Әдебиеттi ешкiм мақтаныш үшiн жазбайды, ол мiнезден туады, ұлтының қажетiн өтейдi сөйтiп...
Ахмет Байтұрсынұлы
Басты бет
Арнайы жобалар
Аударма
Marjan ERŞU: "Taş ve kaplumbağa"

24.02.2016 2283

Marjan ERŞU: "Taş ve kaplumbağa"

Негізгі тіл: Taş ve kaplumbağa

Бастапқы авторы: Marjan ERŞU

Аударма авторы: Gülnur KORKUT

Дата: 24.02.2016





Тас пен тасбақа1.jpg

 

Bir varmış bir yokmuş, ama çok eskiden kaplumbağalar kabilesi yaşıyormuş. Kaplumbağaların kendilerine özerk gelenekleri, düzeni olmuş. Bir gün bir kaplumbağa akrabalarına küsmüş ve almış başını çok uzaklara gitmiş. “Zayıflayınca, tek başına sıkılınca geri döner” diyerek kabiledekiler onu pek aramamışlar. Vicdan azabını çeken kaplumbağa kapkara taşlara gelir ve,


-“Hey, taşlar, taşlar, bana sığınak olun” der, yalvararak.


Taşlar sözünü dinleyerek yanlarından yer ayırırlar. Birkaç yıl taşlarla yaşayan kaplumbağa hareketsiz taşlardan sıkılır, kabilesini hayal edip, özler…


Günler geçer. Yavaş yavaş öfkesi geçer, yüzünü sevinç ışığı aydınlatır, içini neşe dolu bir özlem duygusu sarar. “Şimdi kabileme döneyim” diyerek yerinden hareket etmek ister, fakat taşlar onu bırakmazlar. Taş kalıplı taşlarla birleşerek, taşa dönüşüyormuş. Kaplumbağa tüm gücünü toplar, öne doğru atar kendisini, fakat bağlanmış gibi yerinden hareket edemez. O gene öne doğru çabalar. Eskisi gibi… Değişiklik yok. Tekrar dener. Dın-dın diyerek müzik sesi gelir. O eli kolunu bağlayan kara taşlara öfkeyle bakar. Çaresizliğine üzülür. Taşlar ön ayağını ezmişler. Kaplumbağa kendi yaşam şeklinin taşlardan farklı olduğunu şimdi anlamıştı.


- Hey, kara taşlar! Sizde kalp yok, ciğer yok, kan yok. Sizler çok soğuksunuz! Benim damarlarım, nefesim kesiliyor. Acıyın bana, diyerek iki gözü iki çeşme olur.


Taşlar dediklerini duymaz ve cevap da vermez. Çaresiz kalan kaplumbağa tüm gücünü toplar,


- Ben hem ağlayabilirim hem gülebilirim. Onun için ben güçlüyüm! – diyerek bağırır. O zaman sinirlenen taşlar kaplumbağanın üstüne düşer, kaplumbağa da taşa dönüşür…

Көп оқылғандар