikkatle gözden geçiriyordu. Son görüşmenin zor geçtiğini göz önüne alarak işimizi açıklamadan kendimizi Akmola, Omsk ve Pavlodar ilçelerinin sınır arazileri ölçmek için gönderilen messah diye tanıttık. Sarı düğmeleri var okul kiyafetini giymiştim, bu nedenle tarım memuruna benziyordum. Üstelik sakinleri inandırmak için Kazakça bilmiyormuşum gibi Rusça konuşmaya başladım. Nurgain niyetimi anlayıp, sözümü çevirmeye başladı.
- Vay canına! – şaşırıyordu kadınlar. – Aman Tanrım, ne kadar Kazağa benziyor!
- Bu memur bir Kazağın burnundan düşmüş! Ne yazık ki Kazakça konuşmuyor.
- Onun babası Kazak idi, - emin bir tavırla söyledi Nurgain. – Bu adam Kazakça bilmiyor. İşte şimdi halkın hayatı hakkında bilgi edinmek için köyleri dolaşıp geziyor. O her şeye ilgileniyor, sanki onu buraya görünmez bir güç çekiyor.
- Vah zavallı! – içler çekti kadınlardan biri. – Tevekkeli değil Kazağa benziyor. Onun gözlerine bakın…
Bizi çadıra buyur ettiler. O kadar yorgundum ki hemen yastıklara düştüm. Nurgain uyanık kaldı. Rehberimiz arabayla uğraşıyordu. Kadınların merakını sardırmamak için uyuyormuşum gibi yaptım. Oysa Nurgain son haberlerle ilgileniyordu ve fazla meraklıları ve gevezeleri savıyordu.
- Beyfendi çok yoruldu yolculuktan, - diyordu Nurgain çadıra girenlere. – Bunun için onu rahatsız etmemenizi ve çekilmenizi rica ederim.
Diğerlere ise şunu söylüyordu:
- Beyfendi uyanıp çay içerken atları hazırlamanızı rica ederim.
Bazen Nurgain benimle Rusça danışıyordu.
Çay içtik. Geçen geçe güçlük çektiğimiz boz atın sahibi geldi ve onu yanına aldı.
Atları alıp köyden gittik. Olenti’ye veterinere vardığımız zaman öğle namazı geçti. Burada uzak akrabam Husain Kocamberlin veteriner sağlık memuru olarak çalışıyordu. Ailesi ile burada oturuyordu. Onun çadırında iyice dinlenip, geceledik ve ertesi gün Akmolinsk’e doğru yön aldık.
Kancıgalı soylu Kazaklar oturduğu Yereymensk eyaletinin köylerinden birinde ayaklanmaya hazırlıklara benzer bir karışıklıkları gördük. Erkekler gizli toplantıya gibi bir yere uzaklaştılar.
Bayın karıları ve uşakları bize kimse oturmadığı çadırı gecelemek için ayırdılar. Mum yoktu ve biz karanlıkta yatağa girdik.
Sabah bizim için hiç bir işe yaramaz bir deveyi koştular ve komşu köye kadar zar zor atıverdiler.
İşte böyle atları değiştererek yukarıda söz ettiğim köye, Aşıkol gölüne kadar vardık. Burada seferberlik hakkında söylentiler herkesi tedirgin etti. Köy arı kovanı gibi uğulduyordu. Atlı erkekler toplanıp, Kazaklar askere gidemez diye konuşuyordu. Eğer birisi karşı görüşünü ifade ettiyse, düşman olarak ilan ediliyordu. Halkın gerçekten direniş göstermeye hazır olduğu farkediliyordu. Burada Tolebay, onun babası Barlıbay, dayısı Olcobay ile görüştük ve ortaya çıkmış durum hakkında bilgi edinmek için iyice soruşturduk.
Buradan şehire doğru gittik. Yolda atlı Kazakların kollarına rasladık. Rus denilince herkes hemen çarpışmaya girişmeye hazır oluyormuş gibi gösteriyordu. Akşama doğru köylerden birinde kaldık. Gençler bizi düşmanca karşıladı. Cahuda’nın çadırında (onun oğlunu tanıdık) yerleşince içeri yiğitler girdi ve sorgulamaya başladı: siz kimsiniz ve niçin geldiler diye. Rus çarının adaletsizliği, Kazakların zor hayatı hakkında ayrıntılı olarak söylemeye başladık. Aksakal Cahuda bize arka çıktığı ve biz çarı azarladığımız için yiğitler sakinleşip, ‘böyle mi’ diyerek gittiler.
Akmolinsk telaş içindeydi. Panik söylentiler sakinlerin arasında yıldırım hızıyla yayılıyordu:
- Kazaklar şehire gidecek ve herkesi yok edeceklermiş.
- Tinalin eyaletinde icra memuru İvanuşkin öldürülmüş. Omsk’tan düzenli ordu geliyormuş.
- Vali Koçura- Masalskiy geliyormuş.
- Kazaklar ordu kuruyormuş, izinsiz olarak hanları seçmişler, silah, mızrak, keser, mermi yapıyormuş.
- Örme zırh gömlekleri hazırlıyormuş, gençleri askerlik işine öğretiyormuş.
Şehirde bir hafta oldum. Sokaklarda eski gibi şarkılar söylenmiyordu, eğlence yoktu. Şehir kulak kesildi.
Yakın arada güney eyaletlerinden hekim Asılbek Seitov başkanlık ettiği nüfus sayımı komisyonu geldi. Tinali ve Temeş soylu Kazaklar onları dövmüş, bağlamış, başlarını tıraş etmiş, Müslümanca namaz kıldırmışlar ve Akmolinsk’teki satıcı, güreşçi Cuman onları kurtarmadıkça bir kaç güne kapatmışlar.
Vali geldi. Köylerden ve şehirden aksakalları, bayları, başkanları, beyleri topladı. Sıradan insanlar da geldi. Telaşa düşen erkek deveye benzeyen vali konuşma yaptı. Halk kalpaklarını çıkarıp omuz omuza sıkışmış duruyordu. Tercüman valinin ürkütücü sözünü halka çeviriyordu:
- Akmola Kazaklarının çarın geri hizmetler hakkındaki emrine baş eğmek istemediği ve başkaldıracağı hakkında şerefsiz haber aldıktan sonra geldim. Bu bir çılgınlık, delilik, saçmalıktır! Sikahsız Kazaklar Rus silahlarına dayanabilir mi? Geç olmadıkça bu çılgınlıktan vazgeçsinler!.. Aksakallar, siz Kazak bozkırında en saygılı insanlarsınız. Sizden köylere gidip, erkekleri bir hafta içinde çarın emri üzerinde geri hizmetlere gitmeye kandırmanızı rica ederim. Bunu yapamazsanız benden merhamet beklemeyin. Bozkırlara, köylere Kazakları koyunları gibi yok etmek için askerlerimi göndereceğim. Makineli tüfek nedir biliyor musunuz? Bu yağmur gibi mermi saçan bir silahtır. Askerlerim makineli tüfeklrle silahlandırıldı ve Kazakları biçecekler. Bir hafta içinde halkı sakinleştiremezseniz, askerlerim bozkıra çıkacak ve karşısına gelenlerin hepsine ateş edecekler. Makineli tüfekler hiç bir mermi geçemez arabaya monte edilecek. Bir hafta içinde halkı sakinleştiremezseniz, ilk olarak sizi hapise kapatacağım! Müzakereye on beş dakika veriyorum, sonra bana kesin cevap vermelisiniz.
Katılanlar şaşırdılar. Şaşkın aksakallar dışarıda oturup, surat asarak yavaş sesle danışıyordu.
- Validen ertelenme isteyelim, - diye duyuldu kakarlı birilerin sesi. – Köylerin birçoğu şehirden uzak, bir hafta içinde oraya gidip gelemeyeceğiz.
On beş dakika sonra aksakallar, taşkınla korkutulan koyunlar gibi birbirlerini iterek valiye isteğini açıklamaya gittiler.
Vali ertelenmeyi kabul etmedi. Ama ona karşı kim çıkar ki?..
Aksakallar bir hafta içinde köylüleri sakinleştirmeye razı oldu, ancak halkın hemen sakinleşmeyeceğini anlıyordu. Anlıyordu, ama korkunç valinin öfkesine dayanamadı ve bozkıra gitmeye razı oldular.
Kazak soyluları çaresiz durumda kaldı. İleride derin bir girdap, arkada bilenmiş mızraklar. Aksakallar ‘O Allah, ne yapacağız?’ içler çekerek hüzünlü ve meyus olarak evlerine dağıldılar.
Aksakallar ve baylar bozkıra gittiler. Ben de köylerdeki durumu öğrenmek için arkasından gittim.
KAZAKLARIN KURTULUŞ HAREKETİ
(1916 yıl)
Akmolinsk’ten bozkıra giderken sadece Kazaklar oturdukları köylerin sakinlerinin halini değil, bazı Rus köylerinin sakinlerinin halini de öğreniyordum. Şehrin yakınında Kazaklar kendini tutarak endişe ediyordu. Genç yiğitlerinden bazıları eyerlenmiş atları hazırlayıp, durumun değişmesini bekliyormuş gibi görünüyordu. Felaket gelirse silahlı direniş yerine gitmeye hazırdı. Ancak bu hal iyice gizleniyor, ayaklanmaya hazırlıklar farkedilmiyor. Banliyölerin hükümete karşı açık başkaldırmaya niyet edip etmediğini anlamak zor.
Ancak Akmolinsk’ten biraz uzakta bulunan köylerde oturdukları yerden bozkıra göç etme hakkında söz oluyor. İnsanlar korkuyor ve şaşkındır.
Kazaklar ve Rusların araları şekerrenktir.
Rus şehirli bayları ve köy ağaları Kazaklarla konuşurken hırçın şunu söylüyordu: ‘Böyle bir engin yere sahipsiniz, rahat ve varlık içinde yaşıyorsunuz, ama Ruslara düşman oluyorsunuz, askeri hizmeti terkediyorsunuz!’
Kazaklar ise korkusuzca şöyle cevap veriyordu: ‘Çar yerimizi ve sumuzu aldı, işte şimdi adamlarımızı kırıp geçirmek için Almanların silahlarına karşı göndermek istiyor. Çar bizi yok etmek istiyor. Uzak Almanya’da öleceğimice vatan toprağında öleceğimiz daha iyidir!’
Rus ve Kazak köylerinin düşmanlığı ilçenin uzak kenarlarında daha çok farkediliyor. Akmolinsk’in güneyinde, köyümüzden yaklaşık yüz elli kilometre uzaklıkta Nura hehrinin kıyısında Zaharovskoye köyü bulunmaktadır. Burada Akmola ilçesinin güney eyaletlerindeki düzen üzerinde görevli olan icra memuru oturuyor. Benimle konuşurken samimi değildi ve Kazaklar için merak ediyormuş gibi göstermeye çalışıyordu.
Gülümsemeyi tutarak icra memuruna şunu sordum:
- Kazakların kaderini bu kadar merak ediyorsanız, köylere gidip, onlara bilgece akıl verseydiniz.
- Ya Kazaklar beni öldürürse? – dedi icra memuru.
‘Öyle ya, - düşündüm ben. – Bu köpeği bir köyde öldürebilirler’.
Rus arabacısı beni en uçtaki köyden yakın bir köye istemeyerek getirdi ve hemen indirip, atları geri çevirdi.
Toka soylu Kazaklar oturduğu Colboldı köyüne gelmişim. Selamlayınca her taraftan beni sıkıştırdılar ve soru sormaya başladılar. Yakın akrabam Kopbay’ın çadırına girdim. Kopbay Akmolinsk’ten gelen yolcuyu iyi karşıladı. İlk olarak şehirdeki durum ve önemsiz haberler hakkında sordu, ama sonra telaşla ana haberi konuşmaya başladı:
- Rus iktidarı ne yapmayı düşünüyor? Bize karşı askerlerin göndilereceği gerçek mi? Nasıl bitecek bu iş?
Burada telaşa düşmüş Kazaklar memnuniyetsizliğini açıkça belli ediyordu. Rus makamlarına karşı kalkma kararlılığı farkediliyordu. Yiğitler atlarından eyerini kaldırmıyordu, mızrak, keser, copları hazırlamışlar. Köyden köye atlı gruplar koşuyordu. Ellerinde coplar vardı, belden kesekler sarkıyordu. Götürülmüş mızrakların uçları güneşte parlıyordu. Sadece gençler değil, yaşlılar da görünmez bir güçle kaldırıldı, herkes savaşa hazırlandı.
Nura nehrinin kıyılarında bulunan köylerin sakinleri kendi hanı olarak hacı Alsen’i seçmişler. Halkın çarın küvvetleri ile savaşmadan geri çekilmeyeceği görülüyor. Silah, makineli tüfek ve toplara karşı sadece cop ve mızraklar kullanılacaksa da.
- Korkmadan ve acımadan canımızı vereceğiz, ama topraklarımızı, sumuzu alan ve şimdi ise bizi de tutmak isteyen Rus çarına karşı çıkmamız gerek, - böyle bir sözlerle Kazaklar birbirlerine mücadeleci moral veriyordu.
Kopbay’ın çadırındaki konuşma hem şırıldıyordu, hem de bahar feyezanı gibi gürüldüyordu. Ancak her hangi bir karar vermeye, bağımsız olarak hareket etmeye hazır olmaları hissedilmiyordu. Laf, laf olarak kaldı.
Colboldı köyünde geceledim ve sabah erken yola çıktım. Akşama doğru kendi köyüme vardım. Sakinler ciddi bir şekilde hazırlıklar yapıyordu. Zaten tembel köylülerimiz şimdi işlerini tamamıyla bıraktı. Herkes kalktılar. Kimse kayıtsız kalmadı. Han olarak hacı Amet’i ve daha bir-iki hacıyı vezir olarak seçmek istiyorlar. Gençler mızrak, hançer, keserleri yapıyor.
Mızrakların uçları güneşte parlıyor, köyden köye yiğitler atlarını koşturuyorlar, bozkır uğulduyor.
‘Yabancı Almanya’da öleceğimize doğduğumuz ve ilk adım attığımız yerde öleceğimiz iyi! Ne olursa olsun ama haytımızı feda etmeye hazır olmalıyız, kutsal savaşa – gazaya gitmeliyiz! Gazada kurban olan öbür dünyada mutlu olacak…’
Kadınlar, çocuklar ve ihtiyarlar ağlıyor. Askerlik çağındaki gençlerin anneleri hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Annelerin hüznü kara duman gibidir. Çocuklar, anne gözünün ışığıdır. Oğulları Almanlara karşı çıkıp can verirse ya da çarın askerleri ile savaşıp kurban giderse gene de anne için acıdır. Geçe gündüz oğlunu düşünüyor, hasret duyuyor, gözyaşı döküyor.
Köyümüz ile komşu iki eyalette Kareke soylu Kazaklar han olarak Nurlan Kiyaşov’u seçti. Nurlar uzun yıllardır eyalet başkanı oldu. Tinali soylu köylüler, on beş bin kişilik isyancı müfrezesini düzenlemiş, kırk demirhane kurup tüfekler yapıyormuş diye söylentiler yayıldı. Han olarak seçilmiş hacı Kuanış, birleşmek çağrısında bulunarak her yere ulaklarını çıkardı. Tinaliler diğer soylar tarafından destekleniyormuş.
Karagaş ormanlığında isyancılar toplandı ve han olarak Çon’un oğlu Ospan’ı ilan etti. Ospan ulakları bize çıkardı.
Tinali soylu Kazaklarda molla Galautdin ortaya çıktı ve şunu vazetmeye başladı: ‘Gâvurlar yenilecek. Askerlerimizin önünde gideceğim, ve mermi kimseye vurmayacak’. Tinali Kazarlarının ardından Turgay ilçesindeki köyler kalktı ve kendi hanını seçti. Atbasar ilçesindeki köyler de böyle yaptı.
Halk endişe içindeydi. Olacak isyan hakkında haber hemen yayıldı. Kazaklar çarın emrettiği seferberliği kabul etmemeye karar verdiler. Silahlı çarpışma olmadıkça halkın sakinleşmeyeceği anlaşıldı.
Her yerde şeriat vazeden mollalar ortaya çıktı. Onlar çara karşı gazaya katılmaya çağırıyordu. Gazaya katılmak, bütün Müslümanların görevidir. Çar, Kazakların askere alınmaması hakkında vaadini bozduysa, ona karşı savaşmak günah değildir. Sonra bir molla Kumisbek geldi ve şöyle söylemeye başladı: ‘Korkmayın, Müslümanlar, yeneceksiniz! Eğer çarın askerleri tüfekleri kaldırırsa, gözlerine toz kaçacak. Ateş ederse, kurşunlar gökyüzüne uçacak.’ Halk ona inanıyordu ve ‘İnşallah’ diye tekrar tekrar söylüyordu.
Akıl almaz söylentiler duyuluyordu. Bir ihtiyar çoban, Türkiye’nın sultanı Enver Paşa’yı görmüş gibi. Sultan uçakla uçmuş. Çobanın koyun sürüsüne uçakla yaklaşmış ve inmiş. İhtiyar korkmuş, ama Enver Paşa onu hemen sakinleşmiş: ‘Korkma. Ben Enver. Köylerin durumunu öğrenmek için geldim. Bütün Kazaklara şunu söyle: hiç bir şeyden korkmasınlar, daha geleceğim. Şimdi ise acele ediyorum’. Sonra sultan uçarak gitmiş.
Her yerden ‘Tinaliler ile birleşmemiz lazım. İşte ciddi hazırlanmaya zaman geldi’ diye konuşuluyordu.
İşte valinin emri üzerine gönderilen aksakalların kandırmalarının etkili olmayacağını anladım. Halk onlara inanmaz.
‘Genç Kazak yiğitleri askere giderse iyi olurdu, - diye düşünüyordum. – Silahı kullanmayı, askerlik sanatını öğrenirlerdi. Sonra ise çara karşı çıkardı’. Ancak düşüncelerim böyle gergin durumda inandırıcı olmazdı.
Gelişen durumu gözlemlerken insanların birçoğunun öldüresiyle bir mücadele istemediğini, kendi savaşçı olduğunu sadece mesafede gösterebildiğini ve en iyisi daha uzağa göç etmek istediğini farkettim. İnsanların çoğu savaşı değil, sadece askerliği istemiyordu.
Şehirden bozkıra askerlerin çıkması hakkında söylentiler yayılmaya başladı. Rus köylerinin yanında yer alan Kazak köylerinin göç etmesi, göçmek istemeyen köylerdeki paniği güçlendirdi. Eyalet başkanlarına ‘Asker adaylarının listesini vermeyin!’ diye tehdit etmeye başladı ve şehire gitmeye koyuvermediler. Eski eyalet başkanımızın oğlu Spassk fabrikasına giderken yolda onu yeni seçilmiş hanın veziri gözetledi:
- Nereye gidiyorsun?
Öbürü fabrikaya gittiğini söyledi.
- Ne yapacaksın fabrikada?
- Hoppala! – hıykırdı eyalet başkanının oğlu. Vezir onu kamçı ile vurarak ‘Al sana hoppala!’ dedi ve geri gönderdi.
Köyler endişe içinde, panik güçleniyor. Tinali soylu Kazaklara karşı askerlerin çıkması hakkındaki söylentiler ortaya çıktı. Yiğitler fiyaka yapıyor, kılıç sallıyor, ama Tinalileri desteklemeye hazır değil. Çocuklar, ihtiyarlar ve kadınların acısı yeni başlamış gibi görünüyor. İnsanların sağa sola bakmadan kaçmaya hazır olması farkediliyor. Çarın askerleri ile savaşacak yiğitlerin cesetleri vatan toprağında kalsın, ama sağ olarak kalanlar, selameti uzaklara kaçıp bulmalı. Başka bir yol yok – sadece kaçmaktir. Elveda vatan toprağım, elveda dere ve nehirlerim.
Halkın acısına telaşsız bakamazsın. Anne, ihtiyar ve gelinlerin acı ağlamasını duyunca, çarın askerleriyle savaşacak ve can verecek genç güçlü yiğitleri görünce yürek kara sise bürünüyor. Yürek dombıranın fazla gerilmiş teller kopar gibi acıdan bir pes çınlama ile parçalanacak. İnsanlar hareketlerinin bilincinde olmadan yüpürüyor. Bazılar talihin görünmez gücüne bağ eğerek ölümüne hazırlanıyorlar, diğerleri ise paniğe kapılıp ne yapacağını bilmeden dört dönüyorlar. Halk kasırgadan dalgalanmış deniz gibi dalgalandı. Boğuk boğuk dalgalar çatlıyor, köpürüyor ve doğal afeti yatıştıracak bir güç yoktur…
Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmeden baba evinde oturuyorum. Annem ağlıyor. Vatan toprağında can vermeye karar veren kardeşim ağlıyor.
Zaharovka’ya ulaşmak için zengin bir akrabama at almak niyeti ile gittim. Ancak atı vermedi. Yoksullar malını değil kendi kurtuluşu hakkında düşünürken baylar ilk olarak malının saklanmasını düşünüyordu. Onlar insanların kaderlerine meraklı olmuyordu. Başka akrabam da at vermedi, ama birincisinin de, ikincisinin de bin kadar atı vardı. Benim için bir atı bile bulamadılar. Fakir sakinlerden istemek zorunda kaldım. Birinden araba, diğerinden iki at aldım ve Satay Cankuttiyev ile şehire gittim.
Ağustos idi. Ürün kaldırma zamanı idi. Güneş batarken Esen nehrinin sağ kıyısındaki kuyulara ulaştık ve burada yeni göç eden köylülerin acele koşuşarak çadır kurduğunu gördük. Erkeklerin hepsi atlı. Kuyunun yanında hayvanlar anırıyor. Atlar, develer, inekler ve koyunların hepsi bir araya geldi. Çocuklar koşuyor, alacık ve çadır aceleyle kurmakta olan kadınlar koşuşuyor. Ev eşyası denkleri yere gelişigüzel yığıldı. Şehirden giderken gecelediğim Colboldı köyünün buraya göç ettiğini güçbela öğrendik.
Bir alacıkta geelemeye kaldık ve göç etmenin sebepleri hakkında soruşturduk. Gündüz Zaharovskoye’den köye icra memuru ile gelen yirmi beş Rus askeri ile silahlı çarpışma olmuş. Askerler, Rus köylerinin birinde çalınmış on iki atı geri verme talebi ile gelmişler. Onlarla birlikte çalınmış atların sahipleri de gelmiş. Ancak bu köyün sakinlerinin suçu değilmiş ve onlar sorumlu olmayı kabul etmemişler. Askerler ateş etmiş ve iki at yaralamışlar. Kazaklar karşılık göstermişler ve iki taraftan kurşun yağmış. Askerler boş elle gitmek zorunda kalmış, Kazaklar ise gümüş koşum takılan at ve Kazak yüzbaşını esir alıp, hemen başka yere göç etmiş.
Bunun yanı sıra tam bu yirmi beş askerin Şubırtpalı soylu kerveni yakaladığını öğrendik. Üç yüz develik bu kervan erzağı götürmüş ve askerlere direniş göstermeye çalışmış. Kervan başı Agıbay-batır’ın torunu silahsız olarak ‘Agıbay’ diye bağırarak atı şahlandırmış ve silahlı askerlere atılmış. Elbette, kervan tam bozguna uğramış. İcra memuru iki insanı öldürmüş, diri kalan, ancak sakat edilmiş inlanları ise Zaharovskoye’ye götürüp tutuklamışlar. Kazaklar ele geçirdiği gümüş koşum takılan at Agıbay-batır’ın torununun atı imiş.
Bizim şehire gittiğimizi öğrenen köylüler, icra memuruna on iki atın çalınmasına ilişkisi olmadığını ve kendileri kovalamama ricada bulunduğunu açıklayan bir mektubu vermeye rica ettiler. Eğer makamlar tam kendilerine zarar karşılamaya çarptırırsa, onlar baş eğmek zorunda kalır, ama önce gerçek at hırsızları bulmak için zaman versinler.
Sonra Usabay’ın köyünde mola verdik. Colboldı köyünden bizimle giden üç isyancı icra memuruna mektup yazdı ve Usebay’ın mührü ile tasdik etti.
Öğleyin Esen nehrini kıyısında yer alan Usabay’ın köyünden çıktık, yolsuzlukta yürüdük ve akşama doğru Rus köyü Koskopa’ya vardık. On iki at tam bu köyden çalınmış.
Köyde karşımıza gelen ilk sakine nerede geceleyebileceğimizi sorduk. İnsan kervansaraya gösterdi. Kervansaraya yaklaştığımız zaman Rus mujikleri bizi ortaya aldılar. Küfürler duyuldu ve önümüzde öfkeli bakışları gördük. Aniden iki asker geldi ve ‘Casuslarsınız, sizi tutuklayacağız!’ diye bağırmaya başladı. Arabadan inmek zorunda kaldık. Mujikler hemen atlarımızı aldı. Bizi bir eve götürdüler ve az sonra muhtar gelip, bana sordu:
- Sen kimsin?
Kim olduğumu anlattım. Mujikler bizi sıkıştırdı.
- Hayır, hepsi yalan! – bağırıyordu muhtar. – Senin isyancıların lideri olduğunu ve buraya halimizi öğrenmek için geldiğini biliyoruz! Köyümüze saldırmak istiyorsunuz! Belgelerin var mı?
Belgelerimi gösterdim. Muhtar onları okudu ve biraz sakinleşti, ama mujikler bağırmaya devam etti:
- Belgelerin sahtesini yapabildi! Bu Kazak casusları, onları öldürmek gerek!
- Baltalar, baltalar ile öldürmek! – diye duyuldu öfkeli sesler.
Gürültü çıktı. Atların çalınması ve başka köy ile çarpışma ile gazaba gelen mujiklar, ölümümüzü istediler.
‘İşte ecelim! – diye geçti aklımdan. – Beklenmedik ecel. Biri el kaldırırsa, insanlıktan çıkmış, azgınlaşmış kalabalık bizi paramparça edecek…’
- Burada sen başsın, - muhtara dedim – Bize ne olursa olsun, ama cezasını sen göreceksin. Sen Akmolinsk Halk Eğitimi Müfettişi tarafından imzalanan belgelerimi gördün. Bize yapılacak baskı için sadece sen sorumlu olacaksın. Gerekirse emir ver, hiç bir yere kaçamam.
Muhtar düşünceye daldı. Mujikler ise ölmemizi talep ederek bağırmaya devam ediyordu.
- Susun! – nihayet bağırdı muhtar. – Siz için mahkemede sorumlu olmak istemiyorum!
Muhtarın ürkütücü sesinden mujiklar suspus oldu. Askerlerinden büyük birisi üstümüzü aradı ve bıçaklarımızı aldı. Sandığımı karıştırıp, kağıt ve belgelerimizi aldı. Sonra iki askeri yanımıza koydu, mujiklere ise dağılmaya emretti.
Askerler gece boyu uymadan bizi bekliyordu. Bazen iki-üç mujik ve asker ile muhtar giriyordu. Onlar yanımıza oturup, konuşmalarını dinlediğimizi görünür bir şekilde isteyerek konuşuyordu: ‘Akmolinsk’ten üç yüz asker… on makineli tüfek gelmiş… Makineli tüfekler sokaklarda koyulmuş… Onları burada tutmamız gerek…’. Yavaş yavaş onlarla konuşmaya başladım. Yoldaşım Satay konuşmamızı dinliyor ve Rusça hiç bir şey anlamayıp korkudan titriyordu. Mujikler burada bulundukça ona yardım edemiyordum. Onlar gidince Satay’ı sakinleştirmeye çalıştım ve korkulacak bir şey yok dedim. O sustu, korkudan dili tutuldu. Mujiklerin gaddarca görünüşünden bize en kötü yol ile hesap gösterecekleri anlaşılıyordu. Rus ve Kazakların arasındaki savaş bu günlerde hissedilir ölçüde şiddetlendi. Çarpışmanın kalım değil ölüm için olacağı hissediliyordu. Yalnız yakalanmış Kazak ve Rusların öldürülme olayları vardı.
Yere yattık. Askerler oturuyordu…
Sabah muhtar iki mujik ve bir silahlı asker ile bizi Zaharovskoye köyüne, icra memuruna götürdü. Öğleyin köyden yakın bir yerde, tepelerin yanında deve kervanını farkettik. Develere silahlı askerler binmişti. Bu, Karkaralinsk’ten erzak için gelen kervanın develeri idi. Askerler, Zaharovskoye köyünü Kazakların saldırısından muhafaza ediyordu.
Bizi Akmolinsk’ten köyüme giderken tanıştığım icra memuruna götürdüler.
İcra memuru karşımıza çıkıp, soruşturmaya başladı ve işin özünü bilince güleverdi. Muhtar ve muhafızlar, icra memurun bizi serbest bıraktığnı ve sıkı önlemler almaya niyet etmeyeceğini görünce hoşnutsuz ve mahcup olarak gitti.
İcra memurunun evine girdik ve Colboldı köyünün sakinlerinden on iki atın çalınması hakkındaki mektubu sundum. Bununla birlikte üç yüz develik kervanın hali hakkında öğrendim ve onun kendi yoluyla gitmesine izin verip vermeyeceği hakkında sordum. İcra memuru, şehire gereken raporu gönderdiğini ve bugün-yarın cevabın geleceğini söyledi.
İcra memuru kervan tüccarlarından birisi ile görüşme isteğimi yerine getirdi. İkisini içeri soktular. Onlardan birisi çok dövülmüş idi. Onunla konuştum ve sakinleştirmeye çalıştım.
Akmolinsk’ten haber gelince kendi hemşehrilerim için beraat kağıdı elde ettim ve Satay’a verip, köye gitmesini istedim…
Zaharovskoye’de bütün Kazakların tutuklanmasını gördüm. Herkes bir yere sürüp toplandı ve nöbetçiler tarafından bekleniyordu. Onlara kimseyi yaklaştırmıyordu. Birçok Kazaklar kurşunlandı. Kervan tüccarları akıbetini bekliyordu.
Gün boyu dışarı çıkmadım. Ortaya çıkmış durumu anlayamadım. Sıradan Kazakların kaderi için endişemi kimseyle paylaşamadım. Sonra ne olacak?
Yalnız kalmak zordur. Sanki yolunu şaşırmışın, uçurumun kenarında yapayalnız kalmışın gibi.
Bir dükkana girdim. Dükkanın sahibi Tatar Karim Muksinov imiş. Onun elli yaşlarındaki karısı karşıma çıktı ve eve buyur etti. İçeri girdim. Efendi eve yoktu, şehire bir iş için gitmiş. Kadınla birlikte gelin ve on iki-on üç yaşlarındaki oğlu oturuyordu. İki büyük oğlu askere gitmiş. Onları hatırlayınca kadın hüzünlendi. Zor zaman hakkında konuşurken yavaş yavaş çay içiyorduk. Akordeounu farkettim ve onu kim çalıyor diye sordum.
- Büyük oğlum çalıyordu, - cevap verdi kadın. – Ama akordeon öksüz kaldı. Şimdi küçük oğlum onu çalmayı öğreniyor. İstiyorsanız, bir şey çalabilir…
Herhangi bir küy[5] dinlemek istedim.
Çocuk akordeonu ele aldı, hazil ve acıklı melodi çalmaya başladı. Bazen zangırdanan, tatlı, bazen hıçkıra hıçkıra ağlayan, keskin hıçkıran sesler yayılıyor. Müziği kadınla suskun dinliyorduk. Can erimiş, yumuşamış gibi oldu. Kadının kolu ile göz yaşlarını sildiğini farkettim. Hüzün yüreğime de girdi, ama ağlamamak için kendimi tutmaya çalışıyorum. Acıklı, ağlayan küy bizi alıp götürüyor, hüzün tutsaklığından bırakmıyor. Kendimi tutamadım, ağlayıverdim, ve dışarı fırlayıp, eve gittim.
Vatanımız ne zaman böyle felakete uğradı? Neden halkın kaderini ferahlatamadık? Çaresizliğin bilincine varınca içi kan ağlıyor.
Ertesi gün Akmolinsk’ten icra memuruna kervan tüccarlarını Akmolinsk’e götürme emri ile ulak geldi.
Tüccarların şehirde neye uğrayacağını öğrenmek ve fırsat olursa yardım etmek için onlarla gittim.
Akmolinsk’e geldim. Buglinka’daki köy okuluna öğretmen olarak gitme zamanı geldi, ancak yeni önemli olayların olacağını düşünerek şehri dolaşıyorum.
Kervan tüccarları soğuk bodruma kapatıldı. Bir koyun satın aldım, kestim ve onlara et ve ekmek götürüyorum.
Bozkıra ise çarın askerleri gidiyor. Şehir hapishaneleri köylere yapılan baskında esir alınmış Kazaklarla dolup taşıyor. Suçsuz insanlar yargılanmadan ve soruşturulmadan kurşunlandı. Köyleri yıkıyorlar, malı kaçırıyorlar, yiğitleri öldürüyorlar, kızların ırzını bozuyorlar. Yeni seçilmiş ‘hanlar’ hapishaneye kapatıldı. Hacı Alsen ve Çon’un iki oğlu tutuklandı. Bozkırdan yeni esir ve ‘suçluları’ götürüyorlar. Onları taş evlerinin bodrumlarına kapatıyorlar. Gardiyanların ‘isyancıları’ her gün dövdükleri hakkında söylentiler yayılıyor. ‘Hanları’ durmadan soruştruyorlar ve onların yüksek unvanına rağmen dövüyorlar. Hacı Alsen hapishanede ölene kadar dövüldü.
Şehirin yanında bulunan köyler yiğitlerini askere verdiler. Bu köylerin muhtarlarını şehir başkanlığına çağırdılar.
Rus köyleri Kazak köylerinden değerli süs ve eşyalar çaldı. Akmolinsk’e de halı, keçe, semaver, tas, kürk, gümüş eyer, koşum, bilezik, yüzükler ve diğer mücevherat çok getirildi.
Beş bin askerlik ordu toplanan Tinali Kazaklarının köylerine askerler otomobillerle gitti.
Çon’un köyünün arkasında, Karagaş ormanlığında bize yakın olan Toka soylu Kazaklar yaşadığı Konek köyü yer aldı. Eyalet başkanı Omar idi. Ona Takır (Çıplak) diye lakap takıldı, çünkü yerli baylara göre onun hayvanları azdı. Bir gün Takır-Omar’ın köyüne subay yardımcısı ile yedi asker geldi. Omar onları evine hile ile çekti ve hepsini öldürdü…
Kancıgalı soylu eyalet başkanı Olcobay eyalet başkanı seçiminde kendisini desteklemeyen köylere askerleri ile gitti. Askerler köyleri yakıyordu ve suçsuz insanları öldürüyordu. Herkes tenha, az bilinen yerlere kaçtı. Zavallı insanlar hasta ve ihtiyarları yanına almadan, bazen de beşikte bebekleri bırakıp kaçıyordu. Bazı köyler doğduğu topraktan giderken değerli eşyaları çukurlara gömüyordu. Askerler bunu öğrenince bu çukurları açıp, eşyaları alıyordu ve bazen de gerçek mezarları terzil ediyordu.
İnsan gözleri, çarın askerleri vardığı köylerin halini bundan önce hiç görmedi. Birçok insanlar ateş edildi, ırzı bozulan ve dövülen kadın ve kızlar, öksüz kalan çocuklar. Çadırlar altüst edildi, değerli mal alındı, götürülmez şeyler yıkıldı. Bozkıra kara veba gelmiş gibi…
Bir gün sokakta seminerde tanıştığım Kazak praporsçiği Zıryanov’a rasladım. O bozkırdan yeni gelmiş. Onu Omsk’tan ‘Kazakların ayaklanmasını’ bastırmak için gördermişler. Konuşurken ona öldürdüğü oldun mu diye sordum. Zıryanov güldü ve şöyle cevap verdi:
- Kendi elimle ancak beşi kılıçtan geçirdim.
İşte bozkırdaki işler böyle imiş, işte böyle insanlar oraya gönderiliyormuş!
Buglinka’da bulunan köy okuluna gittim. Okul yeni açıldı. Ortalık sakindi. Köy Akmolinsk’ten altımış kilometre uzaklıkta idi. Burada yerleştim, çocukları topladım ve ders vermeye başladım. Bir kaç gün geçti. Yakın köyler yavaş yavaş nispeten sakinleşti ve asker kolları şehire dönmeye başladı. İlçenin en uzak yerinde bulunan Tinali soylu ve diğer bazı köyler sükünet bulmadı.
Vilayet ve ilçe başkanlığı bildiğini okumaya devam etti. On dokuzdan otuz bir yaşına kadar yiğitlerin geri hizmetlere çağırılması hala görülüyordu. Akmola ilçesinin üç yerinde sadece Akmolinsk’e bağlı olan çağırma noktalar açıldı. Eyalet başkanları erkeklerin listelerini vermeye başladı. Köyler yine panilğe kapıldı. Zengin olsun, fakir olsun, ama hepsi sadece bir şey istiyor –herhangi bir başkana rüşvet vererek oğul ve ya kardeşi askerlikten kurtarmak. Rüşvetçilerin aracıları – yardımsever simsarları ortaya çıktı. Eyalet başkanları, beyler, muhtarlar, memurlar kendilerinden daha emin olup, kolay çıkarları elde etmeye başladılar.
Fakir birisi, bey ve ya başkanın aracısına fidye verip kurtulamaz. Bayların oğulları ise askerliğe ‘yaramaz’ oluyor, çünkü baylar kendi oğul ve akrabalarını kurtarmak için malına acımadı.
Köylerden şehire delege ve ricacılar gelmeye başladı. Yeni sakinleşmiş köylere daha büyük bir bela düştü. Halk, adaleti ne başkaldırma, ne de boyun eğme ile elde ettiğini görünce derdinin derinliğini anladı.
Ücra köyler direniş gösterip, yiğitlerini vermemeye çalışıyordu. Eyaletimizde iki bin aileden ancak kırk-elli insan yaradı. Rüşvet verenlere ise mühlet verdiler.
Memurlar halktan anasının nikahını istiyor. Büyük bir bay başkana ve ya beye malın bir kısmını kolayca veriyordu. Fakirler ise son kuruşuna kadar verip, çıplak kalıyordu.
Yiğitlerimiz Spassk fabrikasına geri hizmetlere çağırıldı. Eyalet başkanı Spassk’ta oturan bay Seytkemelev ile sözleşip, üstlere büyük bir rüşvet verip, yiğitlere istediği gibi davranıyordu. Askere sadece fakirler gitti. Rüşvetçiler çekinmeden zalimce davranıyordu, her şey yapabiliyordu. Namus, insaf, insana acıma hakkında söz bile edilemezdi.
Akmola ilçe başkanına uydurma bir adla mektup yazdım. Mektupta memurların zorbalığı, zalimliği, azgın hırsı, satıcıların fırsattan faydalanarak fakir Kazaktan para tutuşturarak hayvanları ucuza satın aldıkları hakkında söz ettim. Mektubun sonunda erken olsun, geç olsun, ama adalet üstün gelmeli ve canavar ensesi kalınlar zorbalığı için sorumlu olacak diye yazdım.
Okulu bırakıp, Akmolinsk’e geldim. Durum iyi değildi, sakinler endişe içindeydi. Satıcılar halkın derdinden faydalanarak para çantasını doldurmak için koşuşuyordu.
Musapir’in evinde bir kaç Kazak toplandı. Onları sakinleştirmeye çalıştım: ‘Paniğe kapılmayın, sakin olmaya çalışın, aksi halde anlamsız yanarsınız’.
Akmolinsk’te asık suratlı asker adayları, askere gidecek Rus acemi erleri gibi dolaşıyor, kımız içip şarkı söylüyor, gürültü ediyor ve ağlıyorlar. Ruslar akordeonla dolaştıysa, bunlar ise akordeonla birlikte dombırayı çalıp dolaşıyor.
Bir gün genç yiğitler beni yanına aldı. Akordeon çalarak ve şarkı söyleyerek bir kımız satıcısından diğerine geziyor, kımız içiyorduk. Yiğitler hazin Tatar şarkılarını söylüyordu. Tatar şarkılarının havasını kullanıp, öz Kazak şarkılarını ağlayarak söylüyordu:
…Çara lazım oldum,
On iki yaşına geldiğimde,
Çara lazım oldum.
Tatar melodilerinden başka acıklı melodileri duymadım.
Bir eve girdik. Orada bir kaç genç yiğit bira içiyordu. Onlardan biri akardeon çalarken kalanlar uyumsuz olarak şarkı söylüyordu. Odaya Akmolinsk’te kızların fatihi olarak tanınan Kilıbay girdi. Sonra onun kaçık olduğu anlaşıldı. Kilıbay’ı oturttular, şarap verdiler ve şarkı söylemeye rica ettiler. O çok bekletmeden şarkı söyledi, şarap içeverdi ve yüksek sesle oh dedi. Sarhoş olmuş Kilıbay yanıma oturdu, beni sardı ve ağlayaverdi: ‘Askere gitme sıram geldi…’
Onun neden askere gitmek gerektiğine şaşırdım? Kilıbay asker çağından daha büyük görünüyordu.
- Sen otuz bir yaşını doldurmadın mı? – sordum.
- Evet doldurdum, bu yaş lanet olsun, ama nasıl olsa askere gidiyorum.
Ve Kilıbay kendisi ile olmuş olayı anlattı. Katipler evleri dolaşırken on dokuzdan otuz bir yaşına kadar yiğitlerinin listesini tutuyormuş. O gün Kilıbay kızların arasında oturuyormuş. Katipler girmiş ve yiğitlerin adı-soyadını ve yaşını sormaya başlamış. Kilıbay’a yaşını sorunca, o kızların yanında gerçek yaşını söylemekten utanmış ve yirmi beş yaşındayım demiş. Böylece geri hizmetler listesine düşmüş.
- İnsanlar şaka anlamıyor, - üzüldü Kilıbay.
- Neden sonra hatayı düzeltmedin? – şaşırdım ben.
Çok içen Kilıbay Rus ve Kazak sözcükleri karıştırarak zar zor şunu anlattı:
- Farkına vardım, ama geç oldu. Düzeltemeyiz dediler.
İşte acıklı olayların yanı sıra eğlenceli vakalar da yer aldı.
Bir gün geri hizmetlere gidecek olan yiğitleri uğurlamak için geldim. Eskide dükkan olmuş tuğla evinin yanında toplandık. Evin önündeki sokak uğurlamaya çıkan insanlarla doldu. Gürültü patırtı, ağlamalar duyuluyor, insanlar eve girip çıkıyor, göndermeyi beklerken heyecanlanıyor. İşte askerler ve bir dizi araba göründü. Arabalar kızıl evin yanında durdu. Halk ne olacağına bakarak sustu. Askerler eve girdi ve bir kaç dakika sonra seferber edilmiş yiğitleri sırayla çıkarıp arabalara bindirmeye başladı. Sonra vedalaşmadan yola çıktı ve yiğitleri götürdü.
Yine ağlama ve çığlıklar duyuldu. Ağlamayan insan yoktu. Zavallı kadınlar arabaların ardından koşarak çıldırmış gibi bağırıyordu.
Ertesi gün Buglinlka’ya okula döndüm.
Günler geçiyordu.. Kış geldi. Ara sıra elime Rus gazeteleri geçiyor, Moskova’da olup bitenler hakkında okuyorum. Bakanlar değişmeye başladı… Yürek bir şeyi önceden seziyor, bir şeyi bekliyor, büyük değişimleri bekleyerek endişe ediyor…
Birdenbire yıldırım gibi haber geldi: Çarlık Hükümeti yıkıldı!
DEVRİMİN İLK YILLARI
Çarın devrilmesi hakkında duymuş Kazakların çoğu çok sevindi. Kazak gençleri, özellikle bilgili gençler bu haberi coşkunlukla kabul etti. Elbette, Nurmagamet ve onun gibi çarın yardakçıları devrim hakkında haberi beğenmediler.
Bir avuç ‘Şeref vatandaşları’ hariç bütün Kazaklar çardan nefret ediyordu. Çar toprağı alıyordu, insanları eziyordu, gençleri askere alıyordu, Kazakarın dinini hakaret ediyordu. Bu nedenle Rus çarlık rejimine karşı mücadele edenlere Kazak halkı başarılar diliyordu. Rusya, Japon ile savaşta mağlup olunca bozkırda yaşayan Kazaklar ‘Oh olsun sana!’ diyerek rahat bir nefes aldı. 1916 yılının olayları halka unutulmaz, devasız bir yara verdi, insanların içi kan ağladı.
Bu günlerde Omsk ve Akmolinsk’ten hemfikir arkadaşlarımdan mektuplar alıyordum. Mektuplarda çarlık hükümetinin yıkılmasına sevindiğini, toplantılara ve mitinglere aktif katıldığını söylüyordu. Sosyal-siyasi mücadele ederken Kazakları sınıflara ayırmadan korumaya atıldılar. Elbette, ilk günlerde insanların çoğu bolşevizm savaşının özünü anlamıyordu…
Hemen Akmolinsk’e geldim. Bu dönemde çeşitli toplantı ve mitingler düzenleniyordu. Her gün tartışmalar oluyordu, gün aşırı herhangi komiteler ve bürolar yeniden seçiliyordu.
Kürsüye çıkan konuşmacı taslakları, lafazan reisler çok oldu. Daha önce silik olan adamlar kürsüde konuşmaya atılıp, yerli yersiz söz söylemeye çalıştılar.
Eski tezgahtarlar, bakkallar, spekülyatörler, öğretmenler, teknik hizmetçiler, katipler, tercümanlar, küçük memurlar, veteriner hekimleri, sağlık memurları ve diğerlerin hepsi mücadele edip, halk adına reis olarak konuşma yapmaya çalışıyordu.
Akmolinsk’in sakinleri gruplara ayrıldı. Rus Kazakları, küçük burjuvalar, Müslümanlar (Tatarlar ve Kazaklar), öğretmenler, garnizon askerleri ve emekçi halk – her bir grup kendi toplantıları yapıyordu. İcra memurlarının yerine şehirli sakinleri yönetmek için koalisyon komitesi seçildi. İlçe başkanının yerine komiser geldi, köy başkanları görevden alındı.
İlçe-şehir koalisyon komitesi seçilecek günden önce şehire geldim.
Şehirli Kazak ‘liderleri’ seçim yapmak için medresede toplandı.
Söz konusu toplantıya katıldım. Medresenin büyük salonunda eğitimli genç Kazaklar bir sorun ileri sürüyordu: ne yapmak gerek? Çarlık rejimi yıkıldı, halk siyasi yandan özğürlüğe sahip oldu, ve geçmişte ezilmiş halk şimdi ne yapmak gerektiğini, nasıl yaşacağını bilmiyordu.
Bozkırdaki halkı kim yönetecek? Eski eyalet başkanları ile ne yapacağız? Köy temsilcileri İlçe-Şehir Koalisyon Komitisine girecek mi? Girerse, kaç insan ve hakları nasıl olacak?
Konuşanlar çok, karışık ve belirsiz bir şekilde konuşuyordu. Herkes sözü döndürüp dolaştırıyordu. Siyasi tecrübeye sahip değildi, her biri bildiği gibi konuşuyordu, bu nedenle tartışma bitmiyordu… Böylece hiç bir karara varmadan ertesi gün toplanmayı kararlaştırdılar.
Ertesi gün medresede Kazaklar ve Tatarlar toplandı. İki Tatar – Seit Latıpov ve Şarip Yalımov hararetle konuşuyordu. İyi konuşmayı bilen orta halli tüccarlar, aramızdan önder olarak çıkıp, bütün Müslümanlar adına teklif ve taleplerde bulundular. Büyük zenginler ayrı olarak müşavere ediyordu.
Bu defa da toplantıda aynı soru ele alındı: İlçe-şehir koalisyon komitesine seçim. Bu komiteye farklı ulus, farklı grup, farklı sınıf temsilcileri girecekti. Yıkarıdan komiteye milletvekilleri adaylığa eşitçe koyma talimatı geldi: Müslümanlar, Rus Kazakları, küçük burjuvazi, banliyö sakinleri, askerler, öğretmenlerden eşitçe seçmek. Rus Kazakları hariç katılanların çoğu böyle koşulları kabul etmiyordu. Tam bu sorun toplantıda ele alındı.
- Kazak ve Tatarları, bütün Müslümanları bu hüküme karşı çıkmaya çağırıyorum – dedi Seit Latıpov. – Çoğunluktayız ve bu nedenle komitede Rus sakinlerinin küçük grupları ile eşit olarak çalışamayız. Genel seçimler olsun. Gizli oyla seçilecek olanalar komite üyesi olacak.
Toplantıya katılanlar takdirle çığrıştılar.
- Yarın, - devam etti Latıpov. – Omsk’tan seçim yapmak için gelecek komiser eski şehir dairesinde seçmenleri toplayacakmış. Biz konuşma yapmayı isteyeceğiz ve Müslümanların adına komitenin böyle bir koşullarla düzenlenmesini kabul etmiyoruz diye bildireceğiz. Şimdi öğretmen seminerisine gidecek ve şehir öğretmenleri Gorbaçev ve Koltunov’a taleplerimizi anlatacak olan iki vekil seçmeye öneriyorum.
Katılanlar, Latıpov’un teklefini uygun buldu, yarın Müslümanların adına idarede konuşma yapmaya, bugün ise eski koşulları destekleyen öğretmenler ile görüşmek için seminere gitmeye onu ve beni görevlendirdi.
Gorbaçev ve Koltunov’u seminerde bulduk. Onları ilk gördüm. Öğretmenler devrimci harekette bilgili oldu. Onlara koalisyon komitesinin düzenlenmesi hakkında Müslüman toplantısını düşüncesini anlattık. Öğretmenler kararımızı uygun buldu ve şunu söyledi:
- Sayısı az olan öğretmenler sınıfı büyük toplumsal grupların çıkarlarını haledar etmeyecek. Koalisyon komitesini düzenleme ilkesi ahlaksız insanlar, yani ‘eskiler’ tarafından önerildi. Öğretmenler bu ilkeye kararlı direniş göstermeye niyet ediyor. Seçimler herkes için genel ve eşit olmalı.
Diğer önemli işleri konuştuktan sonra vedalaştık.
Ertesi gün Omsk’tan gelen komiser eski şehir dairesinde vekilleri topladı.
Biz de geldik. Büyük salon insanlarla doldu. İnsanlar omuz omuza duruyordu. Yeşil çuha ile örtülen masa başında Omsk’tan gelen komiser - şişman subay ve tanımadığım daha beş insan oturuyordu. İlk konuşmacılar koalisyon komitesinin düzenlenmesine karşı çıktılar.
Müslümanların adına kıvrak ve görmüş geçirmiş Latıpov konuştu. O güzel konuşmayı biliyordu.
Çoğunluğun oy birliğiyle koalisyon komitesinin düzenlenmesi meselesi iptal edildi. Geçici komisyon seçildi ve yakın zamanda genel gizli oyla İlçe-şehir komitesini düzenleme kararı verildi.
Önce Ruslar, Kazaklar ve Tatarlar, adayların genel listesini tuttular. Sonra Rus grubu tarafından yeni bir liste teklif edildi. Bundan sonra grupların sayısı çoğaldı ve beş ya da altı liste tutuldu.
Seçimler oldu. Komite üyeliğine ancak iki Kazak girdi. Temsilcilerimizin az olduğu Kazakların seçimlerin anlamını anlamadığından kaynaklandı.
Yeni seçilmiş komite, aydınlatma ve propagandayı yürütmek amacıyla köylere insanları göndermeye karar verdi.
Medresede yukarıda adı geçen Yalımov toplantı yaptı. Kalabalık toplantıya şehirli fakirlerin militanlarından biri görmüş geçirmiş aksakal Balapan geldi. Yalımov kibirli, kendini pek beğenmiş gibi konuşuyordu, ancak insanları yönetme hakkı pek yoktu. Yalımov nakliye bürosunda çalışıyordu, bakkal dükanına sahipti. Orta halli tüccarlar sınıfından çıkmış biri gibi varışlı açıkgöz idi. Hesaplı hareket ederek liderliğe çıktı ve neredeyse bütün Müslümanların adına kibir kibir konuşuyordu. Dengesiz, delişmen biri olup, Tatar ve Kazakların güvenini kazanabildi ve komite üyeliğine girdi.
Bozkıra kim gidecek diye soru ele alınırken Balapan birdenbire Yalımov ile takıştı.
- Bozkıra Kazakları göndermek gerekiyor, - kararlı bir şekilde dedi Balapan.
Ancak Yalımov köylere Tatarları, özellikle küçük bezirganları ve vurguncu bakkalları göndermek istedi. Balapan istediğine ısrar ediyordu. O zaman Yalımov ayağa fırladı, masaya bir yumruk attı ve gözleri fıldır fıldır bakarak ona bağırmaya başladı. Her zaman hazırcevap Balapan bu defa apışıp kaldı ve yeni başkanlığa cevap veremedi. Belki burada fakirin küçültücü hali rol oynamış. Ancak o korkaklık etmedi.
Neticede bozkıra Kazak ve Tatarlardan oluşan bir grubu göndermeye karar verildi. Toplantıdan sonra sokağa çıkarken bazılar Balapan’la alay etmeye başladılar:
- Yalımov sizi adamakıllı korkuttu değil mi?.. Ertesi gün Balapan bana geldi ve öfkelenmeye başladı:
- Yalımov bir köpektir… Bu köpeği neden seçtik?
- Mesele şu ki siz dün ondan korktunuz, - şakaladım ben.
- Hayır, korkmadım, sadece… gaf yaptım. O bana Rusça bağırdı: ‘Onun hakkın yokmuş!’ Önce anlamadım, sadece sonra anlayabildim. – içten dedi Balapan.
Balapan’ın ‘Onun hakkın yokmuş’ diye sözü Akmolinsk sakinlerinin dilinde hala yaşıyor.
Bu olaydan hemen sonra komite yeniden seçildi. Kısa bir zaman içinde Akmolinsk’te toplantılar, seçimler ve komitenin yeniden seçilmesi o kadar çok yapıldı ki hepsini hatırlayamazsın…
Toplantılar çok yapıldı, ama iktidar yoktu. İlçe, her zaman yeniden seçilen komite değil, Kerenskiy’in hükümetinin gönderdiği komiser tarafından yönetiliyordu. Ancak onun yönetimi uzamadı. Her biri kendini durumun sahibi sanıyordu, kimse kimseye baş eğmek istemiyordu. Mahkemenin dayanacağı bir şey yoktu, sayısı az milis güçsüzdü.
Çarın memurları – eyalet başkanları, icra memurları, köy başkanları – bolluk ve neşe içinde yaşıyordu. Görevden alındıysa da eski yerlerde oturuyordu ve güçlük çekmiyordu. Yeni hükümet bu zalimleri eskide yaptığı baskı için cezalamayı aklından bile geçirmedi. Oysa yakın geçmişte, bir yıl önce geri hizmetlere seferberlik ilan edildiğinde ve halk adaletsizliğe karşı mücadele ettiğinde bu ensesi kalınlar, yoksul Kazakları soyup soğana çeviriyordu.
Onların cezalandırılmaması içimizi karartıyordu. Biz cezalandırılmasını talep ederek uğraşıyorduk, koşuşuyorduk, ama hepsi boşuna, şikayetlerimiz havada kaldı.
1916 yılında Spassk fabrikasında Alekseevska köyünde başkanlar Goyakoviç ve Orlov gençlerimizi seferberlikten muaf tutmaya vadederek büyük bir rüşvet alıyordu. Rüşveti bay Seytkemelev ile paylaşıyordu. Şimdi ise bu rüşvetçiler Akmolinsk’te oturuyordu ve onların tutuklanmasını ve yargılanmasını ne kadar istesem de, elde edemedim. Suçluları cezalandırabilen adil ve iktidara sahip olan hakimi bulmak zordu. Her biri kendine göre yaşıyordu. Her biri özgürlüğü kendine göre anlıyordu ve kendine göre kullanmaya çalışıyordu. Ahlakdışı bir davranışın sebebini ortaya koyarsan, cevap olarak şunu duyarsın: Şimdi özgürlük ki!..
Kazakistan’da her yerde ilçe, bölge kongreleri yapılıyordu. Nisan ayında Omsk şehrinde Kazakların bölge kongresi yapıldı. Akmolinsk’ten temsilci olarak veteriner sağlık memuru Husain ve Bayseit gitti. Bu kongreye kendi parasıyla iki göbekli bay gitti: Tama soylu Cantore ve Korcın-Kul eyaletinin başkanı Olcobay.
Söz konusu kongrede Kazak Bölge Komitesi seçildi.
‘Kazak’ gazetesinin yazı kurulundan kongreye Orenburg’dan Mırcakip geldi.
Kongrenin bitmesinden az sonra Akmolinsk’e iki komiser geldi: Adilev ve Kemengerov. Onlar İlçe Kazak Komitesini düzenlediler. Ancak yerli iktidar Kerenskiy’in hükümetinin komiserinin elinde idi.
Kah orada, kah burada toplantılar, kongreler yapılıyordu. Kazakların ve Kazak komitesinin adına onlara temsilcilerimiz katılmalıydı.
Kazak komitesinin temsilcisi olarak avukat Duysembayev, yardımcısı olarak ise ben atandım. Komiteye Adilev, Kemengerov, Şegin, daha sonra Aybasov vs. girdi. Az buçuk mürekkep yalamışları işe aldılar. Matbaa düzenleme ve gazete çıkarma kararı verildi. Punto satın almak için para topladık ve bu amaçla Duysembayev’i Kazan’a gönderdik.
Şimdi komite başkanı olarak beni seçildiler. Eyalet komitelerini düzenlemek için Akmola ilçesinin eyaletlerine vekillerimizi gönderiyorduk. Bu komiteleri düzenleme şartları, halkı ezenleri seçmeme, gazetemize abone olmaya propaganda yapma, para toplama üzerine talimatname hazırladık. Vekiller ile birlikte gazeteye abone olma şartlarını açıklayan özel defteri gönderiyorduk.
Akmola ilçesi komiseri ve Kazak komitesinin ilişkileri kötülüşmeye başladı. Bir rezaleti halletmek için köye gitmem lazımdı. Ben yokken Kazan’dan dönen Rahimcan Duysembayev mitingde ilçe komiseri Petrov’u provokatör diye hakaret etmiş. Hakaret gören komiser Duysembayev’i mahkemeye vermiş. Şehire ivedilikle dönüp, Petrov’u adaletsiz hareketle suçlayarak üç yere gizli telgraf çektik: Omsk bölge komiserine, bölge Kazak komitesine ve bölge milletvekilleri kuruluna.
O günlerde komite bulunduğu evin odalarından birinde dördümüz oturuyorduk: Dinmuhammet Adilev, Birmuhammet Aybasov, Kemengerov ve ben.
Mışıl mışıl uyuyorduk. Gecenin geç saatinde kapının çalmasından uyandık. Kapıyı açınca postacıyı gördük.
- Ne oldu?
- Çağrı alır mısınız.
- Gece çağrı olur mu?
Postacı verdiği kağıda bakınca, çağrı olduğunu gördük. Rus ilçe komitesi bizi olağanüstü toplantıya çağırıyor… birbirimize şaşkınlıkla baktık ve postacıya nasıl bir olağanüstü toplantı ve ona kimin katılacağını sorduk. Postacı detayları bilmediğini ve kendisine çağrı vermeyı emredildiğini söyledi. Tek bildiği şey şu idi: komite üyeleri toplanmış ve bizi bekliyormuş.
Hızlı bir şekilde giyindik ve hep birlikte çıktık. Postacı komitenin bütün üyelerini çağırdıklarını bildirdi. Evleri dolaşıp, insanları uyandırmak zorunda kaldık. Bunun yanı sıra komitemizin üyesi olan, geçende ilçe başkanının tercümeni olarak çalışan Beymagambet Ogistazov’a geldik.
Onun Rusçası pek iyi idi ve onu yanımıza almaya karar verdik. Beymagambet nereye gittiğimizi öğrenince giyinerken ‘Ne oldu acaba? Ne iş çıktı?’ diye tekrarlıyordu. Onu peşimizden zorla sürükledik.
Geçe aysız ve karanlıktı. Şehir mışıl mışıl uyuyordu. Ancak Kazak komitesinin üyeleri geçe sokaklarında yürüyordu. Gökyüzünde hafif saçak bulutlar var ve bir yıldız bize gülümseyerek yanıp sönüyor gibi. Geçe evlerin penceleri şeytanların gözleri gibi parlıyor.
- Aman Tanrım, neden çağırıyorlar bizi, ne oldu? –endişe ediyordu Baymagambet. – Mutlaka bir şey olmuş, aksi halde çağırmazlardı. Vay, çocuklarım, kaç defa uyarıyordum, ama beni dinlemediniz. İşte geldi. Rus çarı yine tahta çıkmış galiba!
Toplantıya geldik. Komite üyelerinin hepsi ortada idi. Soğuk telaşsızlık vardı, dağdağa ve acele yoktu. İlçe komiseri ve komite üyesi olan sosyalist-devrimci partisinin sekreteri Martlogo da katıldı.
Toplantı başladı ve ilk konuşmadan çağırıldığımızın sebebini anladık. Komiser Petrov, üç yere gönderdiğimiz telgrafların içeriğini öğrenmiş ve Rus komitesinde gereken işini yapıp, kendi haklarını göstermek ve beyinimizi yıkamak için bizi çağırmış.
Konuşma sert ve şiddetli idi. Rusların çoğu mükemmel lakırdıcıdır. Özellikle Petrov ve seminer öğretmeni Koltunov kendilerini gösterdiler.
- Bu iftira bir ihbardır! – ateşli ateşli söz ediyorlar. – Bu halk iktidarının hakaretidir! Komiserin suçluğunu olgu ve belgelerle kanıtlamalısınız, yoksa mahkeme karşısına çıkacaksınız! – ve masaya yumruk atıyorlar.
Kanıtlarımız yoktu, hem de bundan söz edilince apışıp kaldık. Ama gitgide çekişmeye ve haklı olduğumuzu kanıtlamaya başladık. Bu da Petrov’u çileden çıkardı:
- Omsk’a gönderdiğiniz telgrafta bana provokatör demişsiniz! Provokatörler kurşuna dizilir. Gerçek olguları gösterin, aksi halde mahkeme karşısına çıkacaksınız! –sesi azgın komiser kılıçla yere vurdu.
- Devrime gösterdiğim yararlıklarım çok! – devam etti komiser. - Çara karşı askerlerim ile birinci çıktım. Babam devrimcidir. Yazar Potapenko kitabında benim hakkımda yazdı! Saşa diye çocuk benim. Bana çamur attığınız için ne yaptım ki? – ağlamaklı sesle bitirdi komiser.
Kazak komitesinin durumu hoş değildi. Baymagambet ‘dışarı çıkıp gelme’ bahanesi ile kayboldu. Sultan, Useke (Usen Kosayev), Husain ve diğer üyeler farklı bahanelerle toplantıdan gittiler. Sadece dördümüz kaldık: Birmuhammet Aybasov, Dinmuhammet Adilev, Kemengerov ve ben.
Bu toplantıda azınlıkta kaldık ve haklı olduğumuzu ispatlayamadık.
Böyle olmakla beraber Omsk’tan bize iki komiser geldi, biri Rus Homutov, diğeri ise Kazak A.Seitov. Onlar Kazak komitesini toplantıya çağırdılar. Skandalın yerli güçlerle halledildiğini bildirdiğimizde iki komiser geri döndü.
Bu örnekten komitemizin faaliyetini görebilirsiniz. Egemenliğin sadece bir görünüşüdür, ama gerçekten yetkimiz yoktu. Eski kanunlar geçerli değildi, ama yeni kanunlar çıkarılmadı. Komitemizin ilk görevi, başlığı yok etme ve ailede kadını azat etme idi.
Halk iktidarının organı olan komitemizin faaliyetindeki karmakarışıklığı aşağıdaki olgudan görebiliriz. Eski iki eyalet başkanı hakkında yaklaşık yüz yürmi şikayet dilekçesi geldi. Mektuplarda söz edilen eyalet başkanları yaptığı baskıları saymak mümkün değil. Dilekçeleri okuduktan sonra bu eyalet başkanlarını insanları ezdiği için layığını bulsun diye mahkemeye vermek istedik. Ancak Petrov, suçluları yargılama haklarınız yok diye ifade etti. O zaman Rus hakimlerinden yardım istedik, ama onlar da ‘Kazakların işlerine karışmıyoruz, istediğinizi yapın’ diye kaçamaklı cevap verdiler.
O zaman Omsk bölge komitesine bu 120 şikayet dilekçesini incelesin ve suçluları cezalandırsın diye gönderdik. Dilekçeleri göndermekle bölge komitesinin etkinliğine kanaat getirmek istedik ve hiç olmazsa onların herhangi önlemler alacaklarına ve bundan sonra kolayca çalışacağımıza ümit ettik. Ancak bir kaç gün sonra suçlulara karşı önlemler alma bir yana dilekçelerimiz herhangi bir direktif ve açıklama iliştirilmeden geri geldi.
İlçe komitesi üyeleri iki eyalet başkanı, özellikle seksen şikayet dilekçesinde söz edilen Korcınkul eyalet başkanı Olcobay’ı iyi tanıyordu. 1916 yılında bu zalimler ezdiği insanların ağlamasını ve inlemesini unutmak mümkün değil. Buna rağmen ne ilçe komitesi, ne de bölge komitesi onları cezalandırmak için önlem alıyordu. Üstelik Olcobay’ın yeğeni Tolebay bölge komitesinin üyesi imiş.
Çarlık iktdarı devrildikten hemen sonra Olcobay, Akmolinsk’e geldi ve memurlardan saygı gören, becerikli, konuşkan biri gibi toplantılarda konuştu ve hatta ‘lider’ oldu. Omsk’a kongreye izinsiz olarak gitti ve komite üyeliğine yeğeninin adaylığını koyabildi. Geçen yıl kargaşalıklar olduğunda günahsız gidenlerin akrabalarının kendisi hakkında yaklaşık seksen şikayet dilekçesini verdiğini öğrenince Olcobay, Akmolinsk’ten kaçtı. Bunun hakkında bölge komitesine rapor yazdık, Tolebay’ı komite üyeliğinden çıkarma diye ricada bulunduk, ancak mektup ve telgraflarımız cevapsız kaldı, komite bize kulak vermedi. Bundan sonra bölge komitesi ile aramız iyi oalmayacağını anladık.
Buna rağmen ilçe işlerimizi bağımsız olarak yürütüyorduk. Kendi yönetimi ve tüzüğü olan ‘Jas Kazak’ (Genç Kazak) gençler örgütünü düzenledik. Tüzükte aşağıdakiler yer aldı: ‘…Jas Kazak örgütü devrimci partisini Rusya’daki en güvenilir parti diye sanıyor ve onunla el ele hareket ediyor. Örgüt, Federatif Cumhuriyetin kurulmasını destekliyor…’
Örgütümüzün önemli görevlerinden biri yerli halka yeni siyaseti açıklama ve bununla birlikte devrim yasallarına uyma idi. ‘Jas Kazak’ örgütünün başkanı olarak Saken Seyfullin, büro üyeleri olarak ise Adilev, Aybasov, Asılbekov, Serikbayev ve Nurkin tayin edildi. Önce örgütümüze yaklaşık elli insan kaydedildi. Daha sonra bu sayı artmaya başladı. Yakında sekreter, muhasip ve mühre sahip olduk. Sonbahara doğru kendi güçlerimizle basımevinde basılan ‘Ayna’ dergesinin ilk sayısını çıkardık.
İyi miydi, kötü müydü, şimdi söylemek zor, ama hem komitede, hem de ‘Jas Kazak’ örgütünde harıl harıl çalışıyorduk.
Köylerde eyalet komitelerini düzenledik. Birçok yerlerde halkı ezen eski memurları görevinden uzaklaştırabildik. Kadınların özgürlük hakkını korumaya çalıştık. Her bir kadın erkek ile eşit olarak seçme hakkına sahip diye ilan ettik. Mümkün derecede başlığa karşı mücadele ediyorduk. Büyük başlığı veren, ancak sevilmeyen erkekle evlendiren kızı zorla alıyorduk ve sevdiği insanla evlenme hakkını sağlıyorduk. Bu nedenle komitemiz, Akmola ilçesinin Kazakları için hem mahkeme, hem milis, hem de yüksek makamlar oldu. Komite bulunduğu binanın karşısında her zaman köyden gelen elçilerin atları duruyordu. Kız ve genç kadınlar, başlık verenle evlendirmeden kurtarma ricası ile katar katar geliyordu. Onların ricaları yerine getiriyorduk, nişanlıyı serbest seçme belgelerini veriyorduk. Bir gün böyle bir belge köyün on sekiz kızına verildi.
Özel mektuplardan ve Kazakistan’ın farklı yerlerinde çıkarılan gazetelerden her yerde yer alan komitelerin örgütleri ve onların işleri hakkında bilgi alıyorduk. Her birinin işleri faklı farklı yürüyordu. Bazıların sonuçları iyiydi, bazıların ise durgun ve pasif idi.
Her yerde gazeteler basılıyordu. Semipalatinsk’te ‘Sarı-Arka’ gazetesi basılmaya başladı. Onun yazı işleri müdürü Halel Gabbasov, aktif mensupları ise Yermekov, Bukeyhanov, Turganbayev idi. Taşkent’te ‘Alaş’ gazetesi basılıyordu. Yazı işleri müdürü Kolbay Togusov idi. Daha sonra bu gazetenin adı ‘Birlik Tuı’ (Birlik Bayrağı) olarak değiştirildi ve yazı işleri müdürü Mustafa Çokayev, mensupları ise Bolgambayev, Turyakulov, Hocanov vs. oldu. Astrahan’da Bukey Ordusu Kazaklrı, yazı işleri müdürü A.Musin olan ‘Uran’ (Şiar) gazetesini bastırıyordu. Akmolinsk’te ‘Tirşilik’ (Yaşam) gazetesi basılıyordu. Yazı işleri müdürü Rahimcan Duysembayev, mensupları ise Sadvokas Seyfullin (bu ben), Asılbekov, Omirbay Donentayev vs. oldu. Orenburg’da ‘Kazak’ diye ünlü gazetesi basılıyordu. Yazı işleri müdürleri A.Baytursunov ve M.Dulatov idi. Onun aktif mensubu Bukeyhanov idi. ‘Kazak’ gazetesi burjuva milliyetçi idi ve ‘Tirişilik’ gazetesi hariç diğer Kazak gazetelerinin içerik ve niteliğine etkiliyordu. Söz konusu gazetenin mensupları, kendi milliyetçi politikasını açıklayan ve bütün yayın organlarında, yayımlanacak olan haberlerde bu politikayı desteklemeyi talep eden mektup ve talimatları Kazakistan’ın engin bozkırına yolluyordu.
Gazetelerden Kazakistan’daki bütün komitelerin işleri, siyasi çizgisi, pratik faaliyetleri, yönetimi hakkında bilgi alıyorduk. O zaman komitelerin başında eski burjuva aydınları, yani avukatlar, hakemler, hekimler, memurlar, tercümanlar, çoğunlukla bayların evlatları bulunuyordu. Mollalar, imamlar, eski eyalet başkanları ise onları esinlendiriyordu.
Ural bölgesinde yer alan olayı anlatmak istiyorum. Bu olay her yerde bölge kongreleri yapıldığı dönemde oldu. Kongre Uralsk’ta, şehir sirkinin binasında yapıldı. Kongrenin başkanlık heyeti seçildi. Başkanlar arenanın ortasında masa başına oturdular. Birçok delegeler için yer kalmadı ve onlar geçitlerde durmak zorunda kaldı. Sirkte eski baylar, eski memurlar, aydınlar, eğitimli kadınlar, kısacası Ural vilayetinin kaymak tabakası toplandı. Başkanlıkta Halel Dosmuhammedov, Cahanşa Dosmuhammedov, Gubaydulla Alibekov vs. gibi Kazakistan’da bilinen yüksek eğitimli emektar insanlar idi. Düzgün konuşmaları bir yana onlara bakmak bile hoştu. Onlar gerektiği gibi masa başında otururken, arenada yumuşak halıda bir insan oturuyordu. Yağlı top gibi şişman, geniş omuzlu, gümüş motifli kemeri ve zerdeva kalpağı giyinmiş bir insan. Ensesi kalın, yanakları tulum gibi sarkıyor. Kendi kıymetini bilen bu adam ara sıra ortama lütfedip bakıyor. Başkanlar ise bu ‘dünyanın göbeğine’ av kopeği gözlerini kendi sahibine dikmiş gibi bakıyor.
Her şey iyi gidiyormuş. Ama ‘dünyanın göbeği’ Avrupalı gibi giyinmiş iki Kazak kadınına göz attı ve kaşlarını çatıp ciddi söyledi:
- Bu ne kuklalar orada dikilip duruyor?
Delegeler donakaldılar. Başkanlar titreyerek anlatmaya başladı:
- Kadınlardan biri İsa’nın eşi, diğeri Aytcan’ın eşi. İkisi de sizin gelininiz.
- Kovun onları buradan! Bu yer karılar için değil! – emretti şişman.
Kadınları hemen dışarı attılar.
Böylece birinci mesele ele alındıktan sonra ara verildi. Delegeler birbirleriyle konuşuyor. Tanrı’nın şişman halifesi, hem bir ölümlüye, hem diğerine lütfedip bir şeyler söylüyor. Katılanlar, onun kıymetli sözünü dikkatli dinleyip, aç köpek gibi onun ağzına bakıyorlar.
- Hey, Guybadulla! – başkanlık üyesi Gubaydulla Alibekov’u çağırdı şişman adam. – Sen Petersburg’da sık sık oluyorum tekrar edip duruyorsun. Oraya istediğin kadar git, ama burada, yerimde saçmalama.
Sonra şişman adam mollalara döndü:
- Hey, mollalar, tütün içerseniz, başınız ağrımayacak!
Hiç biri ona küsmeye ve itiraz etmeye kalkmadı. Kim bu adam?
O, ünlü Sırım-batır’ın torunlarından biri eyalet başkanı Salık.
Kongre işini bitirdikten sonra Salık başkanlara dönüp, şunu söyledi.
- Hey, siz! Şimdi istisnasız olarak hepsi mezarlığa gitmeli. 1916 yılında can verenlerin mezarında Kur’an okuyacağız.
Delegeler itirazsız itaat etti ve sirkten çıkıp mezara akın akın gitti. Mezarın yanında ayaklarını çapazlayarak oturdular.
Başkanlık heyetinin üyeleri ve faal üyeler birinci sırada oturdular – Halel, Cahanşa, Gubaydulla vs. Kur’an’ın Mülk Sûresini sabırla sonuna kadar dinledik.
Yeni iktidarın niteliği işte böyle idi. Salık gibi Allah’ın yerde tam halifeleri başka yerlerde de vardı.
Halkın şikayetlerinin sebebi olan ve yeğeni Tolebay’ı bölge komitesine sokan eyalet başkanı Olcobay hakkında daha önce anlattım. Olcobay hala cezalandırılmamıştı ve yeni makamlarda dayısı vardı. Beyaz Muhafızlar geldiğinde Olcobay, ilçedeki Alaş-Ordu karşı-devrimci burjuva milliyetçi örgütünün aktif başkanlarından biri, yukarıda adı geçen Salık ise Batı Kazakistan’da Alaş-Ordu hükümetinin üyesi oldu.
Salık gibi itibar sahibi baylar Akmolinsk’te bize saldırıyordu. Onların gündemi Kazak Komitesini yok etmekti. Bizi küfrediyordu, komite üyelerine iftira ediyordu. Dinsiz, doğru yoldan ayıran, asayişi ithal edenler diyordu bize.
Ancak pes etmiyorduk, mücadelede çelikleşiyorduk.
Bir gün gündüz saat on ikide ‘Jas Kazak’ örgütünün üyeleri dahil gizli oturum yaptık. Bazı gizli sorular ele alındığı için kapıda ilgisi olmayanlar içeri girmesin diye nöbetçi koyduk.
Öğle vakti idi ve her zamanki gibi halk komiteye geliyordu. Oturumu yeni başladığımızda kapı vuruldu ve öfkeci bağırtı duyuldu. Nöbetçimiz yüklenenleri sakinleştirmeye çalışıyor, ama boşuna. Neticede nöbetçi dayanamadı ve kızarmış, gücenmiş olarak oturum odasına girdi.
- Kalabalık yüklendi, zorla girmek istiyor, - dedi.
- Kışkırtıcı kim?
- Eyalet başkanı Sıpan.
Sıpan erki sınırsız bir eyalet başkanı idi. Yirmi beş yıldır eyalet başkanı görevini yapan bu adam kurnaz, iş ve konuşmalarda nazik biri idi. Salık ise bir gün komite üyelerinden birini patlattı.
- Kimseyi sokma, oturum gizli de, - ısrar ettik.
Nöbetçi çıktı, ama bir kaç dakika sonra daha da yüksek sesler duyuldu, kapı açıldı, az kalsın menteşeden düşecekti ve oturuma Sıpan ile birlikte yiğitler grubu girdi.
- Komiteden ne istiyorsunuz?
- Hiç, - dedi düzeni bozanlar. – Görüşmenize katılmak istiyoruz.
- Komitenin oturumu gizli, katılmaya hakkınız yok.
- Neden gizli? Bizden ne sırlarınız var? Biz katılacayız – bu kesin!
Heyecanlandılar ve sonra sakinleşmeye başladılar. Komitemizin üyesi muhasip Nurcan Şagin’e Sıpan şunu dedi:
- Bak, Nurcan, ağzını pek tut! Yoksa yerini gösteririm sana.
Sıpan maiyeti ile gitti, ama oturumu devam etmedik.
‘Jas Kazak’ın’ başka oturumunda aşağıdaki olay oldu. Başkanlık ediyordum. Yarım daire olarak oturuyorduk. Başkanın yanında sekreterler ve yönetim kurulunun üyeleri: Adilev, Aybasov, Nurkin ve Asılbekov, karşımızda Serikpayev, Donentayev vs. oturuyordu. Oda dolu idi. Oturuma katılmak isteyenlerin sayısı az değildi.
Oturum akşama kadar devam ediyordu. Güneş batarken kapıda itişip kakışma başladı, hoşnutsuz sesler duyuldu:
- Nereye sığıyorsunuz? Yüklenmeyin, burası zaten dar!
- Ne oldu?..
Kalabalığın içinde kendine yol açan beş-altı kayyum gördük. Bu Akmola ilçesinin ünlü ‘hazretleri’ idi – halife Galautdin, sayın molla Omar ve diğer mollalar. Onlara ne istediğini sormak için oturumu durdurmak zorunda kaldık.
- Şimdilik hiç bir şey olmadı, - cevap verdi mollalar ve öne oturup, kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar. Sonra Galautdin beklenmedik bir sırada bana yaklaştı ve şunu söyledi:
- Saken bey, oturumu bir kaç dakikaya durdurmanız grekiyor.
- Neden?
Konuşan sustu, salonda sesler kesildi.
- Akşam namazının vakti geldi. Oturumunu durdurup, akşam namazına gidelim, - teklif etti halife.
- Vaktimiz yok, halife, - itiraz ettim.
- Nasıl yani vaktiniz yok? Çene çalmak için vaktiniz var, ama namaz kılmak için vaktiniz yok demek? Hemen namaza gidelim, - emretti Galautdin.
- Aptes almadık ama, - direnmeye devam ettim. – Namaza hazır değiliz.
- Aptes almayı yetişeceksiniz. Şimdi ise oturumu durdurun ve namaza gidelim, yoksa namaz vakti geçer, - tehditle devam etti halife.
Ne yapalım? Galautdin’in ısrarlı küstahlığı bana dokundu. Yoldaşlarımın yüzlerine göz gezdirdim, Baken Serikpayev’in çatışmaya hazır yüzünü gördüm ve evet anlamında belli belirsiz baş işareti yaptım. O beni anladı ve kararlı bir şekilde yüksek sesle söyledi:
- Saçmalama, molla!
Baken’den sonra Omirbay ayağa fırladı:
- Bana söz ver, Saken!
Ona söz verdim. Mollalar şaşkınlık içinde sustu. Salondakiler gençlerin kayyumlar ile görülmemiş çatışmasının neyle bitmesini soluk almadan bekliyordu.
Omirbay korkusuzca söylemeye başladı:
-Siz, mollalar, halkı aldatıyorsunuz, bizi kandırıyorsunuz, otlakçı gibi halkın sırtından geçiniyorsunuz! İkiyüzlüsünüz, bir türlü söylüyorsunuz, başka türlü yapıyorsunuz, belagatli ve mahir yalancılar! Kendi namussuz marifetlerinizi itiraf edecek misiniz acaba? Buraya neden geldiniz, bizden ne istiyorsunuz? Öbür dünyada cehennemde yanarken bize yardım edebilecek misiniz?..
Mollalar istediğini elde etmeden çekilip gittiler…
Bu örneklerle hem eyalet başkanlarının, hem de mollaların yaptığımız yeniliklerimize karşı hareket ettiğini ve komitemize elden geldiğince baskı yapmaya çalıştığını göstermek istiyorum.
Sadece Akmolinsk’te değil, Kazakistan’ın her yerinde din adamları ve çarın eski memurları, komitelere karşı faaliyet gösteriyordu, kendi kararlarını hayata geçirmeye, görüşlerini halka dayatmaya ve iktidarda kalmaya çalışıyordu.
Daha sonraki bir dönemde görülmüş bir örnek vereyim.
Bu olay Beyaz Ordu rejimi sırasında oldu.
Alaş-Ordu o zaman iki yerde yer aldı: Semipalatinsk’te Alihan Bukeyhanov tarafından ve Kazakistan’ın batısında Ural bölgesinde Cımpitı’da Cahanşa Dosmuhammetov tarafından yönetildi. Batıda Alaş örgütünün aktif eylemcileri Halel, yukarıda adı geçen Salık vs. oldu.
Bir gün batı Alaş-Ordu’nun yöneticileri ünlü hazreti Kuanay’ın gelmesi vesilesiyle Halel’in dairesinde toplandı. Kazan ve Ufa’daki Tatar ve Başkurt müftüleri Kuanay’ı bizzat tanıyor ve ona saygı gösteriyordu. Elbette, onlar ona yaltaklanıyordu ve bu nedenle ‘hazreti’ diyordu.
‘Hazreti’ Kuanay heybetli ve azametli bir şekilde oturuyordu. Yandan bakarsan Buda’nın kendisi gibi oturuyordu. Bu kadar kımıldamaz olarak oturuyordu Kuanay. Kuanay susuyor, boşuna konuşmuyor, bir şeyi söylerken onun her bir sözü Allah’ın vergisi gibi kabul ediliyor. Hazreti, cemaatına Olimpos tanrılarına yakışır bir serinkanlılıkla bakıyor, hükümet üyeleri ise öğrenciler öğretmeni karşısında gibi sessiz oturuyor. Bazen onların Kuanay’a baktıklarında kelbane ubudiyet görülüyordu ve köpekler gibi sahibini görünce neredeyse kuyruk sallayacakmış gibi oluyordu. Hükümet başkanı Cahanşa Dosmuhammetov da oturuyordu. Yeni resmi ceket giyinmişti ve Acem kumandan Rizaşah’a benziyordu. Cahanşa büyüleyici, istemiyorsan bile ona bir daha göz atmadan duramazsın. Cahanşa, Alaş-Ordu’nun başkanıdır, Cahanşa, Kazak hanıdır…
Ancak Cahanşa’nın başlığı yok. Onun başı tıraşlı değil, saçları gür. O mavi takke ve hana yakışır bir kıymetli taşlarla süslenmiş kürk kalpak giymeli. Ancak başında tımak (Kazakların kulaklı kürk kalpağı) bile yok.
Cahanşa eksikliğini görmüş gibi saçlarını elle düzeltti. Hazreti, Cahanşa’nın hareketine büyük bir dikkatle baktı. Kuanay’ın sol gözü kımıldadı ve o altın kartal gibi birden başını kaldırdı. Cahanşa’nın yüzüne göz kesilerek baktı. Katılanlar korkup, soluğunu kestiler – ne olacak?
- Hafif biri! – haykırdı hazreti. – Neden başlıksız oturuyorsunuz? Sizi başkan, halife düşünüyoruz. Her bir namazda siz, başarı ve sağlığınız için dua ediyorduz! Siz ise nasıl davranıyorsunuz? Hemen kalpak giyin!
Herkes telaşa düştü ve bu olayı gidermeye çalıştı.
- Kulağıma gelenlere göre namaz özensiz olarak kılıyorsunuz! – devam ediyordu kızmış hazreti.
Katılanlar, ‘affedersiniz’ diye tekrarlayarak hazreti zorla sakinleştirdiler. Herkes sustuğında evin sahibi Halel konuşmaya başladı:
- Hazretleri, şimdi çok yüklüyüz, boş vaktimiz bir yana nefes almak için vaktimiz bile yok. Adi günlerde namaz evde kılmaya izin veriniz, Cuma günü ise camiye gidip namaz kılacağız.
Kuanay biraz sustu ve sonra Alaş-Ordu örgütünün hükümet üyelerine meşgul oldukları için namaz evde kılmaya izin verdi.
- Ancak Cuma namazı camide kılacaksınız! – emretti prensip sahibi hazreti.
- Tam böyle olacak, hazretleri, - boyun eğerek kabul etti hükümet üyeleri.
Bu gibi olaylar sadece batıda değil, Kazakistan’ın başka yerlerinde de görülüyordu. Alaş-Ordu, kendi faaliyetinde halka değil, eski eyalet başkanlarına, müdürlere, şeref molla ve hazretlerine dayanıyordu. Onları bütün toplantı ve oturumlara çağırıyorlardı ve akıl ile öğütlerini dinliyor, eylem kılavuzu olarak kabul ediyorlardı. Böylece Alaş-Ordu, eyalet başkanlarının şahsında çarın memurlarının, molla ve yardakçılarının şahsında eski din hocalarının yetkililiklerini yerine getiriyordu.
Şimdi ise Akmolinsk’teki komitemizin faaliyetine dönelim.
Yukarıda dediğim gibi ilçe sakinleri için komitemiz yüksek makam, mahkeme ve milis oldu. Eli boş durmuyorduk, tüm eyaletlerin köylerinden ulaklar ve şefaatçiler bize geliyordu. Harıl harıl çalışıyorduk. Ancak kimseden talimat, yönerge, öğütleri almadan körlemeden hareket ediyorduk. Büyük makam gerektiği zaman kimseye dayanamıyorduk, kararname ve yasamız yoktu. Rus komitesinde ise iş yapılmıyordu.
Akmolinsk’teki idari iktidar Kerenskiy’in hükümeti tarafından gönderilen praporsçik Petrov’un elinde idi. Ancak ne yapabiliyordu, hangi yasalara dayanabiliyordu? Ne de olsa durum sadece Akmolinsk’te değil, tüm ilçede zordu.
Buz güç biriktiren durgun bir denizi yüzyıllar boyu donduruyordu. İşte buz çözüldü, deniz temizlendi, azdı. Halktan başka bu denizi kim sakinleştirecek? Bu iktidarı kim kuracak, kuduran denizi doğru yöne kim yönlendirecek?..
Orenburg’da basılan ‘Kazak’ gasetesi, Tüm Kazakistan Düzenleme Merkezi olmak istiyordu. Gazetenin Kazakistan’ın kenarında basıldığına rağmen onun düzenleme merkezi olma imkanları vardı. İlk başta ‘Kazak’ gazetesi, başka gazetelere göre çok zaman önce – 1912 yılından beri basılmaya başladı. Söz konusu gazate ünlü idi, toplumsal-siyasi mücadele tecrübesine sahip oldu ve onun kendi okurları vardı.
Gazete, çarlık sömürgecilik rejimi yoğunlaşmaya başladığı dönemde, yerli halk nehirlerin kıyılarındaki verimli topraklardan, ataları yaşadığı topraklardan kovulmaya başladığı dönemde basılmaya başladı. Kazaklar kaderini ağlıyordu, baskıyı zor geçiriyordu. Birçok insan kendi esaretinin bilincine vardı. Giderek genç Kazaklar eğitime, okuma-yazmaya heves etmeye başladı. Atasözü dediği gibi – okuma aydınlıktır… Tam bu zamanda ‘Kazak’ gazetesi basılmaya başladı. Giderek Orenburg’da basılan bu gazete Kazak milliyetçilerinin basım merkezi oldu. Bu nedenle çarın yıkılmasından sonra ‘Kazak’ gazetesi Alaş-Ordu’nun bayraktarlığını yaptı.
Gazete, Tüm Kazakistan Kongresinin toplanması hakkında ilan etti. Ama bundan önce 2 Nisan 1917 tarhihinden 8 Nasan 1917 tarihine kadar faaliyet gösteren Turgay Bölge Kongresi toplandı. Söz konusu kongreye Ural, Akmola, Semipalatinsk, Sirderya ve Bukey bölge komitelerinden delegeler geldi. Bu kongrede Tüm Kazakistan Kongresinin toplanması hakkında karar verildi, bunun yanı sıra hazırlık bürosu düzenlendi. Bu büronun başkanlığına ‘Kazak’ gazetesinin yazı kurulu, yani Bukeyhanov, Baytursunov, Dulatov ve Kadirbayev atandı.
Az sonra Turgay Kongresi, Birinci Tüm Kazakistan Kongresinin Orenburg’da 20 Temmuz 1917 tarihinde toplanması hakkında ilan etti. Gazete Kazakistan’ın her bölgesinden gelecek temsilcilerin sayısını belirledi. Bundan sonra bütün komitelere Orenburg’dan telgraflar yollandı. Bu telgraflarda kongrede ele alınacak konular gösterildi:
Tüm Rusya Devlet Düzeni
Kazak bölgelerinin özerkliği
Toprak meselesi
Milis düzenleme meselesi
Yerli özyönetim
Eğitim
Yargılama usulü
Din meselesi
Kadın sorunu
Kurucu meclise hazırlama
Tüm Rusya Müslümanları Kurulu
Kazakistan’da siyasi partinin oluşturulması
Yedisu’da (Semireçye) yer alan olaylar sorunu
Tüm Rusya Federalistleri Kiev Kongresi ve Peterburg Aydınlatma Komisyonuna gidecek olan temsilcilerin seçilmesi
Delegelerin sayısı azdı. Onlar ilçe ya da bölge komiteleri tarafından seçiliyordu. Az sonra öğrenildiğine göre kongreye resmi delegeler hariç farklı yerlerden özel telgraflarla eyalet başkanı ‘dünyanın göbeği’ Salık, hazreti Kuanay ve yukarıda adı geçen Pan Nurmagambet gibi şahıslar davet ediliyormuş. Komite görevlileri onların kim tarafından ve ne için davet edildiğine şaşırıyordu. Meğer ki, onları Bukeyhanov’un ta kendisi çağırdı. Bu insanlar çarlık rejimi yıkıldıktan sonra halkın itimadını nasıl kazanmış acaba?
Akmola bölgesinden kongre delegeleri olarak hekim Asılbek Seitov ve öğretmen Magcan Cumabayev gitti.
Akmola ilçesi komitesinde çok çalışırken duruma seyirci olarak kalmışız. Kongrenin ön çalışmalarına katılmamızı sağlamamışlar ve olup bitenler hakkında telgraf, mektup ve gazetelerden öğreniyorduk.
Kongre toplanmadan önce Omsk’tan sağlık memuru Şeymerden Alcanov’dan mektup aldım. Bu adamla Omsk’a öğrenmek için geldiğimde tanıştım. Daha sonra uyuştuk ve arkadaş olduk.
1913 yılında Omsk’ta ‘Birlik’ Kazak Gençlik Örgütü kurulduğunda Şaymerden Alcanov’u oybirliğiyle başkan olarak seçtik. Daha o zaman kendini sebatlı bir devrimci olarak gösterdi. Söz konusu örgütün gizli toplantılarından birinde (ağaçlıkta yapılan) Şaymerden, kendi gücüyle küçük matbaa kurmaya, devrimci içerikli broşürleri basmaya ve Kazaklara dağıtmaya teklif etti. Daha o zaman aşağıdaki soru ortaya çıktı: devrim olacağı halde örgütümüz ne yapmalı? Şaymerden kararlı bir şekilde şunu söyledi: ‘Çar devrileceği halde elinde silahla devrimci kuvvetler ile çıkmamız gerek’. Birçok insan onun kararlı sözüne olumsuz davranıyordu, akılsızca davranışını sitem ediyordu. Ben ise onu destekliyordum. İşte şimdi Tüm Kazakistan Kongresi toplanmadan önce Şaymerden bana mektup yazdı:
‘Sake, Orenburg’a bayların kongresine gidiyordum. Bukeyhanov’a karşı çıkacağım ve pozisyonunun adaletsiz olmasını kanıtlamaya çalışacağım.
Sen de halka gerçeği söylemelisin, bu insanların maskesini kaldırmalısın. Allaha ısmarladık! Bildirimlerimi bekle’.
Kongreye hazırlıklar yapmaya, halka kongreden kudret helvası düşmez diye açıklamaya başladık.
Orenburg Kongresinin gündemini ilçe komitemizin genel toplantısında ele aldık. En önemli sorulardan biri yeni Rusya Hükümetinin niteliği idi. Bu soru hepimizi endişelendiriyordu, çünkü kongreye şişman baylar, mollalar, hazretleri ve eski eyalet başkanları gidecekti. Onların teklif edeceği yönetim biçiminin nasıl olacağını tahmin edebiliriz: halk için değil, kendileri için yararlı bir yönetim biçimidir.
Rapor okulduktan ve görüş alış-verişinden sonra karar verdik ve Birmuhammet Aybasov komitemizin adına Orenburg Kongresine aşağıdaki telgraf yazdı: ‘Biz Federatif Cumhuriyet lehine oy veriyoruz ve diğer yönetim biçimlerine karşı çıkıyoruz’.
Telgrafımız Orenburg’a kongre toplanmadan önce geldi. Toplantıda konuşanların bazıları federatif cumhuriyet leyhine oy kullanıyordu. Başkanlık yapan Bukeyhanov, kongreye Anayasal Demokrasi Partisinin[6] programını kabul ettirmeye çalışıyordu. O Rusya hükümetinin İngiltere’de gibi kral ve parlamento ile kurulmasının yasal olduğunu tanıtlıyordu…
Zaman geçiyordu. Hacı, molla ve eski eyalet başkanları bizi koyu düşmanlar sanıyordu, dinsiz, halk düzenini bozanlar diyordu.
Tipo puntoyu aldıktan sonra ‘Tirişilik’ (Yaşam) gazetesini basmaya başladık.
Ağustos ayında Akmola ilçesi kongresi toplandı ve bu kongreye Omsk’tan bölge komitesinden Orenburg kongresine katılan Asılbek Seitov geldi. Yanına kongrenin daktilo edilmiş kararını aldı ve nasıl geçteğini detayla anlattı. Bukeyhanov, Anayasal Demokrasi Partisinin programını kabul ettirse de, neticede federatif cumhuriyeti kurma önerisini kabul etmek zorunda kalmış. Bunun yanı sıra kongrede ‘Alaş’ partisini oluşturma kararı kabul edildi ve Kazakistan’ın bütün bölgelerinden kurucu meclise gidecek olan adaylar gösterilmiş.
- Sen de adaylar listesine yazıldın, - dedi Seitov. – Senden başka Akmola bölgesinden Rahimcan Duysembayev gidecek.
Bu kadar önemli toplantıya adayların neden gıyaben gösterildiğini sordum. Üstler halimizi ve kimden yana olduğumuzu bilmiyor.
- Böyle olmayacak! Kazak partisi oluşturulacak, - kararlı bir şekilde dedi Seitov.
- Herhalde Olcobay ya da Nurmagamet’in lütfedip hayır duası talep edilen partinin üyesi olmayacağız, - devam ettim.
Seitov ters bir cavep verdi ve biz çekişmeye başladık. Sonuçta kurucu meclis adayları listesinden adımı silmesini istedim.
Akmola kongresi komitemiz için zor koşullarda geçiyordu. Delegelerin çoğu eski eyalet başkanlarının yardakçıları, kardeşleri, akrabaları olmuş. Yetkisi olmayan eski eyalet başkanları, büyük baylar ve çoktandır bize diş dileyen mollalar kongreye geldi.
Komite bölündü. Omuz omuza çalıştığımız hemfikirlerimiz eyalet başkanlarının etkisi altına düşüp, Kazak komitesinin kadrosuna karşı anlaşmaya vardılar. Seitov da bize karşı çıktı.
Komite yeniden seçildi. Başkanlığına sağlık memuru Husain Kocamberlin atandı, üyeliğine ise molla Manten, eski yargı tercümanları Yerdenbayev ve Sarman Şulenbayev, eski eyalet tercümanı Usen Kosayev vs. girdi. Koşmuhammet Kemengerov ve Dinmuhammet Adilev Omsk’a gittiler, Aybasov ise yurduna Atbasar’a gitti.
Yeni seçilmiş komite az sonra gerçek yüzünü gösterdi. Özgürlük ve adaleti arayan sıradan insanlar yeni komite tarafından desteklenmiyordu. Bu nedenle öğüt, destekleme ve yardım almak için ‘Jas Kazak’a’ geliyordu. ‘Tirişilik’ gazetemiz giderek yayıldı. Gazete ‘Jas Kazak’ın’ organı idi, bu nedenle Kazak komitesinin faaliyetini korkmadan eleştirebiliyorduk. Bazen okurlarımıza komitenin kimin eline düştüğünü dolaylı olarak açıklıyorduk. ‘Tirişilik’ gazetesinin sayısının birinde ‘Bekçi köpekleri’diye iki anlamlı şiirim yayımlandı. Komite başkanı Husain Kocamberlin buna razı olmadı, ama şiirim yeni komiteye karşı mücadelimizde kendi rolünü oynadı.
Yeni komite yürüttüğü ‘hak eşitliği’ politikasını aşağıdaki olaydan görebiliriz. Vilayet komitesinin emriyle ilçemizin sakinlerinden para toplanmaya başladı. Her bir insan yedi ruble elli kuruş (kapik) vermek zorunda idi. Komite hem bin ata sahip olan Nurmagamet Sagnayev ve Olcobay gibi baylardan, hem de fakir ihtiyar Balapan’dan eşit ödemeyi talep etti. İşte hak eşitliği. Bunun gibi olaylar çok oldu.
Ağzını pek tutamadık ve gazetemizde böyle bir çiğnemeye karşı çıktık. Elbette, kendi kararlı hareketlerimizle böyle bir zor durumda düşmanları kazandığımızı anlıyorduk, ama inançlarımız gereğince hareket ediyorduk. Birçok insan bizden nefret ediyordu ve uzun yıllar boyu bize düşmanca davranıyordu.
Bahar 1925 yılında Taşkent’te toplanan Tüm Kazakistan ‘Akjol’ Gazetesi Muhabirleri Kongresinde Baytasov Abdulla diye biri ‘Kazak Basımının Tarihi hakkında’ raporunu okudu. Devrim öncesi dönemdeki gazetelerin işi ve içeriğini inceleyen konuşmacı, ‘Tirişilik’ gazetesi fakirlerin çıkarlarını dile getirse de boş dini inanlar ve milliyetçilikten tamamıyla kurtulamadı diye gücünün yettiğince gerçekliği çaptırarak iddia etti.
Bunun lafazanlık olduğunu korkmadan diyebilirim. Gazetenin her bir sayısı eksiksiz oldu ve şu ya da bu olayı değerlendirmede ‘tökezlemedi’ diye iddia etmek doğru değildir. Editör olarak o zamanki toplumsal-siyasi mücadelede yeterli derecede tecrübeli ve bilgili değildik. Bugünlerde bile şu ya da bu mesele üzerine saçma şeyleri yayımlayan gazeteler vardır. O zaman ise her şeyi anlamak zordu. Ancak ‘Tirişilik’ ne din, ne de milliyetçileri desteklemiyordu. Eğer gazetemiz milliyetçi olsaydı, herşeyden önce Alaş-Ordu örgütünden yana çıkardı. Ama böyle bir şey görülmedi. Gazetemizin dini olup olmadığını aşağıdaki bilgiden görebilirsiniz.
‘Bize müftü gerek’ – diye beyan etti ‘Kazak’ gazetesi. Bu beyan hususunda baş editör Rahimcan Duysembayev, ‘Tirişilik’ gazetesinin sayısının birinde başyazı yayımladı. ‘Kazak’ gazetesi ise başyazımızı kendi not ve itiraz sözü ile yeniden yayımladı. Aşağıda bunlar gösterildi.
‘…Akmolinsk’te yakın bir geçmişte yayın hayatına başlayan ‘Tirişilik’ gazetesi ‘Kazak halkına müftü gerek mi’ diye başyazı yayımladı. Ve bu başyazıda müftünün gereksiz olduğunu tanıtlıyor ve onu kabul etmemeye ve tanımamaya çağırıyor. Söz konusu başyazı ancak ‘Tirişilik’ gazetesinin fikri olsa da, onu kamuoyunun hükmüne arz etmeye karar verdik. ‘Tirişilik’ bunu yazıyor:
‘Kazaklar müftüye boyun eğme önerisini ileri sürse de, bunun gerçekten gerek olup olmadığını anlamıyorlar. Bu anlamamanın sebeplerinin biri aşağıdaki gibidir. Bazen Tatatrlar Kazaklarla konuşurken eğer Kazaklar Müslüman müftünün egemenliğini kabul etmiyorsa, otomatik olarak Rus hükümetine tabi oluyor diye ifade ediyorlar. Bazı Kazaklar ise bu saçma sözü ciddiye alıyor, bunda kendi ulusal onurunun hakaret edilmesini görüyor ve bu nedenle kargaşalık çıkyor. Ancak aslında bakılırsa Tatar müftüsü de Ruslara baş eğiyor.
Şimdiye kadar Rus çarına baş eğmeyen resmi dini unvanlar yoktu.
Üstelik çar Nikolay devrildikten sonra ikiyüzlü Tatar müftülerinin çarın casusları olduğu açığa çıktı. Onlar halkın yararını isteyen ilerici eylemcileri çarın memurlarına ihbar ediyormuş. Çar devrildi, ancak müftüler kaldı. Onlar şimdi de güçlü, şeref oluyor, ama dinin halka olumlu etkisini, halkın aydınlatma ürünlerini görmüyoruz.
Bir zamanlar Kazaklar müftüye baş eğiyordu. Sadece otuz yıl önce toprak meselesi ele alındığıda onların etkisinden kurtulduk. Kazak hareketinin başkanları o zaman toprak meselesinde olumlu sonuçları elde edemedi, çünkü müftüler engel oldu. Din adamları Kazak halkını desteklemiyordu.
Ruslarda piskoposlor çarın iradesinden bağımsız olarak seçiliyordu. Şimdi Ruslarda din, her bir vatandaşa ait bir iştir. Neden biz yıpranmış giyim giymeliyiz ve din propagandasını destekleyip, müftüye baş eğmeliyiz?
Bilime göre din afyonu halkın gözlerini kör ediyor ve eğitimden uzaklaştırıyor, karanlıkta ve yanılgıda tutuyor. Afyonlanan halk molladan müftü yapacak, dikta iktidarı verecek, ama sonra ondan kurtulamayacak. Böyle şeyler başka halkların tarihinde görülüyordu.
Müftü evlenme, bebeğe ad verme ya da cenaze töreninde fakirden son danayı alırsa, fakir ne yapacak?
25 Mart 1891 tarihinde ‘Bozkır Tüzüğü’ yayımlandı. Söz konusu tüzükte mollaların hak ve yükümlükleri, toplumda rol ve görevleri belirlendi. Farklı vergilerin alınması resmi olarak yasaklandı. Ancak halk bunu bilmiyor. Bilgisiz köy başkanı ise sakinleri cenaze, evlenme, bebeğe ad koyma törenleri için özel bir vergi ödemekle görevlendirdi. Bu vergi çara ödenilen haraç gibi adet haline geldi.
Kazak halkının şimdi çok acil işleri vardır. Halk müftüyü sırtından geçindirmek değil, kişi özgürlüğünü elde etmeli.
Kazakların müftüye muhtaç olmadığını, onu tayin etmenin faydası olmadığını Akmolinsk’te yapılmış ahon[7] seçimi iyi gösterildi.
Rahimcan Duysembayev’
O dönemde hiç bir Kazak gazeteleri ‘Tirişilik’ hariç dine karşı nitelikli yazıyı yayımlamadı. O zamanki gazeteler Alaş-Ordu’nun çıkarlarını ifade ediyordu. Bu partinin programı bu gazeteler için çağrı ve bayrak oldu, kır saçlı baylar, saygın eyalet başkanları, ‘azize’ hazretleri ise onları destekliyordu. ‘Tirişilik’ gazetesinin ise diğer yazı kurullarına göre durumu ayrı idi. Bizi şehir ve köy fakirleri destekliyordu, ‘Jas Kazak’ Gençlik Örgütünün üyeleri ise gazetemizin faal menuspları oldu.
‘Jas Kazak’ın’ gazetesi yeni komiteye göre hem Akmolinsk’te, hem de köylerde itibar görüyordu. Zorla evlendirme, başlık ve adaletsiz hareketler meselesi ortaya çıktığında komitenin işine kararlı bir şekilde karışıyorduk.
Yeni komite gayret gösterse de halkın itibarını kazanamadı. Bu şaşırtıcı bir şey değildir, çünkü komite Kazakların hayatına yenilik getirmiyordu, tersine eskiye çekiyordu, bay ve eyalet başkanlarının düdüğünü öttürüyordu. Bundan da komite üyelerinin halk tarafından desteklenmeyeceği anlaşılır. Komitenin her bir oturumuna ‘Jas Kazak’ın’ üyelerinden biri katılıyordu ve kararlar, halkın çıkarları çiğnelmesin diye bakıyordu.
Komite üyeleri bayların baskısı altında herhangi bir adaletsizlik yaparken, bu işi açığa vurmaya çalışıyorduk, komitenin adaletsiz eylemcilerin pisliğini pazara çıkarıyorduk.
Mücadele etmek zordu. Belirli bir programı olmayan kalabalık yoksullara dayanıyorduk. Komite üyeleri ise belli başlı amaç güten bay ve eyalet başkanlarının güçlü desteğine dayanıyordu. Onlar ilişkileri geliştirmek, rüşvet vermek için paralarına acımıyordu, her yöntemle istediğini elde ediyordu.
Örgütümüzün yarım önlem almakla sınırlayamadığı zaman geldi ve komiteye karşı açık mücadele etmeye karar verdik.
Öğretmen ile birlikte oturduğum okulda örgütümüzün gizli toplantısını yaptık. Akşam olunca toplandık. Sadece ‘JasKazak’ın’ üyeleri değil, güvendiğimiz insanlar da geldi.
Toplantıya Omsk’tan yeni gelen Bayseit Adilev, ‘Tirişilik’ gazetesinin baş yazar ve editörümüz Rahimcan Duysembayev ve diğer yöneticiler katıldı. Ben başkan, Adilev sekreter idi. Bu toplantıda bir görüşe vardık: halkın gücü ile ilçe Kazak komitesini dağıtmak gerek.
Komitenin dağıtılmasının gerektiğini gösteren karar aldık. Bu kararı şehirdeki önemli Rus örgütlerine sunmak için beş nüshada çıkardık.
Aşağıdaki hareket planını kabul ettik.
Sabah erken şehrin önemli örgütlerine gidip, ‘Jas Kazak’ın’ toplantısında kabul edilen kararı sunuyoruz. Bundan sonra komite binasına yakın olan Asılbekov’un dairesinde toplanıyoruz. Burada önceden hazırlanmış plankart alıp, komiteye taleplerimiz ile gidioruz.
Aramızda görev taksimi yaptık. Bayseit ve Cumabay ilçe komiserine Petrov’a, ben ise garnizon askerlerine gidiyorum ve kısa bir rapor okuyorum, diğer iki yoldaş başka Rus komitesine gidiyor ve kararımızı açıklıyor. Daha iki insan Asılbekov’un dairesinde kalıyor ve plankartları hazırlıyor. Duysembayev, Serikpayev ve daha birkaç kişi fakirler sabah toplandığı çarşıya gidip, kararı okuyor, halkı gösteriye çağırıyor ve peşinden sürüklüyor.
Görev taksimi yaptıktan sonra gecenin geç saatinde dağıldık.
Sabah her birimiz kendi görevini yapmaya gitti.
Garnizonda askerler bize dayanışmasını ifade etti. Onların desteğini kazanıp, toplanma yerine doğru gittik. İlçe komiseri komiteyi dağıtma niyetimizi duyunca öfke topuklarına çıktı. ‘İzin vermiyorum! Hemen durdurun işinizi! Gösteri yaparsanız, istisnasız hepinizi tutuklayacağım!’ – bağırıyodu Petrov.
Toplanma yerine halk akıp gelmeye başladı. Komite tarafından gönderilen bir dolandırıcı geldi:
- Komiteye dört milis silahla geldi, ilçe komiserinin ta kendisi ve daha iki rus! – feryat etti.
- Buraya gelsinler. Niyetimizden vazgeçmeyeceğiz!
Sokağa plankartlar ile çıktık. Çoğu fakirlerden oluşan kalabalık bize katıldı.
Komite üyeleri yaklaştığımızda bodrum üzerinden kaçıştılar.
Karşımıza komiser Petrov çıktı ve komitenin haklarını korumaya başladı. Bizimkiler komitenin hataları, yanlış çizgisini göstererek onunla tartışmaya başladı. Bu iki yiğitimiz (Husain Calmagambetov, diğerinin adını hatırlamıyorum) yakında bozkırdan geldi ve oranın durumunu bilip, ilçe komiseri ile tutkuyla tartışmaya başladı. Ben onları destekledim.
Akmolinsk Sosyalist-Devrimci sekreteri çıktı. O tecrübeli bir başkan gibi telaşsız konuşmaya ve bizi sakinleştirmeye başladı. Sosyalist-Devrimci rahat konuşurken komiser sert davranıyordu. Yangın gibi kuduruyordu. Neticede komiser öfkesini dindirip, on beş güne erteleme istedi. Bu süre içinde Kazak komitesi yeniden seçilecekmiş.
Biz dağıldık.
Bu gösteriden sonra komite itibardan düştü. İnsanlar komite on para etmez diye anlıyordu.
On beş gün geçti, ama komiser seçim yapmayı düşünmedi bile. O zaman komiteye karşı yeniden mücadele etmeye başladık. Çarşıda Rahimcan Duysembayev konuşma yaptı. Halka komite halk için değil, bay, eyalet başkanı ve onların yardakçılarının yararı için düzenlendi diye anlatıyordu.
- Zorla dağıtalım! – sesler duyuldu ve kalabalık komite bulunduğu eve doğru gitti. Ancak komite üyeleri bu defa da kaçtı. Kapalı kapıda bizi evin ihtiyar sahibi karşıladı.
Kalabalık dağıldı…
SOVETLER MÜCADELESİ
Kasım ayında Petrograd’da Kerenskiy’in hükümeti devrildi ve iktidar bolşeviklerin eline geçti diye telgraf aldık.
Ekim Devriminden sonra Akmolinsk’teki toplumsal-siyasi hayat kaynamaya başladı.
Toplantılar, mitingler, tartışmalar sıklaştı.
Akmolinsk’te Sovyetini oluşturma mücadelesinde Rus ve Kazaklar el ele verip hareket ediyordu. Bizimle Duysembayev, Asılbekov, Serikpayev, Nurkin, Bekmuhammetov (Nurgain), Adilev, Handel-din Uvali, Gizzatulin, Koşerbay vs; garnizon askerleri – Monin, Krivoguz, Loznoy, Kolomeytsev, Ekibastuz Boçok fabrikasının işçisi Repşneyder; Sol Sosiyalist-Devrimci Partinin üyesi avukat Trofimov, seminer öğretmeni Gorbaçev ve sol sosyalist-devrimci Martlogo oldu.
Birçok toplantı ve miting yapılıyordu. Rus Kazaklarının hepsi Sovetlerin iktidarına karşı çıktı. Baylar, kökten sürme asılzadeler, subaylar Sovyetlerin iktidarını kabul etmiyordu. Bize karşı Alaş partisinin hemfikri olan Kazak komitesi çıkıyordu. Kerenskey’in hükümeti kaldırıldıysa da, onun komiseri Petrov yönetmeye devam ediyordu.
Kısacası, düşmanlar çoktu, biz ise azdık.
Bukeyhanov yönettiği Orenburg Kongresinin kararına göre Kazakistan’ın her yerinde Alaş partisi kuruldu. Vilayet ve ilçelerde onun komiteleri açıldı. Bütün gazetelerde ‘Tirişilik’ hariç programı yayımlandı. Gazetelerde coşkun yazılar yayımlanıyordu, Alaş partisinin övgü marşları söyleniyordu. Söz konusu partinin programı Menşevik, Sosyalist-Devrimci ve Anayasal Demokrasi partilerinin programlarından oluştu.
Alaş, söz konusu kuru programını Kolçak tarafından desteklenmedikçe hayata geçiremiyordu.
Bütün aydın milliyetçiler Alihan Bukeyhanov’u Alaş’ın bilge ve yasal lideri diye öve öve göklere çıkarıyordu. Onlar kendi haklılığını kanıtlamak için para ve güce acımıyordu ve farklı düşünenleri çiğniyordu.
Bukeyhanov Sibirya kongresine katıldı. Omsk ve Semipalatinsk’te konuşma yaptı. Eğitimli beyler, saygılı milliyetçiler, bezirgan-tüccarlar, öğrenim yapan gençler – bayların evlatları, sokağa çıkıp Buheyhanov’u hürmetle karşılıyordu.
Örnek için 21 Kasım 1917 tarihinde ‘Kazak’ gazetesinde yayımlanan yazıdan bir alıntı göstermek istiyorum. Söz konusu yazı ‘Sarı-Arka’dan’ yeniden daktilo edildi ve bunda Bukeyhanov’u Semipalatinsk’te hürmetle karşılayan insanların adları sıralandı: Şayki Musatayev, Ahmetcan Kozıbagarov, Mannan Turganbayev, Sultanmahmut Toraygırov, Aymautov vs.
‘Alaş-Ordu’, Kazakistan’ın her bir vilayetinden Tüm Rusya Kurucu Meclisinin çalışmasına katılacak olan delegeleri belirledi ve gazetenin 14 Kasım 1917 tarihli sayısında adlarını yayımladı.
‘Alaş’ partisinden
От имени центрального органа партии «Алаш» в Учредительное собрание выдвигаются из Тургайской области (список №1) следующие делегаты:
‘Alaş’ partisinin merkezsi organının adına Turgay bölgesinden Kurucu Meclise aşağıdaki adaylar gösterildi (1 No’lu liste).
1.Ahmet Baytursunov
2.Ahmet Beremcanov
3.Sagındık Doscanov
4.Abdolla Temirov
5.Tel Camanmurunov
6.Yercan Orazov
7. Alihan Bukeyhanov
Akmola ve Semipalatinsk bölgelerinden
5 No’lu liste
1. Alihan Bukeyhanov
2. Aydarhan Turlıbayev
3. Alimhan Yermekov
4. Halel Gapbasov
5. Asılbek Seitov
6. Mukış Boçtayev
7. Yerecep İtbayev
8. Cakip Akpayev
9. Seyilbek Canaydarov
10. Raimcan Marsekov
11. Cumagali Tleulin
12. Biahmet Sarsenov
13. Rahimcan Duysembayev
14. Ahmetcan Kozıbagarov
15. Magcan Cumabayev
16. Abikey Satbayev
17. Sıdık Meşinbayev
18. Bazıken Uskenbayev
19. Salmakbay Kusemisov
Ural bölgesinden
1. Halel Dosmuhammetov
2. Cahanşa Doşmuhammetov
3. Nurgali Yepmagambetov
4. Gubaydulla Alibekov
5. Salimgirey Karatleulov
6. Omar Yesengulov
7. Gaysa Kaşkinbayev
Yedisu (Semireçye) bölgesinden
2 No’lu liste
1. Muhammetcan Tınışbayev
2. Şibalin (Rus)
3. Otınşi Alcanov
4. Açkasayskiy (Rus)
5. Gabdullin
6. Niyazbekov
7. Mirzahan Toleubayev
8. Babkin
9. Propkin (Rus)
3 No’lu liste
1. İbraim Caynakov
2. Şandirikov (Rus)
3. Sadık Amancolov
4. Dur Sauranbayev
5. Bazarbay Mametov
Bukey bölgesinden
8 No’lu liste
1. Ualithan Tanaşev
2. Bahitkerey Kulmanov
2 No’lu liste
1. Kadim Sarmoldayev
2. Salimgirey Nuralihanov
Genel sıralamada Sirderya bölgesinden gidecek delegelerin listesi gösterilmedi.
Alaş-Ordu yöneticileri devrimin ilk günlerinden itibaren Sovyet iktidarının düşmanları oldu. Alaş-Ordu’nun gazeteleri bolşeviklere çamur atıyordu, Sovyet iktidarının kurucularını iftira ediyordu. ‘Bolşevikler, Almanların gizli ajanlarıdır, onlara paraya satıldı’, - diye tekrar tekrar yazılıyordu.
14 Kasım 1917 tarihli ‘Kazak’ gazetesinde Bukeyhanov ve ‘dindaşları’ bolşeviklerin partisine karşı şeni bir yazı yaımladılar. Onlar, bolşeviklerin faaliyetini vulgarize ediyordu, ikiyüzlü, kurnaz diyordu ve okuru onlardan tiksindirmek için yerden yere vuruyordu. Bu yazının altına A.Bukeyhanov, A.Baytursunov, M.Dulatov, Ahmet Beremcanov, S.Doscanov, C.Canibekov, Fayzulla Galimcanov, K.Argıngaziyev, G.Cundibayev, Gazimbek Beremcanov imzalarını attılar. Aynı sayıda A.Bukeyhanov, A.Baytursunov, S.Doscanov ve Yeldes Omarov’un imzaladığı Orenburg’da II kongrenin toplanması hakkında ek telgraf yayımlandı.
Bu telgrafla her bölge, yazı kurulu, yeniden kurulmakta olan örgütlerden kongreye gidecek olan temsilciler çağırıldı. Üstelik gazete, hemfikirlerinin yani bey, burjuva aydınları, gazi ve diğer dini unvanlardaki insanların adlarını sıralıyordu: gazi Omar Karaşov, gazi Kairşa Ahmetcanov, gazi Gabdulla Yeşmuhametov, imam Ahmed Orazbayev, Kocahmet Orazaev, Korgambek Beremcanov, Kulmambet Kankojin, Şakarim Kudayberdin, Cusipbek Basıgarin, Mustafa Çokayev, Halel Dosmuhammetov, Cahanşa Dosmuhammetov, Ualithan Tanaşev, Bahitkerey Kulmanov, Cangoca Mergenov, Işangali Arabayev, Oraz Matiyev, aksakal Şonan, hacı Otarbay Kundıbayev, Ahmetkerey Kosuakov, Nurlan Kiyaşev, Nurmagambet Sagnaev, Şangirey Bukeev, hacı Yesengul Mamanov, Muhammetcan Tınışpayev, Salık Karpıkov, Sapar Naurızbayev ve İlyas Cangarin.
Telgrafa uygun olarak diğer gazetelerin temsilcilerinin yanı sıra ‘Tirişilik’ gazetesi ve yeniden faaliyet gösteren ‘Jas Kazak’ örgütünden temsilcimiz gösterildi. Fakat yazı kurulu ve ‘Jas Kazak’ örgütünün adına kongreye kimseyi göndermedik. Akmolinsk’ten özel olarak çağırılanların listesinde Nurlan Kiyaşev ve Nurmagambet Sagnayev vardı. Eskide büyük feodal beyler olan bu iki aksakala Kazakların hepsi itirazsız baş eğiyordu. Nurlan Kiyaşev, çarın devrilmesinden önce yirmi beş yıl boyu eyalet başkanı oldu, çar ve generaller tarafından çok ödüllendiriliyordu. Onun yaklaşık bin beş yüzlük at sürüsü vardı. Kiyaşev, Kuandık soyunun otuz eyaletinin güçlü bir dayanağı idi. Lakabı Pan (kibirli) olan Nurmagambet ise çarın varisinin şerefine Omsk’ta şölen verdi, varise altın ile kaplanan bembeyaz çadırı ve üç at sürüsünü bağışladı: birincisinde siyah lekeler ile benekli atlar, ikincisinde kastora benzeyen kara kısraklar, üçünçüsünde ise beyaz atlar vardı. Pan’ın çar ve varisi tarafından verilen unvan, ödül, takdirnameleri çok vardı. Bu ünlü bay ve itibar sahibi eyalet başkanı hacca gitti, hacı oldu, ancak Nurlan Kiyaşev gibi cahildi.
Böylece ikinci ‘Tüm Kazakistan’ kongresi bay, hacı, eski eyalet başkanı ve ‘hazretlerin’ elinde olmuş.
Orenburg’da Alaş’ın seçkin kurtları toplandı. Akmolinsk’in adına kongreye halife Galautdin ve birinci sınıf tüccar Kul Pauyenov gitti.
Kongrede Alaş Birleşik Hükümetini, düzenli ordu oluşturma ve para toplama kararı alındı. Hükümet seçildi, Kazakça desek, vezirler seçildi.
25 Ocak 1918 tarihinde ‘Sarı-Arka’ gazetesi, ‘Kazak’ gazetesinden hacimli bir raporu yeniden daktilo etti. Bu rapor aşağıda gösterildi:
Genel Kazak-Kirgiz Kongresi Kararı…
Kongre Aralık beşinden on üçüne kadar Orenburg’da geçiyordu. Söz konusu kongreye Kazakistan’ın sekiz bölgesinden delegeler geldi.
Kongre Alihan Bukeyhanov, Ahmet Baytursunov, Yeldes Omarov, Sagindık Doscanov ve Mırcakip Dulatov’un girişimi üzerine toplandı.
Kongrenin çalışmasına farklı örgüt ve gazetelerin temsilcileri katıldı. Örneğin: Murtaza Nurseitov, Abdrahman Murtasinov, Abulgaziz Uyakeşev, Berniyaz Kuleev, Abilhamit Cundibayev, Abilgaziz Musin, Koşmuhammet Kemengerov ve Hayritden Bolganbayev.
Özel olarak Bahitkerey Kulmanov, Cahanşa Dosmuhammetov, gazi Omar Karaşev, gazi Abul Yeşmuhametov, Madi Makulov, Halel Dosmuhammetov, Yesengali (İşangali) Arabayev, Ahmetkerey Kosuakov, Ualithan Tanaşev, Cangoca Mergenov, Salik Karpıkov, hacı Otarbay Kundıbayev, Mustafa Çokayev ve İlyas Cangarin davet edildi.
Kongre divanı: başkanı: Bahıtkerey Kulmanov; üyeleri: Alihan Bukeyhanov, Halel Dosmuhammetov, Azimhan Kenesarin, Omar Karaşev.
Sekreterleri: Dauletşe Kusepgaliyev, Mırcakip Dulatov, Seydazim Kadirbayev.
Kongre açılmadan önce Alimhan Bukeyhanov konuşma yaptı ve şunu söyledi: ‘Geçen toplantıda belagat için ödül alan ünlü konuşmacı Oraz Tatiyev vefat etti. Bu yüzden kongre başlanmadan önce cenaze namazını kılmaya teklif ediyordum.’
Katılanlar cenaze namazını kıldıktan sonra toplantıya başladı…
Kongrede ele alınan sorular:
2. Sibirya, Türkistan’ın özerkliği ve güney-doğu birliği
3. Kazak-Kirgiz özerkliği
4. Milis oluşturma
5. Milli Birlik
6. Eğitim
7. Milli hazine
8. Müftü seçme
9. Halk divanı
10. Köy idaresi
11. Yiyecek meselesi
Ele alınan sorular üzerinde karar alındı. Kongre, yeni hükümeti işletmek için birkaç milyon ruble toplamaya, birkaç kişilik milis oluşturmaya ve onları bölgelere dağıtmaya karar verdi. Alaş-Ordu’nun hükümeti seçildi.
4. Bukey vilayetinden – Ualithan Tanaşev
5. Ural – Halel Dosmuhammetov
6. Akmola – Aydarhan Turlıbayev
7. Turgay– Ahmet Beremcanov
8. Semipalatinsk– Halel Gapbasov
9. Yedisu– Sadık Amanjolov
10. Sirderya– Mustafa Çokayev
Bölgelerin dışından aşağıdakiler seçildi:
8. Alihan Bukeyhanov
9. Cahanşa Dosmuhammetov
10. Alimhan Yermekov
11. Muhammetcan Tınışpayev
12. Bahıtkerey Kulmanov
13. Cakip Akpayev
14. Bazarbay Mametov
15. Otınşi Alcanov
Yardımcıları:
10. Gaysa Kaşkinbayev
11. Tusipbek Cakippayev
12. Yerecep İtpayev
13. Satılgan Sabatayev
14. Yesengali Kasabulatov
15. Batırkair Niyazov
16. Mukiş Boçtayev
17. Seilbek Canaydarov
18. Salimgirey Nuralihanov
19. Omar Almasov
20. Seydazim Kadirbayev
21. Asfandiyar Kencin
22. Kurmay yüzbaşı Begimov
23. Yesen Turmagambetov
24. Caneke Sultanbayev
Alaş-Ordu başkanlığına Alihan Bukeyhanov, Bahıtkerey Kulmanov ve Aydarhan Tulıbayev’in adaylığı oya koyuldu.
Alihan lehine 40, aleyhine 18; Bahitkerey lehine 19, aleyhine 39; Aydarhan lehine 20, aleyhine 38 oy verildi.
Çoğunlukla Alaş-Ordu hükümeti başkanı olarak Alihan Bukeyhanov seçildi.
Aydınlatma komisyonuna Ahmet Baytursunov, Magcan Cumabayev, Yeldes Omarov, Biahmet Sarsenov, Telcan Şonanov seçildi.
Böylece Alaş-Ordu hükümeti aceleyle oluşturuldu. Zengin milliyetçi şairler, söz konusu hükümetin onuruna övücü od yakıp, halktan utanmadan gazetelerde yayımlıyordu.
İkinci Genel Kazak-Kirgiz Kongresi toplanmadan önce ‘Kazak’ gazetesi Aralık 1917 tarihli 254 No’lu sayısında ‘Türkistan’ın özerkliği hakkında’ telgrafını yayımladı. Söz konusu telgraf aşağıdaki gibiydi:
‘Kokand. 2 Aralık. 27 Kasım Kokand’da Müslümanlar Eyalet Kongresi toplandı. Türkistan Toprak Özerkliği ilan edildi. Halk bu olayı sevinçle karşıladı. Yeni hükümet seçildi – Geçici Millet Meclisi. Ocak ayında Türkistan Kurucu Meclisi toplanacak. Kokand şehri Geçici hükümetin bulunduğu yeridir.
Hayritden Bolganbayev’
Böylece bilinen Kokand özerkliği oluşturuldu. Alaş-Ordu’nun bazı dönek-aydınları, Kokand’da Özbek ve Tatar burjuva eylemcileri ile sözleşip, kendi kendilerini Türkistan hükümetine seçtiler ve özerkliği ilan ettiler. Hükümet başkanı Muhammetcan Tınışpayev, üyeleri ise Mustafa Çokayev vs. oldu.
İkinci Kazak-Kirgiz Kongresinin toplanması ilan edildiğinde Türkistan hükümetinin üyesi Mustafa Çokayev hemen Orenburg’a gitti. Kongrede Çokayev, Yedisu ve Sirderya Kazaklarının Türkistan özerkliğine dahil olmamaları boşuna dedi. Böylece kongreden sonra bu ‘kahraman’ iki ‘hükümetin’ üyesi olmuş.
Gazetelerde Alaş-Ordu’nun vilayet komitelerinin bileşimi hakkında bilgi yayımlanıyordu. Bu arada üç vilayet komitesinin üyelerinin listesini göstermek istiyorum.
‘Kazak’ gazetesinin 18 Aralık 1917 tarihli 254 sayısında özel muhabir aşağıdakini bildirir:
‘Akmola bölgesi.
Omsk şehrinde Alaş-Ordu bölge komitesinin oluşturulması hakkında daha önce gazetede bildirildi. Komiteye aşağıdaki insanlar seçildi:
Asılbek Seitov, Magcan Cumabayev, Muhtar Samatov, Aydarhan Turlıbayev, Bekmuhammet Serkebayev, Yerkosay Mukuşov, Yerecep İtbayev, Dinmuhammet Adilev, Koşmuhammet Kemengerov, Musulmanbek Seitov, Cumagali Tleulin, Os. Ahmetov, Husain Kocamberlin, Kocahmet Kakenov. Alaş-Ordu komitesi, kurucu meclise seçim yapmak için her bir ilçeye insanları gönderiyordu. Onlar Akmola vilayetinin beş ilçesinde komitelerini oluşturdu’.
‘Kazak’ gazetesinin Aralık 1917 tarihli 253 sayısında aşağıdaki bilgi yayımlandı:
‘Alaş partisi.
Semipalatinsk’te bölge komitesinin oluşturulması hakkında daha önce bildirdik. ‘Sarı-Arka’nın’ son sayısında aşağıdaki yazı yayımlandı:
‘Semipalatinsk’te Alaş partisinin geçici bölge komitesi oluşturuldu. Komiteye aşağıdaki insanlar girdi: Alimhan Yermekov, Raimcan Marsekov, İmam Alimbekov, Ahmetcan Kozıbagarov, Turagul Kunanbayev, Halel Gapbasov, Sıdık Duysembayev, Alihan Bukeyhanov, Mustakim Maldıbayev, Daniyar Muldabayev, Biahmet Sarsenov. Bunun yanı sıra komiteye her ilçeden birer insanın seçilmesi önerildi. Komite başkanı Halel Gapbasov, yardımcısı Ahmetcan Kozıbagarov, sekreteri Sıdık Duysembayev, muhasibi Daniyar Muldabayev oldu. Onur başkanı olarak Alihan Bukeyhanov seçildi…’
‘Kazak’ gazetesinin Kasım 1917 tarihli 250 sayısında aşağıdaki bilgi yayımlandı: ‘Alaş partisi.
Orenburg’da Alaş partisinin Turgay bölgesi komitesi oluşturuldu. Komiteye 14 kişi: on kişi Orenburg’dan, kalan dördü ise birer kişi dört ilçeden girdi.
Komiteye giren üyeler: Ahmet Beremcanov, Ahmet Baytursunov, Alihan Bukeyhanov, Yeldes Omarov, Omar Canibekov, Mırcakip Dulatov, Gabdulhamit Cundibayev, Sagindık Doscanov, Gabdukarim Doscanov (Turgay’dan), Telcan Şonanov (İrgiz’den), Yesengali Nurmuhammetov (Aktyubinsk’ten), Mırzagazı Yespulov (Kustanay’dan). Turgay komitesi başkanı Alihan Bukeyhanov, yardımcısı Ahmet Baytursunov, sekreteri Mırcakip Dulatov, muhasibi Canuzak Canibekov oldu.
Alaş partisinin üye aidatı bir rubledir’.
‘Kazak’ gazetesinin 253 sayısında ‘Sarı-Arka’dan daktilo edilmiş bildiri yayımlandı: ‘Alaş partisinin merkezi komitesinin talimatını ancak itirazsız yerine getiren ve programı doğru diye kabul eden iş bu partinin üyesi olabilir’.
Kurucu meclise seçim yapmak için Omsk’tan Alaş-Ordu’nun bölge komitesinden bize Muhtar Samatov geldi. O dönemde Muhtar, Bukeyhanov’a ve eldekilerine güveniyordu.
Akmolinsk’te Alaş-Ordu’nun ilçe komitesi düzenlendi ve kurucu meclise seçime hazırlanmaya başladı. Elbette, Kazakların Alaş partisinin adaylarına oy vermesi için zemin hazırlandı.
Yarı ölü Akmolinsk’teki Kazak komitesi Muhtar Samatov geldiğinde canlanmaya başladı.
Muhtar’la görüşmek için komiteye gittim. Selamlaştık. Bir zaman arkadaş olduk, Omsk’ta öğrenirken ‘Birlik’ örgütünü düzenledik. Bu örgüt 1913 yılından 1916 yılına kadar faaliyet gösterdi.
- ‘Üç yüz’ partisine mi girmek istiyorsun? – sordu.
- Hayır. Ne Alaş, ne ‘Üç yüz’ partisini istiyorum! Onların programlarını tamamıyla kabul edemiyorum. Ancak ‘Üç yüz’ partisini daha çok beğeniyorum.
- Kurucu mecliste kimden yana olacaksın?
- Kimden yana olacığımı bakarım. Ama şimdilik ne Alaş, ne ‘Üç yüz’ partisine dahil oluyorum!
Sözü açılmışken Omsk’ta Alaş partisinin komitesi ile paralel olarak oluşturulmuş ‘Üç yüz’ partisi nasıl bir parti?
Bu parti Omsk sakinleri Muhan Aytpenov, Kolbay Togusov, Şaymerden Alcanov vs. tarafından oluşturuldu. Kendi partisini ‘Üç yüz’ diye adlandırıp, listesine gıyaben bizi de eklediler.
Parti oluşturulduktan hemen sonra Alaş-Ordu yöneticilerine çamur atmaya başladı. Bunu Petropavlovsk’ta basılan ‘Üç yüz’ gazetesi aracılığıyla gerçekleştiriyordu. Gazete sayfalarından Alaş yöneticilerine küfürler akıyordu.
Elbette, Alaş-Ordu liderleri sövme bakımından ‘Üç yüz’ liderlerinden aşağı kalmadı. Onlar da sövmeyi biliyordu, ayrıca bu bakımdan düşmanlarından üstündü. Alaş-Ordu büyüktü, partinin önde gelen insanları bilgili, siyasi mücadelede tecrübeli idi, üstelik bütün bölge gazeteleri ‘Tirişilik’ hariç partiye ait oldu. Semipalatinsk’teki ‘Sarı-Arka’, Taşkent’teki ‘Birlik Tuı’, Astrahan’daki ‘Uran’, Orenburg’daki ‘Kazak’ gazetelerinin hepsi ‘Üç yüz’ gazetesinin yazı kuruluna çattı. Kimi söversen söv, ama Alaş lafazanları bu bakımdan herkesten üstündü.
‘Kazak’ gazetesi en eski ve en tecrübeli gazetelerden biri idi. Başkalardan üstün nasıl olmasın? Okur Alaş’ın ‘Üç yüz’e karşı gerçek pozisyonunu anlasın diye ‘Kazak’ ve ‘Sarı-Arka’dan’ bazı alıntıları göstermek istiyorum.
‘Kazak’ gazetesinin 260 No’lu sayısında ‘Sarı-Arka’dan’ aşağıdaki yazı yayımlandı:
‘Kazaklar arasındaki namussuzlar
Uzun zaman sabırsızlıkla beklenen özgürlük elde edildikten sonra halkımızın gözleri açıldı, görüş birliği, karşılıklı anlayış geldi. Sakinlerin çoğu iyi, bolluk içinde yaşamaya başladı. Ancak halk arasında yağ basan dingisiz adamlar da vardır. Aramızdan da kurnaz, iğrenç dönekler çıktı. Onlar adalet yoluna basan liderlerin peşine düşmüş halkı doğru yoldan ayırmaya çalışıyor. Onlar, namus nedir diye unutmuş ve insafsız adamlardır. Haberi bahane ederek kendi gazetesi ile halk arasında kargaşa çıkarıyor, düzen bozmaya çalışıyor. Bu namussuzlar, Alaş partisinin bayraktarlarını, canla başla halktan yana olan büyük cefakeşleri kuduz köpekler gibi paralamak, kemirmek ya da zehirli yılan gibi ölesiye sokmak istiyor. ‘Üç yüz’ adı ile örtünerek Alaş partisinin iyi niyetli, dürüst insanlarına küfürler atıyor. Dört ayaklı yırtıcı hayvanlar striknin, zehir ile yok edilir, ve bu amaçla aşağıda şunu söylemek istiyoruz.
Şunu anlayın ki, ‘Üç yüz’ partisinde en rezil, en insafsız kavgacılar oturuyor. Onlar, halkın sağlam vücudundaki bir hastalıktır.
Onları dinlememek, onlardan kaçmak ve korunmak, Alaş ve milletin her bir evladının görevidir. Ezelden beri Kazaklar, yabancıların boyunduruğu altında bulunarak baskı ve hakareti çekiyordu. Şimdi ‘Üç yüz’ün’ açıkgözlerine şunu bildirme zamanı geldi: halkın ahlakını bozmayın. Halkı biriktirmek ve kurmak, işiniz değildir. Halk peşinize körükörüne düşüp, uçuruma gidemez. Halkı üzmeyin. Ölünün koynunda bir lokma ekmeği aramak istiyorsanız, orada arayın, burada değil!
Biz Alaş partisinin peşindeyiz. Geleceğe yürütücülerimiz yalnız bu partidedir.
Semipalatinsk ilçesi kongresi üyeleri: Ahmetcan Andamasov, Camşırbay Şulembayev, Temirşi Cunusov, Sadık Duysembayev, Kurmambay Muzdıbayev, Bayseke Yesirkepov, Maylıbay Yesenbayev, İmambazar Kazangapov, Rayımcan Marsekov, Kaldıbay Budambayev ve Kokbay Şanatayev’.
12 Kasım 1917 tarihli ‘Kazak’ gazetesinde ‘Türk-Tatar Koruyucuları’ adlı yazı yayımlandı:
‘Alaş-Ordu Omsk bölgesi komitesinden telgraf aldık.
Alaş’ın düşmanları partinin çizgisini çarpıtıyor, halk arasında iftira söylenti yayıyor. ‘Kazak’ gazetesinde Alaş-Ordu’nun programını acele yayımlamanızı arz ederiz…
Bundan sonra 17 Kasım Omsk’tan da diğer telgraf aldık:
‘İyi bir Anayasacı-Demokrat Bukeyhanov’un oluşturduğu Alaş partisinin programına memnun olmayan Kazaklar, ‘Üç yüz’ sosyalist partisini düzenlediler. Söz konusu partinin amacı, federasyonu desteklemek, yeni Türk-Tatar Topluluğunu oluşturmak, adaylarını kurucu meclisin listesine eklemektir. Prezidyum başkanı Aytpenov, sekreter Kubekov’.
Bu telgraf iki adrese yollandı: ‘Kazak’ yazı kuruluna ve ‘Yeni Zaman’ (Kazan’da çıkarılan Tatar gazetesi) yazı kuruluna.
Tatarlar bu telgraf aldıktan sonra Türk ve Tatar milletini birleştirecek olan bir Kazak ‘kahraman’ çıktı diye düşünür galiba.
Tatarlar bu türedinin nasıl olduğunu nereden bilir? Ona güvenmeyebilir. Mesela düşünelim ki, Kazan vileyetinden Fatihulla adlı bir Tatar, Kazaklara Türk-Tatar milletini kurmak istiyorum diye bildirse, Kazaklar ona güvenecek mi? Onun hareketini ciddiye alacak mıyız acaba?
Bu telgrafı yazanın adı Mukan. Elbette, Mukanı bütün dünya tanımaz, ama Omsk’ta o iyi tanınan biridir. Biz de onun hakkında duyduk. Eğer bu Mukan Türk ve Tatar milletini birleştirmek için ‘Üç yüz’ partisini oluşturan biri ise, Tanrım, bizi onun gibi velinimetten kurtar.
Fakat belki bu ‘Üç yüz’ partisi eskiden bildiğimiz parti diye sandığımız için yanılıyoruz. Eğer bu aynı parti olsa, onun adı rublenin kuru düştüğünde ‘Bir bin’ diye değiştirilmesi, ancak hala ‘Üç yüz’ olarak geçmesi anlaşılmıyor.
Mukan bolşevik hastalığına kapılıp, kendi çıkarını düşünmeden ‘sosyalist’ parti oluşturmaya karar verdi. Sosyalist, yani eşit haklı olduktan sonra onun geçen yılın 25 Haziran ayından itibaren kazanılan malı toplumun serveti olmaz mı?’
Alaş-Ordu Turgay bölgesi komitesi.
‘Kazak’ gazetesinin 26 Kasım 1917 tarihli 252 No’lu sayısında Madyar’ın (Dulatov’un takma adı) ‘‘Üç yüz’ün’ dolandırıcıları’ adlı yazısı yayımlandı.
‘…Omsk’ta bulanık suda balık avlayan Mukan diye biri çıktı. Bu adam özgürlük ilan edildikten sonra azgın oldu, izinsiz hareket ediyor, halk işine zarar veriyordu. Bu nedenle Akmola bölgesi komitesi onun ahlakdışı işlerine son vermeye karar verdi ve ciddi bir uyarıda bulundu. Bu uyarı alan Mukan dostları, yani Kolbay (Togusov) ve Şaymerden (Alcanov) gibi ünlü zıpırlarla danıştı ve bölge komitesinin üyelerini bizzat tutuklamaya karar verdi. 50-60 döküntü, gündüz ortasında komite başkanı Aydarhan Turlıbayev’in dairesini kuşattı. Evin sahibi yoktu. Külhanbeyler hizmetçileri dövdü ve kavga yaptı. Evdekiler telefonla bunu milise bildirebildi. Milis geldi. Kazaklarla birlikte komite üyelerini serbest bıraktı ve olay yerinde sahte ‘devrimcileri’ tutukladı. Şimdi soruşturma yapılıyor. Onlar kefalet ya da başka bir yolla tahliye edildi mi belli değil, ama söylentilere göre bu ‘kahramanlar’ serbesttedir.
Budalaca darbe yapmak istediler, insanları tutuklamaya niyetlendiler, ancak kendiler tutuklandılar. Bu olay hakkında söylentiler her yere yayıldı. İşte bundan sonra bölge komitesi ile nasıl kapışmasın?
Özyönetim organına seçimler yapılacak. Mukan onun üyesi olmak istiyor… Ne yapacağını bilmeden gem vuran at gibi dört dönüyor. Bu sırada ise Akmola ve Semipalatinsk’te kurucu meclise seçimler gecikiyor, toplantıya katılacak olanların listesini verme süresi sona eriyor. Siyasi dalavereciler buna seviniyor, bu onların işine yarıyor.
‘Alaş partisini oluşturduysanız, biz de ‘Üç yüz’ partisini kuracağız. Allah’ın yardımıyla iş açacağız. Siz liste önerdiyseniz, biz de kendi listemizi tutacağız’, - diye bildirdi ve ‘en iyi’ dokuz insanı listeye ekleyip, komisyona verdiler.
Gerekse, işte size liste! Liste vermek, işten bile değildir! Yüz imzası var listeyi herkes verebilir. Ama söz liste sayısı hakkında değil, içeriği hakkında oluyor. Akmola ve Semipalatinsk bölgelerinin on ilçesi var. Devrimden sonra birkaç kongre toplandı ve bu kongrelerde halk tarafından dürüst insanlar seçildi. 21-26 Haziran toplanan Tüm Kazakistan Kongresinde de halkın gözdeleri seçildi. Seçilmiş insanların isimleri ‘Kazak’ gazetesinde yer aldı.
Dönekleri bu riskli yola kimse göndermedi. Onlar aralarında sözleşip, Akmola bölgesi komitesinden intikamını almaya karar verdiler. Ancak zararın sebebi, kendi listesini sunmasıdır.
Aşağıda iki liste gösterildi. Onları karşılaştırıp, adayları tartabilirsiniz.
Alaş partisinden
1. Alihan (Bukeyhanov)[8]
1.2. Aydarhan (Turlıbayev)
3. Alimhan (Yermekov)
4. Halel (Gapbasov)
5. Asılbek (Seitov)
6. Mukiş (Boçtayev)
7. Yerecep (İtbayev)
8. Cakip (Akpayev)
9. Seilbek (Canaydarov)
‘Üç yüz’ partisinden
1. Hacı Hasen
2. Kolbay (Togusov)
3. Şaymerden (Alcanov)
4. Muhan (Aytpenov)
5. Usen (Kosayev)
6. Sultanmahmut (Toraygırov)
7. Bauseit (Adilev)
8. Kazi (Torsanov)
9. Aliaskar.
Bu listelere göre her bir adayın adamlığı, akılı, namusu ve özverisini görebilirsiniz; istediğiniz adaya oy verin!’
Yukarıda gösterdiğim yazıda Alaş-Ordu’nun propagandacısı Mırcakip Dulatov, halka yaltaklanarak yalnız Alaş-Ordu partisinin temsilcilerinin, Kazak halkının çıkarının gerçek koruyucuları, özgürlük ve refahının yanlısı güya olmasını sırnaşıkça tekrarlıyor. Bu yöntem yeni değildi. Fakirin koruyucusuna vurmak, yalancı burjuva propagandasının en sevdiği yöntemidir.
‘Üç yüz’ gazetesi sövme bakımından Alaş-Ordu’ndan geri kalmadı. Ancak iki partinin yöneticilerinin eğitim seviyesini, iki gazetenin tecrübesini kıyaslarsak, ister istemez ‘Üç yüz’ lehine iyi bir sonuç çıkaramayız. Alaş-Ordu’nda bay başındakilerin kaymak tabakası, çarlık gimnazyumlarında eğitim gören yüksek dereceli memurların evlatları, kökten sürme beyler, kısacası, milletin seçkin zümresi oturuyordu. ‘Üç yüz’ partisinde ise Omsk sakinleri, işçiler, arabacılar, çobanlar, kısacası cahil şehirli fakirler toplandı. Onların arasında eskide çoban olan ünlü güreşçi Hacımukan olmuş.
Kuşkusuz, eğitimli soylular, tartışmada, çekişmede güçlü idi ve hareketi esnekti. Onun cahil düşmanı ise doğru ve sadedil olarak, kurnazlık ve hainlik yapmadan hareket ediyordu. Ama atasözüne göre fizik güce sahip olan üçü yenecek, bilgili biri ise bini yenecek. Hacımukan, Alaş-Ordu’nun on temsilcisinin sırtını yere getirir, ancak eğitimli hukukçu Cahanşa’ya karşı siyasi mücadelede güçsüzdür.
Diyorlar ki, tuluma göre karmaç seçilir. ‘Üç yüz’ gazetesi, kendi örgütünün faal üyelerinin zeka düzeyine uygun geliyordu. Gazete, Alaş-Ordu yöneticilerini en kaba bir şekilde sövüyordu. Yazı kurulunun mensupları, düşmanı ayıplarken yasak söz ve yöntem kullanmasıyla kendi itibarını kırıyordu.
Dulatov’un ‘Kazak’ gazetesinde yayımladığı olayın gerçek yanı nasıldı acaba?
On iki Ekim 1917 tarihinde Mukan Aytpenov, Şaymerden Alcanov, Abdrahman Kılışpayev ve yeni partinin diğer kurucuları (arasında güreşçi Hacımukan da vardı) ile birlikte toplantı yaptı. Söz konusu toplantıda Alaş-Ordu yöneticilerini sert bir şekilde eleştirdi. Çarın devrilmesine, özgürlüğün ilan edilmesine rağmen sıradan insan ve yoksullar fayda görmedi. İktidara baylar geldi ve kendi partisini oluşturdu. Toplantıda şehir fakirlerine yardım etmeyen Akmola bölgesi komitesini dağıtma kararı verildi. M.Aytpenov, Ş.Alcanov, A.Kılışpayev, Omsk İlçesi Kazak Komitesinin görevlileri idi. Onların önderliği altında yaklaşık yüz sakin toplandı. Kalabalık bölge komitesinin binasını hücum yapmaya gitti. Önde kızıl bayrak ile Hacımukan yürüyordu. İsyancılar fakirlerin talepleri yazılan plankartları kaldırdı. Binaya yaklaştılar ve kuşattılar. İsyanın liderleri Aytpenov, Alcanov, Kılışpayev ve daha on kişi binaya zorla girdi ve orada bulunan görevlileri tutukladı. Bazıları kızgınlıkla dövdüler. Komite başkanı avukat A.Turlıbayev yerinde yoktu.
Seitov ve Cumabayev’i yanına alıp, Turlıbayev oturduğu daireye gittiler. Daireyi kuşatıp, kapıyı zorlamaya başladılar, ancak Turlıbayev saklanabildi..
O anda milis ve atlı Kazaklar kolu geldi, isyancıları kuşattı, Seitov ve Cumabayev’i serbest bıraktı, isyan çıkaranları ise tutukladı.
Bu hususta bölge komitesi 21 Ekim 1917 tarihinde karar aldı. Söz konusu karar Rus dilinde döküldü:
Akmola Bölgesi Kazak Komitesi Oturumu 132 No’lu TUTANAĞI,
22 Ekim 1917 yılı
Katılanlar: Nurlıbayev, Sadvokas Cantasov, (Magcan) Cumabayev, A. (Asılbek) Seitov, E. Mukuşev, E. Tokpayev, K. (Kazi) Torsanov ve ek üyeler: Yerecep İtpayev, M. (Muhtar) Samatov ve M. (Musulmanbek) Seitov.
Oturumda M. Seitov ve M. Cumabayev’in bu yılın 19 Ekim ayında yer alan olay hakkında raporları ele alındı.
‘…19 Ekim 1917 tarihinde gündüz saat ikide bölge komitesinin ofisine ilçe komitesi başkan yardımcısı Ş. Alcanov ve sekreteri A. Kılışpayev geldi. Onlarla birlikte üç Kazak ‘milisi’ geldi. Ön odaya zorla girip, başkanın odasına doğru gittiler.
Kılışpayev, Kazak milisleri telefonları korumaya koydu ve bölge komitesinin görevlilerini içeri sokmamaya emretti.
On dakika geçmeden Omsk ilçesi komitesi başkanı Mukan Aytpenov elli-altmış Kazakla geldi. Altı-yedi Kazağın Omsk ilçesi milisi kolçagı vardı.
Aytpenov, yoldaşlarıyla konuşup, bölge komitesi sekreterini gösterdi ve şunu emretti: ‘İlk önce onu tutuklayın!’
Seitov ise buna itiraz etti: ‘Geçici hükümetin izni olmadan Aytpenov’un kimseyi tutuklama hakkı yok!’ O zaman Aytpenov ‘milislerine’ zorla tutuklamayı emretti.
‘Milisler’ M. Seitov’u bölge komitesi başkanının odasına zorla soktular. Odada Cumabayev, Torsanov, Adilev oturuyordu.
Aytpenov halk önünde konuşma yaptı:
- Sayın aksakallar ve kardeşlerim! Aranızda doğdum ve büyüdüm. Beni iyi tanıyorsunuz. Çarlık rejiminde çıkarlarınızı korurken hangi dert çektiğimi biliyorsunuz. Beni tüm Akmola bölgesi tanıyor. Sizin de bana güvenmenize ümit ediyorum, - ifade etti Aytpenov.
Halk ‘Güveniyoruz, güveniyoruz!’ diye tekrarladı.
- Siz sıradan isanlarsınız, - devam etti Aytpenov. – Bölge komitesi üyeleri, monarşist, çarlık rejiminin yardakçılarıdır, hiç değilse bir talebinizi yerine getirdiler mi acaba?
- Hayır, hayır! Böyle hiç olmadı! – ifade etti halk.
- Komitede her şey onların girişimi üzerine yapılır. Her yerde kendi çizgisini çiziyor, eğemenliği altına alıyorlar. Bölge komitesi, Kazak halkı için büyük bir beladır. Tarım, onların iğrenç faaliyeti yüzünden gerilemektedir. İlçe ve bölge komitelerine yolladığı belgelere bakın ve onların her yerde emretmesini, bürokratik yöntemlerle yönetmesini göreceksiniz. Böyle hareketler özğürlüğe uyuşur mu?
- Hayır, hayır! Uyuşmuyor! – diyor halk. Özellikle Kuderi, Sarsenbay, Nurgazı, Kudaybergen ve Sadvokas’ın sesleri iyi geliyor.
- Böyleyse, bu monarşistleri bölge komitesinde bırakmak doğru mu? Bence doğru değil! – kararlı bir şekilde dedi Aytpenov.
Halk oybirliğiyle bunu uygun buldu ve komite başkanı Turlıbayev’i görevinden feragat ettirmeye karar verdi.
Üç ‘milis’ ile birlikte Aytpenov Turlıbayev’i aramaya gitti. 30-40 dakika sonra döndü ve halka şunu dedi: ‘Turlıbayev kaçtı, ama onun iki köpeğine dayak attık’. (onlardan biri arabacı, diğeri aşçı imiş).
Bazı aksakalların izni ile halk önünde komite sekreteri M.Seitov konuşma yaptı:
- Aytpenov’un en yakın akrabasıyım, bundan dolayı onu size göre iyi tanıyorum. O, ateşli bir adamdır ve her fırsatta kendi çıkarını elde etmek istiyor. Şimdi ise sadeliğinizden faydalanarak güç gösterelim diye sizi suç işlemeye tahrik ve teşvik ediyor. Elbette, bunun sonuçlarını açıkça anlayamıyorsunuz. Bu hatanın sonunun nereye varacağını bilemiyorsunuz. Ama sonuçta Aytpenov için ceza göreceksiniz. – dedi.
Aytpenov ise şunu söyledi:
- Ah, ne yazık! O köpek toplu tabancamı geri vermedi hala! Elimde olsaydı, amaca uygun kullanırdım!..
Aytpenov’un diktesi altında sekreter Bogenbayev, toplantının ‘adına’ kararı işlem yaptı. Söz konusu kararda bölge komitesinin üyelerine burada bulunanlar hariç güvensizlik yansıtıldı.
Kararın sonunda aşağıdaki bilgi yer aldı:
Yarın 20 Ekim gündüz saat 12de halkın güvenine sahip olmayan bölge komitesinin üyeleri görevinden gönüllü olarak feragat etmesini ilan etsin!..’
Bazı insanlar bu ‘karara’ imza atmak istemedi, o zaman Aytpenov dir daha konuşma yaptı:
- Hey, halk! Bu, isteğiniz dökülen karardır. Seitov emrinizi yerine getirmeyi terkediyor! Buna ne dersiniz? Onu tutuklamayı doğru görüyorum!
Seitov tutuklandı ve onunla birlikte Cumabayev de gözaltına alındı.
- Kaderin elimde, diktatörün benimdir, - Cumabayev’e dönerek yüksek sesle dedi Alcanov.
Kalabalık tutukluları Turlıbayev’in dairesine doğru götürdü. Yolda Aytpenov karşısına çıkanlara şunu söylüyordu: ‘Monarşistleri tutukladık ve kovuyoruz’.
Turlıbayev’in dairesini kuşattılar. Aytpenov, Alcanov ve Kılışpayev baş kapı vurdu ve Turlıbayev’i hemen çıkarmayı talep etti.
Aytpenov bir kaç ‘milislere’ duvarı aşıp, avlu kapısını açmayı emretti. Onun amacı, kalabalığı arka kapıdan içeri almaktı.
Baş kapıdan silahlı bir adam çıktı.
- Ben milis başkan yardımcısıyım. Ne istiyorsunuz? – sordu.
Aytpenov, Alcanov, Kılışpayev apışıp kalıp, şunu gevelediler:
- İşte bu halk Turlıbayev’in dışarı çıkmasını istiyor!
- Turlıbayev çıkmaz. İstediğinizi söyleyin! – devam etti milis başkan yardımcısı.
- Bu halkın Turlıbayev’e güvensizliğini belirttiğini söyleyin. Bu nedenle halkın kararı gereğince yarın gündüz saat 12de Kuderi Musin’in dairesine gelsin ve görevinden feragat etmesini bildirsin!
Derken şehir milisi geldi, kalabalığı çembere aldı ve ikinci ilçe bölümü komiserine götürdü…’
Bölge komitesi aşağıdaki karar aldı:
‘Yukarıda sözü geçen Omsk sakinlerinin isyanı dikkate değmez, çünkü Aytpenov, Alcanov, Kılışpayev vs. gibi elemanlar halkı doğru yoldan ayırdı. Bu elebaşları, asayiş ve yasal düzeni bozanlardır.
Aytpenov’un emirlerini körükörüne yerine getiren ‘milislerin’ şiddetli hareketleri yasa dışı sayılır ve milisler mahkemeye çekilir.
Bunu Akmola bölgesi birleşik komitesine ve iktidarın diğer üst organlarına duyurmak gerektiğini uygun buluyoruz.
imzaladı: Akmola bölgesi komitesi başkanı Turlıbayev, başkan yardımcısı A.B.Seitov; üyeleri: Mukuşev, Cumabayev, Cantasov; sekreteri M.B.Seitov…’
Bu, Ekim Devrimi arifesinde Omsk yoksulları tarafından yapılan isyan üzerine Akmola Bölgesi Komitesinin kararıdır.
Bu olay hakkında ‘Tirişilikte’ bir yazı yayımladım ve Omsk’ta eğitim gören Akmola İlçesinin yoksullarının oğullarına para gönderme hakkında da söz ettim. (‘Tirişilik’ № 4, 10.Х1., 1917). Para bölge komitesi tarafından adaletsizce üleştirilir, yoksulların çocuklarına değil, bayların çocuklarına verilir diye kanıtlamaya çalıştım.
Akmola bölgesi komitesi adil sözümü yalan diyerek Omsk’tan ‘Kazak’ gazetesine açık mektubu yolladı. Orenburg gazetesinin 13 Aralık 1917 tarihli 254 No’lu sayısında yayımlanan bölge komitesinin mektubunu aktarmak zorundayım.
‘Bu açık mektubu ‘Kazak’ gazetesinde yayımlamanızı arz ederiz. Akmolinsk ‘Tirişilik’ gazetesinin 4 No’lu sayısında ‘Şamil’1 diye birinin ‘Akmola bölgesi keyfi generali2 – Kazak komitesi’ adlı yazısı yayımlandı. Bölge komitesi, Şamil’in bildirisini iftira ve uydurma olarak görüp, fiili durumu açıklamak zorundadır.
‘Manal-Şamil’ – Saken Seyfullin’in takma adı. 2Komitenin keyfiliğine yergi ima.
Akmola bölgesi komitesini Omsk sakinleri değil, yalnız Mukan Aytpenov, Abdrahman Kılışpayev, Şaymerden Alcanov ve beş-altı yoldaşı dağıtmak istedi. Kırk-elli şehirli işin özünü bilmeden onların peşine düştü. Omsk sakinleri adı geçen adamların davranışını gördü. Herkes bu insanların kendi iktidarından başka iktidarı kabul etmeyeceğini biliyor. Yazın ortasında onlar ilçe komitesine seçim yaptırmadan girdi ve sonbahara kadar kavga çıkararak seçime engel oluyordu. Şimdi ise 20 Ekim olacak seçimin kendilerin alehine olacağını anlayıp, bölge komitesinde durumunu sağlamlaştırmak için başkaldırdı. O gün tutuklandı, ama üç gün sonra serbest bırakıldı. Şimdi ise soruşturma yapılmaktadır.
Omsk ilçesi komitesi yeniden seçildi. Bölge komitesi 1 Kasım dağıtılır diye yeni duyduk. Artık 1 Aralık geçti, ama komiteyi kimse dağıtmadı. Bölge özyönetimi düzenlenmedikçe, halkın işleri tanzim edilmedikçe bölge komitesi dağıtılmayacakmış. Kazak kalem işlerini kontrolsuz bırakmak olmaz.
Bunun yanı sıra yazıda bölge komitesine gelen para hakkında rapor çarpıtıldı. Gerçek ise şudur:
Omsk ilçesi komitenin bakımı ve burs vermesi için bin iki yüz ruble yatırdı. Ayrıca beş bin üç yüz ruble daha yatırması gerek. Petropavlovsk ilçesi komitenin bakımı ve burs vermesi için dört bin altı yüz ruble yatırdı ve daha on bir bin beş yüz ruble yatıracak. Kokçetay ilçesi aynı amaçla beş bin ruble yatırdı, sonra on iki bin ruble yatıracak. 4400 ruble yatıran Atbasar ilçesi on sekiz bin ruble daha yatıracak. Akmola ilçesi sekiz bin beş yüz ruble yatırdı ve yirmi beş bin beş yüz ruble daha yatırması lazım.
Bu tutar her bir ilçeden gelmesi lazım. Şamil beyin verileri gerçeğe uymuyor. Şamil bey, bölge komitesinin Akmola ilçesinden okumaya gelen öğrencilere burs vermediğini iddia ediyor. Bu yalandır. (Ben ‘varlıksız insanların çocuklarına’ diye yazdım, burada komite asıl sözümü mahsus atladı).
Aslında Akmola ilçesinden devlet okullarında sadece iki öğrenci eğitim görüyor: Dinmuhammet Adilev ve Aşım Omarov. Onlar bölge komitesinden burs alıyor.
Onlardan başka Akmola ilçesinden ‘özel’ okullarda daha üç öğrenci okuyor. Kongre kararı gereğince komite, sadece devlet okullarında eğitim gören öğrencilere burs verebilir. Diğerlere ise verme hakkı yoktur. Üstelik bu üç öğrenci iyi tanınan bayların çocuklarıdır. Bu nedenle Şamil beyin ‘çocuklar Omsk sokaklarında bakımsız olarak geziyor’ diye sözleri lafazanlıktır…’
Karışık bahaneler, beceriksiz yalan gazetenin prestijini düşürüyor, okurları öfkelendiriyor. İftira ancak gazete sayfalarında kalmaz, iftiracılar kanunla cezalandırılır’.
Bölge komitesinin mektubu doğru olsaydı, makamlar beni mahkemeye verirdi.
Omsk yoksullarının komiteyi dağıtma niyeti hakkında belgeler tanıklık ediyor.
Komitenin ‘özel’ okullarda eğitim görenler, iyi tanınan bayların çocukları ve bundan dolayı burs almıyor diye iddiası apaçık bir yalandır. Öğrencilerin biri Gülıiarap Atşabarova, hiç bir hayvana sahip olmayan Akmolinsk yoksulunun kızı; ikincisi, artık tanınan Caynadar Sadvokasov; üçüncüsü, Hamza Cusupbekov. Onlardan başka okulda Uspensk ocağının yakınında bulunan köyden çıkan Hasanbek Kulatayev okuyor. Hasanbek de burs almadan eğitim görüyor. Son yıllarda milis olarak çalışmaya başladı.
Ekim Devrimi arifesinde Kerenskiy-Milyukov’un hükümetinin yardakçıları ve Alaş-Ordu’nun hayranları çalıştığı komiteler, sıradan halk, düz işçiler ve kent yoksullarının gözünde itibardan düştü.
Omsk yoksulları, başında Aytpenov, Şaymerden Alcanov ve Kılışpayev’in bulunduğu ‘Üç yüz’ partisini oluşturdu. Yeni oluşturulan partinin tecrübesiz, acemi yöneticileri tutarsız bir politikayı uygulamaya başladı.
Partisine sosyalist dediler. O zaman ‘Üç yüz’[9] diye adı neden koydular? Alaş-Ordu’ya karşı mücadelede bu partinin burjuva milliyetçi yöntemini, tanım ve kanıtlarını kullandılar.
Elbette, o zaman birçoğu duraksıyordu, elle yoklayarak ileriyordu. ‘Üç yüz’ün’ görevlileri görevini anlamıyordu, vahim hatalar yapıyordu. Bizi ‘Üç yüz’ partisine giyaben dahil eden Şaymerden Alcanov’a ‘Üç yüz’ü destekleyemeyiz diye yazdım. Mektubum etkilemedi. ‘Üç yüz’ yöneticileri Alaş-Ordu yöneticilerine çamur atmaya devam etti. ‘Tirişilik’ gazetesinde ‘Üç yüz’ partisinin çizgisini ilke olarak kabul etmediğimiz hakkında yazı yayımladık. Bunun yanı sıra bunu ‘Kazak’ yazı kuruluna yolladım. ‘Üç yüz’ün yöntemlerini kabul etmesek de onun halkın gözünde Alaş-Ordu’nun itibarını düşüren çatmalarını yararlı sanıyorduk.
İyi mi, kötü mü, ama ‘Üç yüz’ partisi Alaş partisinin ‘mükemmel’ yöneticilerini açıkça rezil ediyordu.
Bugün de ‘Üç yüz’e katıldığımızı iddia eden insanlar vardır. Akmolinsk’teki o zamanki durumu bilmeyen insanlar ya da bizi kasıtlı olarak karalamak isteyen insanlar böyle diyorlar.
‘Üç yüz’ün pozisyonunu kabul etmiyoruz diye ‘Tirişilik’teki yazımızı ve ‘Kazak’ gazetesine yolladığım telgrafı göz önüne almasak da, diğer inandırıcı olguyu gösterebiliriz.
‘Kazak’ gazetesinin 12 Ocak 1918 tarihli 259 No’lu sayısında aşağıdaki yazı yayımlandı: ‘Yazı kurulumuz Muhtar Samatov’dan telgraf aldı. Bu telgrafta 26-31 Aralık olacak seçimlere hazır olmamasını bildiriyor. Akmola adayları ‘Üç yüz’ partisine oy vermeden döndü’.
‘Üç yüz’ün uyguladığı politikayı kabul etmediğimizi göstermek için seçime katılmadık. Alaş-Ordu’ndan korktuğumuz ya da ‘Üç yüz’ partisinin yöneticileri Alaş’ın liderlerine göre halk için daha beter diye düşündüğümüz için değil böyle yaptık. Tersine, ‘Üç yüz’ partisinde Şeymerden (Alcanov) ve İshak (Kobekov) gibi mükemmel, dürüst yoldaşlar vardı. Devrim için Alaş, ‘Üç yüz’e göre daha tehlikeli ve zararlı idi. ‘Üç yüz’ün düzenleyicileri iyi mi, kötü mü başladı bilmiyorum, ama 1917-1918 yıllarında en önemli günlerde Kızıl Ordu’ndan yana çıkıp, devrimi desteklediler.
Kurucu meclise delegelerin seçimine katılmadık, çünkü ‘Üç yüz’ partisini desteklemek istemedik. Gösterilen adayları destekleseydik, Akmola Kazaklarının çoğu bizi takip ederdi. Özyönetime üyelerin seçimine (kurucu meclis seçiminden hemen sonra) katıldığımızda buna ikna olduk. Bu seçime aktif olarak katılmasak da, ilçe özyönetiminin delegelerinin çoğu (yüzde 90) pozisyonumuzu izledi. Onların arasında Nuralin, Seitov, Ablayhanov vs. gibi Alaş-Ordu’nun temsilcileri vardı.
Ekim Devriminden hemen sonra görülen olaylara dönelim. Siyasal alanda eski ve yeni dünya kapıştı. Eski zaman genç, ömür verici çağ ile mücadele ediyordu. Mücadele giderek gerginleşiyordu. Akmolinsk’te ‘Jas Kazak’ örgütünün yöneticileri ve Rus yoldaşlarının küçük bir grubu Sovyetlerin bayrağını birinci kaldırdı.
Güçlenmeye başladık. Spassk fabrikasının gençleri ‘Jas Jurek’ (Genç Yürek) örgütünü oluşturdu. Söz konusu örgüt ‘Jas Kazak’ ile sıkı bağlar kurdu ve sonradan onun fabrikadaki kolu oldu. Bir genç Türk ‘Tirişilik’ ile işbirliği yapıyor ve ‘Jas Jurek’ örgütünü temsil ediyordu.
Toplantı ve mitinglerde söz üstümüze kalıyordu.
Akmolinsk’te sovyet iktidarının kurulması meselesi sinema binasında kalabalık toplantıda ele alındı. Salon dolu idi. Birçok insan kapıda duruyordu. Katılanlar iki kampa ayrıldı. İnsanlar her taraftan bağırıyor, söz söylemek istiyordu. ‘Tirişilik’ gazetesinin adına Akmolinsk’te sovyet iktidarını hemen kurmaya ısrar ediyordum. Konuşmam halkı coşturdu. Herkes birbirini dinlemeden kürsüye atılıp, itişip kakışıyordu. Konuşma yapanları sonuna kadar söylettirmeden, sözünü kesiyor, gürültü yapıyordu. Halk barut kıvılcımla tutuşmuş gibi heyecanlandı. Tartışıyor, gürültü ediyordu. Sonuçta geçici organizasyon halk temsilcileri sovyetini düzenledik. Her bir adayın biyografisini inceleyorduk, halka görünsün diye yüksek kürsüye çağırıyorduk ve her birine ayrı oy veriyorduk.
Aşağıdaki adaylar seçildi:
Boçok – Ekibastuz fabrikasının işçisi, Monin – asker, Krivoguz – asker, Loznoy – asker, Kolomeytsev – asker, Şafran – demirci, Pyankovskiy – elektrikçi, Kondratyeva – ressam, Bogomolov – küçük memur, Repşneyder – asker, Baken Serikpayev – yüksek ilköğrenim okulununun mezunu, Abdulla Aılbekov - küçük memur, Nurgain Bekmuhammetov – öğretmen, Bayseit Adilev - küçük memur, Cumabay Nurkin – öğretmen, Martlogo – berber, Turısbek Mınbayev, Bayseit Cumanov, Hafiz Gizatullin, Manazarov, Gryaznov, ben – Saken Seyfullin vs.
Halk dağılmaya kalkınca, birisi Kerenskiy’in komiseri Petrov kaçtı diye bildirdi.
Toplantılarda konuşma yaparken ya da imza atarken kendisini Petrov diye tanıtan, yazın toplantılardan birinde Duysembayev tarafından provokatör denilen adam kaçmış.
Geçici hükümetin komiserinin kaçması hakkında haber halkı daha da coşturdu. Petrov’u kovalamak için Krivoguz ile iki asker gönderildi.
Mitingden sonra organizasyon halk temsilcileri sovyetinin ilk toplantısı yapıldı. Bu toplantıda kongrenin toplanması hakkında karar verildi, her yerde açıklama işleri için vekiller, her bir kurum için birer komiser seçildi ve bütün kurumların görevlilerinin itirazsız olarak Halk temsilcileri sovyetinin komiserine baş eğeceği hakkında karar verildi.
Ertesi gün komiserlerimiz, organizasyon halk temsilcileri sovyetinin verdiği yetkilere sahip olarak kurumlara gitti, ancak hakaret görüp, gitmek zorunda kaldılar. Güç kullanamadılar, çünkü dayanılacak biri yoktu.
Demek ki, şehir geçici Halk temsilcileri sovyetimizi kabul etmedi. İki gün şaşkınlık ve başsızlık içinde geçti. Sonra koşuşmalar ve tartışmalar başladı. Neticede şehir kurumlarının memurları, küçük burjuva, sıradan sakinler toplandı ve Halk Kurulunu düzenledi. Geçici ilçe komiseri olarak ise Petrokeyev adlı biri atandı. Böylece Akmolinsk’te bir kaç ‘iktidar’ bulundu: geçici komiser, İlçe Kazak komitesi, geçici Halk temsilcileri sovyeti, Rus Kazakları dairesi, özyönetim komitesi.
Önceleri bütün bunlar paralel olarak yönetiyordu, ama giderek toplumun çeşitli tabakalrı ve ulusları var organizasyon halk temsilcileri sovyetimiz geniş haklara sahip olmaya başladı.
Az sonra ilçe özyönetimi köy temsilcileri ile toplantı yaptı. Yazın düzenlenen özyönetim komitesi şimdi yeniden seçim yapıyordu. Biz de seçime katıldık. Seçimler üzerine yetkililer farklı eyaletlere gidiyordu ve biz - ‘Jas Kazak’ın yöneticileri onlara yönerge ve talimat veriyorduk. Bozkıra giden bu yetkililerin bazıları ‘Jas Kazak’ın üyeleri idi.
Tam bu zamanda Akmolinsk’te ilçe ‘milli kurulu’, başka deyişle Alaş-Ordu’nun İlçe Kurulunu düzenlemek için Omsk’tan Bölge Kazak Komitesinin adına hekim Asılbek Seitov ve yüzbaşı Migaş (Migadatşa) Ablayhanov geldi. Onlar Kazak Milli Milisini oluşturmak ve Alaş-Ordu hükümetinin bakımı için para toplamak istiyordu.
Onlar Kazak komitesine geldi ve üyeleri ile anlaştı. Kurucu meclise adayların seçimi için Omsk’tan gelen Alaş-Ordu özel vekili Muhtar Samatov da görüşmeye katıldı.
Bunun yanı sıra görüşmeye Abdulla (Asılbekov), şehir yoksullarının önderi Koşerbay Camanbayev ve ben geldim.
Görüşmeye yalnız Kazaklar katıldı. Komite üyeleri ortadaydı: başkanı – veteriner sağlık memuru Husain (Kocamberlin), üyeleri – molla Manten, tercüman Sarman (Şulenbayev), tercüman Husain (Yerdenbayev), eyalet başkanı Usen (Kosayev). Bunun yanı sıra eyalet başkanı Olcobay, eyalet başkanı Bagjan, katip Tulebay Nuralin – Olcobay’in yeğeni, bölge komitesi üyesi ve Muhtar Samatov gibi komitenin yanlıları da geldi. Komite bulunduğu bina tıklım tıklım dolu idi. Herkes bayın mükellef anmasında güreşçilerin yarışmasını izliyormuş gibi olup bitenleri merakla izliyordu. Uzun uzun tartışıyordu, ama anlaşmadan ve ortak bir dil bulmadan dağıldılar.
Ertesi gün yine toplandık. Bina katılmak isteyenleri sığdıramadı. Komite üyeleri tartışmaların çıkacağına ikna olduktan sonra delişmen lakırdıcı Şarip Yalımov’u yardıma çağırdı. Yukarıda bu kendine aşırı güvenen, budala bezirgan Tatar hakkında söz ettim. Tarafımız da karşılık verebilmek için Kazak Eğitbilim sınıfları öğretmeni Tatar Uvaliy Hangeldin’i çağırmaya karar verdi. Tartışma kızıştı. Ancak bu defa da hiç bir karar almadan dağıldık. Yarın komite binasının avlusunda kalabalık mitingi toplamak üzere sözleştik.
Ertesi gün komite binasının büyük bir avlusunda yalnız Kazaklar toplandı. Soğuktu, herkes kışa uygun giyindi. Halkın üzerinde nefesten buhar vardı. Birçok insan farklı köylerden geldi. İhtiyar ve gençler, eski ve yeni eyalet başkanları vardı.
Miting başladı. Şehir yoksullarının temsilcisi Koşerbay Camanbayev başkan olarak seçildi.
Koşerbay, bilgisiz, ama iyi konuşabilir ve çizgimizi izliyor. Onun olağanüstü konuşma yeteneği çar devrildikten sonra ansızın meydana çıkmış. Akmolinsk’te ondan başka iyi konuşmacıyı bulamazsın. Tartışmalı sorunları okuduktan sonra Koşerbay, onları görüşülmek üzere halka sundu.
Konuşmalar yapıldı ve tartışma başladı. Her grubun sadece bir konuşması olan kritik gün geldi: ya yengi, ya yenilgi.
Son iki gün içinde kritik anda desteğe sahip olmak için halkın arasında aydınlatma işleri yapıyorduk. Kürsüde kalım için değil, ölüm için kapıştık. Birbiri ardınca konuşmalar yapılıyordu. Her biri halkın dikkatini çekmeye, itimadını kazanmaya çalışıyordu. Pek şiddetli soğuğa rağmen konuşmacıların alnı terliyordu. Sıcak nefesten kirpiklerdeki kırağı eriyor, halkın nefesinden buhar gökyüzüne havalanıyordu. Bu mitingde üç defa konuşma yapmak zorunda kaldım.
- Alaş-Ordu nedir? – konuştum ben. – Bu, eski hanlığı yeniden kurmak isteyen, Kazak halkını boyunduruğa vurmaya ve göz lekesi misafiri olmaya çalışan bir partidir. Halk hanlığı ister mi?.. Hayır! Hanın kaprisleri uzun zaman görüyorduk. Şimdi ise Kazak halkı içinden han olmaya hayal kuran beylerin kuru saçmalarına kapılmaz. Halsiz düşmüş yoksullar, çardan kurtulup da ‘ekselans’ hanı sırtına almak istemiyor artık. Hanlık, bay ve eyalet başkanlarına hava kadar gereklidir. Hanlık, kökten sürme asılzade olmak isteyen bayların oğullarına gereklidir. Çok uluslu Rusya, Romanov’un üç yüz yıl süren çarlığını yok ettikten sonra hanların Kazak emekçi halkını ezmesine yer vermez. Han ve asılzade olmak isteyen baylar bunu unutmasın. Sıradan halk onların peşine düşmez… Onlar Kazak sakinlerinden para toplamaya karar verdi. Bu para kim için diye soralım? Han olmak isteyenler için. Kazaklardan milis oluşturmak istediler. Soralım ki, kimin çıkarlarını savunacak bu milis? Elbette, hanların çıkarlarını. Kimden koruyacak? Han ve çara karşı çıkan bolşeviklerden koruyacaktır. Bolşevikler kimlerdir? İşçi, çoban ve yoksulların çıkarlarını savunan insanlardır. Bolşeviklerin takipçileri kimlerdir? Çok uluslu işçiler sınıfı, köy çobanları, yoksullar, cepheden gelen askerler ve Rus köylerinin mujikleri bolşevikleri izliyor. Hanların korunması için oluşturulacak Kazak milisi, Rus işçilerine, askerlere ve fakir mujiklere karşı çıkacaktır.
Bolşevikler bütün ulusların eşit haklarını elde etmek istiyor. Onlar, çar, monarşist, bay, soyguncu memur ve eyalet başkanlarının can düşmanlarıdır.
Kazaklar han olmak isteyen bayların yerine kanını dökmez, çünkü onların fazla kanı ve gücü yoktur. Kuru hayalperestler emekçi halkın arasında hanlığı desteklemek isteyenleri hele bir arasınlar. Adil halk onların peşine düşmez. Kazak halkından para ve milise yiğitleri talep etmeyin! – kararlı bir şekilde konuşmamı bitirdim.
Çoğunluğun desteklemesi ile muhaliflerimizi bozguna uğratıp, mitingden galip çıktık.
Ertesi gün ilçe özyönetiminin toplantısı yapıldı. ‘Jas Kazak’tan birçok delege geldi. Bunun yanı sıra halk temsilcileri sovyetinin üyeleri de vardı. Toplantı kırmızı tuğla ile kurulan gimnazyumun iki katlı binasında başladı. Ferah salon o zamanki toplantılar için uygunsuz görünüyordu: sandalyelerin sıraları vardı, delegeler rahat rahat yerlerine oturuyordu. Arka sıralarda davet edilen insanlar oturuyordu.
Ayrı bir odada delegeler için sofra kuruldu. Orada şekerli çay, beyaz ekmek, yağ ve peynir vardı.
Delegeler yerlerine oturduktan sonra özyönetim başkanı veteriner doktoru Çernov oturumu açtı. Halk giderek çoğalıyordu. Salona şehir militanları girdi: eski hakimler, sorgu yargıcılar, müffetişler, doktorlar. Birinci sıradaki yeri tutabildim.
- Yurttaşlarım, işe başlamadan önce medeni yemin içmemiz lazım. Geçici hükümete sadakat yemininde bulunacağız. Ben yeminin metni okuyacağım, siz ise içinden tekrarlayın. Ayağa kalkalım!
Herkes kalktı. Halk temsilcileri sovyeti da kalktı. Bu bizim için bir sürpriz oldu. Önceden özyönetimin Halk temsilcileri sovyetine devrimci halk iktidarına gibi baş eğmesini talep etmek üzere anlaştık. Aksi halde kendi örgütünü dağıtacaktı. Ancak yemin içmeye, yani yeni içtiğimiz yemine karşı çıkma imkanını kaybetmeye hazır değildik.
Salondakilerin çoğu Kazaklar. Onların yüzde sekseni ya da doksanı ‘Jas Kazak’ın’ yanlılarıdır. Çernov, yemin okuduktan onu sonra masaya koydu.
- Şimdi ise yeminin altına sırayla imza atalım, - teklif etti o.
Salonda hareket başladı. Bundan da katılanların yemini imzalamaya hazır olduğunu görebiliriz.
Halk temsilcileri sovyetimiz apışıp kaldı.
- Bir kaç söz söylemeye müsaade eder misiniz, - başkana seslendim ben.
Çernov bana izin verdi.
- Şimdi okuduğunuz yemini delegelerin çoğu anlayamadı. Kazak delegelerinin imza atacakları belgenin anlamını anlaması için yemini Kazakça okumaya öneriyorum. Bunun yanı sıra kime, hangi geçici hükümete yemin içtiğimizi ayrıntılı anlatmanızı rica ederim. – açıkça sordum.
- O zaman Kazakça’ya çevirmez misiniz? – şaşkınlık içinde dedi Çernov.
- Sizin resmi tercümanınız değilim, - Çernov’un tereddütle başkanlık yaptığını farkedip, meydan okurcasına cevap verdim.
Halk temsilcileri sovyetimizin üyeleri olan Rus delegeleri ve askerlerin bazıları beni destekleyerek çığrışmaya başladı.
- Kahrolsun! – gürültü yapmaya başladılar. – Kerenskiy’e yemin içmemiz için bizi aldatmak istedi. Karşı-devrimci kahrolsun, tutuklayın onu!
Halk gürültü etmeye başladı. Sandalyeler çatırdamaya başladı; askerler prezidyuma doğru atıldı. Çernov’un yardakçılarını rüzgar silip götürmüş gibi.. onlar arka kapıdan kaçtılar. Sahnede sadece sarı ve şaşkın Çernov kaldı.
- Halkı sakinleştirin, - bir kaç defa söyledi bana.
Kalabalık ise sandalyeleri yıkarak ileri atılıyordu, çığrışıyordu: ‘Karşı-devrimcileri tutuklayın!’
Monin ile birlikte düzen vermeye çalışarak sesi kısılana kadar bağırıp durduk ve zarzor kuduran delegeleri sakinleştirebildik.
Sessizlik oldukça Çernov konuşmaya başladı:
- Boşuna bağırıyorsunuz, yok yere gürültü ediyorsunuz: - kendini mazur göstermeye çalıştı Çernov. – Akmolinsk’teki geçici hükümete yemin hakkında dedim. Geçici Halk temsilcileri sovyetini kastettim, - önümüzde bahane aramaya başladı o. – Her bir hükümet, adı ne olursa olsun, kurucu meclise kadar geçici sayılır…
Çernov işin içinden sıyrılmaya çalışsa da, özyönetimin toplantısını bu defa yapamadık.
Ertesi gün okulda ders verirken ‘Jas Kazak’tan iki adam kızakla geldi:
- Çabuk gidelim! Gimnazyumda yine Kazaklar toplantı yapıyor. Ruslardan ayrı özyönetim oluşturmak istiyorlar. Samatov, Yalımov ve Nuralin halkı doğru yoldan ayırmaya çalışıyor.
Dersi durdurmak zorunda kaldım ve kızakla gimnazyuma gittik. Gerçekten toplantı varmış. Prezidyumda Samatov, Yalımov ve Nuralin vardı. Samatov başkanlık yapıyordu. Kalabalıktan geçip, prezidyum oturduğu masaya yaklaştım. Samatov ve arkadaşları sadedil halkın dikkatini, kendilerden yana çekmiş. Samatov’dan konuşma yapmaya izin istedim.
- Tamam, konuşma yapanların listesine sizi eklerim, - dedi.
Konuşmacılar birbiri arkasından kürsüye çıkıyor ve onların sonu yok. O zaman konuşmamın halka etkilemeyebileceğini anladım. Samatov’a yaklaştım ve ısrarla kendime söz vermesini istedim.
- Sıran gelince, konuşma yaparsın, - serin kanlı bir cevap verdi.
Sabırım tükendi ve o an konuşan konuşmacının lafını kestim. Konuşmacı şaşırdı, fikrini kaçırıp, sesini kesti. Salon sustu. Bu çatışma nasıl biter acaba? Samatov beni nizama riayet etmeye çağırdı.
- Konuşmama engel olma, Muhtar-ka! – el sallayışı ile kendimi rahat bırakmasını istediğimi gösterdim.
Salon kahkahayı bastı[10]. Özellikle ayrıntıları bilen yoldaşlarımız sesli güldü. Samatov parladı, Yalımov ve Nuralin’in yüzleri kızgınlıktan değişti.
- O zaman toplantıya başkanlık etmekten vazgeçiyorum! – bildirdi Samatov.
- Onu açmanızı kimse istemedi, - cevap verdim. Samatov, Yalımov ve Nuralin toplantıdan gitti.
Bundan sonra ayrı Kazak özyönetimini oluşturma girişiminde bulunmadılar.
Ablayhanov ve Seitov Alaş-Ordu için para toplamaya umudunu kaybetmeden Akmolinsk’te oturmaya devam etti. Halk temsilcileri sovyetimizin üyeleri, bu ajanları tutuklasak ve hapse atsak iyi olurdu diye düşünmeye başladı. Bizim için onlar tehlikeli değildi ve kimse bu çaresiz insanları tutuklamakla zahmet etmek istemedi. Bu nedenle yapılacak tek şey, onların bir gece Akmolinsk’ten kaçmasına gülmekti.
Şubat 1918 tarihinde Halk temsilcileri sovyetimiz Akmola ilçesi kongresini topladı. Delegelerin çoğu, cepheden yeni dönen askerler, Rus köylerinin fakirleri, köy Kazakalrı ve Spassk fabrikasının işçileri idi.
Kongre şevk ile geçti. Delegeler oybirliğiyle ilçede tek Sovyet iktidarını kabul ettiler. Kongrede son zamanki toplantılarda ele alınan güncel sorunlar tartışıldı. Delegeler hararetle ve içtenlikle konuşma yaptılar. Halk temsilcileri sovyetinin önderliği altında şehir mitingini yaptık.
Bize yan gözle bakan Akmola Rus Kazakları Kongre delegelerinin görüşünü paylaşmadı. Rus Kazakları bağımsız yönetimi olan ayrı bir özerkliği kurmaya ümit ediyordu. Bu zamanda Alaş-Ordu liderleri, Kazak atamanı Dutov ile sözleşip, ortak hareketler hakkında ‘Kazak’ gazetesinde açık yazıyordu. Bunun yanı sıra gazete, Kazak milis subaylarının Rus Kazak subayları eğitim gördüğü Orenburg Askeri Okulunda öğrenim gördükleri hakkında bildirdi. Bununla birlikte Ablayhanov, Seitov, Nuralin ve Samatov’un Akmolinsk’ten kaçmadan önce İlçe Kazak Komitesi kanalıyla yerli Rus Kazakları ile ortak hareketler üzerine gizli görüşmeler yaptıklarını biliyorduk.
Şehirli Rus Kazakları arasında miting düzenledik. Köyden gelen delege Turıspek Mınbayev ve ben konuşma yaptık.
- Emekçi Kazaklar! Alaş-Ordumuz ve Dutov, Kaledin gibi general ve atamanlarınız, emekçi halkın kanını içen parazitlerdir. Kardeşlerim, emekçi Kazaklarım, gel birleşelim! Baylar biz için hazırladığı tuzağa düşmeyelim, aldanmaylım, kendi çalışma şerefemizi bir paralık etmeyelim! – çağırıyorduk biz.
Turıspek yüksek kürsüde duruyordu, çarpık çurpuk Rus dilinde Alaş-Ordu ve Rus Kazak atamanlarını azarlıyordu ve o kadar heyecanlandı ki konuşmasının sonunda Kazakça küfrü bastı.
Kongre İlçe-şehir Halk temsilcileri sovyetini seçti. Söz konusu sovyetin üyeliğine aşağıdakiler girdi:
1. Boçok – Ekibastuz fabrikasının işçisi, boyacı, ressam;
2. Katçenko Zahar – işçi Ukrayna’lı;
3. Şafran – Ural’dan işçi;
4. Serikpayev – yüksek ilköğrenim okulunu yeni bitirdi. Sıradan Kazağın oğlu;
5. Oleynikov – cepheden dönen asker;
6. Bogomolov – Akmolinsk’teki küçük memur, ihtiyar devrimci;
7. Loznoy – Akmolinsk’teki arabacı, cepheden dönen asker;
8. Asılbekov – memur, sekreter, sıradan Kazağın oğlu;
9. Bekmuhammetov – fakir Tatar, Kazak okulunun öğretmeni;
10. Nurkin – köy okulunun öğretmeni, sıradan Kazağın oğlu;
11. Şegin – az okumuş şehirli yoksul;
12. Kara (lakap) Bayseit (Cumanov) – cahil Kazak, şehirli yoksul;
13. Arın Maldıbayev - şehirli yoksul, enerjik, sözünün eri, akıllı, dürüst, ısrarlı, az buçuk okumuş olsa da zeyrek insan;
14. Turıspek Mınbayev – bozkırdan çıkan az buçuk okumuş yiğit;
15. Caynakov Baymagambet – köyden çıkan yoksul. Rusça on kadar söz biliyor, cahil, ama faal, sözünün eri ve kıvrak biri;
16. Aubakir Yesenbakov - az buçuk okumuş Kazak, Rusça biraz biliyor, yoksul, maneviyatı güçlü, cesur yiğit. Tolengut1, Akmolinsk sultan ağası, şehir kahyası, kökten sürme asılzade Hudaymendin’in oğlu. Küçük yaşından beri asılzadelere karşı mücadele eden yoksulların yanlısı;
17. Gizzatullin Hafiz – şehirli yoksul Tatar. Kazak tüccarı Koşıgulov’un hizmetçisi idi;
18. Galim Aybakirov – yoksul, Koşıgulov’un hizmetçisi de;
19. Battal Smagulov – memur, sekreter, ilköğrenim gören adam;
20. Adilev Bayseit – şehir okulunu bitirdi, sekreter olarak çalıştı, sıradan Kazağın oğlu;
21. Pavlov – Akmolinsk kançilaryasını görevlisi;
22. Monin – sıradan şehirli adamın oğlu, genç asker;
23. Krivoguz – asker;
24. Martlogo – berber;
25. Şerbakov – Spassk fabrikasının işçisi;
26. Pyankovskiy – elektrikçi;
27. Martınov – Spassk fabrikasının tesisatçısı;
28. Prudov – Spassk fabrikasının işçisi, makine uzmanı;
29. Kondratyeva – ressam;
30. Trofimov – avukat;
31. Bazov – küçük memur:
32. Malyukomov – köylü;
33. Stegalin – az okumuş köylü;
34. Gryaznov - küçük memur;
35. Daha bir Gryaznov - küçük memur;
36. Kolomeytsev – cepheden dönen asker;
37. Verba - küçük memur;
38. Hakim Manazarov - küçük memur;
39. Husain Kocamberlin – veteriner sağlık memuru;
40. Tinalin – Kazak işçisi;
41. Yundin;
42. Anançenko;
43. Cahiya Aynabekov;
44. Kotov;
45. Ben vs.
Tolengut – yüksek dereceli birinin maiyetindeki yiğit.
Halk temsilcileri sovyetinin başkanı olarak Boçok, yardımcıları Serikpayev ve Zahar Katçenko atandı. Daha sonra Zahar Katçenko başkanlığa tayin edildi. Prezidyuma ben, Krivoguz, Monin, Adilev, Pavlov, Kondratyeva girdi.
Bundan sonra Akmolinsk kurumları Halk temsilcileri sovyetimize baş eğmek zorunda kaldı. Halk temsilcileri sovyetinin her bir üyesi eğitim seviyesine göre şu ya da bu kuruma komiser olarak atandı.
Pavlov ve Monin maliye komiseri; Bogomolov ve Asılbekov gıda komiseri; ben eğitim komiseri; Verba posta ve telgraf (iletişim) komiseri; Stegalin ve Maldıbayev tarım komiseri; Cumabay Nurkin sorgu yargıcı, mahkeme üyesi; Omsk’tan kongreden sonra gelen Drizge Halk temsilcileri sovyetinin üyesi olmasa da mahkeme başkanı; Pyankovskiy emek komiseri; Melyukomov sağlık komiseri; Turıspek Mınbayev ve daha iki-üç insan Kazak kançilarya bölümleri başkanı; Kremenskiy hakim; Şafran devletleştirilmiş değirmenler komiseri; Gryaznov ve Adilev ilçe milisi komiseri olarak tayin edildi.
Çalışmak zordu.
Halk temsilcileri sovyetinin oturumunda iktidarımız dayanacağı silahlı kol meselesi ele alındı. Halk temsilcileri sovyetinin üyeleri böyle kolu oluşturmaya girişti. Okur-yazar üyeler azdı. Vilayet Halk temsilcileri sovyetinden yönerge ve talimatlar düzensiz ve gecikme ile geliyordu. Kurumlardaki eski görevliler kendi isteği ile işten çıktılar, kalanlar ise veresiye iş görüyordu.
Her bir komiserimizin görevleri zordu. Durup dinlenmeden çalışıyorduk.
‘Tirişilik’ gazetesi zaman zaman basılmaya başladı. Ağır iş bana düştü. Ayrıca okulda ders vermeye devam ettim. Yeniyetmeler için akşam okulu açıldı, orada da ders vermek zorunda kaldım. Kısacası, sabahtan gecenin geç saatine kadar yorulup dinlenmeden çalışıyorduk.
Akmola İlçesi Kazak Komitesi kendi kendine dağıldı. Onun başkanlarından Husayin Kocamberlin ve Şegin’i Halk temsilcileri sovyetimize kabul ettik. Komite başkanlarını çağırıp, yoksul öğrenciler için toplanmış para hakkında hesap sorduk. Onlar ürktüler. Kazak geleneğine göre veteriner sağlık memuru Naurızbay Culayev onların aracılığını yaptı ve anlaşmazlığı giderdi. Topladıkları para ‘arap saçına dönmüş’, bu nedenle Kazak komitesinin üyeleri bize hesap vermekten korktular. Bunu anladık. Omsk’ta öğrenim gören yoksul öğrenciler için toplanan para az değilmiş. Önceleri parayı biz topluyorduk. Ancak komiteden çıkarıldıktan sonra yerimize geçenler kendi ihtiyaçlarına para harcamaya başlamış ve tutarın azını Omsk’a Bölge Kazak Komitesine doğru gönderiyormuş. Komite üyeleri, parayı akrabalarına, başka ilçelerden gelen öğrencilere ve yardıma muhtaç olmayanlara dağıtıyormuş.
Bu adaletsizlik hakkında ‘Tirişilik’ gazetesinde yazmaya başladık. Tam bu nedenle Kazak komitesinin üyeleri bize hesap vermeden korkuyordu. Veteriner sağlık memuru Naurızbay’ın evinde toplandığımızda komite üyeleri, suiistimal ettikleri için gözü yaşlı olarak kendileri bağışlamamıza yalvarıyordu. Bu defa kendimizi sert azarlama ile sınırlamaya karar verdik.
Az sonra Omsk’tan telgraf aldık. Söz konusu telgrafta Bölge Kazak Komitesinden Alaş-Ordu temsilcilerinin kovuldukları ve komiteye Aytpenov, Alcanov, Torsanov, Togusov ve diğerlerin girdikleri hakkında bilgi vardı. Bundan hemen sonra Akmola İlçesi Kazak Komitesini yeniden seçme öneri ile telgraf aldık. İkili iktidar durumunu meydana getirmemek için bu komiteyi dağıttık ve onu yeniden seçme gereksiz ve yanlış diye sanıyorduk.
Bir gün Omsk’tan aşağıdaki telgraf aldım: ‘Akmolinsk, Seyfullin’e. Alaş-Ordu’nun ‘Birlik’ örgütünün karşı-devrimci çizgisini kabul etmeyen öğrenci gençliğin bir kısmı ondan koptu. Öğrenciler Demokratik Kurulu düzenlendi. Prezidyuma Canaydar Sadvokasov, Tautan Arıstanbekov, Hamza Cusupbekov, Seytkaziyev, Abulhair Dosov seçildi…’
Bu sevinçli haber idi. Devrimci gençler ile düzenli yazışmaya başladık.
Bunun yanı sıra Dinmuhammet Adilev ile yazışıyordum. O, Omsk’ta bolşevikler tarafından oluşturulan gerillaya girdiğini bildirdi. Bu gerillanın adı Birinci Uluslararası Kol oldu.
‘Rusya’daki hiç bir parti bolşevikler hariç, - yazıyordu Dinmuhammet, - ezilen emekçi halka eşit haklarını sağlamaz!’
Diğer mektupta bolşeviklerin programının düzgünlüğü hakkında söz ederek bunu yazıyor: ‘Böyle zor, kritik günlerde kayıtsız kalamadım, bu nedenle cepheye gidip, insanlığın mutluluğu için mecadele etmeye karar verdim…’
Halk temsilcileri sovyetimiz harıl harıl çalışıyordu. Yukarıdan ne direktif, ne talimatlar geliyordu, bu nedenle rastgele, körlemeden kararlar almak zorunda kalıyorduk. Petrograd’daki Sovyet iktidarı kararnameleri çıkarıyordu. Bu kararnamelerin muhtevasını radyodan, ayrıca çaptırılmış şekilde duyuyoruz.
Bazı yerlerde insanların Sovyet iktidarını kabul etmediği zaman da vardı. Birçok insanlar Sovyet iktidarına güvensizlikle, düşmanca davranıyordu. Bazen radyodan aşağıdaki gibi haber alıyorduk: ‘Petrograd’daki Sovyet iktidarı düştü’. Gazeteler bolşevikleri, Sovyet iktidarını azarlıyordu. Alaş-Ordu’nun gazeteleri Rus burjuva gazetelerinden geri kalmamaya çalışıyordu.
‘Kazak’ gazetesinin 2 Aralık 1917 tarihli 253 No’lu sayısında ‘Müjde’ adlı yazı yayımlandı. Bu yazıda Sovyet iktidarının devrilmesi hakkında bilginin yanı sıra bolşevikler partisine çamur atılıyor.
‘Kazak’ gazetesinin 17 Ocak 1918 tarihli 260 No’lu sayısında ‘Siyasi durum’ adlı yazıda güzel bir üslupla bolşeviklere yine çamur atılıyor: ‘Çıkarçı insanlar, kötü niyetli namussuzlar, kendi çıkarı için kendileri yalandan halkın koruyucuları gösteriyor’. ‘Kazak’ gazetesinin 12 Ocak 1918 tarihli bir önceki ‘Demagoji’ adlı yazısı bolşevikler yalan vaatları ile halkı aldatıyor, kendinden yana çekmek istiyor, bulanık suda balık avluyor diye haberler ile alacalaıyor.
Alaş-Ordu partisi keskin propaganda yapmakla birlikte pratik etkinlik ve düzenli ordu oluşturmaya hazırlıklar hakkında unutmuyordu. Söz konusu parti, gençleri ‘Subay asker okuluna kaydolmaya’ çağırmaya başladı. Böyle okullar Uralsk ve Semipalatinsk’te açıldı. Bu okullara bolşeviklere karşı mücadele yoluna gönüllü olarak giren Alaş-Ordu’nun genç temsilcilerinin ‘cesaretli’ bir grubu kaydoldu. ‘Kazak’ gazetesinin 259 No’lu sayısında bu hususta ayrıntılı bildiri yayımlandı.
Oysa Sovyet iktidarı konumunu güçlendiriyordu. Eski düzeni, köhne dünyayı desteklemeye çalışan azınlıkların gücü gün geçtikçe zayıflıyordu. Gazetelerdeki bilgileri izleyerek bolşeviklerin ‘Kazak’ gazetesi desteklediği ataman Dutov’un Rus Kazakları ordusuna baskı yaptıkları hakkında öğreniyorduk. ‘Kazak’ gazetesinde Alaş-Ordu Merkezi Komitesinin yakın zamanda Orenburg’dan gitmek zorunda kalması hakkında haber yayımlandı.
Ocak 1918 tarihinde Orenburg bolşevikler tarafından zaptedildi. Ataman Dutov kaçtı.
Bir kaç gün sonra Alaş-Ordu liderleri Bukeyhanov, Baytursunov, Dulatov ve (Yeldes) Omarov’un Amolinsk üzerinden Semipalatinsk’e gitmeleri hakkında haber yayıldı. Bunu onların son konaklama yerini gösteren bir köylü Kazaktan öğrendik. Alaş-Ordu liderlerinin yolda Spassk fabrikasına uğraması gerektiğini tahmin ettik ve Spassk’taki Halk temsilcileri sovyetine ivedilikle telgraf yolladık. Cevabi telgraftan Alaş-Ordu liderlerinin Spassk’ı geçtikleri hakkında öğrendik.
‘Kazak’ gazetesinin sırası gelen sayısı yeni tarzda çıktı. Yazı işleri müdürü Abulhamit Cundibayev adlı biri olmuş. Yeni gazete 27 (14) Şubat 1918 tarihinde 261 No’lu sayı ile çıktı. Gazetede ‘Orenburg’daki durum’ adlı yazı yayımlandı. Yazıda şehir bolşevikler tarafından zaptedildikten sonraki durum geçmişteki durum ile kıyaslandı. Gazetenin üslubu tanınmayacak kadar değiştirildi. Aşağıda ‘Orenburg’daki durum’ adlı yazıdan bir alıntı gösterildi.
‘Rus Kazakları ordusu ve Beyaz Muhafızlar bir ay boyunca bolşeviklerle savaşıyordu, ancak 17 Ocak gece yenik düştü ve şehirden gitti.
Ülkeyi düşmanlardan kurtarma komitesinin temsilcileri Kazak atamanı Dutov ve Orenburg komiseri Arhangelskiy kurmayı ile yüz geri ettiler.
Şehir sahipsiz kaldı. Halk kritik duruma düştü. Rus Kazakları kaçtı, bolşevikler gelmedi, şehirde halkı eşkıya çetelerinden ve diğer güruhlardan koruyacak iktidar yoktu. Bu nedenle Müslüman Askeri Komitesi bolşeviklerin iktidarı güçlenmedikçe kendini şehrin sahibi olarak ilan etti.
Söz konusu komite, ani saldırı halinde her bir devlet ve kamu kurumların yanında silahlı nöbetçiler dikti. Başkurt kervansarayı – Müslüman Askeri Komitesinin konağı – şehrin ilerici eylemciler için umut ve dayanak oldu.
Kervansarayın avlusunda silahlı Müslüman askerleri ve gönüllü takıma kaydolan Tatar gençleri devamlı olarak devriye geziyordu. Koşulmuş arabalar ve otomobiller hazır duruyordu.
On sekiz Ocak şehire bolşevikler geldi ve evlere yerleştirmeye başladı. Sokaklarda sakinlere korku salan silahlı tayfalar ve Kızıl Muhafızlar dolanıyordu. Evlere onar – on beşer girip, silah ve saklanmış subayları arıyordu.
Arama yapanların arasında adil, halk ile konuşmayı bilen adamların yanı sıra halka dehşet salan insanlar da vardı. İnsanlara vahşi boğalar gibi bağırıyordu, evleri yağma ediyordu ve direnmeye çalışanları ateş ediyordu. Anarşist tayfalar ve zenginleştirmek için kendini ‘bolşevik’ diye tanıtan yerli hırsızlar yağmacılık yapıyordu. Bolşevikler kurmayı, yağmacıları cezalandırıyordu, yanına bırakmıyordu, ancak buna rağmen ilk günlerde şehir onların baskısıdan acı çekiyordu. Kendileri bolşevik diye tanıtan dalavereciler, bayların evlerine zorla giriyordu, değerli eşyaları çuvallara, koynuna koyup, arabalarla götürüyordu.
Yüreği nişanlanan tüfek ya da bıçaktan korkarak insanlar canı kurtarmak için yağmacılara tüm malını veriyordu. Canının kıymetini bilmeyen ise hemen kurşun yiyordu.
Askeri-devrimci komitenin silahlı yiğitleri gece gündüz şehrin sokaklarında devriye geziyordu. Yağmacıları suç yerinde yakalayınca tutukluyor ve malı sahiplere geri veriyordu. Üç-dört gün içinde şehir, Müslüman Askeri-Devrimci Komitesinin kesin hareketlerinin sayesinde yağmacılardan kurtuldu.
Anarşist tayfalar yiğitlere raslayınca diş gıcırdatıyor ve komite temsilcilerine iftira atmaya çalışıyordu. Orenburg garında yapılan toplantıda Müslüman komitesinden silahları elinden alma meselesini öne sürdüler.
Bolşevikler, şehirde kendi Askeri-devrimci komitesini oluşturdu ve ekonominin dallarının başkanlığına komiserleri koydu. Devlet ve kamu kurumlarda güvenli nöbetçiler dikildi. Şehirdeki hayat mecrasına girdi.
Bolşevikler, şehri aldıktan sonra Anayasal Demokrasi partisi tarafından çıkarılan ‘Orenburg eyaleti’ gazetesini kendinden yana çekti ve adını ‘Haberler’ olarak değiştirdi. ‘Güney Ural’ diye kooperatif gazete ‘Halk işi’ olarak adlandırıldı.
‘İş şafağı’ gazetesi menşeviklerin elinde idi. Onun yazıları sıkça esprili oluyor ve kimi zaman bolşeviklere dokunuyordu. Bu gazete kapatıldı. Onun yerine ‘İş gazetesi’ basılmaya başladı. Ancak bolşevikler, bu gazetenin faaliyetini fazla gevezelliği için ara sıra durduruyordu. Askeri-devrimci komite, ‘Vakit’ gazetesini işçi ve köy yoksullarının çıkarlarını dile getirmediği için kapattı. 9 Şubat matbaada ‘Orenburg Müslüman Devrimci Komitesinin Haberleri’ adlı gazetesinin ilk sayısı basıldı.
Ocağın sonunda şehirdeki hayat düzene girdi diyebiliriz. Ay içinde geciktirilen mektup, gazete, dergiler abonelere gelmeye başladı.
Yerli bayların Müslüman komitesini kendi çıkarlarını korumak amacıyla kullandıkları hakkında ısrarlı iddialar etkisini gösterdi: şehri yağmacılardan kurtaran gönüllü takımlar silahsızlandırıldı. O zaman Tatar askerleri ve işçiler birleşerek yeni Müslüman Askeri-Devrimci Komitesini oluşturdular.
Komite başkanı olarak Gali Şamgunov, yardımcısı Muhamet Tahirov, sekreteri Abdolla Yakubov seçildi.
Bu komiteye sıradan halk tarafından saygı gören, ekmeğini nasırlı elleri ve alnının teriyle kazanan ve başkaları ezmeyen Müslümanlar girdi.
Bolşeviklerin gelmesinden çok önce kapatılmış dükkanlar ve okullar 29 Ocak açıldı. Tüccarlar ticaretle uğraşmaya, çocuklar derse çalışmaya başladı. Eski askeri lisenin binasında askeri gimnazyum açıldı.
Bolşevikler, Orenburg’u aldıktan sonra yerli bayları vergilendirdi.
Maktu vergi tahsili on milyon ruble idi. Vergi toplama komisyonu vergi tutarını aşağı gibi dağıttı: Zarepnov bir milyon ruble vermesi gerek, Sarakov – bir buçuk milyon, Pankratov – milyon, Deev – üç yüz bin, Burov – altı yüz bin, Pemnov – yüz elli bin, Neharçev – yüz yirmi beş bin, Slaşilin – yetmiş beş bin, Korobkov – altmış bin, Balandin – yüz bin, Nehonov – yetmiş beş bin, Uretskiy Orışteri - yetmiş beş bin, Potlov’un ortaklığı – yüz bin, Zho – yüz bin, Bratin – elli bin, Kaymuşteri, Bolfson, Kornilov – elli bin, kırk bin, yirmi bin, Lşeskin – elli bin, Lısıh – beş bin, Agladonov – yüz bin, Andreev – otuz bin, Votem – beş bin, Şepşayşi – yirmi bin, doktor Voskresenskiy – on beş bin, Popov, Terebinskiy ve Nikolin – onar bin, bay Mahmud Husainov’un eğitim kurumları – altı yüz bin, hazreti Uvaliy Husainov’un şirketleri – yüz yirmi beş bin, Gıdbay Baltabayev – elli bin, P.Gimadayev, Abdrahman Amzin, Bırdaran Gabdullin, Auarinvazov, Akimbayev, Ayupov, G.Şepirov, Gabdulkaim Sedaçev – yirmi beşer bin, M.Şarafurdinov, Ş.Musupov – yirmişer bin, Z.Kurtapov, Ramovlar – on beşer bin, Z.Habibullin, Zomarov, R.Habimov, S.Murzabayev, Gabdulraşit Husainov – onar bin. Hiç bir bayın vergi kaçaklığı yapma hakkı yoktu.
Avukat Garadskiy’in büyük malikanesi askeri-devrimci komitenin emrine geçti. Taşkent demiryolu demiryolcuların eline geçti. Komitenin emrine Orenburg’daki büyük matbaalardan sadece Levenson’un matbaası geçti.
Ürkütücü olaylar yer aldığı zaman Orenburg’da beş-altı Kazak ailesi kaldı. Bolşevikler onlara baskı yapmıyordu.
‘Kazak’ gazetesi yazı kurulunun görevlileri Orenburg’a hala dönmediler.
Ya bolşevikler Kazaklara korkunç aslan gibi göründü, ya da diğer sebeplerle Kazaklar Orenburg’a yalnız Şubat ayının ortasında gelmeye başladı. Şimdi ortalık sakin. Öldürme ve yağmacılık hakkında haber yok. Orendurg’a yakın bulunan Kazak köyleri telaşsızdır. Turgay komiseri, Kazak ve Ruslar arasındaki çarpışmaları ortadan kaldırmak için acil önlemler alıyor, mujiklerin, ‘bolşeviklerin’ Kazak köylerine saldırılarını önlüyor.
Postahane ve telgrafhane çalışıyor, bankalar faaliyet gösteriyor. Ancak yatırımcıya bankadan haftada yüz elli rubleden fazla verilmiyor. Şehirde bozuk para yoktu, şimdi ise yüz rublelik para Petrograd’dan gelen ufak paraya bozduruluyor. Dutov zamanında Orenburg’da yeni çıkarılan para, değerini kaybetmedi. Bolşevikler kendi parasını çıkarmaya başladı.
C.Canibekov’.
Bu, Orenburg Kızıl Ordu ile ele geçirildikten sonra yeni ‘Kazak’ gazetesinin yazısı idi. Gazete kürkü ters giymiş gibi.
Aynı 261 sayıda aşağıdaki başyazı yayımlandı;
‘Orenburg 27 (14) Şubat.
Ağaç budakları gibi türemiş siyasi partilerin temsilcileri arasındaki ideolojik savaşım devam edilmektedir. Her biri kendine göre milletin refahının peşinde olmaktadır.
Çar devrildi, devrim oldu, siyasi alana bolşevikler ve diğer siyasi partiler çıktı. Onlar Geçici hükümeti suçlayarak iktidara atıldı. Bolşevikler bu hükümetin pasifliği ve eylemsizliğini gösterip, ezilmiş işçilerin ihtiyaçlarına kayıtsız kalmasını sitem ediyordu. Bolşevikler memnuniyetsizliğini açıkça ifade ediyordu. Ekim ayının sonunda tüm vilayetler, çoğu Rus Kazakları bulunduğu Orenburg, Don, Ural, Ukrayna hariç bolşeviklerin eline geçti.
Orenburg uzun ve sebatlı bir savaşım veriyordu, ancak şimdi teslim oldu. Bolşevikler burada sağlamlaştı. Bolşevikler ile birlikte Turgay ilçesinden Ufa müfreze komutanı Alibiy Cangildin – Kıpçak soyundan çıkmış – geldi. Yardımcı olarak halka davranmayı bilen Orenburg sakini Muhammediyar Tungaçin’i çağırdılar. Muhammediyar bey dört gün düşündü, Orenburg Müslümanları ve çalışma arkadaşlarına danıştı ve neticede onların onayıyla komiserin teklifini kabul etti. Cangildin, Aktyubinsk ve diğer yerlerden Orenburg’a görevlileri çağırmak için telgraf yolladı.
Kurşuna dizilmekten korkan toplum adamları, telgraf ve ihbarnameleri aldıktan sonra görülmekte olan durumu iyice düşünüp, Orenburg’a akıp gelmeye başladı.
Bozkırda oturan ve durumu anlamayan Kazak görevlileri komiser Alibiy ve Muhammediyar’dan başkaları tanımıyordu.
Komiser Alibiy Cangildin Bey halka devrim kavramını açıklıyordu. Onun çağrısı üzerine gelen adamlar, komiser ile el ele verip çalışmayı ve ulusal felaketi önlemeyi kabul ettiler. Orenburg’a yakın yer alan Aktyubinsk köyleri telgraf aracılığıyla uzak İrgiz ve Turgay ilçelerinin sakinleri ile irtibat kurdu.
Böyle geçici dönemde halkın haberlere muhtaç olduğunu ve eski yazı kurulu görevlilerinin Orenburg’dan kaçtığnı görüp, halk yığınları ve Aktyubinsk ilçesinden Orenburg’a gelen görevlilerin isteği üzerine ‘Kazak’ gazetesinin yazı işleri müdürü görevini üstüme aldım.
Aşağıdaki görevliler geldi: aksakallar: Mırzagul Koyaydarov, Sarsen Cakupov, Ahmetkerey Kosuakov; genç aydınlar: Yesen Nurmuhammetov, Sagindık Doscanov, Nısangalı Begimbetov, Sultan Arkabayev, Nurgali Atantayev, Zadakerey Nurmuhammetov, Ali İbraimov, Yerecep Koyaydarov, Kasım Arıngaziyev, Dosmuhammet Kocabayev, Kamalitden Arıngaziyev, Bahıtkerey Kakenov, Karasay Koyaydarov vs.
Geçici ve bulanık dönemde eski yollar yok, bu nedenle değişmez bir yola basmak, en karmaşık bir iştir. Okuyucular durumun kararsızlığını göz önüne alması lazım.
‘Kazak’ gazetesinin en önemli görevi, halka olup bitenler hakkında bildirmek, yol göstermek ve kritik anda şaşıran birine yardım etmektir…
Abdulhamit Cundibayev’.
Komiser Cangildin, birinci Kazak bolşeviğidir. Kızıl Ordunun bir koluna önderlik ederek Beyaz Ordu ile hassas noktalarda savaşıyordu. Cangildin hakkında Alaş-Ordu partisinin gazetesinden öğreniyorduk. Bu parti ona yerden yere vurarak en saçma şeyleri isnat ediyordu.
Alaş’ın gazetelerinin ulumasını dinleyerek Cangildin burjuva için tehlikeli biri diye sanıyorduk. İçimizden şunu düşünüyordyk: ‘Gazetelerin dedikodularını atlarsak, onun Kolbay (Togusov) gibi ciddi bir kişi olduğunu göreceğiz. Kolbay’ın telaşlı olması ve dengesizliğine aldırmazsak, o yetenekli ve nükteci görünebilir…’ Gazetelerin attığı iftiradan bolşevikler hakkında doğru bir fikir edinemedik…
‘Kazak’ gazetesinin 2 Aralık 1917 tarihli 253 No’lu sayısının ‘Hakim, halktır’ adlı yazısında Bukeyhanov (‘Kır oğlu’ takma adı ile) övünüyordu:
‘Kurucu meclise seçimde Cangildin’in izleyicileri için Turgay sakinleri ancak 41 oy verdi. Alaş parti için ise 54 897 oy verildi’.
Alaş’ın konuşmacıları her gün sayıca az Kazak bolşeviklerine çamur atıyordu. Bundan en çok Cangildin ve Kolbay çekiyordu.
Alaş-Ordu’nun mümtaz eylemcilerinden biri olan Dulatov, Madyar takma adı ile ‘Sarı-Arka’ gazetesinin 3 Mart 1918 tarihli sayısında ‘Kim dost, kim düşman’ adlı yazıda şunu yazdı:
‘…Eğer bugün bolşevik olmuş dünün curnalcıları dünyanın öbür ucuna gitmek isterse, onlara hayırlı yolculuklar dilerdik. Ancak maalesef, dürüst insanları doğru yoldan ayırıyor ve kendileri on Kazak bile izlemese de halkın adına konuşma yapıyor. Çarlık rejiminde onlardan birileri vaftiz edilmiş misyoner oluyordu, diğerleri jandarmaya satılıyordu, üçüncüleri halkı aldatıyordu, dördüncüleri soygunculuk yapıyordu – işte böyle namussuzlar idi… Şimdi ise, bulanık dönemde ‘bolşevik’ olduktan sonra Alaş’ın tekvücut safında, bembeyaz ferah çadırda telaşsız oturan insanlar arasında nifak sokmaya çalışıyor. Onlar, Alaş partisine özerklik sağlamak gerekmiyor, Genel Kazak-Kirgiz Kongresinin delegelerinin hepsi baylar ve Kazak halkına zarar veriyor, bu nedenle kongre yasal sayılmaz diye ifade ediyor. Alaş-Ordu’nun seçilmiş on beş yöneticisi Kazak-Kirgiz halkının düşmanları, bu nedenle onları yok etmek gerekiyor diye yalan şayia çıkarıyorlar. ‘Kazak’ gazetesi, özgürlüğün düşmanıdır, mensupları ise, çar Nikolay’ın yardakçılarıdır diye açıkça bildiriyorlar’, - böylece şikayet ediyordu Dulatov, sonra da Kazak bolşeviklerini azarlamaya ve tehdit etmeye başladı.
Onların azarlamadığı bolşevik yoktu. Lenin’i de kötülüyordu, ama denildiği gibi ‘İt ürür, kervan yürür’. İşler pürüszüs olmasa da gidiyordu, bazen duraksıyorduk. Halka bayların ev ve değirmenleri aktarıldı. Sibirya bankası millileştirildi.
Bolşeviklerin Dutov’u Orenburg’dan kovmasına ragmen neredeyse tüm yerlerde Akmola bölgesi hariç Beyaz Ordu ve Alaş-Ordu’nun yanlıları hareket ediyordu. Halk temsilcileri Sovyetlerinin esinlendiricileri azdı ve Halk temsilcileri sovyetini savunacak olan asker-yiğitler yoktu.
Bukey bölgesinin Kazaklarının politik etkinliği artıyordu. Genç aydınlar Sovyetlerden yana çıkmaya başladı. Gazetelerden Bukey aydınlarının Kerenskiy’in hükümetinin memurlarını görevden aldıkları ve iktidarı halkın eline verdikleri hakkında öğrendik.
‘Kazak’ gazetesi 27 Şubat 1918 tarihli 261 No’lu sayısında ‘Uran’ gazetesinden bir bildiri yeniden daktilo etti. ‘Yine değişiklikler.
Gazetenin bir önceki sayısında komiser Kulmanov’un görevden alınması, onun yerine Azirbayev’in gelmesi hakkında haber vardı. Şimdi komiserlikler ortadan kaldırıldı ve Bukey bölgesindeki yönetim aşağı gibidir:
İç işleri yönetimi: B.Niyazov.
Ulaştırma yönetimi: İ.Koşekov,
Yardım gösterme yönetimi: K.Meneşev.
Gıda yönetimi: S.Generalov.
Maliye yönetimi: D.Temiralin.
Eğitim yönetimi: Mendeşev.
Sağlık yönetimi: M.Kokebayev.
Yargı işleri yönetimi: S.Nuralihanov.
Kongre yapmadan ve halk ile görüşmeden bu insanlar, Bukey bölgesindeki işleri ellerine aldı. Onların bu davranışına iki türlü bakılabilir.
Birinciden, böyle telaşlı bir dönemde halkı her türlü felaketten kurtarmak ve doğru yol göstermek için herhangi bir iktidar olması lazımdı. İkinciden ise, Bukey bölgesinin dört binlik halkının delegeleri ile seçilmiş eski görevlilerin işten çıkarılması ve iktidarın yukarıda adı geçen dönek aydınların eline keyfince teslim edilmesi birilerinin sınırlı çıkarları için hareket etmesini gösteriyor. Yöneticilerimizin hareketleri doğru mu, yanlış mı diyemem, ama halk bunun nereye varacağını anlıyor diye düşünüyorum…’
Alaş-Ordu Semipalatinsk’te yerleşti. Ural ve Aktyubinsk bölgelerinde Kazak halkı Sovyet iktidarını hala tanımadı. Türkistan Kazakları hala özerkliği sayıklıyordu.
‘Kazak’ gazetesinin 27 (14) Şubat 1918 tarihli 261 No’lu sayısında aşağıdaki haberler yayımlandı:
‘…Kokand. Kokand’a Sovyet iktidarı geldi. Eski ‘Türkistan özerkliğinin’ üyelerinden Mustafa Çokayev ve Abdrahman Urazayev gibi Kazaklar tutuklandı. Diğer üyler kaçmış galiba…’
Sovyet iktidarı günden güne genişliyordu. Alaş-Ordu gibi kukla burjuva ‘özerklikleri’ birbiri arkasından yıkılıyordu. Bolşeviklerin önderliği altında proletarya ve emekçi yığınlar, burjuva, hazretler ve bay aydınların hükümetlerini tam bozguna uğratıyordu. Bolşevikler partisi halka çağrıda bulundu. İşte Halk Komiserleri Kurulunun ‘Rusya ve Doğu emekçi Müslümanlarına’ tarihi çağrısını ele alalım.
‘Yoldaşlarım! Kardeşlerim!
Rusya’da büyük olaylar yer almakta. Başkaların ülkelerini paylaşma yüzünden çıkan kanlı savaşın sonu geliyor. Dünya halklarını köleleştiren sömürücülerin tahakkümü yıkılıyor. Rus devriminin darbesi altında kölelik ve esaretin eski yapısı çöküyor. Zorbalık ve baskı dünyası son günlerini yaşıyor. Yeni bir dünya, emekçi ve serbestlerin dünyası doğuyor. Bu devrimin başında Rusya İşçi-Köylü Hükümeti, Halk Komiserleri Kurulu bulunuyor.
Rusya’nın her yerinde İşçi, Asker Ve Köylü Temsilcileri Sovyetleri yer almaktadır. Ülke iktidarı halkın elindedir. Rusya’nın emekçi halkının bir isteği var – adil barışı sağlamak ve dünyanın ezilen halklarına özgürlüğü elde etmeye yardım etmektir.
Bu bağlamda Rusya yalnız değildir. Rus devrimi attığı özgürlük narasını Batı ve Doğu emekçileri duyuyor. Avrupa’nın savaştan halsiz düşen halkları barış isteyerek bize ellerini uzatıyor. Batı işçi ve askerleri emperyalizmin kalelerine hücum ederek sosyalizm bayrağı altında toplanıyor. Uzak Hindistan, yüzyıllar boyu Avrupa’nın ‘aydın’ sömürücüleri tarafından ezilen tam bu ülke, Halk temsilcileri sovyetlerini oluşturarak, kölelik zincirlerini kırıp atarak, Doğu halklarını mücadele ve özgürlüğe çağırarak isyan bayrağını kaldırdı.
Kapitalist yağmacılık ve zorbalığın çarlığı yıkılıyor. Emperyalizm sömürücülerinin ayaklarının altında taban yanıyor.
Bu büyük olayların karşısında dururken Rusya ve Doğu emekçi ve yoksul Müslümanlarına sesleniyoruz.
Rusya Müslümanları, Volga ve Kırım Tatarları, Sibirya ve Türkistan Kırgız ve Özbekleri, Transkafkasya Türkler ve Tatarları, Kafkas dağlılar ve Çeçenleri, Rusya’nın çarları ve zalimleri tarafından tahrip edilen cami ve kiliseleri, ayaklar altına alınan dini inançlar ve geleneklerine sahip olan halklar!
Bundan sonra dini inançlar ve gelenekleriniz, milli ve kültür kurumlarınız serbest ve dokunulmazdır. Kendi hayatını özgürce kurun. Buna hakkınız vardır. Haklarınız Rusya’nın diğer halklarının hakları gibi devrim ve onun organları, yani İşçi, Asker Ve Köylü Temsilcileri Sovyetleri ile korunuyor.
Bu devrimi ve onun yetkili hükümetini destekleyin!
Doğu Müslümanları, Persler, Araplar ve Hindular, yani yüzyıllar boyu Avrupa’nın açgözlü sömürücüleri tarafından satılan baş, mal, özgürlük ve vatanına sahip olanlar, savaşı başlayan yağmacıların paylaşmak istediği ülkelerin sahipleri!
Çarın Konstantinopol’u zaptetme hakkında gizli antlaşmaları yırtıldı ve yok edildi diye bildirmek istiyoruz.
Rusya Cumhuriyeti ve hükümeti, Halk Komiserleri Kurulu, başkaların topraklarını ele geçirmeye karşıdır. Konstantinopol Müslümanların elinde kalması lazım.
Acem’i paylaşma sözleşmesi yırtıldı ve yok edildi diye bildirmek istiyoruz. Askeri hareketler bitince askerler Acem’den çıkarılacak ve Acemlere kendi kaderini belirleme hakkı tanıyacaktır.
Türkiye’yi paylaşma ve ondan Ermenya’yı zorla alma sözleşmesi yırtıldı ve yok edildi diye bildirmek istiyoruz. Askeri hareketler bitince Ermenilere kendi siyasi kaderini belirleme hakkı tanıyacaktır.
Köleleştirme Rusya ve onun devrimci hükümetinden değil, Avrupa emperyalizminin sömürücülerinden, vatanınızı sömürgeleştirenlerden geliyor.
Ülkelerinizi köleleştiren sömürücüleri yıkın! Şimdi, savaş ve yıkım eski dünyanın temellerini sarsarken, tüm dünya emperyalist saldırganlara öfkelenirken, öfke kıvılcımı devrimin büyük bir ateşine dönüşürken, yabancı boyunduruk ile ezilmiş Hindistan Müslümanları bile köleleştirenlere karşı başkaldırırken susamayız. Vakit kaybetmeyin ve topraklarınızı ele geçirenleri yıkın! Yerlerinizi yağmalamaya izin vermeyin! Ülkenizin sahipleri siz olmalısınız! Hayatını kendine göre kurmalısınız. Buna hakkınız var, çünkü kaderiniz kendi elinizdedir.
Yoldaşlarım! Kardeşlerim!
Dürüst demokrasiye kararlılıkla ve kesinlikle adım atıyoruz.
Dünyanın ezilen halklarına bayraklarımızla özgürlük götürüyoruz.
Rusya Müslümanları!
Doğu Müslümanları!
Dünyanın yenileme yolunda olumlu karşılama ve desteklemenizi bekliyoruz.
Halk Komiserleri Kurulu Başkanı
V.Ulyanov (Lenin)[11].
Bu, Halk Komiserleri Kurulunun çağrısı idi. Alaş-Ordu küstahlaşıp, Lenin’i bile kötülüyordu. Bundan sonra Alaş-Ordu’nun Kolbay (Togusov), Cangeldin ve diğer Kazak bolşeviklerini azarlaması şaşırmağa değer mi?
Lenin gibi insanları kötüleyen dil haddi bilir mi? Kolbay ve diğerleri koşulsuz övmek istemiyorum. Bu hayatta hata yapmayan insanlar azdır. Kolbay’ın davranışı da kusursuz değildi. Onu tanımadık. Alaş-Ordu liderleri ve yardakçiları onu azarlıyordu. Bolşevik olduğu için kırılan Kazaklar, Alaş- Ordu’ya katılsaydı, tam o liderler onları göklere çıkarırdı. Alaş partisi oluşturulmadan önce biz Omsk’ta 1914-1915 yıllarında okurken ‘Kazak’ gazetesi, Kolbay ve ‘Aykap’[12] dergisiye yazı yazan hacı molla Salim Kaşimov’u rezil ediyordu.
O tarihte genç idik ve ‘Kazak’ gazetesine inanıyorduk. Aynı 1914-15 yıllarında Kolbay Omsk’a geldi. O zaman onu ilk ve son defa gördüm. Kolbay Omsk’ta eğitim gören Kazakları çağırdı ve onlarla fotoğrafını çektirdi. ‘Kazak’ gazetesinin bu adam hakkında olumsuz eleştirileri bana etkilediği için ona gitmedim.
Kolbay ile fotoğrafını çektiren hayranları sonradan Alaş-Ordu’nun yardakçıları oldu ve eski akıl hocasına çamur atmaktan utanmadı.
O günlerde Omsk tiyatrosunda Sibirya gecesi düzenlendi. Onun bir bölümü Kazakça idi.
Tiyatronun balkonunda Kazak çadırı kuruldu. İçine halılar serildi, yeşil ve kızıl ampullerle süslendi. Çadırda kımız veriliyordu, dombıra çalan ve şarkıcılar Kazak melodilerini çalıyordu. Bu gecede biz de dombırayı çaldık. Tiyatronun sahnesinde şarkılar söyleniyordu, dans ediliyordu. Samatov ve Şaybay Aymanov aytıs[13] yaptılar.
Gece amirleri Novoselov, Berezovskiy ve Sedelnikov idi.
Bu gecede Kolbay’ı yakından gördüm. O dönemde Kolbay ‘Kazak’ gazetesi yöneticilerinin can düşmanı sayılıyordu.
Molla Salim’i ise gazete bir süreye kadar karalıyordu. Çarın devrilmesinden sonra Salim, Alaş partisinin yanlısı oldu ve Bukeyhanov kendisi onu Kokçetay ilçesindeki Alaş-Ordu’nun başkanı olarak tayin etti. Alaş-Ordu’nun yardakçılarının ‘dürüst’ mizacını gösteren örnekler çoktur.
Akmolinsk okulunda okurken Salim’i ilk defa gördüm. O, ‘Aykap’ dergisinin çıkması için para toplamaya geldi. Belagatli, ancak hafif bir adam gibi göründü. Onun hakkında sonra konuşalım.
Yukarıda dediğim gibi Alaş-Ordu gibi özerklikler hafif bir esentiden at tezeğinin külü gibi dağılıyordu. Çürümüş pompalar, bahar taşkınının azgın baskısını kesebilir mi!?..
Korkusuz baylar, burjuva hükümetinin üyelerinin tüfek patladığı zaman kaçışmasına tanık olduk. Alaş-Ordu üyeleri Tınışpayev, Çokayev ve Akayev başkanlık yaptığı Kokand özerkliğinin ‘hükümeti’ rezaletle dağıldı. Tüfek patlayınca kaçışan başkanların gerçek yüzünü göstermek için Çokayev’in mektubunu sunmak istiyorum. Mektuptan burjuva milliyetçileri, dini fanatikler, Özbek imamlarının Çokayev’le alay etmesini görebiliriz. Bunun hakkında Çokayev hemfikirlerine sızlanıyor.
Çokayev’in mektubu ‘Sarı-Arka’ gazatesinin 18 Mart 1918 tarihli 34 No’lu sayısında yayımlandı.
’31 Ocak saat ikide Kokang bolşeviklerinin ültimatomunu ele aldığımızda tüfek patladı. Bolşeviklerin askerleri ateş açmışlar. Onların bu hareketleri ültimatom koşullarına aykırı oluyordu, çünkü onu görüşmek ve kabul etmek için bize üç saat verildi.
İslam partisinin evinde toplanan devlet adamları ve sıradan sakinler bolşeviklerin taarruzu hakkında duyunca hemen dağıldılar. İktidar temsilcilerinin tekrar toplanmaya ve durumu tartışmaya imkanı olmadı, çünkü Müslümanlar, bolşeviklerin atış yapmalarını duyunca ilk ele geçen şeyler ile silahlandırılıp sokağa çıktılar. Bolşeviklere karşı çıkmamaya çağıran iktidarı dinlemediler. Böyle beklenmedik durumda hükümet eylemsiz kalmış.
Kokand’da yer alan olayın siyasi nedenleri ayrıntılı açıklamaya vaktim yok. Bu nedenle kendim duyduğum, gördüğüm ve çektiğimi görüşülmek üzere herkese sunmak istiyorum. Bu notlarım genel durumu bilen adama siyasi yandan sınırlı görünebilir.
Bolşeviklerin kurşunlarında kaçıp, on gün kadar Kokand’ın yakınında yer alan köylerde, Sartlar[14] arasında saklanıyordum. Bu kısa sürede çektiğim acıları bolşevikler, düşmanlarım olsa da, çekmesinler…Kokand’da Sartlar, yağmacı Yergaş’ın önderliği altında bolşeviklere karşı savaşmaya başladığı zaman yenilgiye uğramasını hiç düşünmüyordu. Onlar Yergaş’ı Fergana’nın hanı olarak ilan etmeye ve Kazakların bolşeviklerden farkı yok, bir köylü bir Tatar öğretmeninin ayakları kıbleye doğru yönelterek uymasını görmüş diye nedenle Tatarlar Müslüman değil diye Sartlardan başka ulusları öldürmeye karar verdiler. Sartlar daha da beter kudurdular ve kımızla dolu tulumlar gibi kabarıp, Sart olmayanları yok etmeye karar verdiler. Bıçak, balyoz, çapa, orak, kement ve hançerleri ele alıp, sokağa çıktılar. Tam bu sırada bolşeviklerden kurtulmaya ve Sartlarda barınak bulmaya çalışıyordum.
Duyduğum ve gördüğüm şeyleri tarif edemiyorum, kağıt yetmez. Bu nedenle sadece en önemli olayları anlatayım.
20 (7) Şubat Çarşamba günü Moy Mubarak köyünde oturan, tüm Fergana’da tanınan hacı Musahan’ın bilgili oğlu Omarhan ile birlikte Gauhana köyünden çıktık ve Yeleş köyünden geçip, Kumbastı köyüne vardık. Yol arkadaşım atla, ben ise yürüyerek gidiyorduk: Sartlar bana at vermediler! Sartların giydiği elbise giymiştim: alacalı kaftan, başımda kazan gibi büyük beyaz sarık, ayağımda çizme ve Asya galoşu (lastik ayakkabı) vardı.
Nereye gideyim bilemiyordum, tek bir düşüncem vardı, Kokand’da savaş bitmedikçe kardeşlerimin yanında beklemektir. Bu nedenle sığınağı arayor, bir köyden ikinci köye göç ediyordum.
Kumbastı köyünün yakınında yaklaşık yirmi silahlı Sart beni yakaladı.
- Sen kimsin?
- Müslümanım.
- Nasıl bir Müslümansın?
- Kazağım.
- Ne zamandan beri Kazaklar Müslüman oldu?
- Öteden beri Müslümanız.
- Kazakların Müslüman olduğundan şüphe ediyoruz.
- Şüphe ediyorsanız, kanıtlayabiliriz.
- Nasıl kanıtlarsın?
- Kanıt işte ‘Şeş kime’ duasıdır.
Bu duayı bana baştan sona kadar okuttular. Küçükken öğrendiğim bu duayı unutmadığım için Allah’a şükür!
Bundan sonra Sartlar Müslüman olduğuma inanmış gibi oldu, ancak daha esaslı bir kanıt almak için sünnet edip etmediğimi kontrol etmeye karar verdiler. Yol arkadaşım Omarhan bana yardım etmeye kalkmıyordu, rahat rahat eyerde oturuyordu. Tüm Fergana’da tanınan imamın oğlu idi ve yardım etmek isteseydi, bir söz ile öfkeli Sartları yatıştırırdı. Ancak Sartların beni bırakmayacağını anlayıp, atı şahlandırdı ve hızla uzaklaştı.
Sartlar gavur olmadığıma kanaat getirip, sorgulamaya başladılar.
- Kazaksın, ama neden bölgemizde dolaşıyorsun?
Yalan atmadım, durumumu anlattım ve bir kaç gün Musahan’ın konuğu olduğumu söyledim. Sartlar itiraz ettiler:
- İmam Musahan’ın konuğu olsan, onun oğlu seni neden bıraktı?
Ne diyeceğimi bilemiyordum. Galiba, yol arkadaşım molla Omarhan’ın bilimlerle dolu aklında dostça duygular için yer bulunmadı…
Tam bu sırada Sartlar böyle bir karar verdiler: ‘Kim olursa olsun, nereden çıkmışsa çıksın, ama en önemlisi, Sart değildir ve bunu kabul ediyor. Demek, onu öldürmek gerekiyor. Sartların vakti geldi. Kazak olsun, bolşevik olsun, bizim için fark etmez!’ Ellerimi kıskıvrak bağşadı ve ‘Kazağı yakaladık!’ diye yüksek sesle bağırarak beni köy kenarına götürdüler. Her yandan halk akıp gelmeye başladı. Beni öldürmek isteyen yetmiş-seksen kişi toplandı. Hepsi silahlı. Ellerinde tüfek, keser, hançer, kamçı, baltalar vardı. Mahvoldum diye düşündüm. Sartlar beni öldürmeye karar verdikleri için dövmüyordu. Beni iki sokak kesiştiği yerde ağacın altına oturttu ve nasıl öldüreceğiz diye tartışmaya başladılar.
Ellerim arkamda sıkıştırıldı, gözlerim bağlandı. İlmikli bir siyah kayış boynuma takıldı. Kaçınılmaz ecelimi bekliyorum! Sartlar beni baş aşağı asmaya ve kurşuna dizmeye karar verdi. Hem de merhamete geldi, yani azap çekmemem için av tüfeğinden değil, tüfekten ateş etmeye karar verdi. Allah’ın adalet ve merhametinden şüphe etmek olmazdır! Tam bu yolda Onun saflığını gördüm!..
Beni tam astığı an Sartlardan biri öne geçti:
- Kazak diyorsunuz. Ama Kazaklar türlü olabilir. Bu Kazağa bakalım.
Ve gözlerimi açmaya emretti. Bana göz kesilerek baktı ve sevinç çığlığı attı: ‘Selâmünaleyküm, Mustafa Bey’. Ve aceleci ellerimi çözmeye başladı. Gözleri yaşlarla doldu. Boynumdaki kayışı bıçakla kesti, beni kaldırdı ve Sartlara kim olduğumu anlatmaya başladı. Lehime çok söz söyledi. O zaman Sartlar beni öldürme planını bırakıp, Kokand’a yağmacı Yergaş’a göndermeye karar verdi. Ata bindirip, refakat eden ile hemen gönderdiler…
Bu arada beni ölümden kurtaran adamı anlatmak istiyorum. Onun adını bilmiyorum. Geçen sene geri hizmetlere seferber edilen Sartlardan biri idi. Hizmette hakaret görmüş ve bu nedenle kaçmış. Benimle ise Peterburg’da görüştü, yol için para aldı ve Fergana’ya gitti. Meger ki, benim Türkistan’da gösterdiğim faaliyet hakkında biliyormuş.
Beni yakalanmış aslanı gibi geri götürdüler. Yukarıda adı geçen Yeleş köyünden geçtik, Gauhana’ya yön aldık. Yeleş ve Gauhana köyleri arasında bir dere vardı. Bu derede üç silahlı kişiye rasladık. Onlar Sart olmayanları yakalıyormuş. Benim Sart olmadığımın bilincine varınca, hem de refakat edenle gittiğimi görünce o saat kurşuna dizmeye karar verdiler.
Attan indirdiler ve uçurumun kenarına oturttular. Bundan beni kurtaracak kişi Kumbastı’da kaldı. Kurşundan kim kurtaracak şimdi? ‘Azap çekmeden hemen ölsem’ diye düşünerek gözlerimi yumdum.
Ancak Allah canımı bağışladı. Kurşun ıslıkla yanımdan geçti. O zaman Sartlar ‘Bu zavallıyı kader kurtardı’ diyerek beni ata bindirdi. Yürümeye devam ettik.
Gauhana’ya varınca yerli köylerin başkanı Kulmuhammet Hatimkulov’a rastladık. Beni çoktan beri tanıyormuş. Beni refakat eden Sartlara yaklaştı ve geri dönmezseniz, hemen kurşuna dizileceksiniz diye tehdit etti. Hatimkulov beni konağı gibi karşıladı ve ricam üzere bir yiğiti verip, Kudaşa eyaletine yolladı. Gunazar köyünde Kudaşa eyalet başkanını ziyaret ettim ve beni beladan kurtaramayacağını anladım. Gauhana’ya geri dönmek ve Kokand’daki savaşın bitmesini orada beklemek zorunda kaldım.
Çok geçmeden Yergeş’in kaçması, şehrin ise bolşeviklerin eline geçmesi hakkında haber aldım. Bundan sonra Sartlar sustular ve başına vur lokmasını al gibi oldular. Ancak, köylerdeki Sartların keyfini bilerek bu ortamdan hemen kurtulmaya çalıştım. Ama para için ne at, ne de araba satabildim. Rehberi de bulamadım. Böylece çok ıstırap çektim.
Üstünlüğünü kaybeden Sartlar doğru yol göstermek istemiyor, köylerin adlarını söylemiyor, yorgun düştüğüm zaman çay bile vermiyordu. Onlardan ıstırap çekiyordum. İki yıl önce Sartlar kabarık tulumlar gibi bütün yabancıları öldürmekle tehdit ediyordu, Kazak olduğum için yüreğimi parça ediyordu. Bolşevikler savaşta mağlup çıktıktan ve han olacak olan Yergeş kaçtıktan sonra Sartlar, bana hakaret etmeye devam ediyordu.
İki gün azap çekerek yaya yürüdüm ve Dagestan diye bir köye vardım. Burada 9,90a at arabasını kiraya aldım ve ‘Kazak ve Kırgızlar neredesiniz’ diye haykırıp, evimin yolunu tuttum. Karlı dağı aşıp, Sartlara bağırdım: ‘Ebediyen elveda!’
Çok gördüm. O günlerde göçebelik yapıyordum, neredeyse attan inmiyordum, bu nedenle iyice yazma imkanım yoktu, değerli arkadaşlarım!
Mustafa’. 24(11) Şubat. Dağlarda.
Bu, Kokand özerkliği bakanı Çokayev Beyin mektubu idi.
İşte bu, Kokand’da bakan olarak oturan ve kendisinin sadece Kazakların değil, Özbeklerin de oyla seçilmiş temsilcisi olduğunu zanedden ‘devlet adamı’ idi. Çokayev’in mektubunda yalan çoktur. Gerçekten Çokayev’in yardakçıları bolşeviklerden yana olan askerlere baskın yapmak ve esir etmek istedi. Bu nedenle gece onlara saldırıp kuşattı ve ateş etmeye başladı. Askerler ise karşılıklı ateş açtı ve Çokayev’in yardakçılarını kovdu. Bunun hakkında ‘Yeni Türkistan’ adlı Rus gazetesinin 13(30) No’lu sayısında yazılıyor.
Çokayev Özbeklerin kendisine dünyanın kaç bucak olduğunu gösterdiklerine ve namus nedir, Allah nedir diye anlamaya yardım ettiklerine memnun gibi görünüyor.
Çokayev Ak-Meçet şehrinden (Perovsk, şimdi Kızıl-Ordu) kaçtı. Kaçmadan önce Ak-Meçet’in başkanlığına Ablayhan’ın torununun oğlu kökten sürme asılzade Kasımov’u atamaya çalışıyordu. Bir kaç gün halkı buna razı etmeye çalıştı. Ak-Meçet’in nüfuzlu Kazaklarını elinde tutuyordu. Sonra Ak-Meçet’e bolşevikler geldi ve Kasımov’un imtiyazını aldı, apoletlerini söktü ve gözaltına aldı. Çokayev hemen kaçtı. Kokand’a vardı. Sirderya bölgesinin Türkistan şehrinde Alaş-Ordu ile toplanan Kazaklar kongresine katılmış. Bunu anlatmak gerekir: Alaş-Ordu liderlerinden kongreye Bahtıgerey Kulmanov ve Mırcakip Dulatov geldi. Prezidyuma Ablayhan’ın torunu asılzade Azimhan Kenesarin ve Kounrad soylu kahya Bayuzak’ın oğlu girdi.
Kongre başkanı olarak asılzade Azimhan atandı.
Kongreden sonra Çokayev Kokand’a döndü. Kokand’dan ise tüfek patlayınca kaçtı. Kokand’da yürüttüğü faaliyetini mektubundan görebiliriz. Mektubuna göre Özbekler kendi ‘bakanıyla’ çok alay etmişler. Yergeş’ın yardakçıları onu uçurumun kenarına korkutmak için oturtmuşlar, Çokayev ise ölümden kısmet sayesinde mücize kabilinden kurtulduğunu zanetmiş.
GECE DAĞLARDA
Kokand bakanlarının yaşadığı daha bir olayı anlatmak istiyorum. Çokayev kaçtıktan sonra Kokand özerkliğinin diğer bakanları da her biri bir tarafa kaçtı. Bakanlar kurulu başkanı Muhametcan Tınışpayev, bakanlar kurulu sorumlu sekreteri Konırkoca Hocıkov ile kaçtı. İkisi ata binerek yürüyordu. Yolda rastladıkları Kırgız köylerine girmekten korkarak serseri kurtlar köpeklerden kaçıyormuş gibi dağlarda gizleniyordu.
Gece karanlık. Yağmur yağıyor. Çevre sarp dağlar. İki bakan tökezliyor, çukurlara düşüyor. Atlar ayaklarını sürüyerek yürüyodu. Bakanların yağmurdan baştan başa üstü ıslandı. Açlıktan bitiyor. Aç atlar başı önde yavaş yavaş yürüyor. Rasgele bir budak kaparak gem ile ısıra ısıra yiyor. Bakanlar atları acele ettiriyor, atlar ise ayak diriyor. Yağmur suyu bakanların üstlerinden ve atlardan sızıyor. Gökyüzü ve yer karanlık. Dağlardan sel akıyor. Uzakta Kırgız köylerinin ışıkları yanıp sönüyor. Dağlarda aç kurltların uluması duyuluyor. Bakanlar ışıldayan ışıklara gitmekten korkuyor. Onlar fısıldayarak konuşuyor ve zavallı can için barınak arıyor.
Tam bu sırada kaçak vezir ve sekreteri karanlık bir mağaraya rasladı ve fısıldaşarak atlarından indi.
Atları dizginlerden tutarak taşın rüzgar almayan tarafından büzülerek oturdu. Yağmur suyu üstlerinden sızıyor.
Konırkoca, kendine geldi ve yol arkadaşına seslendi:
- Muhametcan!
Tınışpayev ölgün bir sesle ses verdi. Konırkoca ona şunu sordu:
- Bundan sonra bakan olacak mısın?
- Saçmalama! – küstü Muhametcan. – Tam buldun şaka edecek zamanı!
Kokand bakanlarının yaşadığı olay işte bu. Bana bunu Konırkocanın kendisi anlattı.
DOĞU KAZAKİSTAN’DAKİ YALAN HANLAR
Alaş-Ordu liderleri bolşeviklerin silahına karşı küvvet göstermezse, yıkıma uğrayacaklarını anlıyordu. Bu nedenle Kazak milisini oluşturmak istedi.
İki yerde adamları milise almaya başladılar: Semipalatinsk ve Ural’da.
Alaş-Ordu liderleri Semipalatinsk’e gitse de, hükümet üyeleri Cahanşa Dosmuhammetov ve Halel Dosmuhammetov Ural’da kaldı.
Onlar, Orenburg’daki İkinci Kazak-Kırgız Kongresinde kongreden hemen sonra Kazakistan özerkliğini ilan etme fikrini ileri sürdü.
Bukeyhanov, Dulatov, Baytursunov, Gabbasov, Yermekov ve Turlıbayev ise Kazak milisini oluşturduktan sonra Kazakistan özerkliğini ilan etmek istedi. Dosmuhammetov’un grubu azınlıkta kaldı, fakat buna rağmen Bukeyhanov’un önerini kabul etmedi. Hükümet üyeleri Semipalatinsk’e kaçtıktan sonra iş bu grup, kendi politikasını yürütmeye başladı ve milis oluşturmaya girişti. Onlar Bukeyhanov’un yardıkçılarına göre daha aktif idi. Bukeyhanov ise dolaylı yollardan hareket ediyordu. Dosmuhammetov ise dolaylı manevraları kullanmadan kendi ‘Hanlığının’ peşindeydi.
Kolçak zamanında Dosmuhammetov’lar Bukeyhanov’un Semipalatinsk’te önderlik yaptığı Alaş-Ordu’ndan ayrılıp, kendileri Ural ve Aktyubinsk vilayetlerinin efendileri olarak düşünüp, Batı Alaş-Ordu diye hükümeti oluşturdu. Söz konusu hükümetin hayatındaki hazreti Kuanay’ın Halel’e gelmesi gibi olayları yukarıda gösterdim.
Kokand hükümeti bolşeviklerin bir kaç atış yapmasından kaçıştıktan sonra Alaş-Ordu’nun yardakçıları Ural ve Semipalatinsk’te milis oluşturmaya başladı. Atlı ve yaya yiğitleri toplayıp, askerlik sanatını öğretmeye başladı.
Semipalatinsk’te bulunan bolşevikler bunun neyle bitmesini bekliyordu, ancak bir gün birkaç bolşevik-asker Alaş-Ordu milisinin yanaşık düzen eğitimi yerine gelip, ansızın gökyüzüne ateş etti. Milis her biri bir tarafa kaçtı. Milis başkanı Kazi yiğitleri tehdit ederek ve bağırarak durdurmaya çalıştı. Tam bu sırada kurşun yedi.
Milis başkanının ölümü ile ilgili ‘Sarı-arka’ gazetesinde Alaş’ın kalemşörleri gürültü patırtı çıkardı, ancak kendi kurşunlarını kim için hazırladıklarını gizledi.
Onlar, ‘Sarı-Arka’ gazetesinin 18 Mart 1918 tarihli 34 sayısında bu olayı kendi iğrenç karşı-devrimci propagandası için kullandı.
Aksakallar Şakarim, Baimbet, Mırcakip, Cusupbek, Sabit Donentayev, Raimcan, Cangali ve Mustakim’in saçmaladıkları gazetede yayımlandı.
Alaş-Ordu milisi sadece Semipalatinsk ve Ural’da değil, Turgay’da da oluşturuldu. Cahanşa Dosmuhammetov ve Halel Dosmuhhametov Ural bölgesinin Campitı şehrinde Alaş-Ordu bağımsız hükümetini kurdu.
Alaş-Ordu hükümeti Semipalatinsk’e kaçtıktan ve Orenburg bolşevikler tarafından zaptedildikten sonra Orenburg’a ait olan Kazakların işleri ile Cangildin uğraşmaya başladı. Bundan dolayı Dosmuhammetov’lar Ural’da yerli hükümeti kurmaya karar verdi.
Onlar Ural bölgesi kongresini topladı. Kongre Karatyube’de gerçekleşti. Bunun hakkında detaylı anlatmak gerekir.
KARATYUBE KONGRESİ
1918 yılının başı. Kış. Karatyube’ye Ural bölgesinin Kazak aydınları geldi. Kongreyi Dosmuhammetov’lar yönetiyordu. Kongreye Kencin, Kasabulatov, Mırzagaliyev, Karatleuov, Coldıbayev, Hangereev, İpmagambetov ve Alibekov katıldı. O zaman onlar bolşevik olmadı.
Kongre divanına Dosmuhammetov’lar seçildi.
Hükümetin seçilmesi, ordunun oluşturulması, ordunun bakımı için para toplanması gibi sorunlar gündeme getirildi.
Ordu ve hükümetin oluşturulması üzerine görüş ayrılığı yoktu. Para toplanması sorunu üzerine ise kongre ikiye bölündü, tartışmalar başladı. Çoğunluğu her bir aileden yüzer rubleden toplamayı teklif eden Dosmuhammetov’ları destekliyordu.
Azınlık, yani Gabaydulla Alibekov, İpmagambetov, Hangereev, Coldıbayev, Kosabulatov, Kencin, Karatleulov, Mırzagaliyev bayları zenginliklerine göre, fakirleri parasal olanaklarına göre vergilendirmeye teklif etti.
Sarım-batırın torunu soylu bay Salık bu önere karşı çıktı. Salık baylar ve yoksullar için vergi ayırımına karşı çıktığından Dosmuhammetov’lar da karşı çıktı. Sert tartışma başladı. İki taraf tartışıp, bir sonuça varamadı. Kongreye katılanlar kime katılmakta duraksamaya başladı. İkisinin de gerekçeleri güçlü. İtibar sahibi Dosmuhammetov’ların konuşmasına kulak tıkıyorlardı, ancak Gubaydulla Alibekov, İpmagambetov ve diğerlerin kanıtları daha mantıklı ve inandırıcı oldu. Onlar adamlık duygusu olan insanları kendilerden yana çekmeye çalıştı.
Kongre tıklım tıklım dolu camide toplandı. İnsanlar havasızlıktan bunalıyordu. Kongreye yetişmeyen insanlar caminin çevresini sardı. Onlar açık pencerelerden içeri bakarak tartışmaya kulak kabartıyordu. ‘Baylardan mülküne göre, yoksullardan olanaklarına göre vergi alacağız. Tam yoksullardan hiç almayacağız’, - kalabalık bu öneri sevinçle karşıladı. Açık pencereden alkışlama sesleri duyuldu.
Sonuçta Gubaydulla’nın grubu kendi itirazlarını kaleme aldı ve prezidyuma sundu.
Dosmuhammetov’lar Gubaydulla’nın grubunun yazılı itirazları bolşevizme yol açıyor diye ifade etti. Onların kanıtları yeterince ‘gerekçeli’ idi ve aşağı konuşmaya inhisar etti:
‘Kardeşlerim! Burada en iyi niyet ve yüksek hevesle toplandık. Rusya kargaşalık ve telaş içindedir. Rusya iki kampa parçalandı, iç savaşı görülmekte, kan dökülmektedir. Birinciler kendi malını düşünürken, ikinciler ise postunu kurtarmaya çalışıyor. İşte böyle kritik durum ortaya çıkmıştır. İşe zamanında başlamalıyız. Halkı birleştirmek ve tekvücut yapmak için bu kongreyi topladık. Alaş’ın bilgili adamları da katıldı. Aranızda ulusun bilginleri, yani hazretler, saygılı aksakallar, onur yiğitleri bulunmaktadır. Hepiniz Alaş’ın ilerici insanlarsınız. Kendi ulusunu seven onu sınıflara ayırmaz. Kendini Alaş’ın gerçek oğlu olarak sayan biri bu buyruğunu unutmamalıdır.
Milletimizi tabakalara ayırmıyoruz. Alaş’ın çocuklarının hepsi birdir. Alaş’ın oğulları işlere aynı gayretle girişmelidir. Bay ve fakirlere ayrılmadan Alaş’ın yükünü eşitçe götürmeliyiz. Bu yüzden herkesten yüzer rubleden toplamalıyız.
Alaş’ı seven ulusu sınıflara ayıramaz!’
Böylce Alaş liderleri bay ve fakirleri kardeş saymaya, hem birincileri, hem de ikincileri sevmeye ve herkesten eşitçe para toplamaya çağırıyordu. Bir de bu gerekçeli kanıt olacak!
Bu tartışmalı sorun oya koyuldu. Oylar eşitçe bölündü. Dosmuhammetov’lar apışıp kaldı.
Prezidyum aceleyle danışıp, ara verdi.
Öğleden sonra kongre işini devam etti. Kongre başkanı, Cahanşa’nın Peterburg’da Kazakların temsilcisi olarak Müslüman kurulunun üyesi olduğunu ifade etti. Aksakalların ricası üzerine bu kurulun işi hakkında kısaca anlatacakmış. Onun konuşması gündeme alınmadıysa da kongre delegeleri Cahanşa’yı dinlemek istedi. Bazılar takdirle bağırmaya başladı: ‘Doğru! Doğru!’
- ...Müslüman kurulunda İslam dinini tutan Müslüman kardeşlerimiz çalışıyor. Yüzyıllar içinde neler çekti Müslümanlar, nasıl aşağılatılmadı ki. Müslümanların dini ihmal ediliyordu, kutsal kitap –Kur’an – ayaklar altına alınıyordu... – böylece konuşmaya başladı Cahanşa.
Alaş-Ordu liderlerinden sadece ikisi belagatli biçimde konuşuyordu: Mırcakip Dulatov ve Cahanşa Dosmuhammetov. Mırcakip edebi konuşmanın ustası olmuş. Cahanşa ise parlak konuşmacı olmuştur. Mırcakip’in üslubu zarifti, Cahanşa’nın konuşması ise bazen kaba idi.
Cahanşa Müslüman kurulu hakkında hararetle anlatmaya başladı. Halk soluk almadan onu dinliyordu. Tüm gözler Cahanşa’ya dönmüştü. Konuşmacı ya birinci, ya diğer seyirciye ateşle bakarak dinleyicileri kendine çekti.
Sözünü doğrulamak için hem yumruklarını sıkıyor, hem de avuçlarını açarak öne uzatıyordu. Ellerini kanatları gibi hem açıyor, hem de sıkıyordu. Bazen el sallayışı ile keserle gibi havayı yarıyordu. Dinleyicilere ışıldayan gözleri ile bakarak onları büyülüyormuş gibi. Yüzündeki ifade her saniye değişiyordu.
Konuşmasını aşağı sözlerle bitirdi:
- Peterburg’da Müslüman kurulunda oturuyorduk. Rusların kendi araları kötü oluyordu. Bolşevikler kurumlara ateş ederek şehri dolaşıyordu. Müslüman kurulu da ateşe maruz kaldı. Şehirde kargaşalıklar yer alıyordu. Halk hüzünleniyordu. Her biri kendi kaderini düşünürken aklıma kutsal bir fikir geldi. Halife Osman tarafından yazılan Kur’an’ın en birinci el yazmasının Peterburg’da devrilmiş çarın müzesinde saklandığını hatırladım. Dünya alt üst olurken tek bir isteğim vardı – kutsal Kur’an’ı korumaktı. Müslüman kurulunun diğer üyelerine fikrimi açıkladım. Herkes korkuyordu, benimle kimse gitmeye kalkamadı. Ben ise bunu düşündüm: Kur’an yok edilirken, canı esirgemeye değer mi? Kurşun yağmuru altında müzeye koştum. Müzenin altı üstüne getirildi. Birçok engellerden aşıp, Osman’ın yüreğinin kanı ile yazılan kutsal Kur’an’a ulaştım. Kur’an’ı kuçağıma aldım ve müzeden atladım. Düşmanlar ve kurşun yağmuru altında geçip, bu eller ile kutsal Kur’an’ı Müslüman kuruluna getirdim…
Bazı baylar ağlamaya başladı. Bazılar haykırdı:
- Canım Cahanşa! Sana paha biçilmez, burada ise bazılar zıt gitmeye kalkıyor!
Hazreti Kuanay, bay Salık değil, Baltanov’lar, Calenov’lar gibi ‘öğrenciler’ de ağlamaya başladı. Cahanşa yerine oturdu. Alibekov’un grubu ses çıkarmadan oturuyordu. Prezidyumun yanında oturup, işin nereye varacağını anladı.
Cahanşa’nın konuşmasından sonra prezidyum para toplanması sorunu öne sürdü. Cahanşa başkan oldu.
- Para toplanması hakkında çok konuştuk, şimdi ise bu sorunu oya koymak istiyorum. Bay ve fakirleri ayırmadan her bir aileden eşitçe para toplamanın lehine olanlar el kaldırsın!
Çoğunluğu lehte oldu. Gubaydulla ve Kosabulatov yerinden kalkıp, kongre ve prezidyuma şunu bildirdi:
- Bu karar adiletsiz diye sanıyoruz ve buna karşı çıkıyoruz!
- Susun, fesatçılar! – bağırdı ilk sırada oturan ve Cahanşa konuştuğunda gözleri yaşaran ‘öğrenciler’ Baltanov ve Calenov. Baltanov’un elinde hançer parladı.
- Fesatçiları öldürmek gerek! – diye bağırarak Alibekov’a doğru atıldı.
Koşuşmalar başladı.
- Hadi dene bakayım! Öldür bekayım! – Alidekov ve Kosabulatov ceplerini araştırmaya başladı.
- Yok değerli yoldaşlarım!? – Cahanşa onları ayırmaya koştu.
Kıyamet koptu. Bazı delegeler kaçtı, bazılar ise ne yapmayı bilmeden mıhlanmış gibi duruyordu. Halel gizli geçitten kaçtı. Karatleulov ocağa yaslanıp, taş gibi duruyordu. Kencin gözlerini fal taşı gibi açıp, kımıldamadan oturuyordu.
Cahanşa’ya dönerek:
- Durdur onları! – söylemeye başladılar.
Cahanşa masaya fırladı, kollarını açtı ve şunu haykırdı:
- Kardeşlerim, kendini toparlayın! Ne oldu size?! Durun!
Dinleyiciler sakinleştirmeye başladı. Paniğe kapıldıkları için birbirlerini yüzlemeye başladı ve yavaş yavaş yatıştı. Hazreti Kuanay konuşma yaptı.
- Tanrım, ne rezalet bu! Ne yoldu size, kardeşlerim? Müslümanlar birbirlerinin üzerine atılmak olur mu!? Bu rezalettir, üstelik camide! Kavgayı durdurun! Çekişmeyi durdurun! Çok ayıptır, hepiniz öz kardeşlersiniz. Hadi barışın! Hey, Gubaydulla, Aspandiyar, Nurgali, Yesengali, Moldagali, Salimgerey! Kucaklaşın! Cananşa ve Halel ile kucaklaşın!
Düşmanlar kucaklaçmaya başladı.
Kongreden sonra milis ve ordu oluşturma üzerine işe giriştiler. Her bir aileden yüzer para toplamaya başladılar. Para ödemekten kaçınanlar Alaş-Ordu’nun yardakçıları tarafından kamçıya uğratılıyordu.
KARATYUBE KONGRESİNDEN SONRA URAL BÖLGESİNDE...
Gubaydulla’nın hemfikirleri Karatyube Kongresinde Alaş-Ordu liderleri ile kuçaklaşsa da, başka niyet gözüküyordu. Gubaydulla Alibekov, Kencin, Kosabulatov, Coldıbayev, Karatleulov, Mırzagaliyev kendi partisini oluşturmak istedi.
Partisini ‘Ak yol’ diye adlandırıp, köylülerin çıkarlarını koruma amacını gütüyordu.
Kendi aralarında danıştıktan sonra İpmagambetov, Kencin ve Karatleulov’u Temir ilçesine, Kosabulatov, Mırzagaliyev ve Aliaskar Alibekov’u Uralsk şehrine gönderdiler. Kalanlar ise Alaş-Ordu’nun yanında Cımpitı’da kaldı.
İpmagambetov, Kencin ve Karatleulov Temir şehrinde Ruslarla birleştirip, yerli iktidarı kendi eline geçirdi ve Alaş-Ordu’ya tabi durumdan çıktı.
Kosabulatov, Mırzagaliyev ve Aliaskar Alibekov Uralsk’a geldi. Yazın 1918 tarihinde Uralsk’taki iktidar Rus Kazaklarının elinde idi (Askeri Kazaklar hükümeti). Buna rağmen bolşevikler Rus Kazaklarının iktidarı ile paralel olarak Halk Temsilcileri Sovyetini düzünlemeye başladı. Bazı Kazaklar bolşeviklerle birleştirip, Sovyetin oluşturulmasına katıldı. Onların arasında aksakal Bahitcan Karatayev, Abdurahman Ayteev, İpmagambetov ve Hangereev vardı.
Kosabulatov, Mırzagaliyev ve Alibekov Karatayev ile silah alımını görüşmek amacıyla Uralsk’a geldi. İki-üç makineli tüfek satın aldıktan sonra dairesinde Rus Kazakları tarafından tutuklandı. Yarım önlemle sınırlamadan Rus Kazakalrı Sovyeti oluşturmak için toplanan kongreyi dağıttı. Yakalanmış kongre delegeleri tutuklandı.
Kongrenin bazı düzenliyicileri Kolostov adlı yoldaş ile kurşuna dizildi. Diğerleri ise kaçtı.
Karatayev hapse atıldı. İpmagambetov kaçarken kurşun yedi. 1919 yılına kadar Ural Kızıl Ordu ile zaptedilmedikçe yerli bolşevikler gizli yaşıyordu.
Tutuklanmış Kosabulatov, Alibekov, Mırzagaliyev sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı ve Cımpitı’ya döndü.
Dosmuhammetov’lar Cımpitı’da Alaş-Ordu hükümetini kurdu ve faaliyete başladı. Kendi hükümetine Batı Alaş-Ordu diye ad koydular. Onlara göre bu hükümet batı Kazakistan’da hüküm sürecekmiş. Milis orduya dönüştürüldü.
Alaş-Ordu’yu tanımayan Temir kurulu dağıtıldı. Karatleulov ve Kencin Turgay’a kaçıp, Turgay Alaş-Ordu’suna katılıp, memurları oldu.
Batı Alaş-Ordu faaliyetini göstermeye başladı. Kolçak Sibirya’nı eline geçirdi, Sovyet iktidarı yıkıldı, Alaş-Ordu güçlendirdi ve kabarmaya başladı. Onun ordusu arttı. Oyıl şehrinde Subaylar okulu açıldı. Söz konusu okul Birinci Kazak Süvari Askeri okulu diye adlandırıldı. Burada altın omuzluğu isteyen Alaş-Ordu aydınları okuyordu. Kolçak Sibirya’yı zaptettikten sonra ‘Sarı-Arka’ gazetesinin 12 Ekim 1918 tarihli 57 No’lu sayısında aşağıdaki haber yayımlandı: ‘Alaş-Ordu’nun emriyle Ural bölgesinde yaklaşık iki bin kişilik Kazak ordusu oluşturuldu. Askerlerin sılahlandırılması için Samara komitesinden iki bin tüfek, elli sekiz makineli tüfek, iki top ve iki otomobil gönderildi’.
Aynı sayıda Oyıl şehrinin okulunun mezunları hakkında büyük başlıklı bilgi vardı:
‘İlk Kazak subayları’
Birinci Ekim Ural bölgesinde Kazak öğretmenleri, Kazak öğretmenleri eğitimi okulunu bitirdi ve bozkırda yaşayan yiğitleri öğretmeye gitti…’
Okulu bitiren ‘İlk Kazak subayları’ kendi iğrenç işini Kazaklardan başladı. Alaş-Ordu’nun bu ‘kahramanları’, ‘hanın birincileri’ ellerini yoksulların kanına buladı.
Alaş-Ordu hanı ağabey Kolçak’a öykünüyordu. Batı Alaş-Ordu’nun ordusu halkın darılmasını ve ağlamasını görünce homurdanmaya başladı. Alaş-Ordu hanının politikasına hoşnut olmayan bazı yardakçılar askerleri itaatsizliğe kışkırtarak entrika çeviriyordu.
Bir gün Alaş-Ordu’nun ordusu ayaklandı ve Rus Kazaklarının başkanlarını kırdı. Küçük şehir endişe etti, paniğe kapıldı. Talihsiz Alaş-Ordu hükümeti kaçtı.
İsyancılar silahlar ve erzağı alıp, Kızıl ordu birleştirmek amacıyla Oyıl’dan geçerek Aktyube cephesine doğru gitti. Oyıl şehrine yaklaşınca, ‘ilk Kazak subaylarına’ rastladı. Bu subaylar kaçan Alaş-Ordu’ndan bunun hakkında haber aldı. Kazak subayları isyancıları durdurdu ve konuşmaya başladı:
- Hele karşılaştık! Sizin hakkında duyduk ve bekledik. Sizden yanayız. Burada biraz dinlenin, sonra birlikte şehirden çıkacağız…
İsyancılar bunu kabul edip, hiç kuşkulanmadan derenin yanında yerleşti. Alaş-Ordu’nun subayları ise gece baskın yaptı ve herkesi öldürdü. ‘Alaş-Ordu’nun birinci kahramanları’ uyuyan yiğitleri koyunları gibi süngülüyor ve kesiyordu.
‘Kahramanların’ askeri kahramanlığı budur işte.
Batı Alaş-Ordu’nun iktidarı üçün elinde idi: Cahanşa Dosmuhammetov, Halel Dosmuhammetov ve eyalet başkanı Salık’ın elindeydı. Hazreti Kuanay onları kontrol ediyordu. Onlar ise onun iradesini itirazsız yerine getiriyordu.
Ural bölgesinde ve Aktyube topraklarında Cahanşa Dosmuhammetov’u han olarak tanıdılar. Şaka olarak değil, gerçekten onu han kabul ettiler. Halk hanın milislerinden akreplerden gibi kaçıyordu. Her bir aileden yüzer ruble toplandı. Para ödemekten kaçınanlar dayak yediyordu. Hanın iktidarı sınırsızdı, onun emirleri Nikolay’ın emirlerinden baskın çıktı.
Alaş-Ordu’nun hanı Kolçak’ın Dutov, Annenkov, Krasilnikov, Semenov, Kalmıkov gibi atamanlarından geri kalmadı. Onların hepsi halka azgın kurtlar gibi saldırırken değnek kullanıyordu. Beğendiklerini elinden alıyordu, karşı çıkanları kalın sopa ile vuruyordu. Halk inliyordu. Kadın ve çocuklar korkudan titriyordu. Kızların ırzına geçiyordu.
Alaş-Ordu’nun askerleri geçtikleri Rus köylerinin birinin sakinlerinin şikayetleri gösterebiliriz.
Kopya
26 No’lu Tutanak
Temir ilçesi Stavropol eyaleti Verbovskoye köyü.
Alaş-Ordu’nun askeri kolu köyümüzden geçerken yasadışı hareketleri yaptı. Değnek kullandı. Halkın gözü önünde ihtiyar Samohvalov’u ve oğlu Yakim’i dövdü.
Cephede komutanlık yapan albay Baddeev’in tıbbi muayeneyi yolluyoruz.
Geçici Sivil Komite başkanı Puldışev.
22 Haziran 1919 yıl
Aslına uygundur: sekreter Konovalov.
Bunun yanı sıra Alaş-Ordu’nun milisinin hareketi ile ilgili daha bir köyün sakinlerinin dilekçesini gösterecektim. Dilekçe yanlış düzenlendi, ancak ana fikrini anlayabiliriz.
’22 Haziran 1919 tarihinde Temir ilçesinin İzmaylovo eyaletinin sakinleri olarak eyalet mahkemesine gittik. Toplantıda Korosot başkanlık yapıyordu. Bu toplantıda aşağıdaki karar alındı. Birinci Mayıs Oyıl milisi eyaletimizden sekiz yüz pud buğday, on koşumlu at, iki kapalı at arabası ve her bir aileden yüzer ruble topladı. Nikolay çıkardığı para talep ediyordu. Fakat böyle paramız yoktu. Durumumuzu anlattık. İkinciden, itirazlarımıza aldırmadan her şey alt üst ederek arama yaptılar. Aramada para, elbise ve değer eşyaları alıyordu. Kadınların ırzına geçtiler. Yukarıda gösterilen 800 pud buğdayı dört kişiden aldılar. Bu nedenle bu buğdayın nereye gittiğini bilmek istiyoruz. Rus Kazakları Ordusunun yüksek kurmayına rapor vermek ve bilgi edinmek için Stepan Sereda’yı seçtik’.
İmza koydu (cahil): Prokul Pontarenko, Ustim Tırskiy vs.
Başkan: Korostov. Sekreter: Zonomırov.
Aslına uygundur: sekreter Konovalov.
Alaş-Ordu milisinin işleri işte buydu. Onları suçlamak zor, çünkü han emrediyor, başkanlar gönderiyor, milis ise yerine getiriyor. Ne yapacaksın?
Alaş-Ordu hükümeti ‘Al’ diye emirler hariç başkalarını bilmiyordu. Örneğin, Batı Alaş-Ordu’nun askeri birliğinin 19 Haziran 59 No’lu emirnamesinde şu söylenir: ‘Temir ilçesinin Borodino eyaletinden on gün içinde savaş vergisi, ‘toynak vergisi’ - her bir aileden yüzer ruble toplamak. Oyıl’e 1300 pud buğday ve beş koşum atını getirmek’.
Arada Oyıl’de gazete basılıyordu. Hatırladığım kadarıyla gazetenin adı ‘Yeni Kazak’ idi. Redaktörü doktor Ahmet Mametov idi.
1919 yılında Ural bölgesi bolşevikler tarafından zaptetildikten sonra ‘hanın’ hükümeti kaçıştı. Kurşuna dizilen İpmagambetov'un ağabeyi gizlilikten çıktı. Onunla birlikte Argançeev, Ayteev, Hangereev çıktı. Alaş-Ordu’nun faaliyetine katılmayan Bekbatırov’lar bolşeviklere dahil oldu. Bunun yanı sıra bolşeviklere bazı aydınlar katıldı: doktor İpmagambetov, Alibekov, Kosabulatov, Mırzagaliyev vs.
Yukarıda Turgay Alaş-Ordusu hakkında söz etmiştim. Onu anlatmakta anlam yok. Turgay Alaş-Ordusu Doğu Alaş-Ordu’nun bir kolu idi. Başında Yespulov, Dulatov, Baytursunov, Yeldes Omarov duruyordu. Onların arasında Kustanay ve Turga’dan gelen birçok aydınlar vardı. Uralsk’tan kaçan Karatleulov ve Kencin onun etkin üyeleri oldu. Turgay’lılar da kendi ordusunu oluşturdu, halkı vergilendirdi ve her fırsatta sakinleri kamçı ile dövüyordu. Alaş-Ordu’nun yardakçılarının kılıçları sıradan Kazakların kanına çok defa buluyordu. Turgay Alaş-Ordusu Batı Alaş-Ordu gibi Kolçak’la irtibat kurdu ve ona temsilcilerini gönderiyordu. Turgay Alaş-Ordusu gelişme döneminde kana kana tecavüz ediyordu.
AKMOLİNSK’TE
1919 yılında Akmolinsk’te yaşanan olaylara dönelim. Akmolinsk Halk Temsilcileri Sovyeti durup dinlenmeden çalışıyordu. Yerli baylar, zenginliğine göre üç milyon ruble olarak vergilendirildi. O zaman üç milyon ruble çok sayılıyordu. Baylar ağlıyordu, ancak başka çare yoktu, bu nedenle Sovyetin Maliye bölümüne vermek zorunda kaldı. Bayların en iyi evleri kurumlara dönüştürüldü. Bankalar, arabalar, buhar değirmenleri devrimin başında halkın mülkiyetine verildi. Sovyetin oturumları sık sık yapılıyordu, çok konuşuluyordu. Şehirli burjuva da oturumlara dinleyici olarak katılıyordu.
Bazen şehirliler Sovyet başkanından önceden izin alıp, konuşma yapıyordu.
Halk Temsilcileri Sovyetinin kapısı herkes için açıktı.
Kış geldi. Yaza doğru Omsk ve Petropavlovsk ile irtibat kurduk. Mektup ve gazetelerin abonelerine gelmesi düzene girdi. Akmola vilayetinde Sovyet iktidarı temel tuttu. İdari yönetim ilk önce Akmola, Petropavlovsk, Omsk ilçelerinde, sonra ise Kokçetav ve Atbasar ilçelerinde Sovyetin eline geçti. Yetkililer direktif ve talimatları almak için Atbasar’dan bize geliyordu. Atbasar’da Maykotov adlı bir Kazak bolşeviklere katıldı ve iyi çalışıyordu. Kokçetav’da ise Sabır Şaripov Sovyetler bayrağını kaldırdı ve devrimci mücadeleye etkin katılıyordu. Petropavlovsk’ta İshak Kobekov, Şaymerden Alcanov, Omsk’ta Kolbay ve işçiler Ugar Canıbekov, Zikirya Mukeev, Galim[15] Tatimo, bunun yanı sıra öğrenciler Canaydar, Hamza, Abulhair ve Tautan etkinliğini gösteriyordu.
Omsk’ta Sovyet temsilcilerinin subay adayı öğrencilerine karşı ateş teatisi görüldü.
Akmola’ya göre Omsk ve Petropavlovsk’un demiryollarında birçok işçiler çalışıyordu. Fabrikalarda, demiryolunda, vapurculuk şirketlerinde işçi sınıfı yer alıyordu. Onlardan birçoğu cahil idi, Halk Temsilcileri Sovyetinin anlamını anlayıp, silahlandırılıyor ve Kızıl Ordu kollarını oluşturuyordu. Sovyet onların bu desteklemesi ile kolayca faaliyet gösteriyordu. Kazak işçileri Rus işçilerinden geri kalmıyordu.
Petropavlovsk’ta Kazak işçileri bay Oserbay’ın otelinde kurmay kurdu. Bu örgütün başında ‘Üç Yüz’ partisinin başkanları İshak Kobekov, Karim Sutyuşev, Şaymerden Olcanov bulunuyordu. İshak Kobekov, Kazak İşçileri Kızıl Ordusu kolunun komutanı idi.
Omsk’ta Kazak işçileri Kızıl Ordu kollarına girmeye başladı. 1917 yılında kışın başında Petropavlovsk’ta subaylar ve bayların oğulları ayaklandı. Halk Temsilcileri Sovyetini kuşatıp, bazı başkanlarını tutukladı. İşçiler Kızıl Ordusu kesin hareketle Sovyeti kurtardı. İsyanın liderleri layığını buldu. İshak Kobekov Kazak kolu ile subayların isyanını yok etmeye katıldı.
Baylar isyancıların Sovyeti kuşattıkları hakkında duyunca büyük bir sevinç duydu. Alaş-Ordu’nun yardakçıları şehir elimize geçirildi ve eski iktidar geldi diye durumu tartışmak amacıyla evlerinin birinde toplandı. Sevinerek birbirlerini kutluyor ve bir sesle ‘Kobekov’u bulmamız lazım! Kobekov’u öldürmemiz lazım!’ diye talep ediyordu.
Tam bu zamanda Kobekov Kazak muhafız kolu ile oturdukları eve geldi. Ellerinde silah vardı. Alaş-Ordu’nun yardakçıları dona kaldı.
İşçiler sınıfı aman dileyen korkak düşmanlarını yok etmez. Kazak muhafız kolu baylara tekme atıp, evlerine dağıttı.
Petropavlovsk’taki işçiler kolunun liderleri Karim Dyuysekeev, Hasen Karanayev, Yerecep Kasimov, Gruşitsin, Kali, Mukan Yesmagambetov, Şarip ve Boskinov oldu. Onların hepsi ‘Üç Yüz’ partisinin üyeleri idi. İşçilerin askeri eğitimi ile komiser İshak Kobekov ve Karim Sutyuşev uğraşıyordu. Omsk’tan Şaymerden Alcanov geliyor ve talimat veriyordu.
Akmolinsk’te iri fabrikalar olmadığı için işçilerin sayısı azdı. Uspensk, Spassk, Karaganda ve Sarı-Su’nun fabrikaları Akmolinsk’ten iki yüz – üç yüz kilometre uzaklıkta idi. Kışın onlarla bağlantı yoktu. Orsk’tan Atbasar ve Akmolinsk üzerinden Semipalatinsk’e doğru demiryolu kuruluyordu. Güney-Sibirya Demiryolu Dairesi Akmolinsk’te blunuyordu. Burada demiryolu istasyonu kuruluyordu. Sovyet temsilcilerimiz bu kuruluşta rapor okuyordu. Burada köylerden yeni gelen acemiler çalışıyordu, bu nedenle çok şey anlamıyordu. O günlerde görülen politikayı anlatmaya başladık. Devrimci politikayı uygulamada göstermek için şehirli bir baydan güzel evini müsadere edip, işçilere vermek istiyorduk. Genç işçiler devrimci eğitime muhtaç idi.
Bir gün Sovyetimize hükümetten telsiz yazısı geldi: ‘Bolşevikler kabul ettikleri programa göre Sovyet iktidarı çarlık döneminde ezilmiş halklara özerklik sağlacakmış. Her bir halkın kendi kaderini bağımsız olarak belirleme hakkı vardır. Kazak halkı kendi topraklarına göre özerkliği kursun. Bunun için milli mahkeme ve okulları açıp, çocuklara Kazak dilinde eğitim vermek gerek’.
Bu yazıdan hemen sonra Semipalatinsk’ten ‘Sarı-Arka’ gazetesi ve ‘Abay’ dergisi geldi. Onların sayfalarında Alaş-Ordu liderlerinin bolşeviklerin Kazaklara özerkliği bağışladığı hakkında büyük harfli bir yazı vardı.
‘Allah yardım ediyor sana, Alaş-Ordu! Sevincin bitmek bilmiyor, Alaş! Büyük bir şölen vereceğiz, Alaş! Eğlen, Alaş! Sevin, Alaş!’
Gazetede söz arasında özerklik konusunu görüşmek için Moskova’ya Halel ve Cahanşa Dosmuhammetov’ların gittikleri gösterildi. Alihan Bukeyhanov onlardan telgraf aldı. Bu telgrafta kendilerin bolşevikler ile görüşmesinin başarılı olmasını bildirdi.
Düşünceye daldık. İyice düşünülecek şey vardı! Alaş-Ordu liderleri Dosmuhammetov’lar Sovyet iktidarının önderleri ile Kazakların kaderini görüşmek için Moskova’ya gidiyor ve Bukeyhanov’a görüşmelerinin başarılı olmasını bildiriyor.
Acaba Sovyet iktidarının önderleri Kazak özerkliğini burjuva milliyetçilerine aktaracak mı? Semipalatinsk’teki Alaş-Ordu’nun yardakçıları bunun hakkında herkese ‘Sarı-Arka’ gazetesi ve ‘Abay’ dergisi üzerinden sevinçle duyuruyordu.
Ne oldu? Bundan sonra ne yapacağız?
Acele ‘Jas Kazak’ı topladık. Özerklik hakkında rapor okuduk. Rapor okulduktan sonra görüş alış-verişinde bulunduk ve oy birliğiyle aşağıdaki karar aldık:
‘Kazak halkının çoğu bilgisizdir. Yoksullar ve işçiler bay ve zengin aydınların etkinliği altındadır. Halk yığınlarının çıkarlarını koruyabilen yoksullardan çıkan aydınların sayısı şimdilik az. Eğitimli Kazakların çoğu Alaş-Ordu’nun üyeleri oldu ve bayların politikasını destekliyor. Eğer Kazaklar Alaş-Ordu’dan ayrı bir özerkliği kurarsa, iktidar burjuva milliyetçilerinin eline geçer. İşçi Kazazları Alaş-Ordu’nun özerkliğine muhtaç değildir...’
Karar alındıktan hemen sonra Akmola ilçesinin işçi Kazaklarını toplamaya karar verdik. Özerklik sorunu yoksulların toplantısında tartışılacaktı. Halk Temsilcileri Sovyeti ile sözleşip, acele kongre yaptık. Delegeler hemen geldi. Acele yüzünden uzak kenarlardan adamları beklemedik. Kongre Sovyetin binasının alt katında başladı (Moiseev diye zengin biri tarafından kurulmuş eski gimnazyum).
Özerklik hakkında raporu ben hazırladım. Kongre ‘Jas Kazak’ın’ kararını oy birliğiyle onayladı. Kongre kararı hakkında Moskova’ya telgraf gönderdik.
Bayseit Adilev telgrafın metnini yazdı, ben isem düzelttim. Biz, yani ben, Bayseit Adilev, Abdulla Asılbekov, Baken Serikpayev, Cumabay Nurkin, Nurgain Bekmuhammetov telgrafı tartıştık.
O zaman doğru mu, yanlış mı yaptığımızda hüküm vermek bize düşmedi. Kazak özerkliği hakkında görüşümüz 1920 yılına kadar, Akmolinsk’te Kazak yoksullarının Kazak özerkliği üzerine kongresi toplandığında değişmez oluyordu. Kongreye Akmolinsk’e beş Kızıl muhafız ile gelen genç Tatar Krımov katıldı. (Sonuçta Krımov Moskova Askeri Akademisini bitirdi). Bunun yanı sıra Cumabay Nurkin ve Omarov Aşım katıldı. Bu kongrede özerklik hakkında rapor okudum ve bu kongre da 1918 yılında yoksullar tarafından alınan karara vardı. Kongre kararını Orenburg’a Kirgiz Eyaleti Devrim Komitesine telgraf olarak gönderdik. Söz konusu telgraf Orenburg Rus gazetesinde yayımlandı.
1918 yılındaki olayları anlatmayı bitirmeden kelime atladım. Böylece Moskova’ya Kazak işçileri Alaş-Ordu’nun özerkliğine muhtaç değildir diye telgraf gönderdik. Ayrıca Alaş-Ordu’nun yardakçıları Kazak halkının bolşevikler tarafından ilan edilen özerkliğe muhtaç olmadığını gazetelerinde bildirmeye başladı. Çokayev’in Kokand özerkliğinin ardından ağlayan insanlar bunun etrafında büyük bir gürültü koparmıştı. ‘Birlik Tuı’ adlı Taşkent gazetesinin 5 Nisan 1918 tarihli 29 No’lu sayısındaki başyazlarında bolşeviklere yağmacı, namus düşmanı, dolandırıcı, yalancılar diye yafta bırakılıyor ve ‘Bolşevikler vadettiği özerklikten fayda olmayacaktır’ diye iddia ediliyordu.
Yazıda aşağıdaki haber vardı:
‘...Son zamanlarda bolşevikler Türkistan özerkliği hakkında çok konuşmaya başladı. Sovyetimizin Taşkent’te ilk oturumunda yoldaş Tobolin bu hususta sonu gelmez konuşma yapıyordu. Moskova’dan Türkistan özerkliğinin kurulması gerektiğini gösterilen telgraf geldi.
...Ancak bolşevikler vaadettiği özerklik ve halkın ihtiyaçlarını karşılaşacak olan özerkliğin arasında büyük bir fark vardır. İkisinin arasındaki uzaklık yerle gök arasındaki uzaklık kadardır...
...Bolşeviklerin Türkistan’da kurmak istediği özerklik gerçek özerkliğe hiç uymuyor (yani Alaş-Ordu’nun özerkliğine). Onlar yönetimi halka onun iç işlerine karışmadan devretmek istemez. Tersine sıradan halka iktidarı devredeceğiz derken ahlaksız dolandırıcılara vermek niyetinde oluyor...’
Aynı yazıda ‘Birlik Tuı’ şunu yazıyor:
‘...Türkistan’da bolşeviklerin haydutluk etmesinin sonu yok. Bugünlerde bilgili görevliler kovuşturuluyor. Bolşevikler ilk fırsatta öldürmek için onları arıyor. Halk yığınlarının gerçek düşüncesini kimse sormuyor. Şimdi gizlenmek zorunda kalan kahraman sakinler ne zaman halk için düşman oldu?’ – diye sordu Taşkent gazetisi.
Bu yazının yazarı Bortan diye takma adı ile bilinen ve Alaş-Ordu’nun hinoğlu eylemcilerinin biri olan Hayritden Bolgambayev idi. Redaktörü ise Sultanbek Hocanov oldu.
Yazıda adı geçen gizlenmek zorunda kalan aydınlar Çokayev’den başkası değildir.
...1918 yılının ilkbaharı geldi. Alaş-Ordu’nun yardakçıları boşa oturmuyordu. Onların Omsk’taki hemfikirleri Muhan Aytpenov ile Kolbay Togusov arasında çıkmış düşmanlığı büyütmeye başladı. İkisi bolşeviklere katıldı, fakat kavga etti. ‘Şeytanın kılığını giren’ adamların kötü eylemlerinin sonucunda Kolbay Muhan’ın tutuklamasını elde etti. Muhan ise hapisten çıkınca Kolbay’ın adını lekeleyen yazıları yazmaya başladı ve Halk Temsilcileri Sovyetinin yardımı ile onun tutuklanmasını elde etti.
Omsk’ta 1914 yılından itibaren faaliyet gösteren ‘Birlik’ örgütünün birçok üyeleri Alaş-Ordu yanına geçti. gençlerin diğer kısmı ise Sovyetler bayrağı altına geçti. Bunun hakkında sonra anlatacağım... Alaş-Ordu’nun ‘Birlik’ten çıkan yardakçıları Kolbay’a saldırıp, Sovyete onun itibarını kıran ‘malzemeler’ yağdırdı. İftira atmayı, şikayet etmeyi iyi bilen bu ‘ustalar’, köylerde eyalet başkanı, muhtar ve hakem görevi kavgasını çıkaran öncellerinin iğrenç tecrübesini kullandı!
Kolbay’ı az tanıyorum, bu yüzden ona ne arka çıkacağım, ne de iftira edceğim. Ancak bir şeyi tam biliyorum: Alaş-Ordu’nun ‘Birlik’ten’ çıkan yardakçıları Omsk’ta Halk Temsilcileri Sovyetinin önünde Kolbay’ın adını kirleten ‘malzemeleri’ düzdü.
Bolşeviklerden yana çıkan Rus Kazaklarının subayı Polyudov şikayetçeleri destekleyerek Kolbay’ın tutuklanmasını elde etti. O, gazetede Kolbay’ı kötüleyen ve Baytursunov ile Bukeyhanov’u öven bir yazıyı yayımladı. ‘Sarı-Arka’ gazetesinin 19 Nisan 1918 tarihli 38 No’lu sayısında Omsk’ta yayımlanan telgraflarının biri aşağıda gösterildi.
Yine Omsk’tan gelen bir telgraf.
11 Nisan gündüz ‘Sarı-Arka’nın’ yazı kuruluna Omsk’tan daha iki telgraf geldi. Onların birinde şu haber verildi: ‘Kolbay ile birlikte Şaymerden Alcanov, Suleyman Togusov vs. tutuklandı. Kobekov da tutuklanabilir. Yermekov ve Sarsenov’u hemen gönderin, halka Kolbay’ın faaliyeti hakkında bildirsinler. Adalet geldi’. Telgrafın yazarı – Kaşarskiy.
Alaş’ın tecrübeli kurnazları, her taraftan dedikoduları toplayan ensesi kalın (dolandırıcılar, düzenbazlar) babalarının ahlaksız geleneğinin saygın halefleri, telgrafı gerçek isimleri ile değil, uydurma bir adla, yani Kaşarskiy adı ile imzaladılar. İnsan dürüst olsaydı, soyadını saklar mı?
İkinci telgrafta şu söylendi: ’17 Nisan (eski takvime göre) Omsk’ta yoksulların kongresi yapılacak. Kongreste Kolbay’ın davranışı ile ilgili sorunlar ele alınacak. Kongreye Sarsenov’u göndermenizi rica ederiz’. Telgrafın altındaki imza – Birlik.
Alaş-Ordu’nun genç ve yaşlı yardakçıları Kolbay’ın tutklanması için çabalar harcıyordu ve onunla birlikte Şaymerden (Alcanov’u) hapse attı. İshak Kobekov’a iftira atmaya çalışıyordu, ancak Petropavlovsk’taki işçiler onu korudu. Onlar Kolbay’ı kurtarma girişiminde bulundu, fakat Çeklerin beklenmedik ayaklanması onlara engel oldu.
Kolbay’ı azarlıyor ve suçluyorlar. Diyelim ki Kolbay ahlaksız insan, ama devrime katılan ve onun çıkarlarını koruyan Şaymerden ve İshak ne yaptı ki?
Onların suçu ne?
Suçu işte bu: onlar bolşeviklerle birleşip, Sovyet iktidarını destekliyor, Alaş-Ordu’ya karşı çıkıyor. Onları kim suçluyor? Onları Alaş-Ordu’nun ‘Birlik’teki genç yardakçıları suçluyor. Onlar Alaş-Ordu’nun ‘Birlik’ örgütünden kopan düşmanlarını, yani devrim yoluna düşen ve ‘Öğrencilerin Demokratik Sovyetini’ kuranları yok etmeye karar verdi. Onlara Sovyetin önünde iftira atmaya, Omsk’ta eğitim gören Tautin Arıstambekov, Caynadar Sadvokasov, Abulhair Dosov, Hamza Cusupbekov’un vs. tutuklanmasını elde etmeye çalışıyorlardı.
‘Birlik’in’ ‘saygın’ oğullarının üçü milisi kışkırttı, Tautin, Hamza ve Abulhair’i tutukladı. Fakat Halk Sovyeti onları hemen kurtardı... İşte böyle Alaş-Ordu’nun genç yardakçıları hareket ediyordu. Onlar kendi babalarının sadık çocukları değil mi?
Omsk’taki yoksulların kongresine Akmolinsk’ten iki yoldaşımızı gönderdik – işçi, Halk Temsilcileri Sovyetinin üyesi, bolşevik Bilal Tinalin ve Akmolinsk yoksullarının temsilcisi, ünlü konuşmacı, bolşevik ve ‘Jas Kazak’ın’ etkin bir üyesi Koşerbay Camanayev’i.
Birinci Mayıs günü geldi. Akmolinsk’te bu bayramı eğlenceli bir şekilde kutladık. Sovyet üyeleri, örgütün görevlileri sayıca az Kızıl Ordu ile ellerinde bayraklar tutarak ve devrimci şarkıları söyleyerek sokaklara çıktı. Her yerde mitingler yapıldı, insanlar konuşmalar yaptı...
Omsk’ta eğitim gören ancak paraya muhtaç olan öğrencilere yardım etmek amacıyla ‘Jas Kazak’ örgütünün parasına Kazak dilinde ilk paralı gece düzenledik. Seyirciler yeni yazdığım ‘Mutluluk yolunda’ adlı piyesimi izliyordu. Bu benim en büyük edebi eserim idi.
Gecede Rus ve Kazaklar omuz omuza duruyordu. Seyircilerin ricası üzerine konser ertesi gün devam edildi. Salonda yer yetmiyordu. ‘Jas Kazak’ın’ üyeleri Baken Serikpayev, Kojebay Yerdenov, Omirbay Donentayev, Salik Aynabekov, Banu, Şarapat, Beysenov vs. piyeste rol oynuyordu...
Günden güne Halk Temsilcileri Sovyetinin etkisi yayılıyordu. Sovyet üyeleri köylere sık sık gidip, konuşma yapıyor ve pratik önlemler alıyordu.
Kerenskiy’in geçici hükümeti döneminde, 1916 yılındaki devrim zamanında Olcobay ve Alkey gibi eyalet başkanları çarın silahlı askerleri yanına alıp, bozkıra gidiyor ve halkı yağmalıyordu. İşçilerden yaklaşık iki yüz şikayet dilekçesi Sovyetimize geldi, bu nedenle eski eyalet başkanları tutuklamak ve malını müsadere etmek için Cumabay Nurkin’i on beş Kızıl muhafız ile bozkıra gönderdik. Aynı amaçla diğer yerlere Bayseit Adilev’i milis ile gönderdik.
Rusya’dan gelen Zimin ve Avdeev diye deniz erleri ve yaşlı asker Balandin Kızıl Ordunun örgütlü kurmayının başkanlığını yaptı.
Halk Temsilcileri Sovyetleri yer aldığı Karaganda, Spassk, Uspensk fabrikaları ile temaslarımız sağlamlaştı. Fabrikalardan sık sık temsiciler gelmeye başladı. Fabrika Halk Temsilcileri Sovyetlerinin üyeleri Turusbek Mınbayev ve Arın Maldabayev bize uğradı. Fabrikaların devletleştirilmesi başladığında Karaganda, Uspensk ve Spassk fabrikalarının Sovyetlerinden ilçe Sovyetimize delegeler geldi. Onların arasında Neyman, Orınbek Bekov gibi yoldaşlar vardı. Fabrikalardaki durum hakkında rapor okuduktan sonra para ve silah vermemizi istediler. Sovyet fabrikaların devletleştirilmesi ve Spassk’tan yetmiş bin pud bakırın mülksüzleştirilmesi kararını aldı. Oy birliğiyle işçi temsilcileri Neyman ve Bekov’a Sovyetin yedeklerinden para ve silah verme teklifini uygun bulduk. Tüfek ve makineli tüfekleri almak için Omsk ve Petropavlovsk’a Kızıl Ordu kurmayının üyesi, deniz eri Zimin, komutan Kopılov ve Spassk fabrikasının işçisi, Sovyet üyesi Prudov’u gönderdik.
Orınbek Bekov para ve silah aldıktan sonra daireme geldi. Prudov Bekov için iyi söylüyordu. Onun Halk Temsilcileri Sovyeti hakkında raporunu dinlerken yetenekli olduğunu farkettim. Şimdi işçiler, Kazakalar, Sovyet iktidarı, bolşevikler ve Alaş-Ordu hakkında konuşuyorduk. Onun Alaş-Ordu hakkında düşüncesi, bu insanlara karşı tutumu bellirsiz idi.
Ona Alaş-Ordu’nun burjuva örgüt olmasını ve hanlığı istemesini anlatmaya başladım. ‘Alaş-Ordu, Ablay-Han ve çar Nikolay – hepsi bir’, - dedim.
Bekov ‘Tirişilik’ gazetesi ile birlikte ‘Sarı-Arka’ gezetesini okuduğunu belirtti. Ben ‘Sarı-Arka’nın’ yazıları ve mensuplarının faaliyetini eleştiriyordum. Birazdan sonra Alaş-Ordu üzerine aynı fikre vardık. Bekov devrim için iyi çalışacağını söyledi ve benimle vedalaştı.
Mayıs 1918 yılında Alaş-Ordu’nun platformunu kabul eden Omsk’taki ‘Birlik’ örgütü gençlerin kongresini yaptı. Her bir örgütten ikişer adam davet edildi. ‘Jas Kazak’ın adına Abdulla Asılbekov ve Omsk’ta eğitim görmüş Caynadar Sadvokasov’u gönderdik.
Bilal ve Koşerbay kongreden birinci döndü, ardından ise Abdulla geldi. Bildirimlerini dinledik. Meğer ki, kongreye Akmola, Semipalatinsk ve Kustanay vilayetlerindeki gençlik örgütlerinin temsilcileri katılmış. Tartışmalar çok olmuş, özellikle Alaş-Ordu ve Sovyet iktidarının tanınması sorunu hararetle tartışılıyormuş. Kongre katılımcıları üç gruba ayrılmış: ‘sağ’, ‘sol’ ve ‘orta’.
‘Sol’ grubu Alaş-Ordu’nun düşmanları, yani temsilcilerimiz Abdulla Asılbekov, Caynadar Sadvokasov ve Omsk ‘Demokrasi Sovyetinin’ temsilcileri Abulhair Dosov ve Hamza Cusupbekov olmuş. Ancak onlar azınlıkta kalmış.
Sovyet iktidarının tanınması sorunu üzerine şiddetli bir tartışma yer almış. Üç farklı görüş çatıştı.
‘Sollar’ – Asılbekov, Caynadar Sadvokasov, Abulhair Dosov ve Hamza Cusupbekov Sovyet iktidarını destekliyormuş. Alaş-Ordu’ya ilişkin tartışmalarda ‘orta’ grubunda bulunan Abdrahman Baydildin onlara katılmış. ‘Sağ’ grubu, yani ‘Birlik’ yönetmenleri Kemengerov, Smagul Sadvokasov, Appas (Gabbas) Togcanov, Saydallin (Asıgat), Seitov’lar vs. Sovyet iktidarını reddediyormuş.
Bolşevikler Semipalatinsk’teki Alaş-Ordu’nun milis başkanı Kazi (Torsanov’u) vurulduktan sonra yukarıda adı geçen ‘Birlik’in’ yetiştirmeleri Omsk’ta kitabe yazdı. Söz konusu kitabede aşağıdaki bilgi yer aldı: ‘Kazi açtığı yoldan çekilmeyeceğiz...’
Kendi yeminini ‘Sarı-Arka’ gazetesinin yazı kuruluna yolladılar. Yeminin metni gazetenin 15 Nisan 1918 tarihli 38 No’lu sayısında yayımlandı:
‘Taziye mesaji
Coşkun ve sıcak kanlı genç kardeşimiz Kazi’nin vakitsiz vefatına matem tutuyoruz. Kazi aziz hayalini gerçekleşemedi, çünkü milletin yeniden diriliş yolunda birinci olarak şehit düştü. Gençlerimizin yol gösteren yıldızı ve yüce ülküsü oldu. Allah’a Kazi’ye bağlı kalmaya söz verdik ve onun esinlendirici yolundan çekileceğimize ve onu unutmayacağımıza ant içeriz. Bağlılığımızı kanıtlamak için 20 Nisan Kazak dilinde paralı konser uyuşturduk ve kazancın yarısını babasız kalan bir yaşındaki oğlunun yetiştirilmesine ayırdık. Bunun yanı sıra bundan sonra onun ailesine maddi yardım gösterme kararını aldık.
‘Birlik’ örgütünün gençleri.....
Semipalatinsk’teki gençlerin temsilcisi de kongrede Sovyet iktidarına karşı çıktı. Sonuçta delegelerimizin baskısı altında aşağıdaki kararı gönülsüz olarak aldılar: ‘Sovyet iktidarını bize dokunmazsa tanıyoruz...’ Çoğunlukla Genlik örgütlerinin eski adlarını yok edip, ‘Jas azamat’ (Genç vatandaş) diye genel bir ad koydular. ‘Jas azamatın’ merkezi komitesini seçtiler. Yönetim başkanı olarak Murzin (Muhtar); üyeleri olarak Smagul Sadvokasov, Muratbek Seitov, Gulya Dosımbekova, Abdrahman Baydildin seçildi. Kapatılmış ‘Üç yüz’ gazetesini esas alarak ‘Jas azamat’ gazetesini basmaya karar verdiler. Yazı işleri müdürü Kemengerov oldu...
Abdulla Omsk’tan giderken Petropavlovsk’a uğradı. Orada bolşevikler, Halk Temsilcileri Sovyetinin başkanları İshak Kobekov, Şaymerden Alcanov ve Karim Sutyuşev ile konuştu.
Abdulla’ya sual yağdırdık:
- Omsk’ta Kazak işçileri nasıl yaşıyor? Vapurculuk şirketinde ve demiryolunda çalışan Kazaklarun hali ne? Kazak arabacıları ne yapıyor? Petropavlovsk’ta işçiler nasıl yaşıyor?
Abdulla şu cevap verdi:
- Petropavlovsk’un en iyi, bilinçli işçileri silahlı. Onların başında İshak Kobekov bulunuyor, iş iyi gidiyor. Omsk’un işçileri iyi. Yakında yaklaşık yirmi gönüllü Kızıl Orduya kaydoldu. Ugar Canıbekov, Muhametkali Tatimov ve Zikriya Mukayev gibi saygın, bilgili komutanları bizzat gördüm.
Bu isimler gerçekten saygıya layıktır. Bu Kazak işçilerin herkese tanınan kahramanlarıdır. Şiddetli muharebede kızıl bayrağı kaldırıyor ve düşmanı makineli tüfekle biçiyordu. Ugar Canibekov 1912 yılında çarın hükümeti acımasızca yok ettiği Lensk’teki ocaklarda çalıştı. Halkın çıkarlarını koruyan bu gerçek kahramanları kızıl askerler oldu. İşte böyle insanları övmek gerektir!..
Ayrıca Abdulla’dan endişe verici haberleri duyduk.
- Subaylar, baylar ve Rus Kazakları yakında ayklanmak istiyor diye söylentiler var, - anlatıyordu Abdulla. – Her yerde onların gizli toplantı yapmaları, sanki komplo kuruyormuş gibi fısıldaşmaları hakkında söylentiler dolaşıyor. Sabır Şaripov Kokçetav’ın yakınında ormanda Rus Kazaklarının atamanı Annenkov’un adamlarının topladığını bildirdi. Ancak Omsk’ta bu söylentilere önem vermiyorlar. Kokçetav ve civarı endişe içinde. ‘Birlik’ başkanları da gizli olarak herhangi bir harekete hazırlanıyor. Alaş-Ordu’nun genç eylemcilerin biri gizli anlaşmaya gitmiş diye söylenti çıktı. Petropavlovsk’un etrafındaki durum ise daha da kötü. Birinci isyandan sağ salim kalanlar yine başkaldırımaya kalkıyor.
- Omsk ve Petropavlovsk’a gönderdiğimiz insanlar nerede?
- Onlar silah aldı ve benimle yola çıktı. Fakat çok acele ettiğim için onları geride bıraktım, - cevap verdi Abdulla.
Detaylar iyice düşünülürse ve olay ile konuşmaları ele alınırsa, yaklaşan felaketin yakın olduğu anlaşılır. Öldürülmemiş yılan yavaş yavaş güç topluyor ve fırsatı bekleyerek kımıldıyordu. Ancak o zamanki zor durum zamanında doğru değerlendirme yapamadık.
Bay İshak’ın (Dogalakov) gök evinde oturan Akmolinsk istasyonunda çalışan demiryolu işçilerini silahlandırmak için tüfeklerimiz yoktu.
Akmola ilçesinin güney eyaletlerinden Sovyet üyesi Adilev döndü. Dediğine göre köylerdeki Kazaklar huzur içinde yaşıyor.
Fakat kendi resmi raporunu okuduktan sonra Bayseit daireme geldi. Yüzünde sıkılma ifadesi göründü. O köylerdeki durum hakkında eveleyip gevelemeye başladı ve sonuçta şunu mırıldadı:
- Bir şey sana söylemek istiyorum…
- Ne söylemek istiyorsun? – kulak kesildim.
- Buna ne dersin bilmiyorum, ama bir şey yapmış oldum…
- Söyle ne yaptın?
- Uzak köylerin birinde Kokand özerkliğinin liderleri Muhametcan Tınışpayev ve Serikpay Akayev’e rastladım. Onları biri refakat ediyordu. Meğer ki, Türkistan’dan kaçmakla kurtulmaya çalışıyormuş…
- E, şimdi onlar nerede?
- Semipalatinsk’e yön aldılar, - mahzun mahzun cevap verdi Adilev.
- Onlara nasıl rastladın? Neden tutuklamadın?
- Bayağı… çekindim. Onlar öğle yemeği yemek için bir köyde kaldı ve ayrı bir alacıkta dinleniyordu. Atlarla yürüyordu, fakirler gibi giyinmişti. Ben bu köyün muhtarının evine indim… Onların buraya gelmesi hakkında daha önce duydum. Oturup da şu karar verdim: ‘Gidip de Tınışpayev ile görüşeyim’. Köyün muhtarı korktu[16] . Ben alacığa girince Tınışpayev de korktu. Bakanların yüzleri değişti, hemen ayağa fırlayıp, selamlaşmaya başladı. Selamlaştıktan sonra onları sakinleştirmeye çalıştım, - dedi Adilev.
- Demek onları koyuvermiştin?
- Evet… Dokunmaya cesaret edemedim. Üstelik nasıl gitmek ve hangi köylerde gecelemek gerektiğini anlattım.
- Gafil, dalgın! Mami[17] ! – Bayseit’e kızdım ve bağırdım.
Bayseit kendi düşmanlarını, Alaş-Ordu başkanlarını merhamet etti!..
Alaş-Ordu başkanları ise böyle bir durumda ne yapacaktı acaba? Bunun iki cevabı olamaz. Onların ‘gönül yüceliğini’ görüp geçirdik…
Yakında Sovyetimize iki acele telgraf geldi – birincisi Petropavlovsk’tan, diğeri Omsk’tan. Birinci telgrafta aşağıdaki haber vardı: ‘Rusya’dan Sibirya üzerinden Çekoslovak orduları dönüyor. Onların bir kısmı Petropavlovsk’a geldi ve Sovyet iktidarının silahlansızdırılma emrine bağ eğmek istemiyor. Onları Petropavlovsk’ta silahlandırma emri geldi. Sovyet üyeleri onları istasyonda karşıladı ve silahları teslim etme hakkında konuştu. Çekoslovaklar agresif. Silahlı çatışma tehdidi ortaya çıktı. Tetikte olun!..’
İkinci telgrafta ise daha da kötü bir haber yer aldı: ‘…yaşlarındaki insanları cepheye göndermek için seferber edin…’
Halk Temsilcileri Sovyeti üyeleri ne yapmayı bilmeden apışıp kaldı… Herkes sıradan halkın çoğunun cepheye gitmek istemediğini biliyordu.
Ne olacak? Ne yapalım?
Buna rağmen Sovyetimiz belirli yaştaki erkeklerin cepheye alınması hakkında ilan etti.
Ertesi gün oturumdan sonra bana Baken uğradı. Tatil günü idi.
- Ne haberler? – sordum.
- Haberler yok. Korkunç sükünet. Telaş. Hayra alamet değil bu, - somurtarak cevap verdi o.
O gün biraz dinlenmeye karar verdik. Ben, Baken, Abdulla, Omirbay ve Nurgain – hepimiz İşim’in yeşil sahiline gittik. 1918 yılının ilkbaharında şehirden ilk defa çıktık. Zevkle yeşil ota yattık. İşim’in güzel sahilinde takla atıyor, rahat rahat oturuyor, oynayıp eğleniyorduk. Toplu tabanca ile hedefe atıyorduk. İşim’in kıyısında sorkunluk bitiyordu. İşim’in mavi susu ipek gibi parlıyordu. Gök açık maviye boyanıyor, bozkırın yeşil uzakları görünüyordu. Yazın güzel kokusuna dolu hava ninniliyordu. İpek gibi otta oturup dinliyor ve konuşuyorduk. Yüreklerimiz ise kaçınılmaz felaketi hisseder gibi telaş içindeydi.
ÇEKOSLOVAKLARIN İSYANI. AKMOLİNSK’TE SOVYET İKTİDARININ YIKILMASI
3 Haziran 1918 yılı
Yazdığım çok oldu. Bir gün gece yarısına oturdum ve sabah geç kalktım. Hemen yıkandım ve kiraladığım dairenin sahibesi, Özbek Mukımbay’ın dulu ile çay içmeye oturdum. Onun oğlu soluk soluğa koşarak içeri girdi ve şunu bildirdi:
- Rus Kazaklarının köyünde makineli tüfek ve kılıçlarla silahlı insanlar toplanıyormuş. Herkesi tutuklamak istiyormuş, çünkü Omsk ve Petropavlovsk’ta Halk Temsilcileri Sovyeti yok artık!
Çocuğu iyice öğrensin diye geri göndermek zorunda kaldım. Çok geçmeden o geri döndü:
- Onlar Sovyete saldırmış, Boçok, Monin, Pavlov’u tutuklamış. Atlı Kazaklar Kızıl askerler oturdukları Kubrin’in evini kuşatmış.
Çocuk makara gibi konuşurken ‘Jas Kazak’ın üyesi yiğit Karim geldi ve aynısını söyleyerek şunu tavsiye etti:
- Hemen kaçman lazım!
Arkasından daha bir Kazak – işçi, Halk Sovyetinin üyesi Bilal Tinalin girdi ve arkadaşını destekledi:
- Evet, canım, hemen gizlenmen gerekiyor. Seni arayacaklar!
Bundan sonra daha iki yoldaş geldi ve hemen kaçmak gerektiğimi söyledi.
Kadının çocuğu taze havadis getirdi:
- Rus Kazakları dört ya da altı kişi öldürmüş. Sovyetin bütün üyelerini tutuklacağız diye bağırıyorlar.
Sokaklarda atlı ve yayalar kaynaşıyordu. Şarip Yalımov ata binerek onlara sesleniyordu: ‘Saken ve Abdulla’yı tutuklamak gerek!’
Her yandan tüfek patlıyor. Yoldaşlarım gizlenmem için üsteliyordu.
- Kendi adamlarımı nasıl bırakacağım! Bugün rezaletle kaçıp, yarın gözlerine nasıl bakacağım! – toplu tabancamı kontrol ederek hıykırdım ben.
Atışlar şiddetlendi.
Arkadaşlarım beni kandıramayacağını anlayıp dağıldılar.
Evin sahibesini çağırdım, kira bedelini ödedim ve kitap ile kağıtlarıma bakmasını istedim. Kendim isem hazırlanmaya başladım. Dışardan atlıların ayak patırtıları, atışlar duyuluyor.
Sahibe endişe etti ve beni bodruma gizlenmeye kandırmaya başladı:
- Hemen yürü, şimdi gelecekler, - deyip duruyordu.
Fakat artık geç oldu.
Avluya altı silahlı herih girdi – dört Tatar ve iki Rus Kazağı.
Toplu tabancayı kavradım, ancak onlardan biri arkamdan kamçı ile vurdu ve silahımı aldı. Ellerimi bağlayıp, dışarı sürükleyerek çıkardı.
Gün sıcaktı. Tüfek atışları kurutulmuş postun çubuklanmasını andırıyordu. Tozdan göz gözü görmüyordu. Halkın uğultusunun sonu yoktu ve bu uğultu atsineklerden kaçan inek sürüsüne benziyordu.
Birincileri başkalardan geri kalmamak için yüksek sesle bağırıyor. Diğerleri ise bolşevikleri arıyor. Üçüncüleri paniğe kapılıp, serseri kurşun yemekten korkudan titriyor.
Beni bağlayan altı kişi Rus Kazaklarının köyüne götürüyordu.
Beni şehirde budala ve zıpır olarak tanınan Şarip Yalımov, kara sakallı zengin dükkancı Nurkey, at satıcısı ve eski eyalet tercümanı Nuri Toyganov tuttu.
Kızgın ve zor nefes alarak yürüyordu. Neredeyse gözleri azgınlıktan evlerinden fırlar. Burun kanatları atsinekler yediği ineklerin burun kanatları gibi yukarı kalkıyordu. Her önüne gelen öteki berikiler gözlerini fal taşı gibi açıyordu. Muhafızlarım ise bağırıyor ve kabarıyordu:
- Hey, halk! Evlerinizde bolşevikler yok mu? Bakın, bolşeviklerin en önemlisini tuttuk!.. Yürü çabuk! – Belime kamçı ile vuruyor, özellikle Toyganov gayret gösteriyordu.
Diğerlere göre biraz bilgili olan Yalımov’a döndüm:
- Şarip-abzi[18] , dövmesinler beni, emrediniz. Hem de halkın gözünce, sokakta!
Ama arada sırada kamçılamaya devam ediyorlar.
Karşımıza üç Kazak atlı çıktı. Bize yaklaşınca onlardan biri beni kamçaladı. Başımı çevirdim ve kara sakallı, çopur yüzlü Kazağı gördüm. Hafifçe gülümsedim ve şunu dedim:
- Siz de beni dövmeye acele ediyorsunuz. Size zarar verdim mi?..
O utandı ve atı tutup, beni takip etmeyi bıraktı.
Nihayet beni Rus Kazaklarının köyüne süre süre getirdiler. Acele acele koşuşmalar yer aldı. Burada hem Kazaklar, hem Tatarlar, hem de Ruslar vardı. Kadınlar, çocuklar... Halk heyecanlı idi, uğulduyor ve deniz dalgası gibi sallanıyordu. Atlılar aşağı yukarı koşuyor, her yerden tüfek patlıyordu. Pat patlar, gümbürtü, gürültü, toz – her şey karışıktı. Çıldırmış kalabalık bağırıyor, bolşevikleri lanetliyordu; ve muhafızlarla sürdürmemi görünce ileri atıldı. İlk gördüğüm biri aksakal Nurcan idi. Elinde motifli siyah sopa vardı. Gözleri Sibirya ülserinden çeken hayvanın kana dolu gözleri gibiydi. Bana sımsıkı yaklaştı ve küfretti.
- Nereye ve kiminle gidiyorsunuz? Bizimle Sovyette çalışmadınız mı? – diye patladım.
- Saçmalama! Ne yaptığını biliyorum, halk da biliyor! Ceza göreceksin! – diye bağırdı.
Azgınlaşmış kalabalık beni sıktı. Her biri yüzümü vurmaya çalıyordu. Hıncını bana çıkaramayanlar, yakındakileri itiyordu. Kulağıma ‘Dolandırıcı... Gavur! Dinsiz!’ diye sözler geliyordu.
Yumruklar daha çok görünmeye başladı. Her yandan beni dövüyor ve sıkıştırıyordu. Tıkanmaya başladım. Gücümü toplayıp, ayakta durmaya çalışıyordum. Azgın yüzlere baktım – acaba biri arkama çıkar mı? Birden yanıma Kazak hacı Suleymen atıldı, koltukaltımdan alıp, kalabalıktan çıkardı ve en yakın izbeye götürdü. İzbede çok insanlar– ihtiyar sakallı Rus Kazakalrı ve sabıemretler vardı. Herkes silahlı idi. Subayların kılıç ve toplu tabancaları vardı.
Lideri Kuçkovskiy yüksek sesle emrediyor ve kılıç sallayarak koşuşuyordu.
Beni kurtaran hacı Suleymen üstümü arıyormuş gibi yaptı ve dipteki odaların birine götürdü.
Azgın kalabalıktan beni tam bu insanın kurtaracağını hiç beklemedim.
Önceden hacı Suleymen ile karşılaşmadım, hem de yakından yalnız iki defa gördüm. Olay böyle idi. Bir gün arkadaşlarımla kımız satıcısına girdim. Evinde bir kaç kişi oturup, kımız içiyordu. Onların arasında iri yarı esmer bir Kazağı gördüm. Onun sivri sakalı vardı. Oturanlar ona ‘Hacı aka, hacı aka’ diye sesleniyordu. Bu rakıma katıldık. O zaman neden kızdığını anlamadım – ya Halk Sovyetinden olduğuma mı, ya da espri yaptığım için herkesin dikkatini çektiğime mi, ama bir şakama takıldı ve çok üzücü sözler söyledi.
- Şimdi gençler terbiyesiz, büyüklere saygılı olmak istemiyor!..
Fakat yok yere beni azarladı, onu incitmeyi hiç düşünmedim. Azgın hacı terbiyesini verirken onunla çekişmeye kalkmadım, çünkü kımız satıcısının evi tartışma yeri değildir.
Bu olaydan sonra hacıyı Sovyette gördüm. Kocası ile boşanmakta olan genç kadının işi ile geldi.
İktidarı olan Akmolinsk şehirlileri onun boşanmasına engellemek istiyordu. Fakat kadının koruyucuları vardı. Sovyete iki taraftan tanıkları çağırmak zorunda kaldık.
Bu işle Sovyet üyesi, çok bilgili değil bir yiğit Turısbek Mınbayev uğraştı.
İşte bundan sonra Sovyetimize boşanmaya karşı olanlar Turısbek’e baskı yapmak istiyor ve farklı yöntemlerle istediklerini elde etmeye çalışıyor diye dilekçe geldi.
Kadının kocası ile boşanmasını elde ettim. Yenilgiye uğrayanlar durmadı. Beni tehdit etmeye başladıkları zaman, şöyle dedim:
- Bu kadını takip ederseniz, sizi mahkemeye veririm.
Onlar sözümden değil, Sovyetin iktidarından korktu, bu nedenle yatıştı ve kadını sevmediği kocasına döndürme niyetini bıraktı.
Kadının meselesinin çözülmesine kımız satıcısı ve beni daha önce azarlayan hacı Suleymen katıldı. Kadını koruduğuma memnun olup, başı ile takdir ettiler.
- Teşekkürler, canım! Sana kızdığım olay için özür dilerim. O zaman tabiatını bilmiyordum ve sinirlendim.
Kadın hacının akrabası olmuş ve bugün o teşekkür borcunu ödemek istedi.
Götürüldüğüm odada Sovyet başkanı Boçok, başkan yardımcısı Baken, maliye komiseri Monin ve Sovyet üyesi Kondratyeva’yı gördüm. Bir kaç söz alış-verişi yapıp, üzgün olarak sustuk.
- Kim ateş ediyor? – sordum.
- Kızıl askerler.
- Kalan yoldaşlar nerede?
- Pavlov’lar burada, diğer odada. Ses çıkarmadan oturuyor ve durumu düşünüyoruz. Atışlar kesildi, fakat toynakların vurması ve insan sesleri uzun süre duyulmaya devam ediyordu.
Biraz sonra dövülmüş Bayseit Adilev’i götürdü ve odamıza attılar. Onu şehrin kenarında tutmuşlar. Abdulla’yı ise sokaklarda sürerek dövüyorlarmış.
Bir kaç dövülmüş ve kanlar içinde olan bolşevikleri birbiri arkasından odaya ittiler. Özellikle Katçenko’ya bakamıyorduk.
Köy cehenneme dönüştü. Başkaldıran Rus Kazakalrı köyü elinde tuttu. Eve yeni atlılar hem geliyor, hem de atı kamçılamak uzaklaşıyordu. Toplanan insanlar bizi yumruklamaya niyetleniyordu. Her yandan evi kuşatıp, pencerelere bakıyordu.
Birden biri pencereyi burdu. Dönünce ihtiyar Kazak Kilıbay’ı gördük. Öfkeli Kilıbay yumruk sallıyordu. Ne bağırdığını duymadım ve pencereye yaklaştım. Gözlerimiz karşılaştı. Yüzü şamanın yüzü gibi çarpıldı. Kemikli yumruğunu sallayarak kudurmuşcasına bağırıyordu. Zavallı!.. Zavallı!.. ‘Yazık zavallıcığa..’ diye ona baktım ve başımı salladım. Bir kaç Kazak daha pencereye yapışıp, bizi azarlıyor ve camı yumrukluyordu. Onların arasında satıcı Basıbek’in oğlu vardı. Baken ve Bayseit ondan çok küfür duydu. Meğer ki Basıbek’in oğlunun rençperi ondan ödeme almadığı için Baken’e şikayet dilekçesi yazmış. Baken ve Bayseit Basıbek’in oğluyu çağırıp, rençperine 200 ruble ödetti. Bu yüzden şimdi küfrediyordu.
Bu olaydan sonra Basıbek Bayseit, Baken ve Sovyet üyelerine arka çıkar mı?
Rus Kazakalrı şehri kolayca eline geçirdi. Olup bitenle Sovyet başkanı Boçok’u suçluyorlardı, çünkü bunu önceden biliyordu, ancak kimseye bildirmedi. Bolşeviklere Kazakların başkaldıracağı hakkında zamanında bildirseydi, böyle bir felakete uğramazdı. Sovyetin bütün üyelerinin tutuklanmasına rağmen Kızıl Ordumuzun sayıca az kolu Rus Kazakları ateş etmeye başladı. Fakat Rus Kazakları Boçok’u tutukladıkları zaman o Kızıl askerlere ateş etmeyi durdurmayı emretti.
Öğleden sonra bizi dışarı çıkardılar ve mahfuzen olarak başka yere sürdüler.
Meraklı kalabalığı bizi gözden geçiriyordu. Birçoğu, özellikle zenginler halimize seviniyordu. Avlu kapısının yanında duran bir ihtiyar Kazak kadını farkettim. O parmağı ile bizi göstererek ‘Allah’a şükür!..’ diyordu.
Sonuçta bizi yarı yanmış bir ambara götürüp kilitlediler. Kapıda Kazak nöbetçileri koydular. Dün egemenliği olmayan Kazaklar bugün şehrin sahipleri oldu. Özellikle Kazak ve Tatar bayları memnun. Sarhoş aptal Şarip Yalımov tabancayı sallayarak kepazelikler yapıyordu.
Ambara başka bolşevikleri götürüyorlardı. Birçoğu bu nasıl olabilir diye şaşıyordu. Beklenmedik. Öfkeleyerek Boçok’u sövüyorlardı.
Ambarın etrafında halk toplandı. Burada hem düşman, hem arkadaşlarımız vardı. Arkadaşlarımız şaşkın, düşmanlarımız ise seviniyor.
Serbest insanlardan haberler gelmeye başladı. Pavlov’un karısı bize ilk haberi duyurdu:
- Halk Temsilcileri Sovyetinin başkanlarını kurşuna dizmek istiyorlarmış, toplam on iki kişi – sekiz Rus ve dört Kazak.
Kazaklar: Baken, Saken, Abdulla, Bayseit...
Bundan sonra başka bir haber geldi: altı başkanı kurşuna dizeceklermiş. Biri Kazak olacakmış. Sonra ise: Rus Kazaklarının atamanları, şehirli zengin ve asılzadeler görüşmüş ve on iki bolşeviği kurşuna dizmeye karar vermiş.
Ne olursa olsun, ama halimizin kötü olmasını anlıyorduk.
Gece oldu. Yattık, fakat uyamıyorduk, çünkü gürültü ve gidiş gelişler durmuyordu.
Gece daha bir kaç bolşevikleri götürdüler. Onların dediklerine göre Rus Kazakları Omsk, Petropavlovsk ve Kokçetav’da iktidarı eline geçirip, bolşevikleri soruşturmadan ve yargılamadan kurşunlıyor ve asıyorlar. Bunun yanı sıra Çekoslovaklar onlara dahil oldu.
Bazıların morali bozuldu. Hüzün çöktü. Devrim yenilgiye uğradı mı? Yine eskiler, çar gelir mi acaba diye düşündük.
İsyancıların lideri, şehir komutanı subay Kuçkovskiy içeri girdi.
- Davanızı özel komisyon inceleyecek. Sizi geçici olarak tutukladık. İktidarın değişmesinde böyle yapılır. Yakında serbest olacaksınız, - sakinleşti bizi komutan.
O gittikten sonra başkanların hepsi kurşuna dizelecek diye hükmün verilmesini öğrendik.
Ambar dar idi, pencereleri yoktu, yalnız dört köşeli kafesli delikler vardı. Gün boyu kapı açıktı ve kapıda silahlı Kazak nöbetçileri görünüyordu.
Nöbetçilerden biri Akmolinsk’ten eski öğretmenim imiş.
Açık kapıya ya düşmanlar, ya arkadaşlarımız bakıveriyor. Arkadaşlarımız selamlaşıyor, gayret veriyor ve yimekler sunuyor.
Kazak nerede olursa olsun, ama en sevdiği yemeğk, yani et ve kımızı unutabilir mi?
Yavaş yavaş sakinleşmeye başladık. Görüş alış-verişi yaptık. Sevinçli haberler az. Halimizin kötü olmasını anlıyoruz ve bu yüzden öngöremedik diye içimiz kan ağlıyor!
Duvara yaslanan Baken’in yanına geldim.
- İşte kurşuna dizileceğiz, - hüzünle dedi o. – Fakat hak için öleceğiz, vicdanımız rahat! Bizden sonra gelenler bizi unutmazlar... – Beni kuçakladı ve devam etti: - Ben ve diğerler ölse de... sen sağ kalman gerekiyor ve gazetede, kitapta çocuk ve torunlarımıza ne için hayatımızı verdiğimiz hakkında yazman gerekiyor. Sen diri kalman lazım! – dedi Baken.
- Bırak canım, hepimiz diri kalmamız lazım. Buradan sağ salim gideceğiz, - sakinleştim onu. – Daha çok savaşacağız!
Ses çıkarmadan oturuyor, bekliyor ve düşünüyoruz. Böyle uygunsuz duruma düştüğümüz nasıl oldu?
Kimse Rus Kazaklarının sadece Akmolinsk’te, Omsk’ta, Petropavlovsk’ta, yoksa tüm Rusya’da isyan ettiğini tam olarak bilmiyordu. Ambarda yüz kişi kadardık. Hepsi Halk Sovyetin seçkin ve etkin üyeleri idi. Sıradan bolşevikleri ayrı tutmuşlar.
Kimse düşmanın ne kadar toprak ele geçirdiğini ve bolşeviklerin egemenliğinin hangi yerde kalmasını bilmiyordu.
Bizi sorguya çağırmaya başladılar. Önce Sovyet başkanı Boçok ve maliye komiseri Pavlov’u çağırdılar. Az sonra geri götürdüler. Sadece şehir kurumlarının iş ve belgeleri hakkında sormuşlar.
Onlara sual yağdırdık:
- Ne öğrendiniz?.. Devlet iktidarı kimin elinde?
- Kendimiz iyice bilmiyoruz, - cevap verdiler. Biraz düşündükten sonra Boçok şöyle tahmin etti:
- İktidar Sosyalist-Devrimcilerin elinde olması lazım.
Gece endişeli oldu. Ambar havasızdı.
Gece yarısında kapı açıldı ve içeri yirmi silahlı Rus gürültü ile girdi. Kapıda sıraya dizilip, listeden okuyarak seslenmeye başladılar. Aslında başkanları çağıracaklarını hemen anladık.
Listeyi askeri kıyafet giyinmiş Don Kazaği monarşist Serbov okudu. Mesleği teknisyen idi.
Serbov bolşeviklerin en azgın düşmanı idi, Sovyet iktidarı tanınmadan önce Akmolinsk’te yapılan toplantı ve mitinglerde her zaman bize karşı çıkıyordu. Şimdi ise elinde mahkum bolşeviklerin listesini tutuyordu. O pis kokan kokarca gibi dişlerini gıcırdatarak soyadlarımızı okuyor ve sıraya koyuyordu. Karşısında Katçenko’nun olmasına ikna olmak için kibrit çaktı ve alayla güldü:
- Bu sen mi, kızıl bıyıklı?! Gözlerimi neredeyse oyacaktın, hatırlıyor musun?!
Kırktan çok insan kaldırıldı, sıraya koyuldu ve muhafızlarla ortaya alındı.
Gök bulutsuz. Yükseklerde yıldızlar ışıldıyor ve onların uzak ışımasından gece karanlık görünmüyor.
Kimse ‘kahraman’ Serbov’un bizi nereye götüreceği tahmin edemiyor. Serbov ise koluna kısık sesle emir vermeye devam ediyor. Muhafızlar tüfekleri kaldırdı.
‘Götürün!’ diye gürledi Serbov.
Ve bizi belirsiz bir yere sürdüler...
Karanlık şehre sis çökmeye başladı... Sanki büyük bir hayvan soluk almadan yatıyormuş gibi. Sessizlik, sanki her şey ölmüş gibi. Ve biz Kazaklar ile kuşatılıp, tek bir insanlar gibi tenha sokaklarda yürüyoruz. Yaya muhafızlar tüfekleri hazır tutuyor, atlıların kılıçları ise yıldızların ışımasında parlıyor.
Çok yüyürüdük. Kumun çıtırdaması ve atların kişnemesi duyuluyor. Herkes suratını asmış susuyor: biz ve muhafızlar. İki taraf birbirlerini gözlüyor ve sessizce namlu hazırlıyormuş gibi görünüyor. Eğer biri boş bulunursa, sırtına sapına kadar bıçak saplanacak.
Rus Kazakları bolşevikleri götürecekleri yeri, bolşevikler ise nereye ve ne için sürülmesini biliyormuş gibi görünüyor.
Çıplak kılıçlar parlıyor, tüfekler şıngırdıyor. Sessiz evler geride karanlıkta kalıyor.
Sonuçta bizi şehrin kenarına çıkardılar.
Arkadaşım Nurgain ve arkada yürüyen Husain Kocamberlin yavaş şunu söyledi:
- Kurşuna dizmek için bizi şehrin kenarına götürdüler!
- Saçma! – gayret verdim arkadaşlarıma. – kurşuna dizileceğiz yer önemli mi?
Aklımda gayriihtiyarı olarak hayatım çıktı. Küçük yaştan beri bilgiye çok hevesli oldum. Gençliğim köyde huzur içinde geçti. Sonra Uspensk’teki fabrika, Akmolisk şehri okulunda altın günlerim... Daha sonra Omsk’a gittim, okulda eğitim gördüm. ‘Birlik’ Gençlik Kurulunun açılışına seviniyordum. Soylu bir işe güç ve enerji adama hayalim vardı. Bir yıl Bugli köyünde Nura nehrinnin kıyısındaki okulda öğretmenlik yaptım. Uzun zaman sabırsızlıkla beklenen özgürlük, gazetenin basılışı, komitede çalışma, mitingler – coşkulu hayat yani.
Halk Temsilcileri Sovyetimizde birçok iyi planları gerçekleştirmek istiyorduk.
Annem, babam, akrabalarım, yakınlarım, yoldaşlarım, arkadaşlarım...sevgilimi hatırladım.
Bir anda tüm hayatım gözümün önünde geçiyor ve bundan içim kan ağlıyor. Bunun hepsi bir anda, yani şimdi mi gider?..
Anlamsız bir ölüm hayatını boş ve amaçsız bir oyun yapar. Evet, oyun!.. Böyleyse, yaşam ya da ölümün arasında ne fark var?.. Ölümse, ölüm! Ama hızlı olsun.
İşte yazgı! Ölümden korkmuyorum ve onun gözüne bakıyorum. Eğer çıkış yolu sadece ölüm oluyorsa, adam korkmamalı. Kendi talihini korkusuzca kabul etmeli!
Yiğitler susuyor...
Şehrin kenarına ulaştık. Dönemeçte ölümün nefesi hissedildi.
Yaşıyordun ve aniden yok oldun! Canlıların hepsi yok olup gider. Biri erken, diğeri geç... Biz başkalara göre erken öleceğiz. Zavallı anne acı gözyaşları döker!.. Gerçekten ölecek miyiz? Anne gerçekten ağlamalı mı?.. Hayır! Ölmeyeceğiz!.. Şimdi her biri bir tarafa kaçışacağız. Tüfekler patlayacak, kılıçlar parlayacak. Biz isek gece karanlığında gizleneceğiz... Ve köylerimize döneceğiz...
Şehrin kenarındaki taş eve yaklaştık. Demir kapı gıcırdayarak açıldı. Bir şeyler uğuldamaya, çınlamaya başladı...
Bizi açık kapıya, büyük bir avluya soktular.
Taş binadan bir kaç kişi çıktı. Serbov onlarla yavaş sesle konuşmaya başladı, sonra iki silahlı muhafız ile danıştı.
İçimizde son ümit ışığı daha sönmemişti.
Yine demir sürgüler çınladı, sesler duyuldu. Dakikalar bize bir yıl kadar geliyordu. İki gardiyanın gelmesine kadar çok saat geçti. Onlar bizden biri alıp götürdü. Arkasından diğeri götürdüler. Böylece bizi birbiri ardınca alıp götürüyorlardı ve her birimiz kendi sırasını endişe ile bekliyordu. Yoldaşlarım kendilerinin eve ne için götürüldükleri bilmeğinden daha da endişeliyor.
- Ne yapıyorlar orada? Öldürüyorlar mı? Söylesene, ne yapacaklar bizimle? – telaşla sormaya başladı Nurgain.
- İstedikleri yapıyorlar!.. Ve nefesini tüketme! – sabrım tükenerek cevabı diktim.
- Burada da emredeceksin? – kızdı Nurgain.
Sözünü ağzına tıkadığıma pişman oldum.
- Neyse, bu konuyu bırakalım! – sakinleştim onu.
Seslerimiz asık suratlı tututkulara can verdi, onlar biraz kendine geldi.
Konuşmaya başladık... Muhafızlar ise bizden biri alıp götürüyordu.
Sıram geldi. Beni lamba ile aydınlatılan dar bir koridordan en dipteki odaya götürdüler.
Orada bir Rus memuru oturuyordu. Pencerenin yanında Serbov duruyordu. Soyadımı not tuttular.
- Paran ver mı? – sordu memur.
Ceplerimi araştırdılar ve hiç bir şey bulmayınca, muhafızlara şunu emrettiler:
- Götürün buradan!..
Beni çimento zeminli karanlık ve soğuk bir odaya götürdüler. Ağır demir kapı gürültü ile çat diye kapatıldı ve dışarıdan kilit tangırdadı.
Odanın karanlığından, derinlerinden ses geldi:
- Kimsin?
Sesinden yoldaşımız avukat Trofimov’u tanıdım. Oda karanlık. El yordamıyla çimento zeminde yatan insanları buldum. Yatıyor ve ara sıra konuşuyoruz.
Zaman zaman kapı açılıyor ve içeri tutuklu itiliyor. Onlardan biri karanlıkta el yordamıyla yeri ararken, ayağımı itti.
- Bu ne burada? – Rusça sordu.
- İnsan burada, - anlamlı anlamlı cevap verdim.
- Zekice söylendi! –dipteki köşeden dedi Trofimov.
Böylece bu hücrede gece geçirdik.
Sabah olunca nöbetçiler içeri girdi. Yorgun ve halsiz düşmüz bizi kaldırıp, cezaevi avlusuna çıkardılar.
Sonra yine hücrelere kilitlediler.
Gündüz hücremize Rus Kazağı komutanının yardımcısı genç subay Moiseev girdi. Kendisi Rus Kazaklarından değildi. Babası Akmolinsk’teki büyük bir tüccardır. Oğlu benimle Akmolinsk okulunda okuyordu. Bir zamanlar bir okul sırasında oturuyorduk. İkimiz gazetelerle ilgilenip, siyaseti tartışıyorduk. Bazen birlikte oynuyorduk. Şimdi ise omuzlarında praporsçik apoletleri görünüyordu.
Balkanlarda savaş koptuğu zaman öğretmenlerimiz Bulgarlar için para toplamaya başladılar. Yardım gecelerini düzenliyorduk. O günlerde Türkiye’yi azarlıyor, Bulgarya’yı övüyorduk. Öğrencilerden 5-10 kapik topluyorlardı, fakat ben para vermedim. O zaman Moiseev beni yüzledi ve Seyfullin Türk yurtseveri diye şayia çıkardı.
1913 yılında eğitim görmek için Akmolinsk’ten Omsk’a gittim. O zamandan beri Moiseev ile görüşmedim. Ancak 1917 yılında Akmolinsk’te Sovyet iktidarının kurulması için şiddetli mücadele yaşandığında ona rastladım. Onun babasının malını müsadere etmek zorunda kaldık: taş evleri, değirmenleri, çok sayıdaki hayvanları. Moiseev’ın aldığı Nura nehrinin kıyısındaki topraklar Kazaklara geri verilsin diye ısrar ediyordum.
İşte şimdi genç subay Moiseev ile düşman olarak yüz yüze geldik.
O parlak bir resmi ceket giymişti, kılıç askısı vardı. Yanında hapis başkanı ve silahlı iki kişi duruyordu. Birbirimize baktık...o kadar.
Taş zeminde oturduklarımızı görünce Moiseev hapis başkanına düzen hakkında sordu, yavaş sesle emir verdi ve çıktı.
Serbest kalan arkadaşlarımız bizi unutmuyordu, yani yiyecek paketlerini getiriyor ve haberler bildiriyordu. Mesela bugün böyle bir haber aldık: bir kaç kişilerin adları listeye geçirilmiş ve bunlar kurşuna dizilecekmiş. Şimdilik adları belli değil!
Ertesi gün böyle haber geldi: kimse kurşuna dizilmeyecekmiş, çünkü birçok yerlerde, Omsk’ta da iktidar bolşeviklerin elindeymiş.
Ertesi gün bizi yine avluya çıkardılar. Muhafızlardan biri Sosyalist-Devrimci ile konuşmaya kalktım. Fakat o sadece alaylı güldü.
Avluda şehir komutanının emirleri yapıştırıldı. Onlarda bolşevikler halk ve vatanın düşmanları, bunun yanı sıra tüm Rusya’da iktidar bolşeviklerin elinden alınacak ve hepsi layığını bulacak diye yazılıyor.
Bu emirlerden Atbasar’ın ataman Annenkov, Petropavlovsk’un ise albay Volkov’un eline geçmesini öğrendik.
Bizden birçoğu bunu öğrendikten sonra daha da kaygılandı. ‘Rus Kazakları işi büsbütün azıtmasın diye Omsk teslim edilmese!’ diye fikir rahat bırakmıyordu.
Ertesi gün Omsk’un teslim edilmesini öğrendik. Rus Kazakları daha da kudurdu.
Meğer ki, Omsk’u eline geçermeden önce ‘kahramanlar’, yani Akmolinsk’i istila eden isyancılar kendi gücünden emin olmuyor ve korkuyormuş. Fakat Omsk ele geçirildi diye haberi alınca ele avuca sığmaz oldular.
İhtiyar ve genç tüccar ile satıcılara askerlik sanatını öğretmeye başladılar. Bolşeviklerle ilgisi olanları hapse atıyorlardı.
Hücreler tıklım tıklım dolu idi. Halk Temsilcileri Sovyetinin üyelerinin çoğu birinci hücrede bulunuyordu. En tehlikeli diye sanılan yirmi dört kişiyi zincire vurdular. Onların arasında Kızıl Ordu kurmayı başkanı, deniz eri Avdeev, Sovyet komiserleri Pavlov ve Monin, Sovyet başkanı Boçok, yardımcıları Katçenko ve Serikbayev, mahkeme başkanı Drizge, Martlogo, gıda dağıtım komiserleri Bogomolov ve Asılbekov, Sovyet Prezidyumu üyesi ve aydınlatma komiseri Seyfullin, emek komiserleri Pyankovskiy ve Şerbakov, milis komiserleri Gryaznov, Adilev, Caynakov, Bekmuhametov, sosyal-demokrat, ancak Sovyet üyesi olmayan Petrokeev vs. vardı.
Eyalet başkanı Olcobay Nuradin ve Alkey’i cezalandırmak için Ereymen’e giden Cumabay ve yardımcıları mahfuzen getirildi. Beklenmedik olay yaşandı – Olcobay’ın emriyle Cumabay ve yardımcıları prangaya vuruldu.
Bize kaba ketenden yapılmış giyim giydirdiler. Giyimin rengi arka ve yaka sarı, kalan siyah idi. Boyası çıkmış pantolon, gömlek ve pis bir denizci ceketi verdiler.
Bizi avluya çıkarırken silahlı nöbetçiler avluyu kuşatıyordu. ,
Omsk düşmanın eline geçtikten sonra yiyecek paketleri almaya yasak ettiler. Nöbet yoğunlaştı. Nöbetçiler her zaman değişiyordu; bazen praporsçikler, bazen ise yerli zengin, küçük burjuva ya da tüccarların çocukları nöbete koyuluyordu.
Çok kötü yemek veriyorlardı – tatsız tutsuz yemek ve su ile kara ekmek.
Bolşeviklerin tutuklamaları devam ediyordu.
Uspensk, Spassk ve Karaganda fabrikalarının işçileri de hapse atıldı. ‘Jas Kazak’ın gençlerini de tutukladılar.
On iki hücre tıklım tıklım dolu, ama makamlar bolşevikleri taş ambarlara atmaya devam ediyor.
Rus Kazakalrı aç kurtlar gibi köyleri dolaşıyor ve Akmola ilçesinin köyünü araştırıyor. İnsanlar koyunlar gibi derde sabırla katlanıyordu.
Fakirlerin hali daha da kötüleşti. Karşı çıkmaya kalkanları kamçılıyorlardı.
Halk adaletsiz hareketlere farklı farklı direniş gösteriyordu.
Prangaya vurulacağımız gün demirci gelmesi lazımdı. Bir Kazak demircisi çağırıldı. İşin nasıl olacağını öğrenince, kabul etmedi. Onu şiddetli bir şekilde kamçıladılar, fakat bundan sonra da o bu emri yerine getirmedi.
Sade halk yese düştü. Sovyet iktidarından memnun olmayanlar ise seviniyordu.
Bizi Rus Kazaklarının atamanı Dutov’a Orenburg’a gönderecekler ve Omsk’ta seyyar askeri mahkemeyi kurup, başkanları kurşuna dizmek için Omsk’ta önemli bir başkanı bekliyorlarmış diye söylentiler çıktı.
Sibirya’da Beyaz Muhafızlar şehirleri ele geçiriyor diye haberler geliyor.
Hep beraber durumu bahsediyoruz.
El ya da ayağı kımıldatırsan, pranga atların kösteği gibi çınlıyor. Hep beraber kalkarken pranganın şangırtısı tüm hapishaneye yayılıyor.
Bir gün hücremizde bizimle oturan Kazaklar yoldaşların kaderi hakkında konuşmaya başladı. Acaba nasıllar?
Kokçetav’daki Sabır Şaripov, Omsk’taki görevliler, yani Tatimov, Canibekov, Mukeev, Şaymerden Alcanov, Petropavlovsk’taki Yesmagambetov, Duysekeev, onların ilçe komiseri İshak Kobekov, Omsk’ta genç bolşeviklerin Demokratik Kurulunu düzenleyenler ve başkalardan söz ediliyordu.
Alaş-Ordunun azılı muhalifi olan sağlık memuru Şaymerden Alcanov bana yakın oldu.
Böyle bir olayı hatırladım. 1917 yılında Omsk’a Orenburg’dan Bukeyhanov geldi. Albaylar ona coşkun bir tezahürat yaptı. Miting düzenlendi. O mitingde Bukeyhanov’a karşı tek bir kişi – Şaymerden çıktı.
Alaş’ın gençleri onu deli sandı. Şaymerden protesto ifadesi olarak Tautan Arıstanbekov ile toplantıyı terketti.
Sadece Akmolinsk’teki yoldaşlarımızı düşünmedik. Sovyet iktidarı Semipalatinsk’e geldiğinde ve Alaş-Ordu’nun kudurmuş yardakçıları bu iktidarı tanımak istemediğinde bolşeviklere sadece Karkaralınsk’ten çıkan öğretmen Nıgmet Nurmakov katıldı. Ekim devriminden sonra bana yazdığı bir mektupta şöyle yazdı: ‘Nasılsın, Saken? Sadece bolşeviklerin çar ile ezilen yoksullara özgürlük verebilmesini anladım. Bu nedenle bolşevik oldum…’
Böylece Nıgmet’in Karkaralinsk’te nasıl olduğunu konuşmaya başladık.
1917-1918 yıllarında Kazakların bolşeviklere gönüllü olarak katılması seyrek görülüyordu. Gazetelerde bunun hakkında bilgi yoktu. Bu yüzden Kazak bolşevikleri için siyasi mücadele etmek, Alaş-Ordu’nun milliyetçi amaçlarına açık karşı çıkmak zordu.
Bunun yanı sıra Kazakistan’da basılan gazetelerin hepsi ‘Tirişilik’ hariç Alaş-Ordu’yu destekliyordu.
1917-1918 yıllarında yaşanan toplumsal-siyasi mücadeleye bakarsak, bilgili insanların gazete ve dergiler etrefında gruplaştığını görebiliriz. Eğer görüşleri gazete ya da derginin politikasına aykırı olsa, görüşünü diğer vilayetlerde basılan gazete ya da dergilerde bildirmeye çalışıyordu.
1917-1918 yıllarındaki bu büyük mücadelede Alaş-Ordu’nun en önemli borazanı ‘Sarı-Arka’ gazetesi oldu. Semipalatinsk vilayeti Karkaralinsk şehrinden ‘Tirişilik’ gazetemize sadece Nıgmet yazıyordu.
Akmolinsk’teki gazetemiz Alaş-Ordu’ya kesinlikle karşı çıkıyordu. Bizi Petropavlovsk’ta basılan ‘Üç Yüz’ gazetesi destekliyordu.
1918 yılında yerli düşmanlarımız ‘Jas alaştar’ (Genç Alaş-Orducu) adlı gazeteyi basmaya başladı. Petropavlovsk’ta ‘Jas azamat’[19] gazetesi basılıyordu. Söz konusu gazete burjuva milliyetçilerinin prestijını yükseltmeye çalışıyordu.
Uralsk’taki Alaş-Ordu’nun yardakçıları bir zamanlar Oyıl şehrinde ‘Jana Kazak’ (Yeni Kazak) gazetesini çıkarıyordu.
Gazete Yeniden okuma, Kazakistan'ın o zaman Bolşeviklerin desteklediği insanlar inanmak zordur.
Akmola ve tutuklama kaçtı gibi Bolşevikler, Turysbek Mynbaev Zhahiya Ainabekov, Abubakir Esenbakov, Galim Aubakirov, Battal Smagulov Zhamanaev, Bilal Tinalin, Seit Nazarov, Aryn Maldybaev, Hakeem Manazarov ve diğerleri vardı.
Taşkent’te Sovyet iktidarına karşı ‘Birlik Tuı’[20] gazetesi çıkıyordu. Molla Karaşev’in redaktörlük yaptığı ‘Uran’[21] gazetesi Alaş-Ordu’yu destekliyordu. Onlara karşı Serik Cakipov çıkıyordu.
Omar Karaşev Alaş-Ordu için marş yazdı ve ‘Terme’[22] kitabını yazdı. Bu kitapta Aleken’i (Alihan’ı) göklere çıkarıyordu. Kazak halkının bayrağı bu Aleken diye coşkunlukla iddia ediyordu. Etrafında jimnaz öğrencileri, öğrenciler vardı.
Bu gazeteleri tekrar okurken, o zaman Kazakistan’da bolşevikleri destekleyen insanların var olduğuna inanmak zordur.
Akmolinsk’te tutuklamadan kurtulan bolşevikler de vardı – Turısbek Mınbayev, Cahiya Aynabekov, Abubakir Yesenbakov, Galim Aubakirov, Battal Smagulov, Camanaye Bilal Tinalin, Seit Nazarov, Arın Maldıbayev, Hakim Manazarov vs.
‘Jas Kazak’ gençlik örgütündekiler etkin üyelerin tutuklanması hakkında önceden öğrendi ve Baken Canabayev, Kocebay Yerdenbayev, Salih Aynabekov, Omarbay Donentayev, Duysekey Sakbayev ve diğerlere uyarabildiler.
Gardiyanların dünya ile bağlantımızı kesmeye çalışmasına rağmen yeni ve yeni haberler alıyorduk. Semipalatinsk’te Alaş-Ordu hükümeti kuruldu diye öğrendik. ‘Sarı-Arka’ onun programını yayımladı. Gazete Akmolinsk’te basılmaya başladı. Arkadaşlarımız bu gazetenin bir sayısını bize verebildiler. Bu sayıda Alaş-Ordu’nun şöyle bir çağrı vardı: ‘Haydut ve gaddarları, yani Kazak bolşeviklerini tutukayanlar hemen hesabını görsün. Onların hepsini yok etmemiz lazım!’
Her gün ölümü bekliyorduk…
Git gide devrimin düşmanları – mollalar, hakemler, eyalet başkanları canlanıyordu.
Düşmanlarımız seviniyor, arkadaşlarımız acı duyuyor.
Çimento zeminde ise prangaya vurulan kızıl doğanlar – bolşevikler oturuyor.
AKMOLİNSK’TEKİ CEZAEVİNDE
Cezaeviyi koruyan praporsçiklerin başkanlığındaki Rus Kazakları şeytanlara benziyordu. Göğüslerinde hazırlar görünüyor. Kalpakları yana yıkıldı, kırmızı çift şeritli pantolon giymişlerdi. Herkesin kılıç, tüfek, kamçıları vardı. Onlar yüksek sesle küfrediyordu. Bazen köylü acemi erler cezaeviyi korumak için gönderiliyordu. Böyle zamanlarda tutuklular kendilerini biraz serbestçe hissediyordu.
İktidara gelen Beyaz Muhafızlar Akmola ilçesinde bolşevizmi ortadan kaldırma komisyonunu düzenlediler. Komisyonun başkanlığına monarşist Serbov koyuldu.
Her gün yeni söylentiler çıkıyordu. Bazı yerlerde idam kullanmaya başlamışlar. Bir gün Serbov, cezaevi başkanı ve yedi-sekiz subayın refakatinde hapse geldi. Omuzlarında apoletler görünüyor, her bir hareketle mahmuzlar çınlıyordu.
Meğer ki, Serbov şehir garnizonu başkanını götürmüş. Gürültü ile hücremize girince, cezaevi başkanı ‘Kalkın’ diye emretti. Ayağa kalktık.
- Davalarınız mahkemede ele alınacak. Her biriniz yasa gereğince suçlanacaksınız. Kanunsuzluk olmayacak! – dedi garnizon başkanı.
Beyaz Muhafızlar iktidara gelince ilçe kongresini topladı. Köy ve kasabalardan yalnız bay ve eski eyalet başkanları geldi. Delegelerin seçilmesi sert olsa da, kongreye Sovyet iktidarının acısını paylaşan adamlar da katıldı. Kongre başladığı gün onlar şunu bildirdi: ‘İlk önce Sovyetlerin görevlilerini hapishaneden salıvermek lazım!’
Böyle bir bildiri ile incitilen Rus Kazaklarının liderleri, bay ve subaylar tutuklulara acıyanları hemen tutuklayıp, sorgulama yaptılar.
Beyaz muhafızlar günden güne kuduruyordu. Kibirli hafif subaylar Akmolinsk’teki sokak sokak sürtüyordu. Subaylar ve bayların oğulları kudurmuş yıllık develere benziyordu.
Hapishane tıklım tıklım dolu idi. Yeni tutuklananları taş evlerin bodrumlarına götürüyor, sorguluyor ve ‘tehlikeli olmayanarı’ salıveriyorlardı. Bazıları rüşvet karşılığı ile serbest bırakıyorlardı. ‘Jas Kazaktan’ da bir kaç kişi salıverildi.
‘Bolşeviklere acıyanlardan’ Sovyet görevlisi Duysekey Sakpayev, Temirgali Asılbekov, veteriner sağlık memuru Naurızbay Culayev, Daut Beygadarov, öğretmenler Galimcan Kurmaşov, Galiy Kitapov, katip Karim Aubakirov ve diğerler serbest bırakıldı.
Bunun yanı sıra akrabalarının yardımı ile eğitimli, akıllı yiğit, ileri fikirli sosyalist Uvali Hangeldin de salıverildi. Makamlar onun serbest bırakmasının farkına vardıktan sonra aramaya başladı, fakat Uvali gizlenebildi.
Bazılar kendilerin bolşeviklere bilgisizliğinden katılmasını söylüyordu. Böyle insanları serbesk bırakıyorlardı. Örneğin Nurcan Şegin böylece salıverildi.
Hapishanedeki durum giderek kötüleşiyordu. Sahip olduğumuz giyim iç çamaşır dahil aldılar. Bunun yerine kaba ketenden yapılan iç gömleğini, rengarenk-siyah ceket, yatak olarak ise biraz kuru ot basılan keten torba verdiler. Tahta yataklıklarda uyuyoruz, bizden sonra tutuklananlar ise taş zeminde yatmak zorunda kalıyor. Hücreler dumanlanmış, pis, dar ve tıkıa basa doludur. Yiyicek paketleri alamıyoruz. Bize su, hamur ve yanık kabuklu çavdar ekmeğini veriyorlar. Hamur ekmeğinden kumalak[23] ve oyun için piyon yapmak olur.
Hapishanein on iki hücresi bolşeviklerle dolu. Tutuklular ağır hastalığa yakalanmış gibi zayıfladılar. Hücremizin iki dörtkenarlı demir parmaklığı var. Bir pencerenin vasistası var. Onu açmaya izin vermiyorlar, fakat onu her zaman açık tutuyoruz. Ama havasızlıktan kurtulamıyoruz. Yatağa girerken tahta yataklıklarda ve taş zeminde el genişliğinde bile yer kalmıyor.
Gündüz yarı daire olarak oturuyor ve zaman öldürme usulünü bulmaya çalışıyoruz. Bazılar hamurdan dama oynuyor, bazılar ise konuşuyor, üçüncüler şarkı söylüyor, dördüncüler asık suratla mırıldanıyor, diğerler ses çıkarmadan ve kımıldamadan saatlerce pencereye bakıyor.
Her gün tutukluların akraba ya da arkadaşları geliyor. Rus Kazakları parmaklıklara yakın gelmeye izin vermiyor, ama nöbete gelen yeni seferber edilmiş köylüler farketmiyormuş gibi yapıyor. Böyle zamanlarda akrabalarımız ile biraz konuşabiliyor ve olup bitenler hakkında haber alabiliyoruz.
Hapishane Akmolinsk’in batısında yer almakta. Birinci dört hücrenin parmaklığı sokağa bakıyor. Onlardan şehir evleri, dalgalı bozkır ve İşim nehrinin kıyısındaki ağaçlık görünüyor.
Gardiyan iyi ise ben parmaklıktan özgürlüğe uzun uzun bakıyorum...
Orası yaz, yeşil şehir, yeşil kıyısı olan mavi İşim...
Penceremizden yüz elli adım uzaklıkta tutuklu ihtiyar Kerenskiy’in arkadaşı oturduğu ev var. Kerenskiy’in oğulları bu eve giriyor, pencereleri ardına kadar açıyor ve hücremize dürbünle bakıyorlar. Kerenskiy’i parmaklığa çağırıyoruz ve o oğlu ile elkol işaretleriyle konuşmaya başlıyor. Onların konuşmasından hiç bir şey anlamıyoruz, ama ihtiyar anlıyor ve sonra bize haberleri bildiriyor.
Yazın hapiste yatmak zordur. Darlık, havasızlık, pislik ve esarete kim dayanır zaten? Engin Kazak bozkırında büyüyen insan için dar hücrede demir zincirle yatmak cehenneme göre kötüdür...
Parmaklığın yanında oturuyor ve dışarıya bakıyorum. Uzakta yeşil dalgalı bozkırı görüyorum. Yaz rüzgarı ipek gibi yüzüme püfür püfür esiyor. Göğsümü rüzgara doğru çevirdim. Onun esintisi yorgun bedenime şifalı olarak etkiliyor. Hızlı bir fikir doğuyor ve kafesten kurtulan doğan gibi uzaklara hızla gidiyor. O yeşil bozkır, çayır, uçsuz bucaksız enginliğin üstünde uçuyor. O koşarak tenha dağları ve şırıl şırıl akan derecikleri olan deri ormanları aşıyor. Kuşların çok sesli melodik ve tatlı ötüşlerini dinliyor; ak kuğuların yüzdükleri büyük göllerin kıyılarını geçiyor, nehrin akımının hızı ile yarışarak onun ayna gibi yüzeyinin üstünde uçuyor, köyleri hızla geçiyor ve tenha uçsuz bozkırda kayboluyor...
Parmaklığın yanında oturuyorum... Uzakta karuçaya koşulan öküzü süren tanımadığım bir Kazak göründü. Onlar o uzak bozkırdan geliyor. Öküz tezekle yüklenmiş karuçayı yavaş çekiyor. Kazak de acele etmiyor. Bu arada o huzurla hapishanenin parmaklarına baktı ve öküzü tembel tembel vurdu. Başını önüne eğen öküz eskisi gibi yürüyor. Karuçayın tekerlekleri gıcırdıyor, boğuk boğuk dönüyor. Nerdesin, güzel özgürlük?.. Zindana saldırılanlar hariç senin gerçek değerini kim bilir ki? Bu alımsız Kazak karuça ile tezek götürmenin hoş olmadığına rağmen bize göre yüz kat mutludur, çünkü serbest. Ah, özgürlük, senden başka güzel şey yoktur! Kazak öküzü sürerek geçti.
Onun ardından ak dişi kaz yavruları ile göründü. Yağdan ağırlaşmış kaz uzun boynu büküp, gagasını sallayarak kurumlu bir tavırla yürüyor. Yavrularına şefkatle bir şeyi gagaklıyor. Yumurtadan yeni çıkan küçücük, sarı gagalı yavrular biçimsiz bir tarzda ayaklarını açarak, annesini takip etmeye acele ediyorlar. Annesinin şefkatlı sesine cıvıkdayarak sesleniyorlar. Dişi kaz bakınıyor, yavrularını merak ediyor ve onları yavaş yavaş çimenliğe götürmeye devam ediyor.
Özgürlüğün güzelliği işte budur! Güzel yaz mevsimi işte budur!
Ak dişi kaz yavruları ile çimenlikte durdu...
Bir yerden genç Kazak kızı göründü. Uzaktan hapishanenin parmaklarına göz kesilerek bakıyor. Beni görüyor ve dikkatli bakıyor. Gözleri kuru erik gibi parlıyor. On beş yaşlarındadır, zarif, orta boylu bir kız. Etekte iki fırfırı var beyaz entari giymişti, başında siyah kadife kalpak var. Kalın, atlas gibi iki siyah saç örgüsü kırmızı ipek kordele ile bağlandı. Yavaş yürüyerek pencereye yaklaştı. Nöbetçilere bakıyor. Adımlarını yavaşlattı. Durdu ve biri bekliyormuş geri dönüp baktı. Sonra hüzünle bana baktı, çok duramadı ve yürümeye devam etti. Onun içtenlikli bakışı derdimi paylaşmaya çalışmış gibi. Bana iyi kalpli öz kardeşim olarak göründü. Onun açık bakışı hüzünlü gönlümü sakinleşti. Oh, iyi kalpli, endamlı kardeşim! Neden bana dikkatle ve hüzünle bakıyorsun? Böyle bakış, yangını söndürmek için kanatları ile su püsküren kırlangıca benziyor. Teşekkür ederim!
Ertesi gün yine geliyorsun ve dikkatle bakıyorsun. Kimsin? Kimin kızısın? Bizi kim düşünüyorsun? Suçlu mu, alçak mı, ahlaksız mı, halk ve ana vatanın düşmanları mı? Bize kınama ya da acıma ile mi bakıyorsun? Oh, iyi kalpli kardeşim! Kim olsan ol, ama çok teşekkür ederim!
Bu kız hapishanenin parmaklarından çok kez geçiyordu. Fakat yakın gelmeye cesaret edemiyordu. Kimin kızı olduğunu bilmiyorduk, ama yüzü bana yakın, tanıdık görünmeye başladı. Onun gelmesine o kadar alıştım ki, iki gün görmeyince özlemeye başlıyordum.
Parmaklıkta toygar mı öter, soğuk, rutubetli hücremize güneş mi girer, yeşil bozkırdan rüzgar mi eser – hepsi tutuklunun yaralanmış gönlü için şifa verici bir güç olur. İşte bu tanımadığım kız da deva gibi oluyordu. O da yüzümü görmeye alıştı ve başı ile selam vermeye başladı.
Bir gün hapishanede bizden biri kurşuna dizilecek diye söylenti çıktı. Hücremizdeki tutuklular ses çıkarmadan düşüncülere daldı. Her birimizin kol ve ya ayaklarında pranga var. Halsiz düşmüş biz fersiz ve ilgisiz bakışla bir noktaya bakıp oturuyorduk. Bir an parmaklığa bakıverdim ve kızın gelmesini farkettim. Eteği fırfırlı olan beyaz entari giymişti. Siyah saç örgüsü kırmızı ipek kordele ile bağlandı.yavaş yürüyor ve penceremize bakıyor. Hüzün tükendi, kara sis gitti, hayat mecrasını takip etti.
Prangayı şangırdatarak parmaklığa fırladım. Yoldaşlar kabustan silkindi ve şaşkınlıkla bana baktı.
- Ne oldu? Ne var? – keskin bir sesle sordu biri.
- Kardeşim geliyor! – cevap verdim. Birileri şakınlıkla bakmaya devam ederken, diğerleri ‘Tu, böyle mi!’ diye rahat bir nefes aldı.
Bir gün garnizon başkanı görevinden alındı ve onun yerine yeni birisi geldi diye haber duyduk. Ertesi gün Serbov ve hapishane başkanı ile hücremize mahmuzlarını şangırdatarak subayların grubu girdi. Hapishane başkanı kapı gıcırdatarak açıp, içeri girdi ve ‘Kalkın!’ diye emretti. Tüfek ve kılıçları var subaylar hücremizi doldurdu. Onların hepsi gözleri fal taşı gibi olan, kasketi yana yıkılmış genç başkana av köpekleri gibi bakıyordu. Belinde toplu tabanca, kılıç, elinde ise kısa kamçı vardı. Hücreye girince, ayaklarını biçimsiz bir tarzda açarak durdu.
- Buradakilerin çoğu Kazaklar? – şaşkınlıkla dedi o. Serbov duygulu bir şekilde her birimizin görev ve unvalarımızı sıralarken ‘hizmetlerimizi’ alay ederek anlatmaya başladı.
Göreve yeni giren garnizom başkanı Gonçarov Petropavlovsk’tan geldi.
Akmolisk’teki yeni başkanlar gece gündüz içki içerek eğleniyordu.
Omsk, Petropavlovsk ve Kokçetav’daki yoldaşlarımızın kurşuna dizilmesi hakkında duyduk. İnsanların yargılanmaksızın kurşuna dizilmesi sadece ilk günlerde görülüyordu. Fakat Akmolinsk’te suçlular yalnız yargıladıktan sonra kurşuna dizilecek diye duyduk.
Tutuklular ‘kurşuna dizme’ sözüne alışmaya başladı. Serbest bırakılma ümidimiz tükendi. Bizi tasnif etmeye başladılar. ‘En Kırmızı’ yetmiş-seksen kişiyi sorguya çekmediler, yaklaşık altmış tutukluyu ise Petropavlovsk’a gönderdiler. Onlarla birlikte Halk Temsilcileri Sovyeti iki-üç gün yıkılmadan önce Omsk’a gelen ve tutuklanan Kalegayev’i de yolladılar.
Bazen ‘Beyazlar güçsüz, Kızıllar taarruz ediyor, onları kovuyor!’ gibi söylentiler dolaşıyordu. Bunun gerçek olup olmadığına kanaat getiremiyoruz, sadece tahminler yürütüyoruz. ‘Sonuçta Kızıllar yenecek, hiç kuşku yoktur, fakat biz yengisini görmeyeceğiz’, - üzülüyordu tutuklular.
Arkadaşlarım zayıfladı. Su ve hamur yiyiyoruz. Her gün başkanlar gelmeseydi, bu yemekten zayıflamazdık. Kasvetli düşünceler, demir pranga, kurşuna dizme hakkında günlük haberler, ağır hava ve taş zemin bize endişe veriyordu.
Günden güne güçlerimiz tükeniyordu, moralimiz bozuluyordu. Tüm hücrelerde adamlarımız var; sadece bir hücrede hırsızlıkla suçlanan Kazaklar yatıyor. Her gün duvar ile çevrili avluya on-on beş dakikaya yoldaşlarımızı havalandırmaya çıkarıyorlar. Böyle zamanlarda pranga çınlaması tüm hapishaneye yayılıyor.
Bir gün bizi de havalandırmaya çıkardılar. Avluda silahlı nöbetçiler duruyordu. Dört-beş hücrenin pencereleri avluya bakıyordu, ve tutuklular parmaklıktan bize bakıyordu. Maneviyatı kırılmamış olanlar cesaret vererek selamlaşıyor. Diğerleri ise asık suratlı umutsuzcasına başı sallıyor.
Nöbetçiler ile sarılan avluda kurtlar gibi bir aşağı bir yukarı dolaşıyoruz. Pencerede yoldaşımız Kondratyeva’nın acıklı gözlerini gördük. Parmaklığı tutarak hazin bir sesle şarkı söylemeye başladı. Onun güzel, içten sesi bana kobızın (Kazak milli müzik aleti) sesini hatırlattı. Bu iyi kadının gözlerinden gözyaşları dökülüyor;
‘...Pranga çıkarın, serbest bırakın, size özgürlüğü sevmeyi öğretirim’ diye okuyordu.
Hücremizde bizimle yatan içli, yumuşak huylu, şair yoldaş Bogomolov fener direğine yaslandı ve yavaşça ağlayıverdi.
Bir gün hücremize hırsızlık için tutuklanan biri uğradı. Yanına yeni biçilen bir kucak ot aldı.
‘Bugün beni işe çıkarıyorlardı, işte yataklarınız için bir kucak ot aldım’ dedi Kazak otu verirken.
Sevincimizin sınırı yoktu. Kokulu otu kucaklayıp kokluyor, annesini özleyen çocuklar gibi sarılıyorduk. Duygulanmış Baymagambet (Caynakov) otu uzun kokluyor ve göğsüne bastırıyordu. Bu anda özgürlüğe, güzel kokulu bozkıra çıkmak istiyorduk...
Kardeşim hapishane parmaklarının yanından üç günde bir geçiyor. Benimle başı sallayarak selamlaşıor. Her gün çimenliğe ak dişi kaz yavruları ile geliyor. Küçücük sarı gagalı yavruları günden güne büyüyor.
Hapishanedeki neşesiz hayatta bazen eğlenceli olaylar yaşanıyordu... dediğim gibi su ve hamur yiyiyorduk, bu yüzden her birimiz iyi yemeği düşünüyorduk. Kazak olduğumuzdan et ve kımızı hayal ediyorduk. Eğer şimdi bize kazı (at sucuğu) gösterildiyse, onun için dünyanın öbür ucuna giderdik diye düşünüyorduk.
Dışarıdan yiyecek paketlerini verdirmiyorlar, iyice izliyorlar, fakat ‘İzleyeni veren yeniyor’ denildiği gibi oluyordu bazen. Bazen elimize füme at sucuğu geçiyordu, ama her gün değil, sadece acımızı paylaşan gardiyanlar nöbete geldikleri günlerde. Bezle sarınan beş santimetrelik sucuk yarıktan sokuluyor ve zemine düşüyor. Alesta duran Husain (Kocamberlin) kumay[24] gibi onu kapıyor. Parmaklığımızın yanından Husain’in genç karısı geçtiği ve yiyecek paketi hakkında işaret verdiği gün Husain gözünü yarıktan ayırmıyor. Biz ise Husain’i izliyor ve aç altın kartallar gibi tadını tatma isteğinden tıkanıyoruz.
İşte beş santimetrelik sucuk yarıktan görünüyor. Husain onu kapıyor ve bir dakika eli ile sıkıştırıyor. Onu eşitçe bölüştürmek için bıçağımız yok, elle parçalamak ise mümkün değil, çünkü lokma küçük. Demek, her biri sırayla kendi dilimi ısırması lazım.
Husain sucuğu tutarak bir parmaklık ucunu yoldaşın ağzına götürüyor. Her birinin sadece belirli bir dilimi ısırmaya hakkı var... Bayseit’in (Adilev) sırası geldi. Husain sucuğun ucunu ağzına götürüyor. Bayseit kendini yarı ölü yarı diri ve acınacak biri olarak göstererek sucuğa uzanıyor, ancak son anda içler çekerek yüzünü çeviriyor.
- Neden ısırmıyorsun? – şaşırıyor Husain.
- Bu kırıntı açlığımı giderir mi? – cevap veriyor Bayseit ve hali yürekler acısı oluyor.
- Isır, nerden büyüğü alacağız? – razı ediyor Husain.
- Hayır, kendiniz yiyin. Bu ufak sucuk ile hepimizi doyurmazsın. Siz yiyin, ben aç kalsam daha iyi olur... – cevap veriyor Bayseit ve acıklı, içler çekerek tahta yataklığa yatıyor.
Bayseit’in çevresini sardık ve teselli etmeye başladık.
- Ona biraz fazla verelim, - teklif etti biri.
Husain biraz duraksadı, ama parmağını daha çekerek Bayseit’e sunuyor. Yarı ölü yarı diri Bayseit başını yavaş kaldırıyor. Göz ucuyla hem sucuğa, hem de Husein’e bakıyor. İkisi birbirine bir kaç dakika dikkatle bakıyor. Husain sucuğu yavaşça ağzına götürüyor. Bayseit ise turna balığı gibi sucuğu Husain’in parmakları ile kapıyor. Husain elini kurtarmak için sucuğu bırakıyor. Bayseit ise sucuğun yarısını yutuyor ve kalan dilim için kavga başlıyor.
Böyle olaylar bizim hapishanedeki hayatımıza canlılık kazandırıyor.
Bayseit fazlasını yedikten sonra canlanıyor, şakalamaya, bir şeyler anlatmaya ve bir Rus yazarı ile yazılan gülünçlü şarkı söylemeye başlıyor. Bu şarkının adı ‘Kırgız (Kazak) kızının sevgilisine çağrılması’ idi.
O, dileklerimin ayranısın,
Tutkumun kımızısın,
Gönül umutlarımın kaymağısın,
Canımın bozkır koyunusun.
Barımta [25] olarak canımda patladın,
Kamçı ile yüreğimi vurdun.
Sen çadırda uyarken,
Canlandı Kırgız ruhum.
O alacalı gömlekten değerli,
Vuruyor pulata göre daha da şiddetli,
Kaynatıyor tezekle kanımı.
O, canım şeytanım gel bana,
Küllenerek yerlere kapan da,
Coşkun kısraklar kişniyor gibi
Atıyorum hüzünlü çağrımı.
Bayseit onu ustaca, ciddi bir eda ile söylüyordu. Gögsünü öne çıkarıyor ve gerçek oyuncu gibi horozlanıyordu.
Bol bol gülüyorduk.
Bir gün ölüm cezası olmayacak artık diye bir haber geldi. Bu söylentiler gerçek olmuş. Rahat bir nefes aldık. Bundan hemen sonra yiyecek paketlerini almaya başladık. Bazı tutuklular ile hapishane başkanı gizlice konuşmaya başladı.
Bizi sorguya çağırmaya başladılar. Atlı Rus Kazak muhafızları bizi sekiz-onar kişi olarak soruşturma yerine götürüyorlardı.
‘Ne hakkında sorguluyorlar?’ – soruşturmaya gidip gelen yoldaşlarımıza soruyorduk.
Benim sıram da geldi. Bizi birden on beş kişi olarak sürdüler. Ayaklarımızda pranga. Atlı Rus Kazakları kılıçlarını yalın tutuyor. İkişer kişi olarak saf olduk. Uzun boylu, yani beni ve Bayseit’i öne koydular. Hava sıcaktı, yazın kırk günlük zamanının[26] en kızışık dönemi idi. Sokaklar kadın, çocuk, ihtiyar, genç, Tatar, Kazak, Rus, atlı ve yayalarla dolu idi. Prangayı şangırdatarak sokağın ortasında mahfuzen yürüyoruz. Ses çıkarmadan insanlara bakıyoruz. Kalabalığın içinden tanıdık ve arkadaşlarımı görüyorum. Acıyarak, somurtarak, sakin sakin, yani türlü selamlaşıyorlar, elini göğsüne koyuyor ve başını hafifçe sallıyorlar. Birden uzak bozkırdan gelen babamın gözünü gördüm. Uzaktan bana çaresizlikle, acıyarak ve sevgi ile bakıyordu. Bunun yanı sıra kalabalığın içinde Bayseit, Abdulla ve Cumabay’ın ana babalarını, köylerden gelen arkadaşlarını gördüm. Onların hepsi endişesini gizliyor, öfke ve hiddetini tutuyor. Birileri gizlice ağlıyor. Onlar cellatların elinden bizi kurturamıyor, çünkü cellatlar silahlı. Sokağın iki tarafta duran arkadaş ve düşmanlarımızın bakışları altında yürüyoruz. Pranga çınlıyor, sokak ağlıyor, biz başı ve göğsü açık olarak birbiri ardından yürüyoruz.
Bunun yanı sıra kalabalığın içinden hapishane parmaklığına gelen ‘kardeşimi’ gördüm. Onun masum gözleri yaşlıydı. Benimle başını sallayarak selamlaştı, ben de başım ile selam verdim. Halkın bakışları altında biraz canlandık, güvenli yürümeye başladık.
Sorgu komisyonu eski okulun binasında bulunuyordu. Kışın öğretmen Tokarev’in konağında kirada oldum. Onun konağı bu okulun avlusnda yer alıyordu. Şimdi eski kirama kaba ketenden yapılan kiyafet giymiş, başı açık ve pranga vurulmuş olarak girdim. Bayseit ile önde yürürken merdivende Tolebay Nuralin’e rastladık. Bana göz kesilerek bakarak şunu sordu:
- Nasılsın, Saken?
- Allah’a şükür! – cevap verdim.
Tolebay kapıda kayboluverdi. O zaman Tolebay gibi hızlı değildik ve prangayı şangırdatarak ayaklarımızı zorla sürüyorduk.
Muhafızlar başkanı odaların birisine girdi. Az sonra bir Rus ile çıktı ve yoldaşımızı sorgulamaya çekti.
Birer çağırıyor, sorguluyor ve götürüyorlar.
Pencereden avluya bakıyordum. Avluda kirada olduğum dairenin sahibi ihtiyar kadın Tokareva vardı. Beni görünce üzülerek başını salladı.
Sıram geldi. Odaya girdim. Masa başında komisyon oturuyor. Komisyon başkanı Rus Kazağı Çontonov.
Sorguya çektiğimden önce Serbov bir yere çıktı. Komisyon üyelerinin arasında bir kara sakallı Rus köylüsü ve üç Kazak. Onlardan biri tüccar Taşti, ikincisi herkese tanınan molla Manten, üçüncüsü Tolebay idi. Masaya yaklaştığım zaman Taşti ve Manten yavaş sesle benimle selamlaştılar:
- Nasılsın, Saken?
- Allah’a şükür! – cevap verdim.
Çontonov’un kendisi sorgulamaya başladı:
- Halk Temsilcileri Sovyetine nasıl düştünüz?
- Bozkır Kazaklarının, sıradan halkın seçilmesi ile.
- Kimin çıkarlarını korumaya niyet ediyordunuz?
- Kazak halkının, özellikle bani seçen emekçilerin çıkarlarını.
- Hangi görev aldınız?
- Akmola ilçesini aydınlatma görevini yapıyordum.
Çontonov sormadı, ben isem Sovyet Prezidyumunun üyesi olmam hakkında söylemedim.
- Miting ve toplantılara katılıyor muydunuz?
- Katılıyordum.
- Konuşma yapıyor muydunuz?
- Yapıyordum.
- Ne hakkında konuşma yapıyordunuz?
- Hatırımda değil.
- Bolşevikler partisine katıldınız mı?
- Evet.
- Kurucu meclisin kurulmasını destekliyor musunuz?
- Eğer kurucu mecliste emekçi halkın temsilcileri olursa, onu destekliyorum.
- Dine nasıl davranıyorsunuz?
- Dindar değilim.
- Camiye ağza alınmaz sözlerle sövüyormuşsunuz.
- Cansız bir şeye ağza alınmaz sözlerle sövmek mümkün değil.
- Kazak dilinde basılan ‘Tirişilik’ gazetesinde neler yazıyordunuz?
- Çoğu zaman şiir yazıyordum.
Şu anda kara sakallı köylü bana sordu:
- Yazar mısınız?
- Çok başarılı değil... ama bazen yazıyorum.
- Ne hakkında şiirler yazdınız?
- Çoğu zaman halkın yaşamı hakkında yazıyordum.
Yine Çontonov sormaya başladı:
- Neden tam şiirleri yazıyordunuz?
- Birinciden, şiir yazmayı biliyordum, ikinciden ise şiir yazmak suç değil diye düşünüyordum.
Kara sakallı köylü Çontonov’a şöyle dedi:
- Halkın yaşamı hakkında şiir yazdıysa yazsın. Şiir yazmayı biliyorsa, yazsın!
- Birinci Mayıs günü için sosyal bir piyes yazmış ve sahnelemişsiniz. Dediklerine göre bu piyeste bolşevikleri göklere övmüşsünüz!
- Bu piyes benim ilk eserim. Evet, birinci Mayıs Akmolinsk’te sahnelendi. Bu piyeste eyalet başkanı, katip, bay ve mollaların 1916 yıllında Kazak gençleri geri hizmetlere seferber edildiğinde açgözlü olduğunu gösterdim.
Biraz susup Çontonov komisyonun Rus ve Kazak üyelerine döndü:,
- Tutukluya sorularınız var mı? Herkes susuyordu. Bana Tolebay sordu:
- ‘Tirişilik’ gazetesinde şiirlerden başka yazı yazmadınız mı?
- Bazen küçük yazıları yazıyordum.
Tolebay cebinden ‘Tirişiliğin’ sayısını çıkardı:
- Ataman Dutov’u ve Alaş-Orduyu azarlayan yazıyı siz yazmadınız mı? ‘Şamil’ diye takma ad sizin takma adınız değil mi?
- Adım Saken.
- Hayır, bu ad sizin, onu biliyoruz. Bunun hakkında bize yazı kurulunun görevlileri bildirdi.
- Onlar yanılabildi.
- Böyleyse, o zaman ‘Şamil’ kim?
- Bilmiyorum. Gazetenin resmi redaktörü Rahimcan Duysembayev. Ona sorunuz.
Rahimcan’ın yüz geri ettiğini, bozkırda gizlendiğini biliyordum, bu yüzden Şamil’in kim olduğunu bilmiyormuşum gibi yaptım.
Tolebay cebinden daha bir kağıt parçasını çıkardı.
- Neyse, ama bu eseri tanıyor musunuz?
Elinde Sibirya eyaleti Halk Temsilcileri Sovyetine Alaş-Ordunun hareketleri hakkında detaylı olarak yazdığım mektubu tutuyordu. Mektubu önümde açtı ve şunu sordu:
- Bu mektupta Alaş-Orduyu azarlayan siz değil misiniz? Bu sizin imzanız değil mi?
Bundan dönemedim, çünkü bu tarafımdan düzeltilmiş metin idi.
- Yazmış olabilirim.
Bunun yazarı olduğumu tasdik etmek için yazının kenarında imzalattılar.
Tolebay cebinden daha bir kağıt çıkardı:
- Tanıdınız mı? Bunu halkın adına yazmadınız mı?
Bu Akmolinsk Yoksulları Kongresinin adına Moskova’ya gönderilen telgrafın aslı idi. Bu telgrafta düzeltmelerim vardı. Yakamı kurtaramadım, çünkü suçüstü yakalandım.
- Bu telgraf yazılırken ben de vardım, - cevap verdim.
- Sizden başka kim vardı?
- İnsanlar çoktu. Kim vardı, kim yoktu hatırlamıyorum.
- ‘Ben yazdım’ diye telgrafı imzalayın, - dedi Tolebay.
- Ortak yazıyı nasıl imzalayım ki?
Sonuçta imzalattılar, ama ‘telgrafın yazılmasına katıldım’ diye yazdım.
- Siz Alaş-Orduya karşınız mı? – sordu Çontonov.
- Evet, karşıyım! – cevap verdim.
- Neden?
- Çarın yıkılmasından sonra Alaş-Ordunun yardakçıları Kazakları Rus halkından ayırmak ve Kazak hanları, yerli özerk çarlar olmak istedi. Bize göre ise çarlık rejiminden kurtulmuş Kazak halkı hanlara muhtaç değil. Milliyetçiler Ruslardan ayırmak, Kazak topraklarından köylüleri kovmak istedi. Bu da felakete yol açabilirdi. Biz çarı deviren ve Kazak emekçi yığınları için eşit hakları elde eden Rus emekçi halkının desteğini kaybederdik. Bu nedenle Alaş-Orduya karşı çıktım.
Komisyonun Rus üyeleri bakıştı, kara sakallı Rus köylüsü Kazaklara eğri baktı.
Bana Rus üyeleri Alaş-Ordunun gerçek amaçlarını sadece şimdi öğrenmiş diye göründü. Tolebay, tüccar Taşti ve molla Manten yerlere girdi. Yüzleri kızardı.
Ruslar Alaş-Ordu üyelerine yan bakmaya devam ediyordu. Sözlerimin üstüne bastığına ikna olduktan sonra kağıdı imzaladım.
Salona çıkmaya buyurdular. Kalan yoldaşları sorgulamaya devam ettiler. Salonda pencerenin yanında durdum. Taşti ve Tolebay yanıma geldi ve yalandan tatlılıkla konuşmaya başladılar. Taraftan onların yakın akrabalarım olduğu görünebilirdi.
- Neyse, serbest bırakılırsan, gösteririz, - dediler bana.
- Tolebay ile şehirde bulunan okulda birlikte öğreniyorduk, arkadaş olduk. Şimdi ‘dostça’ sitem ettik.
Bir kaç dakika sonra ‘velinimetlerim’ sorgulamaya gittiler.
Bayseit ile birlikte okul sınıflarının birine girdik. Muhafız üzeinden bize kımız verdiler.
Kımızı içerken pencereye yanaşan iki Kazak kızı gördük. Onlardan biri Bayseit’in karısı, ikincisi kaynanası imiş. Memnun yüzlerimizden sonucun iyi olacağından ümidimiz doğru çıkar diye düşünmişler. Beyaz kimeşeklerini (Kazak kadını giydiği başlık) gösterme işareti ile aklandınız mı, temize çıktınız mı diye sordular.
Ben hayır anlamına başını salladım.
Komisyon sorgulamaya devam etti. Farklı subaylar şuraya buraya gidip geliyordu, bazen öfkeyle koşarak geçiyordu (atsinekleri tarafından yenen inekler gibi). Ellerinde kamçı, esnek değnekler vardı. Gözleri korkmuş küçük develerin gözleri gibi parlıyor. Komisyon işini bittikten sonra biz prangayı şangırdatarak hapishaneye katar katar mahfuzen yürüdük.
Sorgulamadan sonra hapishanede en tehlikeli suçlular kalacak, kalanlar ise serbest bırakılacak diye söylentiler çıktı.
Her gün akla gelmez söylentiler çıkıyor, bazen iç karartıcı, bazen ise sevindirici.
Herkes serbest bırakılmak istiyor.
Hapishane parmaklarına arkadaşlarımız, akrabalarımız, uzak bozkırdan gelen babalarımız gelmeye başladı.
Onlarla canlı selamlaşıyoruz. Onlar ise sessiz, hüzün veren acı ile cevap veriyor. Nöbete iyi bir gardiyan çıktığı zaman bir iki cümle konuşabiliyorduk.
Her gün bir önceki gün gibi geçiyor. Zaman durmuş gibi. Hamurdan yapılan dama taşları ile satranç ve dama oynuyoruz. Geçmişi konuşuyoruz. Zamanı öldürmek için birbirimize şaka yapıyoruz.
Parmaklığın yanında uzun uzun oturuyorum. Her gün değil, ama bazen saç örgüsünü kırmızı kordele ile bağlayan kız geliyor ve penceremize bakıyor. Selamlaşıyoruz. Her zamanki ak kaz dişi yavruları ile çimenliğe gidiyor. Yavruları palazlandı, güvenli yürüyor, kanatları sağlam oldu...
Günler yavaş geçiyor. Tutukluları bir hücreden diğer hücreye geçiriyorlar. Penceresi avluya bakan hücreye düşsen, çok sıkılıyorsun.
Bir gün Bayseit’in akrabalarının Alaş-Orduya onu serbest bırakma ricası ile telgraf gönderdiğini öğrendik. Alaş-Ordunun liderleri Tınışpayev ve Akayev Türkistan’dan Akmola ilçesi üzerinden Semipalatinsk’e kaçtığında Bayseit onlara doğru yol gösterildi. İşte şimdi akrabaları borç ödesinler diye onlardan yardım istedi. Bunun neyle bitmesini sabırsızlıkla bekliyorduk... Bayseit’in ümidi alevlendi.
Bir gün hapishanenin yakınında Bayseit’in kardeşi göründü. Pencereyi uzaktan koşarak geçti ve bizim kendisini takip ettiğimizi farketti ve görmüyormuş gibi yoldan geçen birine şöyle dedi:
- Hey, müjde duymak ister misin?! Yakında Baken[27] serbest bırakılacak!
Çocuğun niyetini anladık ve Bayseit için sevindik. Bir süreden sonra pencerenin yanından Bayseit’in karısı annesi ve babası sağlık memuru Naurızbay Culayev ile geçti. O devrimden sonra bir kaç gün bizimle hapishanede yattı. Onlar hep birlikte çocuk ile geçti. Hepsi seviniyordu. Naurızbay kalpağını aldı ve Tınışpaye ile Akayev’den Bayseit’i serbest bırakma ricası ile telgraf geldi diye işaret olarak salladı.
Fakat Bayseit serbest bırakılmadı.
Zaman geçiyordu. Hapsedildiğimiz ilk sürede yumurtadan çıkan sarı gagalı kaz palazları artık büyüdü, anasının ardından artık çimenliğe gitmiyor.
Hapishanedeki durum çok daha iyi oldu. Ancak bazı subay ve gardiyanlar bize yılan gibi kızgarıyordu, bize küfrediyordu ve durup dururken kuduruyordu. Bir gün her zamanki gibi bizi avluya çıkardılar. Orada çay bardağı ile soğuk suyu çekerek yıkamaya başladım. Prangayı ayak bileğinden baldıra kadar çıkarmam lazımdı. O anda yanımdan hapishane başkan yardımcısı Frolov geçiyordu; zayıf, kumral, bıyıklı, yanağında kırmızı ben vardı. Tutuklu Kazaklar ona ‘kaldıbet’, Ruslar ise ‘al yanaklı’ diye lakap koydu. Bu kaldıbet Frolov yanımda durdu ve şöyle sitem etti:
- Prangayı taşımayı bilmiyorsun! Bir de tutuklu olacaksın!
Ona nasıl bir cevap vereyim?!..
Yazın en sıcak dönemi bitti. Ürün kaldırma zamanı geldi. Şimdi dışarıdan yiyecek paketleri kesintisiz gelmeye başladı. Bazen onların kimden gelmesi belli değildi. Ben bir kaç defa böyle paketleri aldım. Nasıl olsa da hapishanedeki yaşam iyileşti.
Hapishanedeki yaşamın o dönemdeki bazı olaylar hatıramda kaldı.
Bizi, Kazakları yedi-sekizer kez hücreden hücreye sokuyorlardı.
Kontrol ve inceden inceye sorgulamadan sonra hapishanede yaklaşık elli halis muhlis bolşevik kaldı. Onlardan sekiz-dokuzu Kazak idi. Mümkün derecede hep birlikte hareket etmeye çalışıyorduk. Sokağa bakan penceresi olan hücreye düştüğümüz zaman parmaklıktan ayrılmıyorduk. Ara sıra pencerenin yanından arkadaş ve akrabalarımız geçiyordu. Bazen tanımadığımız insanlar da bizimle selamlaşıyordu. Sadık dostun kim, düşmanın kim, mücadelenin dikenli yolunda bilirsin.
Uzak bozkırdan babam ile gelen Akşal ve Uykitbek hapishaneden çok kez geçiyordu. Husain ve Bayseit’in genç karıları yiyecek paketlerini getiriyordu. Abdulla’nın nişanlısı Banu hapishane başkanı ve gardiyanları ustalıkla aldatıyor ve küçücük mektupları ile bize haberleri bildiriyordu.
Banu’nun hilesini bazen biz bile farkedemiyorduk. Örneğin, bir gün temiz kağıtla sarınan çayı iletti. Gardiyan onu iyice kontrol etti ve kağıtta bir şeyin yazılmadığına kannaat getirip, bize verdi. Bu kağıdı bir raslantı sonucu ıslattık ve kağıtta sözler göründü. Böylece daha bir haberi öğrendik.
Banu çamaşırımızı yıkamak için alıyordu. Bazen yıkadığı gömleğin düğmesi yoktu. Bu düğmeyi elle yoklayarak belli belirsiz dört harf bulduk: ‘kara’ ‘bak’ yani. Kol ya da koltukaltındaki poturu söktük ve Banu’nun mektubunu bulduk. Orada küçük yazı ile haberler yer aldı.
Ziyaretler yasak oluyordu. Bazen başkanlığın lütfü ile, ancak genelde akrabalarımızın sırnaşıklığı ile gardiyanın yanınızda beş-on dakikaya görüşmeye izin veriliyordu. Kazaklardan sadece Cumabay babası ile görüşebildi. Gülıparap Omsk’tan okuldan döndüğü zaman benimle beş dakikalık bir görüşmeye izin aldı. (İlk bakıştan Gülıparap beni tanımadı, işte tutukluların görünüşü böylece değişiyormuş!).
Rus kadınlarından ise Pavlov’un karısı bizimle düzenli olarak temasları sürdürüyordu. Zihin çevikliği ve kurnazlığı ile başka kadınlardan üstün oldu. Bir gün bize şöyle bir haber bildirebildi: ‘Önümüzdeki iki gün içinde sizi ölüm cezası ile cezalama sorunu çözülecek. Mahva götüren bir bildiri alırsam, pencerenizden siyah entari giyinmiş olarak geçeceğim. İyi bir haber alırsam, başımda kırmızı başörtü olacak…’ Bu şartlı işaret hakkında bütün tututklular öğrendi.
Hücremizin küçük penceresi avluya bakıyordu. Bir gün Pavlov’un karısı eşi ile görüşmek üzere hapishaneye geldi diye duyduk. Pencerenin yarıkları üzerinden vardiya odasına görüşme için gelen seyrek ziyaretçileri izliyordum. Pavlov’un karısı hızla geçti. Elbisesi siyah!… Bir dakikadan sonra gardiyan Pavlov’u götürdü. Karısı boynuna atıldı, gözyaşlarını dökerek gardiyanın yanında eşini kuçakladı. Sonra dönüp bakmadan gitti. Siyah elbisesini görünce, moralimiz bozuldu. ‘İşimiz bitti, mahvolduk!’ diye söyledim. Yoldaşlarım hüzünle ‘evet, her şey bitti’ diye tekrarladı.
Pavlov hücreye dönünce ona atıldık. Meğer onların çocuğu ölmüş, bu nedenle karısı karalar giymiş.
Hapishane başkanının evdekiler, ev işlerini anlatan mektupları almaya izin verdiği gün geldi. Fakat siyaset hakkında mektuplar yasaklandı.
Bir gün Omsk’ta eğitim gören Caynadar Sadvokasov’dan kart aldık. Kart Rusça yazıldı. Orada şöyle haber vardı: ‘Vahtça Ukmetov [28] veremdir. Cerrahlar tedavi etmek istemiyor. Ulkenbek Sabitov[29] iyilişmektedir. Dnçge[30] iyi geldi’.
Böyle kartı aldığımızda canlandık. Rus arkadaşlarımıza da bildirdik.
Kartın kenarında Dinmuhhamet şöyle yazabildi: ‘Cepheden sağ salim geldim. Çita’da ataman Semenov’a karşı savaşıyordum’.
Bu şifrelenmiş mektubun anlamını kolayca anladık. Beyaz Ordunun hükümetinin işleri umutsuzdur. Halk onu desteklemek istemiyor. Sovyet iktidarı güçleniyor.
Hapishanede her bir teselli verici haber tutukluları coşturuyor ve canlandırıyor.
Adalet için savaşın dikenli yolunda zor sınavlarda dostun sadakatı, düşmanın alçaklığı daha da iyi görünmeye, bunun yanı sıra bir adamların insanlığı ve başkaların canavarlığı farkeidilmeye başlıyor. halk iktidarını kurmak istediğimizde, güç elimizde olduğu zaman insanların çoğu yaltaklanıyordu, dost olmaya çalışıyordu. Zor duruma düştüğümüz zaman bu yaltaklar hemen sırtını gösterdi. Bazılar ise destekleyecek yerde bizi yumrukluyordu. Kazak halkının ‘Dost azdır, düşman çoktur’ diye deyiminin doğru olmasını daha bir defa gördük.
Çoğumuz serbest olurken bu insanı tanıyorum ve onun için kefil olabiliyorum diye konuşmamızın düşüncesizce olmasını şimdi anladık. İnsanın gerçek yüzü, gerçek tabiatı zor günde belli olur. Vatandaşın değerini bilmek istiyorsan, zor durumda nasıl olduğunu gör.
Serbest olurken iyi sandığımız insanlar dükenli yolda faydasız, güçsüz, vefasız olmuş. Ve tersine, bazı durumlarda ahlakdışı olarak davranan, kötü sandığımız insan zor günde bağımsız ve cesur olmuş.
Bir kaç örnek göstermek istiyorum.
Ekim devrimi döneminde mitinglerde Akmolinsk’te her zaman Boçok adlı biri konuşma yapıyordu. Önce kendini Ekibastuz fabrikasının işçisi diye tanıttı. İyi giyinmiyordu, ama iyi konuşuyordu ve kendinin 1905 yılında yaşanan devrime katılmasını her zaman vurguluyordu.
Boçok Akmolinsk’teki genç bolşeviklerin lideri oldu. Akmolisk Halk Temsilcileri Sovyetinin başkanı olarak onu seçtik. Daha önce sol Sosyalist-Devrimci, şimdi ise komünist olduğuna durup söylüyordu.
Daha önce Akmolinsk’te bolşevikler partisi yoktu. Bu nedenle Sovyetin kurulmasından önce biz, yanı Rus ve Kazaklar, ilçe başkanının konağında ilk bolşevikler örgütünü düzenledik.
İşte kritik anda kahraman devrimci rolünü oynayan Akmolinsk’teki bolşeviklerin lideri Sovyetimizi karşı-devrimcilerin eline savaşmadan teslim etti. Sovyete karşı ayaklanma hakkında önceden bilse de, Sovyetin ne üyelerine, ne de prezidyumuna bildirdi. Boçok düşmanların eline birinci düştü ve rızamızı almadan Kızıl Orduya ateşi kesmeye emretti. Hapishanede ise, prangaya vurulduğunda ‘Ben sol Sosyalist-Devrimciyim. Bolşevik hiç olmadım…’ diye konuştu.
Boçok’un yüreksizliği, tek olay değildir. Akmolinsk’te daha bir eylemci vardı. Her zaman bolşeviklerin adına konuşma yapıyordu, göğsünü yumrukluyordu ve sebat gösterdiği için Sovyetin prezidyumunun itimadını kazandı. Karşı-devrimciler yenik çıktığı zaman ve bu ‘bolşevik’ bizim gibi tutuklandığında gözü yaşlı olarak mahpus bolşevikleri o kadar veriştiriyordu ki, ona inanıp serbest bıraktılar.
Aşağıda başka bir örnek gösterildi. Akmolinsk’te enerjik faal Petrokeev adlı koca ve karı çalışıyordu. Onlarla görüşmüyorduk, bu yüzden iyi tanımıyorduk. Onlar Sovyetin üyeleri olmadı. Petrokeev’i menşevik sanıyorduk, ona güvensizlikle bakıyorduk, Petrokeev ise menşevik değilim diye inandırmaya çalışıyordu. Beyazlar onu bizimle tutukladı. O zaman bu karı kocanın kendilerini gerçek kahramanlar göstermesini gördük.
İradesi zayıf ve yıkılmış insanlar da hapiste yatıyordu. Bir gün Bayseit güçsüz birisine baktı ve hüzünle şöyle dedi:
- O, Tanrım, bu adamlar ile el ele verip çalışırken neden toprak bizi almadı?!
Şimdiye kadar Bayseit’in bu sözlerini hatırlıyorum. Hayatta görünüşte saygın insanları çok görebilirsin. Fakat böyle insanların gerçek tabiatı kara günde belli olur. En pis,kılı kırk yaran, ancak iyi niyetli adamlar da zor durumlarda belli olur. Burada Vyazov ve Balandin hakkında anlatmak istiyorum. Önceden herkes onlara saygı gösteriyordu, fakat sonra nefret etmeye başlıyordu. Asabi, kızgın Bayseit şu ya da bu insanın ahlakdışı davranışına karşı açıkça çıkıyordu.
Bir gün Vyazov iki yoldaş ile hücrenin kenarında haince bir konuşma yaptı. Hücrede yaklaşık yirmi kişi vardı ve bunların neredeyse yarısı ondan hoşlanmıyordu. Tahta yataklıkları yoktu, bu nedenle kuru otla doldurulmuş çuvallara abanarak taş zeminde oturuyorduk. Karşı kenarda Bayseit oturuyor ve Vyazov’un tarafına arada bir bakıyordu.
- Ne çene çalıyor orada? – öfkeleniyordu Bayseit. – Ne saçmalıyor?
Vyazov konuşmaya devam ediyordu.
- Vyazov, gel buraya! – dayanamadı Bayseit.
- Ne oldu? – seslendi o.
Bayseit Vyazov’a göz kesilerek baktı ve dedi:
- Neden aptalsın?!
Elbette, Vyazov parladı.
- Ne dedin, bir daha söyle‼! - Bayseit’in üstüne vardı, fakat Bayseit ona bakmadı ve çuvalına yattı.
Katçenko, Oleynikov, Bogomolov, Monin, Şafran, Pyankovskiy, Trofimov, Gryaznov, Martlogo, Kremenskoy, Afanasyev, Petrokeev diye karı koca ve başka gibi yoldaşlar kendilerini emekçi halkın koruyucuları ve dürüst bolşevikler gösterdi. Kazak ve Tatarların çoğu da sonuna kadar namıslu ve sebatlı kaldı. Onların davranışlarında ‘zigzak’ görmedim.
Dikenli yolda tökezleyerek geçenler de vardı. Yolunu kaybedip çok defa düşebilir. Zor duruma düşenlerin çoğu ahlakdışı davranan insanların sırasına girdi[31] .
‘Ben böyleyim’ diye gururlu olarak konuşan insana sınavdan geçmediyse inanmak olmaz.
Öleceğim ya da yeneceğim, ama düşmanlara karşı çıkacağim diye çıktığın zaman tabiatın belli olur. Düşmanın eline düştüğün, hapse atıldığın, prangaya vurulduğun zaman tabiatını anlarsın ve nasıl bir yiğit olmanı görürsün. Adil bir iş için mücadelede zorluk ve yoksulluk çekmeden huzur dolu hayatta kendini doğru ve kesin olarak değerlendiremezsin.
‘Kahraman savaşta, lafazan tartışmada belli olur’ diyor ulusal bilgilik.
…Yoldaşlarımızı lahana ve patates kaldırmak için hapishanenin yan bahçesine almaya başladılar. Bahçeler şehrin kenarında, İşim nehrinin kıyısında yer alıyordu. Bundan sonra tutukluların akrabaları onları bahçelerde bekliyordu. Dünya ile iletişim iyileşti diyebiliriz.
Fakat çoğu zaman rüşvet verenleri ya da hapishane başkanının sakin davranışı için beğendiği tutukluları işlere götürüyorlardı. Elbette prangaya vurulmayanları çıkarıyorlardı. Gitgide prangaya vurulanların da sırası geldi. Prangayı çıkarıp, ilk önce Husain’i, sonra Bayseit’i, ondan sonra ise Cumabay’i götürdüler. Ruslardan bahçeye Boçok, Vyazov, Pavlov, Trofimov, Oleynikov, Kremenskoy, Pyankovskiy vs. gitti. Onlar için iyi idi, yakınları ile görüştü.
O zamanlarda Akmolinsk’te kolera koptu. Bayseit’in babası hastalandı diye haber aldık. Bayseit bahçeye çıkabildi. O muhafızlar başkanına büyük bir rüşvet verdi ve başkan onu bir gardiyanın yanında eve bıraktı. O gün Bayseit hücreye dönmedi.
Şafak sökerken çuvalımdan kalktım ve parmaklığı tutarak avluya bakmaya başladım. Ve Bayseit’in gardiyanın yanında vardiyadan geçmesini gördüm. Hücreye girince Bayseit bana yaklaştı ve surat asarak duvara yaslandı.
- Saken… Babam vefat etti…- dedi o duyulur duyulmaz bir sesle ve yavaş ağlamaya başladı.
Gözlerimden de yaşlar indi. Sertleşmiş yüreğim bir anda yumuşadı, ister istemez gözlerimden yaş geldi.
Husain herkese göre muhafızlar başkanı ile birinci ‘dost oldu’. Bazen bahçede gecelemeye kalıyordu. Bir gün Serbov ve muhafızlar başkanını ikram etti. Kaderlerimiz bu insanların elinde idi, bu nedenle Husain onları ikram ettikten üç gün sonra serbest bırakıldı.
Husain ve Bayseit hapishane başkanının güvenini kazandılar ki onların ricası üzerine bahçeye Cumabay’ı, sonra da Abdulla’yı çıkarmaya başladılar. Bahçeye çıktıktan sonra tutuklular hapishane başkanına daha büyük bir rüşvet sunmaya çalışıyordu. Yakınlarımız da rüşvet veriyordu. Akşam hapishaneye dönerken yoldaşlar kime bahçeye çıkmaya izin verileceğini tahmin edebiliyordu. Bahçeye yeni çıkanlardan prangayı çıkarıyorlardı.
Benden de pranga çıkarıldığı gün geldi. Sokağa çıktığımda kendimi kafesten kurtulan doğan gibi hissetim. Özgür insanlar bana tuhaf, özgürlük ise alışılmışın dışında bir şey geliyordu. Muhafızlar olmadan gezen insanları görünce kendimi dünyaya yeni gelmişim gibi hissettim. Kendi işleri ile uğraşan şehir bana tanımadık göründü. Şehrin kenarı üzerinden bahçeye sürüldük. Sonbahar günü bulutsuz ve ılık idi. Topurak, gökyüzü, hava, ağaçlar, ot, nehir, kısacası her şeyi kucaklamak istedim. Bahçeler İşim boyunca uzanıp gidiyordu. Ağaçların yaprakları hala yeşildi, ama kavaklarda ihtiyarın ak saçlı başı gibi açık sarı oldu. Bahçede sıcak ve güneşli idi. Hafif bir rüzgar yaprakları oynatıyordu.
Bahçelerin ötesine, tepeye çıktık ve gökle kaynaşan uçsuz bucaksız bozkırı gördük. Her nefeste, her dakikada canlanıyorduk. Üç ay prangaya vurulmuş olarak pis kokulu hücrede yattık ve şimdi havaya çıktığımızda tatlı bir gevşekliği hissediyor, doymak ve rezerv olarak yanına almak istiyormuşuz gibi güzel kokulu hava teneffüs ediyorduk. Havayı kımızı gibi içiyorduk.
Yakında İşim akıyor. Kürek ve çapaları elimize alıyor ve kolları sıvıp işe başlıyoruz…
Bahçeler hapishane gardiyanları ile bekleniyor.
Saatlerce bozkıra bakıyor, öz köylerimize dönüyoruz. Nereye bakarsan özgür insanları görürsün. Tutuklu için bu alışılmışın dışında bir şey. Onlar bir yere acele ediyor, bir şeyleri düşünüyor. Arabayı tezekle yüklenip, hapishanenin yanından geçen insana benzer bir Kazağı görüyorum. Atlı Kazakları, köylerden arabalara binerek acele eden insanları gördüm. İnsan zindanı görmedikçe özgürlüğü doğru değerlendiremez diye gayriihtiyari düşündüm.
Bahçenin kenarında uzun uzun durdum ve güneye – öz köyüm tarafına bakıyordum. Hayal ediyordum. Hapisten kaçsam, bozkırda saklansam… Belirsiz uzaklara şu tanımadık Kazaklarla deveye binerek gitsem. Ya da deveye değil, öküz koşulan arabaya binsem. Köyüme varsam…
Temiz havadan tutukluların sarı yüzlerine kan sıçradı. Her bir tutuklunun gözlerinde saklanan acı gölgesi gitti, umut ışığı parladı.
Az sonra tutukluların arkadaş ve akrabaları geldi. Babam da geldi.
Bahçedeki işler tutuklular için cennet gibi oldu. Patatesi söküp soyduk, farklı sebzeleri doğradık, et koyduk ve kovada çorba pişirdik.
Havada hazırlanan et bize dünyadaki en lezzetli şey geldi.
Bahçeye her gün gitme şanşımız yoktu. Oraya posta halinde götürüyorlardı. Sıramız üç-dört günden geliyordu.
Bir gün muhafızlar bizi hamama götürdü. Halk yol boyunca yanımızda yığışıp yürüyordu. Hamamın yanında babamı gördüm, biz selamlaştık ve haber alış-verişi yaptık. Sonra babam kendimle vedalaştı ve köye dönmesini dedi.
Bahçede çalışırken iktidara gelen Beyaz Muhafızların faaliyeti hakkında bilgi alıyorduk. Halk acımızı paylaşıyordu. Gardiyanlar böyle zamanlarda uzlu duruyordu. Gelenleri kovmuyor, kınanacak bir şeyi görmüyormuş gibi yapıyordu. İnsanlar el sıkıyordu, bazılar ise uzaktan yüksek sesle selamlaşıyordu.
Rus Kazaklarının isyan ettiği, Halk Temsilcileri Sovyeti yıkıldığı gün başkaldıran kuduranlar fikrini değiltirdi ve yatıştı. Beyazların tekme ve kamçılarını gören bu hafif insanlar Sovyeti hatırlamaya başladı…
Akmolinsk’e Alaş-Ordunun ilçe hükümeti geldi. İktidara bolşevikleri sorgulayan komisyonun üyeleri geçti: molla Manten, tüccar Taşti, eyalet başkanı Olcobay, katip Tolebay Nuralin, hekim Tusip. Eyalet başkanları, tüccarlar, mollaların ar damarı çatladı ve kendilerini Alaş-Orduyuz diye horozlar gibi horozlanıyordu. Kadınların özgürlüğü, yoksulların eşit hakları diye sözleri ile alay ediyorlardı.
Bir gün yaklaşık yirmi tutuklu bahçelerden hapishaneye dönüyordu. Her zamanki gibi arkamızda ve yanlarımızda silahlı muhafızlar yürüyordu. Tabur olmuş ikişer yürüyorduk. Slobodka’yı geçerken küçük bir barakanın yanında Kazak kızı gördük. Kaşları çatıldı, yüzü sarı idi. Acı çektiği farkediliyordu. Grubumuzda üç Kazak vardı. Yanından geçerken bu kadın bize bakarak elleri göğsüne bastırdı ve saygı ile başını eğdi, gönülden selam verdi. Bu Kazak kızının hüzünlü sureti bugüne kadar aklımdadır. Bu kadının işimizin haklılığına kendi gözüyle gördüğünden şüphe yoktur.
Bizi bahçeye götürmeye devam ediyorlardı. Herkes, özellikle Kazak yiğitleri özgürlüğe özlem duyuyordu. Bayseit’le fırar etmeyi düşünmeye başladık. Kaçmadan önce uzaktan görünür hapis giyimini değiştirmek için Kazak elbisesini temin etmemiz lazımdı. Bunun yanı sıra akraba ve yakın dostlarımıza kaçmamızın şart ve zamanını bildirmeye karar verdik.
Çalıştığımız bahceden yirmi adım uzaklıkta bir Kazağın zeminliği vardı. Onun sahibinin oğlu Aytcan arkadaşımız, ‘Jas Kazak’ın’ üyesi idi. Kaçma planımızda bu evin arkasında binek atlarının hazırlanması öngörüldü. Gardiyanlar boş bulundukları an biz ingin yerden oraya koşup atlara bineceğiz ve... kodunsa bul. Kaçmamıza yardımcı olan akrabalarımız şüphesini üzerine çekmemek için o zamana kadar köylerine dönmesi lazım.
Bayseit ile yoldaşlarımıza planımızı anlattığımız zaman Baken ve Abdulla bizi desteklemedi.
İlk fırsatta kaçmayı kesin karar verdik.
Bir gün gardiyanlar bize bahçede iki yiğit ile görüşmeye izin verdi.
Yiğitler atlarından indi ve selamlaşarak bizimle oturdu. Gardiyan ötede duruyordu. Az sonra atla Husain geldi. Attan indi ve yanımıza oturdu. Ona sorular yağdırdık. Söz arasında Huseken hapisten ustaca kurtulmasını anlattı. Olay böyle idi.
Girişken Huseken bahcede çalışırken hapishane başkanının gönlünü alabilmiş, itimadını kazanmış ve ‘dost’ olmuş. Bir gün Huseken ‘dostunun’ izni ile bahçede çadır kurmuş ve başkanları – Akmolinsk’te kaderleri belirleyenleri çağırmış. Kımızı, vodkayı temin etmiş, koyunu kesmiş ve çağırdığı misafirleri, yani garnizon başkanı, Serbov ve hapishane başkanını doya doya ikram etmiş. Huseken’in kendisi koyunu pişirmiş ve gayretle onur konuklarına uşaklık etmiş.
Memnun olmuş bolşevikleri soruşturma ve yok etme komisyonu başkanı Serbov çok içmiş ve çadırın girişinde uslu duran Husain’e emretmiş:
- Hey, bolşevik, gel buraya, bizimle iç!
- Teşekkürler!.. – cevap vermiş Husain. – Size hizmet etmeye memnunum. Ancak bir şeye rica ediyorum – bana bolşevik demeyin. Yoksa gönlümü kıracaksınız.
- Bolşevik değil misin? – aynı zamanda seslenmiş Serbov ve garnizon başkanı.
Husain ayrıntılı ve etraflı cevap vermiş:
- Ben bolşevik olmadım, beni hapiste boşuna tutuyorsunuz, ben ise yatıyor ve acı çekiyorum.
Böylece Huseken belagatle acısını anlatmaya beşlamış ve sonunda ustaca ağlayıvermiş.
- Onun davasını iyice incelememiz lazımdı – acıma ile demiş Serbov. Husain’i yanına oturtmuş ve vodkayı içirmiş. Bir kaç dakika sonra Serbov işleri için gitmiş. Garnizon başkanı ve hapishane başkanı kalmış. Husain fal taşları kullanarak fal açmayı bildiğini söylemiş. Garnizon başkanı sevinmiş:
- Beni ne bekliyor diye fal aç bakalım, - demiş o.
Husain bir anda bezle sarınan fal taşlarını cebinden çıkarmış. Bezi masaya açmış, fal taşlarını koymuş ve yavaş sesle şunu mırıldamaya başlamış:
- Kaderiniz iyi. Mutluluk beklenmedik bir sırada basacak. Yakında terfi edeceksiniz... Uzun ve bolluk içinde yaşayacaksınız.
Garnizon başkanı hayran içinde şunu sormuş:
- Beni bir kadın seviyor mu diye fal açsana...
Husain ise Serbov ve garnizon başkanının şehirde güzelliği ile tanınan Lanşukova adlı kadının arkasından koşmasını biliyormuş.
Husain dikkat kesilmiş başını eğmiş, fal taşlarını saçıp, kötü ruhları kovuyormuş gibi elleri ile havayı dağıtmaya başlamış:
- Kadınların sizi beğenmedikleri olay yoktu. Şimdi Akmolinsk’te sizi tek değil, çok kadın düşünüyor. Özellikle siyah gözlü, kumral saçlı bir güzel kadın sizi seviyor. Fakat sevdiğini söyleyemez, çünkü kendisine başka bir erkek kur yapıyor. Hatta bu erkek ona aşkını itiraf etti, ama kadın ona kayıtsızdır.
Garnizon başkanı Husain’in omuzuna şaplak indirmiş ve hapishane başkanına dönmüş:
- Meğer bu Kazak akılsız değilmiş! Neden hapiste yatsın?!
İki-üç gün sonra Husain serbest bırakıldı.
İşte Bayseit ile kaçmayı karar verdik. Kazak elbisesini temin ettik. Fakat kaçacağımız gün saçma bir raslantı ile hücrede kaldım, başkaları ise bahçelere götürdüler. Akşamı sabırsızlıkla bekliyordum. Bir şeyi önceden seziyordum. İşten sonra tutukluların hepsi hücreye döndü. Bayseit ise kaçabilmiş...
Tutuklular ne olacak diye kuşkulandı. Bazılar Bayseit’in kaçması ile ilgili hoşnutsuzluğunu ifade ediyordu. Başkalar ise yakalanmasın diye endişe ediyorduç
Garnizon başkanı Şahim ifrit kesildi, hapiste tehlike çanı çaldı. Şehire yakında geldi ve Husain’in fal açtığı başkanın yerine tayin edildi.
Bundan sonra tutkluları işlere çıkarmaya kestiler. Hapishane rejimi daha da sert oldu.
Yağmurlu güz geldi. Hapishanede yatmamızın sonu yoktu. Köylerden memurlara bizim için şefaat etmek üzere insanlar gelmeye başladı. Fakat yardım yapacak biri yoktu, bu nedenle şefaatçiler giderek dağıldı.
Pis kokulu ve kirli zindanda kaldık. Ara sıra kitap ve gazeteleri veriyorlardı. Onları okuyor ve dama oynuyorduk.
Günün birinde büyük bir tahta tabağında bir bütün koyunu getirdi ve Koşerbay gönderdi dediler. İsyan günü tutuklanmaktan kurtuldu, kaçtı. Sadece şimdi şehire dönebildi.
Yiyeceğin kimden olduğunu duyunca sokağa bakan pencereye baktım ve yakında kızıl saçlı, kuzu kürkünden dikilmiş kulaklıklı kalpak giyinmiş bir yiğit ve Koşerbay’ı gördüm. Nöbette Rus Kazağı değil, sıradan acemi er duruyordu. O Koşerbay’ı pencereden kovmadı. Onunla selamlaşmak için sırayla açık vasistasın yanına geliyorduk. Koşerbay yavaş sesle haberleri anlattı:
- Sabırlı olun! Bir an durum değişecek. Beklemeye az kaldı. Tüm Rusya’da işler genel olarak kötü değil. Sabah oluyor diyebiliriz. Günün doğmasını bekliyoruz. Zaman geliyor. Güçünüzü harcamayın! Allan’ın yardımı ile kızıl gün doğacak! – cesaret veriyordu Koşerbay.
İki gün sonra pencerenin yanına onun yol arkadaşı sarı saçlı geldi. Bizimle selamlaştı ve Akmola Alaş-Ordusunun başkanı Cusip İzbasarov (veteriner doktoru Cusip İzbasarov’un gerçek adı Tusip İzbasarov idi), bunun yanı sıra Alaş-Ordu komitesinin ve bolşeviklerin davalarını incileme komisyonun üyesi molla Manten tutuklandı diye bildirdi. Onların tutuklanma nedenini öğrenmek istedik, ancak yiğit bundan iyice bilmiyordu. ‘Diyorlar ki Alaş-Ordu için Kazaklardan para topladıkları için tutuklamışlar...’
Sarı saçlı yiğit eyaletimden çıkmış. Adı Rahimcan Bopanbekop idi.
Bir kaç gün sonra Rahimcan yine penceremize geldi, nöbetçi üzerinden gazeteleri verdiğini söyledi ve gene gelmeye söz verdi.
Halk Temsilcileri Sovyeti yıkıldıktan sonra Sibirya’da ne oldu diye merak ediyorduk. Rus ve Kazak gazetelerini alır almaz şevkle okuyorduk.
Sibirya, Ufa ve Samara Çekoslovaklar ile zaptedildikten sonra her bir parti toplumsal-siyasi mücadelenin sahnesine çıkıp, farklı yerlerde kendi hükümetlerini kurmaya başladı. Kurucu meclisin milletvekilleri devrime karşı çıktı ve Samara’da kendi hükümetini kurdu. Söz konusu hükümeti kurucu meclis komitesi (KMK) diye adlandırdı ve ‘biz tüm Rusya’nın tek hükümetiyiz’ diye açıkça ilan ettiler. Elbette Omsk’taki Beyaz Muhafız hükümeti onların kağıtta olan emrine baş eğmedi ve ‘Tüm Sibirya’nın hükümdarıyız’ ve Samara’daki kurucu meclis komitesini kendisine tabi kılmaya niyet ettiğini ilan etti. Omsk’tan başka Sibirya’da diğer hükümetler de kuruldu ve onlardan her biri kendi başına hareket edyordu. Alaş-Ordu da kendi egemenliğini ilan etti, fakat tüm Kazakistan’ı tabi kılamadı, çünkü o zamana doğru Ural vilayetindeki Batı ve Semipalatinsk’teki Doğu Alaş-Orduya parçalandı.
Batıda Alaş-Ordunun liderleri Cahanşa Dosmuhammetov, Halel Dosmuhammetov ve eyalet başkanı Salık, Doğu Alaş-Ordunun liderleri ise Bukeyhanov, Yermekov, Gapbasov ve Kokand’an kaçarak gelen Tınışpayev idi. Turgay Alaş-Ordusu da vardı. Ona Ahmet Baytursunov, Dulatov, Yespulov, bunun yanı sıra Ural’dan gelen Kencin ve Karatleulov başkanlık yapıyordu. Turgay Alaş-Ordusu Semipalatinsk Alaş-Ordusunun kolu idi. Bu üç hükümet bağımsız olarak devrime karşı hareket ediyordu. Onlar silahlı müfreze, milisi oluşturdu. Rus Kazaklarından geri kalmadan köylerden ‘vergi’ topluyorlardı. Onların kılıçları da sıradan emekçi Kazaklara doğru yönelikti.
Alaş-Ordunun liderleri kendi etkisini genişletmeye çalıştıysa da, kılıç ve kamçılarını salladıysa da, egemenliği Semipalatinsk, Turgay, Ural ve Campitı’nın içinde kaldı. Akmola Alaş-Ordusu bir şeyi yapmaya güçsüzdü. Yerel Kazaklar onun askerleri olmak istemedi.
Kısacası, Sovyetin yıkılmasından sonra Sibirya’da Rus beyaz muhafızları bir kaç hükümet kurdu. Kazak bölük pörçük Alaş-Ordusu ise bağımsızlığını ilan ettiyse de, bununla birlikte Omsk’taki Sibirya hükümetine ve Samara’daki kurucu meclis komitesine baş eğiyordu.
Dediğim gibi Alaş-Ordu halk tarafından özellikle Akmola vilayetinde desteklenmiyordu. Akmola Kazakları vergileri ödemiyor, insanları askeri hizmetlere vermiyordu. Akmola’da Alaş-Ordunun desteklenmesi ve tanınması ‘Han jaksı ma?’[32] adlı oyuna benziyordu.
İsyancılar – beyaz muhafızlar ve Batı Sibirya’nın Çekoslovakları, şiddetli darbesini ilk önce Çelyabinsk ve Akmola bölgelerine yöneltti. Önce isyan Çelyabinsk’te, sonra Petropavlovsk, Kokçetav, Akmolinsk ve Omsk’ta başladı. Akmola bölgesinde işleri yönetmek üzere Omsk’ta Alaş-Ordu bölge hükümeti kuruldu. Söz konusu hükümete aşağıdakiler girdi: Aydarhan Turlıbayev – hukukçu, avukat, Migaş (Migadatça) Ablayhanov – hanın torunu, çarlık ordusunun subayı, Asılbek Seitov – hekim, Musılmanbek Seitov – tercüman, Yerecep İtpayev – eski bölge divanının tercümanı, Magcan Cumabayev – aydın, eyalet başkanının oğlu, Muhtar Samatov – aydın, Bukeyhanov’un masallarına inanan fakirin oğlu, Smagul Sadvokasov – öğrenci, Asıgat Saydalin – öğrenci, Koşke (Koşmuhammet) Kamengerov – öğrenci, Muratbek Seitov – öğrenci. Hükümetin son beş üyesi Omsk’taki ‘Birlik’ gençlik örgütünün yönetici çekirdeğini oluşturuyordu.
Alaş-Ordunun her yerde ilçe hükümetlerin kurulması görüldü. Onların hepsi Bukeyhanov’un imzası ile Semipalatinsk’te oluşturuluyordu. Hükümet üyelerinin adları ‘Sarı-Arka’ gazetesinde yayımlanıyordu. Bundan da Kokçetav ilçesi Alaş-Ordusunun başkanı hacı molla Salim Kaşimov’un tayin edilmesi hakkında öğrendik. Zira geçende Mırcakip ‘Kazak’ gazetesinde onu rezil etti. Onun değerlendirmesine göre molla Salim Kolbay Togusov’a göre zerrece iyi değildi. Akmola bölgesi Alaş-Ordusuna daha sonra Abdrahman Baydildin de girdi.
Samara’daki Sosyalist-Devrimci partisinin başkanları, kurucu meclis komitesinin üyeleri Çeliyabinsk’te devlet toplantısının yapılması hakkında ilan etti. Toplantıda konuşma yapmak üzere merkezi Alaş-Ordunun liderleri Alihan Bukeyhanov ve Alimhan Yermekov gitti. Yolda Omsk’ta kaldı ve Akmola Alaş-Ordusunun başkanı Aydarhan Turlıbayev ve sekreteri Abdrahman Baydildin’i yanına aldılar. Bundan sonra Alihan, Aydarhan, Alimhan ve Abdrahman parlak gürültü ile Çelyabinsk’e geldi. Ancak devlet toplantısı ertelendiği için onlar kurucu meclis komitesine ziyaret etmek ve yardım istemek üzere Samara’ya gitti. ‘Hanlar’ konforlu bir otele indi. Onlara Batı Alaş-Ordudan gelen C.Dosmuhammetov, H.Dosmuhammetov, Valithan Tanaşev ve Türkistan’dan ‘kardeşi’ yağmacı Yergeş’ten gelen Mustafa Çokayev katıldı. Görüşmeler, doğrusu şenlikler gece gündüz devam ediyordu.
Yöneticiler buraya eli boş gelmedi. Üstelik kurucu meclis komitesinden iki milyon ruble aldı. Samara’nın lüks restoranları sabahtan akşama kadar onların emrinde idi. Alaş-Ordunun toplantıları en iyi restoranların konforlu salonlarında yapılıyordu. Masalarda saftaki atlılar gibi şişleler duruyordu. Konuşma yapan hanların coşkunluğu masadaki şişelerin sayısına uygun geliyordu. Sorunlar fırlanan mantarların gürültüsünün altında ele alınıyordu. Kararlar şişenin dibi ile tasdiken kabul ediliyordu. Her vesile ile hanlar ilk olarak Kazak bolşeviklerini lanetliyordu.
Alaş-Ordu kurucu meclis komitesinden üç bin kişilik ordu için üniforma ve silah aldı. Üstelik Batı Alaş-Ordu iki bin tüfek, otuz yedi makineli tüfek, iki top ve iki otomobil elde etti.
Ancak az sonra Samara’yı bolşevikler istila etti. Devlet toplantısı Ufa’da yapıldı. Toplantıya Sosyal-Devrimci partisinin başkanları Avksentyev, Çernov, Zinzinov, Ulskiy ve devrimin düşmanları – Rus Kazaklarının atamanları – zalimler İvanov ve Dutov başkanlık yaptı. Alaş-Ordunun adına Çıkayev ve Alihan konuşma yaptı. Karşı-devrimciler kargalar leşe uçmuş gibi toplandı ve uzun tartışmalardan sonra bir hükümeti Tüm Rusya Yüksek İktidarı – Müdürlük diye adlandırarak kurdu. Hükümete Avksentyaev, Zinzinov, Alaş-Ordudan Çokayev ve başkalar girdi.
Kendilerini herşeye kadir düşünerek kendi hükümetini ilan ettiler. Fakat Sibirya ‘başkanları’, ilk olarak Omsk hükümeti ‘yüksek’ iktidara baş eğmedi. Görmüş geçirmiş açıkgöz beyaz muhafızlar görevler için kendi aralarında dövüş etti.
Kızıl ordu Samara’yı ele geçirdikten sonra Ufa’ya yön aldı. Müdürlük Omsk’a göçmek zorunda kaldı. O zaman Sibirya’da Omsk hükümeti, Amur hükümeti, Doğu Sibirya hükümeti, Uzak Doğu hükümeti ve diğerler bağımsız olarak faaliyet gösteriyordu.
Semipalatinsk Alaş-Ordusu kendi vilayetini tek başına yönetemediği için Omsk hükümetine – ‘Alaş ordusuna’ dayanmaya çalışıyordu. Söz konusu ordu Omsk ordusu ile birlikte bolşeviklere karşı Semireçye (Yedisu) cephesine gönderildi. Alaş-Ordunun ana amacı bolşevikler ve Sovyet iktidarına karşı mücadele idi. Semipalatinsk Alaş-Ordısı Nurgaliy Kulcanov’u Halk Temsilcileri Sovyetinin üyesi ve bolşevik diye suçlayıp hapse attı. Onlar soy kavgasını alevlendiriyor, köylerde eyalet başkanı görevi için ihtilaflara katılıyordu. Semipalatinsk Alaş-Ordusunun liderlerinin çoğu Argın soyunun büyük bir kolu olan Tobıktı soylu idi. Alaş-Ordu o dönemde aşağıdaki olayı yaşadı.
Semipalatimsk ilçesinde Tobıktı soylu iki zengin Musatay ve İke yaşıyordu.
Birincilik için kendi aralarında kavga ediyordu. Soyunun gruplarını kullanarak akrabalarını düşmanına karşı kışkırtıyordu ve birbirine ihbar ediyordu. Kavgasını şehire aktardılar. Sonuçta İke kazandı, çünkü Semipalatinsk Alaş-Ordusunun liderlerinin biri onun akrabası olmuş. Musatay ise Sovyette desteği aramaya başladı ve böylece kendisini destekleyen bolşeviklerden yana çıkmış. Bu olay 1917 yılının sonunda yaşandı. 1918 yılının başında ise Sovyet yıkıldıktan sonra Alaş-Ordunun iktidarı güçlendi ve onlar Musatay’ı tutuklu bolşevik diye takip etmeye başladı. Alaş-Ordunun kalemşörleri gazetelerinde Mustay’ı sosiyalist yani namussuz, yalansı vs. tarif etti. Mustay sosiyalizmi nereden bilir ki, onu duymadı bile. Musatay sadece Alaş-Ordu ile korunan İke ile kavga ediyordu. Halk Temsilcileri Sovyeti Alaş-Ordu ile mücadele ettiği için, Musatay de ‘bolşevik’ olmuş demek. Bukeyhanov emirname imzaladı: ‘Dolandırıcı Mustay’ı tutuklayın!’ Sonuçta Musatay’ı hapse attılar.
İşte Semipalatinsk hükümeti böyle işleri yürütüyormuş. Bunun gibi küçük soy kavgaları nedeniyle Alaş-Ordunun hükümeti ve Semipalatinsk’teki özyönetim organları bir zamanlar halk tarafından Tobıktı Alaş-Ordusu ve Tobıktı özyönetim organı diye adlandırıldı.
Alaş-Ordu özellikle Kazak bolşevikleri – Halk Temsilcileri Sovyetinin taraflılarını kovuşturuyordu. Alaş-Ordu liderlerinin hareketleri eski eyalet başkanı, imam, çarın memurlarının hareketinden farklı olmuyordu.
KOLCAK
Daha da kötüsü öfkeli kurtKolçak çılgın kurt bozkırlarında dolaştı ve şehirde. Yere ortaya çıktı bu canavarlar ziyaret yerde bir tek köşe, değil, onların işkence kaçtı olurdu tek bir kişi yoktu.
Korku ve panik içinde insanlar.
Masum insanların haydutların kirpik altında inleyen, çubuklar acı.
Hapse atılan yargısız Bolşevizm şüpheli.
Adamlar ordu alındı. Ve kaçındı edenler, dayak, şanti, hapse.
Memurları tarafından bir zalimce ile korumaları, ile müdür odasına patladı. Neden olmadan tutuklu çırpın.
Sovyet rejimi devrildi olduğu yerlerde, küçük yerel dalkavuklar darmadağınık Beyaz Muhafız subayları taklit vardı.
Bazı gazetede "işçi sınıfı", "basit insanlar", "özgürlük" kelimesinin bir gözetim nedeniyle ortaya çıktığını oldu eğer, bu gazete yayıncıları kum ağzını doldurmak için istekli.
Alaş-Orda gazetesi Alaş saflığı, Bolşeviklerin "aşağılık" korumak için çalışıyor en azından bir ölçüde, Kazaklar, gibi onun sürgün hakkında Beyaz Muhafızlar ve nispi demagoji önünde kuyruğunu salladı.
Bazı gazetede "işçi sınıfı", "basit insanlar", "özgürlük" kelimesinin bir gözetim nedeniyle ortaya çıktığını oldu eğer, bu gazete yayıncıları kum ağzını doldurmak için istekli.
Alaş-Orda gazetesi Alaş saflığı, Bolşeviklerin "aşağılık" korumak için çalışıyor en azından bir ölçüde, Kazaklar, gibi onun sürgün hakkında Beyaz Muhafızlar ve nispi demagoji önünde kuyruğunu salladı.
"Kazaklar için kimse cesaret edemiyor bir Bolşevik olmak eğer, o noktada çekilmiş olacak" - gazete tehdit etti.
Alaş-Orda ilçe liderleri AKMO vergi Lynskey nüfus dayatılan ve hemen ödeme talep var. Beyazlar iyi Alaş Orda ile kavga biliniyordu. Onlar, üç ay Molla Mantena ve Tusipa Izbasarova bizi koyarak "kolay bakım" gösterdi.
Kamera müdürü Rostov kez ve bir gülümseme ile bize gelir dedi:
- Bugün otagasy[33] size gelecektir. Genç zhigit bir erkeğe ihtiyacım! Bu yüzden size Mantena koymaya karar verdim!
Ben bir gülümseme ile cevap verdi:
- Teşekkür ederim!
- Bu göbekli gerekmez. Ona başka bir yer bulmak - soğuk Zhumabai ekledi.
- Tamam, Nurkina, bu yüzden sizinle kalsın! Onu iyi hizmet! - Rostov göz kırptı ve salonu terk etti.
Gece yağıyordu. Hapishanede, karanlık oldu. Kamera Bazen bir mum ışığı, ama şimdi henüz gelmedi.
Komşu hücrelerden boğuk sesler duyulur. Bazen uzun bir koridor tuşları Jinling, gardiyanlar geçmek. Biz fısıltıyla konuşuyorduk.
Sessizce kalktı, ben pencereden dışarı bakmak.
Daire beyazdır. O yere ezmek istediği gibi ve sadece kara bulutlar mesafe uçan. Küçük kar düşer. Karanlıktan soğuk esintiler. Hiçbir yerde hiçbir ışık görülecek ve sadece kar beyaz halı kaplı toprak aydınlatır.
Kamera koyu gecedir.
Sadece küçük havalandırma penceresi her zaman açık. Sokaklardan kamera temiz hava biraz miktarı, kokusu zorlamak için.
Komşu odasından iki kadın şarkı duydum. Bu şarkı, ve ağlama değil gibi görünüyor. Bu ve acı ... bu kadar üzüntü
Bizim karanlıkta bir süre gardiyanlar ile hücre içine geldi ve göbekli Kazak açtı sonra. Kapı herhangi bir olumsuz etki olmadan, gardiyan neşeyle söyledi:
- Burada söz otagasy olan, onur ile götürün! - Ve bıraktı.
Elinde bir şey tutarak Novoyavlenny otagasy, bize döndü:
- Assalaumalikum!
Bankta onun yatak koymak, o merhaba demek için uzanmış elleri ile bize hızlandırdı. Elini Zhumabaev koyduğunuzda, diye bağırdı:
- Köpek dışarı alın! Eğer utanmaz, onu gördün mü! Yine ellerini, namussuz dışarı tutar! Çık dışarı! Değil bir yer size bir soru - ve Zhumabai yere yatağında düştü. Manten etrafa, endişeyle geri çekildi.
- Diye mırıldandı ve oturdu - sen, sevgili arkadaşlar, bu, nelerdir.
- Zhumabai Hadi! Bu molla intikamını almak için bir yer değildir. Dokunma - bir kahkaha ile tüm Zhumabay ikna başladı.
Mantegna ranza üzerinde almak için izin verildi. Cömertçe onu karşıladı ve haberleri hakkında sorular sormaya başladım.
Manten hemen Alaş Orda inkar çalıştı. O Alaş Orda Tusipa Izbasarova ve ilçe komitesi başkanı da tutuklandı söyledi, ama o cezaevi hastanede devam etmektedir.
Ertesi sabah, bizim kapıya geldi ve merhaba Tusip dedi.
- Tuseke Hoşgeldiniz - Biz ironi gizleme değil, yüksek sesle -. Eğer gibi düşünen arkadaşlar alınan değerli bir ödül, tebrikler. Merak etmeyin, her şey olacak! Onlar Tulpar[34] bu toynak başladı zaman incitmedi söylüyorlar.
Farklı zekâ Tusip ve bir bahane mırıldandı:
- Neden geri bakmak?
Hastane hapishane hücresi nerede kilitli değil Tusipa yerleştirilir ve biz Ayrıca o üst yönetici bize konuştuk on beş dakikalık yürüyüş için çıkarıldıkları zaman hastanın bizimle birlikte olmak için bir fırsat her gün vardı.
Bu özgürlükler için diğerleri genellikle cezalandırdı. Tusip dokunulmaz.
Mahkumlar Rus Bolşevikleri Tusip ancak biliyordum, ama durumda Bolşevikler araştırmak için Soruşturma Komisyonu üyesi olduğu için Molla Manten çok iyi, tüm biliniyordu.Sorgulama sırasında, o, kendini beğenmiş önemli ve bu nedenle unutulmaz oturuyordu. Rusya, diğer hücrelerden mahkumlar, biz tutuklandı Manten bir mahkumun pozisyonda onu görmek için sabırsızlanıyorum öğrenmek. Sabah, kendi hücrelerinin çıkıyor, onlar bizim jiroskop yaklaştı ve molla görmek ve bu konuda zevkle seyretmek için bakmaya çalıştım.
Birkaç gün sonra bizim cep müdürü Rostov geri geldi.
- Nasıl olur? Elbisesi onu otagasy olun? - O bize döndü ve Zhumabaev göz açıp kapayıncaya, ekledi:-sağlayın ona rahmet, onu okumak - dışarı gitti!
Ben üstün fark etmedi, ama sonra, o alay olduğunu fark etti bizi oynuyordum.
Bir kez yürüyüşe ilk odası için çıkarıldı bizim kapı geçti, Bolşeviklerin bir Mantena lanetli.
- Neden cezasız yüzünüzde oturuyor? Bize gönderin! Bize ona bağlı! Vereyim, O tehdit etti.
Korkmuş Manten.
Bir sonraki gün o Makalkin edildi hücresine aktarıldı. Ve manto eşik Makalkin kalça nasıl namyali onu atladı ve ranza altında itti geçti.
Işkence Makalkin ayı mümkün Ertesi gün, yürüyüş sırasında manta bizim kamera durdu.
- Sevgilim, ben artık dayanamıyorum! Eğer Makalkin yok Uymite! Sake, onu sakinleştirmek için, lütfen, bana yardım! O yalvardı.
Bir yürüyüş için dışarı alındı, ben o Makalkin oturdu, kapıya gitti ve ona seslendi:
- Onunla yeterince, Mantena daha daha dokunma!Yürüyüş biz Tusip yakın durdu.
- Bunu bana yapacağız sizce - Korkak, o bulmaya başladı.
Ne biliyorsun? Dün sizin yoldaşlar dikilmiş, onlar daha iyi biliyor - biz yanıtladı.
- Peki, bana ne oldu -? Değil arkasında. Birkaç ay gün geçti ki
- Zincirlenmiş, hapse. Her gün ölümü bekledi.
- Ama bu aptal kelle Tusip, bizim kaderimiz hakkında düşünmüyordu. Bize kadar değildi! Hapishanede, onun arkadaşları gelişigüzel hepsi burada atarak kaza geldi - üç ay boyunca burada öfkesini kurtulmak var. Ve şimdi o sadece, derisinin umurunda tüm yapışır: "Bana ne olacak?"
Ve insanlar - bu Alash Horde! Bu yüzden çaresiz taklit etmek, mümkün, kötü şeyler!
Biz odasında oturup bir şekilde Tusip birisi yaklaşım ister tekrar duymak.
- Ne istiyorsun - Zhumabai cevap verdi.
- Bir dakika alabilir miyim? Zhumabai yükseldi.
- Bana ne? Ne düşünüyorsunuz? Oh - Yine Tusip yakındı.
Zhumabai değil, biraz kızgın, tersledi:
- Sen ateş! Eğer tüm Bolşevikler daha tehlikeli tanıdı Çünkü!
Tusip korku içinde geri çekildi.
Ben, Abdullah ve Beken güldü. Bu yüzden bazı Alaş Orda ile cezaevinde bir araya geldi.
Uzun süre burada tutmak ve yakında piyasaya değil. Dedikleri gibi, kuzgun karga köpek yemez.
Ve kaldı.
Bir kez yerine Rostov Serbova, monarşist ve kemiğe zalim gardiyan atandı, biliyorum.
O odası etrafında yürüdü ve Amiral Kolçak Rusya'nın tek hakimi olduğunu açıkladı.
Sırp mahkumlara bir fırtına üne sahipti.
Bir gün denetçiler ile birlikte, bizim cep geldi ve kendi seslendirdi:
- Sibirya'nın Cetvel, daha fazla, tüm Rus diktatör Amiral Kolçak oldu! Ülkenin bir savaş zemine olduğunu. Şu andan itibaren, cezaevi kurallarını çiğneyen bir mahkum uyarı olmadan çekilecek. Tamam mı?
Nerede net! Durumumuz daha da kötüleşti. Iktidarı ele sonra, Kolçak Menşevikler ve SR'ler dağıldı.
Monarşi yanlıları üyeleri dizin, Sosyalist Devrimci Parti eski liderleri uygun değildi - Siyah, Avksentyev Zinzinov, Ulsky, bu yüzden onları dağıtmak için çalıştı. Sibirya'da Sosyalist Devrimci Omsk aktivistler biri bir yazar Novoselov, Kerenski hükümetinin bir üyesi oldu. Bu Omsk güpegündüz çekim Kolçak cellat var.Birçok hoşnutsuz yeni Sosyalist hükümet, daha az shevikov demir parmaklıkların arkasına koymak. Kolçak destek bir anda denedim olanlar bile, sınır dışı edildi.
Monarşi yanlıları durumun ustaları vardı.
Insanlar ateş gibi Kolçak kaçtı.
Kimin elinde generaller, dolgogrivye rahipler, mollalar ve müftü, yabancı kapitalistler ile çevrili, işçi ve köylülerin kanıyla boyandı onun BAIS, çevrili. Closer kapıya, bir hizmetçi, çiğneme nasybay bizim Alaş Orda oturdu. Bunların altında tek polis memuru Nicholas ...
Gizli anlaşma marşı ile alem ile "Tanrı Çarı Korusun" ve taç sona erdi.
Siparişler kamçı tarafından desteklenen Kolçak.
O Bir keresinde okul kütüphanesi bir sözlük aldı için, teste Bir gün ben, düz Serbov hem olarak görev cezaevi, bürosuna çağrıldı, bir oda gördüm.
Yatağın üzerinde Çar Nicholas bir portre asılı. Altında gümüş süslü kılıf içinde tüfek ve kılıç, çapraz. Hatta daha düşük - tam metin bir beyaz tuval üzerine "Tanrı Kral Kaydet".
Dizginsiz Kolçak kısıtlama bilmiyordum, bu niyetlerini bir sır değil.
Bir gece yarısı o anahtar sesi duydum ve gıcırdayan kapıyı açtı! Biz dinledi ... Yüksek sesle vardı.
- Sailor Avdeev, Kalk!
O Sırplar geldiğini görmek kolay oldu. Bir yabancının sesi yankılandı.
- Dizlerinin üstüne! - Sırplar diye hırladı.
- Ne kalk yoksa,o zaman ne olacak? - biz Avdeev bir ses duydum.
- Kral sağlığı için Diz çök ve bir dua okumak! - Sırplar emretti.
- Hayır, kalkmiyorum ve dua okumazlar - Avdeev derin bas söyledi.
- Eğer köpek okumak mı! 'Olun edeceğiz!
Avdeev kamçı yenerek, gardiyanlar bağırdı.
- Bu bir savaşçı bir mahkum yener ve ona vuruyor değil - Avdeev azarladı.
- Şarkı, seni piç, bir dua Kapa çeneni, sana söylüyorum - bir kirpik kabartma, Serbov kızgın oldu.
- "Uluslararası" - - Benim öldürür, ama krala bir ilahi şarkı olmaz, ben bir şarkı var onun Avdeev durdu.
Cesur denizci dayak, ama o pes etmedi ne kadar, kendi diz düşman olmazlar.
Küfür ve Bolşevikler küfür, Kolçak'ın "Kahramanlar" bir patlama yanındaki kapı açıldı. Aynı şey Pavlov ile oldu.
- Hey dostum, bu yüzden için rahip-kral dua dizleri bir göz olmak - zorbalar Çığlık. Sesleri, darbeler, istismar ...
- Söyle!
Pavlov dayak durmak ve teslim olamazdı, ağlamaklı ses "Tanrı Kral kaydedin." Vurdu Bizim Pavlov ve Türkistan'dan isyan için buraya koştu biri değildi.
Hayal kırıklığı ve üzüntü ile Mahkumlar onu şarkı ve korkakça kardeşi küfür duydum. Ve haydutlar ciddiyetle, onun kap elini koyarak kral selamlayan ve mahkumlar alaycı, hazırolda duruyordu.
Ama burada Pavlov şarkı bitti ve tekrar haydut onu çevrili:
- Ah, korkak köpek! Bu on beş dakika için iradesini yerine getirmek mümkün değil herkes çekmek için emir verdi! Bir kahraman gibi hissettimhergele! Şimdi, son köpek, bir korkak gibi, onlar Pavlova yenmek için devam bağırdı.
Pavlov daha az inilti duymak, ve son olarak neredeyse sesli oldu olabilir.
Canavarlar kamera Avdeev içine tekrar geri döndü:
- Sen, Avdeev iyi gidiyorsun! Bizim düşman iken! Sen gerçek bir adamsın! Seninle bir mücadele var! Ve Pavlov - sürünen piç - dediler.
Sırplar aniden bağırdı:
- Avdeev Bolşeviklerin Genelkurmay Başkanı oldu! Biz sovdep daire ve merkezi yöneldi zaman o olağanüstü cesaret göstermiştir. Avdeev bombası tehdit, bize değil, o iki tane Kızıl Ordu karşı mücadele açtı! "! Silahlarınızı bırakın ve teslim" Ama o, şöyle dedi: Ona bağırdı, "Biz eşitsiz güç var, ama biz kendimiz için ayağa kalk."
Cesaret Avdeev hakkında ranting, Sırplara çalıştı ve onların cesareti vurgulamak.
Odamız yaklaşan sesleri çığlık.
Bolşevikler için gitti Smakotin avukat, bir Kazak, - İşte Serbov o eski Sol SR olan odası, gitti. Artık genç, ama çok kalıcı ve enerjik bir adamdı. O, Serbova ağlama korkmuyordu onuru ile cevap verdi. Daha sonra Serbov söyledi:
- Peki, tamam, adam. Bir Kazak, ama doğru yoldan sapmış olsa da. Ve sadece, çünkü ne tür Kazak ilkeli.
Yani, dönüşümlü olarak hemen hemen tüm kameralar yenerek, eski ayıp şimdi SR Trofimov avukatı, bir Bolşevik ve ateşli suçlayan Akmola yetkilileri ve zengin toprak sahipleri Sol lanetli, ve onlar bize lazım.
Kapı bir kaza ile açıldı. Kazak elbiseler Sırplar, koruma baş ve iki Rus subay dahil. Sırplar emretti:
- Ayağa kalk!
Biz kalktı.
Bir gülümseme ile Sırplar bize işaret, ashabına birine döndü:
- Ve bu - Kazakistan şube, Bay yüzbaşı.
- Yetkililer, bu nedenle, - yüzbaşı "tahmin".
- Evet, Bolşevik civciv ama uçmak için verilen değil, kanatlarını kapalı kıyılmış - böbürlenerek içkili Sırplar bitirdi.
Ertesi gün öğrendim Pavlov, kılıç çizgi...
Cezaevinde vardı ve işkence değildi bu mahkumlar. Onlar haydutlar gardiyanların dayak mahkumların homurdanıyor duyunca onlar kayıtsız değildi, ancak onlar bir şekilde, kenarda kaldı.
Hapis ve köylülere, çok siyasi mücadeleden, ancak Beyaz Ordu katılmayı reddetti.
Başka bir seferberlik kışkırtmak için görünüşte, adı Hoppe tarafından Alman hapse sonra gençlerin yetkililer uymayan.
O yirmi yıldan fazla değil olduğu ortaya çıktı. Başlangıçta o Dolinka Akmola İlçe köyünden oldu. Ait Rusça dil kötü, ve Kazak neredeyse anlamadı. Bununla birlikte, bu ortak bir dil bulmak için bize engel değildi.
Bizim kamera bir gece yarısı Umutlar Ratel ve iki silahlı asker kırdı.
- Hoppe, gidelim, kalk -! Ekip duydum oldu.
- Nerede - diye sordu.
- Sorgulama için!
Biz bir yoldaş için bekleyen uzun bir süre uyuyamadım. Hapiste sessizlik. Çıtalı pencere aşılmaz karanlık için. Sadece beyaz kelebekler kar halı zemin çizerek. Beyaz duvar karla kaplı cezaevi çit duruyor.
Gece dostumuz yuttu.
Bu epeyce uzun dakika sürdü. Aniden çınlama tekrar kapı kilidini duydum ve bitkin Hoppe itti. Şaşırtıcı, onun koltuk ulaştı ve düştü.
Dikkatle, onu koydu sormaya başladı. O yanıt olarak söyleyebiliriz Hoppe şey yok, sadece bana sarıldı ve bir çocuk gibi ağladım, diyerek:
- Kırmızılar gelip bana söyle? Ne zaman? ..
- Biz tahammül gerekir, Ağlama, bir çocuk değilsin! Kırmızılar yakında gelecek - Ben olabildiğince, onu güvence verdi.
Hoppe tanecİklİ diş, sıkılı yumruklarını.
Cezaevi yakın Rus mezarlık vardı. Bu geri ve sonra Hoppe dört asker sürdü ediyor. Tüfek izmaritleri ile dövülmüş, sürece kendilerini orada yorgun değil gibi için karda yatan, başladı.
Bizim hücrelerinde biraz daha iyi cezaevi hastanede durumdu. Mutlu kapılar kilitli değildi. Bir kez bizim öğretmen ve Nurgain Gorbaçov, hasta yatıyordu.
Hasta değildi Tusip rağmen, çok, Alaş-Orda temsilcisi olarak ayrı durdu hemen hastaneye geldi.
Tedavi hastaların kötü giyinmiş ve uyuz bir deri bir kemik at gibi görünüyor feldsherishka çirkin, geldi.
Genellikle hasta müdürü duygu ve izin alma şikâyetlerini dile getirdi tıbbi mahkumların alma saatlerinde, tıp için doktora gittim.
Bir gün, ve ben, iyi hissetmediğiniz, müdür gelen için izin istedi "hastane." Buna ek olarak, paraşüt var Rishko Sırp ve Müjde doktor var.
- Ne hakkında şikayet ediyorlar?
- Evet, bu ... kolik çıktı, geçmez! Herhangi bir ilaç verir misiniz -? Dedim.
Müjde beni muayene ve bana ilaç vermek için bir paramedik istedi. Muzipçe görevlisi gülümseyerek şöyle dedi:
-Ben için zehir bu tür verirdi "Bu mutsuz İhtiyaç duyulan şey" "acil şifalar!" - Ben şaşkınlıkla düşündüm.
Onun güç - müthiş Sırplar ise. Tüm teknikleri sonra - Hapishane başkanı, daha-vikami karşı komisyon başkanı, eğitimli adam. Bu mücadelede onun nesne açıktır! O, hakim baskı, komuta istiyor.
Ama talihsiz bir durumdur yıpranmış pantolon ile feldsherishka arıyor? Bir şey neye ihtiyacı var? O da, chopon kat toplayıp ve Beyazlar yankılanan, kolunun altında Malachai ile dudak için bu damızlık Kolçak eşikleri nasybaem benzer Alaş-ordynets: "Bolşevikler yıkmak!"
Kötü sen, kötü!
Kolçak Kazak yetkilileri bir ulusal konsey oluşturulması düşünmek başladı zaman.
Bir kez Omsk cezaevi savcısı ziyaret etti. Kamera atlama ve bizim baktı. Bir şey hakkında, genel olarak, bu konuda ve bu sorular ve ayrılmak döndü. Ama seslendi.
- Sorabilir miyim?
- Ne hakkında?
- Daha ne kadar bir deneme olmadan burada oturmak için gidiyoruz?
- Sürece bir ulusal konsey oluşturulmaktadır gibi - Dedi.
Şu anda kırmızı zaten, Orenburg ve Ufa geldi
- Ne kadar sürede bir ulusal konsey kuracak? -Ben gitti.
O, bana baktı durdu ve şöyle dedi:
- Değil yakında - Ve sol.
Kapı kapalı, biz güldü. Ve her geçen gün ve gece gibi aktı ... Duvardan bize önümüzdeki üç kadındı. Onlar her gece seslendirdi. Sad seslerini sessiz hapishane boyunca yankılandı. Özgürlük için üzüntü ve özlem, bize karşı galip
Demir-bağlı kutusunun delici soğuk çeker. Sokakta soğuk üzerinde.
Ancak mahkumların hapishane duvarlarının acı duymak ve anlayabilir? Bir taş sessizlik önünde boşuna gözyaşları.
Yine başka bir hücreye transfer edildi. Ama bir şey eşit üzücü ve yavaşlar gitti hiç kolay zaman yoktu. Bazen dama oynarken, söyledi, biz gizli geçirilen kitap, okuyun.
Ben, daha sonra Bolşevik oldu bir kuaför ve Martlogo "maksimalist" am, bir oda toplantısında yapıldı, gevşek montaj bir tür organize,
Yani sonsuz gün gergin ...
Ataman Annenkov pençesine içinde.
Akmola gelen sahne
Birkaç gardiyan ile cezaevi talihsiz günlerinden birini odasına koştu ve ilan:
- Sahne için hazır olun - nakliye için iki ya da üç gün sonra.
- Nerede?- diye sordum.
- Amacıyla Omsk yetkililer - Sırplar söyledi.
O gittikten kısa sürede, kamera uğultu:
- Nereye avı mı? Ne kaderi mi? Bizi kim eşlik edecek?
Acil sevk Hakkında onların akraba ve arkadaş özgürlüğü bildirdi. Sıcak giysiler getirmek ve mümkünse para biraz vermek istedi. Abdullah'ın babası çizmesinin topuk altında oğluna para gönderdi.
Elleri biz alabilirim?
Annenkov ve üniteden on beş asker zaten burada gelmişti - Yakında Omsk biz ünlü kabile reisi Kolçak komutasındaki müfreze eşlik edeceği belli oldu. Hepsi gönüllü girilen kadroya ünlü haydut ve Annenkov vardır. On beş iki subay arasında.
Akmola genç Kazaklar - İşte Annenkov takım gönüllüler tarafından desteklenmiştir. Bu kırk elli şimdi kadroya oldu. Bunların elinde haydut ve gidiyor Akmolinsk güç seçimi bize Omsk göndermek için transfer.
Deneyimli kasaplar - o geldi konvoy eşlik için tahmin etmek zor değildi. Biz onların şehir ve çekim dışında tüm tutuklular getirmek istiyorum onların patron çözmek için öğrendim. Ve o haklı, diyor, "kaçmaya çalışırken vuruldu".
Ve tek tek cezaevi boyunca rahatsız edici söylentiler süzüldü: "O kimse hayatta kalmayacak, tüm sona erdi." Sürünen ve kurşun tarama, panik ve terör yaratıyor.
İki gün sonra bizim kamera Akmola garnizonun ilk baş gardiyan geldi.
Tanıdık bir komut çaldı:
- Yukarı!
Tüfek ve kılıçlarını yetkililerin kasıtlı zabryatsali askerler eşlik etti.
Bir kez daha, biz yakın sevkiyat duydum: Biz uyardı edilmiştir:
- Unutmayın: Eğer biri çalıştırmak için karar verirse, tüm çekilecek!
Şimdi ciddi bir şekilde, biz bir şekilde toplanmaya başladı olduğunu.
Özgürlük ile yol ile bize sağlamak için sonsuz iletim geldi. Bu elli mahkumların gönderilecek söyleniyor. Ve Akmola cezaevinde tek hastalıktır iki kalmak zorunda - Nurgain ve öğretmen Gorbaçov.
Ve burada sahne hazırız.
Herhangi bir sıkıntı hazır kirli kirli yatak, oturdu.
Saat gelen konvoyun görünümünü bekliyor saat bizim dördüncü odasının tutukluların tüm yirmi. Herkes düşündüm: "istedikleri yere kurşun olsun! Yorgun bekleniyor ... "
Bir şiddetli hava Ocak. Kış gerçekten kendi haline gelmiştir. Frost çatlak şeytani.Gün kısadır. Hızla alacakaranlık.
Mahkumlar yakından fısıldayan, köşeleri dar odasında sokulmuş bulunmaktadır.
Men penceresinde kırık inleyen rüzgar soğuk saran, üfleme.
Biz gece yarısına kadar, uzun bir süre oturdu. Daha az ve daha az duydum boğuk sesler ve sonunda tamamen sessiz.
Belirsizlik gerilim ile yanmış ve biz uyudu, giyinmiş, yanyana sokuldular.
Karanlık gece tüm cezaevi karanlık bir uçuruma geçti, ve mahkumların uyku yok gibiydi, ve boğuldu, boğucu karanlıkta kayboldu.
Pencere dışında, biz kesirli vuruş damla kadar zaman adımları duymak - bu Denel oble-kafesler ile nefes don erir. Bazen bir yere köşelerinde gelen gevelemeden ve uykulu iç çeker duymak, bazen ciddi deliryum homurdanıyor:
- Ahh ... A-ah! ..
Kaza ciddi zarar bize başına gelen oldu mu? Hayır. Biz kolay bir hayat için kendilerini hazırlamak değildi. Biz zor bir sorumlu yükünü omuz. Biz emekçilerin özgürlüğü için büyük savaşa koştu! Bu zor inişli çıkışlı bir yolculuk ayak basan eğer ve, cesurca tüm zorluklara katlanmak ve bir geçiş almalıdır!
Evet, mücadele çoğumuz inilti zordur. Ama bir neden için acı daha kolaydır ve sizin için varsa ölebilir! ..
Belki yarın şehir ve bozukluğu lyayut bizi alacak? Sadece hiç ve hiç biz eziyet acı olan mutluluğu için, bize çalışan insanlar unutun! Bu yüzden sabırlı olun ve sonunda, bir savaşçı kadar güçlü olmak, başladı tutmak! Alamadım ve belirleyici geçiş fethedecek kadar dikenli yol açmazlar!
Ben, uyandım kalkıp koridorda sesler uğultu stomping. Anında ve yoldaşlar uyandım.
Neler olup bittiğini öğrenmek için çalışıyorum, koridorda üst dışarı bak.
Bak - korumaları bir ışıklı lamba elinde, ileri ve geri scurrying.
Bu ağarana ... Kamera yavaş yavaş karanlık kaybolmaktadır.
Koridorda bize yabancı bir formu giymiş bazı silahlı askerler vardı. Sandıklar kartuş kemer geçti. Kırmızı bir üst başlarını yüksek, tüylü siyah şapka. Trim omuzlarında kırmızı apoletler. Kendinizi arsız tutun.
Yakında, tüm uzun bir koridor alışılmadık bir şekilde asker doldurdu. Tüfek izmaritleri taş zemin üzerinde çatırdadı.
- Satın Annenkov ... Annenkov kadrosu!- mahkumların şafak endişeli sesleri önce karanlıkta duyuldu.
Stomp kabara çizme, tehdidi kılıçlar, koridorda kaba, yüksek sesle vurarak tüfek izmarit - tüm bu eylemleri iç karartıcı.
Kameralar tüm uyanık ve bekleyen oturan olmuştur. Kavşağa yaklaşırken.
Hücre kapının çınlama ile açıldı. Cezaevi, bir Kazak subay ve ellerinde lambaları ile birkaç asker girdi. :
Biz atladı ve cansız olarak dondu.
- Şimdi göndermeye başlayabilirsiniz. Hızlı giyin ve gitmek için hazır olsun - Açıkça müdürü söyledi, ve dışarı çıktı.
Eşyalarını bağlayarak, tekrar bekleme oturdu;
Yaklaşık on dakika sonra gardiyan göründü, o bir Kazak subay var. Listedeki mahkumlar arama başladı.
Neden silahlı askerler tarafından çevrili, taş zemin için uzun koridorun duvar boyunca oturmuş.
Arama başladı. Onun iç çamaşırı için tüm giysi aşağı çıkardı.
Onların kayıtları için endişeliydi, bazıları belden kapitone pantolon dikmek zorunda kaldı ve bot ve çorap tabanlık altında bazı gizlemek Baipakov hissettim.
Bana açın.Çizmeler ellerini koymak için birkaç kez, ve son olarak dedi ki, "bir bomba olup olmadığını", kontrol, Baipakov boşaltılmış, benim botlarını çıkardı:
- Giyin.
Güvence, yavaş yavaş giyindim. Gizli kayıtları kaydedildi!
Alternatif olarak tüm aradı. Ve bu işlem, şafak varken.
Tüm mahkumlar cezaevi bahçesinde alındı. Bize muhafız otuz sıkı bir halka ile çevrili.
Gardiyan ve iki subay tekrar tekrar, cezaevi ofisine gittim bizi, ileri geri bir yandan koştu, diğerleri aldı.
Son olarak garnizon baş şehir geldi ve cezaevi kapıları oluşturmak için getirdiler. Otuz atlı ve yirmi ayak - konvoy Orada bekliyordum. Aynı formu bir arama yaptı ve bizi hapisten çıkmak sadece onlar vardı. Onların kibirli zorbalık davranışlarını, onların tuhaf üniforma için, ama her şeyden önce sadece ilgi gördü. Bu haydut-annenkovtsy Omsk geldi vardı.
Cezaevi kapıları arkasında her bir at, uyuşan, yirmi ahşap kızak kızak hakkında gördüm.
Komut Ardından:
- Her kızak dört Koltuklar! Ben Bakken, Abdullah ve Zhumabai bazı kızak aldı. Bir kez daha takım:
- Yerlerini sadece iki aldı!
Biz aldatılan ekibi kızak üzerinde eşyalarını yığılmış uyulması. Ve birden, kürk ve bot bir silahlı zhigit bakarak, bir yakın akrabası olarak onu tanıdı - Bir zhiena .[35]
Gözlerimi inanamadım. Nasıl o kadroya Ataman Annenkov girdin? Sonuçta, sadece gönüllüler var kabul edilir ... Bize eşlik edecek bir takım, "partizan" olarak nitelendirdi. Elinde elli devrimcilerin kaderi. Kimse şehir dışına çıkarın ne zaman bize ne yapacağını bilir ...
Bu mi? Benim için bu en duyulmamış suçtur. Hala kendini inanan değil, genç zhigit baktı - o olsun?
"Ey insanlar, nasıl birçok pislik! .. Hayat hakkında, hangi sadece kötü adamlar sen büyüyen değil! Bazı spravedlivast kapalı acı ve keder için acı zorunda, diğerleri ise aşağılık ve iğrenç sevinirler. Lanetli "alçaklar ve düzenbazlar olmak - Ben düşündüm şiddetli bir sessiz acı ile.
Zhigit, kime ben fark endişeli ve bana yan sıkmak başladı ve çıktım ve Merhaba dedi.
- Assalaumalikum!
Cevap ve arkasını döndü vermedi. Bir şey mırıldandı ve ekip arkadaşlarımla el sallamak başladı. Bir ekip vardı:
- Dokunmatik!
Koşucular gıcırdayarak açıldı ve biz donmuş kar üzerinde kızak arkasında trudged. Frost kemiğe nüfuz.
Şehir hala uyuyordu ve ufukta yavaş yavaş soğuk turuncu kızdırma güneşin küçüklük yükselir.
Her kızak - ön ve arka - binici ve yaya koruma eşliğinde.
Kırmızı bir at üzerinde oturuyordu gardiyan, eskort veda.
Bazılarımız eteklerinde sırasında biraz-sayısal yakınları bekliyorduk. Her gün bu kadar bir adım özledim ve veda için değil, yolda gitti. Kim yüzümüze bakıyordu, sessizce durdu ve bize dinlenmek için eşlik gibi, onların gözyaşlarını sildi. Kar yüksek sesle darlığı kızak koşucular ve at-toynakları altında mahkumlar ve gardiyanlar, ayakları altında.
Silahlı muhafızlar Mahkumlar serpiştirilmiş, ve bize bir süvari alayı atlı Kazaklar gergin edildi. Sonra Atlar ve sürükleniyor gömüldü.
Akmola geride bıraktı.
Mahkumlar arasında altı Kazaklar Bolşevik organizatörleri Sovdep ve bir kadın.
Yetmiş kişi civarında Muhafızları - bu doğru ve güvenilir Kolçak, Amiral sağ el. Erkeklerin askerler Kolçak eskort Bolşevikler güvenmiyordu. Çok sık Kazaklar, ama kuzenim-Kazak evet bir oğlu işportacı-poluuzbeka - Bizim eskort.
On beş atamantsev Omsk, en acımasız tür, gangster doğadan geldi. In gözleri "onların üniformaları A. iki harf yakalamak Ataman Annenkov bir "anlamına gelir türetilmiş gümüş boya".
Biz Petropavlovsk yönünde dolambaçlı bir yol üzerinde kızak arkasında hantal hantal bir uzun zincirli yürüdü.
Ekipte nöbet, biz dönüşümlü iki tarafından, bir kızak oturdu.
Akşamları belli bir köy var ve gece için durdu. Burada önüne taşındı önceden muhafız quartermasters tarafından karşılandı.
Biz kirli ve harap iki Kazak kulübede, bulunan, ancak cezaevi göre bize bir cennet gibiydi vardır. Biz hiç insan yerleşimi gördüm bu yana bir yıl oldu.
Kulübeler iki saat ayarlamak, ve rüzgar için dışarı çıkmak zorunda önce, askerler eşlik etti.
Bir subay ile birlikte nöbet baş, sürekli mahkumlara düştü.
Konvoyun şefleri biri - geniş omuzlu, koyu tenli, Kalmuklar gibi, daha konuşkan ve diğerlerinden daha fazla hamovity, sonsuz ayıp ve küfür yağmuruna.
Bizim kulübe girmeden, uyardı:
- Bir kaçar, tüm çekilecek, bu gibi anne! Yani birbirlerine dikkat!
Hiçbirimiz sözünü yerine getirilecektir şüphe.
Şafakta, tekrar yola çıktık.
Öğlen fırtına kırdı. Ben Kazak köylerinden birinde kalmak ve bir kar fırtınası beklemek zorunda kaldı. Burada beslenir.
Dinlenme durdurmak zorunda kaldı her yerde, hiç kimse kulübe erkeklere tabi değildir. Görünüşe göre, onlar gönüllü Annenkov gözü yakalamak için korkuyorlardı.
Kısa bir süre sonra fırtına yatıştı. Açık hava kurulmuştur. Konvoy kontrol hazırdı, ama biz konvoy kafa durdu hostes, kalmak için yalvardı. Nawar et ve yem herkes, o onur ile bizi gördü ...
Kar fırtınası don bile sinirli olduktan sonra. Kar kuru yeni düşmüş kar parlama. Biz yavaş yavaş hareket ediyordu - otuz ya da kırk mil bir gün için.
Kırmızı güneş pırıl pırıl altın ışınlarının disk dağılmış. Kemik rüzgara nüfuz nefes vermeden onlara karşı üfledi ve ileriye bakmak. Anında tükürme dondu ve yere zil buz düştü.
LeAnn yüz yanmış ve erime değil, her zamanki gibi, ve, kaş oturan, özellikle de bıyık üzerine, hemen buz döndü.
Terli fazla yorgun insanlar ve atlar par üzerinde billowed. Buz sarkıtları at burun delikleri asılı. Biz sürekli bir ya da diğer sonra kar sheku ovuşturdu. Kollarını sallayarak, ısınmak için, dans etti.
Akmola gelen yüz on mil yerleşim Kushok içinde gece durdurmak de. Bu Petropavlovsk giden yol üzerinde bizi bir araya geldi ilk Rus köyüdür.
Okula sürdü. Köy korucuları muhtemelen Rus köylü Ataman Annenkov gücünü ve yetki göstermek istedim, daha da, kızgın. Köy korucularının sakinleri kaçak içki talep etti.
Yer okul ve korumaları sınıfları, ve rütbe daha yüksek olanların birinde bir içki arayışı içinde köyün etrafında dağıldı.
Bir süre sonra, askerler onları küfür ve kaburga izmaritleri de batıcı, iki yerel adam sürükledi. Adamlar hemen elimden ve dipçikle kırbaçlandı. Kırbaç, gördüğünüz, atamanskogo takım için bir yaşam biçimi oldu. Peresmeivayas, aşağı sayma: "Yirmi beş ... elli ... "
Bu arada podlechivat donmuş alanları ve berber olarak Mahkumlar tüm Martlogo bıyık ve sakal traş.
Şafak anda Kushok bıraktı. Ocak don geçen olmadan çatırdadı. Bugün orman yürüdü. Kalın duvar huş ve çam bize çevrili, ve sadece arada bir parlak beyaz çayır.
Köyde Makinka gece için durdu. Peki sakinlerinin yarısından fazlasını Kazaklar destek Kolçak vardı.
Mahkumlar arasında bunlardan biri bu söz durmadı Kazak köyünde burada durur tüm çekilecek.
Biz okula geri sürdü ve biz kendi yemek hazırlamak için scurried. Ama rahatsız edici fısıldıyor durmadı.
Her şey aniden korumaları atamanskogo takım dışarı fırladı zaman, uyku hazırdır. Onlar acımasız görünüyordu, hatta şapka bazı özel tehditkar olarak çekilir. Sipariş verildi:
- Sailor Avdeev, bir avukat Trofimov, Kondratiyev'i, Monin, baş hızla hepsi dört!
Biz korumaları istemeye başladı:
- Ne? Onlara ne olacak?
- Sorgulama için!
Yoldaşlarının ayrılmasından sonra, hiç kimse geri kalanı hakkında düşünüyordum. Herkes aynı şeyi düşündüm: "Bu katliamın başlangıcıdır."
Ama hiçbir şey arkadaşları en kısa zamanda tekrar açtı, oldu. Biz sorular ile onlara saldırdı: "alınmıştır Neden? Nereye? Alınmıştır "Ve onlar gerçekten bilmiyordum. No sorgulama yoktu. Onlar, okuldan alınan karanlık bir boş ahırda kilitli, ve sonra geri getirildi.
Ertesi gün, gardiyanlar biri dört çekmek istediğini gevşek konuşkan, ama o zaman daha iyi düşündüm.
Makinka bırakarak, biz geçti.
Frost biraz zayıflamış. Biz derin kar içine batıyor, bir dönüm mavi çam ormanı geçmesi. Gün boyunca, en fazla otuz mil vardı.
Zaten başında Abdullah yürüyemiyordu. Geride Zhumabai düştü. Şimdi kızak soyundan değil, biz dinlenmeden bir şamandıra yürüdü.
Sabit kar üzerinden yol, ama biz kızak dört hapse gitmez bilerek, katlanmak zorunda kalıyor. Uzun süre sadece zaman zaman, arkadaşlarına güç vybivshis Beacon oturup, ve o zaman bile değil. Gardiyan terbiyesizce kızak kurtulmak için emretti.Koruma küfür, Bakken Abdullah ve Zhumabay kızgın, yürüyerek trudged:
- Eğer hastalık için ne var?
Son olarak bitkin, Bakken ona bir atlı kızak içinde dinlenmek için bir fırsat vermek için biraz yürümek Zhumabay yalvardı.
Ben dinlenmek, sen yürüyemiyorum arkadaşlarım, ne olacak biliyor dinlenme, kapsayacak bilerek, kızak içinde oturup vermedi. Ben sabırla yol yükünü katlanmak zorunda kaldı.
İç ter, buz bir kabuk ile kaplı dış giyim, ve bu daha da zor hale gelir kuru değil.
Yoğun orman civarında. Yükselen çam ve huş satır kapatın.
Kararsız hava her zaman - bir öldürme don ile sessiz, bu ani bir kar fırtınası tüm uçacak. Ve tek bir adımla devam edemez, size yol ve yürümek gerekiyor ...
Ve okulda yine bir gecede, Shchuchin-tion, iki yüz elli kilometre Akmola gelen Kazak köyünde.
Zhumabay dahil olmak üzere çeşitli mahkumlar, korumaları su almak için gönderildi.
Sıcak çay içtikten sonra biz biraz ısınmış, dikmek kadar vardı az laf yavaş, kadar memnun. Martinov, iş-mekanik biz ayetleri Nadson adanmış devrimciler okudu. Yumuşak şarkı, şiir ve diğer yoldaşlar okuyun.
Onlar Kokchetav geçti ve Azat köyünde bir stop yaptı. Bu, her zamanki gibi, bir çok sıkışık kulübede bizi kapı korumaları koydu.
Bize korunan, Kokchetav çevresinde geldiğinden beri sadece uysal asker ve Atamanovsky haydut kaçak içki arayışı içinde köy dolaştı.
Gece yarısı, biz yerleştirildi hangi oda yanında, sarhoş sesler, küfür küfür sonra, savunarak duyuldu.
Bir atış çınladı. O bizim kapı bağırma devam, odadan dışarı haşhaş savaşacağım bu kalabalık duyabiliyordu. Biri bağırarak, bize kırmaya başladı:
Beni-beni! Hepsini Vur!
Kapı dışarı ve eskort azgın bağırdı:
- Ne istiyorsun?
Ama o kapıda iyi arkadaşı bağırdı, izin vermedi:
- Aç! Kilidini, sana söylüyorum!
Bizim saat, kapı kilitli eşiğinde durdu ve kılıfından kılıcını çıkardı.
- Ne oldu? Ne oldu - Bize Alarmlı.
- Sarhoş, köpekler! Burada kırmak istiyorum - koruma söyledi.
- Burada ne istiyorsun?
- Otur, Sakin ol! Ben burada değil kabul edeceğiz! Bir süre sonra, kapıyı çalmak küfür yatıştı durdu.
Şafak anda Azat köyü terk etti. Yolda ben gece bekçisi sordu:
- Dün gece ne oldu?
- Evet, bu aptallar sarhoş ve çekmek istedim! Doğru ... Bizim sıradışı karavan genellikle gezginler arasında - En Kazaklar, yavaş yavaş uzun kış yol boyunca hareket. Sivoy Kazak at bir kez yalnız bir binici bir araya geldi. Boynu sıcak keçi yünü ile beyaz bir eşarp sarılı edildi.
Gardiyanlar onu durdurdu ve reislerinin biri eşarp yakaladı, neredeyse sabırlı Kazak boğdu. Bir eşarp çekerek, asker kaza sağlar. Ve, bu nazik ondan sonra bir şeyler mırıldanarak, üzerine yürüdü rahatsız köpek gibi.
Uzak olmayan bir dağ geçidi bizim evin önüne gelen Kazak Aul görünüyordu. Izbenki, karla kaplı kar gizli ve duman billowed olan sadece bacalar dışarı çıkmış, sen insan yerleşimi belirleyebilirsiniz. Aul köpekler yolda havlayan bizi bir araya geldi. Atamantsy onlara ateş açtı. Köpekler, köye koştu çatıya tırmandı ve çünkü tüplerin bizim geçit korkuyla baktı.
Onun çekim atamantsy bütün köy alarma.
Daha dolaşmak. Şehir dönen hacılar tanışın, kızak deve ağır çanta ile yüklü, tahıl yüklü. Zatulupov onun mavi yüzü, bize donmuş bak. Ancak kaza hareket, bu yoksul köylerden uzak dolaşmak açıktır.
Gardiyanlardan biri, atamantsev aniden yaka yakın Kazak yakaladı ve bir kar banka onu itti. Düşünme parmağını malakhai çıkardı. Başka bir koruma ikinci Kazak sıcak keçi yün atkı aldı.Kazakların dinlenmek için bir şey oldu, bu yüzden sadece eğlence için gardiyanlar dayak ve kar içine itti. Hiçbir şey kar değil ki hayal kırıklığına Chieftain en haydut biri, yüklü deve atladı ve kılıç un çanta parçalamak başladı. Un kar üzerine döktü.
Ve biz, sabırlı, ve üzerinde rave için hiçbir şey yapamaz.
Bu olaydan sonra, gardiyanlar-atamantsy, uzaktan deve bir karavan görünce, birbirlerine övünmek başladı:
- Ben bir salıncak ile üç kement kesebilir! Aya-dört!
- Önce doğrayın olacak - bir bağırdı.
- Hayır ben - diğer savunuyor.
Bir süre Putney kami-Kazaklar ile geliyor sonra, Kazaklar, haydut kaza saldırdı. Sabres parladı. Başka bir sonbahar çanta deve ardına, kar un, mısır içine dökülen ... - Haydutlar tarafından alınan tüm Malachai, eşarp, bot: gezginler koparmak olabilir her şey.
Onlar Kokchetav geçti. Gür ormanları geride ve önümüzde geniş bir bozkır açtı. Beyaz deniz düz uzanır. Ve onun için görünürde sonu yok gibi görünüyor, ve sadece uzaktan bu soğuk, sınırsız bozkır sessizlik ufuk ile birleştirir.
Sad resim çıplak karla kaplı bozkır ve dar yol boyunca tek bir dosya içinde yavaş yavaş dolaşan insanlara parçası bakmak olanların gözleri önünde görünür.
Uzakta, sonra kaybolan, daha sonra yeniden ortaya çıkar, iki nokta biniciler görülüyordu.
- Kolya, sence, bir atış ile bu şeytan yok kiraya -? Birbirlerine görevlisi çağrılır.
- Hayır, çok almazsınız.
- Anlaşmazlık gel - İlk pes etmeyin.
- Peki, olsun eğer, öyle olsun, ben bir eşarp verecek, ateş - Kohl kabul etti.
Biniciler yaklaşıyordu. Ve bir mesafeden giysi iniş açıkça olduğunu bu Kazaklar ...
Nöbetçi bir diz oturdu ve nişan aldı. Bir atış çınladı. Tarafından! .. Yine vurdu. Yine tarafından. Kazaklar dovernul atlar ve kamçı ayarlayarak, geri koştu.
Ama askerler kadar izin ve atlı değil dörtnala ise, onları paylaşımı, ateş devam etti. Onlar korumaları yürüyerek olduğu şanslı idi. Tüm at haydutlar, Kokchetav ulaşmadan önce, bizim karavan sola, ileri gitti.
Bize yapılan her şeyi açıktı. Onlar Orenburg Ataman Dutov ve yaşlılar Alaş Orda bir araya geldi zaman, Kazak özel tarafından karşılandı, onlar kucakladı. Bir Chieftain askerleri, hedef göre, köyün Kazak bozkırlarında toplantı. Özbek haydutlar sadece gerçek kurşun mermi korkutmak / ateş Mustafa Chokaeva vurdu olarak ve ateş değildir.
Kim haklı? Kim suçlu nedir? Anlamak zor. Elders, yetkililer işlerini ve sıradan atamantsy, korumaları, askerler yapmak - kendi yapmak.
Bazı haydut-Beyazlar silahsız insanlara karşı, çölde burada eğlenceli yaparken, Kazak Alaş-Orda asker ile el diğer savaşçılar Ataman Annenkov el yere Semipalatinsk arkasında, yedi Rivers Bolşeviklere karşı savaştı.
Beyaz Muhafızlar köyler, kendi ülkesine için işkence huzurlu Kazaklar hızla yayıldı ise, yaşlılar Alaş Orda, nasybaya keçi boynuzları bir sonraki kısmı için dudağını, alçakgönüllülükle kendi isteği herhangi bir yerine getirmek için hazır, Kolçak ve memurları dinledi. Atamantsy oğullarının Bolşeviklere karşı Semipalatinsk "gönüllü" ordusu oluşturulan Ataman Annenkov ile birlikte silahsız Kazaklar Kazak büyükleri ateş çok karanlık dolandırıldığı Kazak Bais ve gazetesi "Sary-Arka" aşağıdaki yayınlanan iken:
Kazak cesur zhigit sayısı 1. Alay "Sipariş Ataman Annenkov Eğitim, № 180, madde 3. İlk Kazaklar Rusça konuşan girmelisiniz benim emrinde geldi topçu Toktamy Sheva, bir Kazak cesur alay, bir kaptan sipariş ve Memur Okulu düzenlemek.
Böyle bir alay oluşturma ön gücünü doldurmak için gereklidir. Hepimiz onlar düşman imha cesaret göstermek için kendi ülkesine, savunmak beslenme orada almak için ön için ne kadar istekli biliyorum çünkü Evet, ve, yanan bir arzu Kazaklar kendilerini yerine getirmek için zamanı. Onlar Dzhetysu yılında Bolşevikler yenmek için gidiyoruz.
Emir ve disiplin itaat sorgulamayan itaat ilkeleri üzerine düzenlenen ilk Kazak alayı. Eğitim - Kazak modeli.
Bu zhigit hizmet shied değil cesur tavsiye edilir, ve yaşlılar ve köylerde Mirza onları savaşa izin vermiyor. "
«Sary-Arka»№65
Ön asker Alaş Orda kullanma hakkında yayınlanan bilgilerin aynı sayısında.
"Bizim gazetenin son sayısında ilk yardım Alaş-Orda alay Kazaklar, Bolşeviklerin ile ön savaşan Dzhetysu için parsel göndermek için insanlardan para toplamaya başladı bildirdi ...
Bu görev için seçilmiş yaşlılar ve baylar isimleri, bir liste vardı. Bunlar ilk bağışı aldığı temelinde verilen belgeler:
1. Sertifika sayısı 3, toplanan altında Imash Abdushukir Zhashikbekov ...
2. Ilçe kırsal meclisi Abdulhamitom Baltabaev üyesi toplanan ... ve benzeri.
Toplam önceki ücretleri 13.272 ruble 50 kopek dahil olmak üzere, toplanan
"Gönüllü" - - çölde ve yollarda soydular bazı konularda Ataman Annenkov, Kazaklar, köylerde, diğerleri insanların soydular iken.
Gazete suçlular ve yayınlanan şikayet tarafından gasp gerçekleri gizlemedi.
İşte bunlardan bazıları:
"Aralık 1918 yılında ifade köy Kentubek, Semipalatiskogo County, sakinleri bir dilekçe aldığı 50.000 ruble sırasını Annenkov Pavlodar bölgesinde kaplanmış aul vergi Genelkurmay Başkanı. Vergi topladığı ve ek olarak 10 attan aldı.
Biz Adilkhan Zhanuzakova 6.000 ruble, bir at-pacer, bir kurt kürk, Khor'kova bir kürk, 3 yorgan ve yağ 5 kilo üretmek için, 10 bin seçilmiş.
Köyün Adilkhan Zhanuzakov ikinci kez vergi için gelen, yukarıdaki öğeleri ek olarak, giysi çok uzak alınır, yemekler paspaslar hissettim.
Biz Aldongarov Naimanbayev vergi toplayıcıları uzak 21.000 ruble, 3 at, 2 deve ve koşum takımı, kızaklarımız ve pazarlık içinde keçeler aldı.
Bolşevik banklar artel 600 ruble ve maç 10 paketlerindeki el koydu.
Mynbay Bekbauov ağırlık olarak satılan bir kürk tilki kürk, çay 10 kilo, bir malakhai vermek zorunda kaldı.
Ayrıca Kazak Semipalatinsk İlçe Beskaragai bucak gelen 20 Kasım 1918 - Akbar ve Becker Baitenova ve bayt eşleri - Azhyran ve Delyafruz - kış Baiten Aliyev Ataman Annenkov için 16 Kasım iki liderliğindeki haydutlar tarafından saldırıya olduğunu belirtti bir şikayet, alınan subay - Rus ve Çin - ve diğer beş Korsuskoy Kazak köy eşliğinde.
Soygun Baiten Aliyev'in Rus subayı Pasini vuruldu zaman.
Soruşturma sonucu, 85 000 384 ruble toplam talan - nakit olarak 20.000 ve 65 mülkiyet götürüldüğünü bin 384 ruble.
Şikayet bağlı - otopsi Baiten Aliyev ve sahibi nakit olarak 20.000 almak makbuz takım lideri bir doktor eylemi ".
«Sary-Arka»№65
1919
Mezalimi annenkovskih alçaklar derin Rus yoldaşlar kızdırdı. Onlar bize geldi ve onların sempatisini dile getirdi.
Petropavlovsk yakın uygun adım. Biz şehir korumaları davranışları yumuşak doğası gibi, daha iyi için değişti yaklaşırken.
Benim talihsiz göreceli - Jien, bana geldi, ve ben değil onunla konuşmak arzusu asla.
Ama bir kez benimle bir ilişki kurmak böylece isteyen, arkadaşım ile konuşmaya başladı.
- O bana suç sürmedi, Saken pas. Bana bilgi almak için söz verdi çünkü Sonuçta, Beyazlar bir asker ben. Bu onların teklif yapmak zorundadır. Ve bir bilim adamı bana yardımcı olmaz, ben kaçacağım. Yani Saken haber - o adam sordu.
Onun zhiena tanınması inanıyoruz ve biz onunla konuşurken var, o sonraki yapmalıyım konusunda tavsiye almak için bana sordu.
- Kendinizi öğrenmek istediğini söyledi. Oruç ¬ raysya halletmek. Ve savaş, kırmızı geçiş gönderilecektir eğer. Bu en iyisi - Ben tavsiye.
Sohbetimiz bayraklı birinci. Onu azarladı:
- Neden Akmolinsk okul bıraktın? Ne için böyle bir aptalca bir şey yoktu - mahkumların şiddetli soğuk kadar bu trudged! Kendine bir bak - kişi ısırıldı. Çok kirli, kirli! Bu haydut uzun süre yapacak düşünüyor musunuz? Ve yarın koruma arayacak güç kırmızı, gelecek olur?
Ama Jien herhangi bir şekilde tvedro emin annenkovtsami parçasıydı - ya da çalışma, ya da kaçmak için gitmek.
- Yeni Rusya'da durum ne duydum -? Sordum. O usulca fısıldadı:
- Kırmızı gelir. Zaten Ufa ve Orenburg alınır.
- Haydi! Yani, haydutlar sonunda yakında!
Gardiyanlar yumuşak kırmızı yakın oldu neden şimdi açıktır.
Bizim ruh hali (5 Ocak sol, 23 geldi) tamamlandı özellikle Akmola gelen Petropavlovsk için son vosemnadtsatidnevny geçiş yana, arttı.
Biz Petropavlovsk ana caddede sürdü. Gardiyanlar hazır bir göz mahkumlar, silah tutmak
İnsanlar merakla her birimiz baktı kaldı ve ondan sonra baktı.
Ben her zaman burada olmuştur, ama şimdi şehir beni çok daha fazla görünüyordu. Ve insanlar arttı. Çekler - şehir askeri bir yeri vardır. Onlar kendi yolunu, daha iyi beyazlar giymiş. Ben hemen yatak tarafından kovalanan kendi kibirli yürüme yılında Çekler olduğunu biliyordum.
"Yani bu köpekler, ne var! En iyi atlar - onlar için, yemek muhtemelen beyler daha kötü ve kentin zengin ve soylu bir ailenin tüm güzellikleri olan, muhtemelen kendi hizmetleri için, "- kendi kendime düşündüm.
Biz şehir ile yönetiliyordu ve kamp eteklerinde ahşap bir çit içine, sürüldü.
Ölüm Ataman Annenkov en arabaları
Biz araba ve bizim kader ölümü hakkında konuşmaya başlamadan önce, ben kısaca açıklamak istiyorum ve biz topluca yönlendiriliyorlar, Paul kamp,. Daha bir aceleyle zayıf plakalar bir araya dövülmüş bir ahır gibi oldu. Birçok yerde, ağzı açık boşluk içine rüzgar kar esiyordu.
Bu burada beş ya da altı kışla olarak adlandırılır işlem yapılarının ve bizim kamp oldu.
Bunlardan iki emperyalist savaş tarafından yakalanan savaş Avusturya ve Alman mahkumlar vardı, ve bir Akmolykskoy il sonbaharında Sovyet iktidarının gün içinde Kızıl Ordu, tutuklandı banyo tuttu.
İşte kışlada bazen onlara var ve bizi. Biz bir düzensiz kalabalığın içine girdi. Donmuş toprak zemin üzerinde ortasında üç ya da dört banklar durdu. Her yerde varil. Bozkır gibi geniş kışlada.
Biz yırtık pırtık gri üniformalı bir düzine mahkumlar tarafından karşılandı. Onların yüzlerine bakmak için korkunç. Değil insanlar, ama kan tek bir damla olmadan yaşayan iskeletler. Gözleri cam gibi parlak, batık vardı. Ve onlar ancak deliler ya da deliryum hasta gibi, taşındı.
Kapylou, eski bir Kızıl Muhafızları komutanı ve onunla bir asker, bacak üzerinden vurdu, ve iki genç Tatar vardı. İsimleri ben hatırlamıyorum.
Görünümünde diğerlerinden daha tesisatçısı ve daha güçlü Peter ve Paul bir Tartar oldu. Ondan temelde haber öğrendim. Aniden gri bir köşesinde bir şeyler karıştırmaya başladı ... Kalbi durdu ... Biz içine baktım. Orada, kirli bir çöp ölen asker. Skinny paçavra altından görülebilir. Donmuş ayak siyah döndü ve düştü. Diye inledi ... O ölüyordu, ve o sadece iki halen bir şekilde ajite olan, bu aç bir deri bir kemik insanlara yardım etmek için hiçbir şey yapamadı - Tartar ve Kapylov.
Biz onların hikayelerini dinledi, ve saç ucunda durdu. Biz işkence sadece bir oyuncak gibiydi yaşadı. Ve haydutların zulümler duymak dehşete değil kim!
Kızıl Ordu donmuş toprak zemin kulübe bu soğuk tahrik vardı. Bunlar bazen çavdar ekmeği az pişmiş adet atma, hasret. Bitkin, kangren, onlar çıplak yerde yatıyordu. Çoğu öldürüldü.
Ve burada yaşayan ölülerin on kurtulan var. Bakarak, bu iki ayaklı hayvanlar için inanılmaz bir nefret hissediyorum. Yumruk içine ışık kalp yoldaşlar parmak kavrama intikam taşa çene sıktı.
Genç Tatar Sovyet iktidarının sonbaharında paramparça olan Peter ve Paul Bolşevikler, hakkında ayrıntılı olarak konuştu.
Kazak işçiler, ilçe emniyet müdürü ve Peter ve Paul Sovdep Kobeko İshak, çalışma Esmagambetov Gali, Kazak işçilerin planlayıcısı ve ilham kaynağı, Üye Sovdep Karim Sutyushev ve devrimin Akmola arifesinde olan Peter-Paul geldi denizci Zimin, liderlerinden birinin üyesinin grup başkanı tarafından katledildi. Çok cesur savaşçıların acımasız katliamı hakkında yazılmış olabilir.
Hatta tenli kiminle et, için öldürülüyor hayvan, kasap geliyor Beyazlar Bolşevikler göre daha yumuşak!
Gelecek nesiller Sovyet iktidarı için savaşanların unutmayacağım!
Tüm ... yiyecek bir şeyler vardı ki, biz bu on kurtulan, paylaşılan giyim ele verdi. Kendi yanaklarda bizim bakım giderken hafif allık yaptı.
Size erzak paylaşılan yan, onlara bakmak için dayanamam. Batık gözler gıda sabit, ve yuvalarından dışarı pop hakkında görünüyordu. Ile adet kapma kemikli parmak titreme ve hemen aceleyle ağzına tıktı. Kendi buruşuk yanakları kangren, cansız gözleri ekmek uzak kalamadı.
İşte onların insanlık öven insanlar "bilim adamları", "narin" Beyler, durumudur! ..
Biz sağ kir katta bulunmaktadır. Kapılar ardında nöbetçileridir. Sert bir savaşta galip geldi ve artık kaybedenler korumak gibi onlar, kendini beğenmiş ve cesur görünüyor. Petropavlovsk yolunda onlar Kırmızılar depresif, daha sonra korkmuş, ama şimdi canlı, geldiğini duyunca tekrar başlarını kaldırdı.
Yemek sırasında genellikle bunlardan beş kabul etti. Ben Bakken, Abdullah Zhumabai, Baimagambetov (Zhainakov) her zaman ekmek son parça paylaştı. Ama bugün biz tugovato vardı. Dağıtım malzemeleri yoldaşlar bitkin sonra, aç bırakılır.
Bu ürünlerin herhangi bir satın almak için şehir ile ilgili bir şey vardı. Abdullah benim Jien para verdi ve değişim şehre gitti bundan sonra. Akşam geç saatlere kadar biz bekleyen oturdu ve bekleyen değil, aç yatağa gitti.
Sabah geldi. Mezardan ölü gibi, toprak aç yatak, ve soğuk algınlığı yükselecek.
Kısa bir süre sonra uzun zamandır beklenen değişim benim zhiena geldi. O kapıda durdu ve Zhumabaev ile Abdullah o Ürettiğimiz dün satın olup olmadığını öğrenmek için ona gitti. Biz uzaktan konuşma izledi. Öfke yüzleri ile bozuk olan, öfkeli yoldaşlar döndü.
- Sizin Jien bize bir şey getirmemiştir! Evet, hatta alay, herhangi bir para bunu vermedi söyledi!
Nöbetçi karşı nefret ile tekrar bakıyor. Arkadaşlarım beni istedi:
- Canın cehenneme, bu parayı geri olsa söylüyorlar. Belki de kişi görüyoruz. Bize konuşmuyor, bir hayvan gibi görünüyor.
- Ben nasıl geri talep edebilirsiniz, ona para vermedi - Ben yanıtladı.
Ama ısrar etti ve ben kzhienu gelmek zorunda:
- Neden para dönmek için reddediyorsun? Nedir o?
- Onlar yalan söylüyor! Herhangi bir para ben almadım. Nasıl yapabilirsiniz aşağılık insanlar, aralarında mi? Onlar aldatıcı! ..
Ben hala göreceli üzerinde elde edilemedi. Açlık ve adaletsizlik daha da bizi kızdırdı. Onlar akşama kadar sessizce oturdu.
Arkamızda güneş ayarı kolları işaretleri takım Ataman Annenkov üzerinde dikili olan horozlar gibi, askerler gelmeden önce. Aceleyle biz yataktan rulo sipariş ve hiçbir yerde sürdü, kışla sadece Kızıl Ordu idi toplama. Biz ancak onlara veda için zaman vardı.
Sokakta bir kar fırtınası. Soğuk kemiğe nüfuz eder. Biz hiçbir güzergahları ile değil, ana cadde ve dolambaçlı putyamipo onu derin taze kar alınmıştır. Biz devam
ile derin düşüş sürülmüş.
Biz istasyonu var. İnsanlar merak ve şefkatle bize bak. Yol engelleme durdurun. Sonra Atamanovo haydutları ve not:
- Yoldan! Yönünde, uzak Atık! İnsanlar çekiniyorlar. Gardiyanlar tüm bizi çevrili
taraflar silah hazır düzenledi. Onlar platformda dışarı çıktı. Uzun bir çizgi yönden araba çok değer. Farklı yönlere bir yılan gibi demiryolu,. Biz iki sığır arabaların yanında durdu.
Biz, onların eşyalarını omuzlarından çıkardı yere koydu ve oda kalabalık yaptı.
Üst düzey korumaları biri demiryolu yol ¬ kışkırtmak çalışan. O, bu sığır araba keşfetti iyice inceledi ve şöyle dedi:
- Iki gruba ayırın ve yer almaktadır! Biz arabaları bölünmüş. Onlar rahatsız, soğuk, duvarları ince, rüzgar yuvaya üfleme. Biz, banklarda oturdu sıkıca araba döküm soba orta sokuldular. Hiçbir pencere vardır. Tek delik çekim dışında kapalı. Mandalı kapıyı kapattı gıcırdayarak açıldı, otomobillerde zaman koymak ve konvoy molodochiki geri kalanı dağınık.
Biz ruh hali depresif var. Kısa bir süre sonra askerler tekrar geldi.
- Ekmek al!
Bizim taşıma ve yakındaki iki somun ekmek tarafından verilen kaynar su üzerinde gitmek için izin verildi. Kova Asma, korumaları uyardı:
- Bir kez ve herkes için unutmayın! Kaçmayı deneyin edenler, yerinde çekim almak için eğer!
Kısa bir süre sonra sıcak su getirdi. Arkadaşlarından biri mum sonu yaktı. Düşük alev ile, biraz ısınmak için çalışıyor, "çay" içiyorlardı.
Bizim nefes demir çivi başları ve duvarlarda taşıma cıvata itibaren karla kaplanmış.
Yedi ay, Ocak 1919 Akmola Haziran 1818 den hapiste kaldı. İki ay-in zincirleri. Ve tüm bu zaman zorbalık patronlar acı ve korumaları her gün ölümü bekliyorlardı. Son olarak 5 Ocak 1919 Biz 500 mil için Petropavlovsk sürdü. Ve şiddetli don, açlık ve dayak yaşadı. Herkes yolun sonuna onun için bazı kesin bekliyor düşündüm. Bu rahatlatıcı oldu.
Petropavlovsk Seyahat kampın on üç gün[36] sonra.
Ve şimdi karanlık bir soğuk arabaları bizi koymak, ve nerede şanslı - bilinmemektedir. Ne zaman bizim acıların sonu olacak? Kim bize ışık gün görmek için kaderinde? Onlar Omsk bizi taşıyacak demek, bir deneme olacak. Ne mahkeme - kimse bilmiyor. Buradaki olası sürece herhangi bir olsun ... Bir şekilde onların eşyalarını ranza üzerinde yayılmış ve yatağa gitti.
Gece bizim araba görünüşte kompozisyon eklemek hangi bilmeden, uzun yolları üzerinde sürdü.
Sekiz ay hapis ilk kez sonra lokomotif ıslık, ıslık ve sesler iletkenler sağır, gürültü kalabalık istasyonu duydum. Başka bir dünyaya ait gibi bu sesler, bize taze, sıradışı görünüyor. Karanlık ve soğuk araba başka bir dünyada gibi hissediyorum ve biz oturup.
Son olarak vagon kompozisyon evlendik ve lokomotif gecenin karanlığında dilimleme, ileri atıldı.
Nerede çekildi? Neden? .. Al beni, al beni ... Sadece en!
Araba creaks ve sways, tekerlekler demiryolu bağlantıları çalmak.
Onlar Omsk geldi. Bizim araba demiryolu-karayolu çıkmaz içine sürüldü.
Çatlaklardan güneşin en güzel altın konuları ışınları nüfuz. Şafak gibi ışık biz uzun zamandır görmedim. Sanki biz umut yaktı yüz.
Biz panoları ve arabaya koştu güneşin ışınları arasındaki çatlaklardan don kazınmış çakı. Biz birbirlerinin yüzlerine ayırt etmek var. Gözlerimiz uzun loş ışık alışık olan.
Açlık kendini hissettirmiştir. Biz kaynar su için bize herhangi yürütmek için korumaları ikna etti. Yakacak odun istedi, soba yaktı. Arabada ısındı. Döküm soba kırmızı sıcak parlıyordu. Gözle görülür aydınlandı yol mahkumlara donmuş.
Kaynar su getirdi, ekmek var. Şimdi erzak kesti. Ekmek günde bir kez verildi önce ise, ama şimdi bir günde vermeye başladı.
Kendimizi ısınma, sıcak bir soba yakın oturmak, çiğnemek ekmek, sıcak su ile yıkanır.
Isıtmak için fırından don demir cıvata erimeye başladı, ve bir vagon gibi duvarlara gözyaşlarına yol verdi. Sokakta bir don, mevcut ve Sibirya. Uzaktan bakıldığında, size çatırdayan kar, taşlama taşları, Razdolny lokomotif ıslık zil duydum.
Akşamları tekrar kaynar su gitti. Şehre gitmek ve bizim küçük öğelerden bazıları satmak için korumaları yalvardı. Kurtarma bize ekmek, tütün, kağıt, zarf ve pul satın almak istedi. Onlar bizim isteği yerine ve hatta değişiklik getirdi.
Biz üst düzey görevlileri bir şekilde arabaya gitti. Onlar Akmola bizi soprovolsdali. Ve yolda doğrultucu Shiva biz selâmetle ve sıcak giysiler, avcılık, tymakami için çizme, tunik. Hatta bazıları bir şekilde cezbetmek için başardık, ve diğerleri Omsk gelişleri göndermek için söz verdiler. Bu yüzden söz için geldi.
Yeni bir tilki tymak vermek zorunda kaldı, ve karşılığında earflaps İngilizce bir örme şapka, alacaksınız. Şimdi benim giysi şuydu: İngilizce kap, satın kazak[37], Khor'kova astarlı bir yün tunik, sarı Seminarskaya düğmeleri, koyun derisinden yapılmış pantolon, Rus pantolon altında, ayağa Kazak çizme ile siyah bez sonra karışıklık ceket altında.
Bir değişim bitirdikten sonra, şimdi gelecek bize ne gardiyanlar istedi?
-Ne yapılabilir? Evet serbest araştıran, güvenlik-içten söyledi.
-Yine, hapishane götürmek istiyorsunuz?
-Sadece bilmiyorum, ama sürdü olursa olsun, biraz bekleyin. Şimdi hızlı bir şekilde soruşturma.
-Onlar sürüş ve istediğiniz yere gönderilir varsayalım, ancak bu araçlarda en canlı mümkün değildir!
Bizden alınan eşyalarını, konvoyun başını memnun ve bize güvence karar verdi;
- Merak etme, tüm peremeletsya güçlü. Bir devrim ne olmadı!
Tekrar kapıyı kapatarak, biraz ve sol durdu ve cıvatalı.
Biz arkadaş ve tanıdıklar Omsk için mektup yazmak için oturdu. Zhumabai Omsk bir göreceli yazdı. Ben, tüm tutuklular adına Abdullah ve Bakken Zhanaydarov burada da uchivshemusya yazdı. Ben Muhanna Aytpenovu kişisel bir mektup yazdı! Rus yoldaşlar da tanıdık adresi hatırlatarak, yazdı.
Bir sonraki arabada sonucuna o zaman ne yapıyordunuz, biz bilmiyorduk. Mesaj onlarla değildi. Sadece zaman zaman aynı anda ve bizim için kapıyı açtı, birkaç kelime alışverişi başardı.
- Nasıl artık mektup gönderebilirsiniz - Trofimov anlamaya başladı.
- Bir kez daha sıcak su istedi ve posta kutunuza yolda bırakın gerekir.
- Ne gardiyanlar kabul yoksa?
- Hiçbir şey, şimdi kabul ediyorum.
Bizden kaynar su Katchenko giderdik için. Odnazh ¬ o geri döndü memnun Di, ekmek, kağıt, tütün, zarflar getirdi ve şöyle dedi:
- Şimdi, yoldaşlar, size ilginç bir şey söyleyecektir! - Hadi, dışarı, hadi - biz sabırsızlıkla talep etti.
Biz vodogreyki yakın dükkana gitti - Katchenko söyledi -. Altın yüzük veya gıda karşılığında satmak için. O bile değişim karşısında, kim duymuş kısa zamanda bir dükkan sahibi. Hayır, başka bir zaman için saklı, sizin yüzüğe ihtiyacım yok diyor, ve şimdi ücretsiz ürün almak. Ama biz onu zorla halka verdi ve daha fazla para verdi. O ürünleri, ambalaj sarılmış, ve senin fısıltılarını istendi: bir gazete değil mi? Hayır, dedi, yine gel, yemek emin olun.
Biz çok tamamen bilinmeyen bir kadının katılımıyla memnun, ve, onu Katchenko göndermek için belki de, o mağazaya gidip bir gazete almak için bir mektup gönderebilir bugün karar verdi.
Ama nasıl?
- Su için soralım - Safran ayağa fırladı ve kapıya beceriyor başladı.
~ Ne istiyorsun -? Çıkanlar izle ... Safran şimdi su korkunç ihtiyacı olduğunu iddia etmeye başladı.
- Ben eski temin ederim ..!
Bir süre sonra, gardiyanlar kapıyı açtı ve kendi iki aldı Katchenko ve yakındaki bir arabadan başka bir tutuklu da dahil olmak üzere.
- Arabada alacakaranlıkta tamamen karanlıktı. Fısıltıyla bunu dedi. İstasyon sesler duyabiliyordu, tüm dünya görünüyordu hangi lokomotif, arabaları gürültüyle ıslık titriyordu. Heard boğuk sesleri ve ıslık, bazı takım demiryolu.
- Kısacası, tren bizim Kinel ve serbest, öbür değil sonra.
- Soba hızla soğuduktan, araç anında soğuk geldi. Demir parçaları hızlı bir şekilde, buz sarkıtları çok çekti yine her yerde donmuş don beyaz oldu. Araba her zamankinden daha soğuk oldu. Biz arabanın bitkin buz gibi soğuk dayanılmaz yatıyordu.
- Bizim araba Katchenko, Monin, ben, Pavlov, Drizge, Kremenskoy, oğlu-in-Yurashevich, Bogomolov, Trofimov, Martlogo, başka bir Monin, ben Petrokeev, Abdullah, Bakken, Zhumabai, Anenchenko, Kotov. Yirmi diğer Akmola sonraki arabada kilitli ...
- Katchenko döndü.
- Mektuplar gönderdi? Gazete getirdi?
- Tamam. Ve mektup gönderdi ve burada bir gazete - Gülen böbürlenerek Katchenko cevap verdi, cebinden çekerek bir sevişmek, gazete sarılmış.
- Kim okuyacak? Kimler oynuyor iyidir - Biz haber beklentisiyle ağladı - Ivan Pavloviç onu okuyalım!
Mum sonu yanar. Sol SR - Oku Ivan Pavloviç Trofimov savunmak üstlendi. Biz mest dikkat ile dinledi. Gazete Omsk, Kolçak hükümeti yayınlandı.
Bu gazete Kolçak gibi, için olarak adlandırılan, okumadan kabul edilebilir!
"... Bolşevikler - davetsiz misafirleri kan emici kötü adamlar, marauders, bunların her biri öldürülür, ama onların takipçileri ..."
"Silinmiş-Tamaki krasnozadyh bizim cesur alayın önünde geri çekilmek zorunda. Kış sonunda daha uzun yaşamak için Bolşevikler. "
"Ortamda Sovdep. Her gün demir halka etrafında sıkıştırılır ... Şimdi alçaklar gizlemek için hiçbir yerde var. "
"Haber ajansı" Reuters "bizi mutlu mesut, St Petersburg Genel Yudeniç tarafından alınan söyledi" ...
Kısacası, bu "mutlu" haber çok Kolçak gazete oldu. Ama ve diğer karakter mesajları karşılaştım. Örneğin, aşağıdaki gibi: "taktik nedenlerden dolayı, bizim asker şehir Ufa bıraktı." Ve yine: "Bizim asker tekrar Orenburg kentinde ile çevrilidir."
Bu haber itibaren biz memnun oldu. Herkes kendi görüşlerini ifade etmeye çalıştı. Şimdi kesin biliyordu Bolşeviklerin elinde Ufa ve Orenburg. Yine soba erimiş, ve bize onun kazhdsch ışığında dönüşümlü bir gazete okuma. Geceye görüşlerini paylaştı.
Civarında, tren kükredi istasyonu hareket olmaktan asla.
Ne zaman gece yarısı, biz sıcak boğuk ve uyudu. Koyu araba sessiz şeyler dolu bir sahte göğüs gibi görünüyordu.
Şafak gelişi ile arabada biraz aydınlandı. Varil her çatlak. Duvarlar dondan çizgili beyaz idi. Duvar, poprimerzla giysi karşı uyudu olanlar.
Dişlerini soğuktan gevezelik, çıktım. Stoke soba bir şey yok. Son olarak bir sonraki onay için korumaları vardı kadar, uzun bir süre bekledi.
"Haber ajansı" Reuters "bizi mutlu mesut, St Petersburg Genel Yudeniç tarafından alınan söyledi" ...
Kısacası, bu "mutlu" haber çok Kolçak gazete oldu. Ama ve diğer karakter mesajları karşılaştım. Örneğin, aşağıdaki gibi: "taktik nedenlerden dolayı, bizim asker şehir Ufa bıraktı." Ve yine: "Bizim asker tekrar Orenburg kentinde ile çevrilidir."
Bu haber itibaren biz memnun. Herkes kendi görüşlerini ifade etmeye çalıştı. Şimdi kesin biliyordu Bolşeviklerin elinde Ufa ve Orenburg. Yine soba erimiş, ve bize onun kazhdsch ışığında dönüşümlü bir gazete okuma. Geceye görüşlerini paylaştı.
Civarında, tren kükredi istasyonu hareket olmaktan asla.
Ne zaman gece yarısı, biz sıcak boğuk ve uyudu. Koyu araba sessiz şeyler dolu bir sahte göğüs gibi görünüyordu.
Şafak gelişi ile arabada biraz aydınlandı. Varil her çatlak. Duvarlar dondan çizgili beyaz idi. Duvar, poprimerzla giysi karşı uyudu olanlar.
Dişlerini soğuktan gevezelik, çıktım. Stoke soba bir şey yok. Son olarak bir sonraki onay için korumaları vardı kadar, uzun bir süre bekledi.
Bazen sıcak fırında güneşlenmek için gün boyunca bizi izlemek için geldi. İsteğimiz, bu güneş arabaya peeped izin hafifçe aralık kapı bıraktı. , Genç bir asker soba iliklerine kadar, ister istemez bizim sorulara cevap zorunda kaldı, öncelikle siyaset hakkında konuşmaya çalıştım.
Bir gün, o olduğu gibi, bu arada, diye sordum:
- Rusya'da mevcut hükümet nedir?
- Bolşevikler dağıldı nerede, ulusal hükümeti kurdu - koruma yanıtladı.
- Ve ne Bolşeviklerin haline gelmiştir?
- Bolşevikler ..? Rusya'da!
- Ve halk hükümeti nedir? Cumhuriyeti?
- Geçici hükümet söyledi.
- Ne Amiral Kolçak hakkında?
- Kolçak - yüce hükümdarı. Bu geçicidir. Ama en kısa sürede hemen Bolşevikler kıracak gibi tüm Rus ulusal meclis toplandı ve bu toplantı bizim hükümet ne olması gerektiğini karar olacaktır olduğunu edilebilir.
Ben o saatte uzun bir konuşma vardı. Servis önce, Omsk ortalama tarımsal üniversite okudu. Kadroya Annenkov gönüllü katıldı.
- Ne, sizce, en iyi cumhuriyet veya emperyal güç ™ sordum.
- Tabii ki, Cumhuriyeti - Dedi.
- Kolçak - kim yüce hükümdardır. Hükümet Yani - bu bir diktatörlük. Ve sonra bütün Rusya kazanacak? O zaman ne hükümet olacak?
- Diyorum, hükümetin sorunun ulusal meclis karar verecek.
- Peki, bunu tercih nasıl düşünüyorsunuz?
- Millet Meclisi gibi hükümet nedir, öyle olsun - tereddütle asker yanıtladı.
- Hiçbir Bolşevikler Halk Hükümeti kurdu olduğu yerde Diyorsun ki. Bir, Kolçak yönetir Ama sürece popüler olabilir?
- Zamanla, bu popüler olacak! Insanlar toplantıda konuşan ve kendi sunacak!
- Şey insanların toplantıda düşmeyecek olmasıdır. Sıradan insanlar için yer yoktur. Bu amiraller, generaller, üst düzey subaylar, soylular, aydınlar, bai katılacak. Onlar kendi çıkarlarını savunacak. Bu insanların kontrol altında tutmak için faydalıdır - Ben şiddetle hakkında hissettim.
Yoldaşlar, ben de taşınan olduğunu görünce, ben işaretler, diyorlar, chill out sakin yapmaya başladı.
Asker bir an düşündü, ama ısrar devam etti:
- Yanılıyorsunuz. Oy çoğunluğunun insanların bir toplantıda temsilcilerini seçecektir. Bu yüzden adalet arayacağız.
- Güç bir kişinin elinde yoğunlaşmıştır, hiçbir halk oyu yardımcı olmuyor - Ben aniden sonucuna vardı.
Bu, birkaç gün sürdü. Bir kez kapıdan, biz birinin Kazakça bir saat konuşmak duydum. Biz çatlak sarıldı ve eski püskü bir ceket ve beyaz bir kürk şapka genç bir Kazak gördüm.
Yerel hafifçe kapıyı açtı ve biz başını sıkışmış. Zhigit bize sıcak karşıladı.
- - Sen Akmola geliyoruz - diye sordu.
- - Evet! Sen de kimsin?
- - Ben Zhumabay Nurkina bir akrabası değilim. O sizinle beraberdir? Zhumabai Kurmangaliyev Tuyakova, Omsk öğrencileri oldu genç göreli duygu karşılama, kapıya koştu. Bu bir mektup Zhumabay aldığını ortaya çıktı ve onu ziyarete geldi. Bizim durum hakkında soran sonra yarın geri gelmek için söz verdi ve yaptı. Bu zhigit ortaya çıkması hepimizi bazı desteğine güvenebileceği aynı alkışladı. Biz istendiği gibi Ertesi gün zhigit, bize çay ve dört teneke kupalar getirdi.
Cephede Kurmangali de durum hakkında, ne yazık ki, bizimkinden daha fazla biliyordu. Ama Omsk olayları, ayrıntılı olarak anlattı. O basit ve mütevazı konuştu ve saat sustu ve aynı zamanda Kazak anlamadı.
- Aralık ayında, Bolşevikler, Menşevikler ve Sosyalist-Devrimciler, birlikte, Kolçak karşı bir komplo yaptı. Her şey iyi başladı. Geceleri, komplocular cezaevi saldırıp Shaimerden Alzhanova ve Kolb Togusova dahil olmak üzere tüm tutuklular, serbest. İlk gün, bu yoldaşlar Molla Cooder evi saklandı ve gece çöl gitti. Ama Alaş-Orda, kaçış rüzgar var kovalamaca verdi ve köylerinden birinde sürme iki gün bir mesafede ele geçirdi ve ben hiçbir şey bilmiyorum Shaymer-Dene öldü cezaevine Togus geri alınır, onları geçti ...
- Bu kötü bir ironi ile bizden biri dedi ne sadık savunucusu Alaş Orda var - Muhtemelen omuzlarında koymak Kolçak sayesinde iki büyük Devrimciler yakalanması için pahalı chapans:. Kolb ve Shaimerden yakaladı bu cesur vatandaşlar Alash Kimiz ?-sorduk.
Alash vatandaşlarının biri Torsanov Gazi, bizim Zhumabay bir akrabası oldu. Ilçe Petropavlovskomu çapında bilinen Babası Torsan, yağmurluk ve obur, kilise temsilcisi yirmi beş yıl arka arkaya Çar Nicholas mektup aldı yaptı. Oğlu - Kazi, ardından babasının ayak izlerini. Şimdi Akmola eyaleti komitesi Alaş Orda bir üyesidir. Orada Kazi Kolbay Togusov ile, ilçe Alaş Orda ile birlikte almak değil bir zaman oldu, ve Shaimerdenov Alzhanov partinin oluşturulması katıldı olan "Hush Horde." Kalbinde bir maceracı, o uzun süre kaldı, ve kısa süre sonra tekrar takipçileri üzerine gitti, Alash bir layık üye olmuştur. Yani, tutuklananların hapishaneden serbest bırakıldı, Bolşevikler ve Sosyalist Devrimciler ve Alaş-Horde hapiste onun yurttaşları kurtarmak için her türlü çabayı yaptık. Bravo, kötü şeyler!
Bu önemli olayın ayrıntılarını, daha sonra kurduk.
1918 Aralığında, suç Kolçak tüm sınırları geçerken, yeraltı Bolşevik Komitesi şehirde bir isyan yükseltmeye karar verdi.
Askerlerin çoğu acemi Kolçak birlikleri bırakarak ve Bolşeviklerin yanına gitti. Zaman Kolçak olarak, SR tanımıyor yardımcıları onları tutuklamak ve bazı ateş başladı. SR de Bolşevikler katıldı. Ortaklaşa şehir yakalamak için bir plan hazırlanmıştır. İlk olarak, cezaevinden mahkumların serbest telefon ve telgraf kapmak sonra, bir tren istasyonu almalıdır. Şehrin merkezi ve Kırmızı, Macarlar, Avusturyalılar, Almanlar kamplarından ücretsiz mahkumların en Kazak süvari alayı çevreleyen sağlanmıştır. Böylece, Bolşeviklerin Kolçak üstünlüğü alaşağı gecede karar verdi.
22 Aralık gecesi takım Bolşevikler tutuklu ve silahsız Kazak süvari alayı serbest. Ihmalinden SR merkez telgraf ofis Kolçak elinde kaldı ama, hepsi takviye çağrısında, kendi ayakları kaldırdı.
Sürpriz alınan Bolşevik liderler, personel tutuklandı. Isyancıların dağınık gruplar ne yapacağını bilmiyordu. Birlikte diğer göstergeler lsdali Personel isyancılar ve Zhanaydarov Sadvokasov ve Adil (Dinmuhammet) boş zorunda
Gelişigüzel ateş açıldı. Alarm sayıda Kolçak memurları ve jandarma kaldırdı. Şehir arzulu. Bolşevikler biraz kaldı. Demiryolu Bolşeviklerin tarafında işçiler, ama onlar da çok küçük. Küçük güç, ateş, tren istasyonuna çekildi. Orada, kalkmalı barikat sabaha kadar, daha sonra istasyon Koulomzina çekildi sürdü.
Omsk Kazaklar evde Aytpenova yaşayan Bolşevikler Zhanaydarov Sadvokasov, karşı isyan katıldı. O ünlü yazar ve devrimci Omsk Berezovsky ile sürekli iletişim içinde oldu. Getir götür işlerini ve tutuklanması sırasında gizleme Dinmuhammet Bolşevikler, çalışıyor.
Ayaklanma Kolçak gün sonra bir emir yayınladı: "Örtücüler Bolşevikler yargılanmadan vurdu olacaktır. Cezaevi Kaçaklar salınan tüm gönüllü yetkililere rapor var. "
Emre itaatsizlik, cezaevinden kaçan on iki SR'ler, Kolçak teslim oldu.
Aynı gece onlar bir atış edildi.
Ben kaçak yakalamak, dediği gibi Kolçak Alaş Orda yardımcı oldu.
Zhanaydarov Sadvokasova o ayaklanma sırasında Bolşevik mermi almış onu suçlayarak, Zemstvo içinde iş kaldırılır istedi. Alaş Orda Şövalyeleri Dinmuhammeta aramaya koştu.
Hapishaneden kaçan evine Bolşevik Novikov, saklanıyor, Zhanaydarov oldu Mukhan Aytpenov,.
Pek çok yönden Aralık-ray ayaklanması sırasında Kazaklar davrandım ...
Ama geri bizim araba için.
Ertesi gün onu Kurmangali Zhanaydarov getirdi. Bizim sevinç sonu değildi. Gıda ilahi - Onlar bize ekmek ve tereyağı / yedikten sonra bol getirdi, biz ekmek ve tereyağı karar verdi.
Rus yoldaşlar misafirlerimiz haber ilgi vardı ağırlamaktan mutluyuz. Bizim araba bir çıkmaz içine sürüldü çünkü Ama daha biz Zhanaydarov ve Kurmangaliyev ile tanışmadım. Tamamen sadece zaman zaman demiryolu geçti, terk edilmiştir. Ağır nefes nefese, koyun gibi genç tay eğitimli Baig, sonra hızlı, sonra yavaş, o zaman burada, o zaman, yolları siyah lokomotif içinde manevra. Yakında buhar ¬ etkisi araba almak ve uzun bir yolculuğa sürükleyin olacaktır. Farklı araba olacak. Bazı, sıcak ve rahat, rahat döşeme ile beyler. Diğerlerinde - aç bitkin insanlar sabahtan akşama kadar bir parça ekmek olmadan çıplak kurullarında yalan. Diğer bir cennet - - Bazı araçlarda cehennem, motor üzülme değil ve sevinirler, sabırla el sevinçleri ve araba acıları sürükler. Oh, lokomotif, tren, demiryolu ruhunu! ..
Bizim araba durumda daha önce olduğu gibi, değişmez, bu ¬ buz, yuvaya ıslak ve soğuk rüzgar. Hiçbir hayat, ve kıyamet ve bir hapishane şimdi cennet gibi görünüyor.
Biz hakkında böyle cehennem resim tehdit edildiğini kaç kez Çocukluğumda:
- Eğer "cool" derseniz, o zaman yanan ateşli fırına atılır. Öyle ki içinde ateş bir günlük yolculuk bir mesafede bir kişi yakar ... Derseniz ve, "Ah, yanık!", O zaman sınırsız deniz buz içine atılır. Eğer "soğuk" derseniz Ve yine, o eski kızgın fırına geri getirmek ...
Bizim vagon kötü cehennem, çünkü onları, ısı ve soğuk, hala karanlık ve sıkışık ek olarak. Bize zaten üç hasta var. Pavlov durumu her geçen gün kötüye gidiyor.
Omsk hapiste almak için şimdi insan hayallerinin sınırı görünüyor. Sinirli ve derin almak Siyah sorun kanlı pençeleri bizi daldırır.
Biz Omsk geldi yana iki hafta geçti, ama lümen bizim kaderimiz görünür değildir.
Birçok yönden gelen daha sonra aynı dükkan sahibi gelen bazen taze Kolçak gazete alamayan, yoldan geçen rahat. Onlar bir ve aynı söyle. Ama zafer alayı Kolçak durdu dikkat edin. Ön saldırı Kolçak bir tek satır bulamazsınız. Arasındaki çizgilerin anlaşılabilir ve bu insanlar tarafından boş boş oturan değil. Yenisey Nehri Vadisi üzerinde Irkutsk yakınında Altay, Sibirya karşısında - her yerde Kolçak, ayaklanmalar dalgası karar verdi.
Ve biz kilitli ve en az bir günlük soba almak için ne kadar fazla şaşkın oturdu. Bir kez geçmiş bize yavaş yavaş kirpi kabarık. Biz nöbetçi sordu, bu yüzden yakacak odun ile sürücü sordu. Buharlı lokomotif durdu.
Gardiyanlar Aracın her iki mahkumlar düştü ve tren sürücüsü götürdü. Onlar ahşap bol bol ile geri döndü ve tekrar canlı, porastoropnee olan motor gitti. Buharlı lokomotif ayakta, görünüşe göre, iyi bir sürücü var kaldı.
Yoldaşlarımız birkaç kez odun almak için koştu.
- Biz, sürücü konuşmak başardık - Safran, bir kez bize iade - Biz biz biz oturup ne, kim açıkladı ve o Beyazlar yemin ve der ki, "Güçlü ol, yoldaşlar, yakında sona bu köpekler için gelecek! Tüm insanlar onları nefret ediyorum! "
Biz gazetelerden ve bazen saat o düzenli haberleri paylaşmak için sakıncası olmaz bu yüzden düşecek, rastgele bir sürücüsünden haber öğrendim ne kadar az var.
Insanlar Kolchaks-ical güç tanımak bizi teşvik eder. Biz acı, daha iyi günler için tahammül bekliyor, kötü olmayacağını umuyoruz.Araba hala uzak ıssız çıkmaz durmak. Biz mal nerede bizi bulmak için ¬ rischam yazdı, ama bunların ikisinin de duyulmamıştır. Her geçen gün giderek daha zor hale geldi. Satmak için izin verilen şeyler tükendi.Giysi izin verilmez. Ve hala kimse satmak. Şimdi yetersiz erzak doldurmak için yer yok. Yoldaşlar oldukça soluk açlıktan.
Yakında bize Pavlov ayrıldı. O uzun işkence ve sadece inleme son gününde, huzur içinde öldü. Onu nasıl hallettim olabilir. Cesur cesur bir adam sonsuza kadar bizi terk etti. Kalbim bile zor oldu.
Omsk bizim varış vagonun içine girdi bu yana on altı gününde, genç subay on askerler eşliğinde - annenkovtsa şeklinde sarışın düzenli özellikleri,, ile orta boylu.
Bir kağıt, onun yanında asılı zarif deri çanta bir kalem çıkardı, ve dedi ki:
- Ben senin adını ararım, ve cevap verdi. Ona Tüm liste kontrol ederken kağıt bakmak çalıştı yakın duran.
- Bugün, gönderilir. Burada tüm ekstra şeyler bırakın - subay emretti.
- Nerede göndermek için?
- Varışta, öğrenmek. Ve şimdi herkes kontrol etmek için şeyler bırakmanı!
Subay tekrar bir neden başladı, her birimiz geldi ve eşyalarını ve yatak çözüldü. O, "Bu çok fazla," bu potsennee kenara koydu kelimeleri ile tedavi. Birkaç saat ve alyans almış. Ben Beacon ait Kazak ceket aldı, ama giydi. Bir subay tanıdık çağırdı asker çenesini başını salladı ve o seçilen ayrı bir kenara koyun.
"Daha kolay." Çok subay bizi ziyaret İki gömlek ve seminer karışıklık ceket bıraktı. Kazak yıpratma Khor'kova astar tunik üzerine giyilen oldu. Evet, bu memur benim pantolon koyun derisi çizmeler, bir örme şapka ve İngilizce çıkardı değildir.
Subay bıraktığı her şeyi götürüp sonra.
Biz gitmek için hangi yolu merak başladı? Değil safran değil, Trofimov gözü bozkır konut bazı merkezi bize doğrudan bir subay elinde talimat okumak için zaman vardı.
- Ne bozkır vücut? Nerede? Kim taşıyacak - Annenkov için? Ya da merkez Semyonov için? Bazı diğer genel için?
Herkes şeyler çok ciddi bir dönüş almak hissettim. Personel transfer ve bir askeri mahkeme ve çekim var olacaktır. Başka hiçbir varsayımlar.
Bu akşam oldu. Ben istasyonunda yapılıyor görmek için geniş yarık baktım. Bugün bulutlu ve çok soğuk bir gün. Sağ tarafta, yolda, bir şey iki işçi yapmak. Bunların dışında, hiç birinden. Her zaman olduğu gibi buharlı lokomotif şişirme, istasyonun şamata duydum. Bu bağlantı söylenir, birileri savunuyor. Tamponlar clank duydum. Rüzgarsız büyük kar taneleri yavaş yavaş iniyor.
Işıklı ampuller. Burada kırmızı ve yeşil ışıklar, orada görünür ve oldu. Demiryolu peresvistyvayutsya yüksek sesle, ışıkları ile birbirine honking. Bir kükreme Sibirya doğru bizi tren geçmiş süpürüldü ile. Daha sonra, bir gürültüyle yere sallayarak başka bir kompozisyon bize geçti ve Sibirya yönünde.
Uzun ve dikkatle hareketli istasyonun hayatı izledim, bir karanlık ve sert bu gün gibi değildir. Bu hayat gerçekten sadece bugün takdir bana görünüyordu ...
Fırında savurma Poleshko, biz gece geç saatlere kadar oturdu. Ağır hasta Drizge saat erir. Pavlov ölümü, devlet Drizge, gerilim - tüm bu iç karartıcı.
Bazıları yatarken, diğerleri sessizce oturan soba ölen alev izliyor. Araba ağlama duvarları. Sokak fırtınanın uluyan geldi.
Gece yarısı, o ayak seslerini duydum. Onlar bizim vagon geldi. Zaman bir şey sormak, ve hamle bıraktı. Biz her şeyi dinlemek.
Birkaç dakika sonra, bizim lokomotif vagon, römork sürdü ve başka bir yere çekti. Tüm, uyandım dinledi. Araba Kuplajsız edildi. Sonra evlendik, birkaç kez sürükledi ve son olarak uzun bir manevra sonra herhangi bir tren bir parçası haline geldi.
Tren savrulan, ama uyuyamıyorum, ben karanlıkta çatlaklar bakmak.
Tüm gecenin aşılmaz karanlıkta kefen. Kasırga, tarlalardan yalama kar ıslık onu çizerek ve zorla vagonlar aşağı getiriyor.
Devam edin.
Duraklarından biri günü sabaha yürüyüşe tüm aldı. Biz ikinci araç diğer Rus yoldaş üzerinde, bir yandan Hafız, Baimagambetov elinde altında ne kadar gördük.
- Ne oldu? Hasta - Onu koştu.
- Bu, zor bir ateş savurma bütün gece oldu. Şimdi biraz iyileşti, ama yine de unutamıyorum - bir zorlukla duyulabilir Baimagambetov söyledi.
Bizim araba geri verdim sessizce ikinci taşıyıcı Pankratov bir yoldaş gizlice ve dedi ki:
- Geceleri, en kısa sürede biz Omsk teslim olarak, biz alışılmadık bir durum aldı. Herkes her zaman olduğu gibi, sessizce oturdu. Hiç kimse Hafız, cowering, duvara döndü gerçeğine herhangi bir dikkat. Aniden başını kaldırdı ve Baimagambetov çakı sordu. O, kurtulmak için isteksiz gizli olduğunu söyleyerek, vermedi. Hafız, tek kelime etmeden, ve tekrar uzandı ve duvara döndü. Bir süre sonra, o inilti ve Kazakça mırıldanarak onun köşesinden duydum. Baimagambetov, ona koştu kaldırdı ve bağırdı, "Buraya gel, seni öldürmek istiyor!" Herkes ayağa fırladı ve Hafız çevrili. O damar tırnak açmak istedim, ama sadece dirsek kas kesti. Yara kanıyordu. Biz, yara sargılı onu sakinleşti, coşkuyla, korkaklık için azarladı. O ağlıyor, sonra sakin görünüyordu yatıyordu ve biz onların yerini aldı. Aniden kapıya bir öfkeyle ayağa fırladı ve bacaklarını dövmeye başladı, ağlamaya korkuyor. Güçlükle biz onu itti, ama umutsuzca mücadele, tüm bilincini kaybedene kadar kimse beni dinlemedi birine tehdit etti. Uzun deliryum attı ve yalvardı olmuştu: "Kardeşler! Kendinizi bu kasaplar elinden değil, ölmek için izin ver! Ben kapıyı kıracağım! Bu benim sabır bitti. " Durma sırasında, yine kapıya koştu, öfkeyle gardiyanlar azarlamak başladı. Dışında, o nöbetçi bir ses duydum. Kapı açıldı ve bir subay eşlik ortaya çıktı ve "Ne oldu?" Hafız kadar izin vermedi, bağırdı. Subay ve Kolçak Kolçak hükümeti azarladı. Subay öfke ile beyaz ve kılıcını çekti. Onu affet, Hafız hasta diyerek, subay sakin başladı, o çılgın oldu. Ama Hafeez memuru ayrılmak ve onunla yalvarmaya başladı değil mi: “Eğer bir adam ise, ateş, bana bir mermi pişman değilim” ...
Subay yaptı ve biz Hafız tutmaya devam, o sabaha kadar sakinleşti. İşte bu, arkadaşlarım orada olduğunu - hikayesini Pankratov bitirdi.
- Arabanızda ne geleceğimiz kaderi söz - Birisi sordu.
- Ataman Semyonov şanslı ya da Ataman Annenkov, bir yol için. Bizim şarkı söylenir ... - Pankratov sessiz.
Ne yazık ki, düşündüğümüz gibi - ne yazık ki birisi itiraf etti.
- Evet, zavallı adam Hafız dayanamadı ..!
Ve tren Sibirya'nın kalbinde, doğuda bize taşıyan, sonsuz kar-beyaz düz ile gürültüyle dalar. Blizzard sakin değildir. Bize selam gibi, rüzgarda bunların başında sallanan, kar huş dışarı çıkmış.
Bu Omsk olduğundan daha arabada durum daha da kötüydü. Ekmek çeyrek kiloluk her vermeye başladı, ve su her zaman yeterli değildir. Yakacak odun biz otobüs duraklarında yaklaşmakta olan lokomotif sürücüleri yalvarıyorum. Ama çoğumuz ahşap ve ince kömür vermeyin. Sığ kül biz su emme uykuya zemin düşer. Yangın tüketmek ise sıcaktan, öyle görünüyor ki, daha az tercih edilir. Ama yakında ısı susuzluk üstesinden, biz korumaları de durur su için sormak gerekir. Ve onlar her zaman bizim isteği uygun olmayan. Tüm kömür tozu ile siyah yüzleri, gözleri insanlar batık ve değildi - ama deri bir kemik. Sabah, ne zaman tuvalete çıktı, biz aceleyle bu yıkama-çizgili kirli hale gelir kar yüzü kendimizi yıkayın.
Nara tüm fırına gitti. Hastalıklı sadece bu kurulları vardı. Ve bunların sayıları her geçen gün artmaktadır ... Özellikle kötü bir his Drizge. Ama biz en azından biraz hasta beslemek için çalışıyorlardı her şeyden önce açlık işkence herkes...
Bir gece yarısı için zaman ... Safran, Katchenko, Anan-Marchenko ve Kediler - kırmızı-sıcak soba dört oturmuş kaldı. Ben onun yanında oturdu.
- Burada ölürsen, hala çekilecek, Shafran söyledi.
- Bizi yargılamak istiyorsanız, biz Omsk cezaevinde kalacaktır. Neden başka bir yere götürmek? Clear-bitirmek!
- Bu çalıştırmak için gereklidir. Hiçbir alternatif yoktur. Hareket halindeyken devam Safran-gerekli arabadan atlamak - O zaman bize en az bir yaşayacak.
Yoldaşlar, desteklenen, ve ben hiçbir şey söylemedi.
- Ama sonra, vagon, ve açmak için hiçbir alet kapalı - Katchenko konuştu -. Atlamak nasıl? Çıplak elleriyle, kapı değil kesiyorum. Hareket halindeyken bir saat ve saat, bir, bütün helak fark eğer.
- Ve bir baca olan delik, genişletmek eğer - Kotov söyledi.
Her biri kendi plan sunar. Safran beklenmedik yükseldi.
- Kolay sadece çekim açmak için, pencereden dışarı atlamak için, - elbette dedi ve pencereye yürüdü.
Kısa bir süre tenekeci, o panjur açtı ve bize döndü. O ne yapacak - Biz çekim açtı ve en Safran bakarak, durdu? Safran yavaşça araç koruma bakmak için pencereden dışarı başını uzattı. Bir atış çınladı. Safran anında geri başını sarsıldı ve hızlı bir şekilde güneşlikler kapalı.
- Orospu çocukları, izledi. Kafasına düz hedefleyen, seni piç - O yemin etti -. Bile gece izlerken de.
Gece geçti. Biraz ekmek ve su başardı duraklarından biri de, "solucan." Açlıktan
Gün her zamanki gibi gitti. Gece yağıyordu. Herkes soba etrafında oturuyor.
Aniden Nestor ranza üzerinde Monin kadar ve bağırdı:
- Yoldaşlar! Kolçak kaçtı! Sadece Orgeneral Guy evet sürdü!
Tüm hayretle ona baktı. Nerede Kolçak kaçtı? Hyde nerede?
- Eğer şeyler hakkında konuşuyorsun nelerdir?
Adı Kılavuzları, Çekoslovakya genel, biz gazetelerden biliyorum. Sovyet ordusuna karşı bir ön komuta.
Biz Manin bankta koydu, o ağır hasta olduğunu fark etti. Ama Monin yakında tekrar atladı ve bağırdı:
- Yaşasın Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti!
Arabada ... tıkalı. Eller, demir gibi zincirlenmiş metre. Varlığımızın tüm süpürme siyah aptal sıkıntılardan, taşımak istemiyorum. Her şey bir kabus gibi görünüyor ... Karakolda bizim araba, Kuplajsız başka bir tren bağladım ve ardından sürükledi.
İkinci durumda araç bizimkinden daha iyi değildir. Hafız Orada ölüyor, diğer hastalar vardı.
Bize sık sık köylülerin tren yeni işe rastlamak tanışın. Kötü giyinmiş, onlar çığlık ve bir din yapmak, gibi sarhoş eğer. Şarkı, küfür sesi, bazen ağlamaklı ağlama sızlama duyulur. Orada, otomobillerde, çok esaret. Biz doğuya alınır - batı ölümüne - de ölümle. Itiraz hakkı olmaksızın Siyah kararını! ..
Yeni Nicholas [38] geldi. Bizim araba Kuplajsız ve yine bir çıkmaz içine sürülür. Onlar yürüyüşe aldı. Biz bir şekilde kömür yüzünden, kar yıkanmış çizgili ve siyah, sadece gözleri parlak ve dişleri beyazlatmak kökleşmiş hale gelmiştir.
Yakacak odun için altı artış akşam. Biz kapıyı açık bırakmak için süre istedi. Başka kim onun etrafında toplanan, kendi ayakları üzerinde olduğunu. Yoldan geçen bakıyorum.
Yakında, subay - onunla bizim korumaları birkaç asker bir baş, tarzı, tertemiz giyinmiş - Jinling Spurs, kollu, kılıçlar ve tabancalarla silahlı altın örgü, üzerinde çizgili cilalı çizmeler. Bunlardan biri - uzun boylu sarışın bir adam - bir insan kafatası ile kolları ve kapak rozetleri üzerinde.
- Eğer Orenburg arasında var mı -? Yeni gelenlerin biri sordu.
- Hayır, Akmola konum, -, cevap oldu
- Bu sovdepovtsy görünüyor - tombul yanakları ile çocuk-Sancağı Sorular.
-Evet.
- Ah, istediğiniz özgürlüğü, piçler - Snidely çocuk belirtti.
Biz hiçbir şey söylemedi. Memurlar kısa sürede bıraktı.
Yeni Nickolaevsk itibaren Barnaul sürdü. Bu aynı, Ataman Annenkov için Semipalatinsk bize sürücü, "konut bozkırın merkezi." Belli oldu
Tren şimdi durur, yavaş yavaş yürüyordu. Tren yaklaşan bekleyen uzun bir süre için seyahat günü. Bitkin, biz konuşamıyordu. Arabaları ölüm sessizliğinde.
Drizge yoldaş öldü. O, Pavlov gibi, sabırla ve sessizce acıları katlandı, o huzur içinde öldü. Pavlov'un eşi ve dört ya da beş çocuklar tarafından atlattı. O Maliye sovdep Komiseri, kalıcı, sürekli, iyi eğitimli insanlar oldu. Drizge hakkında çok az biliyordu. Akmola Sibirya geldi ve Devrimci Mahkemesi Başkanımız olmak. Bu insanlar cesur, sarsılmaz inanç oldu.
Biz bir yoldaş ölüm saat bilgi verdi. Konvoy kapıyı açtı. Bir ceset yapmak için emretti. Bu bizim araba özel olarak ölü için tasarlanmış, başka bir boş araç bağımlısı olduğu ortaya çıktı. Deneyimli Kolçak katilleri ihtiyatlı idi. Ne zaman öfke ve keder yavaş yavaş sesler "Tormented ağır-istemez" şarkı ile biz sıkı bir yoldaş Drizge gövdesine yapılan
Drizge için Monin izledi. O ağır acı ve acı ölüm ile mücadele etti. Bizim göğüs zor düğüm küçülür öfke. Onun yerine Drizge bulundu nerede ölen, araç götürüldü. Cesedi yapılan zaman, Jacob Monin - ölünün kardeşi, direnemedim, ölen yakaladı ve bir çocuk gibi ağlamaya başladı. Ben doldurmak için ilk oldu:
- Şimdi gözyaşları için zamanı değil! Kalk! Sadece o senin kardeşin mi?
Jacob yavaş yavaş sakinleşti.
Monin Akmola doğdu, İstanbul içinde Sovyetlerin bayrağı yükseltmek için ilk birinin kralın devrilmesinden sonra, bir asker ve kırmızı komutanı oldu. O Krivoguz ile iyi niyetle çalıştı. Bizim Sovdep bir başkanlık yetkili, cesur ve militan üyesi, tazminat Komiseri oldu. Akmola yılında hala eski insanlar var - babam ve annem ve genç karısı ...
Biz Barnaul geçti. Tereyağı ve yemek için ekmek bir kilo aldım. Ama aç ve yorgun olup, gıda nedir? En iyi parça biz hasta verdi. Aralıklı olarak dışarı alınır tatlı su,, biz, yoğun susuzluk rağmen, çok, hastalara hallettim.
Bizim araba özellikle ağır hasta denizci Avdeev ve diğer Melokumov olarak. Diğer araç iki öldü - Martinov ve Pyankovsky Akmolinsk hem. Martynov - çalışma Spassky bitki Pyankovsky-vatandaş, bir demirci, doğuştan bir Pole. Her iki üye Sovdep. Pyankovsky İşçi Komiseri oldu. Akmolinsk hem eşleri ve çocukları var. Ölümünden önce Pyankovsky "Marseillaise." Seslendirdi Kalbinde bir lirik romantik kutup, ölmek bile, seslendirdi ...
Barnaulsky ilçe geçiş durumunda, bizim polo ¬ tion geliştirdi, ama yine de yoldaşların ölüm ruh bulutlanıyor.
"Batyrs" Ataman bilerek açlık bizi açlıktan istedi, biz ekledik morg vagon, tarafından açıktı. Bizim stoklanmıyor için bile ekmek diğer ürünler söz değil. Birçok istasyonlarına ek olarak herhangi bir gıda şeklinde sağlamaz. Bazen bir somun ekmek ile bir köylü görebiliyordu ve diğer ürünler yoktu. Sorun ilk, ürün kendilerini çiftçilerin yeterli değildir, yani, ve ikinci olarak, onlar Kolçak para satmak istemiyorum. Ve yanı sıra, yerel halkın genel Kolçak korkunç olduğunu.
Bizim tren durur birinde uzun oyalandı. Demiryolu köyün dört ya da beş görülebiliyordu. Dört koruma yerde, bir kızak için boyunduruk atların bir çift var her araba onlarla bir mahkum çıkardı ve köye sürdü ... Onlar ekmek ile döndü. Çoğu şu anda alınır ve geri kalan iki araba ayrıldı.
Olarak böyleydi? Köyün içine Breaking, atamantsy ekmek talep etti. "Sami aç oturmak," - köylüler söyledi. Askerler her evde vardı, hiç kimse ekmek yoktu. Şu an ele geçirmek, yoldaşlarımızın biri sessizce, çiftçi için ekmek fısıldadı. Çiftçi öfkeyle, söylediği "Neden bu şimdi söyleme, seni bilmiyorum!" Durum hemen değişti, köylüler anında nataschili ekmek. Askerler kabile reisi söylemedi Onlar sinsice "tren bekliyor kez, yeter Yeter.",, Son kırıntı için, olabilir tüm toplanan
"Altay ray" - istasyonları Barnaulskogo İlçe bazen Rusça bir gazete kapmak başardı, ekmek ve tütün için gitti bizim yoldaşlarımıza. Onun malzemeleri Omsk gazetelerden farklı, tuttu Kolçak karşı az ya da çok, görünüşe göre, bu SR yayınladı. Bu gazetenin, biz haber çok şey öğrendim.
"... Avrupa'da barışı korumak için ABD Başkanı Wilson Adalar'da bir konferansa davet eder. Konferans Rusya'da Barış Kurulması konusunu tartışacağız. Konferans, Bolşevik hükümetin diğer temsilcileri ile birlikte, Rusya'dan davet etti. "
Gazete Kolçak iddia edilen cevap bildirir: ". Bolşevikler temsilcileri var katılacağı, biz konferansa katılmak reddetme".
- "... Avrupa'da barışı korumak için ABD Başkanı Wilson ile ilgili bir konferansa davet eder
- Adalar. Konferans Rusya'da Barış Kurulması konusunu tartışacağız. Konferans, Bolşevik hükümetin diğer temsilcileri ile birlikte, Rusya'dan davet etti. "
- Gazete Kolçak iddia edilen cevap bildirir: ". Bolşevikler temsilcileri var katılacağı, biz konferansa katılmak reddetme"
- Kağıt Rusya'da * Devrimciler ve Menşevikler, Bolşeviklerin, bir araya gelip Kolçak karşı konuşmak için gidiyoruz kabul etti gerçeği hakkında yazılmıştır. Kolçak karşı tüm Rus asi: Bu vesileyle, Chernov başkanı bir bildiri yayınladı! Sosyal Devrimciler ve Menşevikler ile birleştirdikten sonra, Bolşevikler bir kurucu meclis toplanması kabul etti.
- Bu özellikle Sol Trofimov, dostlarımız memnun gazetenin mesajdır.
- Hiçbir şey, Seyfullin, şimdi iyi olurdu! Şimdi iyi olacak - o mutlu söyledi birkaç kez.
- Gazeteye göre, Sibirya demiryolunun tüm işçilerin, tüm köylülerin ve kooperatif birlikleri Kolçak karşıyız.
- Bu verilerin güvenilirliğini, biz sadece kendilerini ikna değildir.
- Şimdi uzun süre, sürüngen değil - Daha sık bizim arabada duydum.
- Bu Altay ilinde köylüler Kolçak isyan bildirdi, ancak başarısız oldu. Zorla bastırıldı. Isyancıların liderleri Altay Dağları kaçtı.
Barnaulskom eyalet hükümeti işbirliği Kolçak aranır ve hükümet liderleri hapse. Kolçak tekrar tekrar Altay gazete defalarca para cezası ve editör sorumluluğu çekiliyor yasakladı.
Ama yasak gazete farklı bir başlık altında görünmeye devam etti. Bir zamanlar bu "Altay Dawn of" olarak adlandırıldı. Daha sonra "Altay yeni şafak" adını ve son olarak, bir oldu "Altay ray." Tüm bu veriler çok aynı gazete tarafından bildirilmektedir.
Ama biz Semipalatinsk yaklaşırken zaman, bizim durum kötüleşti. Yine, hiçbir ekmek, her gün bir kez su yok.
Biz çıkarıldıkları zaman, biz kömür tuttu, torbaya kar işe. Kar soba ile erimiş ve biz pis muck içti. Ama kar korumaları asker daha fazla almak için izin vermedi ... Arka arkaya birkaç gün kar fırtınası sürüyordu. Tren bizim ölüm saat geciktirmek için çalışırken, makineciler tereddüt bilerek gibi, bekleyen durdu.
Avdeev kötü. O titriyordu, ancak ayağa alır. Bir gün kapıya gelmek istedim, ama o bir kramp yakaladı ve denizci çaresizce durdu. Tren duruyordu rağmen O, iki yana sallandı. Ona bakmak için korkunç. Ancak, bize herhangi bir daha iyi bir görünüm vardı. Kömür tozu yüzünde gözenekleri tek göz görülür emilir. Burun deliklerinde toz, kulak, ağız.
Tüm yerlerde bile, daha getirdi bekliyor. Ama tren acele değildi. Kar fırtınası Raging Sizi morali bozulmuş gitmek vermez. Aramızda en zorlu adam Katchenko oldu. Tüm ihtiyaçlar için - Tütün, odun için, su almak ve ekmek her zaman bir kelime onu giydi, Katchenko bizim yaşlı oldu. Ukrayna Cesur, onurlu, onun ulus temsil etti.
Inilti duraklarından biri de Avdeev sordu: - Katchenko, bir bardak süt olsun ... Eğer bir tane, ben ölmek değil, hayat lütfen! ..
Gözyaşlarına Biz Katchenko. Birlikte eskort ile, o istasyona gitti ve yarım saat sonra bir bardak süt vardı. Hızla ocakta kaynatın ve Avdeev görev yaptı.
Hepimiz süt Avdeev hayatta kalmak yardımcı inanıyordu. Bir denizci arkadaşı Kondratieff, aramızda tek kadın yola vermedi. Gündüz ve gece, o hasta hallettim.
Daha ne kadar Barnaul Semipalatinsk için aldım. Solmuş, soluk, nihayet su veren durdu, "aşağı gel". Yeterli kar işe izin verilmez. Bazen bir kez, bazen iki kez bir yürüyüş için dışarı bir gün, bu süre boyunca biz aceleyle buz ve kar parçalarını yakaladı. Ilk etapta eritin su hasta verdi, ve bazen geri kalanı, sağlıklı arasında bile yarım bardak bölmek bir bardak. Man susuzluk daha uzun açlık bu arabayı, şimdi sadece uğrar, ben öğrendim ki su - dünyanın en pahalı. "Ah! Nerede Sık sık sakince yürüdü, üzerinden dağ yaylar ve akarsuları, gurgling, gidiyorsun? "-Ben düşünce kendini alamadı.
Şafakta Semey geldi. Bizim araba demiryolu istasyonunda Kuplajsız vardır. Biz, su var içti, rahat bir nefes aldı. Şehirden iki mil gördük. Güneş biz arabadan alındı, gül ve her zamanki gibi, acele etmedi ve kar yıkamak için fırsat verildi.
Her yerde her yerde, kabarık kar kalın bir tabaka görünüyor. Semipalatinsk büyük bir kalabalık köyü andıran. Sıcak gün. Değil gökyüzünde bir bulut. Güneş parıldıyor saf beyaz kar oynar. Demiryolu istasyonunda birkaç Kazaklar kızaklarımız koyun leşleri ile yüklendi.
Konvoy komutanı ve iki asker şehre gitti. Kalan korumaları bize biraz ekmek var. Araba işkence kurtulmak için sadece ne bu şehirde bizi bekliyor, bilinmemektedir, ama hepimiz hemfikir.
Tüm gün biz istasyonu için umutla izledim ve haber bekledi. Akşamları biz arabaya memuru yürüdü.
- Peki, geri dönelim. Bu gece, gitmek - dedi.
- Neden geri döndü! Nerede?
Bizim için sürpriz, öfke, öfke sonu biliyordu.
- Geri almak için emretti. Başka bir şey bilinmemektedir - subay söyledi.
Ve yine arabanın kapısı kapalı. Neden buraya getirdin? Neden geri dönüşümlü? Başka nerede almaya gidiyoruz?
- Açıkçası, Semipalatinsk kötü durumu. Ve bu yüzden biz kabul etmiyoruz. Şimdi ölüme bu arabalar bizi taşıyacak - konuştuk -. Onlar bilerek yol boyunca açlıktan Semipalatinsk sürdü. Ve şimdi, standı, Sibirya'da hapis ölü, geri taşıyacak.
Hiç kimse bir şey bilmiyordu. Geceleri, Semipalatinsk dışında kontrol etti.
Yine, birçok sıkıcı durdurma, yavaş yavaş tekerlekler. Fırtına patlak verdi ve tren tamamen durdurulur. Yol karla kaplı. İnsanlar duyamıyorum. Bu bizim mal bileşimi için evlendik olduğunu ortaya çıktı
Hızlı at adım hareket. Uzun süredir. Biz günde sadece yirmi beş kilometre geçti. Fırtına düz üç gün boyunca kasıp kavuran. Üç gün boyunca ekmek ve su zaman zaman ortaya görmedim ...
Fırtına durduğunda, tren sürüklenir gözaltına aldı. Bu dördüncü gün, ekmek, ne su, aç mahkumların aç aslanlar gibi, darmadağınık oturdu. Gözünde yangın daha az olmak, ama öfke - daha fazla.
- Hayır gerçekten, tek tek ölmek yerine, tek seferde ateş daha iyidir! Bu ekmek ve su isteyen, kapısını çalıyor olmalıdır - Birisi önerdi.
- Doğru aldım zamanlı!.
Bir sonraki durakta vurma ayak başladı
kapıda.
Gardiyan öfkeyle cevap verdi:
- Sen ne istiyorsun?
Biz ekmek ve su talep etti.
- Hayır, - gafil kesti.
- En azından kar için bizi olsun!
Gardiyan lanetli. Biz yine kapıda tekme başladı.
- Hey! Knock etmeyin, ben çekim başlayacağız - koruma uyardı etti.
- Vur - Biz aynı anda haykırdı -. Veya kapıyı açmak ve bize kar toplamak izin!
Muhafız kaptanı, geldi kapıyı açtı, kar çevirmek için izin verdi. Biz çanta ve kova dolu. Hoşgörüsüz-Livy konvoy bize acele başladı. Yoldaş Afanasiev söyledi:
- Çevirmeli ve uğramak bekleyin.
Asker ona bağırdı. Afanasiev hareket kızdırdı. Gardiyan arabada oturan diğer erkekler aramaya başladı:
- Çık dışarı! ! Tüm ateş - - Ve deklanşör tıklandığında: - Onlar isyan istediğiniz bize dönerek, diye bağırdı.
Afanasyev gözlerle ona baktı.
- Açık, ateş - O öfkeyle bağırdı ve asker olarak gerçekleşmiştir. O cesaret edemedi. Muhafız kaptanı geldi ve skandal yerleşti.
Tren başladı, ama yakında tekrar durdu ve bu kez koruma kapıyı kendisi açtı ve kar aramak için söyledi. Tren uzun süre durdu. Bizi geçmişte birkaç kez lokomotif geçen. Sürücü açık kapıdan bize baktı. Bizim arkadaşları biri bağırdı:
-Biz mahkumlar, Bolşevikler var! .. Açlıktan! Bakım için cesaret! ..
Buharlı lokomotif gitti ve konvoy başkanı durdu. Bir süre sonra o kirli siyah tulsurke bir adam ile indi ve bize doğru yürüdü ise. Ilk ¬ nick konvoy yaklaşırken, kendisine konuştu ve ona bir paket verdi.
Muhafız kaptanı bize bir paket getirdi, bu ekmek oldu.
- Bir kişi geçti Yani, almak ve birbirleriyle paylaşmak - biz onu yapmak bilmiyordum olmadan gibi baş, söyledi.
Bizim sevinç kelimelerle ifade etmek mümkün değildi, biz kendi kendime bir yabancının dikkatini neden ne kadar ekmek mutlu değildi. Bu yüzden bizimle sempati ve Kolçak, tüm olarak, bizi nefret etmiyor.
Onlar kapı kilitli, ama yakında tekrar kilidi ve koruma söyledi:
- Ekmek al!
Bu aynı sürücü kolunu iki somun ekmek altında tekrar geldi çıkıyor.
Kapı başını Yapıştırma, ben uzun süre ona baktı. Bu iki üç kez bir dostu selam olduğunu. Gözleri sempati ile parlıyordu.
Ertesi gün Barnaul geldi.
Başın izni elde ve uygun elbiseler topladıktan sonra Katchenko istasyonuna eşlik gitti. Getirilen ekmek, sosis, yağ, tütün - O madencilik döndü. Sigara içenler yemekten önce tütün için akın etti. Sık sık insanların tereyağı ve ekmek için değil tutarak aç yorgun titreyen elleri ne merak, ve bir sigara için, yanar aceleyle ve açgözlü ve alınlarında ilk puf sonra da ter büyük damla vardı. Onlar bir bütün duman teneffüs ve yemek gibi görünüyor, hiçbir şey geri izin yok.
...Barnaul Novo Nicholas giderken iki arkadaşı ölmüştü. Bunlardan biri - teknisyeni fabrikaları Yurashevich (oğlu-in-Kremenskov).
Biz şimdi Yeni Nickolaevsk almaya nereye bilmiyorum. Biz Omsk taşıdıkları fark edince Ama korkular dağıldı.
Yine, Omsk istasyonunun çıkmaz birinde bizi. Biz iki gün boyunca orada durdu. Su için tren istasyonuna yürüdü yoldaşların üçüncü gününde, şunları söyledi:
- Bazı iyi giyimli saygın vatandaş, tren istasyonunda bizi bir araya geldi arabaya bizi yürüdü. Sonra geri döndü.
- Sokakta Muhtemelen basit bir adam - biz mahkumlar bakmak isteyen, asla bilemezsiniz, girmiş.
- Hayır, olamaz! Gözleri kurnaz, o özel bir şekilde bize baktı.
Öğleyin Katchenko tekrar su almak için gitti, onlar geri döndü ve bir fısıltıyla şunları söyledi:
- O adam yine burada! Orada, tren sonra, şuna bak!
Biz yuvaları sarıldı. Gerçekten de, orta boylu yukarıda kalın set adam, sarı saçları, bir yabancı gibi ileri geri yakın yürüyüş ve oldu.
Bizim araba etrafında Ertesi gün elinde küçük bir düğüm olan bir kadın, oldukça basit giymiş oldu. Araba kapıları açık. Saat kilitli ve kapı cıvatalı zaman, ayaklarımızın altında beklenmedik düğüm düştü. Biz kadın neredeyse hayrete durdu bizden Sentry askerler kaçtı gördüm ve ona baktı. Biz hızlı bir şekilde düğüm sakladı. Ekmek, sosis ve sigara vardı.
Bizimki ile aynı umutsuz durumda olmamıştır olanlar, en küçük yardım ve destek bile bizim için ne anlama geldiğini anlamıyorum!
Üçüncü gün sonunda araba ayrıldım.
Çalışan insanların özgürlüğü için.
Biz arazi inilti, titreyerek, silah
korkunç Hood, alanın kan boyalı.
Biz acımasızca yere eğildi,
biz yukarı inatla çalışıyoruz.
Bir kurşun bıçak
Tüm hayat bağlıydı.
Duman fabrikaları ile akciğer.
Uzun süre binmek.
Asırlık köle-gibi zincirlerinden
el ve ayak cilt çökertmek için.
Tüm bilmek - ve yoksulluk ve talihsizlik,
-Biz onun bahar bekledi.
Ve bir kez daha soğuk ölüm
meyve tadı daha,
hayatta aşık lanet var!
Kötü aziz rüya olanlar.
Bizi yıldıramaz - arazi yatıyordu.
Daha fazla ...
Bizi kim tehdit cesaret edemiyor?
Ülkemizde herkes - askerler.[39]
OMSK KAMPI OLARAK
Bu konvoy değer. Kılıçlar ve süngülerle tüfek pırıl pırıl. Bir ayak korumaları, diğer, sadece şehirden gelmişti, binicilik. Biz vagon dışına ve dizilmiş. Yeni konvoy Başkanı - genç bir subay, hem de eski patron. Omuzlarında kenarlı örgü apoletler parlıyor. Kolunun üzerine İpi ile gümüş kaplı kılıf kılıç. Spurs en ufak bir hareketi tinkled. Ofitseriki genç. Onlar gümüş yaka içinde tazı yavru gibisin. Biz de onları inceledik. Yukarı çekmek için hiç kimse ile bu ustaca loafer'lar ve avaralar, - baba ne de anne ne. Kirli küfür, akılsız aptal kahkaha, kükreyen hayvan sesleri. Genellikle böbürlenerek onun kılıç ve kamçı girmiştir. Her sarhoş olduğunu atış bağırarak, bize silah tehdit ve bize kirli bir küfür döktü. Değil kral için dua diz çökmüş gerektiren bir kez işkence. Yoldaşımız kendi insanlığın ölçüsü tam öğrendim ...
Yürüyemiyordu edenler, iki sıra halinde dizilmiş. Memurlar bize bakarak, konuşuyorduk tarafından ayaktadır.
- İkinci arabanın iki arkadaşları kadar gidemez - saflarımızdan duyuldu - Ellerini bunları koyalım?
- Güçlü kim, Hadi!
Ben ve diğer Pankratov, araba girilen bir kömür tozu kirli katta iki yatıyordu. Bir - Türkistan Akmolinsk, diğer vardıklarında tutuklandı Pyankovskiy yoldaş, - avukat-maksimalist Smokotin. Sessizce bir kelime dile bize mümkün izlerken de. Gözleri donmuş buz sarkıtları gibi ..; Pyankovskiy sadece bir ayakkabı, yakın yatan diğer giymek için yeterince gücü var. O bakan gözlerle bana baktı.
- Sen çizme giymek olamaz [40] sordum.
Yumuşak inilti, o, başını salladı oturup çalıştı ve ben, sadece gösterdi onun boot tarafına bakamadım. Biz Pankratov, onun şişmiş bacak bir önyükleme birlikte çekti arkadaşı kaldırdı ve atlı kızak korumaları taşıdı.
Biz araba yarı ölü yoldaşlar çıkardı gibi bakıyor, bir gülümseme ile konvoy yeni başkanı şunları söyledi:
- Bu bir kayıp vardı yol çıkıyor? Eski şaka üzerinde konvoyun baş bir şaka ile cevap verdi:
- Zarar değildi ... Kalıcı, köpek. Sadece altı öldü.
Gün oldukça sıcaktı, bahar geliyordu! Ben çevremdeki güneş ışığı dünyasına gördüm ilk kez sanki gözlerimin içine baktı. Günün ışığında arkadaşlarım korkunç bir görünüm: gözlerini batık, soluk, kuru. Yüzler ve siyah bir toz tabakası ile kaplı giysiler. Onlar diğer dünyadan benzemektedir.
Ve kendimi bir şekilde uhrevî görünüyor. Biz açlık ve soğuk, karanlıkta, bir hücrede dokuz ay geçirdi. Sadece dokuz ay! .. Ama dokuz yıl için yeterli, yudum için bize yol açmıştır sıkıntı,! Dokuz ay boyunca, dünyanın görme bütün umutlarını yitirmiş ve kömür tozu silkeleyin var. Gardiyanlar tarafında kılıç kuşaklı kayışları ile hariç tüm, bir masal gibi bize görünüyor ...
Biz sürdü ... Yere çökecek olanlar, bir atlı kızak koydular.
Güneybatı taze esinti usulca üfledi. Demiryolu ve evlerin ön tarafına yakın kar şişmeye ve erimeye başladı. Sanki gökyüzünde güneşin karşısında, çok sıcak ve sıcak nefes, müjdesini yaz ile kalpleri saran. Bunu çözülme zamanı olduğunu hissediyorum. Güneşin altında gözlerini kısarak, ben yüz yumuşak ışık rüzgar yerine. Ben bakmak ve kalbim güçlü atıyor ... Leo, duş bastırılmış, özgürlük beklentisiyle, hareket etmeye başladı. Ben ashabına baktı ve kömür kir kaplı yüzlerine allık görünür gibi görünüyor. Tüm göğsüne, doyumsuz, aç gözlü yutmak hava doğruldu. Batık gözler ölü, diri bizim yorgun organları umut yaktı. Herkes orada, biz nerede, muhtemelen ölüm araba daha kötü olmayacak inanıyor. Biz sokaklarda yürürken kaygısız insanlara dikkatle bakın, biz insan formu eksik. Tatlı kalp. Uzun zamandır gömülü olan canlı düşünce ve arzuların kalbinde.
At konvoy bize sürücüler, kılıcını çekti. Geçen ve kasaba halkı geçen, aval için sürpriz oldu.
Onun yele sallayarak beni konvoy adımları yakın siyah at,. Boca vorsshogo siyah kadife gibi parlıyordu. Ben sıcak öğleden sonra zevk, ben eğlenceli karga hayran, özgürlük için umut. Gardiyan, ben bir at hayran görünce, sırıttı: "İstediğiniz ata oturmak için ..?"
Biz demiryolu yakınında bulunan, kampa sürdü. Bize, dört asker ile kılıç görünüşte tehdidi, sıkı kızıl saçlı genç subay, kampın baş, dikkat yapın. O götürdüler ve konvoy sağlar.
Kampta, bir ağıl gibi ahşap bir çit ile çit, on uzun kışla çürük plakalar aşağı getirilir. Dış ve iç kapalı kapıda nöbetçileridir. Kamp bağımsız bir devlet benzer. Tutukluların tam tüm on kışla. Kapılar kışla kilitli değildir. Tutuklandı serbestçe kulübe kulübe gidin.
Biz sürdü, kamp karşılamak için dışarı çıktı.
Konvoy götürdüler tam genç subay, onun yardımcıları boş barakalarda bizi emretti.
Kamp Çekler tarafından korunan.
Onların kışlaya yürürken, daha fazla mahkum bizi görmek için dışarı çıktı. Birçoğu salgı gibi hırpalanmış gibi, bizden biraz farklı anlamına gelir. Hepimiz sempati ve katılımlarını göstermeye çalışacağım. Biz aç, mahkumlar kendi kışla kaçtı ve ekmek getirdi farkına vardığımız zaman. Oturan kendimizi gruplar kaynar su getirdi, onlar çay hizmet vermektedir. Aylar ilk kez, bir insan olarak kendimizi yıkanır.
Kampta tutuklu ve bir buçuk bin. Farklı taraftan burada topluca yönlendiriliyorlar. Rus, Tatar, Alman ve Macarların (Macar), ve Koreliler vardır. Onlar ileri geri scurrying, kamp alanında kaynıyordu karıncalar gibisin. Kışla kirli yatak, karanlık, pis koku, karanlık içinde. Bir deri bir kemik mahkumlar, paçavra birçok. Her gün biri ölür. Onun aul içinde, kendisine gelmiş gibi ama araba sonra biz hissettim. Ate, memnun, hiç ruh yükseldi.
Orta boylu Horvath denir Macaristan, yuvarlak yüzlü, siyah saçlı, bir kez bize, Kazaklar, taciz bizimle uzun bir konuşma vardı, bize yenilebilir bazı getirdi. Rusça, o çok iyi konuşmadı - tökezledi, ama o her şeyi biliyordu. Horvath Peter ve Paul istasyonlarından biri de savaş katıldı, o kırmızı at asker olduğunu söyledi. Omsk gitti Çekler binlerce imha edildi. Çekler kırmızı gücünü en küçük dekolmanı ezilmiş ise, o istasyonu vermedi. İşte bu savaşta ve Horvath katıldı. Hırvatlar birlikte mücadele ve Omsk kırmızı kadroya geldi Kazak zhigit,. Bu dekolmanı son madde için cesurca savaştı.
- Hiçbir şey, yoldaşlar! Tamam. Zafer bizimdir. ! Işte bu - - Biz onları tutkuyla ve Horvath boğazını tutarak, dedi, biz onları yok nasıl gösterdi.
- Tüm dünya kırmızı düştü - dedim -. Sonu kenarları kötüye görmüyorum.
Horvath bana baktı, aynı zamanda Macar, adil saçlı adam yaklaştı.
- Dostum Neşelen, kırmızı gelir. Krallar için, beş yıl mücadele etmiş ve gerekirse proletarya için,, kavga ve on beş yıl olacak ... Tüm dünyada sadece bizim hükümet olacaktır.
Kampta biz Basov, liderlerin Atbasar Sovdep biri ile bir araya geldi. Atbasar-sky sovdep çok aktif değildi çünkü, Beyaz sadece dört kampta dikilmiş, ve diğerleri serbest bırakıldı. Atbasar yılında Bolşevikler biraz ...
Karavanlar gazete almak için ne. Gazete Kolçak rağmen biz hevesle, onlara pounced. Bu Kolçak tarafından işgal yerlerde, gerillalar Rus askerlerinin kırmızı ilerleyen ve ilerlemeye ortaya çıktı bildirilmiştir. Açık isteksizlik ile, ama yine de gazetelerde böyle ve böyle bir şehir, böyle bir yerleşim bildirdi. Gerillalar bize yakın bir yerde ameliyat çünkü her şeyden önce biz, gerilla hareketinin büyümesi hakkında mesaj ile mutluyuz.
Yakında, daha yakından, biz hasta kampta mahkumların yarısı fark etti. Beş ya da on kişi için her gün ölüyor.Neredeyse çıplak çoğu. Kış soğuk ve açlık aşırı yorgunluk getirdi. Kısa bir süre önce bizim varış, mahkumların iyi bir yemek ama çok, uzun oruç, daha iyi alamadım daha fazla vermeye başladı. Tifo salgını kampta. Yoldaşımız kırk, iki gün çok hasta kampta, geldikten sonra. Açlık, soğuk ve dayandı acı Etkilenen. Birçok şişmeye başladı. Bir öldü, diğeri öldü ...
Sahnemizde sadece altı ya da yedi hastalıktan düşmedi. Tüm hastalar iki ayrı kışla vardı. Onları mahkumlar kendilerini sonra baktım. Kulübe-hastanenin bir kapı her gün yeni hasta yapılan ve önceki gün ölü taşıdı. Çok az iyileşti. Eğer kışla gelirseniz, sağlıklı yaşadığı, bazı toplanan, okuma gazete, tartışma, diğerleri kartları yağlı ya da doğaçlama bomba oynadığı görebilirsiniz. Şarkıcılar vardır. Ama birkaç kişi eğlenceli olabilir. Son olarak, hayrete balık hatırlıyorum. Onlar ancak bir rüya gibi, sallanan, ayağa sürükleyin. Birçok kişi bütün gün yataktan artış yok. Her kulübe katlı yatak içinde, aceleyle bir şekilde şanti. Barack sadece çamur ve kıyameti, yayınlanan değildir. Revire her gün birisi darbe. Yakında, kampta, burada cehennem eşik fark etti. Özellikle kötü gece. Uyanmak, bir uzun süre uykuya dalmak ve sadece ağır deliryum tutuklu duyamıyorum. Uykusunda inilti bir sürü. Korkunç korku içinde bazı uyanmak, gözenekleri ¬ vayut şey, mırıltı bir şey arıyor, bir yerde çalıştırın ve, uyanık savurma ağlamaya ve yaklaşık çılgınca görünüyor. Bazı yüzsüz gölgeler karanlık ve korku dalmış siyah bir kaynıyordu hangi delik ve inilti gibi kışlada gece hayatı.
Hasta ve kötü kışlada. Bu inliyorum sürekli olmalıdır. Hastalar kendi ölüm sancıları içinde, ısı yırtılır. Bir uzak yaşam kaybolur ne kadar her an görebilirsiniz. Bazı çılgın dehşete, diğerleri en aziz ruhunun sırrı ortaya hakkında tutarsız mırıldanarak, bir şey kutlamak ... Yorgun sarhoş yardımcı olmak için hemşirelerin rolü Mahkumlar, kalk onlar gibi dikkat edin. Hemşireler kaşları çatıldı mı, ve yüzlerinde hiç bir hastanın iyileşme için umut olabilir.
Tek teselli barakalarda kapı kilidi kalmamasıdır.
Gün sürükledi. Bir başka benzer. Rus ve Kazak gazete oku ... Liverpool'un başarısında sevinin. Biz Omsk gevşek bazı arkadaşlarınızla temas var. Onlar izin temin, bir tarihte kampa çıkıp başladı. Transferi un, Zhanaydarov ve Kurmangali getirdi.
Bir kez biz kaynar su işe "yemek odası" dışında, ben Zikirov Mukeeva gördüm. Birbirleriyle konuşma karşıladı.
- Buraya nasıl mı - Ben kampında, uzun zaman dedi?
Zikirov, çıkıyor, kamp bizden önce geldi ve o tecritte tutuldu. Burada bile bizim varış önce Zikirov çalıştırmak için planlanmış. Ama Çekler izlemek onu yakaladı. Sorgulama sırasında, bir aptal gibi davrandı, ama yine de kaçak soğutucu saklandı ve bir yürüyüş için dışarı izin çok nadirdir.
Ücretsiz yoldaşlar-lahana çorbası ile görme fırsatı sahip, biz haber çok duydum. Sovdep üyeleri - Biz kırmızı birimlerinin Kazaklar oldu ve nerede Bolşeviklerin merak etti. Petropavlovsk Petropavlovsk birkaç devrimci Kazakların kaderi biz kampta öğrendim. İshak Kobekova beyaz darbe günün vurdu. Karim Sutyusheva Müslüman BAIS Petropavlovsk dövülerek. Ghali Esmagambetova da öldürdü. Cezaevinde üç ay boyunca Mukan Esmagambetova, serbest bırakıldı. Gerisi kaçmayı başardı. Shaimerden Alzhanova ve Kolb, ayaklanma sırasında cezaevinden tahliye, Alaş-Orda yakaladı ve Kolçak eline geçti. Kolbe cezaevinde öldürüldü ve bir süre vurdu ve Shaimerden Alzhanov sonra.
Kızıl Muhafızlar Omsk katıldı Kazakların kaderi gibi? Birçoğu at asker savaştı. Kazak zhigit Muhametkali Tatimov, şok, Zhumabai Tolmebaev, atık, (Mukatay) Zhanibekov, Zikirov un emretti.
Haziran ayı başında 1918 yılında Petropavlovsk gelen Çekler Omsk demiryolu ile taşındı. Çekoslovak asker otuz ya da kırk için her araç tırnağa silahlı.
Ve tüfek ve makineli tüfek ve toplar ve Mauser ve bomba ve kılıç. Tüm iyi askeri konularda eğitim görmüş. Kızıl Ordu o zaman, hemen hemen, ama onlar kötü eğitilmiş ve bir şey ile askeri konularda tarafından silahlı edildi. Tüfek ve kartuşları ile özellikle kötü bir durum vardı sadece. Bu Çekler güçlü, ama olduğunu gördüm rağmen kırmızı bazı küçük gruplar, güçlü, ilerlemelerini engelleyen bir yerde yolda pusu sahnelenen: ormanda, ovalar, tren istasyonları - cesurca Çekler ile savaştı.
Düşman mermi yağmur / Kızıl Ordu sulanması onların pusu birkaç çekim cevap vardı.
İki gün ve Maryanovka yakın mücadele iki gece. Birkaç kez kendilerini karşı atağa geçti düşman ve kırmızı püskürtüldü. Sonunda ve cephane bitti ve çok az savaşçıları vardır. Üstün silah ve düşman sayısı kazandı. Maryanovka alarak, Çekler Omsk akın etti. Sadece Omsk önce istasyonunda Koulomzina,, onları, kırmızı son birimleri karşılamak için dışarı çıktı. Hayatımda ilk kez işçi ve çalışanların çoğu kenti savunmak için silah almış. Savunucuları arasında Kazakların yirmi beş ilgiliydi. İstasyon Koulomzina yine kanlı katliam oldu. Yine, insan kanı su gibi aktı. Kan dökülecek yer yoktur. Ama sonunda kırmızı hareket etmek zorunda kaldılar, düşman Koulomzina yakalanan ve Omsk geldi. Koulomzina savaştı yirmi beş Kazakların, yirmi diğer yakalanan, savaşta öldürüldü ve acımasızca idam edildi - onlar kılıç ile parçalara baş, parçalama kesti. Tutsakların canlı zhigit Zikirov un ve oluk (Mukatay) Zhanibekov hala. Savaştan sonra, Kazaklar ölü almış. Ama başlarını bu yüzden organları belirlemek için zor ve bazen imkansız olduğunu sakat edildi. Öldürülen Kazaklar biri Mukhamet-potasyum Tatimova devraldı ve askeri törenle toprağa verildi. Ana Sayfa Muhametkali bir mektup yazdı. Omsk İrtiş bir denizci olarak görev Muhametkali ağabeyi, geldi, arkadaşlar geldi ve Kazak bir cenaze vardı. Herkesin düşündüğü gibi Böylece sona erdi, Omsk işçi Kazakların ortasında çıktı ve Sovyetler sancağı oldu karakterlerden biri hayatını.
Ama sonra Muhametkali Tatimova kaderi bu bitmedi olduğu ortaya çıktı. Ve ayrıntılı olarak şimdiki nesil tartışmaya ona değer hakkında.
Savaşta Muhametkali Tatimov ve Abdullah Asylbekovv 1919 deneyimleri, bir masal gibi. Japonya'ya hemen yanındaki - Bir Ural, doğuda diğer çalıştı. O Sabyr Sharipov yaptı ve bu, çok şaşırtıcı hayatta ne. Onlara ben ayrı ayrı yazacağım, bu insanların büyük bir şiir hak ediyor. Burada kısaca Muhametkali hareket nasıl tartışacağız.
Çekoslovaklar ile bir savaştan sonra, çıkıyor, zhigit Telimbaevym ve kırmızı takım kırk arkadaşları ile birlikte canlı ve Muhametkali çekilen, beyazlar tarafından işgal edildi Ishim kasabasında ulaştı. Asker aniden saldırıya Beyazlar, hapis ve Bolşevikler ve Kızıl Ordu oturan serbest gitti. Mücadele ekibi ile Ekaterinburg taşındı. İstasyon Vagai Zhumadilov Telimbaev sakatlandı ve o Vyatka gönderildi. Şu anda Muhametkali olarak adlandırılan grup, katıldı "vahşi Omsk yüz." Bu dekolmanı Muhametkali Kuzey Urallar savaştı;
Ekim Devrimi'nin kutlama sırasında, Koshuvei-Sovyet fabrika vardı. İşte Moskova liderlerinin önümüzdeki kutlamak için. Onlar kırmızı ve Putilov en dağınık gruplar Birinci Süvari Alayı düzenledi toplanmıştır. Muhametkali makineli tüfekçilerinin alay müfreze emretti.
Bu alay beyazlar çevrili, ancak kuşatma ile kırdı ve Glazov ilçesi yakınlarında Kızıl Ordu katıldı. Alayın bu bölümünde kış boyunca savaştı. Beyaz sözde ile savaşan Kuzey Urallar onu katılan "KırmızıEagle Alay." Kazak çok iyi ses değil, ama Rusça - zor. Bu Raflarda: biz Kolçak'ın gazetelerin kampında öğrendim İlk Putilov çelik raf ve raf kırmızı kartal.
Nisan 1919'da, Kuzey Urallar liderler merkez geliyor. Kızıl Ordu artar gücü. Bir parti-çığlık atar: "Biz Sibirya boyunduruğu ve gri Urallar altında inleyen düşman bekliyor." Bu itiraz Kızıl Ordu'nun moralini yükseltir. Beyazlar Yekaterinburg yendi. Muhametkali - Bir makineli tüfek müfreze komutanı. Ona göre Telimbaev geri geliyor. ve arkadaşlar ön planda her zaman Beyazlar savaşmaya devam. Ishim ve Yalutorovsk Muhametkali en yakalama tifüs sözleşmeli ve Yekaterinburg gönderildi sonra.
Beyazların eline Omsk ve Zhumadilov yakın Barnaul Kolçak bir uçuş aldıktan sonra Ulse, ve vahşice öldürdüler.
Bu Omsk Kazak devrimcilerin kaderi oldu. Atık (Mukatay), kaçtı beyazların eline aldı tekrar ele geçirdiği ve yeniden kaçtı.
O zaman tarihsel olaylarda büyük mücadele bizim işçi sınıfının çıktı pek çok gerçek kahraman vardı. Onların kahramanlığı daha sonra açıklayacağız. Inanılmaz zorluk ile devrimin bayrağı altında Kokchetav Sovdep Sabyr Sharipov liderlerinden biriydi. Kendi çıkarlarını düşünmeden yeni bir güç Dosov için mücadele - Omsk Demokratik Konseyi'nin öğrencileri arasında düzenlenen ve Bolşeviklerin katılan onlardan biri. Tautan Sovdep dalmadan önce Kustanai ilçesinde köyüne kayboldu. Sadece Zhanaydarov Sadvokasov Omsk kaldı ...
Biz Omsk kampına sürüldü öğrenince, Petropavlovsk babası Zhumabay Nurkina geldi ve bize yemek çok şey kattı.
Sessizce kampın komutanı izin isteyen mahkumlar, eskort ile çıktı şehirde yürüdü, tanıdık, dükkanlar gitti. Biz Muhanna ve Zhanaydarov görmek için, babası Zhumabay ziyaret, şehre almak için aynı şekilde başardık.
Biz şehre giderken, biz Watzke-Çekoslovak askerler eşlik. Belirgin bastırılmış bu "kahramanlar", şiddet zaten geçti ve hissetti: onlar fesat bu, çok fazla 'anlamaya başlıyorum. Onlarla birlikte, biz açıkça konuşmaya başladı. Bazıları diyorlar söyleyerek, onun memurları eleştirmek, hepsi yapılır ... Diğerleri Sovyetler suçlama: ". Eve geri izin değildi, biz savaş, isyan gitti tek nedeni" Kısacası, Çekoslovak askerlerin çok bizi arayarak, sempati ile bizi tedavi başladı "kardeşler." Şehir etrafında bize eşlik zaman, her yerde, led, ancak uyardı:
- Kardeşim, o kaçak uzakta, o zaman vur beni biliyorum.
Biz yapılabilir rağmen, kaçış düşünmeye değil, şehre gitti. Biz kaçarsan, kamp arkadaşları geri kalanı çekilecek, bu durdu. Biz toplu kaçmak için planlar yaptı.
Bahar yaklaşırken, daha sıcak oldu.
Şehre bir sonraki çıkışında biz Zhumabaev inci Katchenko kimlik iki belge ele geçirdiler. Kurmangali Tuyakov - Bir bize Zhanaydarov Sadvokasov, diğer aldı. Bu belgeler yeterli, bu yüzden Zhanaydarov için polis eskortu altında gitti ve damga ve 1917 Demokrat belediye öğrencilere açıldı mühür aldı, tutkal, keskin bıçak, kimyasal kalem kağıt, kalem, mürekkep ele aldı değildi.
Kampta dikkatle lastik yine kaçak sıkışmış bazı harfler mühür kesme, ve biz öğretmenler kurulunun damgası vardı. Ama biz "öğrencilerin Eğitim Kurulu.", Ayrıntıları sağlamak mümkün değildi, ve herkes tamamen bizim basın baskı düşündüm okursanız, Rusya orada yer aldı
Benim yaş uygun, Zhanaydarov Duysembiya Asieva adının ele aldım belge,.
İşte belge:
Eğitim Kurulu
Kazak öğretmenlerin belgesi
Gerçekten de yetişkinler için pedagogicheskoyshkoly öğrenci Omsk verilen
Duysembiyu Asievu 26 yıl Sletinskoy bucak Omsk County Kazaklar. Asiev yaz tatilde. Kanıt biz mühür ve imza koymak göstermektedir.
Yardımcısı. Önceki. öğretmenlerin toplantısı 25 Mart 1919 tarihinde (imza) Sekreter (imza)
Sayısı 112 (baskı yeri).
Her durumda, ben dolu ve Alaş-Orda bölgesinde komitesi adına bir sertifika, komite Sadvokasov Zhantasov başkanı tarafından imzalanmış
Biz kararname varlığının farkındayız, "yargısız çekim yakalama mahkûm kaçtı." Ama rağmen sağlıklı tüm kaçmaya karar verdi.
Zhumabai köye babasıyla kaçmak için tasarlanmıştır. Geri kalan herkes olabildiğince, kendi yollarına gidecek.
Bir kez kış boyunca birikmiş ve kışla arasındaki yemeği kar ısındı ve erimiş, o şehir Avusturya mahkumların almaya başladı. Biz kaçış hakkında onlarla kabul etti.
Kar temizleme genellikle emperyalist savaşta esir alındı Avusturyalılar vardır. Kaçış gelince, bu arabacılarla kabul etti.
Gün erken kalktı. Kalp endişeli, endişeyle yener. Sabah, bu buz gibi. Gün grimsi. Dressed, yıkanmış, çay içti. Yakında, tüm tutuklular ortaya çıktı ve tekrar gibi karıncalar etrafında kışla ve karmaşa arasında koşturma başladı. Sürekli dışına gitmek, kızak dikkat.
Avusturyalılar nihayet geldi.
Önce Zhumabay göndermeye karar verdi. Belirleyici an yaklaşıyordu. Plan uzun, hazır tüm görüşmeler olmuştur. Biz sessizce birbirlerine baktı. Risk almak her belirlenmesi önünde.
Iki kulübeleri arasında çevrili kızak mahkumların ellerinde kürek ile sokuldular. Şüpheli bir şey fark etmedi izlemek için, hepsi kar kızağı yüklemek gibi davrandı.
Zhumabai hızla kızak girdim. Mahkumlar zaten önceden kar gevşetti ve Zhumabay attı. Yönetim kurulu üstüne koymak, o Avusturya oturdu ve kızak başladı. Sonra dikkatlice bakmak ... Sani güvenli bir şekilde izlemek sürdü. Çekler onlardan sonra kapılarında kayıtsızca baktı. Askerler kapılarını açtı. Biz sabırsızlık ile yanan, bak ...
Sani özgürlüğe kaçış.
Biz Abdullah yarın koşmaya karar verdik.
Onlara su içmek verdi, hasta ve Baimagambetov Beacon için kışlaya gitti. Hafız ve Afa ¬ Naseva ziyaret etmeye karar verdi ama Afanasiev ölmüştü. Öldü ve Smokotin ...
Tüm gece uyuyamadım ... Tüm gece hayal. Evini ziyaret etti. Ben bir çocuk yerli step ve dağ gördüm. Kötü hava Mücadele, ben cesaretle derin kar yürüdü. Memleketi köyde bana anne karşılamak için. Ben hatırlıyorum beri, öptü ve, ve şimdi ilk kez ona sarıldı ve öptü ve ona bir çocuk palet olarak sarıldı olmamıştım ...
Ben, rüyalar ve diğer köylerde ziyaret bir gerilla dekolmanı bulundu ve beyaz karşı mücadele ile, kendi yoldaşlar ölümü intikamını ... Ben Türkistan-stan ziyaret ... O Rusya ziyaret etti. Ben her yerde oldum, ben yeryüzünde bir yer oldu. Ben özgürlük kovaladı!
Herkes, satan arabalardan kar dışarı göz başladı önce kalktı. Onlar gelmiyorlar. Haşlanmış süt hasta. Bakken zar zor içti. Ancak zar zor ararken, hareket. Zayıf ses, bana sordu:
- Bana bir kağıt ve kalem verin ...
Onun isteği ile uyumlu. Bir şeyler yazmaya çalıştım, ama yapamadım. Onun gözleri gözyaşları koşarak geldi. Ben ancak ağlamaya kendimi dizginlemek olabilir.
- Ben söyle, senin için yazacağım. Bakken başını iki yana salladı.
- Yapma.
Ben üzgün düşünceler içinde kaybolmuş, uzun süre oturdu. O Nekrasov tarafından şiir hatırladı.
Savaşın dehşetini dinlemek
Mücadele her yeni kurbanı
Özür değil bir arkadaş değil, eşi değilim
Üzgünüm kahraman değilim ...
Ne yazık ki, eşi teselli,
Ve birbirlerinin en iyi arkadaşı unutun;
Ama bir yerde bir ruh var
-Bu mezara hatırlanacak!
Fırsatlarımızı en ikiyüzlü ortasında
Ve her kabalık ve nesir
Dünyanın bir ben Aziz, içten gözyaşları casusluk
-Bu yoksul annelerin gözyaşları!
Onlar, çocukları unutmadı
Kanlı alanda ölü,
Bir ağlayan söğüt yükseltmek için değil nasıl
Onun sarkık dalları ...
Ben zihinsel arkadaşları ve kışla sol hastalara veda.
Parlak güneş kamp üzerinde yükseldi.
Ben kürek ile Barack Avusturyalılar, kızakların, atlar, ve yoldaşlar bakın. Onlar sıkı kızak çevrilidir ...
Ben hızlı bir şekilde, yüzü germek, uzandı. Ben kar ve buz sert topaklar düşmek.
Yoldaşlar hızlı bir şekilde bana buz ile karışık kirli bir kar attı. Yönetim kurulu üstüne koymak ve yönetim kurulu bir adam oturdu ... Diye bağırdı: "Ama!". Kızak başladı. Boynumda, vücudun her yerinde omuzlar, daha da şiddetini üzerine düştü. Bana düzleştirir, uçtuğunda. Solunum zorlaşır, ama acı. Kampın sonuna kadar açık kapıları gıcırdayarak açıldı. Sani özgürlük için bıraktı.
Kaçtıktan sonra
Pavlodar yolda
Sanırım inişli çıkışlı bir yol boyunca sürüş edildi ne kadar bilmiyorum. Erimiş kar Solunum damlacıkları benim yüz ve boyun aşağı damlayan. Son olarak kızak durdu. Sürücü yavaş yavaş atlı kızak soyundan ve teslim olarak duydum. Ben yere kar ile düştü. Sürücü bir fısıltıyla uyardı: "hareket etmiyor, Uzan!". Sürücü-Avusturya asker esir - benimle ellerini giysiler bağlı kalarak, kar ve tüm paçavra topaklar temizlendi, daha sonra, etrafına baktı yanımda kar oturdu.
Biz kaldı yerde bir huş koru yakın Omsk doğu eteklerinde bir dökümü kanalizasyon, oldu. Kötü yakınında yaşayan Kazaklar. Bir mesafe not az bazen insanlar halletme, yalnız görebiliyordu Yoldan geçen, bize herhangi bir dikkat yoktur sürdü.
- Eh, şimdi nerede istersiniz - Bana Avusturya esir Sorular -., Şehrin istiyorsanız, onlar oturup, 'sürücü edeceğiz!
Sanki o yanlışlıkla şehir dökümü beni aldı. Ben atlı kızak tırmandı ve askerler götürdü. Ben kısaca gitmek şimdi kime bu düşündüm. Daire kentin doğu kesiminde, yakın bir sinek oldu. Bu çeyrekte, ev atlı kızak aşağı geldi ve esir asker veda.
- Veda, mutlu bir şekilde - bu sözlerle, Avusturya el sıkıştı ve kendi yollarına gitti.
Ben bir köşeyi döndü.
Sıcak bir nisan günü oldu. Erimiş konuşkan akışları gidiyor sokaklarda damla çaldı. Darkly çözülmüş boyandı. Benim künt eski savaş botları üzerinde. Düğmeleri ile kısa seminarian ceketi içinde ben, kollu giyilen ile eski Kazak kürk çekti kömür ve kurum içinde kirli. Benim kıyafetleri tamamlayan Kış şapka, eşarp ve bantlama kirli bir bez yıpranmış. Önce, şehre bize eskort altında alındığında, bir kat Tatar-Kızıl Ordu asker ve kap koymak.
Burada bir sinek ve bir daire. O eşi kapıyı açtı. Sonra tebrik ve davet:
- Lütfen, gel!
- O bir kez ve herkes için geldi, - dedim. Kadın hemen ben kaçmış olduğunu fark etti ve sessizce şöyle dedi:
- Ben canım, tüm diliyoruz! Arka odaya girer.
Ben odada bir sinek kızı girdi. Ev bir sinek ya da Zhanaydarov değildi.
- Bu oda benim için değil - bir uyarı fark ettim -. Eğer bir kulübe varsa, ben değil orada gizlemek istiyorum!
Kadın vurgulayarak şunları söyledi:
- Birisi buraya geleceğini sanmıyorum. Ve gelirse, kızımın odasına gitmek cesaret olmaz!
Ama sakin olamazdı. Kendimi açıkça Kolçak evimde bir sinek yakalanmış ise, ailesi nesdobrovat anlar. Eğer kilidi kapılar ile ahır yakalanmayın eğer, ana onlar sözde hiçbir şey bilmediğini ortaya çıktı olabilir. Mutlak dikkatli takip ederek, dışarı çıktım ve örnekleri ¬ bir barakada cussed. Orada, saman bir grup kazılıp yuva bir tür yapılmış ve uzandı. Gün sıcaktı. Döken çatısından yavaş yavaş Nisan ayında bahar dolu günün saman nemli kokusu içine damladı edilir. Her yerinde bahar canlandı, ve daha neşeli bir yaklaşım gibi. Tiz gıdaklayan kaz su birikintileri üzerinden sıçrayan. Oynayan çocukların tweets ile saklambaç gibi Serçeler, birbirlerine sonra giyilirdi. Yakın inek ahır mırıldandı. Sanki o mutlu gelecek ısı ...
Ben sessizce bir şekerleme aldı. Ben Zhanaydarov uyandım. Neşeli tebrik evin içine beni sürükledi sonra.
Karısı zaten, bir sinek semaver hazırlanan tereyağı kek pişmiş ve bizim için bekledi.
- Sevgili Sacken, elbiselerini çıkarmak ve çay içmek için oturup! Burada kimse gelmeyecek. Ve herkes gelirse, sen benim kızlarım odada perezhdesh - Yine o olurmuş.
Ben yıkanmış, ve masaya oturdu. Sevindim şanslı kaçış, gelecekte, mutlu yeme krep hakkında konuştuk ve dokuz ay boyunca bizimle değildi tatlı çay Kazak, içme.
Bir şekilde kadınlar daha akıllı ve erkeklerden daha cesur olan dünyada olduğunu sanmıyorum. Yanılmışım. Teyze Batima akıllı ve eşleri ¬ schinoy sakin, ruhu güçlü olduğunu kanıtladı. Tabii ki, rahat bir ortamda herkes güçlü ve akıllı bakabilirsiniz. Ama ne ihtiyaç zamanında olacak? Bu Teyze Batima vesilesiyle yükseldi zor bir andı.
Herkesin cesaret edemiyor Kolçak katilinin topuklu temizleme ardından bir kişinin ev, almak, bana inanın ister inanmayın. Onun ruhunun gücünü saygı yok gibi nasıl bir kadın övgü için değil! .. Biz sessizce konuşurken, uzun bir süre oturdu, ben Zhanaydarov, Batima teyze ve kızı. Ben ceketimi kesilmiş ve siyah sıradan düğmeleri seminerler, üzerinde dikmek onun kızlarından biri sordu.
Öğle saatlerinde köyden hostes arkadaş geldi. Yoldaşlarının iki bir sinek Oğlu, bir öğrenci,. Bunlardan biri Casco Utekin oldu. Geçen geldi, ve o Mukhan. Beshbarmak için bir araya geldi ... Ama Kazaklar sorgulamadan yapamaz? Dönüş bana konuşmak için geldi, ben şüphe uyandırmak için çalıştı. Kim, diğer şeyler arasında, köyden gelen bazı sırayla, AlaigOrdoy şikayet ve görünüşe göre bir konu adalet aramaya geldi.
Akşamları, oda Zhanaydarov başka bir işlem için benim planı tartışıldı.
- Iki modeli geliştirildi. İlk - Sibirya trenle Petropavlovsk almak için. Orada, Ticaret Sokak numara 64, Abdrakhmanov Baydildinym ile görüşmek üzere. Onun yokluğunda, güney Petropavlovsk bulunan göl Taincha için, ülkesine geri dönmek için. Inanç tarafından o zaman Zhanaydarov, Baydildin onun yardımıyla, bizim ruh eşini gerçek oldu, ben yardımcı ilçe Kokchetau Niyazov için daha fazla kafa olabilir, daha sonra DOSOV ve zaten Sovyet iktidarı kuruldu Türkistan, içine Atbasar Akmola ve Hungry Bozkır çapraz genelinde ilçe ile karşılamak .
- İkinci seçenek olacaktır: Sibirya'dan trenle Slavgorod (Kazak Shot) almak için, Altay ilinde. Orada, Pavlodar (Kereku) geçmek için, onların yardımı ile, iki Bolşeviklerin daire gidin ve oradan Bayan-Aul için. Orada, dağlarda, nerede gayutsya tür Suyundikov bulunan yerleşim, babasının yakınları bulabilirsiniz. Bayan-Aul olarak paramedik Shaybaem Aimanov buluşuyor. Biraz bekleyebilir, Hungry Bozkır üzerinden tekrar dinlenmek ve daha sonra Akmola ilçe taşımak, ve - Türkistan'da.
- Zhanaydarov mektup Abdrakhmanov Baydildinu, Abulhair DOSOV, Dinmuhammetu Adilevu yazdı.
- O yolda bir sinek para aldı Ertesi gün, ben yola çıktı.
- Ben istasyona Zhanaydarov bir atlı kızak bir sinek sürdü. Olay yok vardı. Burada Zhanaydarov bir tren Petropavlovsk de ayrıldığında biliyorum koştu ve ben uzak istasyonuna, unhooked arabaların yanında, atlı kızak kaldı. Bir Zhanaydarov geri geldi ve tren saat onda bırakır söyledi süre sonra. Ve şimdi sadece sekiz vardı. Zhanaydarov bilet almak için gitti. Arabada beni koymak ve ancak ondan sonra ayrılmak istedim. Ben 1913 1916 Omsk Seminary olduğu için istasyonunda karşısında beni biliyordu herkes DS Kazak aydınlar karşılamak olabilir. Ben Alaş Orda Kazak biliyorsanız planlarımızı her anında, başarısız olabilir. Yani Zhanaydarov bilet satın almak için koştu, ben zorla onu ölçülü. Zhanaydarov benimle konuştu, ve gözetim altında onu ayarladığınız fark etmiş olabilirsiniz. Ben zamanı bırakmak onu ikna, bu yüzden daha iyi olacaktır. Arkadaşına veda, ben sessizce istasyonu binaya yürüdü.
- Istasyonunda kalabalık. Boşa, birkaç gün için bilet satın alamazsınız, yolcular baygın. Omuzlarında arka çantalar ile kırsal köylü ve erkek bir sürü. Burada tüccarlar, yorgun ve düzensiz askerler, açlıktan çocukların acele etme.
- Ben yoksul köylülerin halk dolu bekleme odası, üçüncü sınıf, gitti.
- İstasyonu bir taş zemin, ferah. Ben yavaş yavaş seyirci etrafına baktı - biliyorsun ister? Onun yürüme değiştirildi, böylece tespit değil, yüz deforme çalıştı. Her şimdi ve sonra ileri geri istasyon devriye Kolçak asker scurried. Subay adım edep ve önemli köpüklü omuz askıları ve dama. İstasyonu bir karınca yuvası benzer. Gürültü, gürültü, acele. Ben eski bir asker ve köşe melsdu sandalye aileleri ile yerleşmiş bir köylü gitti. Konuşma yapmak için, ben Petropavlovsk de tren sordu. Pencere gişe hala kapatıldı. Ben oturdum. Eski asker, Alman asker, bir Rus köylüler söyledi ve son olarak Bolşevikler hakkında konuştu. Ben o deneyimi bir adam olduğunu düşündüm.
- Onlardan bilseydi Bolşeviklerin, o, gibi tek o konuştu ve erkekler ilk kez bu kelimeyi duydum.
- - Bolşevikler güçlü bir köpek. Ellerinde tüm fabrikalar. Onlar tüfek markaları, top, makineli tüfek ve dipsiz mermi ve kabukları her türlü var. Üretim, çay, ekmek, şeker - ellerindeki tüm. Onlardan tüm makineleri. Hatta uçaklar, orada tanklar, zırhlı araçlardır. Tüm Rus Kızıl Ordu Orada kayıtlı bulunmaktadır. Şimdi Urallar için arazi tüm kadar yakaladığınız. Ama Sibirya'ya gitmek istemiyorum ...
- Ve neden Sibirya'ya gitmek değil - adam sabırsızlıkla sordu.
- Asker idareli açıkladı:
- Kasten istemiyorum! Onlar, kurnaz insanlar biliyorum Bolşevikler ve Sovdep karşı Sibiryalılar ... Bir kez Sibirya devirdi Sovyet yönetimi, şimdi onlara yeni bir güç verecektir sabit deneyim izin! Kendilerini Sibiryalılar kendi kendine gelmek ve gitmek Bolşevikler lsdut.
- Kadını dinleyin dirseği ile bana baktı ve dikkatli olun, diyelim ki, olsun, asker itti.
- Asker bana baktı ve yatıştırıcı elini salladı:
- Evet, kendi adam, kesinlikle, ben bahsediyorum?
- Ben, bir şey anlamak değil gibi davrandı omuzlarını silkti.
- O Kolçak memurları tarafından geçen görünce, askerler durdu. Subay iken, adam asker tekrar döndü:
- Sen Rusya'da tüm Kızıl Ordu için kaydoldum, doğruyu söylüyorsun?
- Evet, işçilerin ve köylülerin her, bir tüfek tutabilir olanlar, Kızıl Ordu katıldı. Ve nasıl başka türlü olabilir mi? Kullanımı için geliyor. Direnmeden köylüler ev sahipleri el konulan arazi verecek mi? İşçiler ayrıca, bitki ve fabrikalar vermeyecektir. Tüm gönüllü olarak Kızıl Ordu gelip yüzden! ..
Bir görünüm sordu anlamayan I kasten bozan kelimeler,
- Burada Bolşevik ... gider?
- Gelmek için emin olun! Ama şimdi onlar bilerek bekliyor. Sibirya düzgün yeni hükümet tanımak istiyorum, öyle. İlkbaharda burada hareket etmelidir - Conviction askerler girdi.
Ben başını iki yana salladı ve mahçup söyledi:
- Ah, kötü ... kötü.
- Neden kötü - asker istedi.
- Hem de nasıl! Bolşevikler öldürdü - dedim.
"Sen neden bahsediyorsun? Sen ve ben, yoksul gibi insanlar, onlar dokunmayın. Kendilerini kötü çünkü. Sadece zenginler için alınır. Çok zengin ve yaymak söylentiler Bolşevikler, diyorlar, kötü - katil. Bu mitler inanmıyorum - tavsiye asker.
Duyduğu memnuniyeti göstermeden, onun başını salladı ve tekrar:
- Ah, onlar kötü gelirse ...
Şu anda pencerede kasiyer tüm sıraya başladı ...
Ayrıca yer aldı. Birbirine sarıldı ve bekliyor, duruyor. Son olarak tren olmaz açıkladı. Sıra dağıtmak başladı.
Yine, köylülere, kalabalığın içine uzak gizlice.
Ben bir tavşan şapka ve yırtık pırtık giysileri on beş kızıl saçlı çocuk yaklaştı ve Tatar beni ele alındı. Ben söyledim, ve çocuk gizli yanımda oturdu.
Dikkat çekmek için değil için, ben köşede yatıyordu. Tatarchonok, birisi Makinesi sordu sıcak su getirdi. Süt, ekmek için koştu ve birlikte biz bir ısırık vardı.
Bu akşam oldu. Küçük bir yürüyüş, ben köşede benim koltuk döndü ve uzandı. Eski asker ve köylüler bir yere gitti.
Bir çocuk Tatar beni yazmadı. Aniden, giriş ve çıkışında kapı, silahlı askerler vardı. Onlar dizilmiş ve ilan: "Olduğun yerde Herkes kal! Belgelerin doğrulanması! .. "
Aşağı iki genç asker odanın ortasında idi, geldi.
- Belgeleri hazırlayın! Biz işe başlamak!
Onun yerde kalan herkese, o belgeleri almaya başladı.
Ben de, heyecan gizleme, bir "belge" aldı.
Mahmuz Jingle, özellikle durmadan iki genç asker, bizim yönde hareket. Bizim kağıtları baktı ve gitti ...
Herkes kendi kaygıları ile meşgul. Bekleme odasında bazı oturma hala, diğerleri dışarı çıkmak, diğerleri sadece yürüyüş. Hiçbir Tren, bu beklentisiyle baygın oldu.
Doğusunda, Sibirya yönünde, birkaç trenler aldı ve Petropavlovsk yönünde - hiçbiri, ve kimse nedenini bilmiyor.
Istasyonunda Prokorotali gece. Dawn. Yolcular yine yaygara başladı. Tatarchonok yine, birisi Makinesi yalvardı kaynar su için koştu, süt ve ekmek getirmek. Biz kahvaltı vardı. Daha sonra ayağa sonra, uzanın. Bir tren gelmiyor. Yorgun bekliyor. Öğleden sonra ben istasyonunun dışarı çıktı.Avlu üzerinde bahar sel sırasında buz gibi, birbirlerini iterek, kalabalık kalabalık. Kalabalığın içinde biri beni bilmek alabilirsiniz dikkatli, ben oda istasyonuna geri gitmeye karar verdi. Girişinde kirli bir asker palto kırmızı bir cılız Rus adamla gözleri kilitli. Bana doğru yürüdü. Ben kenara açmak için zamanımız yok.
- Harika! Ve sen burada - Amazed adam, elini uzatarak
-, Iyi, Allah'a şükür - Ben geçtiğin çınlıyor. Istasyonuna gitti ve kalabalık ile uyum çalıştı. Fakat yine de, bu cılız adam gördüm. Geniş gözlü çocuksu ifadeyle bana bakıyor, oldukça güldü ve dedi:
- Ne kadar kamp dışında olmuştur?
Ben o kamp boyunca beni bilir fark etti. Ben sakince soğuk ona baktı.
- Son zamanlarda serbest ... Hadi, dışarı çıkıp - Bu sözlerle, kapıyı adam beni takip gitti. Issız bir yerde ben, sessizce sordum, durdu
- Siz de, kampta oldu?
- Tabii ki, beni tanımadın mı? Ve ilk bakışta tanımak. Sen yedinci baraka vardı, ve ben sekizinci içindeyim.
- Sana serbest -? Diye sordum.
- Beş gün geçti.
- Şimdi, nereye gidiyorsun?
- Kendimi için ben il Perm istiyorum ... Tren bekliyorum. Ifade Değişiklik yok, senin fısıltılarını uyardı:
- Dikkatli olun, bak. Onlar yakalamak ve geri dönmek için tekrar serbest bir alışkanlığı var. Burada, tren istasyonu, bizi izliyor insanlar var. Sen kampından serbest bırakıldı kimseye rastlamak yok! Ve tamam, bana gelmiyorsun?
Cılız çocuk korkuyordu.
- Tamam, tamam, bir kelime değil!
- Şimdi git!
Bu konuşmadan sonra, arkadaşlarım bana gelmiyor.
Check-in gün, dizilmiş, ben iki genç Kazak geçti. Biz koruma altında ona gittiğinde o, babasının Zhumabay yaşadığı Bunlardan biri dairede gördüm.
Strider ve kırmızı, o tüccar için giyinmiş, ikincisi ise - Esmer bir düşük, ben daha önce hiç görmemiştim. Bana üç kez geçti. Bana baktı, ama benim kıyafetleri orijinal benzer olmadığı için görünüşte, bilmiyordum. Bir süre sonra beni yanında göründü. Ben bilerek birkaç yayılmış.
- Sen gidiyoruz ne yönde konum - Ben onlardan biri sordu.
- Petropavlovsk olarak.
- Bizi Petropavlovsk için iki bilet al, kuyruğuna istemiyorum!
- Tamam, ve nerede bulmak için?- diye sordum.
- Birinci sınıf salonda. Onlar bilet satmak başladığınızda para ver.
- Tamam.
Tam Kazak, esnaf giyinmiş dikkatle bana baktı.
- Eğer zhigit ne yerleştirir var?
- Omsk, yerel.
- Şehirde veya kasabada mi?
- Şehir ...
Aşk için açgözlü genellikle meraklı Kazaklar,.
- Yerel iseniz, o zaman kimin oğlu mi?
- Ben bir savaşçı Hadzhimuhana bir akrabası getirmek,-yalan söyledim.
Tam Kazak Hadzhimuhana biliyordu olur, ve ben değildi.
Bir süre sustuktan sonra, o sorguladı:
- Ben görmedim nedense burada değiliz ... Durumda Petropavlovsk oluyor?
- Evet, bu yüzden ... küçük şeyler ...
- Ve kim Nereye gidiyorsun ?- Persistently onları taciz ediliyorum.
- Sadık adlı arkadaşım için!
Hepsi aynı, daha fazla ilgi ile Kazak dolu Molla Sadykov hakkında sormaya başladı. Onun arkadaşı hassasiyeti göstermek için onun görevi hissettim ve benim yetiştirme okumaya başladı:
- Sen saf, nazik çocuk gibi - O, dedi - Bak, burası kaçırmayın,
- Ben çalışacağız.
Onlar birinci sınıf bekleme odasına gitti.
Ve o gün Petropavlovsk hiçbir tren yoktu. Ben acı çekti. Artık ben istasyonda kaldı, büyük tehlike ortaya çıkmıştır.
O Petropavlovsk bir gezi iptal etmek zorunda kaldı. Ben Altay ilinde Slavgorod gitmek akılda var.
Akşamları tren Petropavlovsk geldi - doğuya. Gürültü ile Yolcular platforma üzerinde döktü. Bu kalabalıktı. Aniden bana geldi genç bir Kazak Aul gibi giyinmiş.
- Bir bilet ihtiyacınız var - diye sordu.
- Ne bilet - Ben şaşkınlık içinde sordu. Zhigit bu Omsk resmi bir sebep olmaksızın açıkladı
bilet satan değil, bu yüzden yanlış istasyon Tatar için bilet almak zorunda kaldı. Ve o sadece Omsk gerekiyor, bu yüzden benim bilet satmaya karar! ..
Ben hızlı bir şekilde düşündüm. Omsk Slavgorod almak için istasyonu ve Tatar Kulunda tren demiryolu transfer kapalı almalısınız.
Bu Kazak için bir bilet aldım. Tren bir Yolcu ve yük oldu. Bilet yerine belirtilmemiş. Sönük kırmızı vagon yolcu birinde birbirlerini iterek, bağırarak tırmandı.
Ben de yaşlı bir kadın ağlıyor var ve çekilir. Karanlıkta, yönüyle yalan hissettim ve onu uzandı. Hakkımda yolcu iterek. Bir süre sonra, telefon kalkış çaldı. Jerk sarsan ve tren bir patlama ile taşındı.
"Son olarak," - benim koynunda içini çekti. Karanlıkta ışıklar pırıltı, Omsk geri yüzdü ... Şişirme ve guruldama, ileri atıldı isabet. Yolcular arasında çok sayıda asker Kolçak ön dönen, vardı. Tüm sönük bir araba bir araya sokuldular. Konuşma Bolşeviklere karşı mücadele konusunda çoğunlukla. Karanlıkta, hiç kimse gördü. Bir derin bir ses, ikinci bir ince ses, ve sesinde öfke, sessizce dördüncü ile üçüncü söyledi. Karanlık bir arabada anın ısı ve ben nişanlandı hangi fikir tartışması başladı. Gürültülü sesler yavaş yavaş sakin aşağı oldu ve uyku insanlar etkisiz hale.
Öğle tren ertesi gün ilk arabadan var ve tren raydan iki genç Tatar platformda gördüm Tatarka geldi. Yavaş yavaş şehre doğru yöneldi de. Görünüşte bir öğretmendi. Onlara yakaladı ve Merhaba dedi. Onlar durdu ve benim yolu tutmak nerede olduğunu sordu.
- Ben Omsk, Slavgorod gıda, geliyorum - Ben yanıtladı.
- Bu durumda, biz arkadaşı seyahat! Ayrıca Slavgorod neredeyse gidiyoruz.
- Ben sizin arkadaşınız olmaktan çok mutluyum? Bunlardan biri adımı sordu.
- Duysembi, - diye yanıtladı.
- Biraz, bir fincan çay var yemek odası aşağı gidelim!
Biz şehrin eteklerinde çirkin bir yemek salonunda çay içti ve sonra mağazaları ziyaret etti. Benim yoldaşları biri Habibullah, başka Hamza çağırdı. Her iki Shadrinska gelen öğretmenlerdir.
- Bir iş gezisinde bu bölgede yakalandı - onlar savundu.
Elinde benim arkadaşlarından biri o bir an izin vermedi ki, hafif bir bavul vardı. Benim yoldaşları fiyat öğrendim ise bir kumaş deposu, ben karşı gündeme Rus gazete gördüm ve ilk sayfasında büyük harflerle yazılan telgraf mesajı, dikkat çekti:
"... Macaristan'da, Sovyet iktidarı kuruldu. Halk Komiserleri Konseyi bir. Macaristan İşçi sınıfı Moskova Lenin için telgrafla - uluslararası proletaryanın lideri ".
Ben telgraf metnini birkaç kez yeniden okuyun. Sevinç göğsüme uymuyor, ama onların diğer Tatarlar bunu vermedi.
Onlar istasyonuna döndü. Tren Slavgorod akşam gitti. Istasyonu, ve askerler, at ve ayak ile kalabalık istasyon meydanında. Formunda bu Çekler bulmak kolaydır. Onlar, tertemiz giyinmiş tüm yeni üzerinden iyi bir kumaş ceket, yağlanmış gibi, parlak tam yüz. Çıkmazın içinde bir zırhlı tren görebiliyordu. Yoldan geçen soran sonra, bir veya iki gün önce, Bolşevik takım Tatarka bir baskın yaptı ve neredeyse şehrin verildiği öğrenildi. Shootout Çekler uyandırdı. Şehir çok, sıkıyönetim Tatarka kontrol kimlik kartı ve bilet ayrılanların buydu. Gişe bilet ve kontrol belgeleri satın alırken. Bunu gören, üçümüz Tatarka gelen Slavgorod için tren bileti bunu alamadım fark etti.
Her iki Tatar endişeli olduğunu şüpheli, uhrevî hucksters bu tezahür edebilir güvensizlik. Ben sadece bir bilet alamadım endişeliydi.
Ve biz bilet satışı için belgeleri kontrol yok Slavgorod yönünde ilk istasyonuna yürümeye karar verdi.
Yol Kulunda boyunca yürüyerek yola çıktık. Gün sıcaktı. Kar biraz tabanı yapışmış, eriyor.
Akşam bir sonraki istasyonda zaten vardı. Porassprosit. Tatarka trenle batarken, belgeleri kontrol edilmez gelir. Biz demiryolu standında tarafından durduruldu ve çay içti. Akşam bilet var ve kompozisyon hizalamak zorunda bir yük vagonu, yerlerini aldı. Karanlık yerlerde, yuvarlak sağlam ranza işaretlenmemiş. Yolcular kapasite dolu.
Geç akşam biz tren evlendik, ve biz Slavgorod yönünde gitti.
Sabah, ben uyandım ve uzun süre gelmedi.
Doğan güneş ışığı arabada. İnsanlar sardalye gibi dolu. Bakmadan, gizlice hayvan arkadaşlarınıza etrafına baktı.
Üçümüz yiyecek bir şeyler satın almış, kaynar su attı ve kahvaltı için oturdu. İlk yumuşak İnsanlar, daha sonra daha yüksek sesle ve daha yüksek sesle birbirlerine kesintiye, konuşma. Arabada, hemen hemen tüm Rus, basit köy erkekler, onlar da okuldan dönen, iki zenciler tombul kazachonka sürdü. Üç iyi giyimli erkekler ayırt - onlar paraşüt vardı..
Bir istasyonunda Ben peynir ile pazarda köftesi satın ve benim adam yalnız, Tatarlar getirdi. Onlar reddetti:
- Duysembi biz sadece yemiş, neden getirdin?
Ben agresif onları tedavi başladı. Yakın oturuyordu paramedik bana döndü.
- Kim turta satıyor?
- Basit bir kadın.
Bir gülümseme ile Paramedik, adaçayı uyardı bakan, başını iki yana salladı:
- Onları yemeyin, mide zarar edecek! Ben Rus dedi kırdın
- Acıyor olsun!
Paramedik ve güldü, bana anlatmaya çalışırken, mide için parmak noktası oldu:
- Zarar olurdu: kötü yemek yok! Boş boş bize bakan oturup.
Bir paramedik önlemek için elimi salladı ve peynir ile ağız pasta pop başladı, diyerek:
- O olsun bir boğaz mide, ölüm, alırsanız? Bize yürüyüş ölümü hayatta olduğunu, yine de!
Paramedik şaşırttı.
- Neden ilgileniyorsun?
- Ne pişman? Bana bak ... Benim giysi ... Ben ölümden korkmuyorum, umurumda değil. Ama ölmek yok! Sen yaşamak gerekir. İyi, iyi giysi bakmak. Bazı altın saat kazandı. Die - yok. Ve ölüm korkmuyorum!
- Neden ölüm korkmuyoruz - paramedik probed.
- Neden korkuyor olmalı? Ben zindanda büyüdü. Eğer ölürsem, ben de aynı geri almak zorundadır. Ve Ölmek istemiyordu, sen nasıl yardım yapmak, ne yapardınız? Tüm siyah toprak absorbe Vkontse!
Ve biz bir tıbbi asistan bir argüman var., Ben kasıtlı olarak kaba dil paramedik onun hatalarını savundu. Civarında, gülerek, dikkatle dinledi. Birkaç erkek bize en yanımda oldu çevrili halka.
Sonunda, paramedik yenilgiyi kabul ve dolaysız sordu:
- Hala kime gidiyoruz?
Biraz karışık, ama formu dosya vermedi ve cevap!
- Kazakistan benim!
Başka bir sağlık görevlisi geldi, gülüyor, elini uzattı ve salladı:
- İyi, iyi!
Ilk kez gördüm sanki benim Tatarlar, şaşkınlıkla bana bakıyordu ve bana bir ilgi almaya başlamıştır.
- Duysembi, harika! Nerede bu kadar çok beklenmedik fikir aldın? Bir bilim adamı dediğim gibi sen. Bu eğitim tür?
- Biraz. Omsk iki kışlar yetişkinler için gece okuluna gittim. Şey ben öğretmenlerin sözlerini hatırlıyorum. Bir düşünün, nasıl bir şey biliyor musunuz?
- Hayır, bize gerçeği söylüyorsun. Sen terkinin değildir - Tatarlar biri sonucuna vardı.
İkinci desteklenir:
- Evet, evet, eğitimli bir insan gibi tür. O zaman siyaset hakkında konuşmaya başladı. Ben dikkat dinledi ¬ nispeten, bu Tatarlar ve Başkurtların yaşam detayları öğrenmek için ilginçti.
- Ve şimdi ne vlaet kim yönetir mi?-Diye sordum.
- Şimdi Tatar ve Başkurt kendi güç. Bolşevikler bize özerklik verdi!
Çok geri gibi davranarak, diye sordum:
- Rus ayrı mı? Kendi seti Hanlığı mi?
Her iki sırıtarak bana baktı.
- Hayır, özerklik, Hanlığı olmaz zaman. Rusça konuşan yılında cumhuriyet kuruldu - onlar açıkladı.
- Ben nereden bileyim? Ben Kazaklar gibi, bu düşünce.
- Kazaklar Han mıdır?
-Var. Adına Bukeikhan Açık - Ben yanıtladı.
Hem yüksek sesle güldü ve bu Bukeikhan değil han ve hanları iddia başladı - tüm kötü. Onlar Başkurt Zakk Balitova lanet başladı. Ayrıca Rusya'nın bir parçası olan küçük milletten, Bolşevikler dışında hiç kimse özgürlük vermedi söylendi
Ben, tam tersine, o Bolşevikler ile hata bulmak başladı. Onlar Bolşevikler ve soyguncular tarafından yayılan kötü söylentiler hala özgürlük ve eşitlik karşı olan insanlar olduğunu açıkladı.
Son olarak, şu sonuca varıyordu:
- Oh, akıllı ve de biraz eğitimli, düzgün kurmak için ne olsa bile Duysembi, yanlış yolu indirdik ...
Benim yoldaşları Slavgorod çok uzak olmayan, istasyonlarından biri gitti. Biz adresleri alışverişinde bulundu. Ve onlar, ve ben, sanırım, uydurma adres verdik.
Ben bir defter ve bir kalem çıkardı ve Arap alfabesiyle yazmaya başladı. Ben yazarken, bakıyor, hem de bir gülümseme ile birbirine baktı:
- O "öğrenci", dedi, ve o herhangi bir hata olmadan yazdı ...
Akşam pus geldi biz, Slavgorod geldi.Demiryolu Bu Tuzlu terminus. Bu Shot denir Kazaklar.
Tren istasyonundan yaklaşık beş mil uzakta şehre. Kabinler kalan zengin insanlar. Birçok yürüyerek sadece pozitif, ve onlarla değilim. Biz öğleden sonra biraz çözülmüş olduğu dar yol boyunca yürüdü ve akşam dondurulmuş içinde. Hayır ay, karanlık gece. Neredeyse ayaklarını sürükleyerek, tökezleyerek, şehre girdi. İnsanlar göremiyorum. Bir köyde kısa bir küçük evler neredeyse en üstüne kar ile kaplı.
Ben hariç, herkes tanıdık yerlerde geçti. Ben gece için arama yalnız yürüyorum. Onun yanında, askerler lideri iki kılıç ile bir araya geldi.
- Hanın nerede?- Diye sordum.
Onlar yol göstermiştir. Ben dedim evine gitti ve kapıyı çaldı. Kapı karla kaplı, pencereleri görünmez. Bir süre sonra, birisi kapıyı açtı.
- Sen kalabilirsin?
- Eğer yer varsa, Hadi ...
Girdi. Kirli karanlık iki bitişik oda,. Bir köşede bir kırmızı benekli buzağı var. Kokusu, ter ve tütün kokusu.
Ben eşi ile burada birkaç erkek ve Roma yerleşmiş önce. Ben buzağı yanında, köşede bir yer var. Adamlar siyaset hakkında bir konuşma yol, uzun süre uyuyamadım. En Roman konuşulan sakallı. O Bolşevikler azarladı, ama zor. Sonra Rugnetsya ilk ve Kolçak iskhlestali başka bir çekim gibi bir adam şanti nasıl söyleyecektir. Ve son olarak tamamladı:
- Yolu yoktur ...! Nerede çiftçi geçmek için? Sadece dağlarda ama ormandaki. Ve nasıl yaşamak? Onunla iyi şeyler paylaşmak için, Kolçak karşı saldırı. İşte erkekler esir ve kırmızı renge ... Kar eridikçe, kırmızı çete kenarında bir çılgınlığı - över Roma.
Beyler, başlarını sallayarak, onunla kabul saklıdır - almak için? Roma bana döndü:
- Sen Tatarka geliyor değil mi? Ben duymadım, diyorlar, en son kırmızı kürk kadar uçmak?
Ben alçakgönüllülükle o duymuştu ne söyledi. Ertesi sabah şehre gitti.
Slavgorod, tipik hali vakti yerinde köye benzer bir ilçe kasaba Altay il, kabul rağmen. Bu açık bozkır üzerinde değer.
Ben Kazakların şehirde yaşayan olup olmadığını merak. İki Kazak aile olduğunu ortaya çıktı. Bir gittim, ama ailenin tüm erkekler erken kalktı ve çarşı gitti. Ben de oraya gittim. Gün ¬ nym adil. Bir kızak üzerinde sokaklarda her köşesinden pazar çocuklar akın etti. Muhanna ve Zhanaydarov, daha sonra çarşı gitti - Ben Omsk bir mektup yazdı, postaneye gitti. Geniş açık alan satır ve tezgahları satırlarda, kalabalıktı. Sadece zaman zaman görmüyorum kentsel Kazak giymiş insanlar rastlamak köylüler vardı. Ticaret kaynar. Buğday çanta, yulaf, arpa, un, tereyağı kutuları dolu bir atlı kızak. Satış öküz, koyun, at, domuz üzerinde kızak-montaj bağlı. Insan kaynıyordu. Bazı insanlar satın al, diğerleri satmak, diğerleri fiyat sormak ve dördüncü sadece bakıyorum. Gezinme, ben bir adam tymake bir elbise şeklinde satın içinde beceriksizce waddle gördüm.
O bir tür Karzhas bir Pavlodar bölgesinde Bayan-Aul bir Kazak ilçe oldu. Adı Smagul oldu. Shot yılında iş aramak için geldi. Işe yaramadı ve şimdi eve düşünüyor. Ben beklenmedik arkadaşı için memnun oldu. O kim olduğunu sordu.
- Ben Kazak Sletinskoy kilise Omsk İlçe ... Omsk Rotten. Ben bir savaşçı Hadzhimuhana bir yakın akrabası değilim. Şimdi Pavlodar ¬ Uyezd yakın Bayan-Aul yaptığı nagashi yaşam arayışı içinde dolaşmaya.
Biz Pavlodar birlikte gitmek için kabul etti.
- Today'll burada - Smagul önerdi -. Burada bir dükkan sahibi-Tatar çalışanlar odun kesmek gerekir. Onu yakacak odun tutturulmuş, ve bu iş için bize yirmi ruble ödeyecek. Ve yarın gidecek.
- Evet, - ben kabul etti.
- Bu durumda, mağaza gidin.
Biz hızlı bir şekilde dükkan sahibi, yüksek kızıl saçlı Tatar ile kabul etti.
Smagul hemen daire sahibi veda karar verdi. O Slavgorod yılında Kazak kilise Yönetim Kurulu tesislerinde koruma edildi Kazak evde yaşıyordu. Bu Slavgorodskiy ilçe iki Kazak ilçe, Sary-Arka çağrıldığı biri dahil çıkıyor.
Biz kabin cüce geldiniz. Cephe boyalı gemide, ve üzerinde Rusça yazılmış, "İlçe Komitesi Sary-Arka". Girdi. Arka odaya küçük bir ön geçti, hangi komitenin ofis yer. Bir şekilde iç içe geçmiş iki veya üç tablo, kağıt, mürekkep, cetveller, fatura, defter, vardı. Bir masada iki Rus, bir yazdı, diğer, bir genç, iç içe kağıt oturdu. Tablonun sol köşesinde bir siyah takke genç bir Kazak gördüm. Görünüşe göre, bu Sary-Arka başkanı oldu.
Ofiste kirli. Ahşap zemin temizlenir değil. Hava bayat. Duvarlara afişler ve sipariş Kolçak ile asılı. Sağ yarı açık kapı bir kötü Kazak aletleri ile samimi oda görmek. Bu bekçi komitesi yaşadı.
Biz gitti kapıda bize hasta baktı ¬ schavaya kötü Kazak giymiş. Tembel Dairesi çalışanları başlarını kaldırdı.
Smagul onu takip etmek bana bir jest yaptı. Ben sertçe Rus denilen tablonun yazar gibi, bir adım atmak için zamanım olmadı:
- Nereye? Yere kontamine!
"İyi komitesi, bu tür gryazische temiz!" - Evil, diye düşündüm.
Ben, kapının eşiğinde oturdu bir iğne ve iplik çıkardı ve koyun derisi eldiven düzeltmeye başladı.
Smagul veda ve biz Tatar-dükkan sahibi geri döndü. Bize kentin batı eteklerinde oğlunun eve gönderdi. Yaşlı Tatar, bize kalın bir çam günlükleri ve ahır dağılmış direkleri gösteren bir tokmak ile bir enine testere ve balta yaptı. Ahşap kalın blok, iki çevresi. Önce fırında yerleştirilen oturum açmak için bu Churbakov kısa kesmek zorunda. Daha sonra tokmak ve ahşap blok bölmek için bir kama ile ayırıcı oturum açın. Biz unstintingly, öğlene kadar Smagul ile çalıştım. Ben ¬ malsya pis işi örgü olmadığı için uzun bir zaman. Tüm vücut bir uğultu. Elleri uyuşmuş ve sallayarak vardı. Öğlen, bir lokma biraz nefes oda vardı yoktu. Tatar her zaman çok lezzetli yemek. Et hostes bize lezzetli bir et suyu verdikten sonra, ekşi süt ile karıştırılır.
Akşam önce biz kesilmiş ve doğranmış odun devam etti. Akşam memnuniyetle temiz sıcak bir odada duracaktır. Üst gömlek ve beshmets kurumaya asılı.
Aile-Tatar dükkan sahibi sadece üç kişi, ben, eşim ve oğlum. Yine görevlileri var - Rus kız.
Bana dönerek, tablo, Tatar konuşuyor, o tavsiye:
-, Burada biraz daha fazla iş kalın. Bu kadar Pavlodar yürümeye erken ilkbaharda böyle zor bir zamanda size gerekli değildir. Kar eriyecek zaman dışarı çıkmak, toprak kurur, yeşil görünür.
Ben reddetti. Bu gecikme tolere değildir.
Öğle öfkeyle biçilmiş topaklar bıçaklayarak döken yığılmış kadar çok sabah erken kalktı.
Pavlodar Slavgorod dışında yol ekmek ve tereyağı alarak. Her iki sopa elinde, sıkıca kuşaklı, hafif giyinmiş. Snowbound Slavgorod geride bıraktı.
Biz, uzun süre yürüdü sadece akşamları iki atın çektiği, atlı kızak arkasından ortaya çıktı. Yol kenarında beyaz kar üzerinde çöl bozkır iki yorgun yaya durmak. Ön tilki tymake bir kürk bir yağ Kazak atlı kızak oturur. Atlar hızla yaklaşıyor bit kemirmek. Biz merhaba dedi. Dudaklar insan tilki tymake biraz seğirdi. Atlar bizimle seviyesi çekti.
- Sahibi Sevgili, ask-Smagul, biraz bize kadar sürdü.
"Tymak" geçti savunma, görmezden geldi. Arkasında dörtnala ve ikinci kızak hızla uçtu. Haydi.
Yine, geri kızak için boyunduruk atların bir çift gösterir. Biz yoldan var. Sani gürültü bize geldi ve durdu. Onlarda - Rus köylü.
- Hey, otur - O bağırdı.
Biz bir kayıp vardı. Dizginleri çekerek bir adam, o bir sürpriz ses bağırdı:
- Ida, otur! Ne duruyoruz!.
Biz anında kendini geri toplanması, atlı kızak koştu ve adam atları sürdü. Hızlı, kolay ve şakacı yarış atları ıslak kar slayt üzerinde kızak. Bir adam başarılı bir ticaret sonra, görünüşe göre, piyasadan geri geliyor.
- D-E-onu! Şahin s! D-E-onu - ağır ağır konuşma diye bağırdı ve kırbaç salladı.
Biz uzun bir süre sürdü. Hükümet - köylü sakinleştirmek için ana şey hakkında konuşmaya başladı. Erkekler karşı neden tereddüt etmeyin, o ortaya
Kolçak ve savundu köylüler için Sovyetler - başka bir güç daha iyi.
- Kar erir İşte o zaman, toprak kurur, Bolşevikler geldi. Sonra gidip biz, köylüler, ormana bu özelliğin peşinde - O sonucuna vardı.
Yol terk edilmiştir. Akşamları çiftçi kendi köyünde saptırmak zorunda yere gitti. Hoşçakalın.
Biz fakir bir Kazaklar içinde gece sadece dört ya da beş metre vardı yol yakınlarındaki bir köyde geçirdi.
Pavlodar Yüz Elli İki mil Slavgorod. Biz öğle saatlerinde kısa bir dinlenme yapmak, sabah erken bırakın. Geçen gün daha fazla erime tarafından Snow Day. Daha yirmi yirmi mil yerleşim bulunabilir. Erime akışları zil sokaklarda. Benim bot sırılsıklam künt. Footcloths sıkın ve gece kuru. Islak ayak beyaz, deri ince oldu, kabarcıklar vardı.
Dördüncü gece biz Pavlodar geldi.
Kazak kötü güney-vostochkoy marjı bir mil, ayrı burada yaşayan. Kent yoksulları arasında Abdrahman adlı Smagul adam yaşadı. O, iki gün dinlenmiş. Abdrahman Omsk çalışmış, onun ilk kocasından iki kızı vardı zengin bir dul evlendi. O, onu buraya getiren hayvan pazarı ticaret yapan ve zengin zhigit oldu. Eşi öldüğünde, o kızı Abdrahman Kazak mollalar evlendi. O sevmez Smagul - canlı, her şeyi bilen, mükemmel giyinmiş ve çalışma bir önceki konumunu unutmuş gibi görünüyorlar ve bir tüccar oldu.
Biz konuşmaya var. Abdrahman sıkıca Alaş Orda inanıyordu. Ben Alaş Orda olumsuz tarafı hakkında konuşmaya çalıştım, ama Abdrahman pes ... Abil adlı Abdrakhmanov Popeye zhigit için bir kez gittim. O Alaş Orda ordusunda görev, Semipalatinsk geldi. Onunla, ben uzun ve detaylı konuştuk. Ben kendisini Hadzhimuhana bir savaşçı bir göreceli olarak kendini tanıttı, onlar benim vücut bakıyor, ve ben savaş için tanındı. Kelime bir çok ben bu süre içinde "savaşçı" Alaş Orda faaliyetleri hakkında öğrendim öğrendiği. Öğrendiği ile Pavlodar gitti ve Müslümanların Cuma günü dua için bir araya, camide, Rus-Kazak okulu ziyaret etti.
Şimdi Pavlodar Bayan-Aul geçiş yapmak zorunda, 192 mil geçmesi. Smagul Pavlodar iş buldum ve Bayan-Aul gelen karavan, kabul etti. Pozisyon
bu yönde çok iyi değildi, insanlar zor Zhuta sonra açlıktan.
Zhut - hayvanlar buzlu koşullarda sırasında öldü.
Sıcak güneşin keyfini satırları arasındaki kasaba pazarına, askerler Ataman Annenkov yürüyün. Onların formu bana çok tanıdık - gun kemer, siyah şapka, kılıç, harfi "A." nın omuz askıları iki.. Bazıları - Çin serseriler, serseriler arasında yer almaktadır. Onların kemer de Daggers. Ben bir mahkum gibi, sessizce izledi. Burada bir at Kazak sürmek. Kuyruk ve tsriderzhal tarafından kapma şeklinde Çin biri. At durdu. Kazak döndü, ama görünce asker alçakgönüllülükle başını eğdi ve hiçbir şey söylemedi. Bir çakı ile bir Çinli adam bir at kuyruğu saç bir grup kesti. Kazakistan korku içinde koruma arıyorsanız, etrafa başladı. Hızlı, bir şey sokuldu iki kent Kazaklar, askerler söyledi. Onlar küfür yanıtladı. Kazaklar asker de saç bir grup seçmek istediğiniz. Kazaklar - İnsanlar, en toplandı. Şeyler kötü olduğunu görünce, Çinli askerler onun yardımına çağrıldı. Hızla, üç ya da dört atamantsa yaklaştı onun kın gelen kılıç aldı.
Kazaklar turna küçük balık gibi kaçtı. Annenkontsy sırtlarında düz aşağı kılıçlarını yendi.
Karavan ile ben daireye geri döndü, gazete "Sary-Arka" bir bazı sorunlar oldu. Ben dizginsiz alçaklık atamantsev unutmak ve aniden Kazak Aul tarafından imzalanmış, bir gazete makalesi gördüm olamazdı. Önümde hala oda oldu "Sary-Arka" 26 Mart 1919 tarihli.
İşte yazıdır:
“Değil kaldırıma.
…12 Ocak sonunda Kazak polis memuru "Bes hem" iki yüz mil Bayan olmasıyla kışlaya gitti. Onlar başımızı giren her şeyi yaptım yol boyunca, Kazaklar Akbettausskoy bucak alay. Her şeyi anlatmak için hiçbir kelime vardır. Kazaklar karşı dayak ve bir kamçı ile dövülerek. Onu rahatsız vaat kurtuluş sadece dayak durdu. Onun arabası için fidye verecek şartıyla arabasının sahibine iade edildi. Tymaki, kilim, pantolon, desenli keçeler, kısacası, Kazak evde onlar gibi bir şey almak. Onlar kasten kilitleri kiler bozabilir. Kadınların tecavüz durumlar vardır.
İşte gerçekler: eşi, çocukları ve kendisi Abdirov Moynakova yendi. Oğlu Bekena kırbaçlatıldı edildi. Sahibi ödemek için para yok, bu yüzden geri yolda bir bin ruble vermek için söz verdi. At arabaları için alınır, iki ruble aldıktan, döndü.
Yedinci Kazak aul Ordabaya Adirova bir desenli mat ve yastık hissettim aldı.
Ünlü Molla Mashhura Kopeev çırpın.
Iki yüz ruble aldım sonra, bir Temirbulat ve oğlunun çubuklar ile dövülerek.
Molla, Hacı Abaydildy ve altıncı köyün oğlu
15 çubuklar her mahkum ve onlardan alınan
iki yüz elli ruble.
Askar Toppasova çubuklar ile dövülerek ve onu tymak aldı.
Ospan Bitakaeva ondan iki yüz elli ruble ve bir tymak alınan çubuklar ile dövülerek.
Bir Ashima Doskaraeva tymak ve yetmiş ruble aldı.
"Kocasının ararlar!" - Böyle saçma bir gereklilik Zhalpak Ondirbaeva eşi yendi ve onun halı aldı ile.
Biz çoban Duysenbaya Karasholakova elli ruble, ve temini için on iki atlar seçilmiş.
Öğrendiği Shalkarbaeva hem iki yüz ruble aldı sonra ağabeyi Nurmana, sakat dayak ikinci köy, gelen çubuklar ile cezalandırılır:
Biz Sulayem Orkenbaeva iki yüz ruble aldı.
O iki bin ruble fidye verdikten sonra Hamit Chokanova kırbaç kırbaç yoktu.
Biz Slambek Imambekova beş yüz ruble aldı.
Zsámbék Imambekova dövülerek ve ona beş yüz ruble aldı.
Askar olarak Shankulanova bin ruble aldı.
Kiyashu Alimbaeva kamışı yirmi beş vuruş verdi ve ona yirmi beş ruble aldı.
Musabek yirmi çubuklar ile cezalandırılır ve yirmi beş ruble ödedi.
Biz 11 köyün Tuktibaya Togaybaeva bin ruble aldı.
Geri Akkelinskoy 15 çubuklar Azhmagambeta Zhamakova cezalandırılır ve onu 300 ruble aldı bucak giderken.
Öğretmen Süleyman Erzhanov, yalvaran "benim aul 'ön ödemeli 500 ruble dokunmayın ve" "bir tymak, bazı pantolon verdi ve dört atlı arabaları donatılmıştır.
Taciz ve zorbalık her bir harf transfer edilemez. Insanlar bir kayıp altındadır. Bu dönekler eseridir Bazı utverlsdayut - Rus. Bazı insanlar kendi kendini yöneten yapmak için, Kazak halkı ayırmak istediğiniz gerçeği rağmen dışarı yapmak. Ve insanlar "Aman Tanrım, onların şimdiye kadar karşılamak için değil, merhamet! ..", Yalvarır ufukta Rus halkı, insanlar korku içinde kaçan kısa sürede. Kızgın, ancak birçok Kazaklar hala asi arkadaşlarının uysal Rus halkının, arasında makul olacağını umuyoruz.
Dayak ve soygun korkusuyla köylerin ileri gelenleri, telgraflar üst düzey Rus saflarına dosyalama kaçınmalıdır. Onlar düşünüyorum: "soruşturma bize linç ortadan kaldırmak buraya gelecek olsa."
Bayan 30 mil küçük bir Alec sandrovsky bitkidir. Bu çalışan bir Gronengo yönetme. 25 Haziran[41] Bu Gronengo kararı "ruhların kurtarıcısı." Olarak bilinen sonraKazaklar hiçbir şey onun için çalıştım gerçeği ile sınırlı değil, yine de bitki için bir "aygıt" için onlardan rüşvet alıyor. İki ay sonra, o iş yerinde Kazak kullanılan ve sonunda arka eserlerinden onları kurtaramadı. Geçen yıl, Bolşeviklerin korkusuyla, o Kazak bölgesinde gizlemek istedim.Kazaklar onun "nezaket" unutmadık ve bu nedenle kabul etmedi. Şimdi aynı Gronengo Şubat tüm polis ile polis şefi çağırdı ve sakıncalı Kazaklar yenmek için onu emretti 5. Evinin alt katında o bir hapishane dönüştü. Tevrat Karakeev ve Askar Zhusipova vardır sonucuna varmışlardır. Gronengo onun ceplerinde elleriyle yürüdü, ve dedi ki: "Eğer 8000 ruble verirseniz, ya da hapisten çıkmak ..!"
Bir Kazak Azhibai ödeme başarısızlığın bu "burjuva" Geçmişte, istismar. Gronengo çubuk ile onu kamçılamak için karar verdiğinde, Kazaklar Azhiba aşağılanma sarılma bacaklar zorlayarak, af interceded ve almış "burjuva."
Bu bir köyde dokuz öküz seçilmiştir için geçen yıl, bir baharında Rus, ekmek bir çanta kaybetti. Her şey eylemler adlandırılan, cezasız gitti "sorunları zaman."
Burada Rus holiganlar sakinleştirmek için tasarlanmış portre baş, var. Soru frenlemek gerekiyordu kim vardır? Ne kadar Kazakistan halkı aşağılamak olacak? Iki ülke arasında iyi komşuluk ilişkileri ile ne elde edilebilir? ..
Dağı Bayan
Bütün bunlar dikkatle Kolçak liderleriyle olan arkadaşlığını gizlemek, gazete Alaş Orda oldu.
6 Şubat 1919 için diğer odaya, "Sary-Arka" ile yaprak. Ben Kazak Ataman Annenkov mahalle ve Alaş Orda liderleri ile dostluk ve dayanışma açıklayan bir makale okudum.
Urdzhar itibaren
Ataman Annenkov geçirdi ... Kongre kişi (ilçe) liderleri çağırdı. 5 kişi Kongresi'nde geldi 12 ilçesinden ... Ataman askeri eğitim için her bucak bir 10 kişi talep etti. Ataman Annenkov o Kazak halkı (Alikhan Mukhametzhan, Ahmetzhan ve Zhaynakova gibi) onurlu liderleri bildiğini söyledi, o zaman tüm üyeler sevinçle kükredi: "Bu, onların babalarının daha fazla onur tüm cesur insanlar biliyorum görünür. Onlar yatağa derseniz ayağa sonra, ayağa söyleseydim, biz, yalan. "
Annenkov, bu arada, koymak "Semirechensky Kazak kabile reisi Afonov onları nefret, onlar söylüyor" bilerek "özerklik sarılmak, ve ben şahsen bu cesur vatandaşlar inanıyorum! Kazak ve Rus halkları arasındaki Afonov yakmak çekişme. Afonov Ben silah dağıtmak ne onaylamak ve Kazaklar Kazak raflar düzenlemek değildir ...
Ataman Kensebay Umbetbaev de Çevirmen. "
Gülerek Bolşeviklere karşı "kahramanca eylemler" Alaş Orda kuvvetleri açıklar nerede 26 Mart 1919 dan "Sary-Arka" I, "Kazaklar mücadele nasıl" makale gördüm. Ama bu şu anda, "kahramanlar" Ataman alay Kazak kötü, köpek gibi ayakları tekme. Makalede heyecanla Semirech'e ön Kırmızılar karşı savaşır alay Alash gelen Balts Besebekova, Ahmetkaliya Ormanbaeva, Kagazbeka Rashkin en cesur eylemleri övdü.
Okuduktan sonra, ben, tükürdü tarafına kağıt attı, 20 Şubat 1919 tarihli başka bir numara "Sary-Arka" aldı. Burada, ben taciz Rus kulakların Akmola County şikayet değiştirilen mektup Kazak aul Baysalbaeva yanıtlarını okudum. Kendi cevap baskısında "Sary-Arka" etnik nefret ateşe günlükleri atma yazıyor:
"Akmola Kazaklar hala milis Alaş Orda organize değil ve bu nedenle ... Rus şiddet acı" daha fazla ve:
"Rus devletinin kurallar ve düzenlemeler boşver vahşet yolunu haline gelmiştir. Kurtuluş için tek yolu - Kazak insanları birleştirmek için. Sağlamlık kaybetmeyin! Anlaşmazlık atın. Herkes toplumsal mücadele dahil! Vatandaşların, silahlı en iyi atları koymak, kendinizi korumak! Biz harping başladığından beri fazla bir yıl geçti için bu bir dönemin "beyaz Kalmyk."[42]
Kazaklar, Semipalatinsk ve Ural bölgelerinde Kustanai İlçe Turgay bölge dışında, geri kalan her şey, özellikle Kazaklar Akmola bölge, polisin organizasyonundan, onların kulakları tymakom ve yangın gibi koşmak durdu. Nasıl diğerleri dikkatsiz, zayıf iradeli, kararsız insanlar hor değil mi? Biz suçlu, biz şeyler sallamak istemiyorum, erkek olmak isteyen yok! Bu yüzden daha ileri gidip, büyük olasılıkla yakında yeryüzünden kaybolur! Adam - Şimdi yaygın canavardan adalet ve barış için beklemek zamanı değil.Ulaşılamaz beklentisiyle hiçbir şey için umut, tavsiye onu sormak için bir şey! Eğer yerel makamlara şikayette bulunabilirsiniz, ama biz bir şey bunun gelecek sizi temin edemez. Biz yanıtları Rus iddiaları hazırladık, hemen demek, "Sen, bizim sığır çaldı kapalı kolaylığı işlenen."
Onların şikayetleri öfkelendirdi: "bizi yiyor birinin diş bizi yakaladı birinin elinde kalmak mı" Biz bunun farkında ve uzun onların sorunları hakkında insanlara anlatmak gerektiğini, çok geç sen uyardı. Kim bugün bir aul başına gelen talihsizlik, yarın, tüm insanlar acı değil gerçeği için kefil olabilir? Bu olmaz mı? Bu Yedi Rivers kardeşlerimizin şu anda sandık ölmedi mi? "
Oh kötü niyetli Beyler Başka kim ancak, Alaş ordusu organize, Semipalatinsk, Ural, Kostanai, Turgay alanlarda karışıklık yarattı? Yeterli değil, hala onun sinsi ağları ve Akmola Kazaklar karıştırmak ve böylece çalışan nüfusun kanda boğmak istiyorum!
Ben olayları, çeşitli raporlar ve o zaman Alaş Orda merkezi organı olan gazete "Sary-Arka", çeşitli konularda yayınlanan kapsamlı makaleleri okumak. Tabii ki, kendi kağıt, gerçekleri oluşturan onları deforme, sağını, o ne isterse, en iyi kurgu akın etti.
Ama okuyucu güç dengesi yanlış bir izlenim yaratmaya çalıştı ne kadar olursa olsun, bu Alaş Orda konumunu önemsiz açıktı. Alaş-Orda bakanları yaptıkları işin geri kalanında Bolşeviklere karşı asker mustering beş kuruş değer değildi meşgul edildi.
Kaç Kim bilir, ama gençlerin en iyi şekilde aktif Alaş Orda oldu. Bu Kazakistan milliyetçi gençlik kurulumu verdi Petropavlovsk gazetesi "Jas Azamat," üretilen. Sadece Semipalatinsk yayınlanan ve gençlerin Alaş Orda elinde de oldu dergisi "Abay" sırasında. Gazete "Jas Azamat" ve zaman zaman dergisi "Abay" fon eksikliği işaret, okuyucuların yardım istedi. 20 Şubat 1919 gazete "Sary-Arka" sayısı 70 bir makale yayınladı "gazete ve dergi okuyucuları." Madde "Abay" Aimautov, Alaş-Orda gençlik liderlerinden birinin editörü aittir.
Gazete ve dergi okuyucuları.
Yeni Nikolayev Rusça olarak yayınlanan gazete, en odalardan birinde, tek Kazak gazetesi ve tek Kazak dergisi abone yetersizliği nedeniyle kapatıldı kaydetti. Bu gazete "Jas Azamat" ve dergisi "Abay" hakkındaydı. Bu mesaj, gerçeğe uygun değil. "Jas Azamat" bu güne kadar gider. Ancak, bir alarm fon yetersizliği nedeniyle oluştu. Şimdi editör bin ruble, edebi akşam gelirleri gönderilen Omsk gençler için, sakin. Genç bir Semipalatinsk zaten beş bin yaklaşık gönderdi. Biz kim var ve başka yerlerde bize destek isterseniz umuyoruz. Dergisi "Abay" yaklaşık 900 abonesi var ve varlığını geçici olarak Genel Kurul toplanması, hem de başka nedenlerle önce durdu. Onun küçük kredi şirket yayınlamaktadır. Bu "Abay" yayınlanacaktır umulmaktadır. Biz gençler eğitimli değildir sivil vicdan ve onur onun tek dergisi yakın umuyoruz. Onun her koşulda çıkmak olacağını düşünüyorum.
"Abay" Zhusipbek Aymautov "editor
Sultan Abrahimov - 300 ruble, Akkagaz Doszhanova - 50 ruble ve bir gümüş sikke Türk Shayakhmet Otegenov - 23 ruble, Baltabay Borankul bir çatal ile bir gümüş kaşık Amin Kuanysheva - altın yüzük, Gül Dosymbekova - gümüş yüzük, Gaziza Dosymbekova - bir gümüş sikke Asfandiyarov Chermanov - Çeyrek tütün Muratbek Seitov - şeker bir sterlin, Yamin Tolemisov - çay bir kilo.
"Tilek" ("Desire") adına tüm teşekkürler.
Gabbas Togzhanov.
"Sary-Arka" ile aynı sayısında Ben şunları okuyoruz: Jas Azamat "gazetesi Yardım" ".
O gazete "Jas Azamat" ortadan kalktığı belirtilen oda 68 "Sary-Arka", bir reklam görünce fon yetersizliği nedeniyle faaliyetleri, para toplamaya başladı:
Kalbergen Kulov, 40 ruble yaptı
Shyrgay Mustambaev - 20 ruble,
Amr - 15 ruble,
Gaziza Mustambaeva - 5 ruble,
I - İdris Mustambaev - 5 ruble.
Toplam 85 ruble toplanmıştır. Para Ben editör "Jas Azamat" gönderildi
Mustambaev okul.
Bir milliyetçi-fikirli gençlerin boş boş oturuyor olmadığını düşünebiliriz.
BAYAN İÇİN YOL-AUL
Ertesi gün biz Pavlodar bir karavan ile yaptı. Sıcak gün, kar erir. Kaynar su ve İrtiş içine dik banka düşme dolgun üfürüm ile sokaklarda. Bulanık su yavaş yavaş oluyor. kalın unmelted buz yavaşça İrtiş ile taşındı. Karavanda dört kişi, ben beşinci değilim. Biz iki sıska at ve zayıf bir deve var. Atlar buğday üç çuval ve iki çekmeceli kızak sürükledi. Ekmek bir deve yüklü üç çanta.
Bazı yerlerde İrtiş üzerinde kar rasstayal yapar ve hemen yolun ağırlığını hissettim. Ancak eritme kar, kir deri bir kemik at hareket. Bir mil ve bir tahrik değil, siyah bir at durdu. Onlar boşuna, onu teşvik etmeye çalıştı. Desperate sahibi onun yorgun atı ile kaldı ve dördümüz onu benekli sarı koy at ve deve önde gelen, ıslak bir kara toprak üzerinde yürüyerek trudged.
Hiç kar yoktu yerlerde, at gücü onun son ons gergin, ancak kızak kaldı. Arazi bol kaynak suyu ile doldurulur. Deve düştü, biz onun paketleri ile vuruyorlardı, ve zavallı hayvan tekrar navyuchivali büyüdü.
Ancak taşındı. Su delikli çizme sızmış.
Bir at ve deve arkasında su ve sürükle dizlerinin dolaştım. Ve onlar aç çocuk, kadın, çaresiz yaşlı adam ve yaşlı kadın için gıda kendilerini sürükleyin.
Ama nags gitmek daha vardır. Orada iki adım olduğu ve aşağıdan erimiş bir derin kar düşmek, ve ayaklarınızı koymak, son kendi ayakları dışında sürüklendi olacaktır. Sırtlarında Beshmets ter ile nemli ve hiçbir hayvan bir kargo sürükler gibi görünüyor, ve biz.
Akşamları sadece on km sürdü ve yola yakın küçük bir yarım ıslak çözülmüş yama de gece için durdu. Güneş soğuktu sonra. Su dondu. Tüm inatçı don kapma başladı - ter giysi, eski bot ve ayak tamamladı ıslak. Tüm dondu. Ben hafifçe giymiş ve yakında kasıldı, ama hiçbir şey caravanners denildi. Bir yangın, çözülmüş, kaynamış su yaptı. Biz tahıl çuvalları arasında kıvrılmış uyku gitti. Ben tepeden tırnağa benim bütün varlık don ile kaplıydı, dayanılmaz soğuk gece uyandım. Ben ayağa kalktı. Tüm etrafında sessizlik oldu. Benekli beyaz kadife zemin sis kaplı. Gökyüzü açık, bir bulut yok. Hiçbir ay, sadece açıkça görülebilir parlayan yıldız vardır. Sessiz sessizlik hüküm sürer. Çanta, sessizce snuffle arasında karavan yalan. Gürültülü nefes sarı deve yakınında.
Donmuş toprak soğuk kokusu etrafa saçılır. Bu tüm evrenin don ve uyku hafif sis ile kaplıdır gibi görünüyor, ve sadece at uyanık. O sadece kar kurtulmuş otları, kökleri çekerek, yakalamaya, sıyrıklar. At kestanesi benekli, alacalı kara ve bay ...
Isınmak için, ben ileri geri koşmaya başladı, biraz obogrevshis, tekrar uzandı, ama yakında tekrar dondu ve yine iki çırparak, iplik, ayağa kalktı ve koşmaya başladı. Bu sabaha kadar birkaç kez tekrarlandı ...
Ertesi gün geçti ... Çamurlu suda diz boyu çamur, çamur, sadece pozitif.İrtiş ve iki köy geçti bitki "Törtüy" arasındaki demiryolu hattı geçti:
Biz, çamur ayak churned Tüm gün tekrar ilkbahar su navyuchivaya bitkin vergi trudged. Akşam soğuk iken, oldukça yorgun, umutsuz, sonunda imzaladı. Gücü ne de ileri bir adım atmak arzusu ne vardı. Kötü yollar yükünü aşmak, sadece kuru kadar yere bir hafta var.
Birlikte yola terk etti. Bazen göz Kazak sefil hovels yakalamak.
Bir Kazak biz konser üzerinde kızak değişti. Şimdi, sık sık muaftır. Hiçbir köyde şimdi aç Zhuta, ince sonra aşırı yoksulluk tüm, arabaları bulamıyorum.
Biz dolaştım ve dolaştım, bir at ve deve sürüş. Eski ragtime konser inilti gıcırdayan.
Ayaklarımız aşındırılmaktadır. Biz çok yavaş hareket ediyor. Ancak, onlar karada çıktığında, karavan kim daha fazla ve nerede olduğunu bulmak için, benimle konuşmaya başlamak için giderek başladı.
Ayaklarımız aşındırılmaktadır. Biz çok yavaş hareket ediyor. Ancak, onlar karada çıktığında, karavan kim daha fazla ve nerede olduğunu bulmak için, benimle konuşmaya başlamak için giderek başladı.
- Ben Omsk bir Kazak am - Ben tekrar -. Çocukluğundan beri, evden uzakta bir iş var. Erken ailesi kaybetti. Şimdi kendi nagashi[43] arayışı içinde bir yemek var. Onlar Bayan-Aul dağlarında bir yerde yaşıyor. Hepsi bu ...
Onlar benim yakınları hakkında detaylı sormaya başladı.
- Ait oldukları küçük cins hangisi, bilmiyorum. Bence, bir Ajdabol[44] - şube tür Karzhas biri, - diye yanıtladı.
Bu onları tatmin etmedi ve onlar bana her zaman çekmeye devam etti. Onlara göre, kendilerini "etkili" cins Karzhasa birine ait.
- Bizim köy dağlar Shokpar ve Aulie yılında, Bayan Aul güneydoğu tarafında yer almaktadır - benim yoldaşları iddia etti.
Kıdemli karavan - Bir gür siyah sakallı bir adam, Hacı Canby oğlu. Bellek doğru beni yanıltmıyorsa, onun adını Smail. Hacı Canby yoldaşı-uzak akraba biri Bekmukhambet adını verdi. İkincisi, Hatırladığım kadarıyla, Tolebay, kentsel yoksulların o, küçük ticaret yapan.
Bir gün, o deve önünde yanımda yürüdü, Bekmukhambet söyledi:
- Beraber gidiyoruz çünkü sınıf arkadaşları gibi,,, Duysembi Dinle, ve bizden bir şeyler saklıyorsun. Size basit bir zhigit değiliz görmek, onun gizli ortaya!
Güldüm ve gülüp çalıştı. Bekmukhambet bana arkasında bir şey elde etmek mümkün olmayabilir görmek. Ama yakında beni yakaladı ve Tolebay başladı:
- Bizden gizlemek değil Duysembi. Biz sizin gibi insanlardır. Kim size göstermek yapmak ve olanları biz olacak ... Eğer köyden atları çaldı ile bizi bir araya istiyorsanız, o zaman bu pes etmez!
Ve ben onun sorularını şaka yanıtladı. Onlar hevesle beni izliyor açıktır. Biz kaldırımın kenarına öğle saatlerinde dinlenmiş. Küçük tepeler zinciri sona erdi höyük, yakın durdu. Güneş küçük bahar çim ile yeşildir. Ben aziz ve tepede daldım. Ben çay bir karavan için uyandım.
Smail öğrenmek için denemek için tekrar başladı:
- Dürüst olmak gerekirse, Duysembi! Şu anda, yamaç höyükte uyurken, tüm basit zhigit bana değil gibiydi. Ben geçmiş zamanların cesur adamlardan biri olduğunu hayal!
Bu kez bir şaka mazur.
Geçti. Yolda Smail uzun şiiri okudu "Boz zhigit." Bunlar yan yana yürüdü. Gün sıcaktı. Bize iki yana sallanan, ahşap konser gıcırdayan takip.
- Ah, Duysembi, üzgünüm, bize önünde açmak istemiyorum! Bu "Boz zhigit", aynı karakter değil mi emin misin?
Ben hiçbir şey söylemedi. Bir süre sonra Smail kararlılıkla devam etti:
- Sen Duysembi, benim için çekinmeyin, en arkadaşları sarılmak ve olsun! O istediğiniz yere Biz aul gidin, sana getireceğim. Sıradan, basit zhigit zhigit sadece sen, yok gizlemek yok bu olmaz!
- Benzersiz bana gördük ne - diye sordum.
- Her şeyden önce, görünüşünüzü, formum basit zhigit olmadığını söylüyorlar. Ayrıca, Pavlodar bize geldi, her şeyi sineye su diz boyu sızan çizme,, gidin, ama kaşlarını bile kaşlarını çatarak. Ben ya herhangi bir haksızlık ya da kendi kendine zarar birisi tahammül düşünüyorum bu yüzden.
Ben karşı ve öfkeyle dedi ki:
- Neden gizli bir ortaya çıkarmak için bana sorup duruyorsun? Bana bir şey şüphelenmek için bir neden var ne?
Bize ve Bekmukhambet Tolebay geldi.
- Belki de ben bir hırsız ya da katil olduğumu düşünüyorum? Diyorum, ben bu size itiraf, ben bir şey yapamam umurumda değil. Neden şimdi itiraf etmeliyim ki?
Smail karıştı.
- Dürüst olmak gerekirse, Duysembi, yanlışlıkla bir rezervasyon yapılmış ..! Sevgilim, kızgın olmayın! Eğer öyleyse, artık dışarı bulmaya çalışacağız, sadece rahatsız olmayın.
Bu konuşmadan sonra, soruları bana pestering durdu.
Birkaç gün sonra güney-doğu tarafında Bayan-Aul dağlarında gitti. Karavan ile dis ¬ stavaniya zamanı gelmiştir.
Yolun kenarındaki öğle namazı sırasında öğle yemeği vardı. Bu nedenle, karavan dağlar Shokpar ve Aulie için, güneye, ona gitmek zorunda kaldı. Onlar yirmi mil gitmek zorunda kaldı. Çıplak bozkır etrafında, küçük tepeler. Bak ne kadar zor olursa olsun, tek bir koyun göremezsiniz. Hala kışlama gerekçesiyle sert bir Zhuta köy sonra.
Ben ayrıntılı Smail olarak sordu, ben hareket. Ben Bayan-Aul dağlarında Kazak köy içine bakmak istiyorum. Tıbbi görevlisi pullar Aimanov durdurmak için orada olabilir. Ben seminer, Omsk iken, o tıp okulu katıldı. Biz arkadaştık. Egzersiz sonunda, her birimiz kendi evlerinde çalışmaya gitti. O yıllarda postane kötü olmasına rağmen, henüz biz nadiren geldi. Biz sadece arkadaş değil, ama gerçek, en iyi arkadaşları. Şimdi, bu yüzden Shaybayu gizlice karar verdi. O benim kuzenim, ondan kurtulmak için, ona nereye bulmak zorundadır, belki yolda yolda para, sizin aul içine bakmak ve Sovyet Türkistan sürücü ...
Tepenin eteğinde size Bayan görebilirsiniz. Bir mesafe üç ya da doğum yeri ¬ ki yüzünde gibi dört siyah noktalar görünür yamaca.
Smail göre, Hacı Zhantemir ana köyünde Suyundikov-Karzhasa türüdür. Hacı anda Imantaku, güçlü bir adam adında bir oğlu var. Bu ona kalmış ve Smail adresi tavsiye etti.
Zaman geçmiş öğle olduğunda, ben veda karavan dedi ve Bayan yönünde yöneldi. Tüm hükümleri var - cebimde ben kömür ateşinde pişmiş tortilla, bir devenin ayak boyutu vardı. Bir sopa elinde.
Maddenin eskilik bir bant. Ayaklar kan sızmaya, kabarmış, ama bu bir kelime caravanners değil dedi budur.
Uzun gitti. Güneşin altın disk Bayan omuzları üzerinde oturdu. Ve Semipalatinsk ¬ Latin Orsk Atbasar ve Akmola karşısında yapım aşamasında, demiryolu geldiğinde bir Rus görevlisi bir araya geldi. Konuştum. Ve bugünün gücünü kötüye ediyor ...
, Gitti dağ geçidi geçti. Yolun tarafında üç ya da dört yurt, otlayan sığır görülebilir. Ben, tepeden yaklaşırken arkasında bir aul Hacı Zhantemira, güneşin batışını vardı ...
Hiçbir köy - tepenin geçti. Tepeler, satır birbiri ardına durmak. Henüz onları ve tüm köyün içinden transit. Dusk. Durdum ve dinledim - ses yok. Yine sağır ıssız plato boyunca yürüdü. Ahead karanlıkta sessizce dağların siyah siluetleri uyuklamak ... Sonunda yorgun var. Zarar kana ayak içine yıpranmış. Ben kayboldum düşünüyorum. Ben daha fazla devam edemez. O oturdu. Batıda The Scarlet Dawn giderek incelir kaybolur. Ses yok, hiçbir rüzgar.
Kafamda acele kırsal bahar gelgit gibi kasvetli düşünceler.
Benim ağrı ve acı tükendi zaman? .. Kişiye karşı herhangi bir suç çünkü bu kadar sefalet katlanmak zorunda? .. Ben doğdum, büyüdüm okudu - sırf utanç ve sefalet katlanmak gerektiğini taşımaktadır ..? Eğer öyleyse, neden doğdu, büyüdü neden, neden okula gitmek? ..
Şimdi karanlık bir gece sarılmış ıssız, sessiz Yaylası, tek başına kaldı. Burada ölecek, bir iz bırakmadan kaybolmuştur. Hiçbir idrar ileri gitmek.
Bu düşünceler, kara bulutlar gibi beni sıktı. Aniden umut bulutlardan şimşek gibi, önümüzdeki şafak görmek için umutsuz değilim zaman.
"Güçlü ol! Sizin acı tüm - iyi bir nedenle! Bu dezavantajlı eşitlik için çalışma özgürlüğü için savaştı.
Birçok kahramanlar yol boyunca kurban gitti. Kan ve gözyaşı bir çok özgürlük mücadelesinde döken. Kalp alın, Güçlü ol! Parlak gün uzakta değil! Biz gitmek zorunda! .. Bunu başarmak için gereklidir! .. Biz bulmalıyız! ".
Birkaç tepeler ele, dinledi ... Belirgin bir köpek havlaması duydum. Bir sonraki tepenin üstünden bir bulanık siyah gölgeler gördüm. Closer, bazı paketleri ile kırık arabaları yakın üç veya dört kerpiç kışlama gördüm. Aul kışlak göç etmek zamanım olmadı. Ben çok büyük sığınağın kadar gitti ve bahçesinde girdi. Islak, etrafında kirli. O sığınağın içine gitti ve iki çocuğu ile yaşlı bir kadın gördüm. O söyleyerek, yatakta bana izin vermedi "hiç kimse." Beni ilk daha temiz görünüyordu ki, yakın sığınağın yöneldi. Kapıda bir kadın duruyordu. Selamlar. Akşam karanlığında Onun yüzüne bakmaya çalıştı. Kimshek onu baş, omuz elbisesi bol dökümlü. Yaklaşık kırk yaşında Pryamonosaya, onun yüzünde, ses o tür ve zeki bir kadın olduğunu gibi görünüyor.
- Sevgili dostum, ve bizim evde de, hiç kimse yoktur, ve çok tehlikeli yatak neznakmogo, koymak ... böyle sorunlu bir zamanda - Durdu -. Nereye zhigit gidiyorsun?
- Pavlodar itibaren ... Ben cevap - Ben "Tanrı'nın konuk" Eğer, olacaktır.
- Peki, tamam, eve gelir. Sadece aramak, biz bayram için et yok. Kışın biz zhut taşındı, tüm sığır düştü.
- Ben Zheng[45], et gerekmez - Neyse ki dedim.
O evin içine götürdü.
Adobe çamur kulübe iki oda oluşuyordu. Pyatilineynaya lambası yanıyor. Toprak zemin üzerine ben desenli bir keçe mat gördüm. Kapı ve boş soba ön önce.
Doğru yığılmış kuru ciltlerde kapı. Önce onları iki buzağı yatıyordu, ama oda hala temiz. Köşede yaklaşık on altı yatakta iki kız yatıyordu. Anne bunları kaldırdı. Omuzlarını ve elbiseler üzerine attı kız yatakta oturuyordu. Zheng oğlunu uyandırdı.
- Payziken, sevgilim, semaver ayarlamak, bizi ziyaret gel, - dedi.
- Gel, lütfen, sevgili! - Bana ¬ las kadın danışın.
Lamba ortasına yerleştirilir. Payziken semaver dilekçe başladı. Zheng yakın onun kızı için, karşımda oturdu. Net aydınlatılmış odasına gidiyor, ben bağdaş kurup oturdu ve bu elbiselerimi korkunç çirkin fark ettim. Ayak çizme, künt dana başkanı olarak, omuz harap bez bant ile, kurum ile tüm emdirilmiş, gelincik üzerinde paltosunu giyilir. Siyah bir kedi flep baş, eşarp boynuna yıpranmış.
Zheng kim bulmaya, beni sorgulamaya başladı. Payziken semaver koymak ve bizi yanına oturdu. Göz kapakları gizli sarkık İki kız, merakla tek bir kelime eksik değil, dinle bakan. On beş ya da on altı az iki yıl. Onlar yeşil üzüm gibi ve ikiz gibi. Bir şahin civciv gibi siyah gözleri,. Kapalı elbiseler sahip, yan yana oturup. Kahverengi kadife üst kuzu derisi tymak, bana yakın oturan bir kızın kafasına.
Zheng titizlikle bana soru devam ediyor. Ben ayrıntılı olarak tüm soruları yanıtlamaya çalışın. Zheng sessizce dudaklarını bırak:
- Apyrym-ay[46], sevgili, sen, yüzünüzde bakarsanız aptal zhigit değil gibi görünüyor. Eğer yolunuzu hayal eğer, yolunuzu mükemmel delilik gibi görünüyor.
- Neden böyle diyorsun? - Diye sordum.
- Nasıl bu kadar söyleyemem! Onun yaşadığı ve hangi cins ait olduğu bile bilmeden uzak Omsk, onun Nagashi için bir arama çıkar, çıkması. Yılın en zor zamanda birinin bilinmeyen arıyoruz. Yollar çok kötü zaman yol vurmak kış ve yaz arasında. Bilinmeyen bir ülkede yürüyerek gönderilir. Insanlar sığır sürekli kaybından sonra felaket kapsamında zaman yerel köy, açlıktan zaman ve henüz gelir. Bu bir sadece onun yer, konum bilerek ve cinsine ait değil, onun nagashi arama gidebilirsiniz uzak kenarından akıllı adam? Ben yollar geçilmez olduğunda, ilkbaharda aramak gerekir mi? Yolda aç köylerde, sadece buz kaplı zemin vardı ben gitmek gerekir mi? Şüphesiz bu yaz geldiğinde, yeşil çim artacak gitmek mümkün değildi, insanların kısrak sütü memnun olacaktır, tamamen bir afet sonrası kurtarma? Işe gitmek istiyorum sanki fabrika "Törtüy" veya demiryolu durumda açmak eğer, ses. Şimdi "Ekibas-ace" ve demiryolu üzerinde orada çalışmak mı? Karlı bir operasyon olması durumunda, yerel zhigit Omsk Irtysh Kargo üzerinde buradan uzağa gitmek olmaz. Bunu biliyorsun değil mi? Bizim sizinle aynı olan, yıllık zhigit Omsk yoluma balık bırakın. Bunları bilmek zorunda. Onlar Omsk sürüler halinde gittiğini teknede Her yıl, onları karşılamak ve bölgede neler bulabiliriz ... Sizin görünüm ve konuşma makul bir adam olduğunu düşünüyorum, ama deli gibi mükemmel bir yol olabilir. Ifade Zheng - Ben, sevgili, merak ediyorum.
- Haklısınız. Omsk ben aceleyle bıraktı. Ve sonra geri dönmek için sakıncalı kabul. Ve bu bölgede durumu olduğunu, ben, sadece Pavlodar geldi öğrendim - Ben utanarak cevap verdi.
Biz Zheng konuştuğumda, iki kız titizlikle beni izliyor, bir dize üzerine dize çalışıyor gibi anında benim her kelimeyi yakaladı. Özellikle benden uzak oturuyordu bir. Dikkatlice kızın önünde oturan tymaka üzerinde bakan, o siyah gözleri benim her hareketini izledi. Bu kız bir bakış I bakım. Ben aşırı merak onu vazgeçirmek ve annesi ile konuşmaya devam Serene onun can sıkıcı "erik", ile benden ona dönüş yapmak istedim, biraz taşındı. Kızın yüzü ışık tymaka gölgesinde altından Bakmak. Bana bakmaya devam etti. Daha sonra da, ona meraklı bakışları baktı. O karıştı, yine gölgesinde yüzünü sakladı. Bu benim kararlı ders anne veya kız kardeşi veya erkek kardeşi ya anlamak değildir. Bizim çatışmada hakkında sadece ikimiz biliyoruz görür. Aniden, bir ablası, uzaklaştı uzandı ve annesine söyledi:
- Anne, buraya gel!
Anne ağır, kızı döndü sessizce sordu:
- Ne oldu?
Duvara döndü, bir şey fısıltı başladı. Fısıldayan, iki eski duruş almış. Herhangi bir kaygı olmadan sessizce Anne, lamba baktı. Kalbim kızı benim hakkımda ona bir şey söylemişti hissettim. Ama ne söyleyebiliriz?
Sessizce oturdu ve Zheng aniden bana geldi:
- Sevgili dostum, senin adın ne?
- Duysembi - Ben yanıtladı.
- Okula bir Rus okulda değil mi?
- Hayır, çalışılmamıştır.
- Ve bir Rus dili sahip?
- Biraz.
- Öğrenmek Bir Kazak '.
- Evet, biraz okudu. -Nereye?
- Omsk yılında gençler için kurslar vardı, ben oraya gittim.
- Eğer Omsk Rus okulunda okudu Kazaklar, herhangi biliyor musunuz?
- Bazı biliyorum.
- Kim o?
- Ben Assylbek Seitova, Musulmanbeka Seitova ve iki Seitova biliyorum, aynı zamanda Asaya Chermanova ve pullar Aimanov biliyorum.
- Ve bunları nasıl biliyor musunuz?
- Ev Omsk Seitova ve neden biliyorum. Ben farklı yerlerde ve pullar Aimanov Chermanova sürdü Rus tatillerinde bir ağabeyi Hadzhimuhana biniyorum. Hepsini çok iyi biliyorum. Özel olarak, çamaşır makinesi. Onunla Ben yakındı.
- Ve şimdi bu zhigit nerede?
- Bilmiyorum ... Assylbek Seitov muhtemelen bir yere bir doktor olarak çalışıyor. Ben tam olarak nerede ve ne kapasite şimdi Asfandiyarov içinde bilmiyorum. Birisi artık Shaybay ve bir doktor olarak çalıştığını söyledi ...
Dedi kadın - - Eğer Shaybaem ile yakın arkadaş olsaydı onun aul nerede, bilmeli.
- Bir yerde Bayan-Aul etrafında.
- Eğer disk üzerinde babasının adını biliyor musunuz?
- Onun adı Appas olduğunu düşünüyorum. Zheng memnun, gülümsedi.
- Peki, o çıkıyor, aldanmayın ... Bu durumda, ben size söyleyeyim: Şimdi Bayan-Aul Assylbek Seitov köyünde bir doktor, bir hemşire Shaybay, tek bir yerde iki olarak çalışıyor.
Anne büyük kızı çağırdı:
-, Kendi daire nerede söyle?
- Caminin yakınında - kızı yanıtladı.
Ne ve nerede bu kız görebiliyordu hakkında benim vahşi tahminler, şimdi açık hale gelmiştir. Benim iki gol de fotoğraf vardı. Ve bu siyah gözleri muhtemelen onları gördük. Disk de son çekim günü ben 1918 yılında tutuklanmadan önce fotoğraflandı. Benim sonra yüz Kolçak ve kaçak eski mahkumun mevcut yüzü ile karşılaştırılamaz. Kişi ve arasındaki fark cennet ve dünya arasındaki gibi olmalıdır. Sadece bir yıl oldu, tso Ben değişti biliyordum.
- Disk Köyü on mil burada dışında - kadın devam -. Babası köyde, kendisi şehir olduğunu. Orada dayak çocuk denir. Biz yakınları geliyor.
Semaver masa seti, haşlanmış. Hepimiz çay içti. Payziken Dökme. Iki zhigit da ben kim olduğunu sormaya başladım geldi. Onlarla Zheng mestonaholsdenie benim Nagash yükleme başladı.
- Adınızı hala hayatta nagashi yaşlı İlyas olduğunu söylüyorlar. Zhunus bir Kaskabas, o Botpay İlyas kardeşi ... - baba Elias ise
- Eğer küçük kardeşi İlyas biliyor musunuz - Molla Zhunus - zhigit biri sordu.
- Hayır. O Rus eğitim almış bir erkek kardeşi vardı o söylendi, 'Ben yanıtladı.
- Evet, öyle. O, Rus dilinin bir öğretmendi çocuk öğretti ve ben ondan öğrendim. Zavallı adam ölmüştü ... Buradan yirmi mil - Onun aul dağın kuzey yamacında yer. Sabah tepe gitmek için her zaman, daha sonra öğle sizi köye alabilirsiniz zhigit,-açıkladı. .
Bii - hakem. Chon ve Toraigyr - cinsi eski Ajdabol afiş ¬ tym iki dayak oldu. Rhode pullar yazar ima Chona, kaynaklanmaktadır.
Ben benim nagashi açmak kolay memnun oldu. Ben Shaybayu yürüdü, ama aynı evde Asylbek Seitova yaşamış çünkü benim planı şimdi üzgün olduğunu. O doktor Seitova ile aynı çatı altında yaşayan eğer Shaybaem ile yerine getiremiyor, ben de Omsk benim çalışmaların Seitov ilk günlerinde ile haberdar oldum. 1916'da, biz Akmola ilçesinde bir tarım sayımı yaptı. Daha sonra 1917 yılında, ben Kazak Komitesi Assylbek Seitov çalışan zaman iki kez Omsk Akmola geldi. Biz sovdep düzenlemeye hazırlanıyor zaman Bir kez daha geldi. Birlikte memuru Ablayhanovym ile o, Alaş Orda için para toplanan Alaş-Orda polise gençlerin harekete geçirmek için çalıştı. Biz bu önlemler karşı ve üç gün boyunca Akmolinsk kitle toplantıları için savunarak. Şehrin sakinleri bizi takip ve doktor Assylbek Ablayhanovym memuru gece çalıştırmak zorunda. Şimdi Shaybaem ile bir apartman dairesinde, Bayan içinde. Bayan-Kazak köyü. Kolçak yaygın. Ben Shaybayu giderseniz, Assylbek benim varış hakkında bilmek ve sonra tüm boşuna kaybolur ve benim Omsk kamplarından kaçış ve Slavgorod bir gezi ve su diz boyu Pavlodar delikli çizme acı geçiş olacaktır. Uzakta üç yüz elli mil alın ve Kolçak pençesine içinde Bayan-Aul kendinizi bulmak benim planlarının bir parçası değildi. Ben Shaybayu gitmeye karar verdi!
Zheng bana başka bir eve Payzikenom yatağa gönderdi. Karanlık bir aysız gece oldu. Sokakta Payziken üzerinde konuşmaya başladı:
- Sizin görünümü gerçekten sevdim. İnsanlar ki: "Bir bir tür yüz olduğunu şüphe etmeyin." Biz bir işçi gerekir. Bizimle çalışmak kalmak yok mu?
- Sevgilim, işçi ¬ Teli anne değil, çocuklar işe çünkü. Babasız nasıl bir şey çözebilir?
- Ebeveynler benim teklifi reddetmek yok. Beraber kabul ediyorsanız, o zaman öyle olsun. Biz zor iş yok.
Oğlan önerisi ile sıkışmış, bana yapışmış.
- İşiniz nedir - Dayanamadım.
- Ben, ağır değil söylüyorlar. Küçük bir sürü otlatmak. Kısraklar sağım. Göçler balya navyuchivat zaman. Evleri çiftlikte çalışıyor olacak, hepsi bu - dedi.
- Ne kadar ödeyecek?
- Nasıl o sunuyor biliyor musunuz!
- Sevgili dostum, en kötü koşullarda ben geçen ay az yüz ruble bitmedi aldık.
- Uh-oh! Bölgemizde bu tür ücret yok!-Boy o zor bir pozisyonda olduğu için utandım ...
Payziken bana kendini evin ana, genç adam tanıttı. Ev, bir soba ayrılmış değil ev, ama sadece bir köpek kulübesi, kötüdür. Kısa bir tavan, loş mum yaktı. Çirkin, kirli. Ev sahibi takım insanları etkilemek attı. Zamanla biz zaten yatağa gitmek için hazır almak. Daveshny iki zhigit ve bizim için geldi ve beni tekrar konuşmaya başladı. Değil bırakıp Payziken için acele.
Zhigit biri, bana döndü Rusça dil mollalar okumuştu bir:
- Eğer kimlik var mı? -Evet!
- Bana göster, Hadi!
Bana saklanan bir sıcak beshmet altında gömleğinin göğüs cebinde kağıt üç yaprak, ayrı ayrı katlanmış. Bunlardan biri, Kazak metin ile diğer ve üçüncü temiz - Rusça sertifika. Kasten beceriksizlik ortaya, ben temiz bir sayfa çıkardı ve, dönüm, bu zhigit verdi.
- Arkadaşlar, bu saf bir kağıttır - dedi.
- O zaman, belki de, bu kadar - Onu da en aza Kazak metin ile ikinci bir levha verdi.
- Hey, ve basit bir kağıt var - Bana zhigit azarladı.
- Oh, yanlış tekrar - Ben sahte üzüntü dedi, ve onun "gerçek" kimliği verdi.
Mühür ve damga görünce, zhigit sakinleşti. Bana udostverenie geri dönersek, o anlamlı demişti: - Sonuç iyi. Bir keriz kaybedebilir.
Şimdi kampından uçuş günden itibaren, ben ilk olarak kimlik göstermek zorunda kaldı. "Bu bizim kardeş Kazak olduğunu!" - Ben merak tutamadı.
Bir kez daha ben ayrıntılı olarak benim nagashi yolu sormak, ben koshomku üzerine, onun yatak giysileri soyunup şişirilmiş ve zevk ile gergin ...
Erken uyandım. Değil gökyüzünde bir bulut. Nazik esinti ipek gibi yumuşak darbeler. Güneş yükseldi. Yeşil çim ancak aşağı dudağını genç bir adam gibi, görebilirsiniz. Ben Bayan hayran, ve tüm çalışmalarda, ağır sıkıntıları artık sonsuza kadar geride görünüyor. Yorgun yorgun kasları demir gibi güçlü oldu ve bir örgülü kırbaç gibi, cilt altında sıkın. Bu, tüm evrenin sevinç yaşıyor bugün gibi geliyor bana.
Bayan eteklerinde yürürken. Lüks ağaçlar yeşil kabarık tomurcukları vardır. Üstünde yeşil bir şapka bir uzun ince çam ağacı. Çiçek yeşil bir koku. Genç bir kısrak gibi açık hava, onun susuzluk giderici lezzet biri.
Ben yamaç boyunca dar bir yolu yürümek. Kulaklarım melodi duydum. Onlar Bayan dağlarında şarkı. Ağaçların arasındaki kanyonlar, dere çalışan, büküm. Kendi kaçmak en üfürüm zil çocuk oynayan gürültülü sesler benzer. Ağaçlarda kuşlar, şarkı ıslık, ağaçtan ağaca atlayarak, gizlemek oynamak çocuklar gibi birbirlerini takip ve talep edilir. Orman kuş düzensiz gürültü ile ses bozkır şaka birleştirir. Yamaçlar, kayalar, gurgling akarsu, ağaçlar, yükseklik ve depresyon Bayan - tüm şarkı, tüm mutlu bir birlik içinde erimiş ...
Ben yürüyün. Öğleyin, dere ile yıkanır, biraz su içti kizyachnom açısına pişmiş bir pasta çıkardı ve söyleyebiliriz, öğle yemeği vardı.
Güneşte rahatlatıcı sonra, tekrar yola çıktı. O, dağın eteklerinde iki köy baktı nerede benim aul nagashi dikkatle sordu.
Öğle namazı sırasında, ben Nagash köyüne geldi.
Kuru gübre toplama köyün kadının doğu eteklerinde. Nerede benim evim nagashi ben sorguladı.
Aul acıklı. Kısa bir çirkin kulübeler. Kirli avlu içinde.
Ve burada benim izbenka nagashi olduğunu. Onun yanında, benim nagashi hazırlanıyor performans abdest, namaz, - İlyas, yağsız, uzun boylu, beyaz sakallı yaşlı bir adam.
- Assalaumalikum - Ben Merhaba dedi.
- Alikum-Salem, merhaba, benim ışığım, - dedi.
- Iyi sen mi - Ben gitti.
Yaşlı beni tanır ve gelen kim sordu yoktu.
Biz İlyas ile bir araya geldi yana sadece dört yıl oldu. 1915 yılında, o köye bizi görmeye geldi ve bir hafta kaldı. Ben yaz için Sibirya'dan gelen o günlerde, ve biz farklı şeyler hakkında aksakal ile uzun süre konuştuk. Gençliğinde İlyas çeşitli kampanyalar gitti ve geçmiş günlerin olayları üzerine maceralarını anlattı.
Sadece dört yıl oldu. Ve o bilmiyordu!
- Bilmiyor musun -? Diye sordum.
O bana baktı.
- Yangın-Fly, benim hafıza zayıf ... Oldukça Bilmiyorum ... Biz, bir tarafa taşındı oturdu, bakarak değil, birbirlerine / bakmak
- Yani, beni tanımadın mı - Ben gitti.
- Hayır ... bilmiyorum ...
- Hiç Saken tanıyorum?
- Ne Saken - O çok sürpriz bir -. Saken, oğlu Seifulla, ya da ne?
-Evet ...
- Biliyorum, ama ne?
- Ben de aynı Saken duyuyorum ...
Ilyas geri çekildi, onun gözleri büyüdü.
-, Benim svetik Hadi! Benimle şaka gerek, ben bir çocuk değilim ...
"Yüzüme tanınmayacak kadar değişti mi?" - Diye düşündüm. Hapishane yüzüme üzerindeki derin bir iz bıraktı. Geri Slavgorod yanlışlıkla aynada kendimi gördüm, kendi türünün korkuyor, ürperdi. Yüzüme açıkça birkaç derin kırışıklıklar kaydedildi ...
Ama şimdi ben dün gece geçirdi köyde kızı Zhantemira, ben eski fotoğraflar tarafından bulundu hatırladı. Bir yerli nagashi biliyorum. Ve sadece dört yıl önce gördüm ...
Ben o bizim aile üyeleri listelenir ve pek yaşlı hala Saken inanıyorum yaptı, bizim aul geldiğinde onu Nagash yaz tüm detayları anlatmaya başladı.
Benim olduğunu sonunda ikna Zavallı nagashi, hemen ağlamaya başladı.
- Eğer deneyimli bir keder Sevgili dostum,?!.
- Sadece ben kimseye söyleme. Benim adım Duysembi ... Ben Akmola County yeğeni oğlu olduğumu herkese söyleyin. O Şimdi Bıktım ve kendi ülkesine geri dönmek ... bitki "Törtüy" çalıştı
Her şeyi kabul etti, iki bir soba ayrılmış, kulübe gitti. İçinde çok kötü. Üç yaşlı kadın, iki genç ¬ ditsy, iki zhigit, iki çocuk oturun. Selamlar. Anlaştığımız gibi İlyas onları bana tanıttı. Seyirci durmak bir süre sonra. Içeriden kapıyı kilitledikten sonra, onun ev ile yalnız, İlyas onları benim gerçek hayat hikayesini anlattı. Nagashi onun hikayesi bittiğinde, herkes ağlıyordu. O andan itibaren ben sıkıca aile yerleşmiş ...
Ev nagashi Ben on iki gün sakladı. Komşu dombra oldu, ben bu ve eğlenerek başkaları tarafından eğlenerek edildi. Ayakları üzerinde yaralar iyileşir. Tüm sığır olduğunu - sivogo at, sıska koyu gri öküz, dört ya da beş keçi ve bir nakit inek bitkin olan İlyas, çok kötü yaşadı. Büyük bir aile, yaşlı bir çift, Rakish oğlu, kızı İlyas - üç çocuklu bir dul. Mutfak eşyaları, su ısıtıcısı siyah, yamalı desenli keçeli, bir yüzyıl önce bir yorgan, kırık gövde kalkık on ruble değer değildi. Çay Fincanları tel ile teminat altına alınmıştır. Kalp şekilde karmaşık. Kırık bir değirmen taşı, ahşap yemek ve benzeri şeyler kırık. Shack adobe ham, düzensiz duvar inşa etti.
Benim nagashi bir başka ev - kardeşi-Zhunis ev Bayan Akmola ve Karkaralinsk ilçe arasındaki sınır bir yüz km uzaklıktadır. Zhunis ve yaşlı kadın öldü. Geç Mukai tek oğlu şimdi karısının akrabaları ile köy tür Karzhas yaşıyor. Ben Mukai görmedim. Aile İlyas hikayeleri göre, o prosperously, on inek, koyun ve yaklaşık yirmi üç ya da dört atlar vardır yaşadı. O Mukai yaşayan Aul, Akmola İlçe yönünde yolda yatıyor, ve şimdi Elias Mukai bakmak karar verdik çünkü sevindim. Daha sonra İlyas sorun önlemek için köyüme beni neden olur.
Kalkış için hazırlık başladı. Oğlu İlyas bütün köy yürüdü, ama arabaları bulamadık. Biz bir vagon koyu gri öküz için harnessed vardı. Onlar külleri pişmiş, yol kek aldı ve iki yağ yola satın aldı. Arabası hem oturmak ise, öküz çeker. Biz yürüyerek gitmek. Akşam tarafından, yoksul bir Kazak de gece için durdu. Sabah çok erken yola çıktık. Siyah gevşek toprak Bayan bir iz bırakarak, biz ekilen alanlar geçti. Yol boyunca, göçebe Kazakların bir aile bir araya geldi. Iki deve yüklü ev eşyaları üzerinde. Üç erkek ve bir genç kadın geliyor. Siyah sakallı Kazakistan İlyas ile karşılaşacaksınız ve aniden sert yemin başladı. Kazak karşı bazı geri ödeme olduğunu İlyas talep etti. Skandal patlak verdi. Ben devreye girdi, ancak siyah-sakallı izin vermedi. O Karavan iki adam denir. Onlar Kazak Bayan-Aul köyü zengin bir ürün izliyorlardı çıkıyor.
-Ben Rus arayan, köye götürecektir ... Sen kaçak var! ..
Bu ifade her şeyden daha çok bana şaşkın. "Bu sakallı bir aç bozkır bir araya geldi olsaydı, o zaman ayağını sürdü!" - Ben öfkeyle düşündüm.
Uzakta üç Kazak bizim öküz ve araba, çadır kurmak ve bize izin vermeyin. Karasakal bu yerlerde mükemmel kanun adamı için bir ünü vardı. O Kazak çavuş tüm alçaklık öğrendim. Belgelerim talep etti. I gösterdi. O kağıt baktı ve önemli bir konuma okur aldı.
Aynı harika dağların batı yamacında, Hacı Zhantemira köyü, ve ikinci kez, Bayan doğu yamacında: Kolçak gelen uçuş günden itibaren benim belgeler sadece iki yerde kontrol etti. Bu beni kızdırdı. Nasıl kızgın olamaz! Slavgorod yılında Tatarka Omsk,,, tren istasyonunda Pavlodar özel dedektif olarak Kolçak belgelerim gerek yoktu. Uzaktan kurtuluş arayışı içinde kendilerini belgelerim gerektiren Kazakların ilk toplantıda daha sonra memleketi Bayan geldi, ve! Onları Kolçak biliyordu, o zaman, tabii ki, onun bloodhounds kontrol etmek için atanacak. , Zengin günlük aşağılık alışkanlıkları öğrendim Bayan Kazak şehir slickers dibinde tarama omuzlarında parlak çizgili çok daha uyanık yılan Kolçak olduğunu kanıtladı!
Biz çadırda oturdu Bütün gün sakallı. O bize izin vermedi. Akşam tarafından soğuk var, kar fırtınası başladı. Tipi, ertesi gün devam ediyor ve edilmiştir. Biz siyah sakallı emrinde yalnız yurt içinde sokulmuş oturdu. "Ah, seni piç, sen çölde bana bir araya geldi olurdu .. -! Düşündüm-ben son köpek gibi kırbaç ayak kovalıyordu"
Ertesi sabah fırtına ayet, biz serbest bırakıldı öğle ile Kazaklar, onun öküz ve araba bırakarak.
Ben yabancılar arasında çok ne yapabilirdi? Arkadaşım - zayıf güçsüz yaşlı adam ...
Biz yürüyerek trudged. Birkaç kilometre geri adım, ben o köye nagashi Mukai giderken eve gitmek için yaşlı adam sordu.
Saryarki olarak
Sadece dün, zemin siyah, ama bugün beyazdır. Batıya esinti esiyor. Orada köy.
Yalnız tekrar yolda yürümek.
Güneş geldi - kar çözülmüş, onlar dakika tarafından shirilis ve kar yemeğe erimiş siyah vardı, erimeye başladı ...
Ben İlyas dedim hangi, göl yürüdü. Kıyıda bu nazal başarısız burun benzer sahipsiz bir kışlama, kalıntıları, oldu. Sonra da bana İlyas söyledi plato, geçti, ve aul gördüm. Ben kamp, ilk kez patlak beri ben pek çok hayvan gördük. Bu yerlerde, kış şiddetli değildi ve Kazaklar az zarar getirdi.
Ben havlayan köpekler altı ya da yedi, bir ve bütün iyi beslenmiş, deli ile karşılamak için dışarı fırladı. Onlar bana saldırdı. Bahia köpek içecek yağ suyu, kemirmek zhirnyekosti, sığır sdohshey, bu nedenle öfke ile bol et yemiş. Onlara irade verirseniz, kişi anında paramparça. Bir şekilde taşlarla onlardan ayrılmış var.
O çadır bai girdi, ben bir içki cilt verildi. Çadırın dışında geliyor, ben uzun erime su üzerinde yalınayak yürüyordu. Uzakta bir tepe aul yamacında görülebilir. Güneş indik, ben bana İlyas bahsediyordu aul yaşlı Aissa gitti. Yakın köy halkı durgun su çukurundan arındırıldı. De yakın oturan bir kürek, bir sakal, gibi beyaz geniş ile Aissa yaşlı,. Dört ya da beş zhigit su küvet scooped. Ben Aysoy karşıladı ve düzenli sorgulama başladı.
Şimdi hayatımın şudur: Ben, babassu köyü Balabai tür başlığı, şube Karzhasa biri, Bayan bir yerli yalnız bir genç adamım
Gülümseyerek bana, yaşlı Aissa sorgulama sonra şakacı söyledi:
- Benim kahraman, sen de temizlik için güçlü, uygun inşa. Onların yeteneklerini zhigit göstermek, hadi!
Ben ellerinde bir küvet başladı. Aissa onu alay:
- Hey sen, Merrie, neden, tembel dönüp ondan bir örnek!
Ben Aisa gece geçirdi. Uzun gri sakallı penye, beni sorguladı ve o çok konuştuk. Aissa akıllı, iyi yetişmiş eski görünüyordu. Eski bir şahin gibi görünüyor. Onun adobe ev iki oda.
Namaz Sahne, Aissa söyledi:
- Sevgili dostum, sen iyi bir izlenim zhigit üretmek, ama neden bir dua yapmıyor?
- Kıyafetlerim namaz için çok temiz değildir. Ayrıca boğaz bana kuşatılmış - Ben bahane yapmaya başladı.
Kısır kısraklar Sağılan. Sabah, çay beklemeden ben kumys içti ve yola çıktı.
Tepenin geçtikten sonra, üç ya da dört köy gördüm. Yurtlarını geniş ve ferah vadisinde, Dalby bir dağ önünde satır kuruldu. Zengin Aula, birçok hayvan vardır. Ben, yol sol beyaz bir çadıra gitti. Yurt için palan sıyrılmak, ama dizginsiz at. Çadır girdikten sonra, merhaba ilk sürpriz dondu dedi. Olağanüstü toplantıya vardı.
Yurt içinde sadece sabah çay başladı. Onurlu köşe dastarkhan, stres dik, gözleri ile deve bir yuvarlak ile genç bir adam, düz burun oturdu, bıyık için yol yapmak. Ben Pos ¬ hurda, 1918 Akmolinsk kışın bu zhigit ben öğretti akşam sınıfları, okudu son gün bir kez onu tanıdı. Bayan-Aul itibaren, bir tür Karzhas ki, seminer Akmola birisi Karim Satpayev okudu. Akmomolinskoy ve Semipalatinsk bölgelerinde Alaş Orda sonra Kurucu Meclis Abikeev Satpaeva kardeşine bir temsilci aday. Akmola kendi içinde Karim Satpayev bizimle yakın temas içinde oldu ve biz Kazak gençler için eğitim kursları açıldığında Karim zhigit köyüne bize getirdi. Daha sonra ikisi Kazak Matzhana bai en evde yaşayan ... Ve şimdi Nisan 1919 yılında, Bayan-Aul alanda, Dalby dağ yakın Kazak köyünde, sabah çadırda, ben yıl önce Karim götürdü onu tombul öğrenci ile bir araya geldi. Ne inanılmaz bir tesadüf! Zemin onur köşesi ve sessizce yuttu çay sıkışmış bir sivri zhigit içine tahrik sopa nasıl. Bu tarzı ile elbise için kullanılan ve şimdi onun alışkanlığı değişmedi. Ben merhaba dedi, o nazik bir tebrik ile cevap verdi. "Çay için Otur" - bir davet.
Ben dastarkhan bir saygılı mesafede, tüm altında oturdu. Ben kendini vermeye çalışın. Her zamanki sorular ne zaman, ben de aynı şeyi ve aksakal Ayşe dedi: "Ben Bayan Balabai, babassu tür köyüne gidiyorum."
Bakış, benim öğrenci bana bakıyordu fark ettim. Ben çay iki kase içti, bana gözlerini sürmedi. Onun göz döndüğünde, sordu
- Adın ne?
- Duysembi, - diye yanıtladı.
Hayal kırıklığına benim öğrenci dudaklarını yüzünde sürpriz boyalı ve sustu karıştırılır. O, dengeli ciddi ve zhigit sınırlı sessiz hayretle oldu sormadı.
Çıkış yolu bulma, ben gitti. Çadırın dışında geliyor, ben ilk bir an için tereddüt etti: belki de özel bir kenara çekilme bir öğrenci neden ve ona her şeyi anlatmak? Ama sana bir sır varsa, bu sırrı bütün mahalle yayılacak. Ben trudged. Batı bir soğuk rüzgarda. Bazen bir kasırga büyüyen sıradan bahar,. Gökyüzü koyu gri kalın bulutlar üzerinde yüzen, buz bahar sel gibi. Düz düz, sırtlar, tepeler, tepeler ve dağlar - bugün gri ve çirkin görünüyordu. Bütün gün ıssız bir yolda yürüyordum.
Küçük tepeler arasında gün batımında ben İlyas söyledim hangi tepe Kara Akım, öğrendim.
Dedi ki: "bunun üstüne kışlama görülecektir unutmayın. Muhtemelen köyde gece geçirmek zorunda ... atalarım bu cinse ait çünkü ", Kara-Toka" aradım ilgileniyorum ".
Ben kış doğru yürüdü, ama kimse gördüm. Sadece sakinleri göç gibi görünüyor. Metre yok mağara gibi açıldı.
Iki at organları yalan. Köpek yıpranmış düştü. Onlar kurban korumak, bana çılgın havlayan koştu. Hiç kimse - Ben kulübe birine gittik. Çatıya tırmandı ve etrafına baktı. Tepeler kuru uçurumun arasındaki gergin ve çölde kaybolmuş. Kara-Toka dibinde dere köpüren. Uzaktan otlatma sığır görülebilir. Gri bulutlarla kaplı güneş tepenin üzerinde zaten.
Ben ne yapmalıyım? Ben sığır otlatmak köyün önce yapacağız? Ben terk edilmiş bir bu kış gece orada harcamak yoktu? .. Ve akşam yemeği için leş bir parça pişirmek için? Bu yanlış olan ne? .. Omsk kampında bizimle Macarlar ile oturdu. Her gün bir köpek tarafından öldürüldü ve yedik. Bir Macar ve Hırvat Pankratov bana köpek suyu tedavi, ve ben reddetti. Ve biz Macarlar daha iyidir? Onlar köpek eti yemek, neden kuvvetler sdohshey at eti destek değil mi? ..
Ileri gitmek için, ama yine koyun otlatma görülebilir yere gitti. Söğüt ile büyümüş nehir, geçti zaman, soyunmaya vardı. Bulanık su DONDURULMUŞ demir gibi, soğuk, haşlanmış, vücudu soğuk yanmış ve hafif haddeleme alanı olarak onunla taşımak istedim ...
Güneş belirlenen ve ben ancak nehirlerin kıyısında yer köye, bunu yaptı. Kara akım kışlama üstünden kişi vardı.Gece için durdu.
Çay ve kumys bir bardak içtikten sonra sabah çok erken, daha da ileri gittiler.
Bir soğuk bir gün.Batısında ısırma rüzgar ile, buz esiyor. Bazen gri bulutlar, toplamak kondens ve yere düşmek.
Yine söğüt ile nehir geçti ve aul karşılaştım. Ikinci kez geçerken soğuk bir binici fording nehir beni karşılamak için köyü terk etti. Siyah sakallı, kırmızı yanaklı, açık bir tür yüz, o meşin kısrak bana çekti.
Hadi, benim büyük üzerinde Sit aşağı gönderildi
at - o önerdi.
- Hayır, teşekkür ederim, devam edeceğiz ... O ironi ile kaydetti:
- Sen zhigit görmek! Nezaket ne tür bir?!. Seni taşıyan feribotlara!, Dedi kadar bile bir adım gidin ve yol boyunca atını koymak izin veremem. Ben kıç üzerine at taşındı ve Kazakların tür veda.
Eğer köye bakarsanız, ben yoldan sapmış değil ikna oldu, doğru gitmek. Öğlen, ben platosunda aul gördüm. Yakın koyun otlatma sürüsü. Ben vadide, bir pasta çıkardı ve, onun kalan yağ yemeye başladı fırçalama bir yoğun büyümüş tüy oturdu. Ben kırmızı olacak çoban çocuk kadar çekti. Gözleri ekmek de açgözlülükle baktı. Giysilerini yırtılmış ile, yamalı. O sadece bir ateş kurtarıldı gibi görünüyor. Soluk yanakları. Onu ekmek ve tereyağı verdi. O yem yutma, levrek gibi, anında yakaladı.
- Ben yağ görünce o gün - Boy acı söyledi.
- Eğer köyde hiç yağ yok mu?
- Biz ancak sert kış hayatta! Çok zaman geçti, biz tereyağı deneyin vermedi!
- Sen büyük koyun sürülerine pasesh. Bu sahibi yağ olmadığını mümkün mü?
- Bu kendileri ve orada, olabilir, ama biz yeterince netsya ¬ mi?
- Ne kadar ödeme yapılacak?
- İyi kart orada biz konuşabilirsin hangi değil ...
- Ama hepsi aynı?
- O Pud buğday, bot bir çift, bir elbise giyilir-tion, hepsi bu!
- Bu ücret karşılığında bütün yaz sürü pasesh? : Evet - çoban dedi.
Başka bir köyde ... Ben İlyas dedim olan, çadır ablası Mukai girdi. O da yoksulluk içinde yaşıyor. Buradan o benim nagashi Mukai yaşadığı köye Balabai, kısa bir yürüyüş oldu.
Akşam namazı sırasında, ben Sary-Balabai Adir köyüne geldi. O diğerlerinden ayrılıyor. Sarah tepe-Adir size uzaktan görebilirsiniz. Aul Balabai başını üstünde yer alır, o kışın hala. Sarah-Adir dibinde geldiğinde, gri bulutlar kalınlaşmış ve aşağıda indi, kar düşmeye başladı. Ben zar zor Sarah-Adir omuzları üzerinde tırmandı diye yorgunum.
Aul sadece dört çiftlikleri oluşuyordu. Yurt birinde benim nagashi Mukai yaşadı. Büyük bir çadırda - o Mukai testi kim Balabai. Üçüncü yurt yaşayan en büyük oğlu Balabai olarak.
Ben merhaba demek için alnına beyaz bir nokta ile bir kova mukhortov kısrak sulanan bu zhigit gördüm. Hastalıklı çim kayalık arazi gibi, ince bir sakal ve bıyık ile, Plechis-inci, uzun boylu, o çizgili kumaş ile tepesinde kısa bir satın alma, giymiş. Kendi ayakları üzerinde kask kahramanlar benzer siyah bir kuzu derisi tymak başkanı takılan hissettim çorap,, ile Kazak bot vardı. İlyas açıklamasını göre, ve bu işkence oldu. Daha sonra avluya geçti, bahçesinde insanlar bize dikkat değildi.
- Sen Mukai -? Diye sordum.
- Evet ... Ve beni nasıl biliyor musunuz?
Ben nereye kısaca açıkladı ve hemen açıkladı I - Saken. Önce şaşkınlıkla ağzını açtı, ama sonra inanamayarak gülümsedi.
- Genç adam, icat gerekmez. Biz Kazaklar olan - her durumda bir konuk almak zorunda!
Bana Mukai inanmayın, ben Sacken olmadığını düşündüm, ama sadece Jien burada benimsediler iddia. Daha önce hiç görülmemiş Mukai've. Ben şaşırmış. Ne yapmalı? Ben ayrıntılı olarak anlatmaya başladı. O, o Ilias de olduğunu söyledi onun çiftlik tarif, nasıl İlyas söyledi ve geri dönmek zorunda kaldı gibi yol beni eşlik. O yoksulluk ve şiddet İlyas anlattı. Onun keten ve kumaş tunik ben söğüt verdi - İlyas oğlu, ve bunun yerine bir yamalı tunik Rakish koymak. Ve sonra Mukai itibarını gösterdi. Büyük oğlu İlyas kışında öldü dedi. Mukai karşısında değişti inanıyorum, ağlama, beni kucaklamak başladı. Yakında o Balabai, elinde bir sopa ile bir gri saçlı adam tarafından yaklaştı. Mukai gözünde gözyaşları görünce ne yavaşça sordu.
Mukai çadır girdi. Benim isteği üzerine, tüm aulchanam Mukai Bu tanıştırdı:
- Bu Katshi oğlu, babasının kız kardeşi. O savaş öncesi ¬ ditsya beni Gien. Akmola ilçesinde fabrika Yekibastuz evine döndü.
Mukai genç karısı ve bebek kızı ile yamalı, koyu gri dört kanat çadırda yaşadı. Durum bakılırsa, o bednovato yaşadı. Ben onur köşesinde bir yorgan oturdu. İlyas en büyük oğlu ölümü öğrenme üzerine, eşi Mukai yüksek sesle hıçkırdı. Çabuk çocuklar, Balabai yaşlı kadın, Mukai ile kardeş koştu, tüm yüksek sesle ağladı. Uzun boylu, yuvarlak yüzlü, koyu saçlı kız, kız kardeşi-in-law Mukai, küçük kızı Balabai yanıyor geldi. Balabai iki oğlu geldi. Kısacası, tüm çocukların ve tüm kadınların ağlamaya dört yurtlarını montaj edildi.
AUL EĞLENCE SUNDU
Aul Balabai güvenli bir şekilde ağır kış yaşadı. Neredeyse Akmola Karkarala ve ilçe sınırında, Bayan-Aul alanının uzak kenarında yer almaktadır. Eğer güney-batı bakarsanız Sary-Adir tepesinden,, sen, kara Karkarala İlçe göreceksiniz batıya dönüp - Eğer Akmola County çok göreceksiniz ve sınır ve Semipalatinsk bölgesinin yakınında güneyde, biri mavi pus dağlar görebilirsiniz.
Dört tarım köy bir aile olarak uyum içinde yaşamak. İnsanlar Kazaklar isteyerek uygun tipik basit, ruh genişliğinde açık, konukseverlik özel vardır. Konuşkan değil, değil fixers alçaklık yeteneğine sahip değildir. Ben hızlı bir şekilde, onlara alıştım ortak bir dil bulundu.
Ben Mukai yaşadı. Ben krep, süt ve ekşi krema bol tedavi edildi. Yirmi koyun, dört bir deri bir kemik atlar hakkında, tüm buzağılar dört ya da beş inek vardı. Defne aygır Mukai de Kutsem memleketi köye beni almaya yönelik, ama daha sıcak, çim ve aygır iyileşir, güç kazanmak sadece sonra. O ana kadar, ben yaşamak için rahat, Mukai tarafından dinlenmek.
Yani, 844 bir kilometre yürüdü sonra, dört ilçe Akmola ve Semipalatinsk il kavşakta, ADIR üzerinde Sary-Balabai köyüne var. Çok acı sonra, ve son olarak bu köyde kalmak rahatlatıcı bir yolunu buldu.
Söylemesi kolay, 844 mil ve bir buçuk!
1919 yılında, ciddi bir soğuk bir Ocak biz Petropavlovsk içinde Akmola kadroya Ataman Annenkov sürdü. Dört yüz kilometre yürüdü. O Omsk kampından kaçan, tren Slavgorod ulaştı ve oradan kar erimesi için bir toprak kayması olarak Pavlodar, Pavlodar Yüz Elli İki mil buçuk kadar oldu in-su Bayan en 192 mil kadar oldu. Ve son olarak Bayan Balabai köyünde yaklaşık yüz mil olduğunu için ...
Ben aul Balabai sevdi. Tüm iyi, dürüst değil, vicdansız insanlar. Ben hızlı bir şekilde toparlanmaya başladı. Yaralı bacak, güçlendirilmiş kasları iyileşti. Gün sıcak haline gelmiştir, yeşil çimen döndü. Aul Balabai Kokozek, Sary-Adir doğusunda göç. Köyde onların adamdı. Biz Balabai kırk atlar, yüz elli koyun ve birçok inek oldu. Ben sürü koruma olan sığır hallettim. Aul bir ¬ onur düzenlenir, soyguncular, at hırsızlar bir saldırı durumunda yardım tıklamanız kimse yoktu. "Kötü hakkında unutmak, iyi olsun asla" - atasözü diyor. Bizden yakın ¬ Chille aul ona kimse için arama gelmek dışında, doğuya on on mil oldu. Dolaşıp hırsızlar, bir aç kış sonra iyi bir zaman bir sürü.
Bir gün, akşam tepenin üstünden Balabai o Sary-Adir güneyinde tarafında şüpheli biniciler bir grup fark ettim. O köye kadar indi. Altı erkek atlarını monte. Ben Balabai kızı gitti koyu gri, palan. Cop ile Silahlı. Aldığım bir silah vardı. Kendi silahlanma gösteren, biz şüpheli binici yönünde sürdü. Ama bizim gözlemleyerek bu, güçlük bekleyin ve bir dağ Semiz boogie yan atladı vermedi - Kalın geyik. Kısa peşinde sonra, geri gitti.
Bu olaydan sonra, gece Balabai atları bir bekçi oldu. Bir lezzetsiz karakter çevresinde görünen, ben iyi bir at Balabai sağ üst vardı. Alacakaranlıkta sürüsü köye takın. Kızı Balabai gece kalem koyun koruma. Burada ailesiyle ve bahar gece uzakta seslendirdi.
Yayılmış ... Yeşil çim desenli mat padok yakın Balabai kızı oturur hissettim. Üzerine cübbe zvonkogolosaya dombra tutarak, omuzları üzerinde bol dökümlü. Nazik akşam, sıcak, bahar. Mavi-mavi gökyüzü dikişli sayısız gümüş çivi gibi, bu mavi kadife büyük çadır gibi görünüyor. Bazen beyaz bulutlar olacak, kabartmalı gümüş gibi. Ve ay - bir altın tabağı gibi mavi çadırın çatıdan askıya alınır. Yıldızlar ve ay karanlık, sessizce uyuyan toprak yaktı. Uykuda kalem Koyun ... Sessiz uyku aul olarak. Sadece zaman zaman duydum bleating, yumuşak iyice silinir sığır. Bir beşik keyifli zehirlenmesinde gibi yüksek cennete tüm evrenin.
Desenli üzerinde mat elinde dombra bozkır ile Balabai kızı, ¬ tion sakin güzelliği oturur hissettim. Sırtımda yatıyordu ve ben yıldızları saymak istediğiniz gibi, gökyüzüne bakıyorum, hayallerimin derin denize. Bizi yanında alnına Dizginler üzerinde beyaz bir nokta ile bir koyu kestane aygır ön kulplu bağladılar. Güzel at, çok, rüya gibi, dudaklarını bazen şapır şupur, uyuklayan. Sessizlik etrafında ... Ama burada hafif bir melodi var dombra duyuldu. Bir şey düşünmeye gibi Dombra, sallayarak. Belle, kızı Balabai, Akmolinsk içinde oluşan şarkı "Zulkiya" gerçekleştirir. Gibi onun hüzünlü şarkı Zulkiya bir çocuk olarak kendini teselli ...
Ben Ospanbaya kızı Zulkiya. Zulkii akordeon elinde.
Aldi-ah!
Ben kel aptal yaşamak daha ben iyi ile şirket bırakın daha iyidir.
Aldi-ah!
Ağlama, bebeğim, ağlama, hadi, sen benim svetik ağlama, uyu.
Aldi-ah! Iki yıllık tüm buzağı sürü yol açar sonra.Dağ yüzümü kırışıklıkları kapalı.
Aldi-ah! Senin için kel hayvan sahibi. Kim en yüce gücü ile iddia edebilir?
Aldi-ah!
Ağlama, bebeğim, ağlama, hadi, sen benim svetik ağlama, uyu.
Aldi-ah!
Ben kırmızı kamışı adasında yaşadı. Dazlak bana nasıl gidebilir çifti değil mi?
Aldi-ah!
O eşit değil, yaşlı bir adam olurdu, ancak, ne kadar kaderi lanetli mi?
Aldi-ah!
De ağlama, bebeğim, ağlama, hadi, sen benim svetik ağlama, uyu.
Aldi-ah! Kim kız ağlıyor dokunabilirsiniz? Kim sıkıntılar onu kurtuluş getirebilir?
Aldi-ah! Hapiste olduğuna göre boşuna, şans Break-sert tanrısı sormak.
Aldi-ah!
Ağlama, bebeğim, ağlama, hadi, sen benim svetik ağlama, uyu.
Aldi-ah!
Hiç kimse hiç kimse gözyaşlarını önem veriyor, zavallı kız kaderi yer alır çünkü ... Bu, kendini rahatlatır.
Ve toprak ve gökyüzü sessiz. Cennet ve toprak - sağır ...
Ben hatırlıyorum gece biri söyledi.
Yakında haber komşu köy bucak temsilcisi ve icra geldi yayıldı.
Kolçak ve Alaş polis tüm tarz "baş", döneminde ama Bayan çevresinde rağmen eski "polis memuru." Olarak adlandırılan
"Neden burada? Ne toplamak için "- Sorunlu aul Balabai. Her ön aul ihtiyaçları ile bir at, bir keçe mat ve bir zhigit az bir vagon gerektirir ortaya çıktı.
Bu haber ve diğer haber geldi aşağıdakilerin: "zorla alınan bir at ve arabası uygunluğu. Zalim ve bucak ve açmak. Ilçe - bir tür Karzhas soyundan Cherman biri,
Biz bir Balabai tolere vagon ve beş iyi atları vardı. Onları en iyi - alnında beyaz bir işareti koyu kestane aygır çalışan
Sons Balabai aygır sadece iki yaşındayken bile bucak Chermanov onlara hayran söyledi. 1916'da, Kazak genç, yarışlarda işin arkasına alındığında kumral yaşındaki bu ödülü aldı. Yarıştan sonra kilise Chermanov arkadan Balabai iki oğlu serbest ve işaretler ile ödül aldı aygır için çalışmak. Kralın oğulları Rus Balabai en devrilmesinden sonra kendilerini at geri aldı. Şimdi, Kolçak ve Alaş-Orda gücü ile, aynı Chermanov tekrar bir bucak oldu. Şevkle o ezilen, Alaş Orda ile asker toplamak için insanlar çok kemiklerin çıtırdatan bu. O Balaban hırsızlık ödül aygır, en sevdiği affetmeyecek açıktı;
Aul alarma. Mukai tavsiye için bana sordu. Bir arabası ve sürünün en iyi aygır ile dik bir uçurumun gizlemek için - benim planı sundu.
Onunla bir yoğurt, süzme peynir ve kumys alarak, biz zhigit Balabai biri köyü terk vardır. Bana Aşağıda, işaretleri, diğer atları ile bir koyu kestane aygır, biz madde içine götürdü. Biz kabul etti - bucak köyü terk ne zaman, bunu bildirmek zorunda, ve haberci ilk yüksek yere tırmanmak gerekir, bu yüzden bir mesafeden görebilirsiniz.
Biz dağlarda ıssız bir kış yerleşmiş, atlar beslenen saman, onlar titizlikle korunan gece gündüz vardı. Öğleden sonra, bel elimden, biz güneşin sıcak ışınları için vücut maruz zhigit. Ben komik hikayeler anlatmak, benim dinleyici gülüyor
- Hey, Duysembi, çok komik bir adamsın!
Biz atları ve arabaları bucak kurtarıldı. Ben köyde Balabai bir ay geçirdi.
Öğleden sonra sağım kısraklar Balabai kızı, ben taylar tutulduğunda. Bahar O zaman ben tokluk için yeterli görülen ve yeşil çim üzerinde güneşin sıcak ışınları altında oynayan tasasız bir hayat taylar bakarak durdurmak ettik ...
Kutsyy defne aygır Mukai sonunda iyileşti. Yaz başladı.
Mukai onun defne dönüştüğü zaman gün geldi. Eski vagon bir desenli cüzdan yayıldı. Ev sahibi arabası onur bir yer arkasında oturdu ben arabacı koltuğu ve Mukai oturdu.
Biz samimi aul Balabai ile ayrıldı ve kapalı sürdü. Ben evin Mukai sol onun kış giysileri castoffs. Ilias ben gri kuzu derisi tymak üzerinde earflaps değiştirdi. Rakish yerine yamalı bir tunik giyen, İlyas oğlu, bir bez ceketini verdi. Mukai benim ferrety koyun verdi eşi ve yerine klişeleşmiş elbise ucuz olsun koymak.
Bir püskü pamuk ceket, eski püskü bir tymake, koyun derisi pantolon, küt burunlu çizmeler, bir arabacı gibi oldu. Sadece uygun ve atlar koşum ve koşum takımını çıkarmak için gibi giyinmiş bir adam, topallayarak, çayır getirmek, ağız, bir kelime, atlar için bakım.
Ben ayrıntılı olarak köyümüze Balabai bizim köye tüm yol açıklamak için gitmiyorum, böylece okuyucu sıkmak değil. Ben kısaca anlatacağım.
Yurtdışında Pavlodar bölgesinde hareket, biz yere ¬ Akmola ispat edildi. Akmola County güney köylere alma yavaş yavaş içinde on gün.
Sözde insan Kolçak yetkilileri ve Rus burjuvazisinin - boyunca Bolşeviklerin davranış ve "sarı Rus" tartışıldı. Nüfusun çoğu yavaş yavaş "sarı" lanetli ve açıkça Bolşeviklerin türünün tutumu belirtti.
Biz genellikle bizim aul yaz bulunan nehir Sabyr-deri, kıyısında ulaştı. Ama şimdi burada ve River Esen vadisinde kaldı almak mümkün aul değil. Den ESENA yaklaşık yüz mil cilt için Sabir. İşte köy nadirdir. Nehrin kıyısında Sabir-deriden on beş veya yirmi mil iki Kundyzdy köy bulunmaktadır. Sonra tekrar, yaklaşık on beş ya da yirmi mil uzakta sonra, göller ve Shoptikulya Zhamankulov locat ¬ ditsya iki köyün kıyısında. Daha sonra, Nura köyü kıyısında aşağı bizim köye o zaman iki, ve - terk.
Batımında derken Sabyrkozhu geçti ve beyaz yurtlarını iki zengin köy gördüm.
Nehir boyunca, bir sulu yeşil çimen sürüsü büyük meşin atlar koparma. Beyaz koyun aul yüksek bleating akın için. Inek ve deve bir sürü. Aul zengin ama için de ünlü değil sadece - Akmola ilçe yöneten bir anda eski bir belediye başkanı, - bu ünlü asilzade Zhangir, torunu Konyr-Kulzhi Hudaymendina ev sahipliği yapıyor.
Yakın köyde kendi köyünde uzak yaşıyor Zhangir, ve - onun zengin tolengut. Gibi üç büyük kar-beyaz çadır Zhangir yükselen minareler. Biz tüm gözler aul ve birçok sığır bakıyordu.
Eski civarda yaşamış rağmen ben, aul Zhangir ilk kez gördüm.
Biz Sabir-deri geçti ve uçurumun işaretlendiğinde, hakkında ikinci at yol açan, binici karşılamak için bize gibiydi. Sakalsız, sakalsız ince zhigit iyi giyinmişti. Ben onu tanıdı, ama göstermedi. Karşıladı, birbirlerine sorguladı. Zhigit ile Mukai dedi, ve ben sakince zhigit yaklaşan Tanımadığınız gibi davranarak, aul baktı. Bu parçaları. Onun adı Aueskhan. Babasının adı Hacı Akhmetzhan oldu. Aueskhan benimle Akmola okulun Rus şehri okudu, ama sadece küçük sınıfta. 1916'da, Kazakların isyanı ile bağlantılı olarak, hapiste bütün kış geçirdim ve Çarlık rejiminin devrilmesinden sonra serbest bırakıldı.
Aueskhan şimdi, bana bakıyordu, nerede Mukai yolunu sordu.
- Eğer akım türü köyü enentsev gidiyor musun? - Diye sordu.
- Biz köy Janibek gidin - Mukai söyledi.
- Orada akrabaları var mı?
- Seyfulla bize Gien getirdi.
Ben sakin, soğuk da bana sert incelemeye başladı Aueskhana, baktı.
- Ve kime argümanlar Saken - Beni Aueskhan Sorular.
- Kim Saken?
- Ünlü Saken Seyfullin - Sadvokasov - Aueskhan sıkıca söyledi.
Ben sürpriz UN sordu:
- Ne Saken tür diyordu değil mi?
Aueskhan Ben bana aynı tarif başladı.
- Ne Saken biliyor musunuz? Biz Seifulla Saken adında bir oğlu vardı ... Ne yazık ki, onlar hapse götürdü, o gitmişti ... - üzüntülü sonucuna zhigit.
Ben karanlıkta Aueskhana ayrılmak istemiyordu. Ama Kazak gümrük bilinmektedir: arkadaşı için gizli açın ve bir başka üçte vereceğim - bütün mahalle kadar ve
Aueskhan "güle güle" diyerek, atını dokundu vardı, ama sonra dayanamadı:
- Adın ne?
- Aueskhan - cevap oldu.
- Beni tanımadın mı?
Aueskhan hemen onun attan düştü ve gözyaşlarıyla bana sarıldı. O bir çocuk olarak toplantı memnun oldu.
- Kolçak yaygın - Aueskhan söyledi -. Akmola ve Atbasar köylüler arasında bir köyde Bolşevikler ile birlikte yükseldi ve Atbasar serbest bırakmak istedi, ama o Kolçak zaman çok sayıda grup gelmiş. O isyancılar yendi. Birçok köy yerle bir edildi. Daha sonra Akmolinsk tüm mahkumlar vurdu. O var. - Kötülük herkes dışarı onlar "bir Bolşevik, bu" demek gösteriyorsa Bir Bolşevik tanıma ilçe Kumkul, gelen bir öğretmen şehir ve çekim götürüldü. Beketaeva Toleubekov tutuklandı ve oğlu Seit-Rahman. Nurgaina arkadaşınız ve birçok kişi vurdu - sonucuna Aueskhan.
Nehrin üst ulaşır adına bize bir beagle köpek ile sürme sürdü. Selamlar. Atından sökülmesi olmadan, o biz Aueskhana sordu?
- Suyundikov bir Onlar tür. Aueskhan açıkladı - Geçerli türü nagashi Seyfullah getirdi.
- Ah, Saken ve babası - Zhigit bir şeyler mırıldandı ve yaptı.
Biz Aueskhanom vedalaşıp. O bir kilise memuru, ve o Baytugan adlı onun zengin tolengut yaşadığı sonraki aul, sürdü çünkü onun tavsiyesi üzerine, biz, Zhantira de gece için durmadı.
Biz üç yüz koyun hakkında Baytugana. Birçok inek ve öküz. O büyük beyaz bir çadırda yaşıyor. Biz defne aygır harcan-maktadır ve çadır yaklaştı. Eski bayan ile Baytugan bize izin vermedi
- Evimiz sokak Kazaklar için bir otel değil! Cehennemden alın. - Onlar çığlık attı.
- Biz umutsuz bir durumdayız. Biz tedavi etmek için bize sormayın, ama dönüş yok!
- Kazak özel göre, ve biz skandalı ile tartışmaya başladı yasadışı çıktı çadır ekibi girdi ve sokak bizi scolding başladı. İkimiz bir çadır vardı. Chereznekotoroe zamanı geldiğinde-in-law, bir yangın yaptı geldi ve sahibinin yetişkin oğlu. Her iki sessizce bize bakan. Sonra geldi ve o Baytugan. Tüm yangın ve eski kadın tarafından oturdu sonra.
Bu Lent ayında oldu. Özellikle "auyz Aşar" pişmiş çay için ve bizi tedavi. Çay ana oğlu sırasında yumruğunu ile yüz eşi vurdu. Eşi, sırtında düz düştü çanak düştü ...
"Onlar veyaslivye Ne" - diye düşündüm.
Yavaş yavaş bizim işgali alışık ve Baytuganom ile görüşme başladı olur. Hiçbir şey bilmek değil davranarak, ben hayat Zhangir sordu. Baytugan kontrolsüz onun cömertlik için ona övgü başladı.
- Bir kez whelp ilk defa, onun taze et beslemek için bir kuzu öldürdü benim orospular için ... O zeket verdi, o zaman bizzat yüz atları ve her at yüz sayılır ve ilk, Molla verdi tereddüt etmeden, bu en değerli at olsun ... Kurban zamanda, o her zaman büyük öküz attı. Ve onun görevlileri, sığır verdi ve kurban getirmek. Daha cömert bu beyefendi dünyada başka hiç biriydi ...
Baytugan tesbih efendisinin bittiğinde, ben, Zhangir azarlamak başladı alay ve oldukça zayıf Baytugana baskın! ..
Yağmur bütün gece indi ... Biz bir çadır olmadan bir yatakta yatan, çömelmiş, Un. Çok sabah erken yaşlı kadın tekrar bize azarlamak başladı ve öfkeyle bizim koşum takımları dışarı attı, bir yurt içinde gece yatırılır ... Ben yüksek sesle uyanmış ve yaşlı kadın koşum toplamaya başladı.
23eket - dini bir vergi.
- Şunlara bak, yay ve yaka bir yurt yapılmış! Bu şeyler göz diken birisi değil-Gidelim - yaşlı kadın ağladı.
Sulama delik anda bir at sürdü ve o köyün Zhangir yakın bilerek oldu. Ben bir asilzade kızı tarifsiz güzelliği olduğunu duymak için kullanılır. Otlatmak için atını bırakarak neden, onları görmek istedim, o, ben bir kar-beyaz çadır yakın, nehir uzun bir zaman geçirdim.
Öğlen biz yaptı. Yağmur razvezlo yol, ancak bir sepeti çekerek ve bir at bir gece sonra biz yürüdü. Akşamları Shoptikulya lazım. Göl yakınında, biz bugün gece geçirmek nerede köyden zhigit, üç bisikletçi ile bir araya geldi. Bu köyde mevcut türü Kazaklar yaşadı. Bizimle yan üç zhigit uzun sürme tarafı. Komitelerinin seçim burada yapılan aul toplantı, benim ile bir araya geldi 1917 yılında zhigit, Abiş, biri. Eyer gelen çıkıntı, bana bakmaya devam, ama onu tanımadı. Zhigit yolda gitti.
Geç akşam biz Beisembiev Shoptikule için köye geldi. Beisembiev adlı Bexultan oğullarından birinin çadırda sabah içme çay. Çay Partisi sırasında sokak genç zhigit gitti ve bizimle konuştu. Nedense, bana gülmek istedim. Ben yem bir saf keriz zhigit öpüp gibi davrandı ve ölçüsüz sevindi.
Bir yurt içinde kartal kondu. Ona bakarak, diye sordum:
- Bir kuş gibi baykuş değil mi? Gülmek doldurmak Zhigit ve bana sordu:
- Bölgemizde hiçbir altın kartal var mı?
- Olur olduğunu söyledi ... Ben hiçbir fikri vardı ... O ne yiyor, buğday mi?
Zhigit yüksek sesle güldü
- Nerede oturuyor? Belki de bu göl ev?-I devam etti.
Yeter güldü olan için, zhigit açıkladı:
- Orada Kartları "Onlar yuva dağlarda onu yakaladı!
Bu aul buradan alçak tepeler Haritalar, sadece bir buçuk mil yakın kışı.
- Oh-çocuk, görünüşte Haritalar - ulaşılmaz dağ?
- Evet, bir at onu üst ulaşmak olmayacak gibi!
- Neden altın bir kartal duruyorsun? Bu topları - Ben zhigit oynamaya devam.
- Evet, onu yumurtalarını bırakmak için zorlar - oldukça ¬ ler zhigit gönderildi.
Köyden biz tanınmayan bıraktı. Bu köyden kınama bir mesafede aul Koshmagambeta Gölü Zhamankulov kıyısında durdu. Aul uzak karting hazırlanıyor. İşte benim eski kuzen iki kayboldu. Gizlice Ben izin verilmeyen kabul geçmek için, onlara merhaba deme. Aul, çadır haddeleme, karting ve kargaşa bize dikkat etmedi. Bu zamana kadar, sadece yolda dün bizimle Abiş, vstre ¬ tivshiysya geldi. Hâlâ beni tanımadı. Onu kenara çekti ve kendini çağırdı.
- Şimdi ablam gidip söyle. Sadece selamlıyorum ne zaman, onun sesini izin vermeyin. Bana değil gibi davrandı olsun!
Ablam çadır sıralama oldu. Abiş ona geldi ve bir şeyler söyledi ve iki bizim sepetine gitti. O bana geldi, ablam karşı ve yüksek sesle hıçkırdı olamazdı! ..
Anında Shoptikulya ve Zhamankulov kıyısında bulunan tüm köyler, benim görünümü hakkında öğrendim. Beni görmek için köye yürüyerek acele dörtnala giden bir at, kim. Ben mümkün değildi gizlemek yanında.
Akşam yemeğinden sonra, bir vagon için bağladı sarhoş kumys iki besili aygır aldı ve üzerinde koştu. Şehir dışına yolda seyahat tüccar polutatarina bir araya geldi. Onu bizim köyden iki zhigit vardı ile, o kiralık çalıştı. Zhigit sürdü, beni tanımadı. Biz Koshmagambeta köyünden çocuk eşlik etti. Biz köyün zhigit peşinde onu gönderdi, o da gizlice tüccar benimle ilgili söyledim.
- İlk olarak, onu küçük-Alshagir, I-ceza yaklaşmak izin sonra belli belirsiz onları, Dilmagambet bir büyüğü gelsin ve.
Çocuk kaçtı. Yakında bizim vagon Dilmagambet koştu. Çığlıklar, hızlı ve sprite etrafa bakıyor ¬ Shiva Bizimle:
- Nerede Saken ..?
O beni tanımadı. :
Tüccar Nura kıyısında bir durma yapılır, loshka dei otlatmak sağlar. Ayrıca, harcan-maktadır atlar ve haşlanmış çay durdu. Bir çocuk gibi, son derece komik, Alshagir yaklaştı.
Ertesi gün bizim aul geldi. Dilmagambet bir bahane tüccar gitmek istedi ve bizimle gitti. Anne ve baba, erkek ve kız kardeşleri, ve ikinci olarak, bizim aile dışında, hiç kimse ben geldiğini biliyordu uyardı - Ben o benim aile hazırlamıştı ki, köye gönderdi. Gizli ailesi gördükten sonra, ben Türkistan gidecek.
- Babamın Pavlodar bölgesine geldi nagashi ne söyle - birkaç kez ben ağır ceza Dilmagambetu.
Hızla yakındaki bizim aul sürdü. Biz sessizce konuşan insanların büyük bir grup gördüm. Biz at sırtında indi çocuk karşılamak. Hemen Jamal, Süleyman oğlu tanıdı. Gidiyoruz ve gelen nerede tokalaşırken, diye sordu.
- Biz Pavlodar bölgesinde, argüman nagashi Seyfullah gitmek. Biz Ajdabol gelmektedir, büyük bir cins Suyundikov anlamına gelir ...
Oğlan anlatmak için onun geri koştu.
Köyümüze çok az kaldı. Biz zhigit doğru bit ikinci ücretsiz at dörtnala gördüm. Bu zhigit ile ben çocukluğumdan beri büyüdüm. Adı Kadirbek olduğunu. Ne yazık ki, o beni tanımadı! O aniden atını durdurdu, Mukai biz nereye gittiğini sordu, ve binmek üzereydi, ama dayanamadım:
- Herhangi bir köyden mı?
O sesimi, bir bakışta tanıdı. Büyük karışıklık aceleyle atından. O zaman hepimiz güldü.
Podpryagli Kadyrbek iki at ve yarıştı. Uzakta yakında biniciler bir grup fark ettim. Acele atlama. Uzaktan bakıldığında, bu atlı arasında beyaz bir kimeshek bir kadın dörtnala açıktır.
Kadirbek kendi el sallayarak başladı. Bize doğru dörtnala atlı, toz uçan sütun. Beyaz kimeshek annem Jamal bindi yılında, biz saygıyla vagon basan durdu. Benim köyde insanlar ve atlar üzücü bana doğru koştu. Zararına Tüm. Zavallı annem sadece ne bilmeden, bir şey hakkında gevezelik, aklını kaybetti ...
Ben gizlice memleketi köye gelmek istedi. Benim varış gününde beş çevreleyen ilçe sakinleri bulundu. Benim varış 6 haftada tüm kırk sekiz ilçelerinde Akmola İlçe öğrendikten sonra ...
Cinli Kolçak sonu
Kuduz kurt ayrım gözetmeksizin tüm saldırır. Mağdurun görünce sarhoş kan ile tüm lekeli, öfkeli kurt, ...
İlk başta, Kolçak korkuyor, insanlar zor çekti sıkıntılardan sakladı ve sonra sorun her tarafta çevrili emin, kendini savunmak için başladı. Balta, çapa, çapalar, yaba, kürek, direkleri ile Silahlı.
Ben köye geldiğinde, Kolçak zaten intihar öfke dışında koşuyordu. Emekçiler siyah bir sıkıntılardan karşı el ele gitti.
Amantayev yılında ayaklanma
Kustanai basit köylülerin alanında, umutsuzluğa tahrik, Kolçak karşı silahlı isyan başladı ve Kustanaj yayınladı. Demiryolu geldi tarafından değil, yine çok düzenli Kolçak ordusu ve şehri işgal etti.
İsyancılar köylüleri ve koruyucu Taran torunları tarafından yol açtı.
Aynı zamanda kustanaytsami Atbaearom Akmola arasında ve Ishim kıyısında bulunan Kolçak köyü karşısında yükseldi. Onlar, kendilerini silahlı Halk Devrimci Ordusu kurdu. Mariinovka - merkezi Rusça, Amantay köyünde yer oldu. Bir isyan Gorlanov ve Queens Led. Gorlanov köyde sağlık hemşire çalıştı. Ben Gorlanov Akmolinsk onun öğretileri sırasında bir araya geldi. O Akmola yılında 1917-1918 yılında Sovyet rejiminin geri sadık bir destekçisi oldu, Korolev bizim kırmızı dekolmanı komutanıydı. Sovdep yılı sonbaharında tutuklandı Kızıl Muhafızlar ile Petropavlovsk transfer edildi, hapse girdi. Biz Peter ve Paul kampında kraliçe ile bir araya geldi. Kurtulmuş, Kral evine gitti ve kısa bir süre isyancıların yöneldi.
Yerleşim devrimci düşünen insanların Amantay lodestar oldu. Bu nedenle, kalk borusuna rayları ile her yöne koştu.Her yerde köylüler kırmızı bayrak altında Amantay gelmeye başladı. Gündüz ve gece, isyancı ordu güç kazanıyordu. Atbasar ve Akmola yakalamak sıraladı. Karışıklık, yöneticileri ve burjuva Atbasar Akmola ve, Omsk telgraflar göndererek Kolçak yardım için sormaya başladı. Buna karşılık Kolçak hemen Kustanai, Omsk ve Petropavlovsk cezai müfrezeleri geri attı. Veli cezai bilinen fanatikleri Kazak reislerini Katanaev, Volkov ve Shaitanov. Of Akmola ve Atbasar Beyaz Muhafız birlikleri Amantay aldı. Kolçak tarafından gönüllü Alaş Orda birkaç üyeleri ile birlikte kentsel burjuvazi ve Akmola Atbasar katıldı. Belirlenen saat Amantay anda her taraftan çevrili - kuzeyden Beyazlar Akmola ve güneydoğu, - beyaz Atbasar ve doğu-beyaz Kustanai. Gruplar Katanaeva ve Volkov makineli tüfek ile araba geldi. Bombardımanı başladı köyün kurşun yağmuruna altına girdi. Yıldırım gibi binlerce aynı anda yere vurmak.
Amantay cesur kahraman düşman izin vermiyor, son kurşun için mücadele etti. Kartuşlarını çalıştırdığınızda, amantaevtsy köyü terk etti. Chastisers Amantay ters döndü. Nehir insan kanı kılıçlarını Beyazlar akan edildi. Evleri gazyağı döktü ve ateşe. Sokak yaşlı erkek ve kadınlar içine koştu, kadın ve çocuk Beyazlar araçların tekerlekleri basıldığında, atlar tarafından ayaklar altına, süngü üzerinde kaldırdı. Amantay kül dolu ve kan dolu inilti ...
Korkak Dodgers Alaş Orda kendi ustaları ile tutulur değil. Kim gönüllü üyesi Akmolin ¬ Terörizm Komitesi Alaş Orda seyyar satıcı Tashti Nuserchin arabası sürmek kanlı av üzerinde buradan çıkardı geldim.
Kuduz Kurtlar kahraman köy yerle bir. Akmola yetmiş Kazak ve Rus hakkında toplanan ve onların takipçileri dikkate atış Bolşevikler. Bir gecede memuru Akmola yakın demiryolu yapımında çalışan tüm işçilerin ateş. Tüm, tutuklandı çubuklar ile cezalandırılır ve hapse atılan Bolşevikler için "sempatik". Arkadaşımın öğretmen Nurgaina Bekmuhammetova yargısız Akmola hapis ve çekimde hastalıktan geride bıraktı. Işçi Karaganda, Spassky ve Uspenka kitlesel tutuklamalar başladı. Orynbekov Bek, P. Yumashev Bludin, Ushakov, Hasen Musin tutuklandı. Bir kez bitki dışında Nurmakov Baysalykov yanlışlıkla kelime "yoldaş" çıkardı. Bu sırasında Kolçak askerler, çubuk ile onu dövülerek daire arama, eski annesi ve kız kardeşleri terörize, kafalarının üstünde silahlarıyla ateş. Nurmakov Akmola hapsedildi ve sadece bir dilekçe zengin Tatar Babaev sonra serbest.
Kötüler Alaş Orda yakaladı ve paramedik Adilbek Maykotova, bir devrimci, Atbasar içinde Sovyetlerin eski bir üyesi hapsedildi. Alaş Orda yürütme elde. Kan emici arkasında yürütme Adilbek yol zaman kendi oğlu koştu!
Adylbek oğluna veda durdu. Öfkeli cellat babasıyla ateş tüfek ve bir oğlu hazırlanmış ... Adylbek, veda etmeden, sadece salladı ve yürüdü. Yüz adım o vahşice öldürüldü.
O vurdu ve Akmola için Omsk kampından kaçan yoldaşımız, Makalkin edildi.
İnsanların gördüğü tek binde söyledi. Sadece "eğitimli" tüm korkak işler, "insancıl", "insancıl" baylar kırıntısı dağınık var ...
Yakında Akmolinsk karşı-ve benim için aramaya başladılar.
Varsayım fabrikada İlçe Emniyet Kolçak şefi Efremov çalıştı. Biz Akmolinsk Ephraim ile birlikte okudu. O ben kampından kaçtıktan sonra memleketi köyünde saklandığı olduğumu duyunca, İstanbul Ephraim yetkilileri acilen beni tutuklamaya gizli bir emir gönderdi. Bizim anlayışlı zhigit biri Uspenka gitti ve bana Ephraim bir not getirdi. Polis şefi tutuklama emri gizli Sacken elde, ve şehir teslim olduğunu bildirdi, ama o, Efremov, yanıt olarak şunları söyledi: ". Ben Bölgemizde Saken gelişi hakkında duyamıyorum" O için dışarı bakmak için bana tavsiye etti. Ve sonra, onlar Bolşevikler gelip, Ephraim adına bu hizmet hakkında unutmamak için.
Ben mahalle halkının dışarı vermeyecektir bilerek, özellikle risk altında hissetmedim. Kazaklar ve kaçakların ihanet etmemişti. Bir çocuk olarak bile ben kraliyet güç zulmünden kaçan birçok gördük. Onlar bizim bölgede yaşamakta özgürdür, ve bazı burada kaldı, bizimle evlilikler.
Benim konum yasadışı olduğunu, ama yine de bizim iki mahalle lordlarının çeşitli konularda bana danıştı. O günlerde bu yarı oldu ¬ yirmi atların bir vergi olarak her ilçe şarj etmek Cheno için. Benim önerim, bizim Nildinskoy içinde (Varsayım) BAIS alınan atların Parish.
Yol uzun ve zor olduğu için hemen Türkistan ben, yapamadım gidin.
Türkistan Road to ardından Kazakistan merkezinde bulunan, Hungry Bozkır genelinde yatıyordu. Bizim köyden Açlık Bozkır için, yaklaşık üç mil uzakta. Sonra bazı kum Türkistan, başlar. Açlık Bozkır - susuz, sarı, donuk düz, antilop, kurt ve tilki ev sahipliği. Açlık Bozkır hiç aynaya göller Sary-Arka, hiçbir yüksek-su nehirleri,
verimli vadiler, yüksek gurgling dağ yaylar.
Kumlu, kuru, ıslak, çıplak bozkır - Daha fazla Asan Kaigy, efsaneye göre, Açlık Bozkır iddia etti. Hiçbir yemyeşil çayırlar, olmayan yaylaları pushis-var
Tym tüy, bir orman yoktur. Gri, soluk toprak bir kefen ölü bir adamın cesedi gibi yatıyor. Büyüyen koyu yeşil kıymık adaçayı, seyrek kırmızı İsen (pelin) ve boyalych, düşük çalılar vardır. Bazen kör gözünde benzer kuyular, ufalama, ¬ shennye var Danışma Kurulu. Küçük onları su, ve tuzlu. Bu kurbağa, fare, yabani çiçekleri ve böcekler.
Aç Bozkır ve Türkistan Chu nehir akımları arasındaki sınırda. Nehir üzerinde bizim uzak köylerde kış. Sary-Arka oraya, hepsi aç Bozkır çapraz. Kışlama için köy yolu kar suyu olmak ve kar aşağı gelmedi Sarah-Arch bahar, iade için geç sonbaharda göç ederler. Bu nedenle, ben Chu üzerinde aşırı köy karting bekliyor evde oyalandı.
Atbasar adına bize gezginler geldi, ve ben de Kustanaj-Sovyet ayaklanma ve Turgay Alaş Orda faaliyetleri hakkında öğrendim, Amantayev yılında ayaklanma öğrendim, Sabyr Sharipov Ak-Cami (Perovsk geçmek başardı öğrendim - Kızıl-Orda şimdi ), burada Sovyet iktidarı kuruldu. Sharipov ilçe ve Turgay Atbasar ile koşuyordu. Onun hakkında ben olayları efsane benzer, Sabir yaşadığı için, daha sonra anlatacağım ...
Ben Akmola temas ve Omsk kampından serbest bırakıldı Baimagambetov, duymak. Birçok hasta yoldaşlar kampında öldü. Bazı hayatta kaçmayı başardı, diğerleri Uzak Doğu'ya gönderildi. Bakken Tatar Hafız öldü, öldü.
Bir kez daha Turgay Alaş Orda Açık
Mart 1918'de, şehir Irgiz Sovyet iktidarı değil, uzun süre, kurulmuştur. Haziran ayı başında 1918 Çekoslovak isyancılar Sibirya Sovyet iktidarı devirdi. Orenburg Kazak kabile reisi Dutov ve partisinin Irgiz içinde Turgay geldi ve otoritesini kurdu. Dört ya da beş ay sonra Ekim hakkında, Irgiz tekrar Sovyet iktidarı tarafından. En aktif organizatörler onu öğretmen ve diğer Beim Almanov Kiselev vardı.
Kısa bir süre sonra, Hazar Denizi geçtikten sonra, ön dostum Zhangildin Aktobe geldi. Silah, cephane, mühimmat yüklü deve bir karavan ile, o kumlu çöl Adaya, Kızıl Ordu'nun teslim silah, ve daha sonra küçük bir müfreze Irgiz geldi ile geçer.
Almanova önderliğinde dekolmanı sonraki bölüm Turgay içinde Irgiz gönderilen ve sovyetlerin gücünü ayarlar. Turgay Alaş Orda ilçenin uzak köylere taşındı, Mart 1919 yılında Sovyetler Turgay ile görüşmeye başladı.
"Şimdi Sovyet rejimi olduğunu kabul edersiniz, Alaş Orda diyor. Bu nedenle, bize silah almadan askerleri ile şehre girmesine izin ... "
Zhangildin oldu: Irgiz içinde. Arkadaşlarınızla konuştuktan sonra, Zhangildin teklif Alaş Orda kabul eder ve liderleri Ahmet Baytursunova onu birine çağırır.
Gururla ata oturmuş sinsi bir gülümseme ile kulaklık tymakov, pereglya ¬ dyvayas, içinde sıkışmış mukhortov, Alaş-Orda Turgay girdi ve sessizce yerleşmek başladı. Adamları Sovdep girmiştir. Kendi girişimi için Komiseri Askeri Yardımcısı Kareem Toktybaev oldu. Dulatov inci Espulov siyasi çalışma yapan. Zhangildinym ile Baitursunov Moskova, Alaş Orda isyan gittiğimde, Turgay "onun" ve atanan askeri komiseri Zhangildinym Amangeldy Imanov ve onun gerçek arkadaşları hapse duyurdu.
Yakında ağır silahlı Kolçak ve saldırı altında Kustanaj sol Turgay Kırmızı partizanları, geldi.
Kırmızı partizanlar Turgai Sovyet güç için umut vardı. Ilk on vernrs yoldaşlar eşlik Turgay komutanı Ram geldi. Alaş Orda hemen kendini Taran ve iki arkadaşları vurdu, ve diğerleri cezaevinde evde. Takım karşılamak Bundan sonra Taran düşman konuşmak ve aptal mümkün komutanı önderliğindeki takım Alaş Orda, gitti. Yeniden ¬ takım Taran ile görüşmeler başladı. Gerillalar, gelen felaket duygu şüpheliydi. Ama Alaş-Orda ısrarla iddia:
- Turgay Sovyet yetkililerin elindedir. Biz Sovyetlerin bir birim bulunmaktadır. Size korkuyorlar neden, kim bilmiyorum. Eğer Turgay katılmak istiyorsanız, o zaman silah teslim. Gerçekten kırmızı iseniz, Turgay çıkmak zaman size silah iade edeceğiz ... Eğer silahlarını teslim kabul etmiyorsanız, o zaman Turgay size koymak mümkün olmayacaktır. Burada Sovyet komiser Zhangildinym tarafından verilen bizim görev var ...
Bir bağlama yakaladı, Taran takım silah Alaş Orda teslim oldu. Onun komutanları hemen tutuklandı ve hatta Atbasar tarafından yönlendirilen, Turgay icar değil, takım silahsız edildi.
Dekolmanı Vled Tarana Kustanai Turgay Kırmızı partizanlar Zhelaeva geldi. Kadroya Zhelaevu Alaş Orda doğru yapıldığı zaman ben Tarana bir müfreze ile Alaş Orda ne yaptığını duymak, ve ister, o mermi onun dolu bir araya geldi. Alaş Orda her yöne kaçtı. Turgay Alaş Orda, Amangeldy Imanov ve yoldaşları öldürdü çekilen. Zaten Sovyet rejimi olduğunu Irgiz, için yolda durdu temel hükümler, Turgay, kaynağı bulmak ve arzusu Kızıl Ordu birlikleri katıldı. Emekli olduktan sonra Zhelaeva Alaş Orda Turgay döndü ve bir ordu toplamaya başladı. Kızıl Ordu'nun az ve slabovooruzhenny dekolmanı varken Mayıs 1919'da, Alaş-Orda takım Irgiz geldi. Alaş Orda Irgiz otoritesini kurar olduğunu. Bazı ¬ eski Irgizsky (örneğin: Zhamanmurunov, Toybazarov ve Sugirbaev) yönetim kurulu bazı üyeleri Alaş Orda hizmet vermeye başlamıştır. Yoldaşlar Almanov ve Kiselev Chelkar ön mücadele, Kızıl Ordu ile bir bağlantısı üzerinden gönderdi.
Onlarla iletişim için Irgiz yılında Bolşeviklerle yaptığı çalışmalarla, Alaş-Orda sekiz Kazaklar vurdu. Bunlar arasında öğretmen ve Kaynarbaya Almen, demirci Moldakul ve diğerleri vardır. Bolşevikler ait için Turgai on sekiz Kazaklar çekilmiştir.
Bu Turgay Alaş Orda eylemlerdir. Burada, kendi liderlerinin aydınlanma şunlardır:
Myrzhakip Dulatov Ahmet Baitursunov, Eldes Istakoz, Telzhan Shonanov, Myrzagazi Espulov, Salimgirey Karatileuov, Asfandiyarov Kenzhin, Karim Toktybaev ve diğerleri.
Ben kanlı eylemleri Turgay Alaş Orda, okuyucu o dönemin durumun daha net bir fikir üzerinde durdurmak zorunda kaldı ...
TEKRAR ZULÜM
Sonbahar yaklaşıyordu. Her şey Kolçak boğucu belirtti. Soyguncular, gizli ajanlar, izci köylerde asker görünmeye başladı.
Bir gün, güneş önce aul şaşırttı ayarlayın. Bir depresyon Karaozek vardı. Ben Kazak odelsde dışında durdu. Doğuda, iki adam beceriksizce at üzerinde oturan, çıktı. Komşu aul için Rode, onlar yurt bai geldi, ama yavaş yavaş. Bu askerler ortaya çıktı. Köyün sakinleri hemen onları etrafında toplandı. Ben haber askerler tarafından getirildi bulmak, oraya gittim. Şu anda, kalabalık Kuruk binici ile ayrıldı ve bana doğru dörtnala ben çoban bai öğrendim - Aresh. Kırbaç algılanamaz hareketi, o açıkça ben hemen geri geldi yaptı. Bir şey meşgul olduğunu taklidi değilim, çimenlerin üzerinde oturdu
Soluk, korkmuş Aresh bana geliyor, geçerken çıkardı:
- Onlar sizin için arıyoruz! Hızlı bir şekilde bu ata almak ve bozkır bizim sürü binmek!
Ben, at Aresh oturdu Kuruk aldı ve, yavaş yavaş, bu nedenle şüphe uyandırmak için değil, o aristokrat sürü gitti.
Uzaktan bakıldığında, aul izliyor. Güneş biz ¬ tupili alacakaranlık, batmıştı. Askerler onları eşlik eden köy biri ile aldı ve yanlış yolda bir yerde bir sürü bai geçti.
Bir süre sonra, Aresh bana bindi ve ben köye geri döndü.
Gece dertte geçti ... Askerler yakındaki bir köye, geçmişte, hakem ve kırsal belediye hükümet ¬ Thelema oldu bizim aile üyesi gece geçirdi. Yakında aynı haber ile zhigit bindi: Askerler Saken vermek gerekir! Onlara rüşvet vermek gerekir. Saken para bulur olsun!
Danışmak başladı. Zhigit zengin bir dul gitti geldi benim akraba biri de benim kuzeni, istişare ve beni aradı. Onlar fidye için bana vermeye karar verdi.
Ben aynı fikirde değilim. Zhigit uzak indi, ama yakında aynı cümle ile geri geldi: "Bir rüşvet vermek zorunda, aksi takdirde kötü olacak"
Ben ciddi kızgın: "Bana iyi yapmak istiyorsanız, bir rüşvet söyleme! Bana ihanet etmek, vermek, daha sonra, rüşvet! .. "
Bundan sonra, arabulucular dönmedi. Ben köyde bir gece geçirmek için korktum ve mezarlığa gitti. Geceleri, kerpiç ve mazalak girdi mezarının üzerine çıktı ve köşesinde çimlerin üzerinde uzandı
Dağlara göç sabah aul erken.
Türkistan giden yol
Soğuk geldi. Uzak köylerde Chu doğru Hungry Bozkır göç ile başladı. Ben de taşınmaya karar verdi. Biz bir ortak ve bir at bulmak zorundaydı. Böyle zor bir zaman böyle uzun bir yol seyahat bulmak kolay değildir. Kimler yabancı topraklara gitmek için onun aul, ebeveynler, çocuklar ve eşi bırakacak? Sadece güç peşinde koşanlar, kim artık ülkesine kalabilir.
Ancak arkadaşları bulundu. Ama atlar bulamadı. Babam bir hadım edilmiş, bir aygır ve taylar ile bir düzine kısraklar oldu. Değil iyi bir aygır, güçlü Kısrak. Ama bu babasının kış avı bırakan tek atı olduğunu. Ne olursa olsun bir at satın almak. Orada zengin aileler, ama kafanı sorun düştü günlerde, onlar tam tersine, kına yakmak ve alay ederler, size ilgili değildir. Ama yürüyüş ve arabada ve yazı üzerine sürüş gitmez zaman güçlü ve para olduğunda "rütbe" konum ve akraba ve arkadaşlar ve atların bir çok şey var. Onun kaçış sonra köye geldi, ama ne zaman bir akrabası Dauletbek zarif ve bana bir at verdi. Ama o çok zayıfladı, ve genç bir uzun bir yolculuk uygun değildi oldu. Ben zengin akrabalarından atları soran, oldukça yıpranmış zor durumda, oldu. Onlar ancak biter karşılamak yaptı çünkü ben, fakir akrabalarına atıfta değilim. Çünkü arabaları eksikliği çocukluk aşağılanma ile benim çok için kaç düşmek! Sadece bir çocuk Ben Rusça dil eğitim Varsayım fabrikaya gönderildi. Babam Akildeka, bizim göreceli Raisa küçük kardeşi arkasında bir deve beni koymak. Ben oğlu için fabrikaya gitti bir deve veya bir Dukenom, üzerinde Rice arkasında ya da eve döndü.
Ben Roman Nikolayeviç Sklyanov-akraba öğretmen Varsayım Rus-Kazak okuldan takdir mektubu aldı ve Akmola gitti var. Ben köye döndü yaz tatili için yakındaki bir tüccar Salk tür Tarakty Soranskoy Parish adlı ardından, Petropavlovsk gelen Varsayım bitki çeşidi yiyecek bir sepeti çekerek, Ömer, köyümüze Sadık Zhamanova bir sepeti küçük tüccar uzun bacaklı köyün bir arabası yüklü tüccar üzerinde ...
Ve diğer insanların arabaları Akmola gitti. Omsk, çok. Bir tür Tungatarov onun hareket Kozhamberdi Sarsenov, İstanbul County Kazak Sarytauskoy bucak, götürdü, onun arabası, "kuyumcu" ana Mukhamedzhan Manasypov götürdü. O 1916 yılında mezun oldu sonra bile, seminer ve "bir insan oldu", ve o zaman bile zengin akrabaları bana en azından en yakın köye almak için bir at vermedi. Ve atların çöl sürüler halinde otlayan vardı. Sadece İbrahimbeyov onu kendi bay-benekli at verdi birinin çocuk kötü bir akrabası ...
O güçlü ise - ve bir sürü arkadaş ve atların bir çok şey var. Eğer fakir ise, o zaman hiçbir aile, ve hiçbir atları var.
"O kötü, o zaman ve başkasının babası," "Eğer bir yabancı sorarsanız, o gökyüzünde göğüs için tuşları vardır ..." demişler Yani, benim konum için çok uygundur.
Sonunda, kısa kuyruklu kırmızı at babası palan değilim. Seyahat arkadaşım bir at bulamadık ve ben Hungry Bozkır biri aracılığıyla gitmeye karar verdi.
Sonra Altay bu tanıdık zhigit tür, büyük bucak Argyn Aktau orada kış geçirmek için, Chu dolaşmak gitme dallarından biri duydum. Ben bu kişi ile birlikte gitmek için kabul etti.
Ben babam ve iki diğer yakınları eşlik etti.
Dört yalnız kulübede, çölde, dağlar ve kayaların üzerinden, Hungry Bozkır ile dolaşmaya tek başına gidiyor dört düşük güç ana.
Derin kırışıklıklar ile çatıldı somurtkan yüzleri yaşlı bir sürü insan görülen yüzlerine Sary-Arka dağlar görünüm. Dağlar tepeler üzerinde, yaylaları. Onları minuesh zaman - ağaçsız, bestravnye ölü bozkır başlayacak.
Yalnız aul deve yüklü, kulübe ile dört ya da beş kişi katıldı için. Bu aul zhigit Tarakty Madibek, Akbergen ve başkalarının tür tanıdık. Onlar kilise karşı Akmola dilekçe gitti ve şimdi geri döndü, hiçbir şey bilmiyordum. Biz hızlı bir şekilde ortak bir dil ve daha yakın buldum öğrendim. Hepsi, basit kolay ve cesur zhigit vardır. Bana Akmola haber çok şey anlattı.
Şimdi, hepimiz daha önce göç köyleri, izinde yürümek için bir araya toplandı. Aç bozkır yollar tek gezginler için güvenli değildir, soyguncular ve hırsızlar bir yeri vardır.
Bu gece oldu. Ben bir kil çamur kulübe uyudu ve bir yurt içinde babam. Gece ben Koshkinbai köy adlı sahibinin oğlu tarafından uyandırıldı. ;
- Nedir - Gözlerini ovuşturarak, sordu.
- Ah,, ilginç bir şey kalk! Bir Kazak ve diğer yakın Rus köyde gece geçirmek gibi görünüyor. Onlar Balkhash Rus Görevliler vardı iletkenler ¬ hendek gidin. Şimdi eve, - diye fısıldadı.
Birkaç gün önce, bu sitelerin bazıları on iki ağır silahlı Rus, subayların çoğunluğu vardı. Onlar Balkhash yöneldi. İki adam eşlik etti. Onlar bir marka Shubyrtpaly Agybaya ile at sırtında köye geldi. Gümüş koşum, heybe şeylerle doldurulmuş. Görünüşe göre, bu köylerde yağmalanmış ganimet ile geri geldi ...
Hemen bizim köyün geçmişte de, on iki Rus olduğunu düşündüm. Bunlar arasında bir kadındı. İnsanlar subay olması gerektiğini söyledi. Ayrıca onlar bizim en iyi atların altı ya da yedi almıştı söylendi.
Dawn ... Koshkinbai yakındaki bir Aul ve gece yabancı beni gezmeye sunulan "belgeleri kontrol etmek için."
Koshkinbai ve köy yeniden canlandırılması, diğer iki zhigit ile gitti. Kasvetli sonbahar günü. Kargalar gibi, gürültülü raket Kazaklar toplandı. Size iletkenler yerde uyurken, Kulübenin içine girdi. Hemen denilen bir kabul "post Kazak." Bir zamanlar ızgara Akmola cezaevine geldi ve bizi gazete getirdi mavi gözlü Rakhimzhan, oldu. İkinci Ben de bitki Bauetten en Dormition bir Tatar olduğunu biliyordu. Ama beni tanımadı. Konuşma başladı. Ben hemen yerel Kazaklar onlarla sağlam bir satın alma almak istiyorum fark etti.
Bauetten Rus beyefendi biraz Kazak dili bilerek, bana kendini tanıttı. Ona inanmak gibi davrandı.
Aul yerel bir öğretmen geldi ve bir belgeleri istedi "ustaları." Bunlar gösterdi. Bir öğretmen yanında duran, onların kağıt omzumun üzerinden baktı. Onlar iki tam işbirliği yapması gerektiğini söyledi. Belgenin altında Albay-so "tarafından imzalandı ... Emir subayı-so ... "
Bauetten, onun heyecanını saklamaya çalışıyor, bazen Rusça bağırarak:
- Atlar var hazır mısın? Ama atlar ...
Rakhimzhan yanında yer aldı, çıkmak istedi.
- Sadece Zhumakas öğrendim - on.-bizim go-arasında olmak ne başladı, ben Kalpemuratova ilahi bir yakın akrabası değilim ... Tanrı bize tanışmak istedim. Bana yardım edin, bu aul bize saldırdı. Biz birkaç usta Balkhash için soprovolsdali. Geri durdu ve biz geceleri atları çaldı yolda, onlar her şeyi tüm ziynet, tüm hükümleri aldı ve bile bize bir sepeti vermedi. Ne soyguncu aul? Eğer Karkarala County, ancak sözlerin dinleyecek. Rağmen Söyle bana, onlara malzeme teslim edelim ... Onlar bizim göreceli seyfulla yakın olduğunu söylemek, ona bizi ...
--Ne seyfulla sordum.
- Sen Seyfullah, Saken ve babası biliyor ..? Ve Saken çoğu bilmezler? .. O ve ben arkadaştık. O hapisten şimdi ve Türkistan'a gitti!
Yarım saat sonra ben Rakhimzhanov onun heybe, onun şeylerin bir parçası, koşum takımı monte ve babam durdu yakındaki bir aul, onu eşlik. Aynı Atlar
onlar geldi hangi, yoktu. Atları kendi değildi çünkü sahipleri çok, üzgün değil. Ve şeyler de aittir
aul Kazaklar. .. ?
Yol Bauetten o Tatar itiraf etti.
Babam durdu yurt ev sahibi köyünde, insanlar on beş toplandı: Rakhimzhan, Bauetten, Madibek ve diğerleri.
Ud çalma Rakhimzhan, bana bakıyor ve diyor ki: "Swat Zhumakas».
Yumuşak gülerek, uzaklaşıyor, oturup. Rakhimzhan şey şüpheli fark.
- Poor Sacken, burada dombra oyuncu - O haykırıyor -. Akmola biz kumysnyh onunla birlikte gitti. Kısrak yudumlarken, o şarkı söyleme, onu dombra ve tıngırdatmaya aldı. De!
Madibek sordu:
- Bize yapılan Saken şarkılarından biri söyle, gel.
- Evet, evet! Hadi, hadi şarkı olsun -! Başkaları tarafından desteklenen.
Rakhimzhan memnun.
- Tamam ... Saken aşk şarkısı Tina dedi Kazaklar tür arasında yaşamış Rus Egor kızı kaleme aldı. Şarkı "Dudarai" denir. O Zulkiyu sevdi
Rakhimzhan şarkı istedi "Dudarai."
Mary Yegor kızıdır. O tam on altı yaşındayken, o Kazak Doudar aşık ve bu şarkıyı oluşan.
Mary derler Egorova kızı,
Sadece olsa da, on altı döndü
Ve sana kız arkadaşım söyleyeceğim:
Doudar gurur Kazaklar için seviyorum.
Dudari-dudym,
Senin için doğdu
Ah, benim sevgili arkadaşım,
Dudari-dudym ...
Tuschikulya su, gözünde parıldıyor
Siyah bukleler ve samur şapka,
Dudar hakkında Dudar,, çabuk gel
Benim keder dağıtmak, benim korku gidermek!
Beyaz sayfaları, kelime kayıt!
Başka, beni iddia bırakır
Ben sevilmemiş ile ev bırakabilir miyim?
Thy aşk Mary hayatta!
Ben hoş geldiniz, ben LSDU Dudarai bekliyorum.
Kalbimde ızdırap içinde. Neredesiniz? Gel!
Ben boynunu arkasında ellerini sarılmak.
Gibi, bu yüzden size elinde keser yok!
Ben Maria Egorova kızı derler.
Bir Dudarai, bana yardımcı olabilir!
Ah, bir yabancı olduğu için eğer terketmek,
Bana mezar gece gizlemek olsun!
, Geç oldu, ve size binmek burada değilsin
Aşk bizim talihsizlik üzerinde duruyor!
Cennet kötü düşmanları sizi korusun!
Sonsuza kadar bana geri acele!
Dudari-dudym, Senin için doğdum.
Ah, benim sevgili arkadaşım, Dudari-dudym!
- Saken tam olarak böyle yapılır - dedi, ve dombra attı.
Ertesi gün Rakhimzhan, Bauetten, babam - tüm köyün yönde hareket. Köye giderken Seyduali, göreceli Madibeka, ünlü batyra Baykozy en torunu döndü. Biz onunla oturdu. Çadırda yangın, kaynar kazan vardı, Madibek Seyduali ile görüşme yapılmıştır. Yanına standında, Chernoburov tilki pençe ile kavga sakat oturan bir altın kartal ile, kambur. Seyduali, soluk Akmola hakkında sorulan bir küçük sivri sakallı sararmış dişlerle sarı,,,, savaş, beyaz ve Bolşevikler.
- Bolşevikler her yerde Kolçak kazanmak. Şimdi, muhtemelen, ve Akmola zaten ... alınır - Madibek söyledi.
Seyduali aniden hasreti.
- Bolşevikler Akmola alırsak, o, bana Seifulla yeniden oğlu söyle? O şımarık ve kötü niyetli olduğunu. Yeniden mi?
Madibek sessizce uyarı ayağımı itti, ama dayanamadım:
- Yaşlı Sevgili, ne Seifulla malignite ve fesat oğlu olduğunu kanıtladı?
Seyduali bana işaret başladı ve Madibeka sordu:
- Kim o?
- Toka Ben tür ... Saken kuzeni Seifulla oğlu.
- Bir akraba iseniz kötü amaçlı yazılım neden, bilmeli. O yol iken, o Akmola onun yakın akrabası yaşlı Bitabara Komitesi atıldım ... Kocaları aynı anda bir gün için on sekiz kadın attı olmadığını nasıl o değil, kötü amaçlı program olabilir? O Allah'a dua ve Hz Muhammed bütün erkekler gibi, bir adam olduğunu söylüyor yok!
Biz Ben Seyduali demeden bıraktı.
- Ben Tanımadığınız çünkü tüm bu verdi - gülerek Madibek dedi. Peki, iyi, bilmiyorum!
Açlık Bozkır olarak
Küçük, Rede, yavaş Sary-Arka yeşil bozkırları koştu. Yavaş yavaş kalın çim mat kayboldu. Gri bir pelin, kısa, dikenli Kokpek gri, solmuş çalılar boyalycha vardı. Yayla kayalık, çıplak havzası, tuzlu ... Tek bir kişi ...
Biz gri denizde yavaş yavaş hareket ediyor. Dört yurt eşyaları ile dolu on deve de. At sırtında sahibinin eşi köy kervan yol açar. Ince elbiseler, yaşlı kadınlar ve çocuklar sarılmış deve oturma,. Ritmik sallanan sessiz çöl zincirinin gri dalgalar üzerinde, yalnız bir karavan olduğunu. O gri kuzu sınırsız bir denizde yüzen kaz sürüsü gibi görünüyor. At üç kadın deve yolculuğu yakın. Daha sonra, daha sonra arkasında, ileriye bakarak karavan dört köpek yanında yıpranmış. Bebeği ile ev sahibi köy sürme, at sürüsü ayarlanması. Söve at ardından bir yırtık ceket ve chekmen bir üç yıllık beyaz yüzlü çocuk üzerinde koyun sürüsü kovalayan. Karavan önünde, biz Madibekom ve beş ya da altı biniciler için gidiyoruz.
Tek bir kişi ... Açlık Bozkır sonu-kenar vardır. Bugün aynı şeyi, ve yarın aynı olması, ve ertesi gün olacak ...
Biz de "kör" geceleme. Trice konut inşa ediyoruz. Boyalych koyarak bu barut gibi yanıp söner. Biz terk edilmiş bir kuyudan su almak için çalışıyoruz. Suyun tadı hiçbir kırışıklık, o bulundu yalnızca bir, homurdanan. Hızlı çay kaynatın. Bitti ve et. Çiğnemek pelin bir krizi ile atlar. Koyun ve deve geç alacakaranlık köyü civarında otlatmak için. Geceleri, kömür siyah yumru gibi dört çadır, büyük ıssız steplerinde terk etti. Yakından kamp ateşi etrafında, yangın boyalych içine atma ve sonsuz konuşma yapmak. Ud, akordeon oynamak. Iki küçük kız şarkı söylüyor. Bazen ateşin oyun kartları ...
İki kez bizim atları çalmaya çalıştı at hırsızlar kapalı savaştı.
Madibek sonunda aul bulma umuduyla ileri gitti. Onunla taşındı. Biz beş atlı ve deve sahip olduğunuz yurt ve un iki çanta.
Biz akşam sürdü, ama yerleşim belirtisi bulundu. Ileri Zhigit Madibeka acele,, at özelleştirmek hızlı Aul görmek için orada her tepede tırmanmaya. Ama hiçbir köy ve atlar oldukça bitkin.
- Tanrım, yaralar gee köyün hiçbir iz yoktur Yani C ar-s yakındır - Zhigit haykırmak, atlarını teşvik edilmesi.
Karanlık var, biz, sırtlar geçti onu kırmak ve kasvetli uçurum gördüm. Uçurum ve denir Yani, Sarah-Tauranga, çıkıyor. Sadece Açlık Bozkır, "muzhgin", "tuyekaryn" ("deve göbek"), "itcigek" ve benzeri otlar ve çalılar, birçok hatta duymuş yok hangi isimleri bulunan anlaşılmaz bitki civarında.
Biz havzasının kenarında durdu.
- Her zaman kaldı göçebe köy var Madibek,-açıkladı.
- Birisi dün gece burada geçirdi ise, bugün yangın köz henüz nihayet gitmemişti ...
Biz atından ve kamp kalıntıları kadar kazma başladı. Kardeş Madibeka Batyrbek köz bulundu. Hepimiz bu ateşe sokuldular.
Biz bu yerde gece geçirdi. Karanlık, topallayarak atlarda, çadır koymak ve çadırda bir ateş yaktı boyalycha topladık.
Suyindik çoban, patlak gözlü, krutoloby, koyu saçlı zhigit su getirdi. Tripod koyun ve un çorbası pişirmek başladı.
Benim yoldaşları, Chu kıyısında her kış harcama parmaklarının ucunda burada her tepenin, her iyi biliyorum. En karanlık gece orada err değildir, su ve park yeri bulmak olacaktır.
Bir yurt gece geçirdi ve sabah erken, suda "kör" olarak atları iyi, geçti ...
Sary-Arka benim koyu kırmızı at misk gibi kokan ipek gibi yumuşak beslenen yeşil, lezzetli ve etli otlar - betege (pinnate tüy) Tarlan, yeşil, adaçayı, siyah adaçayı, yonca, bidayykom (ayrık otu), kodu ( çayır otu), Miya (meyan kökü), ve diğer birçok harika otlar.
Açlık Bozkır böyle bir yem olarak, otlar seyrek,, monoton kuru, sert, tozlu.
Sary-Arka hemen hemen her zaman, taze, temiz ve berrak, ve çok da su. Burada su nadiren bir araya geldi ve aynı tadı vermez.
Iyi bir yem ve su olmadan atı bir deri bir kemik. Akşam alnını ve karıştırdı yele okşadı, o bana kokladı ve derin derin içini çekti. Bana gözlerini hüzünlü iç karartıcı etkisi bak ... Ben boynunu kadife atı sarıldı ve dudaklarına yüzünü basıldığında ... Benim en yakın arkadaşım, onun yerli köyü terk beri en iyi arkadaşım - bu benim atım! Ben bir şiir adanmış.
Bu nefes, benim at?
Eğer overstrained?
Birçok gün Seninle kapalı alamadım.
Ya da sadece benim hayallerini gerçekleştirmek
Ve uzun otchemu kenar?
Auburn, bir kaçak oldu arkadaşım,
Ve seninle çok yalnız hissetmiyorum.
Sen gözyaşları yüzüme aşağı çalışan, gördün mü?
Arch günü ben kötü kaçırmayın! Ama kalbimde yangın
kurudu değil, sana yemin ederim
Kırmızı, Arkoyu:
Sen Privetnogo zarzhesh ve onun sürüsü girer.
Mutlu gün toprak üzerinde yükselir.
Serin gün biri, tepe tırmanma yolumuza, hepimiz mutlu hışırdadı oldu! Geniş bir düzlükte tepenin altında at sürüsü gördüm.
Madibekovtsy hemen olan bir atı olduğunu biliyordu.
- Bu bir at Tynys var!
- Evet, evet, at Tynys!
Biz memnun. İki binici çıktı.
- Çok satın almak var!
~ Evet, çok Tynys var - neşeli madibekovtsy ağladı.
Sayaç biri omzunun, muhtemelen çoban üzerinde Kuryk ile eski kahverengi odelsde oldu. Sam siyah bir yele ve siyah bir kuyruk ile satın beslenen meşin at sarı takım oturdu. O yavaş yavaş sürdü. Siyah çizmeler, o kuşaklı deri gümüş kaplama kemer: O kendi ayakları üzerinde siyah bir kürk, tilki tymak giydi.
Madibekovtsy Salem verdi ve bir çocuk gibi ağlamaya başladı. Bu Tynys büyük oğlu geçenlerde öldü çıkıyor. Tynys onun aul götürdü. Geçmiş sürüleri sürdü. Atlar altı bai var. Coat şaşırtıcı sarı ve kuzgun bir kuyruk ve yele.
Yedi ilçelerinde Chu köylerde kışı. Bunlardan beşi - Tama Zhagalbayly ve iki bucak taraktyntsev - Argyn gelen. Tynys iki kasabalarda Tarakty en zengin oldu. Küçük köy Tarakty atlarda, gerçekten zengin BAIS değil. Bahia Zhagalbayly, Tama, Alshyn beş ilçelerinde büyük bir çiftliği var.
Biz evde bai Tynys kaldı. Dekor içinde değil bakmak ne, özellikle lüks değil. Ev eşyalarının göçleri köylerde genellikle zengin değildir, uzak için sürüler halinde olanlar bu aynıdır. Olzhabay ve Barla güle - yaşam göçebe şekilde bu Pan Nurmagambetov veya çocuklar Nuraly olarak Arch BAIS, yaşam ile karşılaştırılamaz. Bu - beyaz kemik, kirli iş shun.
Köyde biz bölünmüş Tynys. Madibekovtsy kendi yoluna gitti ve biz aul çöpçatan Batyrbek görünümlü, at sürüş, akşam Madibeka Batyrbek torunu. Bulunan, bir şekilde, gece ve ertesi gün köye Madibeka geldi.
Bu kez göçaz ve bize aul izleyin. Ben Koshkinbaya aramaya başladılar, ama bir yere gitti.
Köyün dört çirkin yurt içinde. Üç yoksul köylüler. Sadece ev köy başkanı orta köylü denilebilir.
Aktau, Horta Atasu Kazaklar cinsi Argynov sırayla, olan Altay, tür yaşıyor. Çok sayıda Altay on iki mahalle işgal. Numarası ve güç Altay sonra Karpykov - onlar dokuz ilçelerinde yaşıyor.
Güler yüzlü köyün dört yurt bir hunk Syzdyk aitti. İki mahalle Tarakty adı Syzdyk çoktur. Bunlardan ikisi zengin ve iyi biliniyordu. Üçüncü Syzdyk, o yoksul, ama aynı zamanda popüler oldu ancak. Ve böylece bu üç Syzdykov ayırt etmek için, insanlar onları takma ek olarak verdi.
Büyük bir siyah ile zengin Syzdykov birinden
sakal, renkli gözlü, geniş yüzlü.
Insanlar onu Chernoburov Syzdyk çağırdı. Ikinci
Syzdyk ince, hafif kambur, zayıf oldu satın. Insanlar onu geniş Syzdyk çağırdı. Ve üçüncü, yoksul Syzdyk takma Atsız Syzdyk. Ancak bazı, bunu göz önünde bulundurarak takma saldırgan, onu Pretty Boy denir Syzdyk. Tabii ki, kendisi gibi daha bir takma addır;
İnsanlar bu takma için kullanılan ve onlara isimler aramak ve adı Chernoburov, geniş, güzel oldu edilir.
Koshkinbai Hakkında Sadece bu güzel sordu. O sırıttı ve neredeyse fısıltıyla, şunları söyledi:
- O öğle yemeği için iyi bir koç için gitti.
Gerçekten bu Syzdyk ve şimdiki Levatite, güzeldi. Ben sadece biraz bıyık ve küçük sakalı seyrek çok sulu geçirmeniz dileğiyle. Bu, kendisi sonra görünüyor fark edilir saç çeker bir kişi için umurunda,, kaş cımbız dışarı çıkmış cımbız ve o cebinde her zaman değildir. Rağmen o fakir bir adam, ama mümkün olduğu kadar daha şık elbise çalışır. Başını o malakhai tilki üzerinde. Galoş ile ayağa Ichigi üzerinde. O Chekmenev ince tunik altında kalın bez gri chekmen giydi. Pantolon üzerine giyilir. Chekmenev beshmet arasında değil, güzellik için, ama sıcaklık için ihtiyatlı düzensiz yamalı almak kaldırın. Bıldırcın gibi paçavra Yakışıklı gizler onu yuva gizler.
Biz aul Orynbaj için at sırtında Pretty Boy ile gidiyoruz. Bir soğuk bir gün. Beni Kazak giysi, kuzu derisi argynekaya-kap, bir deve-saç satın, ile Baipakov botlar hissettim, yün karışımı pantolon, kuzu derileri beshmet gibi bir kürk ceket satın. Kuzu derisi şapka soğuk kış hava için uygun olmasa da Kısacası, ben, sıcak giyinmiş. Yine de, merznu yok. Ben Beau bakışta. Onun gibi bel ince, ama Beau bu donuyor ilgi görünmüyor. Soğuk kendini hissettirmektedir, ve mükemmel görebilirsiniz. Onun tek gri at tarafından Pretty Boy, yalın, bir kuru üzüm olarak gergin, güçleri yeterli sadece bir yarış için olabilir. Bir aç kurt gibi, gri adımları alçalma. Bir at üzerinde yakışıklı donuyor, soğuktan yanaklarını kızarıklık, kirpik titreyerek, ama takılır.
"Zavallı şey! Belki de, biz gittiğini köyde, diye sormak zorunda kalır kime birisi olarak yaşıyor, "diye düşündüm, ve dedi ki:
Güzel kız Orynbaj genç ya da güzel bir köy olup olmadığını merak ediyorum?
Yakışıklı atını teşvik ve gözleri parlıyordu.
- Kızlar değil, ne genç kadın ...
Yani, bu ve bu konuda sohbet, biz aul Orynbaj geldi. Gri çadırdan, yurt kendisi Orynbaj, yanında duran bir kadın inci süslenmiş beyaz bir kimeshek giyen üzerinden kara gözlü otuz, bir geldi.
Aula, Açlık Bozkır dolaşırken, Chu kıyısında yurt yılın en harcamak ve çamur kulübe sadece iki ya da üç kış aylarında. Bu nedenle, sonsuz göçler için adapte az yurt var. Bu küçük bodur yurt sürekli campfires Çünkü kurum kaplı ve siyah açmak vardır. Sadece bazı zengin bai yaz Sarısu beyaz yurt içinde sahilde poz. Ark yaşayanlar hemen zihin yurt "Chui" ve "Çöl" tanımak.
Biz kadın dizginleri aldı, atından, kadına merhaba dedi.
- Oreken[47] Evde mi? - yakışıklı bir adam sordu.
Cevabı kadın çadıra davet etti sonra. Orynbay soluk sarı yüzü ile tam bir adamdı. O yangın otururken ve pot asarak boyalych yağmuruna tutarak edildi.
Büyük su ısıtıcısı et yağ koyun koymak ...
Tüm Kazakistan üzerinden, ben Açlık Bozkır olduğu gibi, çok lezzetli et Pedal yok. Ama sığır çim az beslenir.
Yani ... tüm Hungry Bozkır geçerek, biz Chew Valley kışı, köylerin ortasında bulduk kendimizi. Artık hayatımızın daha ilginç hale gelmiştir. Biz Kazak yaşam kışlama bazı özellikleri ile tanışma fırsatı vardı. Burada Hayat doğum Argyn, Kerey, Wak yaşam farklıdır. Ben cins Tarakty, şube Argyn birinde burada yaşamış tekrar diyecekler: Soran ve Koytas taraktyntsev fazla iki bin fazla yurt mı, iki mahalle yaşıyor. Yani Sary-Arka dağlar çağırdı. Kısmen Chu üzerinde Kemerler dağlarında Taraktyntsy kısmen kış. Bizim bucak büyük cins Argyn Mevcut ve Karpykov dalları, sundu.
Tüm bu şube temsilcileri birbirine yakın akrabaları vardır. Genel olarak tüm aynı gümrük, ortak arazi ve yaşam aynıdır. Ama Kazakların karakterinde bazı özellikler Chu kış uykusuna, ve bu sana söylemek istiyorum.
Saç Chokai
Renksiz soğuk bir gün yakışıklı bir Akbergena ile ikimiz üç yurt oluşan, köye geldi. Atından, çadır onları bağlı ve hoş geldiniz Akbergenu gitti
Bu boyalych eğlenceli yandı altında, bir tripod kazan asılı. Gri, soğuk, kasvetli gün sadece ateş ve et ihtiyacı ... Genç kadın yavaşça yangın destekledi. Koyun eti kazan kaynatın kokulu koku çıktı. Yangın Akbergen oturdu ve toplama bir şey ağır bız. Onur bir yer olarak bir hissesini, önemli bir yatak olan yaşlı insanlar itme oturdu. Akbergen, ayağa fırladı tebrik ile bize koştu: "Hoş Geldiniz" - Ve mutlu şekilde gülümsedi.
Biz oturdu. Onurlu bir adam tembel bizi karşıladı drawled. Akbergenom önemli gülümsüyor takas ve ben tüm gözler onur konuğu incelemeye başladı ile twink. Sadece düz bir burun ile bir uzun beyaz bir yüzü. O kahverengi satın giydi, yaka tilki bacak yapılmıştır. Kafasına tilki pis tymak giyilir. O gözle görülür uzun kapalı gözleri ile oturan, gözlerini kısarak, fiyaka koyar edildi.
"Bu soğuk bozkırlarında Nurmagambetov gibi yaşamak çıkıyor!" - Diye düşündüm.
- Bu genç adam kim -? Onurlu kişi sordu.
- Iyi bilinen oğlunu Saken - Akbergen söyledi. "Pan" düşünceli ¬ de, bana baktı gözlerini berbat ve düzenlenen:
-.! Aynı - Ve pozlar daha birkaç etkileyici önümüzde gösterdi.
- Kim bu adam - Ve Akbergena istedi. Hafif bir gülümseme, şöyle yanıtladı:
- O çölde Parish bilinen babamın kardeşi, bir ... Chokai. Son zamanlarda kilise temsilcisi olarak görev onu atanması Akmola için geri getirdi. Ve sadece bugün ona emri verdi. Ve şimdi baskı kilise yapıyorum ...
Akbergen bana bız küçük yuvarlak çubuk delikli gösterdi. Şimdi, ben de durumu anlamak.
- Township, Saken randevu kağıt okuyalım - Akbergen önerdi.
"İlçe" yavaşça cebinden kağıt çıkardı ve bana uzattı. Döndüm, ve Rusça baskı metin gördüm. Akmola birinin bazı yargıç onun sorgulama içine bu gündemi çağırdı. Uzun süredir tarihi. Ben Akbergena şaşkın, sordu: "Ne oldu"
- Yanıtladı Akbergen - Bu atama Chokaya bucak ilçesinde baş, bir emirdir.
- Yüksek sesle aynı okuyun - Beni Chokai emretti.
Chokai etrafında önemlidir aramaya başladılar, sonra sevinç bir yer bulmak değil, sonra bana, sonra Akbergena, yakışıklı bir adam baktı.
- Ben kilise atanması ile sizi tebrik - Ben belgeyi geri dedi.
Chokai, kağıt dikkatle cebine sıkışmış katlanmış. O anda orada hoofs bir gürültü oldu, ve hangi sürücünün kadar yakın yurt için çekti bir şeydir. Çadıra Bir dakika büyük bir yağlı kuyruk iki yıllık yağlı karası tanıttı.
-Hadi bucak, nimet dua okumak - Geldi, "kırsal belediye" hitaben elini açtı ve dua hazırlanıyor.
Chokai gururla bana baktı, Beau, Akbergena, yağ koyun baktı dua ellerini kaldırdı. Siyah koyun kesilmiş zhigit ustalıkla ve bir kadın ile bölmek başladı.
- Sen kilise koyun için onun pişmanlık en iyi olmaz - Pretty Boy Akbergenu döndü.
O bir gülümseme ile cevap verdi:
- Hayır, bu kilise bize davranır. Black Sheep bölge şefi kağıt için bana bir hediye, hangi Chokai bucak temsilcisi atadı. Ben kağıt getirdi sonra!
Ben sürpriz benim ağzını açtı.
- Senin bucak nasıl cömert - Pretty Boy hayranlıkla dedi ve sesi bana gerçek kıskançlık duyuldu.
Bu koyu kırmızı tilki alıcı avcı,, beyaz bir toz veya diğer nişancı başarıyla podobet büyük yağ Saiga içine bölmek olur, ve bu konuda ve gıpta ile diğer görünüyor üçüncü ve kalır onların çok memnun. Bu Yakışıklı bu pozisyonda görünüşe göre şimdi buldu. O yoksul çıplak, her ne kadar iş, enerjik insanlar. Bu güzel, ama ekmek ve güzellik yoktur. Kaderi çekici bir dış ¬ yon verilen, ancak zenginlik pişman oldu. Ama zengin Akbergen, o sığır vardır, ama yine de ağzına kader emriyle o bir yağ koyun Chokaya tırmanıyor. Ve bir yurt Beau siyah hiçbir baharat ile yıkayın ...
Et pişmiş iken, biz konuştuk ve güldü. Yağ üç parmak gibi kalın bir koç olduğunu. Onun sıvı yağ hasat ahşap kase deri altında.
Akbergen duman "mühür" tutarak, cebinden bir kağıt parçası çıkardı prikonchennuyu baskı patladı ve kağıt koydu.
- Hem de bu, bucak değil çıktısını, bak - O bir noktaya kağıt işaret, bana sordu.
Gerçekten de, basın iyi haline geldi. Her şeyden önce, bu elinde tutmak kolaydır ve ince ve güzel kelime icat baskıda "Saç Chokai."
- Tamam - "kilise", bana sordu.
- Evet, çok iyi - Ben yanıtladı.
- Şimdi Tamam - O Akbergena sordu.
- Her şey - Akbergen söyledi.
"İlçe" kağıt üzerinde işareti bakarak, elinde bir baskı aldı her taraftan onu muayene, skholodnym ciddiyetle, cebinden bir mendil aldı baskı onu sarılmış ve onun göğüs cebine koydu.
- Şimdi, seni tebrik ederim - Akbergen saç Dedi
- Ben sizi tebrik - onu ve Yakışıklı destekledi. Anlamlı görevinden değiştirmeden Township,,
şunları söyledi:
- Öyle olsun - ve gözlerini kapattı, sanki Preda ¬ vayas Tatlı bir rüya ...
Ben kendi kendine gülerek ediyorum, diye bağırdı: "Açlık Bozkır, bu çocuk var size çıkıyor!"
Chokaya bana göz kırptı gelen Akbergen çaldı:
- Saken, size uzaktan gelmiş. Beyaz keçi ve Beskyrka-beş tepeler - takma Aklak altında iki çalışan atlar saç sizin muhtemelen duydum söylentiler kenarları önce.
- Evet, evet, gıyaben içinde bucak biliyorum. Bizim kulaklarına! Gelen iki atların büyük haber, ben Akbergena destekledi.
Chokai gözlerini açtı ve bana bakıyordu durdurmak:
- Aklak veya Beskyrke hakkında daha fazla konuşmak kimdi?
- Sizin Aklak daha popüler - Ben yanıtladı.
- Evet, doğru! Önünde Aklak şanslı at, ama at Beskyrka -! "Volostyoy." Düzeltildi
Akbergen anlamlı bana dedi ki:
- Kim bucak Beskyrke geldi. Bu atların bir usta konum. Et yemek sonra, bakmak ve avantajları değerlendirmek!
- Ben görmek istiyorum ve şimdi iyi beslenmiş görünüşte Aklak ki - ben yanıtladı.
- Ne yazık ki, hayır. Bütün yaz üzerinde Buenbay savaşçı gitti - oğlu bucak ve dinlenme için ona bir şans vermedi, - Akbergen dedi.
Buen - çekum, satın al - zengin bir adam. Kazaklar nadiren oğulları hakaret isimler üretmek.
- Savaşçı biliniyor - son bucak?-Diye sordum.
- Bahse - Akbergen doğruladı gusto ile -. Kimseye kızgın ise, olursa olsun, herhangi bir yerden onun sığır o nerede Kaçırma!
- Savaşçı isimleri her zaman böyle Targyn, Kambar, Alpamys, Sain olarak alışılmadık tamamen bilinmektedir. Birkaç kaba Buenbay sesleri - dedim.
Ilçe gözlerini açtı ve dedi ki:
- Bir tür olarak Uysin ünlü bir at hırsızı Buenbay oldu. Bizim köy Chu geldi, o bir aç kurt gibi bize saldırdılar ve grev insanlar korku. Alametler inanan, ben oğlunun adı denir!
Doyurucu bir öğle yemeğinden sonra, biz Chokaya geçirmek için gitti. Beskyrka tatsız koyu atı oldu.
Chokai çalışmaları at üzerinde sert bir görünüm ile oturdu ve yaptı.
Biz hayalindeki şeygüldü ve Akbergena sorguya başladı:
- O bu yağ koyun verdi mi? Utanmıyor hile yok mu? Ve o senin babanın kardeşi olduğunu söylüyorlar.
Akbergen güldü:
- Utanılacak ne var, o zengin ... Ben bir koyun yemek yoksa, yine de başka bir fırsat ... Bu yüzden doğdu ve böylece bir sonraki dünyaya gitmek ... Hodge Nasir Akbergen devam Ancak, o, kurnaz. Son utangaç, sessiz ve babası kasten onu bir hırsız, güçlü bir adam, cesur bir adam ilan, yalan. Onun sığır dokunmadan insanlar korkuyor ve dikkatli yapmak istiyor. Savaşçı, bir azılı hırsız, ve hatta bir at yarış atı - O kurnaz, diyorlar, oğlu ile, onun da at ve yarış atları, çağırır.
Ben güvensizlik sordu:
- Ne aptal eğer, hüner ve bu yağ koyun için bir hediye var ..?
- O bir keriz değil, onu alacaktı. Bahar savunarak, at sosis, kuzu yağ uyluk toplamak için evden eve gidecek parası ve eğlence kilise için bir vergi.
- Geçen yıl, o bana geldi ve Altybay payı sorulduğunda - hayalindeki şeyanlatmaya başladı -. Kırmızı lsena Altybaya yağ at sosis hale ve koltuk Chokaya onu sarılı. Ve bu sosis Chokai ile söyleyerek, evden eve gitti: "Her yıl bir kilise oldu bu yana, Altybay payımı verir. Ve nerede bu ekonomide paylaşmak için tasarlanmıştır? "
- Peki, onun isteğini yerine getirmek -? Diye sordum.
- Birçok kişi taşımak ... Kendisi bir bucak dediği düşkünlük, onu şımartın.
- Insanlar gözlük ve Chokai alaycı insanlar çın üzerinden şaka ise, bu yüzden ödeştik - dedim.
Hodge Eğer Aç Bozkır yaşamaktadır dışarı Nasir çıkıyor sonsuza kadar yaşamak! ..
Asaya
Bir keresinde kalabalık bir çadırda oturuyordu, o nal sesi duydum, birisi çekti ve yurt çevreleyen bir ip atını bağladı. Uzun boylu kızıl saçlı zhigit girdi. O kısa bıyık vardı ve çene ucunda kırmızı tüyler çıkardı. Kırmızı tilki yeni tymak kürk, kapalı eine-tyulosatym ipek, bir koyda tayın deriden giyilen kısa kürk: giysilerini dikkatini çekti. O kısa üstleri ile eski botlar duran, çirkin bez kanat ile kuşanması edildi. Meadowsweet bir kamçı ile bir kamçı elinde.
- Kim bu - Ben yakın oturan sordu.
- Ünlü zhigit Altay!
Ben bu konuda bir şey duydum ... Tazı Ashayana'nın dün bir tilki yakaladı ... Asaya kendini domuzu vurdu ... Bir eşkıya ile mücadele, silahını aldı zaman ... Geçen yıl tek başına Asaya on akıncıları yendi. Gafil Öncelikle bir at çıkardı, ve eşi korumak için emanet, ona bağlı ve o tüfek yakaladı, atını atladı ve geri kalanı dağıldı ...
Kırmızı, sturdily inşa Asaya yanımda oturdu.
- Onlar tazı son zamanlarda kırmızı tilki yakaladı söylemek -? Diye sordum.
- Evet, yakaladı.
- Gerçekten Kırmızı?
- Ne, sizce, benim tymake?-Asaya üzerinde tilki başını sallayarak sordu.
- Kırmızı - dedim.
- Bir tilki bu bile daha kırmızı!
Asaya ayrıldığını, o çadırın beni aradı ve benimle görüşmek için gelmişti söyledi.
- En iyi arkadaş olalım - Bana teklif etti.
Ben memnun oldu.
- Sen Dün yakalanan kızıl tilki, benimle konuştu. Ben size yapmak tymak ve ince bir ipek ile ele alacağız. Yarın bizim aul gelip, evime senin olacak - Kararlılıkla sonucuna Asaya.
Ertesi gün Asaya onun küçük bir çadır temizlenir ve onun yeni keçeler yaymak geliyor. Yangın otururken, o ud oynadı.
- Bu kobyz göçler için kırdı üzücü 'dedi -. Ben Kui Yklasa iyi çalıştırmak ... Ben o Yklas kobyz oynadı duydum. O bir büyücü oldu - Asaya hayran kaldı.
Aul Ashayana'nın dört kötü yurtlarını oluşur. Çok Ashayana'nın küçük gri yurt de. O değerli - tilki kırmızı tazı ve tshak. İnce ahşap kebezhe[48] ve kırık abdra[49]. Tripod çarpık, kurum, kirli yorgan kaplı onu kazan, su ısıtıcısı, ince eğildi. Bize altına yayılmış keçeler yeni.
Asaya yoksulluk büyük bir utanç ve bu nedenle kendini zengin göstermek için her türlü çabayı olduğuna inanmaktadır.
Çadırını girişinde kardeşi Ashayana'nın yangın sıkıntı üzerinde oluşturulur. Ashayu ile o büyük bir saygı ile, bir yay ile, katip olarak ifade eder.
- Herkes o sıyrıklar hangi yönde sürü kontrol etti - Asaya Sorular.
- Atlar siyah bir vadiye otlatmak, son zamanlarda gitti -! Kardeşi Said
- Sürü Saken bir at al - konağın sesi bakılırsa Asaya Sıralı, düşünce olurdu
at yeter. Ama yakında ben sürünün bir düzine strigunkov ve her üç çiftlikleri ait kısraklar vardı arama, Asaya güçlü abartılı tam olarak ne bulundu.
Köyü yakınlarında akşam yaklaşık yüz koyun küçük bir sürü gördüm.
- Bu, size küçük koyun çıkıyor - dedim.
- Hayır, çok az değil. Ana sürüsü bizim ikinci köydür .. - dedi.
Ama kısa bir süre sonra herhangi bir büyük sürü yoktu fark etti. Lanetli yoksulluk ciddi ruhunun kanatları klibi haysiyeti hakaret Ashayana'nın, dermansız.
Biz Ashaem arkadaş yaptı. Uzun akşamları kamp ateşi etrafında oturan. Asaya söyledi:
- ... Geçen yıl, bu Chu bir uçurumun siyah yan göç bizim aul, bu anda oldu. Yeterince vergi yoktu, bizim yurt ertesi güne kadar aynı yerde kaldı böylece. Oradan tek değildi.
Geceleri bir yurt içinde eşi ile birlikte uyudu. Arch - Gece yarısı, doğudan yelesi bir gürültüyle vardı. Ben, yataktan fırladı onun çizme çekti ve kapı boşluğu ile satın almak ve bizim yurt doğrudan dörtnala, elli veya altmış at sürüsü gördüm. Siyah noktalar yaklaşık bir düzine insan, insanlar görülür. Eşim de giyindim. Ben atları at hırsızları tahrik ediliyor tahmin. Onlar Arch taşındı. Sürü bizim çadır geçmiş bindi, ve o zaman aç yorgun atlar, biri, muhtemelen yurt yakın durdu sonsuz pasajlar bitkin bir at hırsızlar bir at,, kendi. Birisi ona kadar sürdü ve uzak kovalamak istedim, ama at çadırın etrafında koştu ve binici onun peşinden kovalamaya başladı. Ben dikkatli bir çatlak içine baktı ve silah arkasında bu binici gördü. O çadırdan at sürdü ise, ashabına bıraktı. Bir binici benim kapı ile geçti, ben çadırın dışarı fırladı, at hırsızı bacağını yakaladı ve hemen atını çıkardı. O bunu biliyordu önce, göğüs birkaç kez ona delikli, karısının mendili aldı ve ağzına haydut koydu. , Elleri ve ayakları bağlı cebinden bir silah aldı kartuşları çıkardı. Eşi at hırsızı korumak için sipariş ve onun atı atladı ve sürünün kovaladı. At at hırsızı yerinde duramıyor ve güçlüydü. "Hey .." - sesini atı hırsızlar. Ben her şeyin tamam, yakalamak gösteren, dedi.
Onlar sürüp hangi doğrultuda, bizim aile Toktaul oldu. Ben at hırsızlar bu aouls kadar kasıtlı yetişmeye değil yaklaşım umuyor tutun. Neredeyse bizim aouls geldi, biraz daha sürdü. Yine bir oy açtı. Ben dikkatle çevresi kontrol ve risk karar verdi. "Hırsız Dur!", Ben at dörtnala izin, umutsuzca bağırdı ve ateş. Uzak atış gece yankılandı.
At hırsızlar dörtnala sessizce sürpriz kargaşa geldi. Ben attan düştü hırsızlar, birinin atı vurdu.
- Burada At hırsızı! İnsanlar atları oturup!, Ben yüksek sesle bağırmaya başladı.
Onlar köyden havlayan köpekler, sesler duydum duydum. Hırsızlar arkasına bakmadan kaçtı. Burada binici altında iki at vurdu ve atış var. Kısacası, sürece insanlar köyden geldi, ben üç hırsızlar acele gerekiyordu. Sonra diğerleri yakaladı ve bunlardan sadece üç kaçtı.
At hırsızlar on iki idi. Bunlar arasında bir torus ve Jusupbek oldu ...
Hikaye bitirdikten sonra, Asaya dombra dizeleri çekti.
- O kobyz Yklas oynarken, deve daha fazla süt verir doğru -? Bana Pointe-ested.
- Hala genç bir adamdı - Asaya anlatmaya başladı,-bize dört Satpayev köy Yklasa geldi başlı ... Aul yüksek yoğun sazlık Chu Nehri'nin adaların birinde oldu. Aul adına görünmez. Onlar çadır Yklasa girdi. O yalın, uzun boylu. Satpayev Yklas kucakladı ve biz kibarca elini salladı.
Satpayev Yklasa çevre köylerde yarışma hakkında istemeye başladı. Ben kobyz bir tutkuyla düşkün ve Yklasa gözlerini sabit. Onun duruşu, onun bütün görünümünü bana alışılmamış gibiydi. O ciddi, görünüşe göre, gülüyor asla. Parmakları uzun, adaleli vardır. Ve o sırım gibi ve uzun.
Çadırda bir sürü insan bir araya geldi. Tüm oturmuş, Satpayev o kobyz Yklasa cevapsız söyledi.
- Bana kobyz verin. Oğlum öldü beri elinde ben tuttu. Ama Satpayev o kobyz kaçırdığını söyledi - Yklas söyledi.
Yklasu kobyz açtı. Ben, gözlerini alarak ona sevgiyle baktı değilim. Yklas, kurma, dizeleri kobyz çekti ve yay sürücü başladı. Altından onun uzun parmak uçları ruhu için kapma, üzgün Kui inilti döktü. Kalbim küt küt atıyordu ... Gökten, yukarıdan aşağı yağmuruna eğer Kui Ağlayan. Çadırda insanlar dondu. Kobyz hıçkıra hıçkıra, feryat, cevapsız. Derin bir sersemlik uyandı, ben baktım ve tapınak Yklasa köklü gibi Yklasa bu kobyz kafa gördüm. Iki elinizle kobyz hıçkırık zorlayarak, o Yklas Kui ile ağladı. Gözyaşları yanaklarından ve sakal aşağı koştu. Satpayev de baktı ve ağladı. Ben hareket cesaret edemedi, aniden kesintiye ağlamaklı hıçkırıklar kobyz Yklas ... İnsanlar uzun derin sessizlik içinde oturdu - bir sonraki hikaye Asaya bitirdi.
Ben kobyz Yklasa duymadım, ama hikaye güçlü beni etkiledi Ashayana'nın. Ben kalın bir yoğun sazlık, Chew Valley dört ya da beş yurt mütevazı bir aul sundu ... Aç bozkır saran gece. Nehir üzerinde uzak yıldız parlıyor. Yüksek yoğun sazlık yurt çevrilidir. , Üfleme sallanan, saz ve sessiz gürültü hışırtı bir hafif rüzgar onun hıçkıra hıçkıra kobyz Yklasa yankılandı. Sefalet ve acı dolu etrafında siyah gece. Gece Çarlık kez kanlı.
Uzun gözlerimin önünde Yklasa ulusal yas ezilen, derin duygular imajını ayakta ...
TÜRKİSTAN İLE ANA
At hırsızlar bir çok atları çalmak, Chu göç, takip göç erdiler Arch. Ama karşılığında, "Chu" at hırsızları günlük Arch atların takın.
Bir gün at hırsızlar beni ve dikkat olmadan yapmamışlar - benim tek kırmızı atı artırmak. Beş komşu köylerin tüm sığır sağlam kaldı. Hırsız sadece benim atı seçti. Ben bir at çalmak için at hırsızı, uzaktan onun için gitmek değil düşündüm. Belki de her gün onu gördüm. At yerel köy halkının bir çalmak olabilir.
Kazaklar - ustaları sığır götürmek ve az ustaca onlar çalınıyor. O gün köy ve böyle bir hırsız yakın gezintiye çıkmış olduğu ortaya çıktı. Ama benim için, yalnız bir kaçak, benim bir at aramaya gitti insanlar bulmak zordu. Tabii ki, aynı gece hırsız at katlettiler. Şimdi alanında rüzgar arayın. Birlikte üç veya dört yurt, top çalma oluşan her Aul. Onu kim verecek? Diğer insanların köy Kesilen at insanlar göremezsiniz, çünkü çok göç erdiler arasındaki mesafe. Bu tür zor arazide
bir at çalan kişi bulmak, ama daha da zor bulmak için Burada insanlar çalmak değildir. Bu tür köylerde buna değer çalıntı aramak!?
Biz köyü yakınlarında gece dolaştı bu hırsızlar konuşmaya çalıştım, ama, tabii ki, kesin bir dille reddetti. Bu fixers kasten dikkatini aktarmak için yanlış söylentiler yayılabilir.
Yani, sadece Türkistan için ayrılmadan önce benim sadece at kayıp ...
Ben güçlü bir davet zhigit ile, sıska bir üç yıllık dönemde Orynbaj yalvardı, ve bizim zengin göreceli Magzhan köyüne gitti, bu aul kez bucak Tama uygulanan göç erdiler tür Tarakty yanında durdu.
Magzhan en büyük oğlu - batımında derken zengin aul ZhuMa yapay penis geldi. Onlar gitti ve Zhumadilda nerede, büyük bir siyah çadır aldı. Merhaba bir araya geldi dedi. Sadece o gün Magzhan ölüm haberleri alınan - Biz büyük üzüntü bir günde, başarısız geldi. Vesaul yas oldu, ve biz isteğimiz karşılamak mümkün olmaz düşündüm. Ama babasının ölümü vesilesiyle Zhumadilda büyük bir üzüntü evde rulo yoktu ve geldi ve bize konuştuk. Siyah kulübede büyük saksauliny getirdi ve sıcak yangın eridi.
Bu soğuk oldu akşam olarak, rüzgar aldı, kar yağmaya başladı, kar fırtınası başladı. Kulübe bir yangın vardı çünkü, özellikle rahatsız edici değil.
Büyük bir tepside yağlı havlu kaplıdır haşlanmış huş yağlı et, görev yaptı. Mükemmel et - yağ at sosis, yağ tomurcukları, inanılmaz sube[50], yağ zhanbas[51]. Zhumadilda kendisi bizimle yedik. Doyurucu bir ziyafet sonra yatağa gitti.
Birisi güçlü bir yumruk toplandı saçlı gibi sabah uyandığımda, başım ağrıyordu ve üst bunları çekti. Kulübede çatlaklardan ve gece benim saç erimiş kar geldi ve sabah buzlu içinde. Ben ateş üstünde başımı tutmak zorunda kaldı.
Çay Zhumadilda, beni kenara çekti ve sordu sonra
- Bana herhangi bir isteği var mı?
Ben açık açık ben umutsuz bir at gerektiğini söyledi.
- Evet, - Zhumadilda bir kelime etmeden dedi ve onun çadırına gitti.
Yakında, arkadaşım döken gitti ve bir gülümseme ile bana dedi ki:
- Haydi, at hazır!
Sokakta ben topal yular benim üç yıllık bir plan gördüm ve güzel kırmızı at yakın palan.
Don zil attı. Arazi karla kaplıydı. Beni altında kırmızı at bir bozkır antilop gibi çalışıyor.
Güzel bir at - bir tavşan, ipek yele, açık koyu ve büyük gözleri gibi keskin krup.
Yolda için durdu müreffeh Meng-için Kazak, Jean, göreceli bir Zhumadildy. Onun aul Chu diğer tarafında oldu. Burada, durdu, ben at sordum, ama Mynzhan reddetti ...
İki gün sonra, kendini dört arkadaşları aldı sahip, ben AulieAtu (şimdi Jambıl) gitti. Benim yoldaşları-Batyrbek, Zhusipbek, Rashid ve savaşçı Suyundikov - yerel tür Uysun geliyordu. Batyrbek eşi bu köylerinden birinde doğdu.
Zaten buz kaplı, nehir Chu geldi. Bu acı bir soğuk oldu. Gün ışığı, ayna-açık gökyüzü: don parlak toz sinekler ... Buz ve kaydırarak aşağı uzun bir greft bir balta ile Suyundikov, sıkılığını test başladı. Bir at ve binici ayı kadar güçlü en dayanıklı ve kalın buz bulundu, kadar, sazlık buz üzerinde uzun bir yürüyüş. Suyundikov - tıknaz, demir gibi siyah, enerjik zhigit. Atlar kaygan buz üzerinde yürümek değil, bu yüzden geçiş de Suyundikov podmerzshie gübre ve kum düştü. Biz atından ve tren Suyundikov için gitti. Bir yandan, her uzun zaman için atını düzenlenen ve diğer kum zemin tutuyordu. Biz sırayla yolda kum serpilir. Bize korkulu atları vardı arkasında, bacakları titriyordu. İnce buz kırma, yüksek sesle çıkar.
Biz köprü Sırat gibi çiğneyin geçti.
Nehir kum deniz, tepeler, yoğun çalılıklar haloxylon başladı. Sary-Arka sonra burada özellikle vahşi oldu.
Akşamları karısının akrabaları Aulie-Ata eteklerinde en uç aul içinde Batyr Bey dönmek. Ben her şeyi tuhaf görünüyordu buradayım: toprak ve sığır türü ve insanların giysi. Ben farklı bir dünya gibi gördüm. Ince boyunlu haloxylon otlatma atlar arasında, bazı büyük toynakları ile, bolsheuhie kambur. Deve yün seyrek, kendilerini siyah ve ince, düz dikey duvarlar yurt köye işaret etti. Halk arasında, koyun derileri bazı sarı kürk, beceriksizce Ayak bileği-uzun dar kollu, dar göğüs dikişli. Çirkin insan tür, gizlice, çekinerek karşı bakmak belli belirsiz söyleyerek, gizlice bazı sorun hazırlanıyor gibi görünüyor.
Ama Kazaklar da muhtemelen yerel halk için garip Arch.
Karısının akrabaları Batyrbek anda iki gün geçirdim ve sürdü. Aulie-Ata kazançlarının beş gün sonra.
Benim özlem kalp Konseyi için dışarı çıktı, ama şehirde biz geç geldi. Aşırı evi gece geçirdi ve ertesi gün sahibi Sovyet-nick-Kazakların eserleri götürdüler. Önce askeri zhigit birinin evine gitti. Onun adı bana kaçar, ama o çok iyi ve eğitimli görünüyordu. Daire Ben gazete ve dergilerde bir çok fark ettim. Ben kendisi hakkında söyledim, o saygıyla biz yönetim kurulu geçirdi Oradan Kazak Zhylyspaevu için, Çeka başkanı çok açıklayıcı zhigit bize refakat, hızlı ve saygıyla giyinmiş. Ben büyük ölçüde cevapsız hangi yerli çevre gördüm, Lenin ve devrimin diğer liderlerin portreleri, ben ateşli temyiz duvarlarında gördüm.
Biz yönetim kurulu Kabylbekov Sarmoldaev başkanı tarafından kabul edildi. Yönetim Kurulu üyelerinin hemen bir bize bir daire hazırlamak ve uygun koşulları yaratmak için talimat verdi. Sağ yaklaşık beş şehir işçi bizi ziyarete davet etti.
Biz bir tür Kalmagambeta Argyn, güçlü ve dürüst bir adamın evde durdu.
Iki öğretmen Aulie-Ata, benim stihot-Vorn "Marseillaise genç Kazaklar" yeniden yazdım, bir melodi seslendirdi. Öğretmenler memnuniyetle öğrenmeye başladı.
Her gün gazetelerden raporları okuyun. Bunlar daha mutlu oldu. Kolçak ve Denikin sonunda mağlup öğrenme, geri şekilde toplanmaya başladı ...
Işte onlarla kalmak için beni ikna etmeye Kabylbekov Sarmoldaev uzun süre.
Ben Akmola en zor durum hakkında ayrıntılı konuştu ofiste yaptığı konuşmada, bana yerli yerinde işe gitmek için izin istedi. Müslüman Kabylbekov Ofisi önerisiyle bana işçiler bozkır arasında siyasi çalışma yapma hakkına sahip bir görev vermek, yol, ulaşım para ile sağlamak beni karar verdi.
Ben para Kabylbekov görev süresinin alınan Ertesi gün, aynı zamanda geri Akmola taşındı devlet arabaları üzerinde silah ve iki polis memuru aldı, halka dağıtımı için iki ajitasyon çanta ve propaganda broşür aldı, Kabylbekov bana yardım bir sürü verdi, onur benim sözüme. Ben Aulie-Ata geldi, ben kanıtlayan herhangi bir kabul edilebilir belgenin sahip olmadığını hapis Kolçak kaçan Gerçekten sovdepovets,. Ayrıca ben Aulie-Ata herhangi bir arkadaşım yoktu. Hem ben Sabyrov Sharipov ile oldu bir gizli ajan Kolçak, için yanlış olabilir. O Ak-Camii geldi, Atbasar ve Turgay ilçe geçtikten sonra, daha sonra, Sibirya'dan kaçan Kokchetav döndü, ve. Ajan Kolçak göndermişti olarak Ak-camide yönetim kurulu üst düzey mensupları ona inanmadı, tutuklandı ve hapse atıldı, onu tanıdı. Sabir Beyaz Cehennem çıktı ve Bolşevikler, mutlu arıyordu toplantısında cezaevinde buldu. Ak-cami yılında bir arkadaş vardı. Sabir tekrar tekrar sorguya, o tutkuyla savundu bir Bolşevik-sovdepovtsem Kolçak cezaevinden kaçmıştı, ama kalıp hards bayi Ak-Camii ona inanmak istemedim. Sabir pek çok acı yaşadı, uzun bir süre oturuyordu. Sonunda, o şartlı hapisten serbest bırakıldı ve silahlı konvoy altında Ishim sürdü bile, Atbasar gizlice Ak-Mecheti.V kısa vadeli Sabyr bir açlıktan yardımcı olmak için ekmek geri getirmek için talimatları, Atbasar ilçe gönderilen, "Han" ile sözleşme imzaladı ve Hasen açtı ekmek ile Ak-Camii karavan. O açlıktan şehre bir çok yardımcı olmuştur, ama aynı zamanda iş Sabir yeterli yiyecek tek bir komisyon dışında, yöneticiler Ak-Camii tarafından takdir değildi.
Yükselişte Taşkent için sol gıda çağrı üzerine komiser sonra, Taşkent'te Çeka kenarına Sabyrov Sharipov kullanılabilir göndermek için ihtiyacı bir telgraf var aldı. Şu anda, sadece bir alay isyan etti. Ayaklanma bastırıldı, KGB ile Taşkent Devrimci Konseyi tüm şüpheli kişi durumlarda aşırı bakın ve sorumluların adalet önüne ateş tutuklamaya başladı. Sadece o zaman, Sabir tutuklandı polis eskortu altında getirildi. Çeka yılında iki veya üç soru hakkında sadece sordu.
- Evet, onu tanıyorum, o, Kolçak bölgesel komitesi üyesi oldu - mahkeme üyelerinden biri söyledi.
Yöneticiye sipariş: "onu al!"
Sabir ölüme mahkum oturup odasına yol. Pençeli-yaşlı kadının ölümü Sabyrov inatçı bir kucaklama karar verir. Bu noktaya kadar Sabir derin kayıtsızlık bir devlet, ama orada, haksızlığa karşı öfke bağırarak. Konvoyun elinden Breaking, yine, Mahkeme kendileri hakkında gerçeği anlatmaya başladı
- Eğer tanıdığınız birisini haberdar -! Mahkemeye sundu.
Sabir Taşkent gelişinden sonra Çeka başkanı oldu, gıda Komiseri belirtti. Ama Komiser ölü değildi, o Osipov tarafından öldürüldü.
- Orada yarın kadar kefaletle götürecek insanlar olacak - Yine Sabir isteyin. Böyle bir kişi Sabir değildi ve ...
- Ben kefaletle dışarı alırsınız - asker Ak-Camii Sabyrov eskortluk, söyledi.
Kefaletle Kızıl Ordu zamana kadar yarın Sabyrov geçiş. Ve burada takas başlar. Sabir Duisenbai Nysanbayeva karşılar ve sonunda ölüm kurtulmak. Sovyet Türkistan Cumhuriyeti'nin bayrağı altında sıkıca ayakta Nysanbaev, Sorgulama Türkistan Çeka, olanların vatandaşların birinin Komisyonu üyesi oldu.
Duisenbai ile Sabir arkadaş, Türkistan için Moskova'dan geldi Kuibyshev, bir rapor ziyaret görüş ile bir araya geldi ve onlardan partinin görev aldıktan, Turgay ve Akmola eyaletinin güney ilçesinde Türkistan gitti.
Ak-Camii Sabir liderlerinin aptallık nedeniyle neredeyse vuruldu.
Ama Aulie-Ata liderliğindeki Kabylbekov, yetkililerin daha seçici vardı.
Biz döndü ... Akmola için Chu ve Hungry Bozkır vadi boyunca kum ve Saxaul bir deniz yoluyla.
Şimdi bu konuda iki at vardı, biz köylerde arabaları almak hakkına sahiptir.
Yine, pek acı soğuk Chu geçti.
Birlikte nehrin dolambaçlı bankalar sarı sazlık döndü. Onun çalılık itibaren mavi duman kadar sürdü. Tepenin üstünden Biz oglya ¬ dyval çevresi. Soğuk rağmen, Suyundikov onun çirkin satın çıkardı ve beshmet Aulie-Ata satın birinde bir at oturdu ... O yeni beshmet göstermek istedim. Savaşçı bir at üzerinde oturan ve bir tüfek tutan. Burada aniden onu kaldırdı, bir çekim çınladı.
- Neden vurdun - Ben Suyundikov sordu.
- Düşmanları bizim görünümü hakkında bildirin - Suyundikov gözlerini haddeleme, yanıtladı.
... Biz Chew Valley köy ve Hungry Bozkır arasında Sovyet iktidarı organize başladı.
Biz on tüfek, iki kılıç ve bir tabanca vardı. Bu silahların ile, geçmişin harap emir savunmaya çalıştı olanlar ile açık bir çatışma içine geldi. Kazak işçilerin - etrafında beni bir grup devrim ¬ ary düşünen arkadaşlar organize etmek.
Biz iki ilçelerinde Tarakty Sovyet sempatizanları bir araya getirdik ve toplantı başkanı aulsoveta seçildi.
Bu gidin ve komik hikayeler olmadan bu kez yoktu.
- Şimdi beni saç atayabilirsiniz daha - bana toplantıdan sonra tanıdık bir Chokai Sorular.
Biz de kırpmak, sırıtarak, çevriliydi.
- Öyle olsun, saç kal, - diye yanıtladı.
- Bu durumda, bana bir maaş veren - bir kayıp, "kilise" ve ciddi bana bir el uzattı.
Ben ucuz bir para Türkistan çıkardı ve onu kağıt iki parça verdi ...
Şimdi açıkça BAIS dün bir çiftlik işçisi olduğunu ve güçlü insanların kendi yoksulluk gizlemek gurur Asaya yapılan bu tür Suyundikov gibi zhigit karşı çıktı. Göçebe - emek lyudom yönetmek kolaydır. Dünün aşağılanmış, bir deri bir kemik çocuk Açlık Bozkır, artık atları monte ve işçi iktidarının düşmanları ile savaşa katıldı - Sovyet ...
17 Nisan 1926,
Kızıl-Orda.
Öykü
Haydutların peşinde Hamit
Bu oldu sonbahar 1921. Ilçe yılında gangsterler etrafında Hamit gözetleme görev yaptı. Kurtlar sivillerin korkusuyla tutmak, yavrularını kaybetmiş gibi tüfek, tabanca, kılıç, ve bazen bomba ile silahlı iki veya üç kişi küçük bir grup, ilçe dolaştı. En son, ilçe Kolçak ile şiddetli savaşlar gürledi. Endişeli insanlar köy ve aouls yaşadı. Düşman sonra ilerleyen, sonra tekrar, Kızıl Ordu'nun darbeleri altında çekildi, ve nihayet sonunda yenildi ve kapalı tahrik zaman, insanların özgürce nefes. Ama uzun değil - çetenin tekrar ilçe dinlendirici bir uyku yoksun.
Çete hızla rüzgar gibi, bugün burada görünen, yarın gitti. De gece ya da kuduz kurt gibi sabah erken, kadınlar ve çocuklar korkutuyorsun, köylerde baskın düzenledi. Silah ve vahşi çığlıklar ve ses de, sakinleri Allah korkusu anıldı ve sadece kendi eşyalarını üzerinde vazgeçmeye hazır değil, aynı zamanda kendi ruhundan. Bandits en iyi atları ve pahalı giysiler seçilir. El erkeklere geldi, onlar gizlenmiş silah ve mühimmat talep, tüfek izmaritleri ile ölüme dövüldü, çocuk öldürme, kadın alay etti.
Köyde bir polis ortaya duydum sonra, gangsterler geceleri kapma, onun için izledim ve aniden silahsız. Sovyet yetkililer yardım eden herkes için yürütme komitelerinin ilçe başkanları, için, komünistler için avlanan. Direnmeye çalıştı olanlar, kılıçlar ile parçalara kesmek.
Sürekli daire ve otopark olmayan, ormanda saklanıyor, bunlar önceden planlanmış kurban olan, bir çılgın kasırga gibi bir yerden bir yere koştu Kazak ve Rus köy,,, ve her zaman kaçan intikam köyler yağmalandı. Onların arkadaşları ve inspirers fazla ödenek sistemi için hali vakti yerinde köylüler, Kulaklar, altı serbest Sovyet yetkilileri vardı. Gizli yardım onları Kazak BAIS sağladı.
2
Hamit, sabah sekiz o'clock, her zaman olduğu gibi, uyandım yataktan fırladı ve pencereye koştu. Gece serin sonbahar yağmur ve güneş özellikle parlak ve neşeli parlıyordu. Sabah açık ve her zaman kalp Hamit memnun, bütün gün neşeli bir ruh hali yarattı. O, bel soğuk su ile yüzünü yıkadı onun traş başını ıslak ve ayna kadar gidiyor ve havlu silin başladı. O bir gün önce gazetelerde geç kalmıştı ve kötü yeterli uyku görünüyor - gözleri kan çanağı vardı. "Sorun değil, geçmek" - Hamit ve başını arkaya atılan düşünce, napruzhiniv yuvarlak boynunu, altın kartal olarak başladı her yöne başını büküm ve şişmiş kaslar elini kenarına çarptı.
Çocukluğundan beri o jimnastik sevdi ve hatta köyünde, sabah egzersizleri yaparak, onların büyükleri utanç olmayan. Atlar, bench pres, gerizekalı: ritmik ve ölçülen hareketleri alışık, vücudunun güç her tezahürü talep etti. Omsk Bir gün, sirk bir şehir, onun ünlü taşralı Hazhimukan mücadele gördüm. Hamit, onunla tanıştı arkadaşlar edindim ve Hazhimukana aşırı kuvvet hayran, daha da zor hale geldi, şiddetli jimnastik yapmak. Dairesinde odasında büyük bir ayna boş iken, Hamit bel elimden ve zor egzersizleri yapmak, göğsünde, kollarında gergin kasları izledi. O her kas kalbi gladdened oynarken, vücudu hayran.
Hamit sadece kapıyı açtı ve düz, siyah saçlı Tatar sahibi, çaya davet zaman şarj bitti. O bir haberci odaya acele ve Politbüro söylediğim gibi benim ilk fincan bitiremeden önce:
- Acilen patron çağırıyor!
Belki de bir şey oldu. Hamit sınıfına yavaşça, Politbüro de sunulduğu. Evden sadece olağanüstü, çok önemli durumlarda meselesidir. Çay partisi bırakarak, o hızla giyinmiş ve meydan için acele.
Siyasi Büro Başkanı, üniformalı bir uzun boylu, ince, sarışın Lett, Hamit ofisine davet etti ve onu sabah posta yoluyla alınan acil harflerinden birini gösterdi.
- Hamit var, kendiniz gidin. Pere sivil Kazak giymiş ve rüzgar için burun tutmak olsun, her şeyi bulmaya çalışın. Önemlisi, mümkün olduğunca çabuk hareket ederler. Biz köyde Chiili başka bir doğru kişi göndereceğiz. Sizinle iletişim devam edecektir. Bir eylem planı - sizinle kabul etmiş gibi. Bu kafa sırasını oldu.
- Ve Seisembayev gelen haber - Hamit Sorular.
- Hayır, rapor vermedi değil, - başkanı söyledi
3
Huzursuzluk bucak yönetim kurulu takip için görev dağılımı ile Borlykulskuyu bucak Hukuk-hal Öğretim ilçe yönetim kurulu Seisembayev Kural. Dönüş yolunda Seisembayev eski zamanlarda bai zengin ünlü topal Akana köyünde, gece için durdu. Geç akşam, o Akan, öğretim Seisembayev ve çeşitli devlet adamları sıcak, taze pişmiş kuzu ile büyük yemek yemekler çevresinde bulunmaktadır, kapıyı açtı ve, Coudray ünlü eşkıya yürüdü, Borlykulskoy bucak üzerinde dolaşmak. Tüfek öğretim vurgulamak korkmayan - onu Kazaklar tanıyanlar göre, o büyük bir güç ve cesaret için not edildi. İnsanlar yavru gibi, vlnovada masum, acımasızca öldürür. Ve bu tek başına tüm ana köy, topal Akana evi, köy itsrschel geldi Coudray, bir katil vardır.
O kapıda durdu ve yavaşça tabanca, şöyle dedi:
- Peki, İcra Komitesi öğretim kim? Bir dakika için avluya çıkıp!
Seisembayev yüksek sesle ağlama, gizleme, Akana gerisinde kalmıştır ve koruma için ona yalvardı. Lame Akan ölümden kurtardı, o Coudray öğretim dokunmamaya ikna edildi. Bu bir korku ile kaçtı Seisembayev, bu bütün resmi ifşa etmemeyi çalışacaktı mümkündür, ama birisi gizlice bu utanç verici olay Politbüro bildirilmiştir.
Ve şimdi, ünlü gangster avlamak aul zengin ile bütün bağları bulmak ve Hamit talimat onun Politbüro yakalamak. Rus ve Letonya, ve sadece Kazak şüphe uyandırmadan olmadan insan konuşuyor, köylerde durduruldu olabilir Hayır, her jest çözmek, her mağaza yanlışlıkla kelime düştü.
Beş Rus yoldaşlar eşlik Akmola için harika bir yüksek yola yola Hamit. Köyün Chiili ulaşmadan önce, takım her rolü ve birbirleriyle ilişki üzerinde anlaşmaya, operasyon planı geliştirmek için durdu. Sorumlulukları Ata, Hamit yoldaşlar bıraktı ve tek başına gitti. Çok geçmeden en yakın Kazak Aul için yola çıktı.
Sivil giymiş ve kuzu derisi Kazak malakhai Hamit hala kendilerini dikkat - uzun boylu, iyi inşa edilmiş, geniş omuzlu. O düz bir burun, büyük, hafif batık kahverengi gözleri vardı. Sakal ve bıyık gibi traş değil Hamit. Güzel, sturdily inşa, o ritmik beslenen üzerinde eyer sallanan, açık kahverengi bir aygır bakımlı ve titizlikle etrafa tuttu. O kartal pençeleri gibi onun demir parmaklarını sıktı ve tehditkar homurtu düşman koştu, ben topuklu o duş sol olurdu! ..
İlk gece o bir Kazak köyünde geçirdi. Dikkatli konuşma gangsterler hakkında bir konuşma başlatmak için çalışıyordu, ama iyi hiçbir şey evin, ne de aul zhigit ustası herhangi bir elde değil. Sabah gitti.
Akşamları o köy topal Akana ulaştı ve yakın tesir düzenlenen çete, Akmola-sky ilçe sınırındaki köylere gitti orada öğrendim.
Hamit yanlış yöne.
O eski terk edilmiş bir yolda yoğun bir ormanda sürme oldu. Gün, açık ve sıcak, ağaçların üstleri arasındaki boşluğu bir bulutsuz mavi gökyüzü görülebiliyordu. Yolun kenarında kurnazca Namlu çam, beyaz huş görülüyordu, kavak bazen ince rastlamak, sarı sonbahar yaprakları bırakın.
Hamit kendi sürünün güvenlik kontrol, bir çoban gibi, titizlikle kalın orman tarama, yalnız seyahat. Bazen Glades ve soluk çim geniş çayırlar vardır. Burada ve saman yığınları vardı. Çevrelerindeki Kazak kışlama sığır otlatma karşısında yerler ve çadır uzaktan görülebiliyordu hissettim.
Glade Spring, çimenli ve değerli ipek halı gibi renk gökkuşağı şimdi soluk ve büyüleyici güzelliği kaybetti. Sessizlik ve sonbahar üzücü durgunluk boyunca. Ben bir şaka daha fazla duyamıyorum, en son çiçek ve otlar takılar hakkında twangy şarkı ile çiçekli çayırlar daire. Kuşlar daldan dala, sessiz hayvanlara şaşkınlıkla değil, ve hava aroması ile kafa olduğunda yaz aylarında insan sesleri gibi neşeli duyamıyorum.
Soluk, solma otlaklar, ovalar ve son günlerde yaşamış olan gibi çekik sonbahar güneş ışınları keyfini, derin bir köstebek-Hanya ayakta sararma yaprakları ile ağaçlar.
Yaz saati hızlı hareket eden, heyecan verici neşeli senfoni gibi ise, tek başına keman veya tonkostrunnogo kobyz oynarken, güçlü bir polifonik topluluğu, uzak bir melodi gibi üzücü düşüş idam ...
Bu öğlen oldu. At başını sallayarak zaman küçük, adım paça edildi. Bazen deli tavşan gitti ağaçları arasında flitted bir gölge atın toynakları en orman kuş kanat alır altından gürültü ile, ayağa fırladı. At endişeyle homurdandı ve yol kaldırdı kulakları kopuk. "Tehlike hissediyor" - endişeli Hamit olmuştu.
Solma doğanın görünümünü itibaren Hamit üzgün hissettim. O, Akmola İlçe güneyinde, çölde onun uzak köy hatırlattı kendi annesi hatırladı ve kalbi onun için üzüntü ve sevgi doluydu. Geçen yıl, eve geldiğinde, annesi onu sarılma, ağlıyordu. Ve o güldü ve konfor için söyledim:
- Eğer, apa nedir, ağlama! ? Yavaşça onu kavramak serbest - Sonuçta, ben bir kız, doğru değilim. "Ah, neden böyle bir şey yaptın! Biz onun kucaklama dışında izin vermeyin onu daha güçlü ve daha uzun üzerinden çekmek zorunda kaldı. Sonuçta, o benim tek sevgili annem - Hamit bir an için pişman ve beni de haklı başladı - Bu başka türlü yapmak mümkün değildi. Annesi, zayıf bir kadınla gözyaşları terhis olmadığını zhigit ne? Benim ayrılmasından sonra, o oğlunun üzüntü hatırladı olurdu, gözlerini benden ayırma gözyaşı ve acı kurur asla daha acı olacaktır.
O anılar kendini dalmış, ama şu anda at başladı ve doğru, dikkatli biçme mor gözle başını çevirdi. Hamit etrafına baktı.
Ormanın yoğun çalılıkları gelen yavru gri bir at üzerinde bir binici çıktı. Giysi bakılırsa, bu, belki de, orman koruma bir çalışan bir Rus oldu.
Hamit ormancılık yalnızlık yorgun, ve o binici için başlığı, doğru fırsat çekti, şans karşılaşma memnun. Rusça Kazak, karşı-binici - Birbirlerine, Hamit karşıladı. Daha sonra Hamit de Rus, kasten bozan sözleriyle konuşmaya başladı:
- E! , Bir işaret nereye?
- Orman Fox bor, - Rus söyledi.
- Sizin nashalnik - Hamit ona parmağını işaret ederek tekrar sordu.
- Forester - diye cevap verdi,
- Ah, nashalnik, koruma. Zhaksy!
Bir şekilde konuştuktan sonra, birlikte gidelim. Bu, aynı yönde hareket eden olduğu ortaya çıktı. Forester en fazla otuz yaşındaydı. Siyah bir palto giymiş büyük, geniş koplechy, kalın tabanı ile çizmeler ayakkabılı, o tanıdık, bir şey bir at üzerinde oturan, Kazakça altını çizdi. İnce prutsheom yerine oturtmadan atın kıç okşadı.
"Bu çok Rus Kazak gibi görünüyor" Hamit düşündüm.
Biniciler zaman uzak whiling huzurlu bir konuşma, kelime alışverişi, yavaş yavaş ilerliyorlardı. Eyer yan eyer yana sürme. Kadar yakın, kadar göz olarak, hiçbir insan yerleşimi yoktu. Hamit titizlikle ormanları, çayır ve ravines bellek tutmaya çalışıyorum, tamamen yerleri ezberlemek, çevre alışık var.
O kavak Herhangi-yayınlanmış morumsu-kırmızı yaprakları için ileri gitti fark etmedi. Ve aniden, atını ona shied. Hamit aniden döndü. Bir el atını, ona yönelik diğer pırıl pırıl tabanca ormancı vesilesiyle kavradı. Hamit ne yapacağını bilmeden, şaşkın, şaşırmış.
- Oh, bu INTO? Nashalnik - O ağladı.
Biz hiçbir silah Hamit, o, onun yoldaşları sol Chiili gitti. Gözlerini varil tabanca, çarpılmış yüz şiddetli öfke ve kötü, yılan gözleri ormancı önce görünce dondu.
- Attan alın! Hızlı, ateş! Saf Kazak üzerinde ormancı ağladı.
Tüm düşünceleri, varsayımlar binlerce başkanı Hamit süpürüldü.
- Çekil - ormancı tekrar.
"Bandit? Soyguncu? O dalype ne yapacak? "Hamit-endişeli düşünce, onun atından inecek.
Forester yan atını birkaç adım attı ve durdu.
- Soyun - O bir tabanca düşürmeden Hamit çağırdı.
Sarma, Hamit, üst Armyakov aldı ceketini çıkardı ve bir beshmet kaldı
- Tüm, tüm ateş - hala Hamit hedefliyor, ormancı Sıralı - beshmet ve çizmeler çok!
Hamit yavaş yavaş yere battı ve tembellik-Vym hareketleri ağır Kazak çizme çekmeye başladı. Başka bir attı bir çizme, çıkardı ... Daha sonra, gibi yavaşça malakhai kaldırılır ve onu yere attı. Ve bir başka düşünce hızla başını sardı: "Hay Allah, ben öldüm! Benim at sevdim basit bir at hırsızı, bu yüzden neden bırakır ve daha ve giyim gerektirir olmasaydı? Bana çıplak, o kan lekeli değil temiz elbiselerimi, almak istiyor. Bu kesinlikle kurban ateş onlardan biri, önceden onu elimden bir sertleştirilmiş katil olduğunu. Oh, guguk! Bana bilerek veya yanlışlıkla bir araya geldi takip acaba? Ben çam devirdiğini görmezden gibi! O silah olmadan gitmek ve hatta bir konuşma meşgul zorunda kaldı. Böyle bir şeytan Güven ... Ama o bir çete değil, o biridir. Ve ben de benim! Doğru, o bir tabanca vardı. Ama bir korkak tavşan daha bir aslan ölmek daha iyidir! ".
Onun çizme atma, o kalktı ve hareket beshmet düğmeleri geri almayı, haydut gitti. Bandit Hamit kenara dönüm ve bir tabanca düşürmeden, at üzerinde oturdu. Hamit tunik ve gangster giysi uzanan gibi davranarak, çıkardı ve ona daha yakın çıktı. Barefoot, bir gömlek üzerinde bir yelek, o çelik kasları zorlayarak, oturdu ve leopar düşmana fırladı.
Bir atış çarptı.
"Kapalı" - düşünmek ve onun tabancasını varil başına inatla uhva-tilsya Hamit zamanı. Thug atıldı, ama nafile: iki eliyle silah köklü eğer Hamit çekmeye çalışan, ona onu çekti. Defans, o dizginleri gidelim zorunda ve yere düştü. Kolu revolver Hamit varil bakıyordu düşman güçlü kol kaldı. İlk atış onun için ölümcül olabilir. Ama katil parmağını halka çekme içinde gerilimi dondu ateş olabilir. Çekmek için, bu tetik bir parmak ulaşmak gerekir ve bunun için kasları dinlenmek için gereklidir. Ama sonra bir an için varil gidelim asla Hamit, elinde revolver düşmanın elinden silah kapmak için çalışırken, iki yana döndü.
Atlar insanlara bakarak bir an ürküyor vskhrapnuv,, ama sonra, duygu özgürlük, çim koparma, dolaştım. Yoğun orman değil bir yaşam ruh etrafında değildi, sessiz kaldı.
Gözleri kan-shimisya doldurma ve iki öfkeli kaplan gibi iki düşman silah için savaştı. Her ikisi de bugün ölmek olurdu anlaşılmaktadır, ve herkes hayatta kalmak istedim. Onlar şiddetle iki eliyle tabanca sıkıca zincirleme, çizilmeye, ısırma, birbirlerine yendi.
Yapmacık, Hamit oturdu ve onun omuzlarında düşman kaldırdı ve onu yere attı. Ama onun tabancasını izin ve dirsek Hamit içine dişlerini battı yoktu. Hamit, yanağına vurdum elini geri çekti, ve, baş katil earflaps açgözlü, uzak otshvyr-sıfır.
Bandit, Hamit ile ayağa inleme ona sarıldı. Güç toplama, güçlü onu kaldırdı ve şiddetle yere atılmış sanki o, sağ, sola salladı. Hamit geri vurdu, ama sonra ustalıkla düşman üst olmak imkanı vererek, ayağa tırmandı.
Onlar ölümlü mücadele bir takas savaştı.
Çürük ve kanlı, çim düştü ve sonra yukarı yara bere ve çürük var.
Giyim onları uzun şeritler asılı, parçalara ayrıldı.
Kaba çocuk kuvvetli kol ve elinde kürek gibi geniş bir canavar gibi dev katil yanında ortaya çıktı. O bir at dişleri gibi sarı, büyük beden Hamit, nibbled. Bir pelerin giymiş, o ısırıkları korunmuştur.
Gücünü toplayarak, Hamit yine kendisi tarafından düşman ezilmiş ve serbest el ile onu boğmaya başladı. Bandit, çıkardı büyük bir hayvan gibi, yere başladı, tekrar tekrar karşısında Hamit baş vurdu. Hamit daha sonra düşmanın kulağına dişlerini battı ve bir tazı gibi gözyaşı başladı, kurt yakaladı. Bandit hırıltı ve avlanan hayvan gibi kükreyen, onu altında koştu, ve zaman, Hamit gözleri üzerine dirsek vurdu. Hamit kapalı ısırılan bir kulak ağzından parça tükürmek, haydut yüksek sesle inledi ve istemsiz başını yakaladı. Vrazhes-kai el zayıflamış ve Hamit, bu algılama, hemen tabancasını çekti ve bir kenara attı.
Şimdi iki elinizle ve mücadele tutmak için yeni bir güç birbirine yakaladı. Revolver birkaç adım yatıyordu, ve düşman tüm çabaları kırmak için ve ilk silah çalıştırmak için tasarlanmıştır. Kana susamış, onlar şehir mezbaha için meşaleler gibiydi. Hamit onun dayanıklılık, katil dayanıyordu - etkisi sayesinde.
Kenara kanlı mücadelenin barışçıl otlayan atlar. Kapakları eşkıya - diğer Hamit giysi yatan bir noktada. Biraz daha, bir tabanca yatıyordu. Ve çevresinde bir ruh - Hamit ne de kötü yardımına geldiğini iyi değil, eşkıya yardımcı olacaktır. Sessiz sessiz, ıssız orman, sessiz mavi gökyüzü ...
Çeviklik - Hamit onun son kozu kullanmaya karar verdi. O saldırı çalışıyor ve böylece güç biriken değil, uzun bir süre savundu. Ve aniden düşmanın bacakları ele geçirmek, o, onun son gücümü toplayarak onu kaldırdı ve çaba-negatif pislik yere attı. Eller silahlı, bozuldu ayrıldı ve Hamit hemen tabancasını koştu. Kaçak zhigitovke tabanca aldı ve üzerinde koşarken, silahlı kalkıp, ondan sonra Hamit çalıştırabilir hatırlayarak, çalışma durdurma değil. Etrafında dönen, o kollarını attı ve çok garip bir pozisyonda düşman gördüm: çömelmiş silahlı ceketinin içine elini koydu, küçük bir tabanca çıkardı ve hızlı bir şekilde yüklendi. Hamit amacı elleri yorgunluk titreyen, ama haydut ilk ateş.
Hamit başladı, onun omuz sıcak bız dürttü ona gibiydi. O, tetiği çekti vystrlil ve cevapsız. Kısa mesafede Browning hit, Hamit kaçtı hatırlayarak, bir huş ağacının gövde arkasına saklandı ve dikkatle amacı başladı. Bandit cesurca onları karşılamak için ayağa kalktı, ama Hamit vurdu ve yere düştü.
Hamit mermi sayılır - dört vardı.
O düşman, sağ salim, atlar atını koştu gördüm. Silah dayanmaz sonra Hamit, bir mesafede otlatma olduğu, ona koştu. O anda o, bir at arkasında duyduk döndü ve silahlı korkusuzca düz ona at sürüş gördüm. Hamit tabanca kaldırdı ve kesin, yakın mesafeden ateş düşmanın yaklaşım için bekledi. Bandit aniden döndü ve kalın ormanda kayboldu.
Hamit, atını yakaladı o haydut görünce giyinmiş kürk şapka yatıyordu, onu aldı ve onun koynunda koydu.
Geç öğleden sonra oldu. Bu soğuk oldu. Batan güneşin kızıl üstleri der evev boyalı. Ormanda ölü bir sessizlik oldu. Bütün gün savaş düşmanları orman arazisi ama mavi gökyüzü sadece gördüm ...
Genellikle etrafa ve dinleme, sigorta için bir tabanca koymak, Hamit hızlı bir tırıs de atını yol açtı. Beş ya da altı verst içinde aulsovet Borlykulskoy bucak olmak biliyordu.
O, sürüş bir kavga sonrasında serinlemek ve açıklamalar, bu ünlü eşkıya Coudray başkası olduğunu düşünüyordum. Güçlü bir adam, uzun boylu, geniş omuzlu ... Hamit bir kez onu tanımadı çünkü Politbüro bu köpek herhangi bir resim vardı bu.
"Ben aptal yaptın - o razdosa-Dov düşündüm - bir hata yaptım!"
- Üzgünüm - O yüksek sesle -. Üzgünüm!
Koyu kahverengi at snorting ve bir neden soran, koştu. Hamit onun yele onun kanlı ellerini sildi.
Size "yazıklar olsun! Bir eşkıya yenilgi olamazdı, ben, böyle güçlü bir adamım! .. "
Bu acı çizik ve yumruklarını ısırıldı sıkılmış ve hayal kırıklığı içinde dişlerini gıcırdattı edilir. Bu noktada, sadece kurt yetiştirilen bir düello kazandı, altın kartal gibiydi ...
Hamit Hazhimukana, step savaşçı, dünyanın dört bir yanından güreşçiler kazanmak hatırladı.
"Martinov, Poddubnyi, GaneTaban, Kazbek dağ - Hamit sporcular hatırlayarak düşündüm -. Hazhimukan güçlü!"
Etrafında bakarak, o bağırdı, zafer bağırdı:
- Ee-hey! Hazhimukan! Zafer bizimdir!
[1] Kazaklarda insanın soyadı ve baba adı az kullanılıyordu. Sadece adlar önemli idi.
[2] Halk oyunları. ‘Oramal tastamak’, başörtü atmak demektir. Oyuna katılan yüzüğü ağzında tutar ve başörtü beğendiği birine (erkek kıza, kız erkeğe) atar. Başörtü atılmış biri yüzüğü ağzına alır ve kendisi beğendiği insana atması gerek.
‘Bugibay’, oynayanlar daire oluşturup, birbirlerini elinden tutarak şarkı söylüyorlar. İki başkan yiğit ve kızı merkeze alıyor (genelde aşık olanları ya da bunda sanılan) ve onlara herhangi bir esprili görev ya da şarkı söyleme, göbek atma görevini veriyor.
‘Mırşim’, oynayanlardan biri yüzüğü ağzında saklar. Başkan körlemeden birinden ‘mırşim’ sözünü telaffuz etmeyi talep ediyor. Yüzüğü saklayan biri bu sözü tıkır tıkır ve dığdığı olmadan söylemelidir. Aldanmış başkan herhangi bir görev yapmalı ve yüzüğü aramalıdır.
[3] Uıklar, çadırın karkasını oluşturan eğri ahşap sırıklardır. Şanırak, çadırın ahşap tavan halkasıdır.
[4] Aksarıbas, geleneğe göre özel durumlarda kurban edilen ak sarı başlı koyun. Bozkaska, açık renkli kel koyundur.
[5] Küy, Kazak milli enstrümantal piyesitir.
[6] Bukeyhanov Anayasal Demokrasi Partisinin üyesi idi.
[7] Ahon, hazrete eşit olan din unvanıdır. Ahon bilimsel dereceye sahip.
[8] Asıl nüshada parantez içindeki soyadı gösterilmedi.
[9] Soy ve sınıfa bölünmeden bütün Kazaklar
[10] İki nedenle güldüler: ka ile köpekler sesleniyor. Üstelik, Samatov’un Rus karısı köpeğine Muhtarka diye ad koydu. Bunun hakkında katılanların çoğu biliyordu.
[11] Belge ve materyalların derlemesi. Kazakistan Devlet Yayınevi. Alma-Ata, 157, sayfa 158-160.
[12] ‘Aykap’, Kendi zamanında ‘Kazak’ gazetesine karşı çıkan ilerici bir dergi. Onun yazı işleri müdürü gazeteci ve şair Muhametcan Seralin (1872-1929) idi. Dergi 1911-1915 yy. Troitsk’te çıkıyordu.
[13] Aytıs - iki ozan veya iki grubun arasında şiirtüründe irticalen yapılan söz yarışı
[14] Sart – eskide Kazaklar tüccarlara, özellikle Özbeklere diyordu.
[15] Onun adı Muhametkali. Yazar yanlışlık yapmış
[16] Kazak adetine göre Kazaklar kendi köyünde, çadırında düşmanları göstermez.
[17] Mami auıg, çevirilmez küfürdür. Seyfullin böyle durumlarda küfürlemeye sıkılmıyordu, ancak asıl nüshada öfkesini mami sözü ile yansıttı
[18] Abzi – ağabey (Tatarça).
[19] ‘Genç vatandaş’
[20] ‘Birlik Bayrağı’
[21] ‘Şiar’
[22] ‘Düzünler’
[23] Kumalak – fal için 41 tanelik küçük taşlar, çekirdekler vs.
[24] Kumay – masal süratli köpek. Ondan kimse kaçamıyormuş. Bu köpek, yaban kazın zağar ile melezlenmesinden doğan köpektir.
[25] Barımta – silahlı soygunculuk, malın kaçırılması.
[26] Kırk günlük zaman – yazın 10 Temmuzdan 20 Ağustosa kadar süren en sıcak dönemi.
[27] Baken – küçüklerin büyüklere şefkatli hitabı. İsimin birinci hecesine ‘eke’ (ağa) eklenir. Burada Bayseit – Ba-ken.
[28] Vahtça Ukmetov – geçici hükümet.
[29] Ulkenbek Sabitov – Bolşeviklerin Sovyetleri.
[30] Dnçge – Uzak Doğuda beyaz muhafızlara karşı Kızıl Orduda savaşan Dinmuhammet Adilev.
[31] Yazar Adlev, Galim Aubakirov ve diğer yoldaşları ima ediyor.
[32] ‘Han jaksı ma?’ – ‘Han iyi mi?’ – milli Kazak oyunu. Burada ‘Han iyi’ diye cevapla memnun olan zalim hanın bencil ve aptal olması vurgulanıyor.
[33] Otagasy - ocağın sahibi, saygın bir adam.
[34] Tulpar - kanatlı bir masal at.
[35] Baba tarafından dedesi Saken olan Mustafa'nın kızı, dedem Seifullin çiçeği kardeşi, - en Seifullina göre, bu adam Habiba oğludur. - Özel, Kazak Habiba oğlu göre. büyük halası Saken - Gien olduğunu. Bu Hamit Abauovich Tokin, eğitim tarafından bir avukat oldu
[36] İşte bir hata aslında yukarıda da belirtildiği gibi on sekiz gün, yani var 5 ila 23 yanvyarya için.
[37] (Kut) Satın - deve ya da koyun yapağı ile kaplı Gerçek giyim (yay yün).
[38] Yeni Nicholas - şimdi Novosibirsk.
[39] "Biz" çeviri Skvortsov içinde - şiir S.Seifullin "B13" Kimden.
[40] Bizim Sovdep Jankowski bir ölen üyesinin adaşı.
[41] Bu arka çalışmalarına genç Kazakların seferberlik kralın kararı olduğunu.
[42] İşte makalenin yazarı geçmişte Kalmuklar işgali ima gibi görünüyor.Beyaz Kalmyk altında Rus Bolşevikleri anlamına gelir.
[43] Nagashi- annesinin üzerine kuzeni; nagashi-ata- anne tarafından dedesi, nagashi-sesa- anneanne ve benzeri
[44] Aydabol ve Karjas- cinsi Suyundikov çıkan iki farklı çeşit. Burada Seyfullin kasıtlı Omsk basit bir işçi yakın, Duysembi kılığında karıştırır
[45] Zheng - kendini daha eski bir kadına kibar başvuru.
[46] Apyrym-ai - sürpriz ifade ünlem.
[47] Oreken- üst düzey Orynbaev karşı nazik referans.
[48] Kebezhe - ürünler için göğüs.
[49] Abdra - şeyler için göğüs.
[50] Sube- sirloin ram.
[51] Zhanbas - Bir koyun kalça kısmı, onur konuğu lanse. Sırat Köprüsü. Müslüman inancına göre, ahirette ölen köprü-ince bir iğne çapraz. , O cennete gidecek ve kim yanlış giderse olacak - cehenneme: kim. Bu nedenle, Müslümanlar kurban şeytanca hayvanlar, daha kolay cennette köprü Sırat geçmeye yapmak için onlara sürme.